Emre Aköz (Sabah): Her 10 generalden biri hakkında tutuklama kararının çıkması, Ergenekon dostlarını çılgına çevirecek olaydır ve bir ´karşı hamlenin´ gelmesi beklenir. Hatırlarsanız, Açılım başladıktan, özellikle de Habur karşılamasının ardından, özellikle Batı Anadolu´daki yerleşimlerde bir Kürt alerjisi baş göstermişti. Küçücük, sıradan, başka zaman olsa kimsenin ilgilenmeyeceği bir dalaşma, bir itiş kakış alabildiğine büyütülüyordu. O kadar ki iş, olayları engellemeye çalışan emniyet güçlerine karşı saldırıya dek varıyordu. Dikkat ettiyseniz Açılım süreci hız kesince, o kalkışmalar da durdu. Eğer bunlar halkın; ´gerçek, samimi, anlık, kendiliğinden tepkileri´ olsaydı, genişleyerek devam ederlerdi. Halbuki bir uyarı, bir tehdit, bir kaş çatış gibi görünüp kayboldular. Evet, referanduma doğru yol alırken aynı taktik İnegöl´de tekrarlandı. Önce basit bir olay hızla büyütüldü... Sonra kitle emniyet güçlerine yönlendirildi. Bu nasıl mümkün oldu? Bir ara çok konuştuk. Ancak gündem değişince unutmaya başladık. Hatırlayalım: Özel harp organizasyonu! Yani resmi açıklamaya göre, düşman işgaline karşı yapılandırılmış, her ilde, her kasabada bulunan, derin devlete bağlı sivil güçler. (Yapılanmanın asli görevi ise devletin hedef gösterdiği kesimleri -mesela solcular kontrol altında tutmak ve emir geldiğinde hedefe saldırmaktır.) Örnek mi istiyorsunuz? İşte bir tanesi: 6-7 Eylül 1955´te İstanbul´da meydana gelen, öncelikle Rumlara yönelik taciz ve yağlama olayları için konuyu bilen bir orgeneral, ´Özel Harp Dairesi´nin işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi´ demişti. Aman dikkat: Simge kişi ve kuruluşlara da saldırı olabilir...
6-7 Eylül olayları İnegöl ve Hatay´da tekrarlanmak istendi
Emre Aköz (Sabah): Her 10 generalden biri hakkında tutuklama kararının çıkması, Ergenekon dostlarını çılgına çevirecek olaydır ve bir ´karşı hamlenin´ gelmesi beklenir. Hatırlarsanız, Açılım başladıktan, özellikle de Habur karşılamasının ardından, özellikle Batı Anadolu´daki yerleşimlerde bir Kürt alerjisi baş göstermişti. Küçücük, sıradan, başka zaman olsa kimsenin ilgilenmeyeceği bir dalaşma, bir itiş kakış alabildiğine büyütülüyordu. O kadar ki iş, olayları engellemeye çalışan emniyet güçlerine karşı saldırıya dek varıyordu. Dikkat ettiyseniz Açılım süreci hız kesince, o kalkışmalar da durdu. Eğer bunlar halkın; ´gerçek, samimi, anlık, kendiliğinden tepkileri´ olsaydı, genişleyerek devam ederlerdi. Halbuki bir uyarı, bir tehdit, bir kaş çatış gibi görünüp kayboldular. Evet, referanduma doğru yol alırken aynı taktik İnegöl´de tekrarlandı. Önce basit bir olay hızla büyütüldü... Sonra kitle emniyet güçlerine yönlendirildi. Bu nasıl mümkün oldu? Bir ara çok konuştuk. Ancak gündem değişince unutmaya başladık. Hatırlayalım: Özel harp organizasyonu! Yani resmi açıklamaya göre, düşman işgaline karşı yapılandırılmış, her ilde, her kasabada bulunan, derin devlete bağlı sivil güçler. (Yapılanmanın asli görevi ise devletin hedef gösterdiği kesimleri -mesela solcular kontrol altında tutmak ve emir geldiğinde hedefe saldırmaktır.) Örnek mi istiyorsunuz? İşte bir tanesi: 6-7 Eylül 1955´te İstanbul´da meydana gelen, öncelikle Rumlara yönelik taciz ve yağlama olayları için konuyu bilen bir orgeneral, ´Özel Harp Dairesi´nin işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi´ demişti. Aman dikkat: Simge kişi ve kuruluşlara da saldırı olabilir...
Ergenekon şebekesi, 12 Eylül günü yapılacak referanduma hayat memat meselesi olarak bakıyor. Aslında halk oylamasına sunulacak olan paketin içeriği umurlarında değil. Paketteki maddeler, ak yerine kara, yazı yerine tura, su yerine ateş olsaydı da onlar yine Hayır kampanyası yapacaklardı. Nedeni basit: Referandumu, güven oylamasına çevirmeye çalışıyorlar. Hayır onlar için çok önemli: Çünkü 2002´den beri AKP karşısında kaybediyorlar... Ne var ki sekiz yıllık iktidar yıpranmasına rağmen AKP hala birinci parti. Eğer engellenmezse 2011 genel seçiminden de hükümeti kuracak parti olarak çıkacak. Dolayısıyla AKP´ye bir yenilgi aldırmaları vazgeçilmez şart oldu. Becerebilirlerse, başarıyı genel seçimlere taşıyacaklar.
Kitlesel provokasyonlar tam Özel Harp´e göre
Ergenekon dostlarının stratejilerindeki temel noktalar şöyle: 1) Gündelik siyaset düzeyinde CHP ve MHP yaygara koparacak. BDP referandumu protesto ediyormuş gibi gözükerek hayır kampanyası yapacak. (Apoletlerin himayesindeki küçük sol grupları, sendikaları saymıyorum.) 2) PKK saldırılarını şiddetlendirecek; şehitler üzerinden Hükümet suçlanacak. 3) Gerginlik sokağa taşınacak. Yukarıdaki ilk iki maddeyi zaten biliyorsunuz. Bunları defalarca konuştuk. Üçüncü madde ise Bursa İnegöl´de devreye sokuldu: Yapılan, eski bir taktiğin güncelleştirilmesiydi. Hatırlarsanız, Açılım başladıktan, özellikle de Habur karşılamasının ardından, özellikle Batı Anadolu´daki yerleşimlerde bir Kürt alerjisi baş göstermişti. Küçücük, sıradan, başka zaman olsa kimsenin ilgilenmeyeceği bir dalaşma, bir itiş kakış alabildiğine büyütülüyordu. O kadar ki iş, olayları engellemeye çalışan emniyet güçlerine karşı saldırıya dek varıyordu. Dikkat ettiyseniz Açılım süreci hız kesince, o kalkışmalar da durdu. Eğer bunlar halkın; gerçek, samimi, anlık, kendiliğinden tepkileri olsaydı, genişleyerek devam ederlerdi. Halbuki bir uyarı, bir tehdit, bir kaş çatış gibi görünüp kayboldular.
6-7 Eylül olayları muhteşem bir Özel Harp işiydi!
Evet, referanduma doğru yol alırken aynı taktik İnegöl´de tekrarlandı. Önce basit bir olay hızla büyütüldü... Sonra kitle emniyet güçlerine yönlendirildi. Bu nasıl mümkün oldu? Bir ara çok konuştuk. Ancak gündem değişince unutmaya başladık. Hatırlayalım: Özel harp organizasyonu! Yani resmi açıklamaya göre, düşman işgaline karşı yapılandırılmış, her ilde, her kasabada bulunan, derin devlete bağlı sivil güçler. (Yapılanmanın asli görevi ise devletin hedef gösterdiği kesimleri -mesela solcular kontrol altında tutmak ve emir geldiğinde hedefe saldırmaktır.) Örnek mi istiyorsunuz? İşte bir tanesi: 6-7 Eylül 1955´te İstanbul´da meydana gelen, öncelikle Rumlara yönelik taciz ve yağlama olayları için konuyu bilen bir orgeneral, Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi demişti. Peki, olay sadece referandumla mı ilgili? Hiç kuşku yok ki Türkiye sancılı bir kabuk değiştirme sürecini yaşamakta... Referandum bunun bir parçasıysa, darbecilerin yargılanması öteki parçası... Her 10 generalden biri hakkında tutuklama kararının çıkması, Ergenekon dostlarını çılgına çevirecek olaydır ve bir karşı hamlenin gelmesi beklenir. Çünkü bizim vesayetçilerin cezalandırılması olarak gördüğümüz süreci, Ergenekon dostları, orduya karşı operasyon diye sunuyor. Özetle: Sivil siyaset ve demokratikleşme süreci şu anda saldırı altında. Aman dikkat: Simge kişi ve kuruluşlara da saldırı olabilir... ( Emre Aköz / Sabah)
İnegöl´de ne oldu?
İnegöl´de önceki gece borç meselesiyle başlayan olaylar, provokatörlerin kışkırtmasıyla Kürt-Türk kavgasına çevrilmeye çalışıldı. 15 aracın tahrip edilip yakıldığı olaylarda 39 kişi gözaltına alınırken 20 polis yaralandı. Borç için tartaklanan Mehmet Şerif S, yanına aldığı Mehmet S ve Şenol S ile birlikte sopa ve bıçaklarla Orhaniye Mahallesi Çinili Cami yanında bulunan kahvehaneye girdi. Kavgada Selahattin O, Metin B, Şaban D ve iki kişi bıçakla yaralandı. Üç zanlı gözaltına alındı, yaralılar da hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından kalabalık bir grup polis merkezi önüne gelerek 3 kişinin kendilerine teslim edilmesini istedi. Polis kalabalığı dağılması için uyarınca ortalık birden savaş alanına döndü. Araçlar yakıldı ve polisler darp edildi. İlçeye takviye ekiplerin gelmesiyle asayiş sağlanmasına rağmen 250 kişi olayları sürdürdü. Gözaltındaki çoğu çocuk olan grup sorgunun ardından Bursa´ya gönderildi. Olay sırasında dükkanı tahrip edilen döner salonu işletmecisi Şahin Okutulmuş, ?Biz yıllarca İnegöl´de Kürdü, Çerkezi, Lazıyla kardeşçe yaşadık, tamamen provokasyon. Bazı güçler, kardeşler arasına girmeye çalışıyor.? dedi. Emekli öğretmen Ayşe Kılıç, ?Sağ-sol çatışması çıkarılmak isteniyor? derken eski CHP İnegöl İlçe Başkanı Necmi Demir de, ?Olaylar provoke edilmek istendi. İnegöl hoşgörünün hakim olduğu şirin bir beldemizdir? dedi. ( Star)
Kandan beslenenler hareketlendi..
Bahçeli İnegöl´den Başbakanı sorumlu tuttu
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bursa İnegöl ve Hatay Dörtyol´da yaşanan terör saldırıları hakkında bir basın açıklaması yaptı. Bahçeli yaşananlardan Başbakan Erdoğan ve hükümeti sorumlu tuttu. Hatay´ın Dörtyol ilçesinde Türk polisini hedef alan alçak terör saldırısında dört kahraman evladımızın şehit olması Türkiye´yi yasa boğmuş ve haklı bir infiale sevketmiştir. PKK saldırılarının son dönemde hızla tırmanması ve etnik bölücülüğün gemi azıya alması, Türkiye´nin milli birliğini ve varlığını hedef alan hain bir saldırı ile karşı karşıya olduğunu bütün çıplaklığı ile göstermiştir.
İnegöl´de saldırılar ardında Kürtler tedirgin
İnegöl´de Kürtlere dönük linçe dönüşen olayların ardından İçişleri Bakanlığı çıkan olaylarla ilgili müfettiş görevlendirirken, çıkması muhtemel yeni olayları önlemek amacıyla da ilçe merkezinde görevli tüm polis ve jandarma erlerinin izinleri de kaldırıldı. İlçede yaşayan Kürtler ise Dörtyol´daki saldırının ardından tedirginlik için işyerlerine gitmekten çekiniyor. Önceki gece Bursa´nın İnegöl İlçesi´nde çıkan bir kavganın provokasyonla Kürtlere yönelik bir linçe dönüşmesi üzerinde, il ve ilçe merkezinde yaşayan Kürtlerin duyduğu güvenlik endişesi, olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen tüm sıcaklığıyla sürüyor. Öyle ki Kürtlerin çoğunlukta olduğu bir mahalle olan Huzur Mahallesi´nde (Karadere) yaşayan Kürtler, dün olduğu gibi bugünde ilçe merkezinde bulunan işyerlerine gitmeye çekiniyor. Duyulan bu korkuda dün Hatay´ın Dörtyol ilçesinde Kürtlere yönelik bir provokasyon yaşanmasının da etkisi oldu. Mahallede ikamet eden Kürtler, bu gelişmeyle birlikte kendilerine dönük yeni bir saldırı dalgası yaşanmasından endişe ediyor. İlçedeki ruhsal durum buyken, İçişleri Bakanlığı da linçin ardından yaşanan olayla ilgili olarak ilçeye bir müfettiş görevlendirdi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yapılan açıklamada İnegöl´deki olaylı geceyle ilgili gözaltıların süreceğini ve müsamaha gösterilmeyeceği vurgulandı. Buna dönük olarak da kaymakam, polis ve jandarmanın tüm izinlerinin kaldırıldığı belirtildi.
Hatay´da 4 polis şehit oldu
Hatay´ın Dörtyol ilçesinde polis aracına sahte plakalı bir kamyonetten ateş açıldı. Olayda 4 polis şehit oldu. Hatay´ın Dörtyol ilçesi Payas beldesinde devriye görevi yapan polis otosuna teröristler tarafından uzun namlulu silahlarla açılan ateş sonucu şehit olan 4 polis memuru için düzenlenecek cenaze töreninin Adana´da yapılacağı bildirildi. Bugün saat 10.00 sıralarında Adana Valiliği önünde düzenlenecek şehit polis memurlarının cenaze törenine İçişleri Bakanı Beşir Atalay´ın katılması bekleniyor. Dörtyol İlçesine bağlı Payas beldesi Özerli Mahallesi TOKİ konutları önünde devriye görevi yapan polis otosuna teröristler tarafından uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilen saldırıda, araçta bulunan Hasan Aslan, Emre Yalçın, Hacı Ali Arap, Fatih Yıldız isimli polisler şehit oldu. Saldırının ardından bölgede geniş çaplı operasyon yapılırken beldede vatandaşlar sokağa dökülerek uzun süre gösteri yaptı. Yakalanan 3 şüphelinin terörist olduğunu düşünen vatandaşlar, kendilerine verilmesi için karakolun etrafında uzun süre gösteri yaptı. Güvenlik güçleri, öfkeli kalabalığı dağıtmak için havaya ateş etti, biber gazı sıktı. Gerginliğin tavan yaptığı beldede vatandaşlar, BDP binasını ateşe verdi, gerginlik gece geç saatlere kadar sürdü.
İnegöl´den sonra Dörtyol da karıştırılıyor
Hatay´ın Dörtyol ilçesinde 4 polis memurunun şehit edildiği terör saldırısının ardından tırmanan gerginlik sürüyor. Olay sonrası ilçede yaşanan provokatif eylemler devam ediyor. Bugün de Dörtyol hareketli dakikalara sahne oldu. Akşam saatlerinde öfkeli gruplar tarafından masaları ateşe verilen Eski Hal´de karşıt iki grup arasında sözlü ve fiili gerginlik meydana geldi. Çevik Kuvvet ve askeri birlikler gelişmelere müdahale etti. Alınan bilgiye göre, Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz ile İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç´ın da olay sonrasında geldiği Dörtyol´da, Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan vatandaşlar, önce BDP İlçe teşkilatının bulunduğu yere yöneldiler. Protesto gösterilerini güvenlik birimlerinin müdahalesine rağmen sürdüren vatandaşlar, 4 katlı binanın en üst katındaki BDP ilçe teşkilatına taş attılar. Ardından, binanın üst katında yangın çıktı. Kalabalıktakiler, itfaiye ekiplerinin yangına müdahale etmesini engellemeye çalıştı. Caddede lastik yakıldı. Güvenlik ekiplerinin girişimleri sonucu burada toplananlar, gruplara ayrıldı. İtfaiye ekipleri, binada maddi hasara yol açan yangını söndürdü. Bu arada, küçük gruplara ayrılan kişilerin, özellikle doğu kökenli vatandaşlara ait işyerlerini tahrip ettikleri görüldü. Emniyet Müdürlüğü ile Jandarma ekipleri, ilçenin farklı yerlerinde toplananlara müdahalelerini sürdürüyor. Ekiplerin, bazı kişileri gözaltına aldığı belirtildi.Kaymakam Hayri Sandıkçı da kalabalığın arasına gelerek, sağduyu çağrısında bulundu. Kimsenin birkaç tahrikçinin oyununa gelmemesi uyarısında bulunan Sandıkçı, Arkadaşlar sakin olalım. Ateşin üzerine ateşle gitmeyelim. Bütün yaralar sarılacak. Zarar görenlerin kayıpları tazmin edilecek. Ancak bugünlerde biraz sabırlı olalım. İçimize bir takım provokatörler girebilir. Aklıselim olmakla yarar var. Bu memleket hepimizin. Aksi takdirde buralar yaşanmaz hale gelir. Karşılıklı anlayış içinde hareket etmek zorundayız. Bu açıdan halkımıza güveniyorum. dedi. Sokaktaki eylemcilerle uğraşmaktan gerçek failleri yakalamaya fırsat bulamadıklarına işaret eden Sandıkçı, şunları söyledi: Çanakkale´de beraber savaştık. Cumhuriyeti beraber kurduk. Birkaç tahrikçinin, dış güçlerin etkisiyle kardeşi kardeşi düşüremeyiz. Terör örgütü PKK yüzünden insanlarımız karşı karşıya gelemez, gelmemelidir. Bin yıllardır beraber yaşıyoruz; beraber yaşamaya devam edeceğiz. Şu ana kadar saldırının faillerinin yakalanmadığına dikkat çeken Sandıkçı, operasyonların sürdüğünü bildirdi. Şehirde kundaklama olaylarına karışan bazı şüphelilerin de göz altına alındığını dile getiren Sandıkçı, ifadelerinden sonra bu kişilerin de serbest bırakıldığını ifade etti. Sandıkçı, ilçede halkı karşı karşıya getirmek için dışarıdan bir takım provokatörlerin de gelmiş olabileceğini sözlerine ekledi. Kaymakam Sandıkçı´nın açıklamaları sonra olayları farklı bir mecraya çekmeye çalışan kişiler güvenlik ekiplerinin kontrolünde dağılmaya davet edildi. Dağılma sırasında gruplardan bazıları sloganlar atınca ortalık yine karıştı. Çevik Kuvvet ekipleri biber gazı sıkarak ve jop kullanarak şahısları dağıttı.
(27 Temmuz 2010, 13:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız