Yüksek yargının hukukdışı kararlarına karşı Başbakan Erdoğan giderek sesini yükseltiyor. AK Parti grup toplantısında gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan, Yargıtay´ın 9 hakime tazminat cezası vermesini ve Cihaner´i tahliye etmesini çok sert sözlerle eleştirdi. Yargıtay´ın 9 hakime verdiği ceza için ´Tüm tutuklular Yargıtay´da dava açsın´ çağrısı yapan Erdoğan, Yargıtay´ın deşifre olan planlardaki gibi Cihaner´i tahliye etmesi için ´Bu ne cesaret´ dedi. Erdoğan birkaç gün önce de aynı mahiyette eleştirilerde bulunmuştu. Grup toplantısında ağırlıklı olarak son günlerde yoğunlaştırılmaya çalışılan terör saldırılarına değinen Erdoğan açılımdan vazgeçmeyeceklerini vurguladı: ´Hükümeti, güvenlik güçlerini top ateşine tutarak mı bu sorunu çözeceksiniz, cenazelerde slogan atmak suretiyle mi bu sorunu çözeceksiniz. Şehit dua bekler, şehit slogan beklemez. Terörle birlikte vurarak, şehit cenazelerinde siyaset üreterek mi bu sorunu çözeceksiniz. Boş laflarla mı, kuru sıkı tehditlerle mi bu sorunu çözeceksiniz. diye sordu. Demokratik açılımın kapandığını söyleyenlerin çok açık bir gaflet içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: Açılımdan geri adım atmayı isteyenler teslimiyet projesi içindedirler. 1984´den beri her terör olayı karşısında şiddete teslim olanlar bugün de aynı şekilde teslimiyet sergiliyorlar. Ne zaman ekonomi atılım gösterse terör örgütü devreye girdi. Bütün hükümetler terör örgütü karşısında hep geri adım attı. Eli kanlı terör örgütü hiç tahmin edilemeyecek başka bir takım kirli odaklarla koordinasyon içinde çalışmış. Deliller, iddianameler ortada, açığa çıkan gerçekler ortada. Geri adım atmayacağız.´
Erdoğan bir kez daha Yargıtay´ı eleştirdi: Bu bir hukuk skandalı
Yüksek yargının hukukdışı kararlarına karşı Başbakan Erdoğan giderek sesini yükseltiyor. AK Parti grup toplantısında gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan, Yargıtay´ın 9 hakime tazminat cezası vermesini ve Cihaner´i tahliye etmesini çok sert sözlerle eleştirdi. Yargıtay´ın 9 hakime verdiği ceza için ´Tüm tutuklular Yargıtay´da dava açsın´ çağrısı yapan Erdoğan, Yargıtay´ın deşifre olan planlardaki gibi Cihaner´i tahliye etmesi için ´Bu ne cesaret´ dedi. Erdoğan birkaç gün önce de aynı mahiyette eleştirilerde bulunmuştu. Grup toplantısında ağırlıklı olarak son günlerde yoğunlaştırılmaya çalışılan terör saldırılarına değinen Erdoğan açılımdan vazgeçmeyeceklerini vurguladı: ´Hükümeti, güvenlik güçlerini top ateşine tutarak mı bu sorunu çözeceksiniz, cenazelerde slogan atmak suretiyle mi bu sorunu çözeceksiniz. Şehit dua bekler, şehit slogan beklemez. Terörle birlikte vurarak, şehit cenazelerinde siyaset üreterek mi bu sorunu çözeceksiniz. Boş laflarla mı, kuru sıkı tehditlerle mi bu sorunu çözeceksiniz. diye sordu. Demokratik açılımın kapandığını söyleyenlerin çok açık bir gaflet içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: Açılımdan geri adım atmayı isteyenler teslimiyet projesi içindedirler. 1984´den beri her terör olayı karşısında şiddete teslim olanlar bugün de aynı şekilde teslimiyet sergiliyorlar. Ne zaman ekonomi atılım gösterse terör örgütü devreye girdi. Bütün hükümetler terör örgütü karşısında hep geri adım attı. Eli kanlı terör örgütü hiç tahmin edilemeyecek başka bir takım kirli odaklarla koordinasyon içinde çalışmış. Deliller, iddianameler ortada, açığa çıkan gerçekler ortada. Geri adım atmayacağız.´
AK Parti grup toplantısında gündemi değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi´nin İstanbul´da görevli özel yetkili 9 ağır ceza mahkemesi hakimini ?Mehmet Haberal´ı tahliye etmedikleri? için tazminat ödemeye mahkum etmesinin ideolojik bir karar olduğunu belirterek ?(Hukuk siyasallaştı) diye bas bas bağıranlara soruyorum: Neden şimdi sesiniz çıkmıyor? Ne yuttunuz? ´Hükümet yargıya müdahale etti´ diyenlere soruyorum: Neden sesiniz çıkmıyor?? dedi. Cezaevindeki tüm mahkum ve tutuklulara Yargıtay 4. Hukuk Dairesi´nde kendilerini tutuklayan ve tahliye etmeyen hakimler için dava açmaya çağıran Erdoğan ?Mahkum ve tutuklu olanlar için de bu karar emsal teşkil ediyor. Herhalde, onlar da bundan sonra davalar açarlar. ´Yükümüz çok fazla´ diyorlardı, hayırlı olsun yeni yükleri. Buradan tutuklu ve mahkumlara sesleniyorum Durmasınlar dava açsınlar. Bu karar Anayasa´ya aleni şekilde aykırıdır. Bu karar Avrupa hukuk sistemine aykırıdır. Bu karar ideolojiktir. Bu karar hakimleri savcıları yıldırmaya korkutmaya yönelik bir hukuk skandalıdır. 9 hakime yönelik tazminat cezası ile hukuk ayaklar altına alınmıştır. Hukuk siyasallaştı diyenler neden şimdi sesiniz çıkmıyor? Neler yuttunuz da susuyorsunuz? Neden? Bu kirli ilişkiler, kirli planlar haftasını geçmeden deşifre ediliyor. Söyleyecek sözünüz yok mu? Bu son olayla ne kadar ideolojik davranıldığını açıkça ortaya çıkmıştır. Biz üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü anlatmaya geldik. Bunun milletimize çok iyi anlatacağız.? dedi.
Yargıtay´ın Cihaner kararı için: Bu nasıl bir cesaret
Yargıtay´ın aylar öncesinden ortaya çıkan ses kayıtlarındaki planı aynen uygulayarak İlhan Cihaner´i tahliye etmesini de eleştiren Erdoğan ?Kirli ilişkiler, senaryolar haftalar öncesinden deşifre ediliyor, kirli planlar ortaya dökülüyor. Ama öyle bir cesaret, pervasızlık, öyle bir kural, kanun tanımazlık içindeler ki deşifre olan senaryoların gereğini yerine getirmekten imtina etmiyorlar? dedi.
Tüm tutuklu ve hükümlüleri dava açmaya çağırdı
İçerideki tutuklu ve hükümlüler için de önemli bir fırsat doğmuştur. Yükümüz çok ağır diyerek yakınanlara buradan sesleniyorum. Hayırlı olsun. Şimdi yükünü daha da ağırlaşacak. Buradan tutuklu ve mahkumlara sesleniyorum. Durmasınlar dava açsınlar. ( Samanyoluhaber, Star)
Yargıtay 4. Daire, ilginç kararlarıyla dikkat çekiyor
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi´nin Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal´ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hâkime verdiği tazminat cezasının yankıları sürüyor. Aynı dairenin geçmişte de benzer kararlara imza attığı ortaya çıktı. Agos Gazetesi yazarı Prof. Dr. Baskın Oran, bir televizyon programında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Mustafa Balbay ve Emin Çölaşan´a açtığı davayı kazanmasının ardından Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Programda Çölaşan ve Balbay, Oran için Türk aydınlarının maddi ve manevi olarak satın alınması çok ciddi bir strateji... Adını da vereceğim gerekirse, ben polemik sevmiyorum ama adını da vereceğim: Prof. Dr. Baskın Oran. ifadesini kullanmıştı. Tazminat davasını kazanan Oran´ın dosyası Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararını veren 4. Hukuk Dairesi gerekçe olarak, Dosya içeriğinden, davacının Agos Gazetesi´nde Ermeni sorunu hakkında yazılar yazdığı anlaşılmaktadır. Davalı, bu yazılara tepki göstermiştir. Davacı, özgürce düşüncelerini açıklayabildiğine göre, bu düşünceler aleyhine yapılan açıklamalara, sert de olsa, katlanmak zorundadır. ifadelerine yer verilmişti. 4. Daire´nin verdiği ilginç bir karar da ´367´ içtihadıyla ilgili. Kurul verdiği 367 kararından dolayı Anayasa Mahkemesi üyelerini eleştiren Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdoğan´a yerel mahkeme tarafından verilen cezaları onadı. Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyelerine Hukuk bilmiyorlar. demişti. Mahkeme heyetinde bulunanlar dava açtı. Yerel mahkeme Prof. Erdoğan´ın her bir üyeye ayrı ayrı yasal faiziyle birlikte 5 bin lira ödemesine yönelik karar aldı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı onadı. 4. Daire´nin verdiği kararlar bununla da bitmiyor. 26 Mart 2005 tarihli Takvim gazetesinde ilginç bir yazı yayınlandı. ´İnsan Haltları Derneği´ başlıklı metinde Ne kadar halt işleyen bölücü varsa avukatı kesilen İHD yine sahneye çıktı. ifadeleri geçiyordu. İHD haberle ilgili dava açtı. Mahkeme 5 bin TL manevi tazminata hükmetti. Ancak 4. Hukuk Dairesi İfade özgürlüğüne girer. gerekçesiyle kararı bozdu.
Erdoğan´dan çok sert cevap: Sizin döneminizde terör nerden sıfırlanmış be?
Başbakan Erdoğan grup toplantısında ağırlıklı olarak son günlerde gerçekleşen terör saldırılarına değindi. Erdoğan, Terör örgütü Şemdinli´den vuruyor, istismarcılar anında Ankara´dan ses veriyor. Terör örgütü siyasete yön vermek için vuruyor, Ankara´dakiler anında bu tuzağa düşüyor dedi. Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı´nda yaptığı konuşmada, son dönemde artan terör saldırılarının beyhude bir çabayı yansıttığını söyledi. Terör örgütünün de bu tür saldırılarla ulaşacak bir yeri olmadığını ifade eden Erdoğan, Bu yol çıkmaz yoldur. Bu tünel, çıkışı olmayan bir tüneldir. Bu tür kanlı saldırılar yıllardır yapılıyor. Bu tür eylemler hangi amaca ulaşıyor. On binlerce insan yaşamını yitirdi, milyarlarca lira harcandı. dedi. Erdoğan, ilk kanlı eylemin 1984 yılında Eruh´ta gerçekleştiğini, aradan 26 yıl geçmesine rağmen sonuç elde edilmediğini kaydetti. Erdoğan, terör örgütünün, bölgenin gençlerini piyon gibi cinayet işlemeye ve ölmeye gönderdiklerini söyledi. Erdoğan, Son dönemde artan bu terör saldırıları aslında beyhude bir çabayı yansıtıyor. Terör örgütü de biliyor ki bu saldırılarla varılacak bir yer yoktur. Bu yol, çıkışı olmayan bir yoldur. Bu tür kanlı saldırılar yıllardır yapılıyor. Peki kim kazandı? Hangi amaca ulaşıldı? diye sordu. Terörün siyasallaştırmak, polemik malzemesi yapmanın yanlış olduğunu ifade eden Erdoğan, güvenlik güçlerinin moralini bozmanın ancak terör örgütünün işine geleceğini ifade etti. Erdoğan, terör örgütüyle mücadelenin sadece hükümetin ve güvenlik güçlerinin meselesi olmadığını kaydetti.
Medyanın yayınlarını eleştirdi
Konuşmasında, medya organlarının yayınlarını da eleştiren Erdoğan, Güvenlik güçlerinin moralini bozmanın sadece terör örgütünün işine yarayacağına işaret etti. Erdoğan, medyanın bilerek veya bilmeyerek terör örgütüne yandaşlık yaptığına işaret ederek, Bu konuya milli dava olarak bakmıyorsak, bakmayanlar kendilerini lütfen ilan etsinler. Öyle yayınlar yapılıyor ki bu, terörle mücadeleye destek vermekten çok terör örgütünü sevindiriyor. Medya da muhalefet de toplum da kendini taraf olarak görmeli ve sorun yaratmaktan kaçınmalıdır. Görüntülü medyada oradaki ayılıp bayılmaları göstermek kime yarar, terör örgütüne. Terör örgütünün birinci amacı propagandasını yaptırmaktır. dedi.
Olağanüstü hal eleştirisi
Terör saldırısı sonrasında muhalefet partilerinin erken seçim ve olağanüstü hal talebinde bulunmasını eleştiren Erdoğan, şunları söyledi: Bu ülkenin Mehmetlerinin aradan saatler geçmeden, benim şehidim kanı kurumadan Ankara´dan şiddetin diline şiddetle cevap veriliyor. Ana muhalefet partisi, diğer muhalefet partisi çıkıyorlar, ´OHAL ilan edilsin, açılımdan vazgeçilsin, erken seçime gidilsin´ diye açıklama yapıyorlar. Bunun zamanı mı? 73 milyon büyük acı içindeyken, yüreği sızlarken bunu konuşmanın zamanı mı? Aslan delikanlılar toprağa verilmeden siyasi kavgaya tutuşmanın zamanı mı? Onlar üzerinden siyaset yapmanın zamanı mı? Bu hangi vicdana sığar. Terör örgütü Şemdinli´den vuruyor, istismarcılar anında Ankara´dan ses veriyor. Terör örgütü siyasete yön vermek için vuruyor, Ankara´dakiler anında bu tuzağa düşüyor. Terör örgütü olağanüstü hal yeniden ilan edilsin, Türkiye yeniden 90´ların Türkiyesi olsun, Türkiye üçüncü dünya ülkesi görünsün diye eylemler yapıyor. Ankara´dan anında terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor. Olağanüstü hal kalksın diyenler samimi olsalardı, olağanüstü hali kaldıran bu iktidar. Şimdi eylemleri ile olağanüstü hali talep ediyorlar. Buna kim yataklık ediyor? Malum siyasi parti. Ne diyor ´olağanüstü hal ilan edilsin´ Geç o işleri, geç. Onlar sizin talepleriniz, bizim iktidarımızın taleplerinde yok. Terör örgütü kardeşlik tesis edilmesin, sorun çözülmesin, istismar kaynakları kurutulmasın diye kanlı eylemler yapıyor. Birileri de Ankara´da terör örgütünün amaçlarına hizmet edecek bir dil kullanıyor. Olağanüstü halin ne olduğunu söyleyen Erdoğan, Bunu bölge insanı ve orada görev yapan askerim iyi bilir. Ankara´dan başını çıkaramayan siyasetçi bilmez. OHAL öyle istiyor diye belli bölgelerde yerleşimi engellemek, sınırlandırmaktır, her derecedeki okullarda eğitime ara vermek demektir, böyle gerekti diyerek binaları yıkmaktır, sokağa çıkmayı yasaklamaktır, üst aramasıdır, ev aramasıdır. diye ifade etti. Erdoğan, 1987 yılında olağanüstü hal ilan edildiğini belirterek, 30 Kasım 2002´de biz kaldırıncaya kadar devam etti. Hangi yaraya çare oldu. OHAL, terörü derinleştirdi. OHAL istemek terörün diline teslim olmaktır. Sorunu bu hale getiren, bunların ayrımcı, dışlayıcı inkar politikalarıdır. diye konuştu. Konuşmasında, MHP Genel Başkanı Bahçeli´ye, teröristbaşı kendilerine altın tepsi içinde sunulmasına rağmen niçin asmadıklarını soran Erdoğan, Terörü neden bitirmediniz? O zaman idam vardı. Niçin sümen altı ettiniz, niçin gereğini yerine getirmediniz? Çünkü birilerine söz verdiniz, o sözün gereğini yerine getirdiniz. Size terörist başını teslim edenler sizden o sözü, o yazılı belgeyi aldılar ve siz o sözü çiğneyemediniz. diye konuştu.
Bütün hükümetler terör örgütü karşısında geri adım attı
´Bizim dönemimizde terör sıfırlandı´ dendiğini ifade eden Erdoğan, Sizin döneminizde terör nerden sıfırlanmış be? Neden yalan söylüyorsunuz. 2000´de 41, 2001´de 41 şehidimiz var. Olay sayıları hep binin üzerinde. Hükümeti, güvenlik güçlerini top ateşine tutarak mı bu sorunu çözeceksiniz, cenazelerde slogan atmak suretiyle mi bu sorunu çözeceksiniz. Şehit dua bekler, şehit slogan beklemez. Terörle birlikte vurarak, şehit cenazelerinde siyaset üreterek mi bu sorunu çözeceksiniz. Boş laflarla mı, kuru sıkı tehditlerle mi bu sorunu çözeceksiniz. diye sordu. Demokratik açılımın kapandığını söyleyenlerin çok açık bir gaflet içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: Açılımdan geri adım atmayı isteyenler teslimiyet projesi içindedirler. 1984´den beri her terör olayı karşısında şiddete teslim olanlar bugün de aynı şekilde teslimiyet sergiliyorlar. Ne zaman ekonomi atılım gösterse terör örgütü devreye girdi. Bütün hükümetler terör örgütü karşısında hep geri adım attı. Eli kanlı terör örgütü hiç tahmin edilemeyecek başka bir takım kirli odaklarla koordinasyon içinde çalışmış. Deliller, iddianameler ortada, açığa çıkan gerçekler ortada. Geri adım atmayacağız.
Açılım terörü azdırdı diyenler, 26 yıldır açılım mı vardı?
Açılımı, terör örgütü için başlatmadıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye´nin kronik meseleleri için başlattık. Açılımın karşısında durmak da bu ülkenin evlatlarına ihanet olur. Biz bu ihanetin içinde olmayacağız. şeklinde konuştu. Açılımın terörü azdırdığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Erdoğan, (Açılım terörü azdırdı) şeklinde terör örgütünün ağzıyla konuşanlara soruyorum; 26 yılda bu ülke teröre yaklaşık 7 bin şehit verdi, asker ve polis olarak. Açılım mı vardı o zaman? Peki proje mi vardı? Hayır. Doğu ve Güneydoğu´ya yönelik tek bir yatırım mı yapılmıştı? Hayır. dedi. Muhalefet partilerinin, sorunların nasıl çözüleceği yönündeki görüşme taleplerine cevap vermediğini anlatan Erdoğan, Kapıları tek tek çaldık. Bu ülkede etnik unsurların sorunu var mı? Var. Şimdi bu sorunlara eğilmek yanlış mı? Bu ülkede azınlıkların sorunu yok mu? Var. 1 kişi bile olsa sen devletsin onun sorununu çözeceksin. Sen onların sorununu çözmek için ne yapacaksın? ´Söylemem. İktidara gelince söylerim´ diyor. E bu millet seni iktidara getirmez. Açılım sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapanlar, milli birlik ve kardeşlik gayretlerini akamete uğratmış oluyorlar. Bütün bu adımlar, AK Parti´yi nasıl iktidardan düşürürüz diyedir. Benim milletim bu oyunu bozacak.
´Erken seçim yok´
Erdoğan, muhalefet partilerinin erken seçim taleplerine ise şu şekilde cevap verdi: Erken seçimi geçin. AK Parti´nin erken seçim gibi bir lüksü yoktur. AK Parti iktidarı güçlüdür ve işinin başındadır. Biz demokratik açılım sürecinde muhalefetin bu denli ölçüsüz olacağına ihtimal vermedik. ( Cihan)
Saldırıya uğrayan Bakan Yıldız yine şehit cenazesine katıldı
Sürekli şehit ailelerinin yanında olacağım
23 Haziran 2010: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İstanbul´un Halkalı semtinde askeri personeli taşıyan servis otobüsüne yapılan bombalı saldırı sonucu ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede şehit olan jandarma astsubay çavuş Duran Bayram´ın cenaze törenine katılmak üzere Kayseri´ye geldi. Bakan Yıldız, Kayseri Valiliğinin önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Kayseri´de şehit cenazesinde uğradığı yumruklu saldırının ardından yine bir şehit cenazesine gelmesiyle ilgili ´tereddüt yaşayıp yaşamadığını´ sorması üzerine, şöyle konuştu: ´Hiçbir tereddüt yaşamadım. Daha önce Kayseri´ye geldiğimde de gidemediğim şehit yakınlarının hepsine gittim, taziyelerimi ilettim. 7 şehit ailesini ve yakınlarını ziyaret ettim. Şimdi de hiçbir tereddüt yaşamıyorum. Bundan sonra inşallah böyle günler görmeyeceğiz ama böyle bir acı yaşamamız halinde sürekli şehit ailelerinin yanında olacağım. İnşallah Cenabıhak böyle acılar göstermez.´ Şehitlere Allah´tan rahmet dileyen Bakan Yıldız, ´Cenabıhak, yakınlarına ve bizlere sabır versin. Tabii terörün hem devletimizi hem hükümetimizi yıkmakla alakalı çabalarının sonuçsuz kalacağını söylemek lazım. İnşallah önümüzdeki süreçte daha da azalan ve biten terörü Türk halkı mutlaka görecek. Birçok sıkıntının üstesinden gelen hükümetimiz inşallah bunun da üstesinden gelecek. Tabii ki hepimizin yüreği yanıyor, sıkıntılıyız ama üstesinden geleceğiz´ dedi. ( Star)
(22 Haziran 2010, 16:34), son güncel.: (23 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon soruşturmasını engelleme girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi