İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasında dün ilginç gelişmeler yaşandı. Mahkeme Başkanı Şengün´e gelen not akılları karıştırdı. Ergenekon ana davasının tutuklu sanığı İsmail Yıldız, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´e gönderdiği bir notta, Asabiye uzmanı olan doktor bir arkadaşının kendisine ´Davaya bakan bir hakimin eşi ve çocuğunu hastanede gördüm. Onlara yardım edebilirim´ şeklinde bilgi gönderdiğini ifade etti. Ancak Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bu yardım teklifiyle ilgili olarak ´Bu bilgiler tamamen yanlış. Heyette eşi memur olan ve böyle iki çocuğunun sağlık problemi olan yok. Arkadaşınızın ismini açıklamanıza da gerek yok. Bu bilgiyi de ona ulaştırın´ diyerek tepki gösterdi. Böyle asılsız bir yardım teklifinin hangi amaçla yapıldığı ya da yanlışlıkla mı yapıldığı konusu anlaşılamadı.
Ergenekon hakimlerini karalamak için şaşkın girişim
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasında dün ilginç gelişmeler yaşandı. Mahkeme Başkanı Şengün´e gelen not akılları karıştırdı. Ergenekon ana davasının tutuklu sanığı İsmail Yıldız, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´e gönderdiği bir notta, Asabiye uzmanı olan doktor bir arkadaşının kendisine ´Davaya bakan bir hakimin eşi ve çocuğunu hastanede gördüm. Onlara yardım edebilirim´ şeklinde bilgi gönderdiğini ifade etti. Ancak Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bu yardım teklifiyle ilgili olarak ´Bu bilgiler tamamen yanlış. Heyette eşi memur olan ve böyle iki çocuğunun sağlık problemi olan yok. Arkadaşınızın ismini açıklamanıza da gerek yok. Bu bilgiyi de ona ulaştırın´ diyerek tepki gösterdi. Böyle asılsız bir yardım teklifinin hangi amaçla yapıldığı ya da yanlışlıkla mı yapıldığı konusu anlaşılamadı.
Birinci ´Ergenekon´ davasının 164. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 18 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Fikri Karadağ, Hayrettin Ertekin ile davanın 162. duruşmasında Perinçek´e fiili saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 5 duruşmaya katılmama cezası verilen tutuklu sanık Osman Yıldırım gelmedi. Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk ise duruşmada hazır bulundu. Davanın bugünkü duruşmasında dinlenilmesi beklenen tanık Fikri Cora´nın gelmemesi üzerine sanıkların taleplerinin alınmasına geçildi.
Sanık ve avukatların taleplerini sunmalarının ardından İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, bu taleplere ilişkin görüşü ile mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı Pekgüzel, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün Aralık ayında uygulanacak olan ve tutuklu bulunan kişilere elektronik Kelepçe takılmasına ilişkin yasadan muaf tutulmasını içeren talebinin karara bağlanmasına yer olmadığını söyledi. Tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz´in, sanıklar Muzaffer Tekin ile Ergun Poyraz´ın avukatlığını yapmasının yasaklanmasına ilişkin mahkeme tarafından önceki celselerde verilen ara kararından dönülmesini talep ettiğini hatırlatan Savcı Pekgüzel, mahkemenin bu verdiği bu kararda bir isabetsizlik olmadığını belirterek talebin reddini istedi.
Oktay Yıldırım kızdı
Savcı Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş´ın, Ergenekon soruşturmasının başlamasına neden olan ve Ümraniye´de ele geçirilen el bombalarının nasıl tasarruf sahibi olduğunun iddia makamınca açıklanması talebiyle ilgili olarak da açıklama yaptı. Demirtaş´ın evde tasarruf sahibi bulunduğu kanaatine tüm dava dosyası kapsamından varıldığını belirten Pekgüzel, Özellikle kendisinin avukatı eşliğinde verdiği emniyet ifadesindeki ´Bu evin kiraya verilmesi işleriyle ilgili genel olarak ben uğraşmaktayım.´ şeklindeki ifadesi, şu anda kabul etmese de yine aynı ifadesinde kendisine sorulan ´12 Haziran 2007 tarihinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığına yapılan bir telefon ihbarı ile ilgili olarak yakalandığınız ve yakalanmanıza konu olan 27 adet el bombasını yakalandığınız esnada askerlik yaptığınız dönemde komutanınız olan Astsubay Oktay Yıldırım´ın (Dava sanığı) bıraktığını beyan ettiğiniz ve bu beyanınıza istinaden Oktay Yıldırım isimli şahıs da yakalanmıştır. Neden bu şekilde bir beyanda bulundunuz? sorusuna verdiği Ben bu soruya susma hakkımı kullanacağım. şeklindeki cevabının da bu kanaate varmalarına neden olduğunun kendisine izah edilmesini talep etti. Savcı Pekgüzel´in bu açıklamasının ardından tutuklu sanıklar arasında bulunan Oktay Yıldırım, Pekgüzel´in bu sözlerine ayağa kalkarak tepki gösterdi. Yıldırım´ın, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile konuşarak bu açıklamaya itiraz ettiği gözlendi.
Savcı, Tekin´den çıkan Lobi belgesine dair bilgi verdi
Savcı Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin´in, kendisi hakkında Ergenekon örgütü ile ilişkilendirilen tek delil olduğunu ileri sürdüğü ´Ergenekon Lobi Belgesi´nin, hangi belgeye dayanılarak kendi bilgisayarından çıktığının kendisine izah edilmesine ilişkin talebi için de bir açıklama yaptı. Bu belge ile ilgili konunun dava dosyasının 3. klasöründe 462-522 sayfaları arasında yer alan Muzaffer Tekin´den çıkan dijital malzemelerin inceleme tutanaklarında yer verildiğini kaydeden Pekgüzel, bu bölümde Tekin´in bilgisayarının silinmiş kısmında Lobi isimli belgenin bir kısmının bulunduğunun ifade edildiğinin de sanık Tekin´e izah edilmesini istedi.
Sanığın hakimleri karalama amaçlı teklifine hakimden tepki
Savcı Pekgüzel´in mütalaasını sunmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ara karar gereği bazı kurum ve kuruluşlara yazılan yazılarla ilgili olarak mahkemeye ulaşan cevabi yazıları okumak için hazırlanırken ilginç bir olay gerçekleşti. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanıklar tarafından kendisine gönderilen bir not ile ilgili olarak sanık İsmail Sesar´a bir dizi soru yöneltti. Başkan Şengün, notta davaya bakan hakimlerden birinin memur olan eşi ile iki çocuğunu hastanede gören bir doktorun, hastalıkları konusunda istenirse yardım edebileceğinin anlatıldığını belirterek bu konuda Yıldız´dan bir açıklama yapmasını istedi. Bu konu hakkında bilgiyi veren kişinin İsmail Yıldız olduğu ve notu gönderen kişi ile mahkeme heyeti arasında elçilik yaptığı anlaşıldı. Yıldız, bir süre öncesine kadar Amerika´da doktorluk yapan bu arkadaşının, şimdilerde Türkiye´de bir muayenehanesinin bulunduğunu, yardım teklifini de bu arkadaşının yaptığını söyledi. Yıldız doktor olan arkadaşının, bu aşamada ismini vermek istemediğini ifade ederken konunun muhatabının heyette bulunan hakimlerden hangisi olduğu konusunda bir açıklama yapılmadı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün, Arkadaşınızın branşı nedir? Hangi konuda yardım edebilirmiş? şeklindeki sorusu üzerine Yıldız, Sanıyorum uzmanlık alanı Asabiye diye konuştu. Başkan Şengün, bu yardım teklifiyle ilgili olarak Bu bilgiler tamamen yanlış. Heyette eşi memur olan ve böyle iki çocuğunun sağlık problemi olan yok. Arkadaşınızın ismini açıklamanıza da gerek yok. Bu bilgiyi de ona ulaştırın dedi. Böyle asılsız bir yardım teklifinin hangi amaçla yapıldığı ya da yanlışlıkla mı yapıldığı konusu anlaşılamazken Başkan Şengün, mankemeye ulaşan cevabi yazıları okuma başladı.
Emniyet, TİT için KKTC emniyetinden bilgi istemiş
Türk İntikam Tugayı (TİT) ile ilgili bilgisi Emniyet Genel Müdürlüğünce mahkemeye cevabi yazı gönderildiğini belirten Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, yazıda konuyla ilgili olarak KKTC emniyetinden cevap gelmediğinin bildirildiğini açıkladı. Şengün, sanık Alparslan Arslan´da çıktığı belirtilen emniyet araç tanıtım kartıyla ilgili olarak da Emniyet Genel Müdürlüğünden cevabi yazıda kartın hakiki örneği olmadığından gerekli incelemenin yapılmadığının bildirildiğini söyledi.
Danıştay saldırganı Arslan saldırı günü için Elazığ uçağına yer ayırtmış
Türk Hava Yolları´ndan mahkemeye gelen cevabi yazıda ise Danıştay saldırısı davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan´ın 17 Mayıs 2006 tarihinde İstanbul Elazığ uçağına rezervasyon yaptırdığının belirtildiğini açıklayan Şengün, ancak bu rezervasyonun 15 Mayıs 2006 tarihinde opsiyon süresinin dolması nedeniyle iptal edildiğinin belirtildiğini kaydetti.
Mahkeme başkanı 14 sanık için tahliye istedi
Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti tarafından verilen karar, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından okundu. Tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiği belirtilen kararda uzun süredir bazı sanıkların tahliyeleri yönünde karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün yine Muhalefet Şerhi bulunuyor. Şengün kararda, tutuklu sanıklardan 14´ünün çeşitli gerekçelerle tahliye edilmeleri gerektiğini ve oy çokluğuyla alınan karara uymadığını belirtti. Şengün´ün tahliyelerini istemediği 8 tutuklu sanık arasında Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yıldırım da bulunuyor. Sanıklar ile avukatları tarafından yapılan diğer taleplerin, celse arasında değerlendirilmesi kararlaştırılırken duruşma 2 Aralık 2010 tarihine ertelendi. ( Yenişafak)
VELİ KÜÇÜK´TEN MAHKEMEYE AĞIR İTHAMLAR
Veli Küçük: Yargılanırken burada hiçbir gün ´hastayım´ diye gitmedim
Birinci ´Ergenekon´ davasının dünkü 164. duruşmasında tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, ´Yargılanırken burada hiçbir gün ´hastayım´ diye gitmedim, gitmeyeceğim de´ dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen duruşmada söz alan Küçük, yaklaşık 2 yıldır yargılandıklarını belirterek, yargılanma sürecinde çok aksaklık ve yanlışlıkla karşılaştıklarını savundu. Bu yanlışlıklardan geri dönülemeyeceğini ifade eden Küçük, mahkeme heyetine yönelik ´Ancak sizi de anlıyorum. Burada oturulması gereken en son yer, sizin şu anda bulunduğunuz yerdir´ dedi.
Burada yargılananlar olarak 1000 günü geçirdiklerini ifade eden Küçük, ´Neyle suçlandığımı bilmeden, olmayan adaletin tecellisini bekliyorum. Burada yargılananların 1000 günde aile yapıları ve sağlıklarında benim de dahil olmak üzere değişiklikler oldu. Ancak yargılanırken burada hiçbir gün ´hastayım´ diye gitmedim, gitmeyeceğim de´ dedi.
Yargılanmanın 1000. gününde Türkiye´de çok şeyin değiştiğini belirten Küçük, bu süre içinde PKK´nın şehir yapılanması olan KCK´nın faaliyetlerine başladığını, Anayasa´nın değiştirilemez ilk 3 maddesinin değiştirilmeye çalışıldığını öne sürdü.
´Adalet Bakanı Sadullah Ergin´in 3 yılı dolan tutukluların elektronik kelepçe takılarak tahliye edilebileceğini ilişkin bir çalışma olduğunu ve yasanın Aralık ayında yürürlüğe girebileceği´ şeklinde açıklamalarının olduğunu ifade eden Küçük, şunları kaydetti:
´Türk ordusu içinde 35 yıl onuruyla hizmet etmiş emekli bir general olarak, böyle bir uygulamanın şahsıma ve Türk ordusuna yapılmış bir hakaret olarak kabul ediyorum. Ordunun emekli bir generalinin ayağına pranga takma zevkini emperyalistlere tatma zevkini vermeyeceğim. Veli Küçük olarak ölene kadar cezaevinde kalsam dahi pranga takmalarına izin vermeyeceğim. Emekli olmuş olsam bile hangi eylemleri yapmış olsam bile mahkemeden talebim Aralık ayında uygulanacak kanundan yararlanmamam. Ben bunu talep ediyorum.´
PERİNÇEK´İN SÖZLERİ
Tutuklu sanık İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek de iddianamede terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelere yer verildiğini anımsatarak, daha önce Öcalan ile sık sık görüştüğüne ilişkin bir gazetede yayımlanmış haberi mahkeme heyetine gösterdi.
Öcalan ile sık görüştüğünü inkar etmediğini, hatta bu görüşmeleri hem haber, hem de kitaplaştırdığını belirten Perinçek, ´Bu görüşmelerin amacı ne? 1988 Martında ´Pentagon´un PKK senaryosu´ diye bir yazı yayımlamıştık. Orgeneral Necdet Üruğ´un evinde Orgeneral Necdet Öztorun´un da bulunduğu sırada yaptıkları ve teybe kaydedilen bir açıklamayı yazdık´ şeklinde konuştu.
Perinçek, Öcalan ile yaptığı görüşmenin içeriği ve yazdığı kitabı da mahkeme heyetine göstererek ´İşte görüşme böyle yapılır. Görüşmeleri fotoğraflarıyla yayımladım. PKK o zaman Sevrci değildi. Suriye denetiminde hep Sevr´e karşıydı ama son zamanlarda ortaya çıkan görüşmelerden sonra Sevr´ci oldular´ dedi.
Perinçek, Öcalan ile ´Büyük Kürdistan Projesi´ne karşı ABD, AB ve İsrail´e alet olmamasının mücadelesini verdiğini ifade etti.
Avrupa Parlamentosu´nda 10 Temmuz 1991 tarihinde bir konuşma yaptığını hatırlatan Perinçek, konuşmasında ´(Bize karışmayın. Biz kendi meselemizi çözeriz) dedi. Türkiye´de ne dediysem, Öcalan´la yaptığım görüşmede ne dediysem, orada da onu söyledim. AB´nin, ABD´nin karışmaması gerektiğini söyledim´ dedi.
´Orhan Pamuk olmayı o zaman kabul etmediğini´ belirten Perinçek, kabul etmesi durumunda ´Altın Tüy´ ödülünü alacağını ve bu ödülün ´Nobel Barış Ödülü´nden çok daha önemli bir ödül olduğunu söyledi.
Son günlerde ana dilde eğitim ve ana dilde savunma konularının gündeme geldiğini anlatan Perinçek, Öcalan´ın görüşmeleri sırasında ´Rüyamı bile Türkçe görüyorum. Ne Kürtçesi? Kürtçe, eğitim dili olmasın´ dediğini aktardı.
Mahkemenin haklarında vereceği kararın bir öneminin olmayacağını, bunun tarihte yer almayacağını dile getiren Perinçek, ´Sizin mahkemeniz bu süreçte ne yapacak? Tarih şunu yazacak; ´O kukla devletinin kurulmasında böyle bir mahkeme vardı.´ Ancak ben sizden umudumu hala kesmedim. Bu kararı hala verebilirsiniz´ dedi.
MUZAFFER TEKİN
Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin de Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının Ataşehir´de kendisi ve Veli Küçük´ün de katıldığı bir toplantı sırasında tutuklu sanıklar Alparslan Arslan ile Osman Yıldırım´a verdiği şeklindeki iddialar üzerine geçen günlerde Osman Yıldırım´a olay yerinde keşif yaptırıldığını hatırlattı.
Keşfin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını ileri süren Tekin, bu keşfin amacının sadece tertibe basın desteğinin sağlanması olduğunu öne sürdü.
´O evde Savcı Nihat Taşkın mı vardı? Bombaları Osman Yıldırım´a Nihat Taşkın mı verdi de kendini kurtarmak için olayı benim üzerime yıkmaya çalışıyor. İnsanların özgürlüklerini ellerinden alan kişilerden her şeyi beklerim´ ifadesini kullanan Tekin, iddianamede ´Ergenekon´ örgütüyle tek bağlantısının ´Ergenekon Lobi Belgesi´ olarak gösterildiğini kaydederek, ´Lobi belgesinin tarafıma verilmesini, bu belgeyi benim internetten indirip indirmediğimin araştırılmasını istiyorum´ dedi.
Tekin, Danıştay davası sanığı Alparslan Arslan ile avukatlık yaptığı dönemde tanıştığını belirterek, evinde kızı ile birlikte kullandığı ancak bozuk olduğu için masa üzerinde duran bilgisayar hard diskinden çıkarılan Alparslan Arslan´a ait telefon numarasının da bu tanıştıkları tarihe ilişkin bir numara olduğunu savundu.
Bu davada başta eşi olmak üzere lehine tanık olanların bu tanıklıklarından vazgeçilmesi ve dava dosyasından çıkarılmasını isteyen Tekin, bunu zaman uzatmak için oluşturulan tertibin işine gelmemesi için istediğini anlattı. ( AA)
Veli Küçük´ün ´elektronik kelepçe´ talebi reddedildi
Birinci ´Ergenekon´ davasının bir sonraki duruşması, 2 Aralık perşembe günü görülecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık Alparslan Arslan´ın babası İdris Arslan´ın yazdığı dilekçede, oğlunun eşyaları arasında bulduğunu belirttiği yazıların dosyaya konulmasını istedi.
Savcı Pekgüzel, Kanada´da yaşadığı belirtilen Tuncay Güney´in telekonferansla ifadesinin alınması kararının mahkemenin takdirine bırakıldığını belirterek, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün, aralık ayında yürürlüğe girme ihtimali bulunan ´elektronik kelepçe´ ile ilgili kanunun kendisine uygulanmaması ve hangi eylemlerden dolayı yargılandığının açıklanması talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığını söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Emniyet Genel Müdürlüğünden Türk İntikam Tugayı ile ilgili gelen cevabi yazıda, KKTC emniyetinden cevap gelmediğinin bildirildiğini ifade ederek, Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen başka bir yazıda, Alparslan Arslan´da çıktığı belirtilen araç tanıtım kartıyla ilgili yapılan incelemede, kartın hakiki örneği olmadığından gerekli incelemenin yapılamadığını kaydetti.
Şengün, talep üzerine Türk Hava Yollarından gelen yazıda, Danıştay saldırısı davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan´ın 17 Mayıs 2006´da İstanbul-Elazığ uçağına rezervasyon yaptırdığı, rezervasyonun onaylanmadığı için 15 Mayıs 2006´da iptal edildiğinin belirtildiğini ifade etti.
Duruşmaya verilen aranın ardından kararları açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddetti. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, aralarında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve avukat Kemal Kerinçsiz´in de bulunduğu 16 sanığın tahliye edilmesi yönünde oy kullandı.
Birinci ´Ergenekon´ davasının bir sonraki duruşması, 2 Aralık perşembe günü görülecek. ( Zaman)
Tekin, Küçük ile çekilen resmini silmek istemiş
28 Ekim 2010: Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin´in, gözaltına alınmadan önce bilgisayarında bulunan bazı resimleri ve belgeleri silmek istediği ancak başarılı olamadığı ortaya çıktı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Muzaffer Tekin´in bilgisayarının silinmiş kısmında ilginç fotoğraflara ulaştı. Muzaffer Tekin, emekli tuğgeneral Veli Küçük´ün elini öperken çekilmiş olduğu resim ile Ümraniye´de ele geçirilen bombaların sahibi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Oktay Yıldırım´ın resmini silmek istemiş. Muzaffer Tekin´in bilgisayarının silinmiş kısmında ´Ergenekon Lobi Belgesi´ de yer alıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Muzaffer Tekin´in bilgisayarında, silinmiş dosyalar arasında bulunan, içerisinde toplam 50 adet powerpoint ve 5 adet zip edilmiş dosyanın açılmadığını, dosyaların açılması için çalışmaların devam ettiğini bildirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi, 15 Haziran 2007 tarihinde, Muzaffer Tekin´in Kadıköy ilçesi Göztepe semtinde bulunan evinde arama yapmıştı. ( Habervaktim)
(27 Ekim 2010), son güncel.: (28 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara