Yargıtay 11. Ceza Dairesi hakimleri, önlerindeki davayı yasa dışı yollarla kapatma planı yapanların yerine yargı görevi yapan yargıçları etkileme girişimini deşifre eden basını hedef alıyor. Ancak ses kayıtları yargıyı kimin etkilemek istediğini net olarak ortaya koyuyor. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu ileri sürülen ses, ´Oyalayacaklar. Önce büyükçe tahliyenin ardından zamana bırakacaklar. Ersan Ülker´e dedim bunu yaparsan Yargıtay başkanısın.´ diyor. Eğer ses kayıtları doğru değilse, bir düzmece ise bunun anlaşılması çok kolay. Teknik imkanlarla bir sesin orjinal olup olmadığı tıpkı bir imza gibi kesin olarak belirlenebiliyor. Ancak bu yola başvurulmuyor.. Ortada böyle korkunç bir şaibe varken yargılamaya hala aynı üyelerin devam ediyor oluşu, bir yargı tiyatrosu oynandığını gösteriyor, halkın da adaletin gerçekleşeceğine inanması isteniyor. Tıpkı Shrek filminde seyircilere işte burada gülünecek burada alkışlanacak denmesi ve onların da bunu yapması gibi. Bu ses kayıtlarının üzerine gitmeyenler bunları haber yapanların üzerine gitmeye, korkutmaya ve susturmaya çalışıyor. Evet Erzincan bölgesinde kontrgerilla planını fiilen uygulamaya kalkanlar Ankara´daki elemanları eliyle tetikçilerini kurtarmaya çalışıyor, bu yargı tiyatrosuna da insanların inanmasını istiyor. Bugünlerde inanılmaz olaylar oluyor. Erzurum mahkemesi düşman mahkemesi, Erzurum´daki cezaevleri düşman cezaevleri, davanın Başsavcı ve diğer sanıkları ise ´esir´ olarak gösteriliyor. Yargıda tam bir iç savaş yaşanıyor. Terör davasının sanıkları adeta düşman ülke mahkemesi ve cezaevi gibi gösterilen Erzurum mahkemesinden ve cezaevinden kurtarılmaya çalışılıyor. Tıpkı Şemdinli´de kitapevi bombalayıp halkın üzerine de ateş açarak iki kişiyi öldüren devlet görevlileri ile itirafçıların Yargıtay ve HSYK´nın gayretleriyle Van mahkemelerinden kurtarılması gibi. Terör sanığı Başsavcı, Yargıtay´daki duruşmada Erzurum mahkemesini terör uygulamakla suçluyor, onu yargılayan ve ses kaydındaki planı konuşmakla suçlanan Yargıtay hakimleri ise onun bu hakaretini görmüyor, ona değil basına suç duyurusunda bulunuyor, sanığa da ´sabırlı olmasını durumun düzeleceğini´ söylüyorlar.
Yargıtay´ın ilk görevi, ses kaydındaki üyeleri için karara varmasıdır
Yargıtay 11. Ceza Dairesi hakimleri, önlerindeki davayı yasa dışı yollarla kapatma planı yapanların yerine yargı görevi yapan yargıçları etkileme girişimini deşifre eden basını hedef alıyor. Ancak ses kayıtları yargıyı kimin etkilemek istediğini net olarak ortaya koyuyor. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu ileri sürülen ses, ´Oyalayacaklar. Önce büyükçe tahliyenin ardından zamana bırakacaklar. Ersan Ülker´e dedim bunu yaparsan Yargıtay başkanısın.´ diyor. Eğer ses kayıtları doğru değilse, bir düzmece ise bunun anlaşılması çok kolay. Teknik imkanlarla bir sesin orjinal olup olmadığı tıpkı bir imza gibi kesin olarak belirlenebiliyor. Ancak bu yola başvurulmuyor.. Ortada böyle korkunç bir şaibe varken yargılamaya hala aynı üyelerin devam ediyor oluşu, bir yargı tiyatrosu oynandığını gösteriyor, halkın da adaletin gerçekleşeceğine inanması isteniyor. Tıpkı Shrek filminde seyircilere işte burada gülünecek burada alkışlanacak denmesi ve onların da bunu yapması gibi. Bu ses kayıtlarının üzerine gitmeyenler bunları haber yapanların üzerine gitmeye, korkutmaya ve susturmaya çalışıyor. Evet Erzincan bölgesinde kontrgerilla planını fiilen uygulamaya kalkanlar Ankara´daki elemanları eliyle tetikçilerini kurtarmaya çalışıyor, bu yargı tiyatrosuna da insanların inanmasını istiyor. Bugünlerde inanılmaz olaylar oluyor. Erzurum mahkemesi düşman mahkemesi, Erzurum´daki cezaevleri düşman cezaevleri, davanın Başsavcı ve diğer sanıkları ise ´esir´ olarak gösteriliyor. Yargıda tam bir iç savaş yaşanıyor. Terör davasının sanıkları adeta düşman ülke mahkemesi ve cezaevi gibi gösterilen Erzurum mahkemesinden ve cezaevinden kurtarılmaya çalışılıyor. Tıpkı Şemdinli´de kitapevi bombalayıp halkın üzerine de ateş açarak iki kişiyi öldüren devlet görevlileri ile itirafçıların Yargıtay ve HSYK´nın gayretleriyle Van mahkemelerinden kurtarılması gibi. Terör sanığı Başsavcı, Yargıtay´daki duruşmada Erzurum mahkemesini terör uygulamakla suçluyor, onu yargılayan ve ses kaydındaki planı konuşmakla suçlanan Yargıtay hakimleri ise onun bu hakaretini görmüyor, ona değil basına suç duyurusunda bulunuyor, sanığa da ´sabırlı olmasını durumun düzeleceğini´ söylüyorlar.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan´a ait olduğu ileri sürülen ses kaydı sonrası, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´i yargılayan Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin nasıl davranacağı merak ediliyordu. Hukukçular, yargılamanın selameti açısından ses kaydında ismi geçen üyelerin davadan çekilmesi gerektiğini savunuyordu. Ses kaydında ismi geçen üyelerden Sedat Bakıcı önceki günkü duruşmaya katılmadı. Daire Başkanı Ersan Ülker ile üye İdris Çobanoğlu ise duruşmadaydı. Heyette yer alan üyelerin hukukçuların ´Yargıtay üyeleri davadan çekilmeli´ görüşüne kulak tıkadığı anlaşıldı. Ses kaydı ortadayken Yargıtay 11. Ceza Dairesi ´tarafsız ve adil´ bir mahkeme görüntüsü verebilecek mi sorusu akıllara geldi. Son duruma göre Yargıtay´ın en tepesindeki isim Hasan Gerçeker, hukukçuların görüşlerini dikkate alarak, Yargıtay´da davayı etkilemeye çalışan kişileri tespit etmeli. Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun´un ´Yargıtay´ın öncelikli görevi, ses kaydı soruşturmasını bitirip üyeleri hakkında bir karara varmasıdır. Yargıtay, Cihaner davasını görmekten de bir şekilde imtina etmelidir.´tavsiyesine kulak vermeli. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin davayı yakından takip eden basın kuruluşları hakkında yaptığı suç duyurusu ise basın özgürlüğünün engellenmesi olarak kayıtlara geçecektir.
Hukuk tiyatrosu oynanıyor. Gülün denince gülmemiz alkışlayın denince alkışlamamız isteniyor..
Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin Zaman´ın da aralarında bulunduğu 5 gazete hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Cihaner´in davasıyla ilgili yazacağımız her haber dava tehdidiyle karşı karşıyayız. Yargıtay 11. Ceza Dairesi hakimleri, önlerindeki davanın yasa dışı yollarla kapatma planı yapanların yerine yargı görevi yapan yargıçları etkileme girişimini deşifre eden basını hedef alıyor. Yargıtay dairesinin suç duyurusu duruşma salonunda yapılanları gölgede bıraktı. Duruşma Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ne yapılan hakaret ve avukat Turgut Kazan´ın gizli tanığın kimliğinin deşifresine sahne oldu. Ancak heyet, savunma sınırlarını aşan bu gelişmelere seyirci kaldı. Basını hedef tahtasına yerleştiren Yargıtay, gizli tanıkların deşifresine niye ses çıkarmadı? Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı ve üyeleri, Cihaner davasını basının etkilediğini savunarak suç duyurusunda bulundu. Yargıyı gerçekte kim etkilemek istiyordu? Bunu anlamak için iki Yargıtay üyesi arasında geçtiği söylenen ses kaydının çözümüne bakmakta fayda var. Ses kaydının sahibi olduğu iddia edilen Hamdi Yaver Aktan, kayıtlarda Daire Başkanı Ersan Ülker, üyeler Sedat Bakıcı, İdris Çobanoğlu´nu Cihaner davasıyla ilgili ziyaret ettiğini anlatıyor: Oyalayacaklar, önce büyükçe tahliyenin ardından zamana bırakacaklar. Ersan Ülker´e dedim, bunu yaparsan Yargıtay başkanısın. Kubilay Taşdemir başsavcı vekilliğine aday, istiyorsan bu işi yapmak zorunda. Ses kaydına göre, Cihaner davasını etkilemeye, dosyayı kapatmaya sanıkları tahliye etmeye uğraşanlar belli. Basın hakkında yargıyı etkilemekten suç duyurusunda bulunulurken, akıllara ´hırsızın hiç mi suçu yok?´ sorusu geliyor. ( Zaman)
Cihaner bir başka skandala imza attı, Yargıtay onu da görmedi
Ergenekon sanığı Başsavcı İlhan Cihaner´in Yargıtay´da görülen son duruşmasında tam bir skandal yaşandı. CHP Milletvekillerinden sonra Ergenekon sanığı Başsavcı İlhan Cihaner de aleyhinde ifade veren gizli tanıkları deşifre etmeye başladı. Hem de Yargıtay hakimlerinin karşısında... Gizli tanıkların deşifre edildiği skandallar zincirine ilk halkayı, CHP Milletvekili Ahmet Ersin takmıştı. Ersin, gizli tanık Munzur ile yanyana ve iddialara göre rüşvet pazarlığında bulunmuştu. CHP´li Ersin artık pek ortalıkta görünmüyor ama sanık İlhan Cihaner ve avukatları da gizli tanıklardan birini daha deşifre ettiler. Skandal olay, bu sefer Yargıtay´da hakimlerin gözü önünde gerçekleşti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde görülen son duruşmada avukat Turgut Kazan; yanında getirdiği 2 ifadeyi çıkardı. İfadelerden biri gizli tanık Efe´ye, diğeri ise açıklamak suç olduğu için ismini veremediğimiz bir savcıya aitti. Kazan, her iki ifadede aynı cümleler ve aynı imzanın yer aldığını söyledi ve Ergenekon davasının gizli tanığı Efe´yle, o savcının (Eski iliç Savcısı Bayram Turgut) aynı kişiler olduğunu deşifre etti. Avukatından sonra söz alan Başsavcı Cihaner de skandalı devam ettirdi. Gizli tanığı deşifre etmenin suç olduğunu bilmesine rağmen, savcıyı ismi ve göreviyle daha da ifşa etti. İşin en tuhafı; davaya bakan Yargıtay hakim ve savcıları bu skandala göz yumdu. Mahkeme Başkanı Ersan Ülker, gizli tanığın deşifre edilmesine en ufak bir tepki bile vermedi. Kanun açık. Yasada gizli tanığın deşifre edilmesi açık suç sayılıyor ve bu suça; 6 aydan 3 yıla kadar hapis ön görülüyor. Çünkü, deşifre ile; hem soruşturma baltalanmış oluyor hem de deşifre edilen gizli tanık, sanıkların hedefi haline geliyor.
Abdullah Harun
(30 Mayıs 2010, 13:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Şok ses kaydını dinlemek için tıklayın
Profesör: Kayıt Tolon´un, ispat ederim
Yargıtay üyelerinin Ses kaydı: Yargıtay´ın Cihaner planı
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Uçaklar yaramadı, gelsin Yargıtay
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
İşte adım adım Erzincan´daki Islak Komplo ve boşa çıkarılması
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Islak İmza davası Erzincan´ı destekledi
Erzincan iddianamesinde arama yap
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap