Ergenekon ve darbe davaları sırasında, sanıklar, belgelerin çoğunu, ´düzmece, tertip´ olarak açıklıyor. Ne günlüklerin yazarı eski Deniz Kuvvetleri Komuta Özden Örnek, ne Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi´nde görevli Albay Dursun Çiçek, ne bürosundan, İrtica ile Mücadele Eylem Planı çıkan Avukat Serdar Öztürk, ne Balyoz davasının bir numaralı sanığı Çetin Doğan... Evet, hepsi, suç delillerinin ya sahte olduğunu, ya imzaları kendilerinin atmadığını veya belgelere ilaveler yapıldığını söylüyor. Aynı yöntem Kafes Eylem Planı´nın sorgulanması sırasında da sergileniyor. Sanıklar mahkemede gene aynı hikayeyi okumuşlar, ´Bu bir tezgah, ıslak imza makinesi kullanılmış´ gibi beyanlarda bulunmuşlar. Mahkeme başkanının, ´Evindeki mühimmat sana mı ait?´ sorusuna, Ergin Geldikaya ´Bana ait; en eski SAT benim, 9 ayrı ülkeden anı olarak topladım´ cevabını vermiş. Bir başka sanık, binbaşı Emre Onat ise, ´eylem yapılacak yer´ olarak değerlendirilen Ankara´daki alt geçide ait fotoğrafın şahsi belgeleri arasında bulunmasını, ´Arkadaşım bu fotoğrafla, alt geçit çalışmalarının trafiği nasıl etkilediğini göstermek istemiş´ diye izah ediyor. Türkiye´yi parmağında oynatan, her yere eli kolu uzanan bu güçlü mihrak neymiş be abi!!! Her taşın altından çıkan onlar!
Alt geçidin trafiğe etkisini incelemeyi suç gösteren Gizli Güç
Ergenekon ve darbe davaları sırasında, sanıklar, belgelerin çoğunu, ´düzmece, tertip´ olarak açıklıyor. Ne günlüklerin yazarı eski Deniz Kuvvetleri Komuta Özden Örnek, ne Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi´nde görevli Albay Dursun Çiçek, ne bürosundan, İrtica ile Mücadele Eylem Planı çıkan Avukat Serdar Öztürk, ne Balyoz davasının bir numaralı sanığı Çetin Doğan... Evet, hepsi, suç delillerinin ya sahte olduğunu, ya imzaları kendilerinin atmadığını veya belgelere ilaveler yapıldığını söylüyor. Aynı yöntem Kafes Eylem Planı´nın sorgulanması sırasında da sergileniyor. Sanıklar mahkemede gene aynı hikayeyi okumuşlar, ´Bu bir tezgah, ıslak imza makinesi kullanılmış´ gibi beyanlarda bulunmuşlar. Mahkeme başkanının, ´Evindeki mühimmat sana mı ait?´ sorusuna, Ergin Geldikaya ´Bana ait; en eski SAT benim, 9 ayrı ülkeden anı olarak topladım´ cevabını vermiş. Bir başka sanık, binbaşı Emre Onat ise, ´eylem yapılacak yer´ olarak değerlendirilen Ankara´daki alt geçide ait fotoğrafın şahsi belgeleri arasında bulunmasını, ´Arkadaşım bu fotoğrafla, alt geçit çalışmalarının trafiği nasıl etkilediğini göstermek istemiş´ diye izah ediyor. Türkiye´yi parmağında oynatan, her yere eli kolu uzanan bu güçlü mihrak neymiş be abi!!! Her taşın altından çıkan onlar!
Ergenekon ve darbe davaları sırasında, sanıklar, belgelerin çoğunu, düzmece, tertip olarak açıklıyor. Ne günlüklerin yazarı eski Deniz Kuvvetleri Komuta Özden Örnek, ne Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi´nde görevli Albay Dursun Çiçek, ne bürosundan, İrtica ile Mücadele Eylem Planı çıkan Avukat Serdar Öztürk, ne Balyoz davasının bir numaralı sanığı Çetin Doğan... Evet, hepsi, suç delillerinin ya sahte olduğunu, ya imzaları kendilerinin atmadığını veya belgelere ilaveler yapıldığını söylüyor. Baktım aynı yöntem Kafes Eylem Planı´nın sorgulanması sırasında da sergileniyor. Gayrimüslimlere yönelik suikast düzenlenmesini öngören Kafes Eylem Planı, emekli binbaşı Levent Bektaş´ın bilgisayarında, sıkıştırılmış ve gizlenmiş dosyalarda ele geçirilmişti. Planın altında da yarbay Ercan Kireçtepe´nin imzası vardı. Sanıklar mahkemede gene aynı hikayeyi okumuşlar, Bu bir tezgah, ıslak imza makinesi kullanılmış gibi beyanlarda bulunmuşlar. Tabii bu defa ele geçen bombalar, mermiler de var. Onlara karşı da açıklamalar yapılmış. Mesela mahkeme başkanının, Evindeki mühimmat sana mı ait? sorusuna, Ergin Geldikaya Bana ait; en eski SAT benim, 9 ayrı ülkeden anı olarak topladım cevabını vermiş. Bir başka sanık, binbaşı Emre Onat ise, eylem yapılacak yer olarak değerlendirilen Ankara´daki alt geçide ait fotoğrafın şahsi belgeleri arasında bulunmasını, Arkadaşım bu fotoğrafla, alt geçit çalışmalarının trafiği nasıl etkilediğini göstermek istemiş diye izah ediyor.
Kim bu perde arkasındaki güç?
Farklı davalardan yargılanan sanıkların açıklamasına toplu olarak bakıldığında, binlerce belgeyi fabrike eden, güçlü bir mihrak bulunması gereği ortaya çıkıyor. Birtakım insanlar oturup, Özden Örnek´in günlükleri arasına darbe izlenimi yaratacak sayfalar ilave ediyor, av Serdar Öztürk´ün bürosuna sızmak suretiyle, daha önce Dursun Çiçek´in imzasını taklit ederek hazırlanan İrtica ile Mücadele eylem Planı´nın fotokopisini yerleştiriyor; ıslak imzalı olanı ise, daha sonra kullanılmak üzere kendine saklıyor. 1. Ordu Karargahı´nın kozmik odasından evvelce çaldığı belgelere İstanbul´daki deprem çalışmalarına ait yazıları ekliyor, ses kayıtlarını değiştiriyor; tedbirler çok radikal alınmalı, bu işi çabucak bitirmek lazım, sokağa tanklarla gireceğiz, irticaya bulaşmış insanların uslanması ve fikir değiştirmesi olanağı yoktur; bu bir Emasya planı değil, devletin bekası, rejimin devamı ile ilgilidir; İstanbul´un üzerine çökerim, savcıymış, hakimmiş, kaymakammış, bu konuya olumsuz bakan tablolarda yer alan insanları... kısa sürede burayı temizlerim; böyle kararlı olan halka acımasızca hareket etmek bizim görevimizdir gibi kelimeler ilave ediyor. Poyrazköy´de toprağın içine silahları ve mühimmatı gömüyor, Kafes belgelerini de şu sıralar karısıyla başı dertte olan emekli Tümamiral İlker Güven´den alıp tahrif ediyor. Türkiye´yi parmağında oynatan, her yere eli kolu uzanan bu güçlü mihrak neymiş be abi!!! Her taşın altından çıkan onlar! ( Nazlı Ilıcak Sabah)
(19 Nisan 2010, 14:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: