İstanbul'da, '2016 yılı 15 Temmuz darbe girişimi' ve '2013 yılı Gezi Parkı olayları'na ilişkin iddialar kapsamında Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada 8 sanık hakkında son karar verildi. Mahkeme Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18 er yıl hapis cezası verildi. Sanıklar tutuklanarak cevaevine gönderildi. Bu gelişmeler Geziyi savunan kesimlerle, CHP ve Batı ülkelerinde sert tepkiye yol açtı. Skandal değerlendirmelerle Türkiye'ye hakaretler yağdırıldı. İlerleyen günlerde bir açıklama yapan Osman Kavala, 2023'teki seçimlerde yönetimin değişeceğini, kendisinin yargı makamlarınca serbest bırakılacağını iddia etti.
03.06.2022 10:25 İstanbul'da, '2016 yılı 15 Temmuz darbe girişimi' ve '2013 yılı Gezi Parkı olayları'na ilişkin iddialar kapsamında Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada 8 sanık hakkında son karar verildi. Mahkeme Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18 er yıl hapis cezası verildi. Sanıkların tutuklanmasına karar verildi.
25 Nisan'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın karar duruşması dün görüldü. İzleyici sayısının çokluğu nedeniyle duruşma 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda yapıldı.
Duruşmada avukatlar mütalaaya karşı savunmalarını yaptı. Daha sonra sanıklardan son sözleri soruldu. Duruşmaya 1637 gündür tutuklu olduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS'le katılan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı ve iş adamı Osman Kavala, “AİHM'in hak ihlali olduğunu tespit eden kararından sonra delil niteliği olmayan delillerle hakkımda ağırlaştırılmış müebbet istenmesi hukuki değildir. Aynen ikinci iddianamedeki gibi bu yargı kararı kullanarak yapılan bir suikast eylemidir” sözleriyle savunmasını yaptı.
Mimar Mücella Yapıcı ise “Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. 50 yıllık meslek insanıyım. Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Hiçbir zaman şiddetten yana olmadım. Bu yaşımda onur duyuyorum. Aynı onuru benim yaşıma geldiğinizde sizin de yaşamanızı diliyorum” dedi.
Mahkeme heyeti aranın ardından kararını açıkladı. İlk olarak Osman Kavala ile ilgili karar açıklandı. Kavala, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklanması kararlaştırıldı. Kavala, tutuklu bulunduğu casusluk suçundan ise beraat etti.
Bu sırada salondan yuhalama sesleri yükseldi. Mahkeme heyeti izleyicileri uyardı. Ardından diğer sanıkların isimleri okundu ve ortak olarak verilen ceza açıklandı. Bunun üzerine mahkeme salonunda tekrar protestolar başladı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıkların tek tek tutuklanmalarına karar verdi.
Mahkeme sanıklardan mimar Mücella Yapıcı'yı, Anadolu Kültür Vakfı danışmanlarından sinemacı Çiğdem Mater'i, avukat Can Atalay'ı, İBB'nin Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi eski Başkanı Tayfun Kahraman'ı, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay'ı, yönetmen Mine Özerden'i ve Anadolu Kültür Başkanvekili Yiğit Ali Emekçi'yi de hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardımdan 18'er yıl hapis cezasına çarptırdı ve tutuklanmalarına karar verdi. Karar sonrası sanıklar duruşma salonundan polis zoruyla çıkartıldı.
Davada yakalama kararı bulunan Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ayrılmasına, yargılamanın ayrılan dosya üzerinden devam edilmesine karar verildi.
Mahkeme kararını oy çokluğu ile verdi. Üye hakim Kürşat Bektaş ise sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeterli her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatlarına karar verilmesi, tutuklu sanık Osman Kavala'nın tahliyesi ile diğer sanıkların tutuklanmaması gerektiği yönünde karşı oy kullandı.
GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
7 Haziran'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala'ya, TCK'nin 312/1 maddesi gereğince 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden'in de 18'er yıl hapisle cezalandırılmasına ilişkin gerekçeli kararını açıkladı.
Sanık Mehmet Osman Kavala'nın 1-5 Temmuz 2013'te Türkiye'ye gelen Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ile görüşme yaptığı belirtilen kararda, söz konusu görüşmeyi de sanık Yiğit Ali Ekmekçi'nin ayarladığı aktarıldı.
Kararda, Muiznieks'in ziyaret sonrası hazırladığı raporda, kendisine aşırı göz yaşartıcı gaz kullanımıyla ilgili çok sayıda iddia iletildiğini belirttiği ifade edildi.
Anadolu Kültür AŞ'nin dikkat çekici başka faaliyetlerinin olduğuna dair tespitler bulunduğu aktarılan kararda, Gezi kalkışmasından kısa bir süre önce, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili sanık Yiğit Ali Ekmekçi'nin, sanık Mehmet Osman Kavala'nın yönlendirmesiyle Diyarbakır'a giderek Mezopotamya Eğitim, Bilim, Sanat, Sağlık ve Kültür Vakfı (Mezopotamya Vakfı) kuruluş faaliyetlerine katıldığı ve Mezopotamya Vakfının 16 kişilik kurucu listesinde yer aldığının belirlendiği kaydedildi.
Vakfın kuruluş amacının tüzükte açıkça belirtilmemesine karşın Kürtçe eğitim veren bir üniversite açmak olduğunun her fırsatta dile getirildiği belirtilen gerekçeli kararda, kurulacak üniversitenin adı için 'Kürdistan Üniversitesi' olarak başvuru yapıldığı vurgulandı.
Gerekçeli kararda, sanık Ekmekçi'nin kuruluşunda yer aldığı Mezopotamya Vakfının bölücü emeller içerisinde olduğu belirtildi.
Kararda, sanık Ali Hakan Altınay'ın da Anadolu Kültür AŞ'nin ve Açık Toplum Vakfının, Gezi eylemlerindeki rollerini bizzat bilen ve bu çalışmaları yürüten kişilerden olduğu belirtildi.
Altınay ile Kavala'nın Avrupa Birliği üye devletlerinin dışişleri bakanlarına gönderilen mektubu hazırladıkları anlatılan kararda, bu sanıkların söz konusu mektupta, Gezi Parkı odaklı eylemleri ekolojik ve kültürel bütünlüğü koruma amacıyla yapılan barışçıl gösteriler, eylemcileri de 'hayat dolu gençler' olarak tanımladığı kaydedildi.
Gerekçeli kararda, sanık Altınay'ın telefon görüşmelerinde geçen 'hoca efendi' ifadesi ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'i kastettiği vurgulanarak, sanığın bu örgütle irtibatının olduğuna dair tespit yapıldığı anlatıldı.
Sanıklar Yiğit Ali Ekmekçi ve Ali Hakan Altınay'ın bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu belirtilen kararda, Osman Kavala'nın birtakım yurt dışı bağlantılarını ayarlayan bu sanıkların, atılı suçların 'asli faili' konumundaki sanık Kavala'ya suçun işlenmesi öncesi ve sırasında yardımda bulunarak bu suçların icrasını kolaylaştırdığına işaret edildi.
Gerekçeli kararda, Anadolu Kültür AŞ'de danışmanlık görevi bulunan sanık Çiğdem Mater Utku'nun Gezi olaylarıyla ilgili hem toplumsal hem de küresel algı oluşturulması kapsamında film, belgesel, video çekimleri yapılmasını ve bu amaçla oluşturulan grubu koordine ettiği kaydedildi.
Sanık Mine Özerden'in de Taksim Platformunun sekreterliğini yaptığı anlatılan kararda, medya ve sosyal medya üzerinden yoğun dezenformasyon faaliyetleri yürüten sanıkların, asılsız haberleri kasıtlı paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provokatif faaliyetlerde bulundukları ve böylece halkı emniyet güçlerine karşı yasa dışı eylem ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri aktarıldı.
'Birçok eylemde ön safta bulundu'
Gerekçeli kararda, sanık Ayşe Mücella Yapıcı'nın kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde ilk günden itibaren aktif görev aldığı ve fiili olarak birçok eylemde ön safta bulunduğu belirtildi.
Yapıcı'nın provokatif basın açıklamaları yaptığı, burada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırttığı aktarılan kararda, vatandaşları kalkışmaya katılmaya davet eden Yapıcı'nın şiddet eylemlerine zemin hazırladığı ifade edildi.
Kararda, Yapıcı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'ne uluslararası baskıların artırılması amacıyla, Avrupa Parlamentosunda yapılacak görüşmelerde muhataplarına verilmek üzere Gezi kalkışmasıyla ilgili rapor hazırladığı kaydedildi.
Sanıklar Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın da Taksim Dayanışması yönetim toplantılarında, kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde aktif görev aldığı ifade edilen kararda, bu sanıkların sosyal medya hesabından da yoğun olarak halkı Gezi kalkışmasına katılmaya davet eden provokasyon içerikli paylaşımlar yaptığı belirtildi.
Firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henri Jak Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin hakkındaki yakalama kararlarının infaz edilemediği belirtilen gerekçeli kararda, bu nedenle dosyalarının ayrıldığı aktarıldı.
Üye hakimin muhalefet şerhi
Üye hakimin muhalefet şerhine de yer verilen gerekçeli kararda, dosya içeriğindeki dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı ifade edildi.
İlk dinleme kararının 18 Haziran 2013'te 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçuna ilişkin alındığı vurgulanan gerekçeli kararda, 'hükümete karşı' suçlara dair alınan bir dinleme kararı olmadığı ve dinlemenin uzatılması talebinin ardından 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı', 'Hükümete karşı' suçların 2 Aralık 2014'te eklendiği belirtildi.
Muhalefet şerhinde, dava dosyasındaki dinleme kayıtlarının bu tarihten önce olduğu, bu haliyle dinleme kayıtlarının, kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde bulunduğu kaydedilerek, dinleme kayıtlarının tek başına sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeter olmadığı ve bu nedenle sanıkların beraat ve tahliyesine karar verilmesi gerektiği aktarıldı.
KAVALA: SEÇİMDE YÖNETİM DEĞİŞİR, SERBEST KALIRIM
Davada ağırlaştırılmış müebbet verilen sanık Osman Kavala, davaya yönelik değerlendirmede bulunarak kararın Yargıtay'da bozulacağına inandığını dile getirdi. Kavala ayrıca, kararın seçimlerden önce bozulacağına ihtimal vermediğini söyledi.
Kavala, 6 Mayıs'ta halktv sitesinde kendisine yöneltilen sorulara Silivri Cezaevi'nden avukatları aracılığıyla yazılı olarak yanıt verdi.
'Ne zaman serbest kalacağınızı düşünüyorsunuz, umudunuzu koruyor musunuz' sorusuna Kavala, 'Bu kararın Yargıtay'da bozulacağına inanıyorum. Ama seçimlerden önce kararın bozulacağına ihtimal vermiyorum. Zira bu kurgu ve karar önümüzdeki süreçte iktidar tarafından kullanılmak istenecek kanaatindeyim. Seçimlerden sonra bir iktidar değişikliği olması ve yeni iktidarın, 6 partinin mutabakat metninde vurgulandığı gibi, evrensel normlara göre çalışan bağımsız bir yargının tesisine öncelik vermesi halinde, sadece Gezi Davası'nda mahkûm olanlar değil hukuksuz olarak tutuklanan, hüküm giymiş olan bütün yurttaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmalarının da yolu açılabilir' yanıtını verdi.
Kavala devamında da 'Bu kararın, yargının içine düştüğü durumun vahametinin, bunun tüm yurttaşlar için yarattığı tehlikenin olanca açıklığıyla anlaşılmasına katkı yaptığını düşünüyorum. Bu bağlamda sözlerimizin daha dinlenebilir olduğunu düşünüyorum. Bağımsız, evrensel hukuk normlarına göre çalışan yargının demokrasinin temel şartı olduğunu daha etkili biçimde anlatabileceğimize inanıyorum' ifadelerini kullandı.
KAVALA'NIN KAÇMA ŞÜPHESİ VAR
Davanın celse arasında, 4 Mart'ta mahkemeye sunulan 72 sayfalık savcılık mütalaasında, Osman Kavala'nın dosyanın gelmiş olduğu aşama, mevcut delil durumu ve suçun sübutu halinde alması muhtemel ceza karşısında 'kaçma şüphesinin mevcudiyeti' de dikkate alınarak, hükümle birlikte bu suçtan da tutuklanması talep edilmişti.
Mütalaada çok çarpıcı ifadeler yer alıyordu. 'Sanıkların Gezi Parkı olaylarından çok önce çeşitli ülkelerdeki yönetimleri yıkma amacıyla eğitimlerden geçtikleri ve uygun ortamı buldukları Mayıs 2013'te planlarını devreye soktukları, başta sözde şiddet içermeyen eylemlerini kışkırtarak tırmandırdıkları, oluşturdukları kaos ile dış ülke örneklerinde olduğu üzere en iyi ihtimalle hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamak istedikleri, bu ihtimalin gerçekleşmemesi halinde ise bu defa Suriye ve Mısır örneklerinde olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde oldukları, bu yönde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün daha sonrasında da tecrübe edileceği üzere benzer girişimlerde bulunduğu, Gezi kalkışmasının devlet mekanizmalarınca bastırılarak sonlandırılması sonrasında bu defa FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün aynı hedefe ulaşmak maksadıyla sahneye çıktığı' ifadeleri mütalaada yer aldı. Mütalaada, “Gezi Parkı soruşturmasının Fetö yargısınca başlatıldığı ve kanıtların örgüt mensubu savcı ve polisler tarafından toplandığı” iddialarına ise, 'sanıkların bile duruşmalarda kabul ettikleri delillerin' çok açık olduğuna dikkat çekilerek tümünün başsavcılıkça yeniden incelendiği vurgulandı.
Savcı 72 sayfalık mütalaasında, Gezi Kalkışması'nın fiili olarak başlamasının ardından sanıkların birbirleri arasındaki irtibatın çok sık şekilde gerçekleştiği, sanık Mehmet Ali Alabora'nın sanıklar Mehmet Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ile sık irtibat kurmaya başladığı tespit edildiği belirtildi.
KAVALA'NIN OFİSİ KALKIŞMANIN DANIŞMA MERKEZİ OLDU
Bununla birlikte sanık Mehmet Osman Kavala'nın dosyadaki sanıklar haricinde Gezi Kalkışması'na fiili olarak katılan gruplardan birçok kişiyle de kalkışmanın başlamasının ardından sık irtibatlı olduğu dosya muhteviyatındaki HTS kayıtlarından anlaşıldığı kaydedilen mütalaada, 'Nitekim her ne kadar sanık Mehmet Osman Kavala, Gezi Kalkışması sırasında yalnızca ofisine yakın olduğu gerekçesiyle Gezi Parkı'na bir iki defa uğradığını başka da bir dahlinin olmadığını beyan etse de, yine duruşmalarda içeriklerini kabul ettiği telefon görüşmelerinden ve HTS kayıtlarından da anlaşıldığı üzere kalkışmaya katılan her gruptan insanın kalkışmayla ilgili alınacak kararlardaki danışma merkezi olmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca bu yöndeki vahim eylemlere yönelik başlatılan soruşturmanın başlangıcında iddianameye konu edilen eylemlerin ülkenin 78 farklı ilinde eşzamanlı olarak şiddet eylemlerine dönüştüğü tespit edilmiş, bu çerçevede eylemlerin örgüt faaliyeti kapsamında gerçekleştirildiğinden bahisle başlatılan soruşturma neticesinde sanıkların eylemlerinin amaç suç olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçuna dönüştüğü anlaşıldığından kalkışma hareketlerini organize ettiği tespit edilen sanıklar hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılmıştır' ifadeleri kullanıldı.
MESELELERİ HÜKÜMETİ DEVİRMEKTİ: 'MESELE SADECE GEZİ PARKI DEĞİL ARKADAŞ, SEN HALA ANLAMADIN MI?'
72 sayfalık mütalaada, 'Gezi Olayları olarak bilinen ve 2011 yılında 'Ayaklan İstanbul/Diren İstanbul' sloganı üzerinden temelleri atılan kalkışma hareketinin 11.11.2011 tarihinde Memet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora ve Handan Meltem Arıkan tarafından Gezi Parkında çekilmiş video ile eyleme konulduğu tespit edilmiştir' denildi. Mütalaaya göre, eylemciler Arap Baharı'nın bölgesel olmadığını ve küresel olduğunu belirterek, eninde sonunda ülkemizde de bu ayaklanmaların olmasını arzu ettiklerini duyurdu. Türkiye geneline yayılan olayların 27 Mayıs 2013 tarihinde 'Taksim Yayalaştırma Projesi' kapsamında yol açma çalışması yapılırken 'Gezi Parkında ağaçlar kesiliyor' bahanesiyle başlatıldığı anımsatıldı. Gezi Parkı olaylarının asıl amacının, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş hükümetini yıkmak veya işlevsiz duruma getirmek olduğu vurgulandı. 30 Mayıs 2013'te kalkışmanın önemli organizatörlerinden Memet Ali Alabora'nın Twitter hesabından, 'Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?' şeklinde yaptığı paylaşıma dikkat çekildi.
SURİYE VE MISIR'DAKİ GİBİ İÇ SAVAŞ VE DARBE ORTAMI HAZIRLANMAYA ÇALIŞILDI
Esas hakkındaki mütalaada, sanıkların Gezi Parkı olaylarından çok önce çeşitli ülkelerdeki yönetimleri yıkma amacıyla eğitimlerden geçtikleri ve uygun ortamı buldukları Mayıs 2013'te planlarını devreye soktukları iddia edildi. Mütalaada şöyle denildi:
'Bu aşamada birbiri ile bağlantısız gözüken legal, illegal ve legal görünümlü illegal yapıların aynı amaç etrafında birleşerek faaliyetlere başladıkları, vatandaşlarımıza şirin ve iyi niyetli gözüken başta sözde şiddet içermeyen biçimde sahnelenen eylemlerle halkı sokağa dökmeye çalıştıkları, çok sayıda çağrı yaparak ve eylemlerine devlet birimlerinin sanki bir savaş anında imiş gibi müdahale ettiği yönünde algı oluşturmak suretiyle kitlesel eylemlere katılımı arttırmaya çalıştıkları, oluşan bu karmaşada sahada her daim eylem yapmaya müsait marjinal sol terör örgütlerinin bu faaliyetlerine uygun ortam sağlamak suretiyle 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu gibi toplumu ve devleti kaos ortamına sokarak bu suretle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ettikleri, oluşan bu ortamda dış ülke örneklerinde olduğu üzere en iyi ihtimalle hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamak istedikleri, bu ihtimalin gerçekleşmemesi halinde ise bu defa Suriye ve Mısır örneklerinde olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde oldukları, bu yönde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün daha sonrasında da tecrübe edileceği üzere benzer girişimlerde bulunduğu, Gezi kalkışmasının devlet mekanizmalarınca bastırılarak sonlandırılması sonrasında bu defa FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün aynı hedefe ulaşmak maksadıyla sahneye çıktığı…”
SORUŞTURMAYI FETÖ SAVCILARI AÇTI İDDİASINA TEPKİ
Mütalaada, “Gezi Parkı soruşturmasındaki kanıtların FETÖ'cü savcı ve polisler tarafından toplanmasına” ilişkin eleştiri ile ilgili olarak da şu değerlendirme yapıldı:
“İddianamemizin tanzim edildiği dönemde ve kovuşturma evresinde sanıklar vekilleri ve bazı basın organlarında, devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de tüm delillerin ve özellikle iletişimin tespitine yönelik kayıtların tamamının başsavcılığımız talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü personelince yeniden incelemesinin yapılarak dosyanın tekemmül ettirildiği hususunun da izahı zaruret arz etmiştir.”
SOROS'UN TÜRKİYE TEMSİLCİSİ
Sanıklar arasındaki iletişime ve para transferlerine de yer verilen mütalaada ayrıca şu tespit yapıldı: 'Uluslararası spekülatör George Soros'un ülkemizdeki temsilcisi konumundaki sanık Mehmet Osman Kavala, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirket görünümlü legal yapıları kalkan olarak kullanarak, ülkemizdeki Kürt ve Ermeni vatandaşların ülkemize karşı kışkırtılması ve bölücü eylemlere kalkışılması yönünde uzun yıllardır lobi ve toplum mühendisliği faaliyetleri yürütmekte, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden sözde kültürel etkinliklerin fonlanması adıyla ülkemizde gerçekleşen birçok bölücü organizasyona para kaynağı olmaktadır.'
SOROS FİNANSE, KAVALA KOORDİNE ETTİ
Mütalaada, uluslararası spekülatör George Soros'un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün ülkemizdeki temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi Kalkışması'nı organize ettiği, Gezi Kalkışması ile ilgili süreçlerin dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından George Soros'a zaman zaman yüz yüze aktarıldığı, George Soros'un kalkışmanın yayılması ve yurtdışı desteğin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa'daki kuruluşlarına talimatlar verdiği, kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği belirtildi.
Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararların sanık Kavala'ya danışılmadan alınmadığı da anlatıldı. Gezi Kalkışması'yla ilgili tüm uluslararası girişimlerin sanık Osman Kavala üzerinden kurulduğu da anlatılan mütalaada, 'Gezi Kalkışması'na katılan eylemcilerin ihtiyaçlarının Kavala'ya iletilerek giderildiği, gerek Türkiye'de gerekse yurtdışında kalkışmaya olan ilgiyi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik baskıları artırmak maksadıyla belgesel, film, sergi gibi her türlü görsel yayın yöntemlerinin kullanılması ile yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının Kavala'nın organizesinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir' denildi.
Sanık Ayşe Mücella Yapıcı'nın ise 'Bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu, kalkışma sürecinde yaptıkları provokatif paylaşımlar ve eylem çağrıları ile eylemcileri galeyana getirerek şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Taksim Dayanışması'nın sekreterliğini yaptığı ve bu paylaşımların yapıldığı 'Taksim Dayanışması / @taksimdayanisma' isimli Twitter hesabının yönetilmesinden, basın açıklamalarının hazırlanmasından sorumlu olduğu tespit edilmiştir' denildi.
Mütalaada haklarında yakalama kararı bulunan ve olayların organizatörleri oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dava dosyasının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edildi.
MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
Mütalaada, Osman Kavala'nın, 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilerek, hükümle birlikte bu suç kapsamında tutuklanması istendi.
Mütalaada, sanık Ayşe Mücella Yapıcının 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasının talep edildi.
Sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Barkey'in hakkında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek' suçundan da ağırlaştırılmış müebbet, 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan da 20 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Kavala hakkında Gezi Parkı olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede de 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyordu.
Gezi Parkı olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede ise, diğer sanıkların da 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 'mala zarar verme', 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması', 'ibadethane ve mezarlıklara zarar verme', 'Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet', 'nitelikli yağma' ve 'nitelikli yaralama' gibi suçlardan hapisle cezalandırılması isteniyor.
Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkındaki yargılamayı yapan mahkemenin verdiği beraat kararı temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nce bozulmuştu.
15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davalar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilmişti.
657 SAYFALIK GEZİ OLAYLARI ANA DAVA İDDİANAMESİNİN TAM METNİ (pdf)
Paralel yapı-05 Kasım (2017) 'İstanbul 17 sanık (ilk 16) Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz darbeleri bağlantısı' davası
Paralel Yapı-08.10.2020-İstanbul 2 sanık Osman Kavala ve Henry Barkey darbeye destek davası
Yargıtay Çarşı beraatlerini bozdu.. Fetö Kapatamadı: Geziciler Endişeli
Kavala'ya Şok: Gezi davasındaki beraatler bozuldu
Beraat kararlarına itiraz.. Gezi İstinafta: Çarpıcı Tespitler
Çarşı'nın beraatine itiraz
Gezi Olaylarında Çarşı grubuna darbe davası açıldı
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı manşetlerimiz
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Gezi Belgeseli
(03 Haziran 2022, 10:25), son güncel.: (07 Haziran 2022)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: