Hanefi Avcı´nın ofisinde ele geçirilen çok sayıdaki gizli yasadışı dinlemeye hedef olan kişilerden gazeteci Enis Berberoğlu da Avcı´dan şikayetçi oldu. Berberoğlu Susurluk kazasının ardından dinlemeye alınmış.
Enis Berberoğlu da Avcı´dan şikayetçi
Hanefi Avcı´nın ofisinde ele geçirilen çok sayıdaki gizli yasadışı dinlemeye hedef olan kişilerden gazeteci Enis Berberoğlu da Avcı´dan şikayetçi oldu. Berberoğlu Susurluk kazasının ardından dinlemeye alınmış.
Devrimci Karargah Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın makam odasında ele geçirildiği iddia edilen ses kasetlerinde ses kaydı olan isimlerden biri olan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, yasadışı yollardan elde edilen ses kayıtları sebebiyle Hanefi Avcı hakkında suç duyurusunda bulundu. Berberoğlu, mağdur sıfatıyla ifade sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi´ne gelmişti. İfade işlemi biten Berberoğlu, adliye çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Avcı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıklayan Berberoğlu, Susurluk kazasından sonra dinlemeye alındığını ve neden dinlendiğini bilmediğini söyledi. ( Bugün)
Berberoğlu, dinlemelerle ilgili şikayetçi oldu
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Devrimci Karargah Örgütü soruşturması kapsamında mağdur olarak ifade verdi. Berberoğlu, Hepimizin paylaştığı mesleki değerler benim şikayetçi olmamı gerektirir. Çünkü demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları, kişilik hakları, bunların tamamı çiğnenmiş durumda dedi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından mağdur sıfatıyla ifadesine başvurulan Berberoğlu, daha sonra Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´nden ayrıldı. Berberoğlu, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık´a ifade verdikten sonra adliyeden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Dinlemelerle ilgili şikayetçi olduğunu belirten Berberoğlu, gazetecilerin Niçin dinlenildiğinizi düşünüyorsunuz? sorusu üzerine Zaten bana tapeleri gösterdiler. Telefonla yaptığım az sayıda görüşme var. Tamamen haber kaynaklarıyla yaptığım görüşmeler diye konuştu. Görüşmelerle ilgili bir tereddüdü ve şüphesi olduğunu kaydeden Berberoğlu, Çalıştığım gazetenin santral telefonundan yaptığım bir görüşmenin tapesini de okudum. Benim tarafım da dinlenilmiş olabilir karşı taraf da dinlenilmiş olabilir. Yalnız karşı tarafta şimdi ismini vermeyi uygun görmediğim bir emniyet müdürü var. Dolayısıyla bizim gazetenin yani o tarihte 1995-96 tarihli görüşmelerden bahsediyorum, dinlenilmiş olması ihtimali üzerinde durdum dedi.
Hürriyet gazetesi de dinlenmiş olabilir
Soruşturma savcısının, çalıştığı Hürriyet Gazetesi´nin dinlenilmiş olma ihtimali durumunu da değerlendireceğini var saydığını ve soruşturmanın bu yönde derinleşebileceğini, bunu temenni ettiğini ifade eden Berberoğlu, şunları söyledi: Çünkü o tarih itibariyle Hürriyet Gazetesi´nin dinlenildiğine dair başka emareler de vardı. O tarihte Hürriyet yöneticisi olan kıymetli arkadaşlarımızın bazı telefon konuşmaları da yayımlanmıştı, kullanılmıştı, medyaya sızmış durumdaydı. Hepimizin paylaştığı mesleki değerler benim şikayetçi olmamı gerektirir. Çünkü demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları, kişilik hakları, bunların tamamı çiğnenmiş durumda. Bu bir yasal soruşturma neticesinde yapılan dinleme mi bilmiyorum. Öyleyse niye 13-14 senedir suç unsuruna rastlanmamasına rağmen bunlar imha edilmemiş dinleyenler tarafından. Bunu da bilmiyorum. Yasa dışı dinlemeyse bu da cürettir diye düşünüyorum. Hem dinleme yapacaksın hem de 13 sene saklayacaksın. Ne amaçla saklayacaksın onu da bilmiyorum. Dolayısıyla şikayetçiyim evet. Enis Berberoğlu, bir gazetecinin Dinlemeler, özel hayata ait ses dinlemeleri gibi mi? sorusuna karşılık, dinlemelerin özel hayatıyla ilgisi bulunmadığını ve öyle olsa bunu gazetecilere söyleyebileceğini ifade etti. Sonuç olarak bu tapeler bir şekilde iddianameye yansıyacak mı yansımayacak mı bilmiyorum. Gizli saklı bir şey yok yani. Benimle ilgili 4-5 tane tape konuldu önüme. Hepsi aynı yani neredeyse tamamı aynı şahıslarla ilgili ifadelerini kullanan Berberoğlu, dinlemelerde gazetecilere okumaktan çekineceği herhangi bir konuşma olmadığını belirtti.
´Genç kuşağın pek bilmediği dinleme metodu´
Bir başka soru üzerine, soruşturma kapsamında tutuklanan Hanefi Avcı ile tanışıklığı olduğunu söyleyen Berberoğlu, Dinlemeler gazete santrali mi yoksa cep telefonu dinlemeleri mi? sorusunu ise şöyle yanıtladı: Dinlemeler bizim bugün en azından son 10 senedir yaşadığımız tarz dinlemeler değil. Yani şunu kast etmeye çalışıyorum. Şimdi, bizim bugün iddianame eklerinde karşılaştığımız dinleme metodu, tarih, saat ve hangi telefonlar arasında olduğunu gösteren dinlemeler. Bu dinlemelerde kimin dinlenildiği dahi tahminen ortaya çıkıyor, öyle söyleyeyim. Biraz daha farklı o döneme ait bir şey bu. Yani genç kuşağın pek bilmediği bir dinleme. Bir gazetecinin Dinlenildiğiniz konuşmalarda belirgin bir konu var mı? diye sorduğu Berberoğlu, Susurluk. Ben o zaman, hala piyasada var, iki tane Susurluk kitabı yazdım. Bir Susurluk, bir Yüksekova kitabı yazdım. Hem zaten o tarihteki gazete yazılarıma da bakarsanız 1,5 sene müddetle Susurluk soruşturmasını takip etmeye çalıştım, onlarla ilgili dedi. Söz konusu dinlemelerden daha önce bilgisi olmadığını, gazete haberlerinden okuduğunu söyleyen Berberoğlu, kendisini kimin, niye dinlediğini bilmediğini sözlerine ekledi. ( Cnnturk)
Erol Aksoy da ifade veriyor
Devrimci Karargah terör örgütüne yardım etmek suçundan tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´dan ele geçirilen ses kayıtları ile ilgili iş adamı Erol Aksoy da adliyeye geldi. Avcı´nın Eskişehir´deki ofisinde ele geçirildiği belirtilen kayıtlarda telefon görüşmeleri bulunduğu belirtilen Aksoy, Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´ne geldi. Aksoy´un savcı Kadir Altınışık´a ifade vermesi bekleniyor.
Aksoy, soruları cevapsız bıraktı
Erol Aksoy, savcıya ifade verdi ve adliyeden ayrıldı. Aksoy, kimlerle konuşmalarının kaydedildiği ve şikayetçi olup olmadığı konularındaki soruları yanıtsız bıraktı.
Teyp kasetleri ele geçirilmişti
28 Eylül 2010´da yapılan operasyonda Avcı´nın ofisinde ve evinde yapılan aramada belgelerle birlikte 24 tane de kasetin ele geçirildiği ortaya çıkmıştı. Avcı´nın avukatı ve hakim nezaretinde tespit edilen 24 eski kasetin çok kritik önemde bilgiler içerdiği iddia edilmişti. Avcı´nın makam odasından ele geçen 24 ses kasetinde Susurluk ve 28 Şubat sürecinin önemli aktörlerinin de aralarında bulunduğu 53 kişiye ait kayıtlar olduğu iddia ediliyor. Deneyimli istihbarat uzmanı Hanefi Avcı´nın makam odasında sahte pasaport ve ses kayıtlarını neden tuttuğu savcılık tarafından aydınlatılmaya çalışılırken bir yandan da gözaltı sürecinde yaşananlar dikkat çekiyor.
24 kasette 53 kişinin dinleme kaydı
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü makam odasında yapılan aramalarda ele geçirilen teyp kasetleri dikkat çekti. Dinlenme odasında bulunan dolabın üzerinde ele geçirilen siyah çanta içinde 24 teyp kasetine el konuldu. Kasetlerin incelemelerinde ses kasetlerin 1994-1998 yılları arasında yapılan dinleme kayıtları olduğu ortaya çıktı. Kasetler içerisinde yer alan seslerin incelemesinde konuşmaların 53 kişiye ait olduğu belirlendi. Soruşturma kapsamında incelenen ses kasetlerinde şok isimlere ulaşıldı. İddiaya göre, kasetlerde şu isimlerin ses kayıtları yer alıyor: Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın oğlu Ahmet Özal, MİT eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, gazeteciler Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkök ve Enis Berberoğlu, dönemin başbakanlarından ve şu an DP Rize Milletvekili olan Mesut Yılmaz, eski Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, işadamları Erol Aksoy ve Erol Evcil, eski GATA Komutanı Çetin Harmankaya, eski Başbakan Tansu Çiller´in eşi Özer Çiller, merhum vali Kemal Yazıcıoğlu, Sedat Peker, Tuncay Güney ve Ergenekon soruşturmasından tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük.
Özkök: Sanki ısmarlama gibi duruyor
Ses kayıtlarının yapılan incelemede Hanefi Avcı´nın İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemlere rastladığı öğrenildi. Ses kayıtlarının yasa dışımı yoksa soruşturma çerçevesinde mi alındığı araştırılırken emniyet yetkilileri bu dinlemelerin yasal olsa da savcılığa teslim edilmesi gerektiğini belirtti. Şimdi iki soruya yanıt aranıyor ´Kasetler Hanefi Avcı´ya mı ait?´ ´Tutuklanma ihtimaline karşı hazırlık yapan Avcı, kasetleri neden ofisinde bulundurdu? Konuyla ilgili görüşü sorulan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök ?Bilmiyorum ki, beni o kadar çok dinlediler ki... Devletin hangi tarafı dinledi, bilmiyorum. Neden dinlenmiş olduğuma dair bir soru yok kafamda. 25 yıldır dinleniyorum. Genelkurmay, MİT, Jandarma, hepsi dinledi beni. Avcı´yı tanımam. Telefonda dahi konuşmadım. Hatta Avcı´nın kitabı çıktığı zaman Sedat Ergin´e sordum. Avcı, ne iş yapar. Bilgim, o kadar? dedi. Dönemin Başbakan´ı Mesut Yılmaz ise Radikal´in soruları üzerine şöyle konuştu: ?Olayı ben de gazetelerden öğrendim. Bilgim de yok. Savcılık bazı kişileri çağırıyormuş, beni henüz çağıran da olmadı. Adam niye tutsun ki bunları bu kadar sene elinde? Sanki ısmarlama gibi duruyor. Karışık bir olay.? ( Habertürk)
Görevden alınmasına rağmen makam odasını kullanmış
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın evinde ve makamında yapılan aramalara ilişkin yönelttiği eleştiriler tartışılırken ilginç detaylar gün yüzüne çıktı. Emniyet Müdürü Hanefi Avcı´nın evinde ve makamında yapılan aramalara ilişkin yönelttiği eleştiriler tartışılırken ilginç detaylar gün yüzüne çıktı. Avcı kendisinden o kadar emin ki:
1. Avcı, görevden alındıktan sonra makamını ve lojmanını boşaltması gerekirken, arama yapıldığı güne kadar boşaltmamakta direnmiştir. Çevresine, bu konuda valiliği bağladığı mesajını vermiştir.
2. Makam odasını görevden alınmasına rağmen kullanmaya devam eden Avcı, hatta görevden alındıktan sonra bu odada Baransu ile teyp fırlatma olayının meydana geldiği röportajı bile çekinmeden gerçekleştirmiştir.
3. Avcı, görevden alındıktan sonra yerine öncesinde vekaleten bıraktığı üst devre bir yardımcısı yerine, kendi sözünden çıkamayacak ve makamını kullanmasına ve yönetime müdahalesine göz yumacak alt devre bir yardımcısını vekil tayin ettirmiştir.
4. Makamını kullandığı bu süre zarfında, makam odasını kullanmaya, İl Emniyet Müdürlüğünün yönetsel işlerine doğrudan ve dolaylı müdahale etmeye ve hatta bazı şubelerin toplantılarına bizzat katılmaya devam etmiştir.
5. Makam odasından çok sayıda çıkan ve bir kısmı arama tutanağına yansıyan özel eşyaları, Avcı´nın makam odasını boşaltmamış olduğunun delilidir. Bu duruma, tüm Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü merkez personeli de şahittir.
Ayrıca Hanefi Avcı ve savunucu çevresi, ev ve makamının aranacağını ve akabinde tutuklanacağını beklemediklerini defaatle ifade etmişlerdir. Zaten diğer yakalanan sahte pasaport ve ruhsatsız silahlar bu durumun bariz göstergesidir.
Sözünden çıkmayacak vekil
Avcı´nın bu konuda çevresine ´valiliği bağladım´ mesajı verdiği aktarıldı. Görevden alınmasına rağmen Avcı´nın makamını kullandığının en önemli delili Taraf muhabiri Mehmet Baransu ile yaptığı röportaj oldu. Avcı, görevden alındıktan sonra makam odasında yaptığı olaylı röportajda Baransu´nun teybini kırmıştı. Avcı´yla ilgili bir başka iddia da üst devre yardımcıları yerine kendisinin sözünden çıkmayacak alt devre bir yardımcısını Emniyet Müdürlüğüne vekalet için tayin ettirdiği iddiası oldu. Görevden alınmasına rağmen İl Emniyet Müdürlüğünün yönetsel işlerine karışmaya devam eden Avcı´nın bazı şubelerin toplantılarına bizzat katıldığı belirtildi. Avcı´nın bu faaliyetlerine Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü´ndeki tüm personelin şahit olduğu kaydedildi. Ankara´da 28 Eylül´de gözaltına alınan Avcı´nın aynı gün Eskişehir´de kullandığı lojmanı ve Emniyet´teki makamında kameralar eşliğinde arama yapıldı. Aramalarda ele geçirilen kasetlerin bulunduğu zarf da hakim huzurunda avukatının şahitliğinde açıldı. Büyük boyut sarı zarf içindeki 24 teyp kaseti tutanağa geçirildi. ( Aktifhaber)
Berberoğlu´nun 1997´deki ilginç Avcı yazısı
13 Ekim 2010: Şimdilerde Hanefi Avcı´yı aklamak için kanal kanal gezen ve gazetelerinde adeta Hanefi Avcı aklama sanatını icra eden Doğan Grubu´nun o zamanki Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu 10 Temmuz 1997 tarihinde Avcı hakkında ilginç bir yazı kaleme almış. İşte o yazı:
Tevfik Diker Avcı´ya soruyor.. Enis BERBEROĞLU - Hürriyet.. ANAP Manisa Milletvekili Tevfik Diker, Susurluk skandalının ilk gününden itibaren polisteki karanlık ilişkilerin peşine düştü. Hanefi Avcı´nın kontrol ettiği itirafçıları, kayıp silahları araştırdı, eski İçişleri Bakanı Meral Akşener´i zincirleme soru önergeleri ile terletti. Diker, önceki gece Show TV´de yayınlanan ve Hanefi Avcı´nın konuk olduğu 32´inci Gün programına telefonla katılmak, soru yöneltmek istedi. Ancak mümkün olmadı. Diker bunun üzerine program yöneticisi Mehmet Ali Birand´a, eğer programa bağlanabilseydi Avcı´ya yönelteceği soruları faksladı. Tevfik Diker´in bize de yolladığı sorularını aynen yayınlıyoruz.
1. Hanefi Avcı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevini yürütürken PKK itirafçılarını sık sık cezaevinden çıkararak operasyonlara götürmedi mi?
2. Bu itirafçılar arasında bulunan Ağrı doğumlu Ferhat kod adlı Mustafa Deniz´e ´hayatı tehlike altındadır´ gerekçesi ile 9 mm. Browning marka L-27507 seri nolu silahı vermedi mi?
3. Altında Hanefi Avcı´nın imzası ve mührü bulunan bu belgenin, bu belgeye dayanılarak verilen silahın, devletin herhangi bir envanterinde bulunmadığı ve şu anda nerede olduğunun bilinmediği dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener tarafından da doğrulanmamış mıdır?
4. Hanefi Avcı´nın programınızda da iddia ettiği bazı Silahlı Kuvvetler mensuplarının devlet içinde çete oluşturdukları konusundaki iddiaları, Jandarma Genel Komutanlığı makamları tarafından araştırılmadı mı? Hatta Avcı´nın bu gerçek dışı ithamlarına maruz kalan ben ve TBMM´de benimle birlikte çalışan danışmanım Serdar Öztürk, bu konu ile ilgili olarak Manisa İl Jandarma Alay Komutanlığı´nda sorgulanmadı mı?
5. Aynı konuda yapılan soruşturmanın sonuçlanmasının ardından Jandarma Genel Komutanlığı, Hanefi Avcı´nın gerçek dışı suçlamalar yöneltmesiyle ilgili İçişleri Bakanlığı´ndan soruşturma yapmasını istemedi mi? Bu soruşturma halen sürmüyor mu?
6. Hanefi Avcı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü iken yanına aldığı, PKK içinde Ali Hoca olarak bilinen Ali Ozansoy´a daha sonra ilgili kimlik değiştirme kanununa dayanarak yeni bir kimlik edindirmedi mi? Yeni kimlikli Ali Ozansoy halen Avcı´nın himayesinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı emrinde uzman olarak çalışmıyor mu?
7. PKK itirafçısı Mustafa Deniz de daha önce birlikte çalıştığı Binbaşı Cem Ersever ve Neval Boz ile birlikte Ankara çıkışında ölü olarak bulunduğunda, Ali Ozansoy gibi Hanefi Avcı himayesinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı´nda uzman olarak çalışmıyor muydu?
8. 32. Gün programında telefon dinlemenin mümkün olmadığını, bunun için ancak mahkeme kararı gerektiğini belirten Hanefi Avcı, kendi imzasıyla Jandarma Genel Komutanlığı´na gönderdiği ihbar mektubunda bazı GSM telefonlarının numaralarını ve isimlerini verirken bu bilgileri nereden alıp da verdi? Eğer böyle bir dinleme yok idiyse, bu numaraları nasıl tespit etti?
9. Hanefi Avcı, İstanbul´da bombalı suikasta uğrayan Matild Manukyan ile birlikteyken ve daha önce Özer Çiller´in İstanbul Bankası Genel Müdürü iken özel kuryeliğini yapan Mehmet Urhan´ın ölümüyle sonuçlanan olay sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü görevinde değil miydi?
10. Hanefi Avcı, İstanbul´da bir gazetecinin ölümü ile sonuçlanan Özgür Gündem´in bombalanması olayında da İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü değil miydi? Benim dönemimde faili meçhul olay yoktur, derken bu olayları yok mu saymaktadır?
11. Hanefi Avcı, 32. Gün programında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı´nda son günlerde kamuoyunda tartışılan ´Köstebek´ olayı ile ilgili adı geçen Mahmut ve Mehmet isimli şahısların bulunmadığını söylemiştir. Hanefi Avcı, kendi dairesinde Şube Müdürü olarak görev yapmakta olan Mahmut Karaaslan ve Mehmet Tomruk´u tanımamakta mıdır?
Hanefi Avcı dilerse bu soruları yeniden TV ekranına çıkarak yanıtlar. İsterse bu köşenin sınırları içinde yanıt hakkını kullanır. Ama Avcı lütfen, yanıt için poliste patlak verecek yeni bir skandalı beklemesin. Görevi gereği edindiği bilgileri politik rakiplerini susturmak, polis üzerindeki baskıyı hafifletmek için kullanmasın. ( Enis Berberoğlu / Hürriyet)
(12 Ekim 2010), son güncel.: (13 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hanefi Avcı Tekirdağ valisini yasadışı dinlemiş
Duyum değil, işte belgesi: Avcı MİT´i bile dinlemiş
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek