Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Balyoz darbe iddianamesi doğrultusunda haklarında tutuklama kararı çıkan muvazzaf subayların terfileri için elinden geleni yapıyor. Gönül, yaptığı açıklamada yakalama ve tutuklama kararlarının ayrı olduğunu savunarak yakalama kararı çıkan sanıkların henüz tutuklanmış sayılmayacağını, dolayısıyla terfi edebileceklerini iddia etti. Bakan Gönül´ün, mahkeme önünde sanıkların yüzüne okunarak tutuklamaya dönüşeceği sanılan yakalama kararının bir formaliteden ibaret olduğunu gözlerden kaçırması, kelime oyunları ardına sığınması, darbeci sanıkların terfi ettirilme gayretlerinde gayretiyle yer alması kamuoyunu isyan ettiriyor ve şöyle dedirtiyor: ´Komutanların avukatları itiraz dilekçelerini yanlış adrese verdiler. Bunları Adalet Bakanı´na ve hatta Başbakan´a verselerdi daha tesirli olurdu.´ Bu arada Turktime sitesinde Adalet Bakanıyla ilgili şok bir iddia yer aldı. Bu iddiaya göre Adalet Bakanı Gönül´ün Emniyet teşkilatına talimat vererek, yakalama kararının uygulanmamasını istemesi Ankara kulislerine bomba gibi düştü. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama emri sonrası en tepeden başlayan yakalama operasyonları, ilk olarak Org. Çetin Doğan´ı vurmuştu. Ancak sonrasında yakalama operasyonları adeta bıçak gibi kesilmişti.
Gönül´den şaşırtan açıklama: Yakalama, terfiye engel değil
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Balyoz darbe iddianamesi doğrultusunda haklarında tutuklama kararı çıkan muvazzaf subayların terfileri için elinden geleni yapıyor. Gönül, yaptığı açıklamada yakalama ve tutuklama kararlarının ayrı olduğunu savunarak yakalama kararı çıkan sanıkların henüz tutuklanmış sayılmayacağını, dolayısıyla terfi edebileceklerini iddia etti. Bakan Gönül´ün, mahkeme önünde sanıkların yüzüne okunarak tutuklamaya dönüşeceği sanılan yakalama kararının bir formaliteden ibaret olduğunu gözlerden kaçırması, kelime oyunları ardına sığınması, darbeci sanıkların terfi ettirilme gayretlerinde gayretiyle yer alması kamuoyunu isyan ettiriyor ve şöyle dedirtiyor: ´Komutanların avukatları itiraz dilekçelerini yanlış adrese verdiler. Bunları Adalet Bakanı´na ve hatta Başbakan´a verselerdi daha tesirli olurdu.´ Bu arada Turktime sitesinde Adalet Bakanıyla ilgili şok bir iddia yer aldı. Bu iddiaya göre Adalet Bakanı Gönül´ün Emniyet teşkilatına talimat vererek, yakalama kararının uygulanmamasını istemesi Ankara kulislerine bomba gibi düştü. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama emri sonrası en tepeden başlayan yakalama operasyonları, ilk olarak Org. Çetin Doğan´ı vurmuştu. Ancak sonrasında yakalama operasyonları adeta bıçak gibi kesilmişti.
Bu, 30 yıl önceki 12 Eylül darbecilerini yargılayacağım diye şehir şehir dolaşan Başbakan Tayyip Erdoğan tutumuyla çelişen bir tavır. Ama daha önemlisi hukukla çelişiyor savunma bakanı. Tutuklama değil yakalama emri gibi kelime oyunlarına başvurulması bunu örtmeye yetmiyor. Adı geçen kişiler yakalandığında, sırtları sıvazlanıp evlerine gönderilmeyecek. Ceza Kanunu 100. maddedeki katalog suçlarla itham edildikleri için ve adli kontrol hükümlerinin yetersizliğinden hareketle cezaevine gönderilecekler. Adli kontrol tutuklamadan bir önceki tedbir uygulamasıdır ve mahkeme bunu yeterli görmeyerek bir üst tedbiri yani tutuklamayı kararlaştırıyor. Mahkeme, kolluk kuvvetlerine bunları yakalayıp getirin tutuklama kararımı tebliğ edip cezaevine göndereceğim diyor. Şehir dışında olanlar için ´yol tutukluluğu´ istiyor. Milli Savunma Bakanı, kendini ve hatta başbakanı askeri şura´daki en kıdemsiz generalle eşitleyerek hata ediyor. Genelkurmay Başkanı´nı atama yetkisini cumhurbaşkanıyla paylaşan Başbakan ve bakan, bir albayın terfi almasında söz sahibi olamayacağını ileri sürüyor. Türkiye´nin en büyük demokrasi sorunu maalesef yetkilerini kullanmaktan korkan ve hatta bunları devreden darbeciler kadar cesur olamayan siviller.
Şok iddia: Balyozcuları koruyan bakan kim?
Turktime haber sitesi, Balyoz Operasyonu´yla ilgili çok kritik bir bilgiye ulaştı. Balyoz sanıklarının muvazzaf personel dışında olanlarla ilgili yakalama emrine by-pass yapıldığı öğrenildi. Kabinenin önemli bir bakanının Emniyet teşkilatına talimat vererek, yakalama kararının uygulanmamasını istediği Ankara kulislerine bomba gibi düştü. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama emri sonrası en tepeden başlayan yakalama operasyonları, ilk olarak Org. Çetin Doğan´ı vurmuştu. Ancak sonrasında yakalama operasyonları adeta bıçak gibi kesildi. Önemli bakandan gelen emir sonrasında frene bastırıldı. İçişleri Bakanı Atalay´ın yakalama kararlarına ilişkin tavrı da önceki gün medya önünde ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Atalay, hakkında yakalama kararı bulunan Korgeneral Nejat Bek´le yan yana yürüyerek ve elini sıkarak medyaya görüntü ve fotoğraf verdi.
Milli Savunma Bakanı devrede
Olayları en yakından yaşayan isim ise Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül. Medyada pek sık görünmeyen Vecdi Gönül, son günlerde Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere gazetelere demeç vermeye başladı. Gönül son olarak, Taraf´a konuştu ve ?Generaller Serbest Kalırsa terfi ederler? açıklamasını yaptı. Gönül´ün gönlünde, Balyoz´dan sanık olanlardan sadece ?paşa? rütbesindeki isimlerin terfi ettirilmesi olduğu kulislere yansımış durumda. Bu amaçla TSK Personel Yönetmeliği´nin 65. Maddesi ve Subay Sicil Yönetmeliği´nin 82. maddesinden yol aranıyor... Diğer yandan, haklarında 5 yıldan fazla hapis gerektiren suçtan dava açılan TSK ve Jandarma personeliyle ilgili görevden alma yetkisi Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı´nda. İki bakan bu yetkiyi kullanıp, Ergenekon/Balyoz/Kafes/Poyrazköy gibi süreçlerde yargılanan personeli açığa alırsa, bu personelin terfisi otomatikman devre dışı kalıyor. Açığa alınan personelin terfisi yasal olarak mümkün değil. Ankara´da masaya yatırılan konulardan biri de bu. Ancak iki bakanın da bu formüle sıcak bakmadığı öğrenildi. İçişleri Bakanı Atalay özellikle birden fazla müebbetle yayınlanan Jandarma Albay Cemal Temizöz konusunda açığa alma yetkisini kullanmamakla eleştirilmişti. Atalay, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları hakkında dava açılınca açığa alma yetkisini hızla kullanmıştı. ( Turktime)
Bakan Gönül: Hukukçulara çalışın bana getirin dedim, herhalde askeri şuraya yetiştirirler!
Balyoz Harekat Planı´nda haklarında yakalama kararı çıkarılan ancak bu karara itiraz eden generallerden terfisi gelenlerin hukuki durumu pazar günü başlayacak Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısından önce netleşecek. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ?Bakanlık hukukçularına, yakalama müessesesinin şura kararlarına etkisini incelettiriyorum, YAŞ öncesi bu inceleme biter? dedi. Taraf ´ın Gönül´e yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle:
Balyoz davası kapsamında haklarında yakalama emri çıkartılanların YAŞ bağlamında terfi durumları ne olacak? - Gazeteciler, ?yakalamaya muhatap olanların durumu ne olacak??diye sordular. Daha önceki Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu´nda yakalama diye bir şey yoktur. Onun için 65. madde tevkiften (tutuklama), açığa almadan bahsediyor, yakalamadan bahsetmiyor. Yakalama müessesesinin Askeri Şura kararlarına terfi bağlamında etkisini incelettiriyorum. Neden böyle bir şeye ihtiyaç var. Çünkü yakalama sonucunda herkes tevkif edilir diye bir şey yok. Tevkif edilmeyecekse o zaman 65. maddeye girmez. Yani şöyle bakmak lazım. Eskiden celp çıkarılırdı, ama celbin sonucu başka şeyler olurdu. Şimdi yakalama çıkıyor. Yakalama yani gıyabi tevkif verilirdi. Ondan sonra celp çıkarılırdı. Celp uygulandıktan sonra tevkif uygulamaya konulurdu. Şimdi yakalama öyle değil. Yakalama çıkıyor, kişi mahkemenin huzuruna getiriliyor. Mahkeme duruma göre tevkif veya serbest bırakma kararı verebiliyor. Bunun için yeni bir müessesedir bunu inceletiyorum.
Terfisi gelen generaller, yakalama emri sonrası serbest bırakılsalar dahi mahkemenin kabul ettiği iddianame çerçevesinde zaten haklarında kovuşturma var. Yani 65. maddeye girerler ve terfilerinin olmaması lazım. - TSK Personel Kanunu´nun 65. maddesi münakaşaya açık bırakmayacak kadar açık yazılmış. Kanun, ?açıkta bulunanların, TSK ile ilişkilerinin kesilmesini gerektirecek hürriyeti bağlayıcı şekilde ceza ile mahkum olmak, henüz hükümleri kesinleşmemiş olanların (mahkemeleri devam eden), tutuklu bulunan veya tahliye edilenlerle beraber kovuşturma ve duruşması devam edenler, terfi edemez? demiş. Burada mahkumiyeti değil, tevkifi esas alıyor. İki şeyi aklınızda tutun mahkumiyet ve tevkif. Hukukçulara, ?Çalışın bana, getirin? dedim. Herhalde askeri Şura´ya kadar yetiştirirler.
TSK´da değerli subaylar var, suç isnat edilenlerin yerlerine atanacak çok subay var... - Bu sorunuz felsefi bir soru. Pozitif hukukla ilgili değil, bu takdir ile ilgili. Askeri Şura ne takdir ederse o olur.
Askeri Şura´da sizin ve başbakanın ihraç yetkiniz var.... - İhraçlar tüzüğün 25. maddesinde var. Bu bana, Sayın Başbakana değil bütün üyelere muhalif kalma yetkisini vermiş. ?Muhalif kaldıktan sonra da açıklama yapabiliyorsunuz? diyor. İhraçlarda onu kullandım (şerh) ama başka bir yerde kullanmadım. Başka bir yerde kullanılabilir. En kıdemsiz orgeneral de böyle bir şey yapabilir. Takdir Askeri Şura´nındır. Ben de orada üye olarak takdirimi kullanırım. Ama pozitif hukukla ilgili soruyorsanız ona cevap vermeye çalışırım.
TSK 49. maddesi, generallerin hizmet ve görev ihtiyacı sebebiyle hizmete devam edebilmeleri yani aynı rütbede bir yıl kalabilmelerini öngörüyor. Balyozla ilgili soruşturmada adı geçen ve terfisi gelen generallerin bulundukları görevde sürelerinin uzatımı bir yana emekli edilmelerini gerektiriyor bu madde... - Beraatı zimmet asıldır. Yani aksi sabit oluncaya kadar herkes masumdur. Sizin bu sorunuzun cevabı beraatı zimmet asıldır... Ben Cumhuriyete gazetesine verdiğim demeçte, ?Terfi edemeyecekler ama emekli de olamayacaklar? dedim. Bakın orada kanun dengeyi kurmuş. Kamuoyu da aydınlanmış oldu. Yakalamayı da millet büyütüyor, önemli bir olaydır. ?Ama devlet politikalarını yönlendirecek kadar bir tasarruf mudur, değil midir, bunu inceletiyorum? diyorum.
TSK´da değerli subaylar var, suç isnat edilenlerin yerlerine atanacak çok subay var... - Bu sorunuz felsefi bir soru. Pozitif hukukla ilgili değil, bu takdir ile ilgili. Askeri Şura ne takdir ederse o olur.
Askeri Şura´da sizin ve başbakanın ihraç yetkiniz var.... - İhraçlar tüzüğün 25. maddesinde var. Bu bana, Sayın Başbakana değil bütün üyelere muhalif kalma yetkisini vermiş. ?Muhalif kaldıktan sonra da açıklama yapabiliyorsunuz? diyor. İhraçlarda onu kullandım (şerh) ama başka bir yerde kullanmadım. Başka bir yerde kullanılabilir. En kıdemsiz orgeneral de böyle bir şey yapabilir. Takdir Askeri Şura´nındır. Ben de orada üye olarak takdirimi kullanırım. Ama pozitif hukukla ilgili soruyorsanız ona cevap vermeye çalışırım.
TSK 49. maddesi, generallerin hizmet ve görev ihtiyacı sebebiyle hizmete devam edebilmeleri yani aynı rütbede bir yıl kalabilmelerini öngörüyor. Balyozla ilgili soruşturmada adı geçen ve terfisi gelen generallerin bulundukları görevde sürelerinin uzatımı bir yana emekli edilmelerini gerektiriyor bu madde... - Beraatı zimmet asıldır. Yani aksi sabit oluncaya kadar herkes masumdur. Sizin bu sorunuzun cevabı beraatı zimmet asıldır... Ben Cumhuriyete gazetesine verdiğim demeçte, ?Terfi edemeyecekler ama emekli de olamayacaklar? dedim. Bakın orada kanun dengeyi kurmuş. Kamuoyu da aydınlanmış oldu. Yakalamayı da millet büyütüyor, önemli bir olaydır. ?Ama devlet politikalarını yönlendirecek kadar bir tasarruf mudur, değil midir, bunu inceletiyorum? diyorum. ( Taraf)
(28 Temmuz 2010, 16:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: