Gültekin Avcı: JİTEM´in gerçek olduğuna dair bilgi ve belgeler her geçen gün artmaya devam ediyor. Genelkurmay istifini hiç bozmuyor. Bu gidişle bozmaz da. Kaç tane delil kaç tane belge koyarsanız koyun. İnkar etmeye devam edecekler. 1990´larda bu illegal yapılar tasfiye edilirken özellikle İtalya Gladio´yu özellikle yargıya taşımayı tercih etti. Doğrusu da buydu. Ama ihanetlerin ve entrikaların takibini Parlamento seviyesinde de yapmayı ihmal etmedi. Komploda adı geçen general ve bürokratlara yönelik idari tedbirler uyguladı. Biz ise sadece savcıların alacağı sonuçları bekliyoruz. Yetmez. Hedef gölge şebekelerse; yargı tespit eder cezalandırır ama tasfiye için siyaset ve bürokrasi gerekir.
Savcılar yetmez, Kontrgerillanın tasfiyesi için parlamento gerekli
Gültekin Avcı: JİTEM´in gerçek olduğuna dair bilgi ve belgeler her geçen gün artmaya devam ediyor. Genelkurmay istifini hiç bozmuyor. Bu gidişle bozmaz da. Kaç tane delil kaç tane belge koyarsanız koyun. İnkar etmeye devam edecekler. 1990´larda bu illegal yapılar tasfiye edilirken özellikle İtalya Gladio´yu özellikle yargıya taşımayı tercih etti. Doğrusu da buydu. Ama ihanetlerin ve entrikaların takibini Parlamento seviyesinde de yapmayı ihmal etmedi. Komploda adı geçen general ve bürokratlara yönelik idari tedbirler uyguladı. Biz ise sadece savcıların alacağı sonuçları bekliyoruz. Yetmez. Hedef gölge şebekelerse; yargı tespit eder cezalandırır ama tasfiye için siyaset ve bürokrasi gerekir.
JİTEM´in gerçek olduğuna dair bilgi ve belgeler her geçen gün artmaya devam ediyor. Ergenekon operasyonunda sanıklar Veli Küçük ve Ümit Oğuztan´dan JİTEM´ci ve MİT´çi Gazeteciler Dokümanı ele geçiyor. Star Gazetesi´nin haberinde; E. Binbaşı Canfer Balçık´ın, 11 Kasım 1993 tarihli ve altında imzası bulunan Jandarma İstihbarat Grup ve Timlerinin Tarihçesi başlıklı ´gizli´ ibareli yazıda JİTEM´in varlığı resmen kabul ediliyor. Ama Genelkurmay, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verdiği cevapta JİTEM yok diyor. Gizli tanıklar, JİTEM´i anlatıyor. Gizli tanık Kıskaç´ın anlattığı JİTEM işkenceleri çok net ifadeler. Ama Genelkurmay yok diyor. JİTEM kimliklerinin fotokopileri, resmi maaş bordroları basına yansıdı. Genelkurmay JİTEM yok diyor. Ergenekon sanığı E. Albay Arif Doğan, JİTEM´i ne zaman nasıl kurduğunu anlatıyor. Genelkurmay JİTEM yok diyor. JİTEM unsurları Abdülkadir Aygan ve İbrahim Babat kimlerin nasıl infaz edildiğini açıkça anlatıyorlar.Ama Genelkurmay yok diyor. Hanefi Avcı, Diyarbakır Asayiş Kolordu ve Diyarbakır Alay komutanlıkları içinde JİTEM levhaları bulunmaktaydı diyor.Susurluk Raporu, Ergenekon savcıları ve Diyarbakır özel yetkili savcıları JİTEM´i tespit edip anlatıyorlar.Genelkurmay JİTEM yok diyor.E. Org. Necati Özgen NTV´de Can Dündar´a JİTEM dediğiniz çocuklar da subay diyor, eski Batman Valisi Salih Şarman, JİTEM´le birlikte çalıştık diyor.
Genelkurmay istifini hiç bozmuyor.Bu gidişle bozmaz da.Kaç tane delil kaç tane belge koyarsanız koyun.İnkar etmeye devam edecekler.Sivillerin anlayamadığı şu: JİTEM´in veya TSK içi illegal grupların olup olmadığı konusunda;Genelkurmay´ın cevabı değil sivillerin TSK içinde kendi yapacakları araştırmayla bulacakları cevap önemlidir.Ergenekon konusunda da.Bu zamana kadar Jandarma Genel Komutanlığı´nı hangi sivil ekip veya makam denetleyebildi?Savcılar ancak askeri bürokrasi içinde geçmişten bugüne uzanan illegal yapıları ortaya koyabiliyorlar.Ya bugünü ve yarın için plan yapan illegal odakları kim izleyecek, kim tespit edecek? Siyaset ve istihbarat bürokrasisi.Şu an TSK içinde yeni filizlenen illegal odakların mevcut olup olmadığını nereden bileceğiz?TSK içinden mutlaka birinin haber vermesini mi bekleyeceğiz?Yoksa yıllardır yapıldığı gibi TSK kendi içini temizler masalına mı yatacağız?Ülke içindeki karanlık yapıları araştırırken her şeyi savcılardan beklemeyelim.
Bizim Genelkurmay 21. asır Genelkurmayı değil hala Soğuk Savaş Genelkurmayı.İlker Başbuğ´dan Işık Koşaner´e değişenin ne olduğunu tartışmadan, sivil otoritenin tüm kuvvet komutanlıklarını denetleyebilecek konuma getirilmesi gerekiyor.Karanlık yapıların üstüne üç kanaldan gidilmesi gerekir:1- Adli mekanizmanın çalıştırılması.Ergenekon´un görünen yüzünün yarısı böyle geçilebildi.2- Bürokratik inisiyatif ve tedbirlerin ortaya konması. (İstihbarat, görevden uzaklaştırma, idari soruşturmalar vs.)3- Siyasal inisiyatifin kullanılması. (Parlamento bünyesinde teşkil edilecek araştırma komisyonları, ÖKK ve Jan. G.K. arşivlerinin savcılara açılması gibi)Türkiye bu kanallardan ilkini önemli ölçüde açtı. Ama diğer iki kanal hala atıl duruyor.1990´larda bu illegal yapılar tasfiye edilirken özellikle İtalya Gladio´yu özellikle yargıya taşımayı tercih etti. Doğrusu da buydu.Ama ihanetlerin ve entrikaların takibini Parlamento seviyesinde de yapmayı ihmal etmedi.Komploda adı geçen general ve bürokratlara yönelik idari tedbirler uyguladı.1995 ve 2000 yılında İtalyan Senatosu´nca ortaya konan Gladio ve Katliamlar Raporları hala önemlidir.Belçika ve Lüksemburg, konuyu parlamento seviyesinde ciddiyetle araştırdı ve pek çok entrikayı ortaya çıkardı.Biz ise sadece savcıların alacağı sonuçları bekliyoruz.Yetmez.Hedef gölge şebekelerse; yargı tespit eder cezalandırır ama tasfiye için siyaset ve bürokrasi gerekir. ( Gültekin Avcı / Bugün)
(22 Kasım 2010, 14:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Ergenekon-Hizbullah bağlantıları
Hizbullah (Hizbulkontra) örgütüyle ilgili manşetlerimiz