Birinci Ergenekon davasının 162. duruşmasında Ataşehir´deki sitenin sakinleri tanık olarak dinlendi. Pınar Sitesi´ndeki Recep Özkan´a ait dairede sanıklar Veli Küçük ile Muzaffer Tekin´in de yer aldığı bir toplantı sırasında Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının Osman Yıldırım´a verildiği ileri sürülmüştü. Tanıkların konuşmaktan çekindikleri, düştükleri çelişkilerden görüldü. Geçen duruşmada tanıklardan biri dayanamayıp ağlamıştı. Bugünkü duruşmada dinlenen apartman yöneticisi de çelişkili ifadelerde bulununca Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından tepkiyle karşılandı. Terör örgütü davasında sanıkların karşısında teşhis yapmanın can güvenliği açısından riski ortadayken mahkemenin tanıkları açık oturumda dinlemesinin ne kadar sağlıklı olduğu, ifadelerin niçin gizli oturumda alınmadığı merak ediliyor.
Hakimden tanığa tepki: Söyledikleriniz kafa karıştırıyor
Birinci Ergenekon davasının 162. duruşmasında Ataşehir´deki sitenin sakinleri tanık olarak dinlendi. Pınar Sitesi´ndeki Recep Özkan´a ait dairede sanıklar Veli Küçük ile Muzaffer Tekin´in de yer aldığı bir toplantı sırasında Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının Osman Yıldırım´a verildiği ileri sürülmüştü. Tanıkların konuşmaktan çekindikleri, düştükleri çelişkilerden görüldü. Geçen duruşmada tanıklardan biri dayanamayıp ağlamıştı. Bugünkü duruşmada dinlenen apartman yöneticisi de çelişkili ifadelerde bulununca Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından tepkiyle karşılandı. Terör örgütü davasında sanıkların karşısında teşhis yapmanın can güvenliği açısından riski ortadayken mahkemenin tanıkları açık oturumda dinlemesinin ne kadar sağlıklı olduğu, ifadelerin niçin gizli oturumda alınmadığı merak ediliyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen ve Danıştay davasıyla birleştirilen birinci Ergenekon davasının 162. duruşmasına tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy, Ergun Poyraz ve Hüseyin Görüm ile başka suçtan tutuklu sanıklar Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay ve Selim Akkurt katılmadı. Diğer 19 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk ise duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanık Osman Yıldırım, daha önceki ifadelerinde Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının, Ataşehir Pınar sitesindeki bir dairede kendisine verildiğini söylemişti. Yıldırım´ın bombaları aldığı sırada dairede Veli Küçük ve Muzaffer Tekin´in de aralarında bulunduğu bazı kişilerin toplantı halinde olduğu iddia ediliyordu. Bunun üzerine mahkeme, bombaların verildiği öne sürülen, Recep Özkan´a ait dairenin komşularının ifadesinin alınmasına karar vermişti. 19 Ekim 2010 günü yapılan oturumda iki komşu tanık olarak dinlenmişti. Tanıklardan biri sanıkları tanımadığını beyan ederken diğer tanık ise Osman Yıldırım´ı benzettiğini ifade ederken diğer sanıklarla ilgili çelişkili beyanda bulunmuştu.
Öztürk´ten Elif Arslan´a sorulan sorulara itiraz
Bugünkü oturumda diğer komşular tanık olarak dinlenmeden önce tutuklu sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk, usül hakkında bazı söyleyecekleri olduğunu belirtti. Tutuklu sanık Alparslan Arslan´ın kardeşi Elif Arslan´ın tanık olarak dinlendiği sırada savcılar tarafından, Sizin kullandığınız numara başka telefon kutularında da kullanılmış, sizin kullandığınız telefon cihazlarında başka numaralar da kullanılmış. Bu numaraları toplam 350 kişi kullanmış ve aralarında Ergenekon sanıkları da yer alıyor. şeklinde açıklama yapıldığını, kendisinin de bu kişiler arasında bulunduğunun belirtildiğini ifade ederek, bu durumun usule ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Öztürk, bu konuda belirlenen iki bilirkişi tarafından farklı tarihlerde iki ayrı rapor hazırlandığını, toplamda 3 farklı bilirkişi raporu bulunduğunu ve hepsinin de birbirinden farklı olduğunu söyledi. Son gelen rapora göre Elif Arslan´ın numarasının takılı olduğu cihazlarda toplam 9 ayrı numara kullanıldığını söyleyen Öztürk, Elif Arslan´a sorulan sorulara itiraz ettiğini dile getirdi.
3´ncü Tanık: Sadece Özkan´ı tanıyorum diğerlerini görmedim
Sanık Zekeriya Öztürk´ün konuşmasının ardından Ataşehir Pınar sitesindeki bahse konu 18 numaralı dairenin bulunduğu binanın yöneticisi Haydar Midilli, tanık olarak dinlenmek üzere tanık kürsüsüne çağrıldı. Gümrük Muhafaza memurluğundan emekli olduğunu belirten Midilli, 18 numaralı daire ile ilgili olarak önce 2007 yılında 3 polis memurunun geldiğini ve daire sahibi Recep Özkan´ı sorduklarını söyledi. Midilli, daha sonra 2009 yılı Ramazan ayında polislerin tekrar gelip yine aynı soruyu sorduklarını ve bazı fotoğraflar gösterip, bu kişilerin bahse konu daireye girip çıktıklarına ilişkin bilgisi olup olmadığını sorduklarını söyledi.
Hakimden tepki: Yöneticiliği de böyle mi yapıyorsunuz?
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 23 Ocak 2009 tarihli ifade tutanağı düzenlenmiş olduğunu belirterek bu tutanağın kendisine ait olup olmadığını sordu. Midilli kendisine ait olduğunu söyleyince Başkan Şengün, Ramazan ayı dediniz ama 2009 Ocak ayı Ramazan´a denk gelmiyor. Siz, binanın bayan sakinleri ile aynı tarihte mi ifade verdiniz? diye sordu. Bunun üzerine Midilli, bayanların Ağustos ayında ifade verdiğini, kendisinin daha önceden ifade verdiğini belirterek, Benim önce ifademi aldılar. Bir yanlışlık oldu ifademde ve sonradan düzeltmek için tekrar geldiler. Tarihler konusunda yanılıyor olabilirim. dedi. Bunun üzerine Başkan Şengün, Polisler Ramazan ayında geldi diyorsunuz ama ifadeniz 23 Ocak 2009 tarihinde alınmış. Kaç kez ifade verdiğinizi hatırlamıyorsunuz. 2009 tarihinde iki kez mi ifade verdiniz? diye sordu. Midilli´nin Olabilir cevabı üzerine Başkan Şengün, Hala yöneticilik yapıyor musunuz? diye sordu. Midilli´nin yaptığını söylemesi üzerine Gümrük Muhafaza memurluğu yapmışsınız. Siz de polis sayılırsınız. Söyledikleriniz kafa karıştırıyor. Yöneticiliği de böyle mi yapıyorsunuz? diye uyarıda bulundu. Midilli bu soruya da, Bizim hukuki işlerimiz olmuyor. dedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise, İyi ki olmuyor, iyi ki olmuyor. ifadesini kullandı. Daha sonra Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, tanık Midilli´ye dava sanıklarından bazılarının da siyah-beyaz fotoğrafları bulunan bir dosyanın gösterilmesini isteyerek, daireye girip çıkan kişilerle mukayese ederek bu kişilerden tanıdığı olup olmadığını söylemesini istedi. Midilli, fotoğraflardan sadece dairenin sahibi Recep Özkan´ı tanıdığını, diğerlerini tanımadığını söyledi. Midilli, hem yönetim odasının, hem de ikamet ettiği dairenin pencerelerinin bina giriş çıkışını tam olarak göremediği için kendisinin de girip çıkan herkesi tam olarak görmesinin mümkün olmadığını ifade etti. ( Cihan)
4´ncü Tanık: Çelişkili ifadesi üzerine hakim ısrar edince 2 sanığı gördüğünü kabul etti
Duruşmada, daha sonra, sitede 1998 yılından beri apartman görevlisi olarak çalışan Muharrem Arslan tanık olarak dinlendi. Arslan, polisin siteye 4 kez geldiğini, kendisinin 2 kez ifade verdiğini ve bunları imzaladığını belirtti.Başkan Şengün, ´Burada 23 Ocak 2009´da imzaladığın tutanak var´ dedi. Arslan da ikinci ifadesinin de 2009 yılının ramazan ayında alındığını kaydetti. Şengün, polislerin gösterdiği fotoğraflarda 3 kişiyi tanıdığını söylediği belirtilen Muharrem Arslan´a ´Bu tam tanıma mı?´ dedi. Arslan da tam tanıma olmadığını belirterek, ´Birini 3 kez gördüm. Toplu suratlı, saçları siyahtı. Asansörün önünde gördüm. ´Recep beyin ağabeyiyim´ dedi. Resimdeki kişinin gördüğüm kişiye benzediğini söyledim´ diye konuştu. Bunun üzerine, Başkan Şengün, Arslan´a, sanıkların da yer aldığı fotoğrafları gösterdi. Arslan, fotoğraflardaki kişilerden söz konusu evde oturan Recep Özkan´ı teşhis etti, Orhan Kadı´yı apartmanın önünde gördüğünü ve 18 numaralı daireye geldiğini söylediğini kaydetti. Sanıklardan Erhan Timuroğlu´nu da ´Recep Özkan´ın ağabeyiyim´ diyen kişi olduğunu ifade eden Arslan´dan duruşma salonundaki sanıklara tek tek bakması istendi. Sanıkların bulunduğu bölümü dışarıdan dolaşan Arslan, tanıdığı kimse olmadığını söyledi. Bunun üzerine, Başkan Şengün, asansörün önünde gördüğünü söylediği Erhan Timuroğlu´nu da Arslan´ın yakınına getirterek yakından bakmasını istedi. Arslan, Timuroğlu´nu bir süre inceledikten sonra ´Bu çok ince suratlı´ dedi.
Timuroğlu´nu fotoğraftan teşhis etti
Başkan Şengün de ´Sizden doğru söylemenizi istiyoruz. Polislere Erhan Timuroğlu´nun bir defa gördüğün kişiye, Orhan Kadı´yı da Recep Özkan´ın ağabeyiyim diyen kişiye benzetmişsin. Bize ise çapraz söylüyorsun´ dedi. Timuroğlu´na tekrar bakan Arslan, Orhan Kadı ve Timuroğlu´nu kastederek ´Bunların ikisini de gördüm´ diye konuştu. Başkan Şengün´ün ´Emin misiniz´ sorusuna Arslan, ´Eminim´ karşılığını verdi.
Alparslan Arslan´ın aklı yerine gelmiş, tanığa müdahale etti
Daha sonra söz alan Erhan Timuroğlu, Arslan´a ´Yalan beyanlardan burada insanlar mağdur oluyor. Bana iyi bak, siteye gelen kişi ben miyim?´ diye sordu. Arslan da ´Bana gösterdiğiniz resim ile siteye gelen kişi aynı insan. Bundan eminim (Timuroğlu´nu kastederek) ama bu şahıs resimdeki kişi değil´ diye cevap verdi. Muharrem Arslan´ın konuşması sırasında araya giren Alparslan Arslan da ´Resimleri bırak. Adam burada. Siteye gelen adam Erhan Timuroğlu muydu?´ diye sordu. Timuroğlu da ´Gördüğün şahıs nasıl biriydi? Uzun boylu muydu? Yüzü açık renkli miydi? Esmer miydi?´ gibi sorular yöneltti. Aslan da ´Bana gösterilen resimlerle siteye gelen kişi aynı ama buradaki kişi resimdekilerle aynı değil´ cevabını verdi.
TANIKLARIN MAHKEME HUZURUNDAKİ İFADELERİ DEĞİŞTİ Mİ?
Tanıkların duruşmada verdikleri ifadelerin polise daha önce verdikleri ifadelerinden farklılıklar ve çelişkiler içerdiği görüldü. Şöyle ki;
1.Tanık Aliye Yenal: Dairenin yan komşusu Yenal, polisteki ifadesinde olduğu gibi sanıklardan hiçbirini görmediğini, eve gelip giden erkekler olduğunu ancak onları hatırlamadığını belirtti. Tutuklu sanık Doğu Perinçek´in, polislerin kendisine teşhis konusunda bir telkinde bulunup bulunmadığını sorusuna ise Yenal, Hayır. Herhangi bir telkinde bulunmadılar yanıtını verdi.
2. Tanık Nadiye Önal: Polis ifadesinde sanıkları çeşitli oranlarda teşhis ettiği belirtilen Önal, benzerlik yüzde oranlarını polis koydu diyerek sadece Osman Yıldırım´ın binada gördüğü kişilerden birine benzediğini belirtti. Yıldırım, Cumhuriyet´e atılan bombaları Ataşehir´de bir apartmanda yapılan toplantıda Muzaffer Tekin verdi. Oktay Yıldırım, Fikri Karadağ, Orhan Kadı, Alparslan Arslan oradaydı. 2 tane bomba aldım. Arslan 1 tane aldı demişti. Ancak diğer sanıklar bunu yalanlamış, Danıştay olayının bu noktada Ergenekon davasına bağlanması için Yıldırım´ın yalan beyanda bulunduğunu iddia etmişlerdi. Sanık ve avukatları, Yıldırım´ın daireye çıkmadığını, bombaları Arslan´dan arabada teslim aldığını iddia ederek, Yıldırım´ın mahkemece yaptırılan keşif sırasında evi bulamamasını da buna delil olarak göstermişlerdi. Oysa Yıldırım dairede bulunduğu iddiasında ısrar ediyor ve ikinci bir keşif yapılarak baz istasyon kayıtlarına giren noktaya götürülmesi durumunda evi bulabileceği iddiasında bulunuyor. Yıldırım ayrıca baz kayıtlarının da sanıkların orada olduklarını ispatladığını iddia ediyor. Tanıkların çelişkili ifadeler vermeleri hakimlerin de sinirlenmesine ve sorularda ısrar etmelerine neden oldu. Çelişkiler üzerine Hakimlerin Nadiye Önal´a gördüğü ve Veli Küçük´e benzediği iddia edilen şahısla ilgili ayrıntılı sorular sorarak emin olmak istemeleri üzerine Önal daha cevap veremeden önce Veli Küçük´ün ardından da Doğu Perinçek´in bağırmaya başlamaları Nadiye Önal´ın ağlamasına neden oldu. Bu duruma tepki gösteren sanık Osman Yıldırım Nadiye Önay´ın hayatının tehlikeye atıldığını öne sürerek, ´Benden kendisine kötülük gelmez. Ev hanımı, sürekli Ergenekon, JİTEM, kontrgerilla, tutuklu generallerin haberlerini okuyor. Bu bayan parmağıyla sanıkları nasıl gösterecek? Basının önünde tanıklık yapılıyor. Tanık kendisini tehlikeye atıyor´ dedi.
3. Tanık Haydar Midilli: Bina yöneticisi olan Midilli, sadece daire sahibi Recep Özkan´ı tanıdığını beyan etti. Çelişkili ifadeleri Mahkeme Başkanını çileden çıkardı.
4. Tanık Muharrem Arslan: Polisteki ifadesinde Recep Özkan, Erhan Timuroğlu ve Orhan Kadı´yı gördüğünü beyan eden Arslan, mahkemede sadece Özkan´ı teşhis edip çelişkili ifade verince hakimlerin ısrarla soru sormasına neden oldu. Bu ısrarlı sorular karşısında Arslan, üç sanığı da teşhis etti ve bundan emin olduğunu beyan etti. Danıştay olayında adı geçen Orhan Kadı Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin´in yakın arkadaşı ve bunu mahkemede de kabul etmişti.
Yıldırım´dan Perinçek´e yumruklu saldırı
Duruşmada şok bir gelişme yaşandı. Tanıkların dinlenilmesine ara verildiği sırada tutuklu sanık Osman Yıldırım duruşma salonuna giren İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´e yumruk attı. Hafif travma tanısı konulan Perinçek hastaneye sevk edildi. Tanık Muharrem Arslan´ın dinlenilmesine ara verildiği sırada tutuklu sanıklar kapıya doğru yöneldi. Bu sırada duruşma salonuna girmekte olan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Osman Yıldırım kapıda karşı karşıya geldi. Yıldırım, Jandarmaların arasında olmasına rağmen Perinçek´e yumruk attı. Perinçek yumruğun etkisiyle yere düştü. Bu sırada sanıklar Perinçek´in yanına gelerek yerden kaldırdılar. Perinçek daha sonra yerine oturtuldu. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise olayın ne olduğunu sordu. Sanıklardan Oktay Yıldırım ?Doğu Perinçek´e yumruk attı demesi üzerine Başkan Şengün ?Jandarmaların arasında değil miydi? Nasıl oldu? dedi. Şengün, ardından sağlık görevlilerini duruşma salonuna çağırdı. Jandarmalara tutanak tutmalarını söyleyen başkan Şengün duruşmaya ara verdi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrol sonrası düzenlenen raporda Perinçek´in sağ yanağında kızarıklık oluştuğu ve kusma, başağrısı, kulak çınlaması şikayetinin olduğu belirtildi. Raporda ön tanı olarak hafif travma konulan Perinçek´in hastaneye sevkinin uygun olacağı belirtildi.
Yıldırım´a disiplin cezası
Arada tutanak hazırlandı ve duruşma salonundaki görüntü kaydı izlendi. Ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün olayla ilgili alınan kararı okudu. Başkan Şengün, Doğu Perinçek´in yere düşme sebebinin Osman Yıldırım´ın fiili saldırısı sonucu oluştuğunu belirtti. Doğu Perinçek´in ilk tedavisinin duruşma salonunda yapıldığını ifade eden Başkan Şengün, olayın duruşma sırasında olduğu gerekçesiyle tutanakların gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmesine karar verildiğini bildirdi. Sanık Doğu Perinçek´in de Silivri Devlet Hastanesi´ne sevk edilmesini karara bağladıklarını belirten Şengün, sanık Osman Yıldırım hakkında 4 gün disiplin cezası verilmesine karar verdiklerini bildirdi. Şengün, Sanık Osman Yıldırım´ın duruşma disiplinini bozduğu ve bu tarz davranışlarına devam edeceği anlaşıldığından 5 gün süreyle oturumlardan men edilmesine karar verdiklerini kaydetti. Duruşma 25 Ekim 2010 tarihine ertelendi. ( DHA)
(21 Ekim 2010), son güncel.: (22 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ataşehir´deki evin keşfi ve sanıkların komşularca teşhisi tartışmaları
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Osman Yıldırım, Ataşehir´deki evi bulamadı
Ataşehir´e bir delil daha: Veli Küçük´ün cep sinyalleri
Ataşehir´deki ev tanıklarla doğrulandı
Ataşehir toplantısı cep sinyalleriyle doğrulandı
Cumhuriyet Küçük´ten, bomba Tekin´den