DTP´li Ahmet Türk´e yumruklu saldırı, ardından Samsun´da iki polisin şehit edilmesi, daha sonra Enerji Bakanı Taner Yıldız´a ve dün de iki AK Partili yetkiliye daha yumruklu saldırı girişimi. Saldırıların sürmesi ve zamanlaması provokasyon olduklarını haykırıyor. Başta bireysel eylemler olabilir mi acaba diye tereddütle karşılanan bu saldırıların birbiri peşinden gelmesi tereddütleri giderdi. Kamuoyu saldırıların arkasında kontrgerillacıların olduğundan artık şüphe duymuyor. Anayasa değişiklikleriyle en sert direnişi gösterdikleri yargıdaki etkinliklerini de yitirecek olan Kontrgerillacılar, ustaca yürütebildikleri taktirde provokasyonlarla tetikledikleri gerilimin kendilerine yarayacağını, olası bir referandumda kabul oylarını düşüreceğini ve nihayetinde de AK Parti´yi tek başına iktidar gücünden düşürebileceklerini hesaplıyorlar. Kahramanmaraş´ta yerel bir televizyon kanalına konuşan emekli Albay Erdal Sarızeybek, tek çarenin AK Parti iktidarına muhalif olanların CHP ve MHP etrafında birleşmesi olduğunu söylemişti: ´Yeni partiler kurularak kaybedilecek zaman olmadığını ve erken seçime gidilmesi gerektiğini kaydeden Erdal Sarızeybek, ´işte görüyorsunuz, şu an AKP siyasetinin dışında iki büyük parti var: MHP ve CHP. Tehlikeden kurtulmak için. Derhal, MHP ve CHP´yi, onlar istese de istemese de seçeceğiz, iktidar yapacağız. Yani şöyle söyleyeyim, sağda, solda hangisi seviyorsa orada birleşin´ demişti.´ Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar da bugünkü köşe yazısında son yumruk olaylarının tesadüf olmadığını, anayasa değişikliklerinin Meclis´te görüşülmeye başlanmasıyla bağlantılı olduğunu işliyor.
Anayasa değişiklik paketi, provokatörleri harekete geçirdi
DTP´li Ahmet Türk´e yumruklu saldırı, ardından Samsun´da iki polisin şehit edilmesi, daha sonra Enerji Bakanı Taner Yıldız´a ve dün de iki AK Partili yetkiliye daha yumruklu saldırı girişimi. Saldırıların sürmesi ve zamanlaması provokasyon olduklarını haykırıyor. Başta bireysel eylemler olabilir mi acaba diye tereddütle karşılanan bu saldırıların birbiri peşinden gelmesi tereddütleri giderdi. Kamuoyu saldırıların arkasında kontrgerillacıların olduğundan artık şüphe duymuyor. Anayasa değişiklikleriyle en sert direnişi gösterdikleri yargıdaki etkinliklerini de yitirecek olan Kontrgerillacılar, ustaca yürütebildikleri taktirde provokasyonlarla tetikledikleri gerilimin kendilerine yarayacağını, olası bir referandumda kabul oylarını düşüreceğini ve nihayetinde de AK Parti´yi tek başına iktidar gücünden düşürebileceklerini hesaplıyorlar. Kahramanmaraş´ta yerel bir televizyon kanalına konuşan emekli Albay Erdal Sarızeybek, tek çarenin AK Parti iktidarına muhalif olanların CHP ve MHP etrafında birleşmesi olduğunu söylemişti: ´Yeni partiler kurularak kaybedilecek zaman olmadığını ve erken seçime gidilmesi gerektiğini kaydeden Erdal Sarızeybek, ´işte görüyorsunuz, şu an AKP siyasetinin dışında iki büyük parti var: MHP ve CHP. Tehlikeden kurtulmak için. Derhal, MHP ve CHP´yi, onlar istese de istemese de seçeceğiz, iktidar yapacağız. Yani şöyle söyleyeyim, sağda, solda hangisi seviyorsa orada birleşin´ demişti.´ Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar da bugünkü köşe yazısında son yumruk olaylarının tesadüf olmadığını, anayasa değişikliklerinin Meclis´te görüşülmeye başlanmasıyla bağlantılı olduğunu işliyor.
Darbe nasıl yapılır? Hatırlıyorum, Hüsamettin Cindoruk, bir TV kanalında Ergenekon sürecini, ?Bu 27 el bombasıyla nasıl darbe yapılacak?? sözleriyle tiye alıyordu.Baktım, geçenlerde Tufan Türenç, Hürriyet´teki köşesinde, İrticayla Mücadele Eylem Planı iddianamesi kapsamında sanık gösterilen 7 kişinin nasıl darbe yapacağını soruyordu.Aslında, ikisi de biliyor ki, darbeyi bu şahıslar, bu bombalarla yapmayacak. İddia şu: Provokatif eylemlerle Türkiye kaosa sürüklenecek, darbenin eşiğine getirilecek, asker de durumdan vazife çıkarıp darbe yapacak.Onların eylem planında darbe sorumluluğunu verdikleri kurum, Türk Silahlı Kuvvetleri´dir. Aksi halde, bırakın 27 el bombasını, binlerce tank, tüfek, bomba ve askerle yapmanız bile mümkün değildir. TSK´ni alt edecek alternatif orduya ihtiyaç var demektir. Böyle bir ihtimal, akla ziyan olduğuna göre, yukarıdaki tezin hiçbir geçerliliği yoktur.
Türkiye eski Türkiye değil artık herşey sorgulanıyor
Sıkça tekrarlayalım ki, hafızalara kazınsın. 37 insanın katledildiği Sivas katliamı bir kibritle gerçekleştirildi, Türkiye´nin 11 Eylül´ü olarak adlandırılan Danıştay cinayeti Glock marka bir silahla işlendi.Misal, Danıştay cinayetinin failleri yakalanmasaydı, bugün devrim niteliğinde Anayasa değişikliğini görüşen parlamento açık olmayabilirdi.Çok uzaklara gitmeden düne baksak dahi vahametin boyutlarını daha iyi anlarız. Samsun´da kendini bilmez bir şahsın Ahmet Türk´e yönelik yumruklu saldırısı, nelere yol açtı, hesaplayın. Bir de yangına benzinle giden Hürriyet´in faşist yazarının kalemini hesaba katın. Bir yumruk, bir kalem Türkiye´yi nereye taşıdı. İstanbul´dan Hakkari´ye birçok bölge yangın yerine döndü, Samsun´da iki polis şehit edildi, Kayseri´de bir densiz aynı yöntemle Enerji Bakanı´na yumruk attı. Türkiye, sağduyulu davranmasa, o yumruk ve kalemin peşinden koşsaydı, Türkiye´de kan gövdeyi götürebilirdi. Tıpkı 12 Eylül öncesi gibi, Ergenekon sürecindeki gibi darbe çığırtkanları, ?Ey ordu ne bekliyorsunuz?? diye naralar atmaya başlardı.Belki farkındasınız, artık halkımız, eskiden olduğu gibi topyekun provokatif eylemlerin girdabında sürüklenmiyor. Soruyor, soruşturuyor, sorguluyor...Bu refleks, Ergenekon sürecinin en önemli kazanımlarındandır. Merhum Uğur Mumcu´nun çocukları, ölümün perde gerisinde bildik senaryolardan farklı olarak daha karanlık güçlerin olduğunu söylüyorsa, merhum Çetin Emeç´in eşi gerçekle yüzleşmekten çekindiklerini itiraf ediyorsa, bu sürecin izdüşümüdür.
Yoğun mayınlı bölgelerde operasyonlar başladı
Bu kazanımlara rağmen, Türkiye´nin kırılgan toplumsal dokusu, sorgulayıcı refleksi frenleyen önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Son hadiseler gösterdi ki, bırakın birkaç el bombasını, bir iki yumrukla Türkiye´nin rotası zorlanabiliyor. Toplum mühendisleri bunun farkında. Yıllardır bu yumuşak bölgeden ha bire vurup duruyorlar. Ergenekon ve bağlantılı soruşturmalar, tehlikeli senaryoların önünü kestiği için korkulanlar olmadı. Ancak, son Anayasa değişikliği paketi, Kundalini´yi yeniden harekete geçirmiş gibi gözüküyor.Muhatapları yalanlasa da bazı çevrelerin sıkça yüksek yargıda toplu istifa söylentilerini dile getirmesi, yumruklu saldırılar, yoğun mayınlı bölgelerde yeniden operasyonlara başlanması, buna paralel olarak toplumsal olayların tahrik edilmesi ve şiddeti kutsayan yazıların hortlaması, tesadüfi olabilir mi, takdirlerinize sunmak isterim. Yeni bir kaos senaryosuyla karşı karşıyayız. İşin garibi, kaotik ortamlarda en fazla zarar gören kitlelerin meclisteki temsilcileri olan Milliyetçi Hareket Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi´nin o büyük fotoğrafı iyi yorumlayamamasıdır. Neyse ki, toplum, bu siyasilerin fersah fersah önünde... Parlamentodaki oylamalara biri katılarak diğeri katılmayarak CHP ile aynı eksende buluşan ve yeni anayasaya destek olmayan iki siyasi partinin oportünist stratejisi referandum sandığına gömülecektir, statükonun demokratikleşme önüne koyduğu yüksek bariyer de yıkılacaktır.( Şamil Tayyar, Star)
Şamil Tayyar haklı mı çıkıyor? Şemdinli´de mayın faciası: 1 şehit, 1 yaralı
Hakkari´nin Şemdinli ilçesinde mayın patlaması sonucu 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı. Alınan bilgiye göre, askeri birliğin, Irak sınırındaki Tekeli bölgesinde yürüttüğü arazi arama tarama faaliyeti sırasında, önceden araziye döşenen mayın patladı. Patlamada, 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı. Yaralı asker, helikopterle Hakkari Askeri Hastanesine kaldırıldı. Bölgede hava ve kara destekli operasyon başlatıldı. ( Zaman)
Emekli Kurmay Albay Ülker: Saldırılar devam edebilir
Emekli Kurmay Albay, Stratejist ve Milli Güvenlik Uzmanı Mesut Ülker, şiddete yönelik saldırıların anayasa değişikliği görüşmelerinin devam ettiği günlerde, gerek bireysel gerekse küçük çete organizasyonlarıyla veya belirli terör örgüleriyle yapılabileceğini söyledi. Ülker, kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP)´nin eski lideri Ahmet Türk´e ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan´ı Taner Yıldız´a yapılan yumruklu saldırılara ilişkin Cihan Haber Ajansı´na açıklamalarda bulundu. Ülker, Bu tür saldırılar toplumda kaos ortamı oluşturulmaya yönelik saldırılardır. Olayların arkasında kim varsa mutlaka ortaya çıkarılmalıdır ve toplumla paylaşılmalıdır. şeklinde konuştu. Ayrıca Ülker, bu saldırıların arkasında Ergenekon yapılanmasının olabileceğini ileri sürdü. ( Zaman)
(21 Nisan 2010, 10:03)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ne olur halka gitmeyelim
ÖRNEKLERLE CHP´NİN ERGENEKON VE BENZER DAVALARINDA SEMPATİZANLIKTAN ÖTE TAVIRLARI
´Ergenekon ve CHP´ manşetlerimiz