´Sahte çürük raporu çetesi´ ve ´Karargah Evleri´ soruşturmalarında delilleri karartmakla suçlanan ´Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu dosyası´nın sivil savcılıktan alınması tepkiyle karşılandı. Zaman´ın dün manşetten duyurduğu gelişmeyi değerlendiren hukukçular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın ısrarıyla Milli Savunma Bakanlığı´na gönderilen dosyanın derhal sivil savcılığa iade edilmesi gerektiğini belirttiler. Dosya sivil savcıdan İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının baskısıyla alınmıştı. Başsavcılık internet andıcı soruşturmasında da savcıya dosyayı devretmesi için baskı yapmıştı. Tümgeneral Çubuklu, sahte çürük raporu ve internet andıcı soruşturmalarının şüphelilerinden. Her iki soruşturmada da çağrılmasına rağmen ifade vermeye gelmedi.
Savunma Bakanı Çubuklu dosyasını savcılığa iade etmeli
´Sahte çürük raporu çetesi´ ve ´Karargah Evleri´ soruşturmalarında delilleri karartmakla suçlanan ´Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu dosyası´nın sivil savcılıktan alınması tepkiyle karşılandı. Zaman´ın dün manşetten duyurduğu gelişmeyi değerlendiren hukukçular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın ısrarıyla Milli Savunma Bakanlığı´na gönderilen dosyanın derhal sivil savcılığa iade edilmesi gerektiğini belirttiler. Dosya sivil savcıdan İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının baskısıyla alınmıştı. Başsavcılık internet andıcı soruşturmasında da savcıya dosyayı devretmesi için baskı yapmıştı. Tümgeneral Çubuklu, sahte çürük raporu ve internet andıcı soruşturmalarının şüphelilerinden. Her iki soruşturmada da çağrılmasına rağmen ifade vermeye gelmedi.
´Sahte çürük raporu´ soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının iddianame gibi hazırladığı görevsizlik kararı haberi gündemi sarstı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından hazırlanan kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın yazılı ve şifahi talebi ve ısrarı üzerine mecburen görevsizlik kararı verilerek dosyanın Milli Savunma Bakanlığı´na gönderildiği belirtiliyordu. Hikmet Usta, Tümgeneral Çubuklu ve diğer şüphelileri ´delilleri karartmakla´ suçluyordu. Savcı, soruşturmada adı geçen askerlerin işledikleri suçun görevleriyle ilgili olmadığı üzerinde ısrarla duruyordu. Kararda, Tarafımızda yapılan yeni inceleme sonrasında 397 adet dosyanın tarafımıza hiç gönderilmediği, 10 adet dosyanın da askeri belge şeklinde ayrıldığının ancak bu kapsamda olmadığının, bu dosyalardan bir kısmının soruşturmamızla ilgili olduğu, bir kısmının ise ´Karargah Evleri´ yapılanmasına ilişkin terör dosyası olduğu anlaşılmıştır. deniliyordu. Zaman´ın edindiği bilgilere göre, görevsizlik kararı nisan ayında verildi. Dosya şu anda MSB´de. Hukukçular ise soruşturma yetkisinin sivil savcılıkta olduğunun altını çiziyor. Tıpkı Hikmet Usta´nın görevsizlik kararında dile getirdiği gibi şahısların işledikleri suçların görevleriyle ilgili olmadığını anlatan hukukçular, MSB´nin dosyayı derhal sivil savcılara göndermesi gerektiği üzerinde duruyor.
Bu derece neyi koruyorsunuz?
Eski Savcı Gültekin Avcı: ´Milli Savunma Bakanlığı dosyayı sivil savcılığa göndermeli. CMK 250. maddesiyle bu ifade edilmiş oluyor. Zaten Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta da buna göndermede bulunmuş ve dosyayı başsavcının talimatı ve baskısıyla MSB´ye göndermiş. MSB, üzerine düşeni yapmalı ve dosyayı sivil savcılığa göndermeli. Askeri yargı teşkilatının bağımsızlıktan uzak olduğu bu zamana kadar pek çok olayla ortaya çıkmıştı. Komutan emriyle soruşturmaya başlamak gibi bir savcı inisiyatifi gülünçtür. 397 adet dosya gönderilmemiş. Burada görevi kötüye kullanma ya da ihlal etmeden ziyade illegal bir örgüte üyelik imajını veren bir hukuka aykırılık söz konusudur. Bu derece neyi koruyorsunuz? Bu kadar illegal bir rol üstlenen Çubuklu´nun örgüt üyeliğinden soruşturulması gerekir. Bu derece konuya eğilip dava arkadaşlarını korur gibi davranan bir adli müşavirin sivil savcılıkta soruşturulması lazım.´
Emir komuta yargılaması
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Yargıdaki iki başlılığın sonucunda ortaya çıkan bir mesele var. Mutlaka askeri yargının sadece disiplin temin edilecek dereceye indirilmesi gerekiyor. TCK´da belirtilen suçları içeren meselelerin mutlaka sivil yargı tarafından yapılması ve askeri mahkemelerin askeri hakimlerin durumunun yeniden düzenlenmesi gerekir kanaatindeyim. Bir emir komuta zinciri olmasına rağmen Genelkurmay´ın adli müşavirinin hakim ve savcılar üzerinde etkisi var. MSB, adalet işlerinin ve ilgili dairelerinde de genelkurmay başkanı ve komutanların etkisi var. Özellikle üst kademeyi ilgilendiren meselelerde emir komuta içerisinde bir yargılama söz konusu. TSK´da sivil yargı yönetimi arasındaki meselelerde askeri yargının Silahlı Kuvvetler´in üst kademesini koruyacak tedbirleri aldığı anlaşılıyor.
Hıfzı Çubuklu suç işliyor
Hukukçular Derneği Başkanı Cahit Özkan: Burada askerlerin görevi dışında anayasada da suç olan hâkimlere emir, yetki ve talimat veremez. Hıfzı Çubuklu´nun işlediği suçtur. Bu yüzden MSB´nin dosyayı kesinlikle sivil mahkemeye göndermesi gerekir. Ancak konunun üstünün kapatılması için askeri savcılığa gönderilir. Söz konusu dosya, yeterli ve etkin takip edilebilmesi için mutlaka sivil savcılığa gönderilmeli.
Bu müdahale ilk değil
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek: Burada mesele birincisi savcı soruşturmayı yürütürken yapılan baskı ve kanunlara göre ulaşmak zorunda olduğu bilgi ve belgelere ulaşması engellenmesi. İkincisi bundan sonra görevsizlik kararı vererek baskıya işaret ediyor. Askeri savcılık ve askeri mahkemeler rütbeyle yürütülen görevlerdir. Bunun için birebir hakim ve savcılar iyi kararlar verebilir ama makam olarak askeri savcılıkların tarafsız hareket edemediği de ortaya çıkmış oluyor. Askeri savcılık, bağlı olduğu komutanlığın talimatıyla soruşturma yapabiliyor. Bu ilk değil. ( Zaman)
Delilleri ´çürütenler´ Bakan´ı bekliyor
Ali Akkuş (Zaman): Ortada kamuoyunu yakından ilgilendiren bir dava var. Cebir ve tehdit uygulayarak haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgüt, askere gitmek istemeyenlere çürük raporu ayarlıyormuş. Örgütün yöneticisi askerî hâkim. Şu anda hapiste. Bugüne kadar milyonlarca genç, vatan borcu deyip giderken, birileri parayı basıp kaçıyormuş askerlikten. Meğer kışlalarda yanaşık düzen eğitiminden hatırladığımız ´Her Türk asker doğar´ sloganı herkesi kapsamıyormuş. Sivil savcılık bu örgütü soruştururken Genelkurmay´dan bazı belgeleri istiyor. Fakat TSK´nın hukuk müşaviri bilgileri vermek yerine, yanına aldığı üç kişiyle belgeleri yok etmeye girişiyor. Yaptıkları işi konuşurken internete düşüyorlar. Bunun üzerine savcılık ´suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme´ iddiasıyla ikinci soruşturmayı başlatıyor. Savcı, aralarında 2 askerin de bulunduğu 8 kişilik bilirkişi heyetine inceleme yaptırıyor. İnternete yansıyan bilgilerin tamamının doğru olduğunu tespit ediyor. Hukuk müşavirinin, 400´den fazla belgeyi sakladığı resmî raporla kayıt altına alınıyor. Savcı, kanunların kendisine verdiği yetkiden hareketle bu işleri yapanların ifadesini almak istiyor. İşte skandal burada başlıyor. Daha doğru bir ifadeyle, bundan sonra ´sen misin soruşturmayı yapan´ süreci başlıyor. Suçlananlar, mahkemeye gitmek yerine ´dosyayı gönder´ diyor. Savcı, soruşturma yetkisinin kendisinde olduğunu göstermek için kanun maddelerini sıralıyor ama olmuyor. Çünkü, TSK´nın hukuk müşavirinin yazılı olarak belirttiği ´gönder´ talebi, başsavcı ve başsavcı vekili tarafından ´şifahi talimata´ dönüştürülüyor. Ve dosya onca kanunun aksine, Ankara´ya gidiyor. Bunların hepsi resmî olarak kayıtlara giriyor. Dosya şu anda Milli Savunma Bakanlığı´nda. Savcı Hikmet Usta´nın yazdığı aslında görevsizlik kararı değil, tam bir iddianame. Suçlamalar o kadar net, deliller o kadar ayrıntılı toplanmış ki, bir ilkokul öğrencisi bile anlayabilir meseleyi. Heronlar konusunda şehit yakınlarını ´görüntüler başka yerden alınmış´ diyerek doğru olmayan sözlerle teselli eden Bakan Vecdi Gönül, bakalım bu kez ne yapacak? ( Zaman)
(21 Eylül 2010, 13:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: