Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 7 sanıklı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasının 8. duruşması başladı. Mahkeme heyetinden iki hakimin yıllık izinde olmaları nedeniyle yerlerine 4. Hakim olarak görev yapan Hüsnü Çalmuk ile 14. Ağır Ceza heyetinden Faik Saban getirildi. Faik Saban daha önce Dursun Çiçek´in tahliye edilmesi yönünde oy kullanmıştı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün izinden döndüğünde Faik Saban´la aynı heyette yer alması durumunda 2´ye 1 çoğunlukla sanıkların sürpriz şekilde tahliye edileceği ileri sürülüyor. Davayla ilgili kritik bir açıklama da Adli Tıp´tan geldi. Islak imza makinesi ile atılan imzaların kesinlikle tespit edilebildiğini belirten Adli Tıp Kurumu Başkanı Hakan İnce, belgedeki imzanın Çiçek´e ait olduğunu söyledi.
Islak İmza davasına tahliyeci hakim atandı
Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 7 sanıklı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasının 8. duruşması başladı. Mahkeme heyetinden iki hakimin yıllık izinde olmaları nedeniyle yerlerine 4. Hakim olarak görev yapan Hüsnü Çalmuk ile 14. Ağır Ceza heyetinden Faik Saban getirildi. Faik Saban daha önce Dursun Çiçek´in tahliye edilmesi yönünde oy kullanmıştı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün izinden döndüğünde Faik Saban´la aynı heyette yer alması durumunda 2´ye 1 çoğunlukla sanıkların sürpriz şekilde tahliye edileceği ileri sürülüyor. Davayla ilgili kritik bir açıklama da Adli Tıp´tan geldi. Islak imza makinesi ile atılan imzaların kesinlikle tespit edilebildiğini belirten Adli Tıp Kurumu Başkanı Hakan İnce, belgedeki imzanın Çiçek´e ait olduğunu söyledi.
İrtica ile Mücadele Eylem Planı iddialarıyla ilgili haklarında dava açılan ve Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 7 sanıklı davanın 8. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar Albay Dursun Çiçek, avukat Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım katıldı. Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanıklar İlhami Ümit Handan ve Özel Yılmaz ise duruşmaya gelmedi.
Hakimler yıllık izinde, Faik Saban heyette
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün yıllık izne ayrılması sebebiyle heyete üye hakim Hüsnü Çalmuk başkanlık yapıyor. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese´nin de bir süredir yıllık izinde olması nedeniyle 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Beşiktaş Adliyesi´nde görev yapan ikinci heyetinin üyesi hakim Mehmet Faik Saban geçici bir süre için heyette üye olarak görev alacağı öğrenildi. Hakim Faik Saban daha önce Dursun Çiçek´e 2´ye 1 oyla tahliye kararı veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde de geçiçi olarak görev almıştı. Öte yandan duruşma savcısı Nihat Taşkın´da bir süre önce yıllık izne ayrılmıştı. Bugünkü duruşmada mahkemede mübaşir olarak görev yapan Aydın Arslan da izinde olduğu için görev almadı.
Akkaya: Başbakanın ses kaydı benim bilgisayarımdan çıkmadı, Mahkeme aldatıldı
İddianamede, tutuklu sanık Ufuk Akkaya´nın, silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma ve kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayımlanması suçlarından 26 ile 55,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.İddianamede, tutuklu sanık Ufuk Akkaya´nın, silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma ve kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayımlanması suçlarından 26 ile 55,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu iddialara yanıt vermek için 9 aydır tutuklu olarak beklediğini belirten Ulusal Kanal televizyonu istihbarat servisi şefi Ufuk Akaya, Mahkemeniz soruşturma savcıları tarafından yanıltılmıştır. Çünkü bende ne Başbakan ne de AKP´li vekillerle ilgili kayıt çıkmamıştır. iddiasında bulundu.
Gizli belgeleri kabul etti: Gazetecilik faaliyeti!
İddianamede 199. sayfa ile 139. sayfaları arasında üzerine atılı suçun anlatıldığını belirten Akkaya iddianamedeki Ufuk Akkaya´nın kullanmış olduğu ve Aydınlık Dergisine ait olan ve içerisinde ses kayıtlarının tespit edildiği dizüstü bilgisayarın incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, bilgisayara yükleme tarihinin 17 Eylül 2009 olduğu, Şüpheli Ufuk Akkaya´nın savunmasının aksine flaş disk ortamında gelen bilgilerin derhal bilgisayarlarına aktarıldığı, şüphelilerin bu işlemleri örgütün talimatları doğrultusunda yaptıkları, Ergenekon silahlı terör örgütünce oluşturulan özel istihbarat arşivine bu bilgilerin aktarıldığı ve örgütün talimatlarıyla arşivden çıkarılıp değişik zamanlarda yayınlandığı anlaşılmaktadır. şeklindeki tanımlamanın da gerçeklere aykırı olduğunu ileri sürdü. Akkaya, konunun anlatıldığı 47. ek klasörde bilgisayarlarla ilgili yapılan inceleme raporlarında ne Başbakan ne de bir tek AK Partilinin ses kaydından bahsedilmediğine dikkat çekti. Akkaya ayrıca Aydınlık dergisi tarafından kendisine verilen bir dizüstü bilgisayarda olmadığını belirterek, Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım, ifadesinde bahse konu laptopun kendisine ait olduğunu söylemiştir. Savcılar, bu ifadeyi deforme ederek benim hakkımda suçlamada bulunmuşlardır. ifadesini kullandı.Gazeteci olduğunu hatırlatan Ufuk Akkaya, Gerçi suçlamalarla alakalı hiçbir gizli belge bende çıkmamıştır ama mesleğim icabı gizli belge de çok gizli belge de bende çıkabilir. Savcının bana gizli diye gösterdiği, suçlanmama konu olan belge üzerinde hizmete özel yazıyordu. diye konuştu. Akkaya, internet ortamından yapılan bir ihbar nedeniyle 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek dava konusu belgelerin üzerinde bulunması ile ilgili olarak da mahkeme tarafından bu belgelerin avukatlara verildiğini, avukatların da bu belgeleri basın mensuplarına vererek açık kaynak olmasını sağladıklarını söyledi. Akkaya, bir e-ihbar yüzünden 9 aydır tutuklu bulunmasını ve 55 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını eleştirerek, ihbar mektubunda yer alan konularla ilgili olarak savcılığın, tutuklama kararından 20 ay önce de harekete geçebileceğini, ancak bu konuların suç olmadığını savundu. (Cihan)
İhbar içinizden mi geldi?
Akkaya, iddianameden gazetecilik faaliyetinin yargılandığını çıkardığını iddia etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın ses kayıtlarını Aydınlık dergisinin yayımladığını ifade eden Akkaya, bunlarla ilgili İP Genel Başkan Yardımcısının açıklama yaptığını ve bazı gazetelerde haber olduğunu kaydetti. Duruşmada çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık Ufuk Akkaya´ya, mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hüsnü Çalmuk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesine ilişkin Aydınlık Dergisi´nde haber yapılmasının ardından, bu görüşmenin kayıtlarına dair emniyete yapılan ihbar mailiyle ilgili sorular yöneltti. Çalmuk, ´Mektupta ´ses kayıtlarının asıl kaynağı Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya´dır´ diyor. Polis gidiyor, buluyor. İhbarcı nasıl tutturmuş? Dışardan biri tutturamazdı, içerden biri olabilir mi ihbar mailini atan?´ diye sordu. Akkaya da, Aydınlık Dergisi´nde iddia edilen görüşmeye ilişkin haber yapılmasının ardından ihbar mailinin gönderildiğini anımsatarak, ´İçerden mi dışardan mı bilemem. Aynı gün Milliyet Gazetesi´nde de ses kayıtlarının haberi yapıldı. ´Polis mi servis etti´ diye düşündüm´ dedi. Duruşma yarına ertelendi.
Adli Tıp Kurumu: O imza Albay Çiçek´e ait
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Hakan İnce, İrtica ile Mücadele eylem Planının altındaki imzanın Albay Dursun çiçek´e ait olduğunu söyledi. Newsweeek Dergisi´ne konuşan İnce, albay Dursun Çiçek´in avukatlarının mahkemede yaptığı ıslak imza makinesi şovunu çürütecek açıklamalarda bulundu. İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasında Albay Dursun Çiçek´in avukatları mahkemeye ıslak imza makinesi getirip savcının imzasını taklit ettiğini hatırlatan Newsweek Türkiye muhabiri Murat Yalnız, Siz de imzanın sahte değil, Çiçek´e ait olduğu yönünde rapor vermiştiniz diyerek Çiçek´in imzasının imza makinesinin ürünü olup olmadığını sordu. Yalnız Adli Tıp´ın değil, jandarma ve polis raporlarının da imza gerçek raporu verdiğini belirten İnce, Polisten emin değilim ama jandarma kriminal Avrupa adli bilimler ağının kriterlerini sağlamış bir kuruluş. Bir yanılma varsa, bu üç kurum da yanıldı demektir dedi. Başkan olarak o raporun altında sadece onay imzasının bulunduğunu belirten İnce, Ben belgeyi dahi görmedim. Ama o birimdeki arkadaşlarım bu olay gibi yüzlerce olguya bakıyorlar. İmza makinesi ile atılan çok imza gördük. Makine imzasıyla gerçek imzayı ayırabilecek donanıma sahibiz. Çünkü makine ile atılan imza kendini çok net belli eder ve arkadaşlar belgedeki imzanın Çiçek´e ait olduğuna karar verdiler dedi. ( Zaman)
(12 Temmuz 2010), son güncel.: (13 Temmuz 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Islak İmzalı ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
7´nci iddianamede (Islak İmza) arama yap
Islak imzanın gerçekliği tartışmalarını içeren manşetlerimiz