Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, terör örgütü PKK´nın sıkıyönetimde doğduğunu, Olağanüstü Hal (OHAL)´de büyüdüğünü söyledi. Laçiner, referandum ve seçime kadar eylemlerin daha da artacağını belirterek, ´Maksatları da bir OHAL getirebilirler mi veya Türkiye´deki istikrarı kırabilirler mi? Bunun peşindeler. Bütün maksat, hükümeti düşürebilmek, çok partili bir hükümet, kaos ortamına sürükleyebilmek. Son derece kararlılar.´ dedi.
Laçiner: Saldırılar referanduma kadar sürecek
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, terör örgütü PKK´nın sıkıyönetimde doğduğunu, Olağanüstü Hal (OHAL)´de büyüdüğünü söyledi. Laçiner, referandum ve seçime kadar eylemlerin daha da artacağını belirterek, ´Maksatları da bir OHAL getirebilirler mi veya Türkiye´deki istikrarı kırabilirler mi? Bunun peşindeler. Bütün maksat, hükümeti düşürebilmek, çok partili bir hükümet, kaos ortamına sürükleyebilmek. Son derece kararlılar.´ dedi.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, terör örgütü PKK´nın sıkıyönetimde doğduğunu, Olağanüstü Hal (OHAL)´de büyüdüğünü söyledi. Laçiner, referandum ve seçime kadar eylemlerin daha da artacağını belirterek, Maksatları da bir OHAL getirebilirler mi veya Türkiye´deki istikrarı kırabilirler mi? Bunun peşindeler. Bütün maksat, hükümeti düşürebilmek, çok partili bir hükümet, kaos ortamına sürükleyebilmek. Son derece kararlılar. dedi. USAK Genel Koordinatörü Türkiye´nin terörle mücadeleyi yeterince konuşamadığını dile getirirken, konuşulan şeyin daha ziyade ideolojik tavır almalar olduğunu ifade etti. Kurumlar arasında uyum olmadığını kaydeden Laçiner, bir karakolun bir karakolla bağlantısının dahi bulunmadığını kaydetti. Laçiner, Aradaki uyumu, iletişimi artıracak önlemlere ihtiyaç var. Görev tanımı yapılmasına ihtiyaç var. Terörle ve teröristle mücadeleye bir patron lazım. Bu başbakansa, bunu belirlemek gerekiyor, değilse Başbakan yardımcısı, onun belirlenmesi lazım. Bütün kurumların onun emrinde olması lazım ama gerçekten onun emrinde olması lazım. Denetimde, gözetimde, sevk ve idarede onun söz sahibi olmazı lazım. diye konuştu.
PKK saldırılarının İsrail´le bağlantısı net
Laçiner, PKK saldırılarının İsrail ile bağlantısının çok net olduğunu da vurguladı. Laçiner, bu konuda Terör saldırıları Anayasa değişikliği çabaları sırasında oldu. Fakat yapıldıktan sonra bir ara verildi. Marmara Gemisi Türkiye´den hareket etmeye başlayınca, saldırılar yeniden başladı ve İsrail ile krizden sonra zirve yaptı. Burada bir tesadüf arayanlar, yanılıyor derim. ifadelerini kullandı. ( Zaman)
28 Şubatçıların pasifize ettiği Polis Özel Harekat kırsala iniyor
28 Şubat dönemiyle birlikte kırsaldaki operasyonlardan el çektirilerek pasifize edilen Polis Özel Harekat timleri, yeniden sahaya iniyor. 2010´un ilk yarısında sayısı 6 bin 500´i bulan polis özel timleri şehrin dışına çıkarak, kırsalda askerle birlikte terör örgütüne dönük operasyonlara katılacak. İçişleri Bakanlığı, PKK´nın korkulu rüyası özel timlerin sayısını yıl sonuna kadar daha da artırmayı hedefliyor. Milli Güvenlik Kurulu, son günlerde artan terör olaylarının gölgesinde 24 Haziran´da İstanbul´da toplanacak. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında terör olaylarına karşı alınacak güvenlik önlemleri masaya yatırılacak. Toplantıda Emniyet Genel Müdürlüğü´ne bağlı Özel Harekat timlerinin daha aktif hale getirilmesinin de ele alınacağı öğrenildi. Terörle mücadelede güvenlik birimlerinin güçlerinin topyekün kullanılması kararı kapsamında, Özel Harekat timlerinin yeniden şehir dışında ´yüksek riskli operasyonlarda görev alacak´ şekilde görevlendirmesi konusunun MGK´nın gündeminde ele alınması bekleniyor. Şehir dışında görev yapacak Özel Harekat timlerinin askere mi yoksa sivil unsurlara mı bağlı görev yapacağı yine MGK´da karara bağlanacak. Emniyet Genel Müdürlüğü´nden geçtiğimiz günlerde özel bir ekip Hakkari, Şırnak ve Diyarbakır illerinde incelemelerde bulunmuştu. Terörden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Çapalı başkanlığındaki heyette Terörle Mücadele ve İstihbarat Daire başkanları ile Özel Harekat Daire Başkanı Cemil Yurtsever de bulunmuştu. Cemil Yurtsever´in özel ekibe alınması özel harekatın Özel Harekat timlerinin yeniden şehir dışında operasyonlara katılacağının işaretlerini vermişti. ( Zaman)
SALDIRILARIN TIRMANMASINDA İLGİNÇ ZAMANLAMA
24 Haziran 2010: Halkalı´daki saldırı PKK´nın kritik dönemlerde yaptığı eylemleri hatırlattı. Saldırıların zamanlamaları PKK´nın şiddeti tırmandırarak Türkiye´ye nasıl büyük zararlar verdiğini de ortaya koyuyor. Son olarak Halkalı´da biri 17 yaşında genç bir kız 4´ü asker kız olmak üzere 5 kişiyi katleden PKK, 30 yıllık tarihinde Türkiye´nin ekonomiden, siyasete; demokratikleşmeden, dış politikaya bütün kritik virajlarında kanlı saldırılarla devreye girdi. İşte dikkat çeken büyük eylemlerden bir bölümü:
1) 12 Eylül´de yönetim sivile geçecekken: 1982´de Darbeciler yönetimi sivillere devretmeye hazırlanıyordu. Öcalan PKK´nın 2. Kongresi´nde Eylül 83´te seçimlerden önce silahlı eylemlere başlanması talimatını verdi. Eylemler yetiştirilemeyince Kasım 83´te seçimler yapıldı. Ağustos 84´te saldırılara başlayabilen PKK´da eylemleri zamanında başlatamayan tüm üst düzey ekip tasfiye edildi.
2) OHAL yasası gereği yapılan eylemler: Kuruluş aşaması boyunca Askeri hedefleri vuran PKK, 1986´da eylemleri ?yol kesme, adam kaçırma?ya çevirdi. Dönemin ?Askerlik Yasası ve Çetelerle Mücadele Kararı? nedeniyle bu durum OHAL ilan edilmesini gerekli kılıyordu. OHAL ilan edildi.
3) Silahlar tam susmuşken 33 şehit: 1993´te Turgut Özal, ezber bozacak radikal adımlarla Öcalan´a yönelik bazı girişimler başlattı. PKK ateşkes ilan etmişti. Bütün eylemler durmuş, OHAL´in kaldırılması ve koruculuğun sonlandırılması Hükümet gündemine alınmıştı. Bingöl´de silahsız 33 asker kurşuna dizildi. Silahlar konuşmaya başladı.
4) Bakü-Ceyhan petrol hattı saldırıları: 1993´te Türkiye ile Azerbaycan Bakü-Ceyhan Petrol Boru hattı projesi için gizli anlaşma imzaladı. Projeye ABD ve İngiltere karşı çıktı. Proje güzergahında zincirleme eylemler başladı. Boru hattı bölgesi uluslararası alanda güvensiz ilan edildi. İran çıkartılarak yeni güzergah belirlendi.
5) Tezkere öncesi tırmanış: Türkiye 2007´nin başında yeni Cumhurbaşkanı´nı seçmeye hazırlanırken saldırılar artmaya başladı. Sınır ötesi için Hükümet, muhalefet tarafından kıskaca alındı. 22 Mayıs´ta Anafartalar Çarşısı bombalandı. 29 Eylül´de Beşağaç´ta 12 vatandaş katledildi. 7 Ekim´de Şırnak´ta 15 şehit verildi. Sınır ötesi tezkeresi 17 Ekim 2007´de kabul edildi.
6) Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili referandumun oylanacağı günün gecesinde Dağlıca baskını gerçekleşti (21 Ekim 2007). 13 asker şehit edildi, 8 asker kaçırıldı, Referandum sürerken Dağılca Köyü yakınlarında Yüksekova´dan Dağlıca´ya dönen minibüs mayınlandı 18 sivil yaralandı. Bayraklı yürüyüşlerle sokak gösterileri başladı.
7) Büyük Ergenekon dalgası: Ergenekon Operasyonu´nun en önemli dalgası 30 Haziran 2008´de yapıldı. Darbe hazırlıklarının odağındaki iki Orgeneral, Şener Eruygur ve Hurşit Tolon gözaltına alındı. Öcalan 2 Temmuz´da Kürtlerden Ergenekon operasyonuna destek vermemelerini talep etti. Sokak olayları başlarken, 11 Ağustos´ta Kemah´ta 9 asker şehit edildi.
8) K. Irak´la diyalog: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, K. Irak´la diyalog kurulacağını 10 Ekim 2008´de duyurdu. 14 Ekim´de Özel Temsilci Murat Özçelik, Mesud Barzani ile Bağdat´ta buluştu. İki gün sonra DTP, Öcalan´ın şiddete maruz kaldığını açıkladı. 4 Kasım´da Aktütün Karakolu basıldı. Bilanço; 17 şehit, 23 yaralı.
9) DTP´ye randevu: Demokratik Açılımın başladığı ilk günlerde Başbakan Erdoğan 29 Mayıs 2009 tarihinde DTP Lideri Ahmet Türk´e randevu verdi. Randevunun iki gün öncesinde 27 Mayıs´ta Hakkari´nin Çukurca ilçesindeki 7 asker şehit düştü. Aynı gün sınırdaki mayınların temizlenmesiyle ilgi tasarı Meclis´te görüşülüyordu.
10) En çarpıcı eylem: AYM´nin AK Parti hakkındaki kapatma davasını görüştüğü hafta, Türkiye tarihinin en önemli iddianamesi olan 1. Ergenekon iddianamesi 25 Temmuz 2008´de mahkeme tarafından kabul edildi. İki gün sonra, İstanbul Güngören´i kanla yıkadı. Patlatılan bomba sonucunda 17 sivil şehit oldu 154 kişi yaralandı.
11) Taş atan çocuklar: Taş atan çocukları kurtaracak yasa değişikliğini Meclis gündemine almaya hazırlanıyordu. AYM ise DTP´ye yönelik kapatma davasını 8 Aralık 2009´da gündemine aldı. PKK ise 7 Aralık´ta Tokat Reşadiye´de erlere yemek taşıyan silahsız aracı hedef aldı, 7 asker şehit edildi. DTP kapatıldı, yasa ertelendi.
12) Anayasa reformu: 2010´da Anayasa´da önemli demokratik reformlar içeren paket, Meclis´te kabul edildi. PKK harekete geçti. İskenderun´da nöbet aracının roketlenmesi, Şemdinli Gediktepe Karakolu´nun basılması, İstanbul Halkalı´da askeri servis aracının bombalanması gibi çok sayıda saldırıda onlarca şehit verildi.
Demokrasi arttıkça PKK sıkışıyor
USAK Genel Koordinatörü Doç Dr. Sedat Laçiner: Terörün hedefi Türkiye´deki demokratik reformlar. Çünkü demokratik hamleler yapıldıkça, ellerindeki argümanlar tükeniyor. Kürtler için demokratik yollar açıldıkça PKK´nın meşruiyetini kaybediyor.Emekli Kurmay Albay Mesut Ülker: ?Türkiye´nin iç siyasetine terör kartı da ileri sürülerek müdahale ediliyor. Hükümet demokrasinin dozunu artırdıkça dağdakiler de dozu artırıyor. Bölgesinde yıldızı parlayan Türkiye´nin yumuşak karnı olan terör devreye sokuldu.Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yayman: ?Ahmed-i Hani´den bahseden, OHAL´i kaldıran, Kürtçe TV kuran bir Başbakan istemiyorlar. Siyaset mühendislerinin terör kartını kullanıp Erdoğan´ı çaresiz duruma sokma ve teslim alma arzuları var. ( Star)
Cumhurbaşkanı Gül: Demokratikleşme çabaları örgütü paniğe sevketti
25 Haziran 2010: Dün İstanbul Maslak´taki Harp Akademileri´nde yapılan MGK toplantısı öncesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, askeri öğrencilere bir konferans verdi. Konuşmasında ağırlıklı olarak son günlerde artan terör saldırılarının üzerinde duran Gül´ün PKK terörünün neden arttığı konusundaki tespitleri dikkat çekiciydi: Demokratikleşmeyi terör örgütü tehdit gördü: Özellikle son dönemde ülkemizde demokratik ve hukuk standartlarının tüm alanlarda yükselmesini kendisine tehdit gören bölücü terör örgütü, saldırılarını artırmaya başlamıştır. Terör örgütü, panik içinde: Terörün en büyük istismar ettiği alan halktır. O bakımdan terör örgütünün son aylardaki saldırılarında halkta kaybettiği itibarın da çok etkisi vardır. Üslendiği bölgede uluslararası ve bölgesel diplomatik gelişmelerden sezindiği intibaların da çok büyük etkisi vardır. Bu aslında kendisinin bir nevi panik içinde olduğunu göstermektedir ve bu son hareketleri tamamen panik içinde olan ve nereye gittiğini bilmeyen bir terör örgütünün davranışlarıdır. Devletimiz, milletimiz, bütün güvenlik kuvvetimiz, başta TSK olmak üzere hep beraber, sonuna kadar, kararlı bir şekilde bu işten kurtulmak ve bu işi Türkiye´de tehdit olmaktan çıkarmak için ne gerekirse yapılacağını hem dünya hem terör örgütü bilmelidir. Bu slogan olarak gelebilir ama bu devletin kararlılığıdır. ( Zaman)
Kemal Burkay: Eylemler referandum sürecini etkilemek ve açılımı bitirmek için devam edecek
İsveç´te yaşayan Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Kemal Burkay, Hakkâri ve Halkalı´da meydana gelen saldırılara ilişkin olarak ?PKK´nın içinde Ergenekon´un eli var? dedi. Derin yapıların, anayasa değişikliğiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi ve sonrasındaki referandum sürecine etki etmeye çalıştığını ifade eden Burkay´a göre PKK eylemleri ?referandum sürecini etkilemek, hükümeti zor durumda bırakmak, açılımı bitirmek ve seçim tarihini değiştirmek? için ilerleyen günlerde de devam edecek. Türkiye´de uzun yıllar boyunca Kürt sorunu konusunda siyasal çalışmalarda bulunduktan sonra, 1980 yılında yurt dışına çıkıp orada yaşam süren ünlü Kürt yazar ve düşünür Kemal Burkay, son bir haftada artış gösteren PKK eylemlerini star´a değerlendirdi. Burkay ?Öncelikle bu eylemleri yanlış buluyorum. Eylemler ne Kürt sorunu içine giriyor, ne de demokratikleşme sürecine... Ne yazık ki, PKK açılım sürecini desteklemedi. Bu tür eylemler de daha olumsuz bir etki yapıyor ve kimseye bir yararı yok? diye konuştu. Açılım sürecinde hükümetin statükocu güçler tarafından tepkiyle karşılandığını belirten Burkay ?Statükocu çevreler açılımı top atışına tuttular. Kamuoyundaki önyargıları kışkırttılar. Hükümet de geri adım attı. Bu işte kararlı olmak lazımdı. Hükümet kararlı olsa, kamuoyundan destek alsa, bunu yapacaktı. Bu eylemlerin kime yaradığı elbette tartışılabilir. Bana göre bu eylemler statükocu güçlere yarıyor. Ve bu eylemler ilk değil. Bunlar şiddeti tırmandırma çalışmaları. Mevcut gerilim, çeşitli komplolar, hükümete kaşı cunta hazırlıkları, şiddeti tırmandırmaya yönelik çabalar, PKK eylemleri yıllardır sürüp geliyor? dedi.
Ergenekon yapısının PKK içinde eli var
PKK´nın artan saldırılarının nedenini dış kaynaklı olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu vurgulayan Kemal Burkay ?İsrali ile sürtüşme son bir yılın olayı. Hükümetin İran politikası son birkaç ayın ürünü, PKK´nın İsrail´e taşeronluk yaptığını düşünmek kolaycı bir tespit olur. PKK´nın saldırıları iç mesele ile ilgili. PKK´nın içinde Ergenekon´un eli var. PKK´nın yaptığı eylemler ister istemez Ergenekon´a yarıyor. İster PKK´nın iradesiyle olsun, ister başkasının iradesiyle olsun Ergenekon´a yarıyor? dedi. Öcalan´la derin devletin ilişkilerinin bilindiğini ifade eden Kemal Burkay ?Öcalan´ın kendisi, Ergenekon´un etkisi altına olabilir. Bunun dışında PKK içinde Ergenekon´un eli vardır. Bu eylemlerin bazısını Ergenekon yaptırmış olabilir. Anayasanın değişmesi, Anayasa Mahkemesi´nin kararı ve referandum süreci bu konuda etkili. Bu işin arkasında Ergenekon olduğunu düşünüyorum. Çünkü Ergenekon davasında PKK ile ilgili eylemler de görülüyor. PKK´nın içindeki Ergenekon uzantılarının bu eylemleri yaptığını düşünüyorum. Yani amaç, anayasa referandum sürecini baltalamak, seçim tarihini değiştirmek ve tabii ki hükümeti hükümet yapamaz duruma düşürmek, çekilmeye zorlamak. Ergenekon davasını boşa çıkartmak. Başa dönmek. Amaç budur? diye konuştu.
PKK taşeron mu?
PKK´nın ilk eylemlerinin başlıdığı günden bu yana yanlış olduğunu söylediğini anlatan Kemal Burkay ?PKK´nın savaşının Kürtlere yararı ve zararı tartışılır. Bu silahlı eylemlerin ise hiçbir yararı yok. PKK´nın bu eylemleri yaparak ciddi bir talebi de yok Bu eylemler Öcalan´ın özgürlüğüne de hizmet etmiyor. Bu sadece savaş yanlısı güçlere yanıyor. OHAL´i getirmek isteyenler var. Yani yeniden ülke bir kapana girsin istiyorlar. 1980li, 90lı yıllarda OHAL´de 4 bin köy yakıldı, milyonlarca insan sürüldü, binlerce insan faili meçhule gitti. Şu anda yapılanlar faillerin yargılanmasını engellemeye yönelik. PKK Kürt halkına iyilik yapmak istiyorsa eylemleri durdurmalıdır. Demokratikleşmenin önünü açar. Bunda Kürt halkının yararı var? PKK´nın bir takım eylemlerinin örgüt yönetiminden bağımsız yapıldığını PKK elebaşlarının da kabul ettiğini hatırlatan Kemal Burkay ?Reşadiye eylemini tam bir provokasyon olarak görüyorum. O saldırıyı PKK´nın yaptığına inanmıyorum. Bu PKK´ya mal edildi. PKK´da ister yapsın ister yapmasın bu saldırıyı üstlenince bu taşeronluk olur? dedi. ( Star)
Öcalan´ın avukatı ve sağ kolu: Ergenekon Öcalan´ı o da örgütü yönetiyor
26 Haziran 2010: Bir dönem terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan´ın sağ kolu olarak bilinen Avukat Hüseyin Yıldırım, Ergenekon´un İmralı´da yatan terörist başını yönettiğini ve Öcalan´ın arkadaşı olan Doğu Perinçek´in de derin devletin adamı olduğunu söyledi. Samanyolu televizyonun haberine göre Abdullah Öcalan´ın, derin devlet ve Ergenekon bağlantıları ile ilgili açıklamalarda bulunan Yıldırım şunları kaydett: Ergenekon´un etkisi İmralı ile sınırlıdır. İmralı´yı yönetiyor, İmralı da diğerlerini etkiliyor, dolayısıyla Ergenekon´a bağlıyorum. Mesela tam açılım konuşulurken Tokat´taki eylem... Bu, PKK´nın kararı mıdır, müşterek bir karar mıdır? (...) Öcalan´ın Şam´daki ilişkileri; en yakın arkadaşları Atıf Hocalı, Doğu Perinçek; bunlar derin devletin adamları, bunlar da ortaya çıktı. Her gün daha yeni belgeler, bilgiler ortaya çıkacak. Öcalan´ın tutuklanması, salıverilmesi var. Hatta bu konuda Uğur Mumcu buraya geldi, benimle görüşmek istedi. Kabul etmedim. Öcalan ile derin devlet ilişkilerini araştırıyordu. Bana göre de rahmetlinin öldürülmesinin nedeni budur. Öcalan´ın derin devletle bağlantılarının olabileceğini de düşünüyorum. Kürt sorunuyla bir ilgisi, amacı, bir duygusu yok. Güç sahibi olmak istiyordu. ( Yenişafak)
(23 Haziran 2010, 10:42), son güncel.: (26 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İskenderun´da İsrail olasılığı güçleniyor
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz