Nizamı Alem Hak ve Adalet Platformu Başkanı İrfan Olucak´dan şok iddia.. Olucak, Başsavcı Yalçınkaya´nın atamasının, Yargıtay Kanunu´nun 30. Maddesine aykırı, kanunsuz ve antidemokratik olarak yapıldığı gerekçesiyle, Başsavcı´nın azli ve CHP ile ilgili tavır ve kararlarından dolayı hakkında idari ve adli yasal işlem yapılması ihbar ve talebiyle Cumhurbaşkanlığı´na suç duyurusunda bulundu.
Yargıtay Başsavcılığı işgal altında: Cumhurbaşkanına suç duyurusu
Nizamı Alem Hak ve Adalet Platformu Başkanı İrfan Olucak´dan şok iddia.. Olucak, Başsavcı Yalçınkaya´nın atamasının, Yargıtay Kanunu´nun 30. Maddesine aykırı, kanunsuz ve antidemokratik olarak yapıldığı gerekçesiyle, Başsavcı´nın azli ve CHP ile ilgili tavır ve kararlarından dolayı hakkında idari ve adli yasal işlem yapılması ihbar ve talebiyle Cumhurbaşkanlığı´na suç duyurusunda bulundu.
Nizamı Alem Hak ve Adalet Platformu Başkanı İrfan Olucak, Başsavcı Yalçınkaya´nın atamasının, Yargıtay Kanunu´nun 30. Maddesine aykırı kanunsuz ve antidemokratik olarak yapıldığı gerekçesiyle, Başsavcı´nın azli ve CHP ile ilgili tavır ve kararlarından dolayı hakkında idari ve adli yasal işlem yapılması ihbar ve talebiyle Cumhurbaşkanlığı´na suç duyurusunda bulundu. Basın açıklaması yapan başkan İrfan Olucak şu açıklamalarda bulundu:
Hukuk ve kanunlara en üst seviyede uyması ve son derece hassas olması gerekenler, Yargıtay Başsavcılığı gibi önemli bir kuruma kanun yok sayılarak ve antidemokratik davranarak, ben yaptım oldu bitti anlayışıyla atama yapmışlardır..Atamanın nasıl yapılacağı ilgili kanunda açıkça belirtildiği gibi sekiz yıl üyelik şartı olmasına rağmen, altı yıl üyeliği bulunan Yalçınkaya´nın, ideolojik, siyasi ve keyfi davranılarak, şartlarına haiz olmadığı halde başsavcılık makamına ataması yapılmıştır.Yargıtay kanunu ihlal edilerek yapılan bu atama yasal olmadığı için Yalçınkaya bu makamın işgalcisidir.Ataması kanunsuz olanın yaptığı işlemlerde yasal değildir. Bu atamayla, yürürlükte olan YK´nın 30.Maddesi hoyratça mülga, mefsuh ve müptal sayılmıştır. Seçimde, 146 oya karşılık 95 oy alan Yalçınkaya, antidemokratik ve kanunsuz olarak başsavcılık koltuğunda kasıla kösüle oturmaya devam ediyor. Derin mahfillerin ve güç odaklarının dikta ve zorbasıyla yapılan bu atamanın, Cumhurbaşkanı tarafından iptali ve Yalçınkaya´nın azli yasal bir zorunluluktur. Basına intikal eden bu hukuk katliamına, hiçbir devlet erkanının ve kurumunun müdahil olmaması, hukuk devletiyle bağdaşmayan vahim bir hatadır. Bu durum ülkemizde, hukukun üstünlüğünün değil, şer güçlerin dikta ve dayatmasının üstünlüğünün delili ve tescilidir.
Başsavcının CHP ile ilgili tavır ve kararları, hukukçu kimliğini ve tarafsızlığını tahrip ettiği gibi siyasi görüş ve ideolojisinin de alenen izharı olmuştur. CHP´ye gösterdiği özveriyle hem savcı, hem hakim rolünü oynayan ve diktatör edasıyla siyasi partileri tehdit eden Yalçınkaya´nın haleti ruhiyesinin bozuk olduğu ve kafasının karışık olduğu her halinden bellidir. Bana göre bu durumu CHP´yi dizayn etmek isteyen malum güçlerin tahakküm ve talimatından kaynaklanmaktadır. Kanunsuz atama ve işgal hususunda ve başsavcının bariz hukuki hataları hakkında Cumhurbaşkanı ve Yargıtay Başkanlığı tarafından idari ve adli soruşturma yapılıp, yapılmadığı milletimiz için müphem ve sebebi hikmeti bilinmeyen hukuki bir skandaldır. Devletimizin hukuki kariyerine, kanunların emredici gücüne ve herkesi bağlayıcı olma kudretine, telafisi mümkün olmayan mübrem zararların önlenebilmesi için, başsavcının atamasının, iptali, azledilmesi yahut istifa etmesiyle bu hassas makamın onur ve haysiyetinin korunması öncelikli ve zorunlu milli bir sorundur.
Başsavcı Yalçınkaya derin hukuki vukufiyeti olan değerli bir hukukçudur. Bildiğim kadarıyla özel hayatıyla ve mali konularla ilgili basına ve kamuoyuna yansımış herhangi bir yanlışı da olmadı . Vakur, beyefendi ve ciddi devlet adamı karizmasına da saygı duyuyorum. Fakat her ne sebepten olursa olsun, velevki derin güçlerin tehdidiyle de olsa, bulunduğu makamın manevi şahsiyetine yakışmayan tasarruflarına üzülüyorum. Hukuki kariyeri ve şahsiyetli kişiliği kanunları yok saymasına ve suç işlemesine cevaz vermez. Bizim asıl meselemiz ve mücadelemiz, hukukun ve kanunların koskoca yargıçlar tarafından hunharca katledilmesi ve adli kuruluşların adaletten yoksun olmasıdır.
CHP´ye karşı son derece tarafgir olan Başsavcı, Ak Parti kapatma davasında derin hukuki vukufiyeti bulunduğunu ve hukuk metodoloji otoritesi olduğunu büyük bir deha ile göstermiştir. Elinde hiçbir belge-bilgi ve delili olmadan, tek başına iktidar olup muktedir olamayan partiyle ilgili dava açmış, davası Anayasa Mahkemesinde kabul görmüş ve davalı parti cezalandırılmıştır. Bu hukuksuz ve delilsiz dava vesilesiyle Yalçınkaya´nın hukuki dehasını göstermesinin milletimize zararı 20 milyar dolar olmuştur. Dünya tefecisi IMF´nin kapısında dilencilik yapmış ve 28 milyar dolar için vatanını tefecinin insafsız eline terk etmiş devletin başına gelene bakın!
Marka hukukçuların harman olduğu Ak Parti´de derin hukuki mantalitesi olan bir hukukçu çıkıp da ´İsnat edilen suçların delilini istiyoruz, delilden yoksun bir davayı kabul etmiyoruz ve savunma yapmıyoruz´ diyecek hukuki performansı gösterememiştir. Malum partinin cürmü meşhud hukukçularını top yekun dize getiren Yalçınkaya´nın hukukçuluğunu takdir etmemek mümkün değildir. Medresetül-Kuzatın müderrisleri ancak bu kadar derindi! Ak Parti´nin hukukçularını, Başsavcıyı selamlamaya ve alkış tutmaya davet ediyorum. Devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olanlar, özellikle Sayın Başbakan beni hariçten gazel okuyanlarla karıştırmasın. Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan için hazırlanan uğursuz senaryoların baş aktörlüğünü yaptığı için başsavcı Vural Savaş´la mücadele eden ve Savaş´ın korkulu rüyası olan bir şahsiyetim. Başbakan´ın en gözde adamları, devleti tanımazken, merhum Özal´la memleketin mühim meselelerini müzakere ettiğimi hatırlatmak isterim. Mücadelemizi kimsenin tevil, yorum ve ithamlarına itibar etmeden sürdüreceğiz. Benim olmadığım yerde hiç kimse yoktur anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz. Zaman bendedir, mekan bana emanet anlayışıyla herkese hodri meydan diyoruz. Allah´tan korkmayanlardan, Allah´tan korkar gibi korkanların, vatan millet ve devlet hesabına yapabileceği pek fazla bir şey yoktur.
Hukukun üstünlüğü, toplumun müesseselerine hak ve adaletin hakim olmasıyla mümkün olacaktır. Devletimizin bekası, milletimizin huzur ve refahı, toplumun kurum ve kuruluşlarına, hak ve adalet şuuruna sahip kadroların hakim olmasıyla mümkündür. Türkiye´de hak ve adalet nizamının tesisi, dünyada hukukun üstünlüğünün tecellisidir. ´Türkiye´nin nizamı, dünyanın intizamıdır.´
İrfan Olucak
nizamialemhakveadaletplatformu@gmail.com
adaletplatformu.net
(04 Aralık 2010, 16:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir