Anayasa Mahkemesi hakkında, ´Anayasa paketindeki bazı maddeleri esasa girerek iptal ederse bu yok hükmünde olacaktır, hükümet bu hukuksuz kararı kaale almadan referanduma sunmalıdır. Hükümetin bu yöndeki adımı hukuki olarak herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir´ şeklinde şok bir çağrı yapan Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can´a destek gibi tepkiler de geliyor. Daha önce Anayasa Mahkemesi yetkililerine atfedilen ancak isim belirtilmeyen ´ya ifadelerini düzeltsin ya da çekip gitsin´ açıklaması Hürriyet´e manşet olmuştu. Bu kez tepkinin kaynağı belli oldu. Mahkeme üyesi Osman Paksüt Cumhuriyet´e içini döktü ve Can´ın görevden alınmasını istedi. Ancak Paksüt´ün tepkisi tartışmaları daha da tırmandıracak gibi görünüyor. Çünkü Osman Paksüt´ün adı Ergenekon soruştutrmasında geçti. Eşi ferda Paksüt davanın sanılarından birisi. Osman Paksüt de mahkeme kararlarını Ergenekon sanıklarına sızdırmakla suçlandı. Anayasa Mahkemesinde yargılanan Paksüt, telefon dinlemesine tesadüfen takıldığı, yani doğrudan hakkında dinleme kararı olmadığı gerekçesiyle mahkeme üyeliğinden çıkarılmadı, sadece eleştirildi. Bu durumu aktaran Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel Paksüt´ün Osman Can´a tepki göstermesini eleştirdi: ´Eşi Ergenekon davasının sanığı konumunda bulunan Paksüt, konuşması gereken son kişi olmalıydı.´ Bu çarpıklığa gazeteci Ergun Babahan da isyan etti: ´Eşi Ergenekon davasının zanlıları arasında olan, kendisinin telefon konuşmaları gazetelere sızan Osman Paksüt´e ses eden yok. O istenilen Osman. Mahkeme ona ´ya eşini boşa, ya git´ demiyor ama hukuki bir görüş bildiren Osman Can´a diyor. Neden? Çünkü askeri bürokrasi öyle istiyor. Askeri bürokrasinin istemediği Osman hakkındaki haberler asker yandaşı medya tarafından manşete çıkarılıyor. Eşinin askerlerle birlikte darbe planı yaptığı iddia edilen öteki Osman ise isteniyor, el üstünde tutuluyor.´
En son konuşması gereken Paksüt konuştu: O arkadaş gitsin!
Anayasa Mahkemesi hakkında, ´Anayasa paketindeki bazı maddeleri esasa girerek iptal ederse bu yok hükmünde olacaktır, hükümet bu hukuksuz kararı kaale almadan referanduma sunmalıdır. Hükümetin bu yöndeki adımı hukuki olarak herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir´ şeklinde şok bir çağrı yapan Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can´a destek gibi tepkiler de geliyor. Daha önce Anayasa Mahkemesi yetkililerine atfedilen ancak isim belirtilmeyen ´ya ifadelerini düzeltsin ya da çekip gitsin´ açıklaması Hürriyet´e manşet olmuştu. Bu kez tepkinin kaynağı belli oldu. Mahkeme üyesi Osman Paksüt Cumhuriyet´e içini döktü ve Can´ın görevden alınmasını istedi. Ancak Paksüt´ün tepkisi tartışmaları daha da tırmandıracak gibi görünüyor. Çünkü Osman Paksüt´ün adı Ergenekon soruştutrmasında geçti. Eşi ferda Paksüt davanın sanılarından birisi. Osman Paksüt de mahkeme kararlarını Ergenekon sanıklarına sızdırmakla suçlandı. Anayasa Mahkemesinde yargılanan Paksüt, telefon dinlemesine tesadüfen takıldığı, yani doğrudan hakkında dinleme kararı olmadığı gerekçesiyle mahkeme üyeliğinden çıkarılmadı, sadece eleştirildi. Bu durumu aktaran Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel Paksüt´ün Osman Can´a tepki göstermesini eleştirdi: ´Eşi Ergenekon davasının sanığı konumunda bulunan Paksüt, konuşması gereken son kişi olmalıydı.´ Bu çarpıklığa gazeteci Ergun Babahan da isyan etti: ´Eşi Ergenekon davasının zanlıları arasında olan, kendisinin telefon konuşmaları gazetelere sızan Osman Paksüt´e ses eden yok. O istenilen Osman. Mahkeme ona ´ya eşini boşa, ya git´ demiyor ama hukuki bir görüş bildiren Osman Can´a diyor. Neden? Çünkü askeri bürokrasi öyle istiyor. Askeri bürokrasinin istemediği Osman hakkındaki haberler asker yandaşı medya tarafından manşete çıkarılıyor. Eşinin askerlerle birlikte darbe planı yaptığı iddia edilen öteki Osman ise isteniyor, el üstünde tutuluyor.´
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt, anayasa değişikliği paketinin bazı maddelerinin iptal edilmesi durumunda Bakanlar Kurulu´nun kararı yok sayabileceğini söyleyen raportör Osman Can´ı hedef aldı. Cumhuriyet Gazetesi´ne konuşan Paksüt, Osman Can´ı görevden alması için Başkan Haşim Kılıç´a çağrıda bulundu. Aynı zamanda Demokrat Yargı Eşbaşkanı olan Can´ın açıklamalarından rahatsızlık duyan Paksüt, ´o arkadaş´ diye hitap ettiği raportör için şunları söyledi: Durumu mahkemede görev yapmaya el veriyor mu, vermiyor mu mahkeme başkanının karar vermesi lazım. Gerekçe göstermeden dahi mevzuat uyarınca raportörlerin görevine son verebilir.
AYM hakimleri basına rastgele beyan veremez
Bu açıklamalara tepki gösteren hukukçularsa, Paksüt´e, kendi ismi etrafında ortaya dökülen çeşitli ´hukuk dışı´ ilişkileri hatırlatıyor. Ergenekon iddianamelerine bile giren telefon görüşmelerine dikkat çekilerek, Paksüt´ün Osman Can´ın görevden alınmasını isteyecek son kişi olduğu vurgulanıyor. Somut delillere rağmen Anayasa Mahkemesi´nin kendisi için neden devreye girmediği sorusu da yöneltiliyor. Emekli Savcı Faik Tarımcıoğlu, Paksüt´ün yargının yüksek kademesinde yer aldığını hatırlatarak, açıklamalarının ideal bir hukukçu kimliğine yakışmadığı eleştirisini getiriyor. Tarımcıoğlu, şunları kaydediyor: Osman Paksüt konumu itibarıyla bağımsız, tarafsız bir hakim rolündedir. Bu özellikleri taşıyan bir hakim ihsas-ı reyde bulunamaz. Hâkim rolünde olan merci ulu orta yerde konuşmaz, basına rastgele beyan veremez. Buna kanunlar da cevaz vermiyor.
Paksüt, konuşması gereken son kişi olmalıydı
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de Paksüt´ün açıklamalarını talihsizlik olarak yorumluyor. Gündel, Paksüt´ün isminin birçok hukuk dışı olayla anıldığını ancak bunu görmezden geldiğini söylüyor. Gündel´in eleştirileri de şöyle: Yüksek yargı organları, fiilen kendi ideolojik düşüncelerinin dışında olan kişi ve kurumların önlerini kesmeye yönelik bir rol üstlenmişlerdir. Bu itibarla Osman Can´ın tespitleri son derece yerindedir. Osman Paksüt´e gelince; eşi Ergenekon davasının sanığı konumunda bulunan ve kendisi de benzer ithamlarla kurum içerisinde soruşturmaya maruz kalan Paksüt, konuşması gereken son kişi olmalıydı. Şimdiye kadar istifa etmek gibi onurlu bir davranış sergilemesi beklenirken Anayasa Mahkemesi gibi yüce bir kurumda kararlara iştirak etmeye devam etmesi demokratik hukuk devletlerinde eşine rastlanılır bir durum değildir.
Ergenekon sanıklarına bilgi sızdırdığı anlaşılmıştı
Osman Paksüt´ün eşi Ferda Paksüt, Ergenekon sanıkları arasında. Hükümeti devirmeye teşebbüs suçlamasıyla 9 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Ferda Paksüt´ün teknik takibine eşi de takılmıştı. Osman Paksüt´ün eşinin telefonundan 8 Ergenekon sanığına bilgi sızdırdığı gündeme gelmişti. Anayasa Mahkemesi, Osman Paksüt´ün bilgi sızdırdığını, verdiği bir kararla da tescillemişti. Osman Paksüt´ün Org. Başbuğ´la kritik zamanlamayla gizli görüşmeleri de basında yer bulmuştu. Görüşmeler önce yalanlanmış, ancak delillerin ortaya çıkması üzerine kabul edilmişti. ( Zaman)
Ya eşini boşa ya git
Gazeteci Ergun Babahan dünkü köşe yazısında eşinin sanıklarından olduğu ve kendi adının da karıştığı Ergenekon davasından dolayı Osman Paksüt´e ses çıkarılmayıp mahkemeye hukuki eleştiriler getirdi diye Osman Can´ın mahkemeden atılmasına isyan etmişti: Eşi Ergenekon davasının zanlıları arasında olan, kendisinin telefon konuşmaları gazetelere sızan Osman Paksüt´e ses eden yok. O istenilen Osman. Mahkeme ona ?ya eşini boşa, ya git? demiyor ama hukuki bir görüş bildiren Osman Can´a diyor. Neden? Çünkü askeri bürokrasi öyle istiyor. Askeri bürokrasinin istemediği Osman hakkındaki haberler asker yandaşı medya tarafından manşete çıkarılıyor. Eşinin askerlerle birlikte darbe planı yaptığı iddia edilen öteki Osman ise isteniyor, el üstünde tutuluyor. Onunla ilgili bırakın tek sütun eleştirel haber, köşe yazısı bile çıkmıyor bu yandaş kesimde. 1969´daki anayasa değişikliğinde de benzer bir olay yaşamıştık. Asker, değişiklik geçerse darbe yapacağını belirtmiş, bu değişiklikle 27 Mayıs´ın ruhunun zedelendiğini iddia eden TİP de paketi Anayasa Mahkemesi´ne götürüp iptal ettirmişti. O zaman tek sesli basın vardı, şimdi çok sesli. O zaman Meclise saygı duyan azdı, şimdi çok. Ergenekon´a karşı çıkan, yasadışı işlere bulaştığı iddia edilen hakim ve savcılara sahip çıkanların, hukuku, yasamanın üstünlüğünü, anayasanın yazılı hükmünü savunanlara küfür yağdırması tesadüf değil. Bu onlar için varlık savaşı. Kendi çocuklarının, ekollerinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´ndaki egemenliğinin sona ermesi korkusu sardı onları. Ne kamu üzerinden zenginleşme kalacak, ne Türkiye´nin kaderine hakim olma iddiası. Demokratikleşme hiçbir alanda işlerine gelmiyor. Kürt meselesinde de, Alevi meselesinde de, yargının işleyişinde de. Onun için küfür ediyorlar. Dün komutanları Ahmet Kaya´yı, Hrant Dink´i, Orhan Pamuk´u hedef gösteriyordu, bugün Osman Can´ı gösteriyor. Onlar da ateş ediyor. Huylu huyundan vazgeçmez sözünün daha doğru bir kanıtı olabilir mi? ( Star)
İki tartışmanın üstü örtüldü
15 Haziran 2010: Anayasa Mahkemesi, daha önce de bazı üyelerin konuşmaları nedeniyle ?adil yargılamanın etkilendiği? iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Başkanvekili Paksüt, türban kararından bir hafta, kapatma davası açılmasından 13 gün önce Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´u ziyaret etmesi tartışılmıştı. Görüşmenin gizli tutulmaya çalışıldığı, komuta katındaki kameraların bile karartıldığı iddiaları kamuoyuna yansıdı. Paksüt´ün ayrıca, telefonları yasal olarak dinlenen eşi Ferda Paksüt´ün takibi sırasında ?basına bilgi sızdırdığı, bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında ithamlarda bulunduğu? ortaya çıkmıştı. Mahkeme üyesi Serdar Özgüldür´e ait olduğu öne sürülen ve bir ses kaydı da aynı iddiaları yeniden gündeme taşımıştı. Kayıtta şu ifadeler yer almıştı: Genelkurmay Adlî Müşaviri Hıfzı Paşa var. 30 senelik arkadaşım. Öğlen bize çok güzel yemek verdi. Üyelerin ikisi oradaydı. Söylediği şu: ?Büyük toplum baskısını göğüsleyip bir an önce kapatın?... Devletin belli kesimlerin, özellikle silahlı kuvvetlerin bizden arzuları var. Yani bir şekilde intikal etti onlar bize. ( Star)
(14 Haziran 2010, 11:23), son güncel.: (15 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! MECLİS, ANAYASAYI MAHKEMEYE KARŞI KORUMALI
´Yok hükmü´nden sarsılan mahkeme uyardı: Düzelt ya da git
Dışta İsrail, içte AYM: Yardım konvoyu gibi referandum da durdurulacak
Flaş!!! Anayasa değişikliği şekil yönünden incelenecek
Can´a hukukçulardan destek: Anayasa Mahkemesi yok hükmünde
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi