Yıllardır aranan Susurluk´un kayıp silahları Uzi´lerin izi bulundu mu? Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin´in evinde bulunan bir kroki üzerine Ankara Gölbaşı´ndaki bir arazide başlatılan kazıda bulunan poşet içerisinde çok sayıda silah, mühimmat, uzi mermileri, bomba ve lav silahı çıktı. İlk bölümü saatlerce süren ve silahlar bulunan kazının diğer bölgelerde yapılacak bölümlerinde silah aramasına ek olarak olası cesetler de aranacak.
09.01.2009 10:50 Ankara Gölbaşı´da dün başlayan ve bu sabah devam eden kazılarda çok sayıda silah ve bomba bulundu! Polis ceset de arayacak!.. Yıllardır aranan Susurluk´un kayıp silahları Uzi´lerin izi bulundu mu? Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan eski Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin´in evinde bulunan bir kroki üzerine Ankara Gölbaşı´ndaki bir arazide başlatılan kazıda bulunan poşet içerisinde çok sayıda silah, mühimmat, uzi mermileri, bomba ve lav silahı çıktı. İlk bölümü saatlerce süren ve silahlar bulunan kazının diğer bölgelerde yapılacak bölümlerinde silah aramasına ek olarak olası cesetler de aranacak.
09:05: KAZI ALANI YAKINLARINDA TUHAF YANGINLAR -1: YANAN OTOMOBİL PANİĞE NEDEN OLDU
Gölbaşı´nda Ergenekon davası kapsamında yapılan kazı çalışmalarının olduğu yerde bir ticari takside çıkan yangın paniğe neden oldu. Arazinin yakınında çıkan yangın vatandaşların yardımıyla söndürüldü. Motor kısmında çıktığı tahmin edilen yangın, kısa sürede büyüdü. Kazı çalışmasının olduğu yerde bulunan jandarma ve çevrede bulunan vatandaşlar hemen yangının olduğu yere akın etti. Kendini güçlükle dışarı atan sürücünün otomobili vatandaşların yardımıyla söndürüldü. İhbar üzerine kazı çalışmasının olduğu yere gelen itfaiye ekipleri, soğutma çalışması yaptı.
09:05: KAZI SABAH SAATLERİNDE YENİDEN BAŞLADI
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, önceki gün Ankara´da gözaltına alınan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in evindeki aramalarda elde edilen bilgi ve belgelerin ışığında, dün saat 18.00´de Gölbaşı ilçesi girişinde Samanyolu Evleri yakınındaki ormanlık arazide, silah ve mühimmat arama çalışmalarına başlamıştı. Dedektörler ve köpekler yardımıyla yapılan, iş makinelerinin de kullanıldığı dün gece 00.30 sıralarında ara verilen kazı çalışmalarına, bugün saat 09.05´de tekrar başlandı. Öte yandan arama yapılan bölgede güvenlik şeridi bir önceki güne göre yaklaşık 50 metre daha genişletildi. Bu arada bir kadın polis memuru da güvenlik şeridi dışında bekleyen basın mensuplarına poğaça ve simit dağıttı. Kazı çalışmalarını polislerin yanı sıra askerler de takip ediyor.
09:35: KAZI ALANI YAKINLARINDA TUHAF YANGINLAR -2: YARIM SAAT ARAYLA MİNİBÜS ALEV ALDI
Ankara´nın Gölbaşı ilçesinde Ergenekon kazısının yapıldığı alanın yakınlarında yarım saat arayla ikinci araç yangını meydana geldi. Seyir halinde alev alan transit minibüs tamamen yandı. Alınan bilgiye göre, pazarcılık yaptığı öğrenilen Mehmet Şerif Gürbüz idaresindeki 06 AF 9171 plakalı transit minibüsün elektrik aksamında yangın çıktı. Alevler kısa süre içerisinde minibüsü sardı. Kendini dışarıya güçlükle atan sürücü Gürbüz, yangına müdahale etmek istedi. Çevreden koşan ve yol üzerinden geçen araçlarından inen vatandaşlar da yangın tüpleriyle minibüsün söndürülmesi için mücadele etti. İhbar üzerine gelen itfaiye ekiplerinin çalışmaları ile yangın söndürülmesine rağmen minibüs kullanılamaz hale geldi.
09:35: ÇOK SAYIDA SİLAH VE BOMBA BULUNDU
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Özel Hareket Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in evinde bulunan krokinin belirlendiği alandaki yapılan kazı çalışmalarında bulunan alışveriş poşeti içinden çok sayıda silah mermi ve bomba çıktığı belirtiliyor. Gece geç saatlerde ara verilen ve sabah erken saatlerde tekrar başlayan aramalarda, 2 poşet bulundu. Metal dedektörleri ve patlayıcı madde dedektör köpekleri desteğinde çok sayıda polisin katılımıyla yapılan aramalarda çıkarılan poşetler içerisinde mühimmat bulunduğu bildirildi. Öte yandan, poşetler içerisinde bomba yapımında kullanılan malzemeler ile silahlar ve bu silahlara ait mermiler bulunduğu da iddia edildi.
10:00: LAV SİLAHI BULUNDUĞU BELİRTİLİYOR
Yapılan kazı çalışmalarında iki adet lav silahı bulunduğu belirtildi. Kazı çalışmaları çok sayıda polisin katılımı ile sürüyor. Güvenlik güçleri, arazide dedektör tespitiyle yaptığı kazıda bulduğu parçalara ayrılmış lav silahlarını poşetler içinde araçlara taşıdı. Lav silahlarının zırhlı araçlara karşı kullanıldığı biliniyor.
10:05: OLAY YERİNE YENİ EKİPLERİ GELİYOR
Yapılan kazı çalışmalarında silah mühimmat ve bomba bulunmasının ardından kazı bölgesine yeni ekipler gelmeye başladı. Bombaların bulunduğuna dair bilgiler geliyor. İki lav silahının bulunduğu belirtiliyor.
10:30: GÜVENLİK ŞERİDİ GENİŞLETİLDİ
Kazı çalışmaları halen dedektörler ve köpekler yardımıyla sürdürülüyor. Bölge güvenlik şeridi altına alınmış durumda. Dün akşamki güvenlik şeridi ise daha da genişletildi. Terörle Mücadele ekipleri çalışmalarını devam ettiriyor.
10:45: GÜVENLİK NEDENİYLE ALAN BOŞALTILDI
Bölgede bulunan iki yağlı poşet bulundu. Bunların için silah olduğu söyleniyor. Emniyet yetkilileri krokinin hangi tarihte yapıldığı bilinmedi için buradaki bir taştan yola çıkılarak aranıyor. Buradan içeriye doğru aramalar sürüyor. Kepçeler iş makinaları aramalarını sürdürüyor. İş makinaları ile yapılan aramada patlama riskine karşı tüm ekipler dışarı çıkarıldı. Arama bölgesinde güvenlik nedeniyle boşaltılıyor. Kepçenin çalışmaları ile alan yeniden inceleniyor. İlk bulgular etrafında silah ve patlayıcı maddelere ulaşıldı. Kazma çalışmaları yolun hemen kenarına kadar geldi. Olay yeri inceleme ekipleri bir kaç alanı kazıyor. Krokide işaretlenmiş birden çok alan vardı. O nedenle birkaç yer kazılıyor.
10:50: BULUNAN LAV SİLAHI SAYISI 3 OLDU
Kazı bölgesinden yeni silahların bulunduğu haberleri gelmeye devam ediyor. Daha önce bulunan 2 adet lav silahına bir yenisi daha eklendi. Son bilgilere göre bulunan lav silahı sayısı 3 oldu.
10:55: KAZI ALANI ÖZEL HAREKAT ALANINA KOMŞU
Kazı yapılan alan Ankara Özel Harekat´ın kullandığı eğitim gördüğü ve tatbikat yaptığı alana yakın bir arazi olduğu belirtiliyor.
10:55: 30´A YAKIN BOMBA ÇEŞİDİ BULUNDU
Gölbaşı´nda 30´a yakın bomba çeşidi bulunduğu belirtiliyor. Bubi tuzağına karşı alandaki çalışmalar titizlikle yapılıyor. Çalışmalarla birlikte 3 lav silahı, TNT ve el bombalarının da aralarında bulunduğu 30´a yakın silah bulundu.
11:24: BOMBALARIN SERİ NUMARASI SİLİNMİŞ
Gölbaşı´nda yapılan kazılarda uzi tabancalarına ait mermiler de bulundu. Silahların ve el bombalarının üzerindeki seri numaraları silinmiş. İşaret fişekleri bulundu.
11:35: SİLAHLAR İSTANBUL´A GÖNDERİLECEK
Gölbaşı´nda yapılan kazılarda bulunan bomba ve silahların Emniyet Genel Müdürlüğü´nde sergileneceği bildirildi. Ancak daha sonra ele geçirilen silahların İstanbul Emniyeti tarafından istendiği için sergilenmeyeceği açıklandı.
11:45: GÖLBAŞI´NDA KAZI ÇALIŞMALARI BİR BÖLÜMDE TAMAMLANDI
Gölbaşı´nda Ergenekon kazısı yapan emniyet güçleri, arazinin bir bölümünde çalışmalarını tamamladı. Emniyet şeridi kaldırılan araziye giren basın mensuplarının kazı yapılan yerden çekim yapmalarına izin veriliyor. Kazı yerlerinin oldukça derin olması dikkat çekti.
12:00: BOMBALAR 5-6 AY ÖNCE GÖMÜLMÜŞ
Ankara Gölbaşı´nda dün akşam başlatılan kazı çalışmaları son buldu. İş makineleri kazı yapılan alandan ayrılırken, polis tarafından çekilen güvenlik şeritleri kaldırıldı. Aramaların başka bölgelerde devam edeceği belirtiliyor. Kazıda, çok sayıda TNT kalıbı, lav silahları ve Uzi mermileri bulundu, Elde edilen silah ve patlayıcıların İstanbul´a götürüleceği ifade ediliyor. Silahların metal aksamının rutubetten etkilenmemesi için önce gazete kağıtlarına ve sonra yağlı poşetlere sarıldığı öğrenildi. Gazete kağıtlarındaki tarihin 7 Temmuz 2004 olması dikkat çekti. Tarihin çok eski olması ve toprağın yapısını gözönünde bulunduran polis yetkilileri mühimmatın 5-6 ay önce bölgeye gömüldüğünü belirttiler.
12:03: BOMBALARI, TARA ADLI POLİS KÖPEĞİ BULDU
Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin´in evinden çıkan krokiler doğrultusunda Gölbaşı´ndaki arazide yapılan aramalarda bombaya duyarlı polis köpekleri görev yaptı. Tara adlı polis köpeğinin tespit ettiği noktada 30´a yakın el bombası, TNT kalıpları, plastik patlayıcı, Lav silahları ve mermiler bulundu. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre silah ve mühimmatın 5-6 ay kadar önce gömüldüğü tahmin ediliyor. Greyderlerin yanı sıra kazma ve küreklerin de kullanıldığı kazıda tespit edilen bombaların fazla derine gömülmediği belirtildi.
13:00: BULUNAN MÜHİMMAT EMNİYETE GİTTİ
Gölbaşı´ndaki Ergenekon kazısında bulunan askeri mühimmat Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi´ne getirildi. Mühimmatın, gerekli evrak düzenlemesinin ardından İstanbul´a gönderileceği öğrenildi.
13:00: ELE GEÇİRİLEN MÜHİMMATIN İÇERİĞİ
´Ergenekon´ soruşturması kapsamında, Gölbaşı ilçesi girişindeki bir arazide polis tarafından yapılan 8 saatlik aramada ele geçirilen mühimmatın içeriği belli oldu. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, önceki gün Ankara´da gözaltına alınan eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in evindeki aramalarda elde edilen bilgi ve belgelerin ışığında, dün saat 18.00´de Gölbaşı ilçesi girişindeki ormanlık arazide başlattığı arama çalışmalarının ardından bulunan mühimmatların envanterini çıkarma işlemi başladı. Arama kazılarında, toprağın yaklaşık 20-25 santimetre altında bulunan iki poşet içerisindeki çoğu Uzi marka suikast silahına ait 8 bin mermi, 2 adet lav silahı, 1 kilo plastik patlayıcı, TNT kalıpları, seri numaraları tahrip edilmiş 1 el bombası ve 22 adet eğitim amaçlı kullanılan ve renkli duman çıkaran sis bombası bulundu. Ayrıca aramalar sırasında bir kutu içerisinde bulunan patlayıcı maddenin ise aydınlatma mayını olduğu değerlendirildi. Mühimmatların, kriminal polis laboratuvarınca incelendikten sonra İstanbul´a gönderileceği kaydedildi.
BOMBALAR 2004 TARİHLİ GAZETELERE SARILMIŞ
Ankara Gölbaşı´nda yapılan kazı çalışmaları sona erdi. Kazı çalışmalarının farklı bölgelerde devam edeceği belirtilirken kazı sırasında bulunan bombalarının 7 Temmuz 2004 tarihli gazetelerde sarıldığı gözlendi. Gazetelerdeki tarih, silahların ne zaman gömüldüğüyle ilgili ipucu vereceği gibi, o dönemde yaşanan faili meçhul olaylarla da ilgili bağlantıları ortaya çıkarabilecek. Ele geçirilen mühimmatın 6 ay önce gömüldüğü belirtilirken, bu tarihin emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon´un gözaltına alındığı Temmuz 2008´e rastlaması dikkat çekti. Polis, bombaların sarılı olduğu 2004 tarihli gazeteleri ise cephanenin başka bir yerden nakledilmiş olmasına bağlıyor. Bir iddiaya göre de, bu tarih, ordu içi kaynamanın, darbe hazırlığına gazeteci, işadamı, profesör birçok kişinin eklemlendiğinin iddia edildiği yılın tarihi idi.
KROKİDEKİ TUZAK POLİSİ KANDIRAMADI
İbrahim Şahin´in krokide, Gölbaşı Ankara güzergahında Samanyolu evlerinin önündeki bariyerlerin bitimini ilk nokta aldığı bu noktadan sonra başlayan elektrik direklerinden 3. ve 4. sıradakinin karşısına cephaneliği gömdüğü tespit edildi. Şahin´in, krokinin bulunması halinde yanıltma amacıyla birçok noktaya işaret koyduğu anlaşıldı. Polisin bu nedenle önceki gün cephaneliği bulamadığı öğrenildi.
BAHÇESİNDEN SUİKAST BOMBASI ÇIKTI
Ankara´daki evinde ele geçirilen krokilerdeki noktalardan bomba ve silah çıkan İbrahim Şahin´in evinin bahçesinden de suikastlerde de kullanılan patlayıcı bulundu. ´Detasheet´ adı verilen yönlendirilmiş bazlı plastik patlayıcı mühimmat imhasında kullanıldığı ancak suikast girişimlerinde de etkili olduğu ifade edildi. Bu patlayıcı türünün çevreye zarar vermeden bir noktayı patlattığı ve hedefi ortadan kaldırdığı öğrenildi. Örneğin Detasheet bir otomobilin altına konulduğu zaman sadece bu otomobile zarar veriyor. Detasheet patlayıcısının esnek, lastikle kaplı patlayıcı bir madde olduğu, biliniyor.
GÖLBAŞI´DAKİ KAZI ŞİMDİLİK TAMAMLANDI. POLİS CESET DE ARAYACAK
Ele geçirilen çok sayıda bomba ve silahların tasnifi için kazı çalışmalarına ara veren polis, başka bölgelerde başlatacağı kazılarda silahlarla birlikte ceset de arayacak.
BULUNAN SİLAHLAR KAYIP SUSURLUK SİLAHLARI OLAMAZ
Ergenekon´un Gölbaşı cephaneliğindeki malzemelerin ilk anlarda, Tansu Çiller´in başbakan, Mehmet Ağar´ın emniyet genel müdürü olduğu 1994 senesinde İsrail´den alınan silahlar olduğu yönünde yorumlar yapıldı. Ancak mühimmat ve silah listeleri birbirini tutmadığı görülünce bu yorumlardan vazgeçildi. Fakat bulunan binlerce uzi tabanca mermisinin kayıp uzilere ait olması ihtimali oldukça güçlü görünüyor. Kazılarda, TNT kalıpları, bomba ve lav silahı ele geçirildi. Susurluk çetesi suçlamaları arasında en önemli yeri tutan Hospro şirketince, Emniyet Genel Müdürlüğü´ne hibe edilmiş gösterilen silahlar ise Uzi ve diğer marka tabancalar ile mermilerden oluşuyordu. Abdullah Öcalan´a suikast için İsrail´den getirilen bu silahlardan 10´unun kayıp olduğu iddia ediliyor. Saygı Öztürk´ün yazdığı ?Devletin Derinliklerinde? adlı kitapta, Susurluk sürecinde kayıp olan 10 silah olduğu belirtiliyor. İşte kayıp silahların marka ve seri numaraları: 1) Jericho 941 F5 Tabanca: 5 adet (Seri numaraları: 127400- 127443-126801-127468-126844), 2) Mikro Uzi Tabanca: 3 adet (Seri numaraları: 932186-932239-932142), 3) Mini Uzi Tabanca: 2 adet (Seri numaraları: 933017-932921)
KAZI ÇALIŞMALARI SAVCI ZEKERİYA ÖZ´ÜN TALİMATIYLA BAŞLATILDI
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Ankara polisine krokiyi fakslayarak bölgede araştırma yapılması talimatını verdi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, önceki gün saat 18.00´de Gölbaşı girişindeki ormanlık arazide kazı çalışmaları başlattı. Ormanlık alanın jandarma bölgesi olması nedeniyle Ankara İl Jandarma Komutanlığı da aramalara destek verdi. Dedektör köpeklerinin yanı sıra ceset köpekleri de kullanıldı. Gece 01.30´a kadar süren aramalarda herhangi bir sonuç alınamadı. Ara verilen kazılara dün sabah yeniden başladı. Bu kez krokide işaretli Samanyolu Evleri´nden sonraki 4. ışıklandırma direğinin karşısı hedef alındı. Dedektör köpeklerin işaret vermesi üzerine kazıldı. İş makinelerinin de kullanıldığı ve 10 ayrı noktada süren çalışmalarda güvenlik şeridi bir önceki güne göre genişletildi. 8 saat süren kazılarda, toprağın 20-25 santimetre altında iki yağlı poşet içerisinde 2 lav silahı, 1 kilo ABD yapımı plastik patlayıcı, 30 m/sn fitil, çoğu Uzi marka silaha ait 8 bin mermi, 1 adet el bombası, 22 sis bombası bulundu. Parçalara ayrılmış lav silahları poşetler içinde araçlara taşındı. Bombaların, Ümraniye´de ele geçirilen bombalar ve Cumhuriyet Gazetesi´ne atılanlarla aynı kafile numarasına sahip olup olmadığı da araştırılacak. Mühimmat, çıkarıldıktan hemen sonra Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı´nda incelemeye alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nın isteği üzerine, mühimmatın tasnif edildikten sonra İstanbul´a gönderileceği öğrenildi.
Malzemeler 6 ay önce gömülmüş
Kriminal polisi, bombaların 5-6 ay önce gömüldüğünü değerlendiriyor. Emniyetin verdiği tarih, ADD Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un soruşturma kapsamında gözaltına alındığı 1 Temmuz 2008´den hemen sonra gömülmüş olma ihtimalini güçlendiriyor. Şahin´in, paşalar gözaltına alındıktan sonra mühimmatı gizlemiş olabileceği kaydediliyor. Eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, istihbaratçı ve tetikçilerden oluşan 20 kişilik suikast timi ile şok suikast hazırlığında olduğu yönündeki tespitler üzerine gözaltına alınmıştı. Şahin´in, ekibini, Sivas ve Tokat gibi hassas illerin içinde bulunduğu 10 şehirde yapılandırdığı öğrenildi.
Ankara´da Gölbaşı´nın dışında Atatürk Orman Çiftliği´nin de aralarında bulunduğu 4 ayrı yerde yapılan kazı çalışmaları geç saatlere kadar sürdü. Çalışmalar Ankara ile sınırlı kalmadı. Hatay´ın Kumlu ilçesi Muharremli köyünde emekli öğretmen H.Ö.´ye ait arazi kazıldı. Yaklaşık 30 metrekarelik alanda yürütülen araştırmada 1 iş makinesi ve 1 kepçe kullanıldı. Saat 16.00 sularında başlayan ve 30-40 kişilik ekiple yürütülen çalışmalarda herhangi bir mühimmat ya da şüpheli delil bulunamadı. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, kazıların Ergenekon soruşturması kapsamında yapıldığını bildirdi.
KAYIP SİLAH DAVASI
Hospro Şirketi´nce ithal edilerek Emniyet Genel Müdürlüğü´ne hibe edilen 10 adet 9 mm Micro Uzi, 10 adet 9 mm Micro Uzi SMG marka ve 10 adet 22 kalibre Beratta marka tabancanın kaybolmasında sorumlulukları olduğu gerekçesiyle Emniyet Genel Müdürlüğü eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, Lütfi Eraslan, Şemsettin Canpolat, Sezai Boran, Niyazi Pek, Arif Yıldız, Hasan Kozan, Ali Durmuş, Mustafa Büyük ve Uğur Çevik hakkında dava açıldı. Gerekçeli kararda: İbrahim Şahin´in, İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı´na, ´Daireniz Depo Şube Müdürlüğü´ne teslim edilen üç kamyonluk hibe malzemelerinin orijinal ambalajları bozulmadan, Antalya´da devam eden kursta kullanılmak üzere sevki gerekmektedir. İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı´ndan temin edilen kamyonlara yüklettirilerek malzemenin şoförlere zimmeti ile anılan yere sevkinin sağlanmasını arz ederim´ şeklinde yazı yazdığı anlaşılmaktadır.
10 adet Beratta marka tabancadan, A-92571 U seri numaralı silahın 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk İlçesi´nde meydana gelen trafik kazasında 06 AC 600 plakalı Mercedes marka araba içerisinde ele geçirildiği, diğer 9 tabanca ve susturucular hakkında herhangi bir bilgi edinilemediği Emniyet Genel Müdürlüğü´nün yazısı ile bildirilmiştir. Kazada, araçta bulunan tanık DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak, birden fazla gönderilen davetiyelere rağmen duruşmaya gelmediğinden, TBMM Araştırma Komisyonu´na verdiği ifadesinin okunması ile yetinilmesine karar verilerek, tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesi kararlaştırılmıştır. Susurluk Kazası´ndan sonra arabadan çıkartılan eşyaların listesi celp edilmiş ve dosyada mevcut eşya tespit tutanağı ile bir adet A-92571 U seri nolu 22 kalibrelik Beratta marka tabanca ile şarjör ve bu tabancaya ait iki adet susturucunun elde edildiği mevcut tutanakla anlaşılmaktadır.
Gerekçeli kararda, dosyada, Hospro Şirketi´nin Direktörü Ertaç Tinar´ın, Ekte dökümleri verilen malzemelerin emniyet hizmetinde kullanılmak üzere teşkilatınıza hibe etmeyi düşünmekteyim. Hibenin kabulü halinde söz konusu malzemenin yurtdışından temini ile tarafınıza teslim edilebilmesi için ekte gönderilen örneklere uygun şekilde son kullanıcı belgelerinin düzenlenip tarafıma gönderilmesini arz ederim şeklinde yazısının olduğu ve bu yazının Emniyet Genel Müdürlüğü´nce kabul edildiği kaydedildi. Kararda, bilirkişi raporu incelendikten sonra Hospro Şirketi´nce gönderilen silahların para karşılığı satın alındığı, ancak bunun hibe olarak gösterildiği, tanık Tinar´ın ifadesinde belirttiği gibi pazarlık sonucu söz konusu malzemelerin 50 milyon dolara satın alınmak üzere anlaşıldığı, 1. parti için 12 milyon 500 bin doların peşin ödendiği, bir ay sonra 2. parti için 12 milyon 500 bin doların ödendiği, diğer taksitlerin ödemelerinin zamanla aksadığının anlaşıldığı bildirildi.
Gerekçeli kararın sonunda, Emniyet Genel Müdürlüğü eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in, Türk Ceza Kanunu´nun görevi ihmal hükmünü içeren 230/2 maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 1 yıl süre ile memuriyetten men cezasına mahkum edildiği kaydedildi. Kararda, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanı Necmettin Ercan, eski İkmal Dairesi Başkanlığı Depo Şube Müdürü Musa Teber, eski Dış Tedarik Şube Müdürü Mustafa Tekin Hatipoğlu, eski Akreditif ve Gümrük İşleri Büro Amiri Nazmi Kara, eski Antalya Özel Harekat Kursu Depo Sorumlusu Mustafa Büyük, eski Özel Harekat Daire Başkanlığı Gölbaşı Depo Sorumlu Uğur Çevik, eski Sayım ve Muayene Komisyonu Başkanı Sezai Boran, eski komisyon üyeleri Niyazi Pek, Arif Yıldız, Hasan Kozan ve Ali Durmuş, kursta yönetici olarak görev yapan eski Operasyon Şube Müdürü Lütfi Eraslan ve Emniyet Müdürü Şemsettin Canpolat ile İkmal Daire Başkanlığı Akreditif Müdürlüğü´nde görevli polis memuru Ömer Aydoğan´ın, silahların kaybolmasında sorumlulukları olmadığı gerekçesiyle, beraatlerine karar verildiği ifade edildi.
ALİ BAYRAMOĞLU: SANIK SANDALYESİNE AĞAR DA ÇİLLER DE OTURACAK
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu NTV´de yayınlanan Yazı İşleri Programına katıldı. Bayramoğlu, Ergenekon davası kapsamında düzenlenen son operasyonları ve Gölbaşı´nda yapılan kazılarda bomba ve silahların bulunması üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ali Bayramoğlu, ´Bu aramalar sonucunda Ergenekon operasyonunun ete kemiğe büründüğünü düşünüyorum´ dedi. Ergenekon operasyonunun gidişi ´Susurluk´a doğru giden bir hat olduğunu gösteriyor´ diyen Bayramoğlu, Gölbaşı´daki aramalar için de operasyondaki gözaltına almalardan daha önemli olduğunu düşünüyorum´ dedi. Canlı yayında değerlendirme yapan Bayramoğlu, ´iddianamenin Susurluk´a kadar gideceğini ve sanık sandalyesine Mehmet Ağar´ın da Tansu Çiller´inde oturacağını´ söyledi. (Yenişafak)
GÖLBAŞI CEPHANESİ İTALYAN SAVCIYI HAKLI ÇIKARDI
İtalyan Gladyo´sunu yerle bir eden savcı Felice Casson, ´en güçlüsü sizinki´ demiş, İtalya´da cephanelerin mağaralarda, mezarlıklarda, hatta kiliselerin altında olduğunu söylemişti. Gölbaşı bombaları İtalyan savcı´ya yapılmış (Ecevit Kılıç-Sabah) röportajı tekrar gündeme getirdi.
* 1972`de bir araca konan bir bombanın patlamasında üç jandarma görevlisinin öldürüldüğü dosyayı 1984`te yeniden açarak Gladio`yu ortaya çıkardınız. Dosyayı açmanızın nedeni neydi?
Öldürülenler, bir nevi jandarma örgütü olan Carabinieri`dendi. Olay ilk önce solcuların, sonra da daha lokal ve küçük adli suçluların üzerine yıkıldı. Göreve başladığımda dosyanın bir sonucu yoktu ve dosya bana devredildi. Bir de, ´Bugüne kadar bir sonuç çıkmadı, bundan sonra da çıkmaz. Sen kapatırsın dosyayı´ dediler. Ama ben kapatmadım, dosyayı yeniden açtım. Olayın sol gruplarla değil, doğrudan faşist gruplarla ilgili olduğunu tespit ettim. Ayrıca öldürülen jandarmaların görev yaptığı teşkilatın üst düzey yetkililerinin de olayla bağlantıları vardı. Bu olayı çözünce Gladio ortaya çıktı.
* Bu örgüt nereye bağlıydı ve tam olarak görevi neydi?
Doğrudan CIA`ya bağlıydı. Kuruluş amacı, ülkeyi Sovyetler Birliği işgaline karşı korumak. Ama daha 60`lı yıllara gelmeden bu amacından sapıp, ülke içindeki muhaliflere karşı da görev yapmaya başladı. Aslında CIA`nın hoşuna gitmeyen grupları baskı altına alıyor, sindiriyordu. Sadece solculara karşı değil, o dönem hangi kesim muhalifse; mesela Hıristiyan Demokratlara karşı bile görev yaptı. Yani kim CIA`ya, Amerika`ya muhalifse, hedefte onlar vardı.
* Bu sindirmede ne tür yöntemler izliyorlardı?
Bulduğum belgelerin birinde, özellikle İtalya ve Fransa gibi solun güçlü olduğu ülkelerde, sabotaj ve cinayet tarzı önlemler alınması öneriliyordu. Halk arasında tepki oluşturmak amacıyla, hep gerilimi artırıcı eylemler yaptılar.
MEZARLIKTA SİLAH DEPOSU
* Örgütün çok sayıda silah deposunu ortaya çıkardınız. Türkiye`de de Ergenekon operasyonunun başlangıcı, bir gecekonduda ele geçirilen ve NATO ürünü olan bombalar oldu. Kaynağı ne bu silahların?
İtalya`nın askeri istihbarat servisi SİSMİ`nin arşivlerine girdiğimde, ülkenin çeşitli yerlerinde bulunan sığınak kayıtlarına rastladım. Bunların ´Sığınak 1´, ´Sığınak 2´ gibi adları vardı. Kayıtlarda, sığınaklardaki patlayıcı ve silahların dökümü de mevcuttu. Sığınaklardaki silahlar ve patlayıcılar hem doğu hem de batı ülkeleri kökenliydi. Özellikle Trieste yakınlarında bulduğumuz sığınak çok büyüktü. Elimdeki belgelerde kayıtlı silahlarla sığınaktakileri karşılaştırdım. Birbirini tutmadı, farklı silahlardı. Zaten sığınak gizli... Üstelik amaç bu silahları eylemlerde kullanmak... Sığınaktaki silahlar alınıp kullanılmış, sonra yerine başka tür silahlar konulmuş. Normalde her bir sığınağın örgüt içinde bir sorumlusu vardı, ama bu sorumlular hep askeri istihbarat içindeki şefe bağlıydı.
* Bu sığınaklar daha çok nerelerde yer alıyor?
Çok farklı ve şüphelenilmeyecek yerlerde. İtalya`da mağaralarda, mezarlıklarda, hatta kiliselerin altındaydı. Zaten Gladio, tarihin en iyi saklanmış sırrıdır. 1950`den 1980`li yılların sonuna kadar varlığı bilinmedi. Bu sırrı bu kadar saklayabilen örgüt zaten büyüktür.
* Araştırmalarınızda Türk Gladiosu`nun izine rastladınız mı hiç?
Tüm NATO üyesi ülkelerde bu örgütün olduğunu net olarak gördüm. Yani Türkiye`de de vardı. Hatta o dönemde NATO`ya üye olmayan İspanya, Portekiz ve Avusturya`da da vardı. Zaten Türkiye`nin konumu çok önemli olduğu için, olmaması mümkün değildi. Ama özellikle Türkiye`yle ilgili bir dokümanla karşılaşmadım.
* Eğitim kamplarını da ortaya çıkardınız. İtalya`daki kamplarda eğitim gören Türkler var mıydı?
Bulduğum bilgiler arasında, bütün bu ülke örgütlerinin ortak tatbikat ve eğitim yaptıkları da vardı. Türkiye ile İtalya arasında da olmuştur. Üzerinden çok zaman geçtiği için isim hatırlamıyorum.
* Türk Gladiosu hakkında neler biliyorsunuz?
Özel olarak Türk Gladiosu`yla ilgilenmedim. Ama burada belirleyici olan, Türkiye`nin stratejik önemi. Bu stratejik konum soğuk savaş sırasında çok daha önemliydi. Sovyetler`e sınır olması da düşünülünce, Türk Gladiosu`nun İtalya`dakinden daha önemli ve etkili olması muhtemel.
* Türkiye`de kontrgerillayla ilişkilendirilen üç askeri darbe oldu. Bu darbeler Türk Gladiosu`nun daha aktif olduğu anlamına mı gelir?
Evet. İtalya`da da 60`lı yıllarda bir darbe hazırlığı yapılmış. Bu gerçek, dosyaları yeniden açtığımda ortaya çıktı. Ama darbeler tek başına bu örgüt tarafından yapılmıyor. İçinde polis de, istihbarat da, başka kuruluşlar da vardır. Gladio, bunların tamamını yönlendirebildiği takdirde darbe yapabilir.
* Organizasyonu mu yapıyor?
İtalya`da ortaya çıkardığımız dökümanda darbe planı da vardı. Bunun için değişik yapılara görev veriliyordu. Muhalif parlamenterlerin isim listesi vardı. Darbe olduğunda bu isimler tutuklanarak, İtalya`daki Gladio merkezine götürülecekmiş. Diğer taraftan aynı anda bazı gazete ve televizyonlara baskın yapılacakmış
* Türkiye`de darbeler aynı planla gerçekleştirildi...
Gladio hep benzer yöntemler kullanıyor.
* Bu örgütü deşifre etmenize en çok kimler tepki gösterdi ya da direndi?
Başta İtalya Cumhurbaşkanı ve tüm merkez sağ çözülmesini istemedi. Bir de askeri istihbarat örgütü. Çok zorluk çıkardılar.
* Peki kimler destek çıktı?
Merkez sol çok destekledi. Çünkü onlara göre İtalya`nın karanlık bir dönemi vardı ve bu dönemde olup bitenler açığa çıkartılmalıydı. Geçmişle hesaplaşmak gerekliydi.
* Gladio`nun varlığını öğrendiğiniz an ne hissetiniz?
Kendimden daha büyük ve güçlü bir şeyin varlığını hissetim. Korkutucu ve ürkütücüydü. Ama benim görevim gerçeği ortaya çıkarmaktı. O süreçte bana medya yardımcı oldu. Medyadan çok destek aldım. Basın açıkça ´Savcı Casson bu işte sonuna kadar gitmelidir´ diye desteğini deklare etti. O desteği alınca daha da cesaretlendim.
* Türkiye`de kontrgerillayla ilgili yürütülen bir Ergenekon operasyonu var. Kontrgerilladan tamamen kurtulmamız için önerileriniz neler?
İtalya`da örgütü tamamen açığa çıkarmak için, İtalya askeri istihbarat servisinin arşivlerini incelemek talebiyle başbakanlığa başvurdum. İzin verildi. İznin kaynağı 1970`li yıllardan kalan bir yasaydı. Yasada, normalde belgelerin gizli olduğu ve savcılara dâhi verilmeyeceği yazılıydı. Ama aynı yasanın 12. maddesi ise anayasaya aykırılık durumunda savcılara belgeleri inceleme hakkı veriyordu. Ben de CIA ile ilişkinin İtalya Anayasası`na aykırılık teşkil ettiğini belirterek izin aldım. Türkiye`de savcılara böyle bir hak tanınıyorsa mutlaka arşivlere girmeli. O zaman Gladio deşifre edilir.
* Parlamento desteği nasıldı?
Bir araştırma komisyonu vardı. Ulaştığım belgelerin bir örneğini bu komisyona da veriyordum. Parlamento desteği şart. Ama en önemlisi savcının bağımsızlığı. Bunlar yoksa işiniz zor.
* Ergenekon operasyonunda ünlü isimlerin gece gözaltına alınmasına tepki geldi. Siz gözaltıları nasıl yapıyordunuz?
Yasa herkes için aynı. Ama yasa kadar önemli olan bir şey daha var: Ortak akıl, mantık. Ben buna göre hareket ediyordum. Sonuçta sabah saat 10.00`da ifade alınabilecekken, neden gece 05.00`te alınsın? Boş yere polemiklere neden olur.
* Ülkedeki hangi yetkililer Gladio`nun varlığından haberdar?
Bütün devlet yöneticileri bu yapıdan haberdar değil. Parlamentolardan özellikle gizleniyor. Hatta devlet başkanlarının tamamı da bu örgütün varlığını bilmiyor. Bazıları haberdardır, bazıları değildir. Kimin haberdar olacağı tamamen CIA`ya bağlı. Amerika kime güveniyorsa o Gladio`yu bilir. Ordu içinde bile böyledir. Hatta bazen Genelkurmay Başkanları, Savunma Bakanları bile örgütün varlığından haberdar olmayabilir.
* Türkiye`de de 70`li yıllarda aşırı milliyetçi unsurlar kanlı olaylarda kullanıldı. Sivil unsurlar Gladio`nun neresinde?
Gladio`nun içinde doğrudan görev alan faşistler var. Hatta temel unsurlarından biri. İtalya`daki yapıda polis, jandarma ve faşistler yer alıyordu. Zaten üç grubun da amacı birbirine çok yakındı. Hepsi daha konservatif (muhafazakar) bir İtalya yaratmanın peşindeydi. Bu nedenle birbirleriyle ilişkiye girmeleri, birbirlerini bulmaları zor olmuyor. İtalya`da, Sardinya Adası`nda çok gizli bir merkezleri vardı. Faşistler burada her türlü eğitimden geçirildi. (Zaman)
(09 Ocak 2009), son güncel.: (10 Ocak 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: