Nöbetçiliği sırasında Ergenekon sanıklarını jet hızıyla tahliye eden Hakim Oktay Kuban, Poyrazköy davasında da inanılmaz bir girişimde bulundu. Duruşmanın sonunda tutuklu sanıkların tahliye talebi üç kişilik heyetteki iki hakim tarafından reddedilince, Kuban karara düştüğü şerhi etkileyici bir ses tonuyla okudu. Bir anda salon karıştı. Bazı sanık yakınları, tahliye talebini reddeden hakimlere ´şerefsizler, ahlaksızlar´ diye bağırarak hakaret etti. Kuban bu sırada eliyle ´yapmayın´ diye uyarıda bulunmakla yetindi. Üye hakim Mehmet Karababa ise yaşananların tutanağa geçmesi için zabıt katibinin yanına gitti. Bazı sanık avukatları ´Müvekkillerimiz adına özür diliyoruz´ derken, Kuban´ın ricacı olması Karababa´yı kararından vazgeçirdi. Davada TSK´nın yargılandığını iddia etmekte ısrar eden sanıkların TSK´yı ne kadar küçük düşürdüklerinin farkında olmadan benzin ve peynir-ekmeği dahi kendi ceplerinden aldıklarını iddia etmeleri, duruşmalarda ikide bir ağlamaları ve şimdi de TSK mensuplarına yakışmayan davranışlara girerek, mahalle ağzıyla hakimlere hakaret ve küfürler etmeleri, kamuoyunu hayret ettiriyor. Kamuoyu, sanık subay ve yakınlarından yargıya baskı yapmamalarını, kararlarına saygı duymalarını, hukuk dışına, özellikle de TSK´nın şerefine yakışır davranışların dışına çıkmamalarını bekliyor.
Düşük hareketler bunlar: Kuban hakimleri yuhalattı
Nöbetçiliği sırasında Ergenekon sanıklarını jet hızıyla tahliye eden Hakim Oktay Kuban, Poyrazköy davasında da inanılmaz bir girişimde bulundu. Duruşmanın sonunda tutuklu sanıkların tahliye talebi üç kişilik heyetteki iki hakim tarafından reddedilince, Kuban karara düştüğü şerhi etkileyici bir ses tonuyla okudu. Bir anda salon karıştı. Bazı sanık yakınları, tahliye talebini reddeden hakimlere ´şerefsizler, ahlaksızlar´ diye bağırarak hakaret etti. Kuban bu sırada eliyle ´yapmayın´ diye uyarıda bulunmakla yetindi. Üye hakim Mehmet Karababa ise yaşananların tutanağa geçmesi için zabıt katibinin yanına gitti. Bazı sanık avukatları ´Müvekkillerimiz adına özür diliyoruz´ derken, Kuban´ın ricacı olması Karababa´yı kararından vazgeçirdi. Davada TSK´nın yargılandığını iddia etmekte ısrar eden sanıkların TSK´yı ne kadar küçük düşürdüklerinin farkında olmadan benzin ve peynir-ekmeği dahi kendi ceplerinden aldıklarını iddia etmeleri, duruşmalarda ikide bir ağlamaları ve şimdi de TSK mensuplarına yakışmayan davranışlara girerek, mahalle ağzıyla hakimlere hakaret ve küfürler etmeleri, kamuoyunu hayret ettiriyor. Kamuoyu, sanık subay ve yakınlarından yargıya baskı yapmamalarını, kararlarına saygı duymalarını, hukuk dışına, özellikle de TSK´nın şerefine yakışır davranışların dışına çıkmamalarını bekliyor.
Ergenekon davaları sürecinde, mahkeme salonlarında rastlanılmayan sahneler yaşanıyor. Bunun son örneği, bir hakimin tahliye istediği için duruşma salonunu dolduran sanıklar, avukatları ve sanık yakınları tarafından ayakta alkışlanması oldu. Aynı grup tarafından, tutuklama kararı veren hakimler ise yuhalandı. Bu sahne yaklaşık iki yıldır yargılama süreci devam eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde değil, Amirallere Suikast ve Kafes Operasyonu Eylem Planı dosyalarıyla birleştirilen Poyrazköy Cephaneliği davasında yaşandı. Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu sağlık sorunları nedeniyle raporlu olduğu için mahkemeye üye hakim Oktay Kuban başkanlık etti. Kuban, duruşma sonunda tutuklama kararına muhalefet ettiğine dair bir sayfalık şerhini etkileyici bir ses tonuyla okudu. Kararı ayakta dinleyen avukatlar, sanıklar ve yakınları da okuma biter bitmez ´yaşa, bravo´ diyerek Kuban´ı alkışlamaya başladı. Ergenekon soruşturma ve davalarında verdiği tahliyelerle gündeme gelen ve kendi heyetince ´keyfi davrandığı´ gerekçesiyle eleştirilen Kuban, alkışlamaları durdurmak için girişimde bulunmadı. Bu sırada sanık yakınları tutuklama kararı veren iki hakimi yuhalamaya başladı.
Kuban HSYK´nın truva atı
Oktay Kuban dünkü duruşmada 11 sanık için de tahliye yönünde oy kullandı. İstanbul özel yetkili mahkemelerde görevde olduğu yaklaşık bir yıl içinde Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında hiç tutuklama kararı vermeyen Kuban, önüne gelen bütün şüphelileri de tahliye etti. 1 Nisan 2010´da aynı anda emekli orgeneral Çetin Doğan´ın da aralarında bulunduğu 19 Balyoz soruşturması şüphelisini serbest bırakarak rekor kırdı. Kuban´ın bu kararı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince kaldırıldı. Heyet, Kuban´ın kuvvetli suç şüphesi ve buna ilişkin yeterli delil olmasına rağmen ´keyfi´ davranarak tahliye kararı verdiğini bildirdi. Bir hakimin birçok mahkeme heyetince verilen tutuklama kararlarını daha bir hafta geçmeden kaldırmasının hukuka ve yasalara uygun olmadığını kaydetti. Kuban, daha önce de 13 Kasım 2009´da geçici olarak katıldığı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nde millete ve hükümete yönelik komplolar içeren İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesinde imzası bulunan ve darbe teşebbüsü suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Albay Dursun Çiçek´in tahliyesi yönünde oy kullanmıştı. Bu belgenin Çiçek´e ait olduğu askeri savcılıkça da onaylandı, daha sonra dava açıldı. Kuban, amirallere suikast ve Kafes davasının askeri mahkemeye gönderilmesini istemişti.
Avukatlar bile alkışladı
Poyrazköy davasında, bazı sanık yakınları, tahliye talebini reddeden hakimlere ´şerefsizler, ahlaksızlar´ diye bağırarak hakaret etti. Kuban bu sırada eliyle ´yapmayın´ diye uyarıda bulunmakla yetindi. Üye hakim Mehmet Karababa ise yaşananların tutanağa geçmesi için zabıt katibinin yanına gitti. Bazı sanık avukatları ´Müvekkillerimiz adına özür diliyoruz.´ derken, Kuban´ın ricacı olması Karababa´yı kararından vazgeçirdi. Bu sırada diğer hakim Mehmet Erdoğan´ın özür dileyen avukata ´Ama avukatlar da alkışladı´ diye tepki göstermesi dikkat çekti. ( Zaman)
Hakim Kuban nerede duracak?
Bülent Korucu (Zaman): Hakim Kuban, birleştirilen Poyrazköy ve Kafes davalarında sürecin her aşamasında muhalif kalmaya devam ediyor. Dün de tutukluluğun devamına karar veren heyete aykırı görüş bildirdi. Bu onun en doğal hakkı. Fakat sorun daha önceki icraatlarında olduğu gibi hukuku zorluyor üslubu ve tribünlere oynuyor izlenimi doğurması. Hakim karşı oyunu yazar ve karara ekler. Sanıkların, müdahillere ve yer yer mahkeme heyetine tarizde bulunduğu bir ortamda, Roma Senatosunda nutuk irat eder gibi karşı oy yazısı okunmaz. Sanıkların ve vekillerinin alkışlamaları mahkemenin mehabetine halel getirmiştir. Bunu muhafaza etme görevi ise vekaleten de olsa başkanlık yapan Kuban´a aittir. Kendisini alkışlayanların heyetin diğer üyelerini yuhalaması ve hakaret etmesinde birinci sorumlu Başkan Kuban´dır. Yargılamanın mahkemeye ve yargıçlara saygı içinde devamından sorumlu iken, tersine bir eylemin zemini bilerek veya bilmeyerek hazırlamıştır. Bilmeden yaptığını kabul etsek bile bu, onun yönetim acziyetini ve öngörüsüzlüğünü gösterir. Kuban bu tavırlarıyla savunduğu hukuki argümanları da zayıflatıyor. Doğru kararlar verdiğinde bile tartışılır olmaktan kurtulamayacak. ( Zaman)
Reddi hakim yapılabilir
18 Temmuz 2010: Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya, Kuban´ın tarafsızlığı zaten şüpheli hale gelmişti. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. diyor. Kılıçkaya, müdahil avukatların reddihakim talebinde bulunabileceğini kaydediyor. Demokrat Hukukçular Derneği 2. Başkanı Kadir Akbaş ise bu talebe gerek olmadan Kuban´ın kendisinin davadan çekilmesi gerektiğine dikkat çekiyor: Bu saatten sonra Kuban´ın vereceği kararlar şaibelidir. Skandal hadisenin yaşandığı sırada mahkeme salonunda bulunmayan müdahil Agos Gazetesi vekili Fethiye Çetin, sanık avukatlarının mahkeme başkanını alkışlamasına çok şaşırdıklarını söyledi. Çetin, Kuban´ın alkışlandığı tahliye görüşünü bildiren muhalefet şerhini daha görmediğini, okuduktan sonra reddi hakim talebinde bulunup bulunmama yönünde karara varacaklarını ifade etti.
Kuban´ın Ergenekon sürecindeki bütün soruşturmalarda (dava) sanık ve şüphelilerin neredeyse tamamı hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren delil olmadığını öne sürerek tahliye istemesi dikkat çekiyordu. Kuban, kendi mahkeme heyetince de ağır şekilde eleştirilen bu taraflı tavrını en son sanık avukatları, sanıklar ve yakınlarından aldığı alkışla tescillemiş oldu. Hukukçular, duruşmada yaşanan bu durumdan sonra Kuban´ın ´reddi hakim´ talebini beklemeden davadan kendisinin çekilmesi gerektiğine işaret ediyor. Poyrazköy cephaneliği davasında tutuklama kararı verildiği için yuhalanma olayı, Ergenekon davalarında tutuklama kararı veren hakimlerin baskı altında olduğunun net göstergesi. Diğer taraftan tahliye isteyen Hakim Kuban´a avukatların bile açık açık ´bravo, yaşa´ şeklinde tribünde slogan atan maç seyircisini andıran davranışları ´hakim tarafsızlığı´ ilkesine büyük gölge düşürdü. Avukatlar, Kuban´ı da zorda bıraktı.
Kuban´dan çifte standart
Kuban´ın tarafsızlığı konusunda baktığı Ergenekon dışındaki davalardaki tutumu da incelenmeye değer. 16 Temmuz 2010´daki alkış olayına gelene kadar Kuban´ın verdiği kararlar incelenecek olursa alkışlama olayının sürpriz olmadığı görülüyor. Kuban, tartışmalı 2009 Adli Yaz Kararnamesi ile İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi´ne atandığında ilk Albay Dursun Çiçek´in tahliyesi ile gündeme geldi. Kuban, askeri savcılığın bile Dursun Çiçek´in hazırladığını kabul ettiği İrtica İle Mücadele Eylem Planı belgesi soruşturmasında kuvvetli suç şüphesi olmadığını gerekçe göstererek Çiçek´in tahliyesine imza attı. Daha sonra sıra Poyrazköy Cephaneliği, Amirallere Suikast ve Kafes Operasyonu eylem planı davalarına geldi. Kuban, burada sanıklar asker olduğu için davaların askeri mahkemeye gönderilmesi gerektiği görüşünü bildirdi. Davaların yargılaması başladığında ise bu kez cephanelik, suikast iddialarına ilişkin sanıkların tahliye edilmesi yönünde görüş bildirdi. Dosyada tutuklama için kuvvetli suç şüphesi olmadığını her defasında dile getirdi. Kuban sadece kendi dava dosyalarında değil nöbetçi olduğu sırada tutuklamaya sevk edilen Balyoz ve Ergenekon soruşturması şüphelilerini de serbest bıraktı. Gerekçe yine aynıydı; ´kuvvetli suç şüphesi bulunmaması´. Kuban´ın serbest bıraktığı şüpheliler daha sonra mahkeme heyetince tam tersi gerekçelerle tutuklandı. Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´nde sıradan bir çete davasında 6 yıldır tutuklu bulunan sanıkları tahliye etmeyen Kuban´ın, Ergenekon soruşturması ile ilgili davalarda bunun tam tersi bir tavır sergilemesi gözlerden kaçmıyor.
Tarafsızlığı şüpheli
Kuban´ın bu ve benzer kararlardaki tavırlarından cesaret alan son alkış olayının yaşanmasını değerlendiren Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Avukat Sinan Kılıçkaya, Oktay Kuban´ın tarafsızlığı zaten şüpheli hale gelmişti. Bu olay da bardağı taşıran son damla oldu. diyor. Kuban´ın tahliye gerekçelerinin de hukuken yetersizliğine dikkat çeken Kılıçkaya, Sanık avukatları tarafından alkışlanmasına Kuban´ın sevinmemesi gerekir. Bu olay hakim için kötü bir durumdur. Kuban´ın daha önce verdiği kararlar da şaibeliydi. Yaptığı tahliyelere yazdığı gerekçeler tatmin edici değildi. Zaten Hakim Kuban´ın tek başına yaptığı tahliyelerin ardından mahkeme heyeti tutuklama kararı vermişti. Davanın müdahil tarafı Kuban için reddihakim talebinde bulunabilir. değerlendirmesinde bulunuyor.
Kararları artık şaibeli
Demokrat Hukukçular Derneği 2. Başkanı Kadir Akbaş, reddihakim talebine gerek olmadan Kuban´ın çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Akbaş, Bir hakimin sanıkların nazarında bu denli beğenilmesi iyi bir şey değil. Tarafsızlığına gölge düştüğü anlamı çıkıyor. Bence Kuban´ın reddihakim talebi bile olmadan davadan çekilmesi gerekir. Bu saatten sonra Kuban´ın vereceği kararlarda hep şaibe aranacak. Bu durum da alacağı kararları olumsuz etkileyecektir. Kendisini tartışmalı bir duruma soktu. Hakimler kararlarını verirken tamamen hukuki argümanlar kullanırlar. Mahkemede yaşanan olay ne alışıldık ne de şık bir durum. diye tepkisini dile getirdi. ( Zaman)
(17 Temmuz 2010), son güncel.: (18 Temmuz 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Poyrazköy İddianamesinde arama yap
Kafes iddianamesinde arama yap
Amirallere suikast iddianamesinde arama yap
Poyrazköy manşetlerimiz
Kafes Eylem Planı manşetlerimiz
Amirallere suikast manşetlerimiz