İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ´darbeye teşebbüsle´ suçlanan Balyoz davasının 101 sanığını cezaevi yolundan geri döndürdü. Davanın esasına ilişkin görüş bildirmeyip yakalama kararını ´usul´ açısından kaldırdı. Bu şekilde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dava dosyasına karışmamış oldu. Yani tutuklamak için ´kuvvetli suç şüphesi, darbe teşebbüsü suçunun katalog suçlardan olması ve adli kontrol kararının yetersiz kalacağı´ gerekçeleri hâlâ geçerli. 16 Aralık 2010´da yapılacak ilk duruşmada da tutuklama kararı verilebilir. Ancak diğer taraftan, usul açısından 81 yıllık bir ceza usulü uygulamasını ve Yargıtay´ın hiçbir şekilde tartışmaya bile gerek duymadığı bir kuralı yok saydı. ´Tutuklamak amacıyla yakalama kararı çıkartılamaz´ dedi. Bu karar, cinayet, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs gibi suçlardan firari olan sanıklara ´haklı´ gerekçe sunmuş, dolayısıyla bir kaosun da kapısını aralamış oldu.
Balyozcular 16 Aralık´taki ilk duruşmada tutuklanabilir
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ´darbeye teşebbüsle´ suçlanan Balyoz davasının 101 sanığını cezaevi yolundan geri döndürdü. Davanın esasına ilişkin görüş bildirmeyip yakalama kararını ´usul´ açısından kaldırdı. Bu şekilde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dava dosyasına karışmamış oldu. Yani tutuklamak için ´kuvvetli suç şüphesi, darbe teşebbüsü suçunun katalog suçlardan olması ve adli kontrol kararının yetersiz kalacağı´ gerekçeleri hâlâ geçerli. 16 Aralık 2010´da yapılacak ilk duruşmada da tutuklama kararı verilebilir. Ancak diğer taraftan, usul açısından 81 yıllık bir ceza usulü uygulamasını ve Yargıtay´ın hiçbir şekilde tartışmaya bile gerek duymadığı bir kuralı yok saydı. ´Tutuklamak amacıyla yakalama kararı çıkartılamaz´ dedi. Bu karar, cinayet, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs gibi suçlardan firari olan sanıklara ´haklı´ gerekçe sunmuş, dolayısıyla bir kaosun da kapısını aralamış oldu.
Daha önce bazı Balyoz sanıkları hakimler Oktay Kuban ve Yılmaz Alp tarafından ´kuvvetli suç şüphesi bulunmadığı, delillerin yetersiz olduğu´ gibi davanın esasına ilişkin gerekçelerle serbest bırakılmıştı. 11. Ağır Ceza, 102 sanık hakkındaki yakalama kararlarına itirazları incelerken böyle yapmadı. Eğer bunu yapsaydı yargılamayı yapacak olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne talimat vermiş, onun yargılama işine karışmış olacaktı. Ancak yakalama kararını usule ilişkin kaldırırken de yargı sistemini kaosa itebilecek gerekçeler sundu. Mahkeme, daha önce ifadeye çağrılmadan ya da zorla getirme kararı verilmeden bir kişinin ´kaçak´ sayılamayacağını ve bu nedenle de yakalama kararı alınamayacağını savundu.
Ancak mesela bir cinayet davası var. Ve mahkeme cinayeti gösteren görüntülere ulaştı. Mahkeme bu aşamada, ´ben önce ifadeye bir çağırayım, gelmezse yakalama kararı çıkartırım´ derse katil ne yapar? Yurtdışına kaçar. Çünkü ifadeye çağırma ya da zorla getirme kararı havaalanına ya da sınır kapılarına bildirilmiyor. Mahkemelerin kendisi polis gibi sanıkların peşine düşmesi mümkün olmadığından verdiği kararın da uygulanabilirliği, etkinliği kalmıyor. Bu da yargı sisteminde kaosa neden olabilecek sıkıntılı bir durum.
BALYOZ SANIKLARINA ÖZEL KANUN MADDESİ!
Mahkeme ayrıca, yıllardır tutuklamak amacıyla yakalama kararı verildiğini (kendisi de dahil) ancak kimse itiraz etmediği için de uygulandığını söylüyor. Yıllardır mahkemeler kanunu yanlış uygulamış! Ta ki, Balyoz davası sanıkları bunu öne sürene kadar. Burada, birçok dava dosyasının hukuka aykırı işlemlerle dolu olduğu itiraf ediliyor ki, bu da mahkemeleri büyük zan altında bırakan vahim bir durum. Bunun yanında mahkeme kendisi yakalama kararına itiraz yapılamayacağını belirtiyor. Ancak Tutuklama gerekçeleriyle çıkarıldığı için itiraz edilir, bu konuda yasamızda madde yok. diyor. Devamında bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´ne başvurulması gerektiğini söylüyor. İtirazların reddedilmesini isteyen savcı Celal Kara ve üye hakim Metin Özçelik de ancak tutuklama halinde AİHS´in söz konusu maddesinin uygulanacağını vurguluyor. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu şekilde yeni bir hukuk kuralı icat etmiş oluyor! ( Zaman)
11. AĞIR CEZA´NIN PAŞALARA ÖZEL UYGULAMA YAPMASI ÜYE HAKİM ÖZÇELİK´İ İSYAN ETTİRDİ
İşte Özçelik´in itirazlarından bazıları: Biz dahil pekçok mahkeme aynı şekilde kararlar verdi... Yakalama kararına itiraz edilemez. 15 gündür aranmalarına rağmen adliyeye gelmedikleri için kaçma şüphesi var. Balyoz Darbe Planı´na davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 102 sanık hakkında verdiği ´yakalama kararı´nı aralarında muvazzaf paşalarında bulunduğu 101 sanık için iptal eden 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararına şerh koyan üye hakim, paşalara yapılan ayrıcalığı gözler önüne serdi. Üye Hakim Metin Özçelik, ?11. Ağır Ceza olarak daha önce birçok kez iddianameyi kabul edip istisnasız savcıdan mütalaa bile almadan birçok kişiyi tutukladık? dedi.
´USULLERE AYKIRI´ DENİLDİ
İstanbul 11. Ağır Ceza, 27´si muvazzaf general 101 Balyoz sanığı hakkındaki yakalama kararını ?10. Ağır Ceza´nın kararı usullere aykırı? iddiasıyla oy çokluğuyla kaldırdı. Mahkeme Başkanı Şeref Akçay ve üye hakim Oktay Açar´ın kararına üye hakim Metin Özçelik muhalefet şerhi koydu.
BİZ DE AYNI KARARLARI VERDİK
Uygulamada mahkememiz de dahil pek çok mahkeme 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yaptığı gibi tutuklamak amacıyla yakalama kararları da çıkarmıştır. Ancak bunların hiçbirisi itiraz konusu olmamıştır.
KARARLARA ÖRNEKLER GÖSTERDİ
Şöyle ki mahkememizde yargılaması yapılan 2009-293 esas sayılı, 2009-100 esas sayılı, 2010-122 esas sayılı, 2010-166 esas sayılı ve 2010-157 esas sayılı dava dosyalarıyla ilgili olarak kamu davası açılıp iddianame kabul edildikten sonra Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaksızın düzenlenen düzenlenen tensiplerde sanıklara tutuklama amacıyla yakalama kararı çıkarılmıştır.
15 GÜNDÜR NİYE GETİRİLMEDİLER?
Üye hakim Özçelik muhalefet şerhinde yakalamalara yapılan itirazların reddedilmesi gerektiği yönündeki görüşlerini şu unsurlara dayandırdı:
Hakkında yakalama kararı olan 101 sanığın özgürlüğünün kısıtlanması ya da özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarından söz edilemez.
Sanıkların tümünün kaçma tehlikesi var. Adli kontrol uygulaması yetersizdir.
Yakalama kararlarına itiraz edilemez.
Yakalama kararı çıktıktan sonra 15 gün içinde ne sanıklar geldi, ne de onlarla ilgili işlem yapması gerekenler işlem yaptı.
Hukuk paşalara işlemiyor
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, hakkında yakalama kararı olan 102 Balyoz sanığının Merkez Komutanlığı tarafından adliyeye getirilmemesini sert bir dille eleştirildi. Petek ?Mahkeme kararıyla suç işlediği mahkeme kararıyla ortaya konan ve hakkında yakalama kararı verilenler 15 gündür derdest edildi mi? Normal bir vatandaş için bir yakalama kararı olsaydı herhalde bir operasyon düzenlenir mahkemeye teslim edilirdi? dedi. Petek ?Emeklisi ile muvazzafı ile orduevinde barınak oluşturulmuş. Hukuk devletinde herkesin saygı göstermesi gereken mahkeme kararı infaz edilmiyor. Ondan sonra kamuoyu aptal zannedip bu millete diyorlar ki, yakalama kararı tebliğ edilmedi de onun için derdest edilmiyor. Yakalama kararı tebliğ edilmez güvenlik birimi tarafından infaz edilir. Peki siz bunun uygulandığını görüyor musunuz? Hayır. Uygulamayanlara bir hesap sorulabiliyor mu? Hayır? diye konuştu.
İstanbul Adliyesi koridorlarındaki ilginç ´ret´ iddiası
Balyoz sanıkları hakkındaki yakalama kararını oy çokluğuyla kaldıran İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde ilginç gelişmeler yaşandığı iddia edildi. Reddi hakim taleplerini inceleyecek olan 11. Ağır Ceza´nın heyettinde son anda değişiklik yapıldığı, bir üye izne gönderilirken izindeki üyenin de iznini erken bitirerek görüşmeye katılmasının sağlandığı öne sürüldü.
Biri izne biri adliyeye
İstanbul Adliyesi koridorlarındaki iddiaya göre, itirazları görüşecek heyette Üye Hakim Bülent Akasma yer alıyordu ancak Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, Akasma´yı izne gönderdi. Aynı mahkemenin izinde bulunan diğer üyesi Oktay Açar ise izinden erken çağrıldı ve yakalama kararına yapılan itirazlar görüşüldü. Ve Başkan Akçay ile Üye Hakim Açar´ın oylarıyla da Balyoz sanıkları hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.
Savcı itiraza ret istedi
11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin karar için günlerce mütealasını beklediği Savcı Celal Kara´nın mütealasında itirazın reddedilmesi gerekliliğini vurguladığı öğrenildi. Bir diğer dikkat çeken nokta ise 10. Ağır Ceza´nın yakalama kararını ve yapılan itirazlara reddi oy birliği ile verirken, 11. Ağır Ceza´nın yakalama karırını 2´ye 1 oy çokluğuyla alması oldu
İşte savcının mütalaası: Hani çağrıldıklarında gelirlerdi? Telefonlarına bile ulaşılamadı
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, tartışmalı bir gerekçeyle 101 Balyoz sanığı hakkındaki yakalama kararını kaldırdı. Mahkeme Savcısı Celal Kara´nın, mütalaasında yakalama kararının doğru olduğunu çarpıcı gerekçelerle sunduğu ortaya çıktı. Savcı, ´sanıkların kaçma şüphesi yok´ iddialarına şöyle cevap veriyor: Çağrıldığında gelecekleri belirtilen sanıklardan hiçbiri kendi iradesi ile gelmediği gibi telefonlarına bile ulaşılamadı. ´Balyoz´ soruşturması ve yargı sürecinde ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Temmuz 2010´da Balyoz davasına ilişkin olarak 102 sanık hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar vermişti. Haklarında yakalama emri çıkarılan 102 sanık arasında, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ve Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu da yer alıyordu. Şüphelilerden emekli Albay Ahmet Şentürk, Afyonkarahisar´da bankamatikten para çekerken gözaltına alındı ve sorgusunun ardından tutuklandı. Diğer 101 sanığa ise bir türlü ulaşılamadı.
Sanık avukatları İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nden kararın geri alınması, aksi takdirde itiraz olarak değerlendirilmesi için üst mahkemeye gönderilmesi yönünde talepte bulundu. Dosya İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderildi. Mahkeme savcının mütalaasını vermesinin ardından önceki akşam dosyayı inceledi. Sanık avukatlarının taleplerini yerinde bularak, yakalama kararının kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme kararında ilginç bir itirafta da bulundu. Kararda, Uygulamada mahkememiz de dahil pek çok mahkeme İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yaptığı gibi tutuklamak amacıyla yakalama müzekkereleri de çıkarmıştır. Ancak bunlardan hiçbirisi itiraz konusu olmamıştır. Kaldı ki; yasaların yanlış ya da eksik uygulanması, bu işlemin sürekli yapılmış olması onu hukuka uygun hale getirmez. denildi.
İstanbul Adliyesi özel yetkili mahkemelerinde görevli Cumhuriyet Savcısı Celal Kara´nın, mahkemeye sunduğu 8 sayfalık mütalaasında çarpıcı tespitlerde bulunduğu ortaya çıktı. Kara´nın, sanık avukatlarının talebinin reddi yönünde görüş bildirdiği öğrenildi. Savcı, sanık avukatlarının iddialarını tek tek çürüten mütalaasında çok önemli tespitlerde bundu. Kara, CMK´ya göre, mahkemenin yakalama kararında bir usulsüzlük bulunmadığını hatırlattı. CMK 98´e göre heyetçe verilmiş yakalama kararına itirazın hiçbir şekilde mümkün olmadığına ve kanuna göre sadece hakim kararına her zaman, mahkemeye ise kanun hükmünün izin verdiği takdirde itiraz edilebileceğine dikkat çekti.
Mahkeme yasal takdir hakkını kullandı
´Sanıklar çağrıldığında gelir´ ifadesinin kısmen haklılık payı taşıdığının değerlendirilebileceğini ancak mahkemenin bu konuda yasal takdir hakkını ´yakalama´ olarak kullandığını belirten Celal Kara´nın tespitleri ilginçti: (...) Karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında da mahkemenin şüphesinin haklı çıktığının görülmekte olduğu, zira çağrıldığında gelecekleri belirtilen sanıklardan hiçbirinin kendi iradesi ile gelmediği gibi beyan ettikleri adreslerinde bulunmadıkları ve hiçbirinin telefonlarına da ulaşılamadığı, bu durumun kaçma şüphesinin eski tabirle kuvveden fiile çıktığını ve mahkemenin şüphesinin haklı nedenlere dayalı olduğunu göstermekte olduğu kanaatine varıldığından itirazların reddine karar verilsin.
Tutuklama koşulları oluştu
Savcı Celal Kara, mütalaasında önemli bir noktaya da dikkat çekti. Yakalama kararının sanıkların kaçak olduğundan değil, tutuklama koşulları bulunduğu için verildiğini vurguladı. Şu ifadeleri kullandı: Eski TCK´da gıyabi tutuklama kuralı vardı, bu hüküm kaldırıldı ve tutuklama koşulları olduğunda tutuklamak amacıyla yakalama kararı verilmesi uygulaması getirildi. 1 Haziran 2005´ten beri de bu kural istisnasız ve duraksamaksızın uygulandı. dedi. ´Sanıkların kaçak konumda olmadığı ve dolayısıyla CMK 98/3 madde ve hükmün karara dayanak yapılamayacağına´ ilişkin itirazlara da değinen savcı, Tutuklama koşullarının bulunması halinde bu amaçla yakalama kararının çıkarılabileceğine ilişkin yıllardır süren ve bu kararların verildiği on binlerce dosyanın Yargıtay denetiminden de geçmesi suretiyle kesinleşmiş bir uygulama olması karşısında bu itirazın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. ifadelerini kullandı.
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek: O zaman tüm tutuklu sanıklar salıverilsin
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi kaçaklık şartlarının olmadığını belirten bir gerekçeye dayanmış ancak bu gerekçe Ceza Muhakemesi Kanunu´na uygun değildir. Şayet bu gerekçe doğru kabul edilirse Türkiye´deki tüm tutuklu sanıkların hemen bırakılması gerekir. Mahkeme, kararında CMK´yı yanlış yorumlamıştır. CMK´nın yürürlüğüne dair kanunun 5. maddesi, Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle gıyabi tutuklamalar yakalama kararına dönüşür deniliyor. Bu da eski kanundaki gıyabi tutuklama yerine, yakalama kararının uygulanacağını gösterir.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop: Yakalama kararı neden yerine getirilmedi?
Yargılama süreci devam edecek. Davanın aslı kişilerin sanık olma durumu sürüyor. Yakalama konusunda 2 mahkeme arasında yorum farkı olsa da tutuklanma sebeplerinin oluştuğu konusunda aynı fikirde olduklarını görmekteyiz. 10. Ağır Ceza´nın vermiş olduğu yakalama kararı, 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği kararın saatine kadar hukuken geçerlidir. Bu kararın gereğini yerine getirmemek ayrıca soruşturma gerektirir. Burada yakalanması geçen kişileri yakalamayanlarla ilgili gerekli soruşturmalar yapılmalı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen: Yakalama kararına itiraz edilemez
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, yakalama kararı verdikten sonra bunun arkasında duracaktı. Yakalama kararı verdiğinde ´buna itiraz yolu açık değil´ deyip kendisine yapılan ´yakalamanın kaldırılması´ taleplerini esasa girmeden reddetmeliydi. Dosyayı da bir sonraki mahkemeye göndermemeliydi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi CMK 94 yerine 98´den yakalama kararı çıkarılması şeklindeki teknik hatayı yakaladı. Bu şekilde yargı zarar gördü.
Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır: Hukuk asker sanıklara farklı işletildi
Ben 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararında yargı dışı unsurların devreye girdiğini düşünüyorum. Mahkemenin kararı ile kaçaklık özendirildi. Kaçarsanız daha çok hakkınız olur anlamında bir karardır bu. Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri´nin hukuka direnişini gördük. 15 gün boyunca sanıkları saklamak suretiyle yargıya direnildi. Maalesef asker kişiler için hukuk farklı işletildi. Balyoz´la ilgili karar veren hâkimler ve savcılar baskı altına alındı. ( Zaman)
(08 Ağustos 2010, 12:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
FLAŞ Flaş!!! Balyoz generallerine yakalama kararı
Darbecilerin emrinde halen silahlı güçler var, tutuklama doğru
BALYOZ İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Balyoz Planı manşetlerimiz