Birinci ´Ergenekon´ davasının bugün görülen 161. duruşmasında söz alan tutuklu sanık Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül, Danıştay dosyasının bu davadan ayrılmaması için mahkeme tarafından sürekli sebepler bulunmaya çalışıldığını öne sürdü. Ergül´ün ´Mahkeme heyetinizde fikir ayrılıkları var´ beyanı üzerine heyet başkanı Köksal Şengün, ´Kabul etmiyorum. Böyle konuşamazsınız´ diye tepki gösterdi. Avukat Ergül´ün bunun kendi kanaati olduğunu söylemesi üzerine Şengün, ´Sizi böyle konuşturmam. Böyle bir kanaat olamaz´ diyerek uyarıda bulundu. Duruşmada ayrıca Ataşehir´deki evin komşuları tanık olarak dinlendi. İki tanık orada olduğu iddia edilen 18 sanıktan Yıldırım hariç diğerlerini teşhis edemediler. Tanıklardan birisi dairede gördüğü kişilerden birisinin Osman Yıldırım olabileceğini ifade etti. Osman Yıldırım da söz alarak ´Hanımefendi beni teşhis edebilir, benden korkmasına gerek yok´ diye konuştu. Yıldırım, Ergenekon sanıklarının tanığı tehdit ettiğini söyledi. Hakim Hasan Hüseyin Özese´nin ´Bu şahsın belirgin özelliklerini anlatır mısınız?´ diye soru yönelttiği aynı tanık, ´60 yaşlarında, bıyıklı, benim boyum 1.70. Benden biraz uzun´ diye tarif etti. Başkan Özese´nin ´Saçları dökük müydü, şapkalı mıydı? Çok benziyordu dediğiniz kişiyi yüzde kaç oranında benzettiniz?´ sorusu bir anda duruşma salonunun karşımasına neden oldu. Veli Küçük, bağırarak küfürler ederek duruşma salondan çıkarken Başkan Şengün ´Oturun, kabadayılık yapmayın. Mahkeme gereğini yapar´ diye uyarıda bulundu. Sanıklardan Doğu Perinçek´in de bağırmaya başlaması üzerine tanık ağlamaya başladı. Duruşmaya verilen arada Veli Küçük´ün kızı olan avukat da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile tartıştı. Duruşmada yaşanan çarpıcı bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Osman Yıldırım´ın Ataşehir´deki evi teşhis için götürülmesine katılan Veli Küçük´ün kızı Avukat Zeynep Küçük, keşfe katılan savcı ve hakime çok ağır bir itham yöneltti: ´Savcı Taşkın Hakim Çalmuk´un kulağına ´Evi biz tespit ettik. Osman´ı götürelim göstersin´ dedi. Oysa kendisinin göstermesi gerekiyordu. Ama herşey hazırlanmış, evin önünde tertibat alınmıştı. Böyle bir uygulama yapılamayacağı konusunda ısrar ettim. Bu nedenle adresi Osman´ın bulması istendi ve haliyle bulamadı. Ben ses çıkarmasam adrese gidilecek ve evde keşif yapıldı diye tutanağa yazılacaktı.´ Duruşmada geçtiği iddia edilen bu diyalogun gerçekten de yaşanıp yaşanmadığı, eğer yaşandıysa, Avukat Küçük´ün ithamı üzerine mahkemenin nasıl hareket edeceği merak ediliyor.
Tartışmalı 161. duruşma.. Şengün: Hakimlerde fikir ayrılığı yok
Birinci ´Ergenekon´ davasının bugün görülen 161. duruşmasında söz alan tutuklu sanık Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül, Danıştay dosyasının bu davadan ayrılmaması için mahkeme tarafından sürekli sebepler bulunmaya çalışıldığını öne sürdü. Ergül´ün ´Mahkeme heyetinizde fikir ayrılıkları var´ beyanı üzerine heyet başkanı Köksal Şengün, ´Kabul etmiyorum. Böyle konuşamazsınız´ diye tepki gösterdi. Avukat Ergül´ün bunun kendi kanaati olduğunu söylemesi üzerine Şengün, ´Sizi böyle konuşturmam. Böyle bir kanaat olamaz´ diyerek uyarıda bulundu. Duruşmada ayrıca Ataşehir´deki evin komşuları tanık olarak dinlendi. İki tanık orada olduğu iddia edilen 18 sanıktan Yıldırım hariç diğerlerini teşhis edemediler. Tanıklardan birisi dairede gördüğü kişilerden birisinin Osman Yıldırım olabileceğini ifade etti. Osman Yıldırım da söz alarak ´Hanımefendi beni teşhis edebilir, benden korkmasına gerek yok´ diye konuştu. Yıldırım, Ergenekon sanıklarının tanığı tehdit ettiğini söyledi. Hakim Hasan Hüseyin Özese´nin ´Bu şahsın belirgin özelliklerini anlatır mısınız?´ diye soru yönelttiği aynı tanık, ´60 yaşlarında, bıyıklı, benim boyum 1.70. Benden biraz uzun´ diye tarif etti. Başkan Özese´nin ´Saçları dökük müydü, şapkalı mıydı? Çok benziyordu dediğiniz kişiyi yüzde kaç oranında benzettiniz?´ sorusu bir anda duruşma salonunun karşımasına neden oldu. Veli Küçük, bağırarak küfürler ederek duruşma salondan çıkarken Başkan Şengün ´Oturun, kabadayılık yapmayın. Mahkeme gereğini yapar´ diye uyarıda bulundu. Sanıklardan Doğu Perinçek´in de bağırmaya başlaması üzerine tanık ağlamaya başladı. Duruşmaya verilen arada Veli Küçük´ün kızı olan avukat da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile tartıştı. Duruşmada yaşanan çarpıcı bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Osman Yıldırım´ın Ataşehir´deki evi teşhis için götürülmesine katılan Veli Küçük´ün kızı Avukat Zeynep Küçük, keşfe katılan savcı ve hakime çok ağır bir itham yöneltti: ´Savcı Taşkın Hakim Çalmuk´un kulağına ´Evi biz tespit ettik. Osman´ı götürelim göstersin´ dedi. Oysa kendisinin göstermesi gerekiyordu. Ama herşey hazırlanmış, evin önünde tertibat alınmıştı. Böyle bir uygulama yapılamayacağı konusunda ısrar ettim. Bu nedenle adresi Osman´ın bulması istendi ve haliyle bulamadı. Ben ses çıkarmasam adrese gidilecek ve evde keşif yapıldı diye tutanağa yazılacaktı.´ Duruşmada geçtiği iddia edilen bu diyalogun gerçekten de yaşanıp yaşanmadığı, eğer yaşandıysa, Avukat Küçük´ün ithamı üzerine mahkemenin nasıl hareket edeceği merak ediliyor.
Birinci Ergenekon davasının bugünkü 161. duruşmasında ayrıca Alparslan Arslan´ın aynı büroyu paylaştığı avukat arkadaşı Burhan Gür tanık olarak dinlendi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel Gür´e, Doğuş Factoring şirketi ile Muzaffer Tekin´in bağı olduğunu biliyor muydunuz? diye sordu. Gür de bu şirketin bir dönem avukatlığını yaptığını, o dönemde bilgi sahibi olmadığını ancak yaşanan olayların ardından duyduğunu söyledi. Pekgüzel´in Muzaffer Tekin´i tanıyıp tanımadığını sorduğu Gür, daha önce yanında çalıştığı avukatın bürosunun Tekin´in ofisiyle yan yana olduğunu, Tekinle zaman zaman merdivenlerde karşılaştığını ve selamlaştığını kaydetti. Gür, Tekin´in bir kez büroya geldiğinde Atatürk resminin neden olmadığını sorduğunu ifade etti. Pekgüzel´in Alparslan Arslan´ın cep telefonunda Tekin´in numarasının kayıtlı olduğunu ancak Tekin´in telefonunda Arslan´ın numarasının kayıtlı olmadığını söylemesi üzerine ayağa kalkan Muzaffer Tekin, iddia makamının kendisine gizli işler yapıyor havası vermeye çalıştığını söyledi. Tekin, bağırarak, Alparslan Arslan´ın telefonunun Danıştay hadisesine kadar cep telefonunda kayıtlı olduğunu ve bunun da dosyada bulunduğunu belirtti. Başkan Şengün, bağırmaması konusunda Tekin´i uyardı.
Danıştay üyeleriyle yemekte buluşma niyetimiz vardı
Burhan Gür´ün dinlenmesi sırasında Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan, söz alarak Danıştay saldırısından bir gün önce başörtüsü konusunda karar veren Danıştay 2. Daire üyelerini yemekte buluşmak istediklerini söyledi. Arslan, Doğu Perinçek´in, Danıştay saldırısından bir gün önce Tarkan Toper´le yemek yenilmeyen bir buluşma gerçekleşiyor. Bu buluşma nedir? sorusuna, Danıştay üyeleriyle yemekte buluşabilir mi? Tarkan (Tarkan Toper) üyeleri tanıyor mu? Öyle bir niyet vardı iddiasında bulundu.
Perinçek: Arslan niçin CIA MOSSAD ilişkili insanlarla görüşüyor
Tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de Alparslan Arslan´ın İlnur Çevik´le görüştüğünü belirterek, Arslan, İlnur Çevik´in CIA ve MOSSAD ilişkisini biliyor muydu? İlnur Çevik´in Barzani ve Talabani ile ilişkisi olduğunu biliyorsunuz. Siz milliyetçiler olarak Türkiye´nin aleyhine böyle bir ilişkisi olan insanla neden irtibat kuruyorsunuz? diye sordu. Burhan Gür ise tanık olduğunu belirterek, yorum yapmayacağını bildirdi. Alparslan Arslan da İlnur Çevik´le görüşmelerinin Kuzey Irak´la ilgili olmadığını söyledi.
Ataşehir´deki evin 2 komşusu tanık olarak dinlendi
Avukat Gür´ün tanık olarak dinlenmesinin ardından Cumhuriyet Gazetesi´ne atılan bombaların verildiği iddia edilen ve Alparslan Arslan´ın arkadaşı Recep Özkan´a ait olan Ataşehir´de Pınar Sitesi A-1 Blok 18 numaralı dairenin bulunduğu apartman sakinlerinin tanık olarak dinlenmesine geçildi.
1. Tanık: Fotoğraftaki ve salondaki sanıklardan hiçbirisini görmedim
İlk olarak aynı katta oturan Aliye Yenal adlı tanık kürsüye alındı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün tanığa doğruyu söyleyeceğine dair yemin ettirmesinin ardından ifadesinin alınmasına geçildi. 18 numaralı dairenin yan komşusu olduğunu belirten tanık Yenal, 20 Ağustos 2009 tarihinde sivil giyimli iki polis memuru geldi. Birkaç fotoğraf gösterdiler. Hiçbirisini tanımadığımı söyledim. Olayın ne olduğunu detaylı anlatmadılar. 3-5 fotoğraf gösterdiler. Ev sahibini de tanımıyorum diye konuştu. Ardından tanığa aralarında Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Muzaffer Tekin´in de bulunduğu 18 Ergenekon davası sanığının fotoğrafları gösterildi. Fotoğrafları inceleyen tanık Yenal, Baktım Herhangi birini tanımıyorum dedi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tanığa,sanıkların bulunduğu bölüme de bakmasını istedi. Sanıkların olduğu bölüme bakan tanık Aliye Önay sanıklardan hiç kimseyi tanımadığını ifade etti. Tutuklu sanık Doğu Perinçek tanığa, polislerin kendisine teşhis konusunda bir telkinde bulunup bulunmadığını sordu. Tanık Aliye Yenal ise bu soruya Hayır. Herhangi bir telkinde bulunmadılar yanıtını verdi. Üye hakim hasan Hüseyin Özese´nin daireye gelip giden var mıydı? şeklindeki sorusuna ise tanık Yenal, Kara kaşlı, kara gözlü bir bayanı iki defa balkonda halı silkelerken gördüm. Eve gelip giden erkekler vardı. Ama onları hatırlamıyorum diye konuştu. Ardından tanığa tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, Polislerin gerçekten polis olup olmadıklarından emin misiniz? diye sordu. Tanık, Hayır emin değilim ama kimlik gösterdiler diye konuştu. Mahkemenin Ataşehir´deki evin komşularının ifadelerinin alınması için 3 Şubat 2010´da karar verdiğini ancak tanıkların polis tarafından 2009 Ağustos ayında ifadelerinin alındığını belirterek Mahkeme polislerin kontrolü altında mı? diye konuştu.
2. Tanık: Bazılarını benzettim ama yüzde yüz emin değilim
İkinci olarak ise Nadiye Önal tanık olarak ifadesi alınmak üzere kürsüye alındı. Recep Özkan´ın çaprazındaki dairede oturan ve polis tarafından 20 Ağustos 2009 tarihinde yapılan teşhis inceleme çalışmasına ait tutanakta kendisine gösterilen dosya sanıklarına ait fotoğraflardan bazılarına Yüzde 90 benziyor, yüzde 70 benziyor şeklinde ifadesi yer alan Nadiye Önal´ın tanıklık ifadesi tartışmalı geçti. Önay, Polisler bir takım fotoğraflar gösterdiler. ´Hiç gördüğünüz oldu mu?´ dediler. Bense apartman girişinde ve asansörde karşılaştığım ve fotoğraftakilere benzettiğim kişiler olduğunu, ancak yüzde yüz tahmin ettiğim kimsenin olmadığını söyledim dedi.
Gördüğüm kişi Zekeriya Öztürk değil
Ardından tanığa aralarında Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Muzaffer Tekin´in de bulunduğu 18 Ergenekon davası sanığının fotoğrafları gösterildi ve Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün daha önce polislere verdiği ifadeyi hatırlattı. İfadesinde eve giren çıkan şahısları sanık Mehmet Zekeriya Öztürk´e yüzde 90, sanık Veli Küçük´e de yüzde 50 benzettiğini belirttiğini söyleyen Başkan Şengün, Zekeriya Öztürk´ün fotoğrafını salonda tanığa sinevizyon aracılığıyla gösterdi. Tanık Önay ise, Evet benziyor dedim. Esmer ve yüzü daha yuvarlak bir beydi. Ama kesinlikle bu bey değildi ifadesini kullandı.
Gördüğüm yaşlı bey kesinlikle Veli Küçük değil
Ardından Veli Küçük´ün fotoğrafı gösterildi. Bunun üzerine tanık Önay, Benim gördüğüm bey kesinlikle bu bey değildi. Yüzü daha uzundu. Gözlüklü, bıyıklı ve kasketi vardı. Yanında esmer uzun boylu iki kişi daha vardı. Apartmana girerken selam verdim. Yanındaki kişiler selamımı almadı, ama o yaşlı bey kibarca çekilip bana yol verdi. Ama gördüğüm yaşlı bey kesinlikle Veli Küçük değildi ifadesini kullandı.
Yüzde oranlarını polis koydu
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Biz resimleri değiştirmedik. Siz yüzde 50 benzediğini söylemişsiniz dedi. Tanık Önay, Benzediğini söyledim. Yüzde oranlarını polisler koydu. Ben sadece benzeyip benzemediği söyledim. Zaten ifadem alındığında yazıcı yoktu ve bir saat sonra başka bir yerden yazdırıp öyle getirdiler diye konuştu.
Osman Yıldırım´ı benzetti
Daireye çok kişinin girip çıktığını, söyleyen tanık Önay´a dosyada Osman Yıldırım´ın ifadesinde geçen 18 kişinin fotoğrafları gösterildi. Tanık Önay bir kez de sanıkları ayakta inceledi. Önay, Osman Yıldırım´ı göstererek Emin değilim, ama bu bey benziyor dedi. Önay, apartmana girip çıkan kişilerin geldiği minibüs yanında bekleyen bir kişiyi benzettiğini belirterek, Net olmamakla birlikte benzediğini söyledim ama benim gördüğüm beyin dudakları, fotoğraftaki ´Osman Yıldırım´ beyin dudakları kadar kalın olmadığını söyledi. Osman Yıldırım, Nadiye Önay´ın hayatının tehlikeye atıldığını iddia ederek, Benden kendisine kötülük gelmez dedi. Yıldırım, Ev hanımı, sürekli Ergenekon, JİTEM, kontrgerilla, tutuklu generallerin haberlerini okuyor. Bu bayan parmağıyla sanıkları nasıl gösterecek? Basının önünde tanıklık yapılıyor. Tanık kendisini tehlikeye atıyor dedi. Yıldırım´ın bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Mahkemeye yol gösterme şeklinde ikazda bulundu.
Veli Küçük´ten hakime tehdit.. Hakim: Kabadayılık yapmayın
Hakim Hasan Hüseyin Özese ise Bu şahsın belirgin özelliklerini anlatır mısınız? diye sorduğu Önay 60 yaşlarında, bıyıklı, benim boyum 1.70. Benden biraz uzun diye tarif etti. Başkan Özese´nin Saçları dökük müydü, şapkalı mıydı? Çok benziyordu dediğiniz kişiyi yüzde kaç oranında benzettiniz? sorusu bir anda duruşma salonunun karışmasına neden oldu. Veli Küçük sert tepki gösterdi. Bağırıp küfürler savurdu. İşaret parmağıyla hakim Özese´yi gösteren Küçük, ´Benzemiyor dedi, neyi soruyorsun. Sen göreceksin´ diyerek tehditler savurdu. Veli Küçük, bağırarak küfürler ederek duruşma salondan çıkarken Başkan Şengün Oturun, kabadayılık yapmayın. Mahkeme gereğini yapar diye uyarıda bulundu.
Tanık ağladı
Veli Küçük yeniden içeri girerken, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de bağırmaya başladı. Tanık Önay´ın kürsüye başını koyarak ağladığının görülmesi üzerine duruşmaya ara verildi. Araya karşın avukat Zeynep Küçük, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile tartıştı. Aranın ardından üye hakim Özese´nin soruları üzerine Nadiye Önay, polislerin kendisine gösterdiği resimlerdeki kişileri binada gördüğü kişilere benzettiğini söylediğini tekrarlayarak, ´Şu anda canlı gördüğüm kişiler benzettiğim kişiler değiller´ dedi. Önay geçen yıl apartmana gelerek kendisine birtakım resimler gösteren polislere, kimi resimleri, apartmana girip çıkarken asansörde gördüğü bazı kişilere benzettiğini söylediğini anlattı. Önay, 18 numaralı dairede kimin oturduğunu bilmediğini ifade ederek, çok kişinin gelip gittiğini, bu kişileri asansörde ve dairenin önünde gördüğünü dile getirdi. Bu kişilerin esmer, uzun boylu ve çok genç olmadıklarını söyleyen Önay, ´Bir kere asansörden çıkarken yaşlı bir beyle merhabalaştım. Apartmanın girişinde başı kapalı bir bayan gördüm. Arabadan eşyalar taşıyorlardı. Çeyiz malzemesi gibi. ´Siz mi taşınıyorsunuz?´ gibi sorular sordum. Kapıcı, üniversite öğrencilerinin oturduğunu söyledi. Daha sonra kapının önüne siyah bir kanepe çıktı. Taşınıyorlar diye düşündüm´ dedi. Önay, binaya gelenlerin siyah pardösü giydiklerini ve selam vermesine rağmen yüzüne bakmadıklarını anlattı.
Danıştay´daki geri getirilen görüntüler
Bu arada, bir önceki celsede yazılı ve sözlü taleplere ilişkin değerlendirmesini yapan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Sevgi Erenerol´un avukatı Vural Ergül´ün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün tanık olarak duruşmada dinlenilmesi talebini olayla ilgili görgüye dayalı bilgisi olduğu konusunda açıklama yapmadığından reddetti. Mahkeme heyeti, avukat Ergül´ün Osman Yıldırım olduğu iddia edilen gizli tanık 9un dinlenilmesi talebine ilişkin olarak da gizli tanıkların beyanlarının alınmaya başlanması aşamasında gizli tanık 9un beyanının alınıp alınmayacağıyla ilgili karar verilmesine hükmetti. Danıştay binasına ait olduğu belirtilen hard diskler içerisinden bilirkişi tarafından geri getirildiği bildirilen görüntülerin incelenmesine karar veren mahkeme heyeti, bu görüntülerin nereye ait olduğunun ayrı ayrı tespitinin mümkün olup olmadığının sorulmasını ve bu konuda ek rapor aldırılmasını, bu konuda Hakim Hüsnü Çalmuk´un naip hakim olarak görevlendirilmesini kararlaştırdı. Duruşma Perşembe günü saat 09.00´a ertelendi. ( DHA, DHA, Liberalses, AA)
AVUKAT KÜÇÜK´TEN ÇOK AĞIR İTHAM: SAVCI TAŞKIN HAKİM ÇALMUK´UN KULAĞINA ´EVİ TESPİT ETTİK OSMAN´I GÖTÜRELİM´ DEDİ
Küçük: Keşfe katılmak için çakallık yaptım
Duruşmada yaşanan çarpıcı bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Osman Yıldırım´ın Ataşehir´deki evi teşhis için götürülmesine katılan Veli Küçük´ün kızı Avukat Zeynep Küçük, keşfe katılan savcı ve hakime çok ağır bir itham yöneltti. Veli Küçük´ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük, Osman Yıldırım´a yaptırılan keşif ile ilgili olarak bazı diyeceklerini olduğunu belirterek söz aldı. Keşif yapılacağı bilgisini aldıktan sonra zamanını öğrenmek için mahkeme kalemi önünde adeta nöbet tutmak zorunda kaldığını söyleyen Küçük, Keşfe katılmak için çakallık yapmam gerekti. Çok uyanık davrandım. diye konuştu. Küçük´ün bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise, Estağfirullah avukat hanım dedi. Bunun üzerine avukat Küçük de, Halk arasında rahatlıkla söylenebilen bir deyim bu cevabını verdi.
Beni araca almak istemediler
Mahkeme kaleminden kendisini aradıklarını ve Perşembe günü yapılacağını söylediklerini ifade eden Küçük, ?Ara kararı elime alana kadar doğruluğuna güvenemedim. Sonra 5-6 sanık avukatına da bu durumu ben haber verdim. Adliye önünde keşif için çıkacakları araca binmek istediğimde naip hakim Hüsnü Çalmuk, araçta yer olmadığını belirterek beni alamayacaklarını söyledi. Osman Yıldırım´ın avukatının araçta olduğunu ve buna rağmen talebim olmasına rağmen beni de almadıklarını tutanağa geçirmeleri konusunda itirazda bulunmam üzerine beni de araca aldılar dedi.
Avukat Küçük´ten çok ağır itham: Savcı Taşkın Hakim Çalmuk´un kulağına ´Evi tespit ettik Osman´ı götürelim´ dedi
?Araç içinde bir kamera da kayıt yapıyordu. Ancak kamera kayıttan çıktıktan sonra çok ilginç bir konuşma yapıldı iddiasında bulunan Avukat Küçük, ?Savcı Nihat Taşkın, hakim Hüsnü Çalmuk´un kulağına, ´Evi biz tespit ettik. Osman´ı götürelim göstersin´ dedi. Oysa kendisinin göstermesi gerekiyordu. Ama herşey hazırlanmış, evin önünde tertibat alınmıştı. Böyle bir uygulama yapılamayacağı konusunda ısrar ettim. Bu nedenle adresi Osman´ın bulması istendi ve haliyle bulamadı. Ben ses çıkarmasam adrese gidilecek ve evde keşif yapıldı diye tutanağa yazılacaktı. Osman bu toplantı olduğunu iddia ettiği evi bulamadı ve tutanağa da keşifin yapılamadığı yazıldı. Bulamazdı, çünkü toplantı yapılan böyle bir adres yok. Kayıtlardan da belli ki Osman bu el bombalarını 4 Mayıs akşamı Alparslan Arslan´dan arabadan teslim almıştır. Mahkeme de böyle bir toplantının yapılmadığı sitede yaşayan komşuları tanık olarak çağırıyor. Bu karardan vazgeçilmesini talep ediyorum diye konuştu. ( DHA)
(19 Ekim 2010), son güncel.: (20 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yıldırım yeni keşif istedi
Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara