İstanbul'da, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyeleri, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henry Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın, '15 Temmuz darbe girişimi' ve 'Gezi Parkı olayları'na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davaya devam edildi. Ara celsede mütalaasını sunan savcılık, Osman Kavala ve Mücella Yapıcı için 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise aynı suça yardım kapsamında 15 ile 20'şer yıl arası hapisle cezalandırılmasını istedi. Çarşı sanıklarının dosyaları savunmalarını tamamlamaları nedeniyle ayrılırken, Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma o gün son kararın verileceği öğrenilen 22 Nisan'a ertelendi. 72 sayfalık savcılık mütalaasında çok çarpıcı ifadeler yer alıyor. 'Sanıkların Gezi Parkı olaylarından çok önce çeşitli ülkelerdeki yönetimleri yıkma amacıyla eğitimlerden geçtikleri ve uygun ortamı buldukları Mayıs 2013'te planlarını devreye soktukları, başta sözde şiddet içermeyen eylemlerini kışkırtarak tırmandırdıkları, oluşturdukları kaos ile dış ülke örneklerinde olduğu üzere en iyi ihtimalle hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamak istedikleri, bu ihtimalin gerçekleşmemesi halinde ise bu defa Suriye ve Mısır örneklerinde olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde oldukları, bu yönde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün daha sonrasında da tecrübe edileceği üzere benzer girişimlerde bulunduğu, Gezi kalkışmasının devlet mekanizmalarınca bastırılarak sonlandırılması sonrasında bu defa FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün aynı hedefe ulaşmak maksadıyla sahneye çıktığı' ifadeleri mütalaada yer aldı. Mütalaada, 'Gezi Parkı soruşturmasının Fetö yargısınca başlatıldığı ve kanıtların örgüt mensubu savcı ve polisler tarafından toplandığı' iddialarına ise, 'sanıkların bile duruşmalarda kabul ettikleri delillerin' çok açık olduğuna dikkat çekilerek tümünün başsavcılıkça yeniden incelendiği vurgulandı.
22.03.2022 15:31 İstanbul'da, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyeleri, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henry Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın, '15 Temmuz darbe girişimi' ve 'Gezi Parkı olayları'na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davaya devam edildi.
21.02.2022 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen 1'i tutuklu, 8'i firari, 52 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında, tutuksuz sanıklar Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın da aralarına bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmada, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra ve bazı konsolosluk yetkilileri izleyici olarak yer aldı. Tutuklu sanık Osman Kavala ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada savunma yapan sanık Çiğdem Mater, “Gezi Parkı protestolarında parkın park olarak kalması için yüzlerce yurttaş gibi protestolara gittim. Ayrıca bir sinemacı olarak gözlem yaptım. İddianamede yer aldığı gibi gezi parkı ile ilgili film yapmadım. Yapmış olsaydım da bunu tartışmanın yeri mahkeme salonları değil, sinema salonlarıdır. Tarafımdan yapıldığı iddia edilen film, Amerikalı bir kişi tarafından ve Gezi Parkı görüntülerinden oluşan ve benim de konuşmacı olarak toplamda 1.5 dakika bile görülmediğim belgeseldir” ifadelerini kullandı.
Sanıkların avukatları, Gezi Parkı ile Çarşı dosyasının ayrılmasını ve Kavala'nın tahliye edilmesini talep etti.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, sanıkların savunmalarının tamamlanmış olması ve Osman Kavala'nın tutuklu bulunması sebebiyle Gezi Parkı ile Çarşı davasının dosyalarının ayrılmasını talep etti. Duruşma savcısı, dosyalarının ayrılması halinde Gezi Parkı dava dosyasının esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için kendisine gönderilmesini ve Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Osman Kavala'nın tutukluluk haline oy çokluğuyla devam eden mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararı bulunan sanıkların infazının beklenmesine karar verdi.
Heyet, dava dosyasında tutuklu sanık bulunması, sanıkların savunmalarının tamamlanmış olması, Yargıtay ilamında araştırılması istenen hususların henüz tamamlanmamış olması sebebiyle, 35 sanığın yer aldığı Çarşı davası dosyasının ayrılmasına hükmetti.
Bir üye hakim Kavala'nın tutukluluk devam kararına şerh koydu. Üye hakim şerhinde, Kavala'nın savunmasının alınmış olması, delil karartma ihtimali bulunmaması ve tutuklulukta geçirdiği süre nedeniyle adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliye edilmesi gerektiğini aktardı.
Gezi Parkı davası dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına gönderilmesine karar veren heyet, duruşmayı 21 Mart'a erteledi.
04.03.2021 GÜNKÜ ARA CELSE
SAVCILIK MÜTALAASINI SUNDU, KAVALA VE YAPICI'YA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
Duruşma savcısı ara celsede mütalaasını yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu. Savcı mütalaasında, sanıklar Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı için TCK'nın 312. maddesi uyarınca Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.
Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Yakalamalı sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki dosyanın ise ayrılması istendi.
KAVALA'NIN KAÇMA ŞÜPHESİ VAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bir önceki duruşmasında dosyanın mütalaasını hazırlaması için savcıya gönderilmesine karar verilmesinin ardından duruşma savcısı, celse arasında mütalaasını 4 Mart cuma günü mahkemeye sundu.
Savcı 72 sayfalık mütalaasında, Gezi Kalkışması’nın fiili olarak başlamasının ardından sanıkların birbirleri arasındaki irtibatın çok sık şekilde gerçekleştiği, sanık Mehmet Ali Alabora'nın sanıklar Mehmet Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ile sık irtibat kurmaya başladığı tespit edildiği belirtildi.
KAVALA'NIN OFİSİ KALKIŞMANIN DANIŞMA MERKEZİ OLDU
Bununla birlikte sanık Mehmet Osman Kavala'nın dosyadaki sanıklar haricinde Gezi Kalkışması’na fiili olarak katılan gruplardan birçok kişiyle de kalkışmanın başlamasının ardından sık irtibatlı olduğu dosya muhteviyatındaki HTS kayıtlarından anlaşıldığı kaydedilen mütalaada, 'Nitekim her ne kadar sanık Mehmet Osman Kavala, Gezi Kalkışması sırasında yalnızca ofisine yakın olduğu gerekçesiyle Gezi Parkı’na bir iki defa uğradığını başka da bir dahlinin olmadığını beyan etse de, yine duruşmalarda içeriklerini kabul ettiği telefon görüşmelerinden ve HTS kayıtlarından da anlaşıldığı üzere kalkışmaya katılan her gruptan insanın kalkışmayla ilgili alınacak kararlardaki danışma merkezi olmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca bu yöndeki vahim eylemlere yönelik başlatılan soruşturmanın başlangıcında iddianameye konu edilen eylemlerin ülkenin 78 farklı ilinde eşzamanlı olarak şiddet eylemlerine dönüştüğü tespit edilmiş, bu çerçevede eylemlerin örgüt faaliyeti kapsamında gerçekleştirildiğinden bahisle başlatılan soruşturma neticesinde sanıkların eylemlerinin amaç suç olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçuna dönüştüğü anlaşıldığından kalkışma hareketlerini organize ettiği tespit edilen sanıklar hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılmıştır' ifadeleri kullanıldı.
'MESELE SADECE GEZİ PARKI DEĞİL ARKADAŞ, SEN HALA ANLAMADIN MI?'
72 sayfalık mütalaada, 'Gezi Olayları olarak bilinen ve 2011 yılında 'Ayaklan İstanbul/Diren İstanbul' sloganı üzerinden temelleri atılan kalkışma hareketinin 11.11.2011 tarihinde Memet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora ve Handan Meltem Arıkan tarafından Gezi Parkında çekilmiş video ile eyleme konulduğu tespit edilmiştir' denildi. Mütalaaya göre, eylemciler Arap Baharı'nın bölgesel olmadığını ve küresel olduğunu belirterek, eninde sonunda ülkemizde de bu ayaklanmaların olmasını arzu ettiklerini duyurdu. Türkiye geneline yayılan olayların 27 Mayıs 2013 tarihinde 'Taksim Yayalaştırma Projesi' kapsamında yol açma çalışması yapılırken 'Gezi Parkında ağaçlar kesiliyor' bahanesiyle başlatıldığı anımsatıldı. Gezi Parkı olaylarının asıl amacının, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş hükümetini yıkmak veya işlevsiz duruma getirmek olduğu vurgulandı. 30 Mayıs 2013'te kalkışmanın önemli organizatörlerinden Memet Ali Alabora'nın Twitter hesabından, 'Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?' şeklinde yaptığı paylaşıma dikkat çekildi.
SURİYE VE MISIR’DAKİ GİBİ İÇ SAVAŞ VE DARBE ORTAMI İÇİN ÇALIŞILDI
Esas hakkındaki mütalaada, sanıkların Gezi Parkı olaylarından çok önce çeşitli ülkelerdeki yönetimleri yıkma amacıyla eğitimlerden geçtikleri ve uygun ortamı buldukları Mayıs 2013’te planlarını devreye soktukları iddia edildi. Mütalaada şöyle denildi:
'Bu aşamada birbiri ile bağlantısız gözüken legal, illegal ve legal görünümlü illegal yapıların aynı amaç etrafında birleşerek faaliyetlere başladıkları, vatandaşlarımıza şirin ve iyi niyetli gözüken başta sözde şiddet içermeyen biçimde sahnelenen eylemlerle halkı sokağa dökmeye çalıştıkları, çok sayıda çağrı yaparak ve eylemlerine devlet birimlerinin sanki bir savaş anında imiş gibi müdahale ettiği yönünde algı oluşturmak suretiyle kitlesel eylemlere katılımı arttırmaya çalıştıkları, oluşan bu karmaşada sahada her daim eylem yapmaya müsait marjinal sol terör örgütlerinin bu faaliyetlerine uygun ortam sağlamak suretiyle 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu gibi toplumu ve devleti kaos ortamına sokarak bu suretle Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ettikleri, oluşan bu ortamda dış ülke örneklerinde olduğu üzere en iyi ihtimalle hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamak istedikleri, bu ihtimalin gerçekleşmemesi halinde ise bu defa Suriye ve Mısır örneklerinde olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde oldukları, bu yönde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün daha sonrasında da tecrübe edileceği üzere benzer girişimlerde bulunduğu, Gezi kalkışmasının devlet mekanizmalarınca bastırılarak sonlandırılması sonrasında bu defa FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün aynı hedefe ulaşmak maksadıyla sahneye çıktığı…”
SORUŞTURMAYI FETÖ SAVCILARI AÇTI İDDİASINA TEPKİ
Mütalaada, “Gezi Parkı soruşturmasındaki kanıtların FETÖ’cü savcı ve polisler tarafından toplanmasına” ilişkin eleştiri ile ilgili olarak da şu değerlendirme yapıldı:
“İddianamemizin tanzim edildiği dönemde ve kovuşturma evresinde sanıklar vekilleri ve bazı basın organlarında, devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de tüm delillerin ve özellikle iletişimin tespitine yönelik kayıtların tamamının başsavcılığımız talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü personelince yeniden incelemesinin yapılarak dosyanın tekemmül ettirildiği hususunun da izahı zaruret arz etmiştir.”
SOROS'UN TÜRKİYE TEMSİLCİSİ
Sanıklar arasındaki iletişime ve para transferlerine de yer verilen mütalaada ayrıca şu tespit yapıldı: 'Uluslararası spekülatör George Soros'un ülkemizdeki temsilcisi konumundaki sanık Mehmet Osman Kavala, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirket görünümlü legal yapıları kalkan olarak kullanarak, ülkemizdeki Kürt ve Ermeni vatandaşların ülkemize karşı kışkırtılması ve bölücü eylemlere kalkışılması yönünde uzun yıllardır lobi ve toplum mühendisliği faaliyetleri yürütmekte, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden sözde kültürel etkinliklerin fonlanması adıyla ülkemizde gerçekleşen birçok bölücü organizasyona para kaynağı olmaktadır.'
SOROS FİNANSE, KAVALA KOORDİNE ETTİ
Mütalaada, uluslararası spekülatör George Soros'un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün ülkemizdeki temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi Kalkışması’nı organize ettiği, Gezi Kalkışması ile ilgili süreçlerin dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından George Soros'a zaman zaman yüz yüze aktarıldığı, George Soros’un kalkışmanın yayılması ve yurtdışı desteğin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa’daki kuruluşlarına talimatlar verdiği, kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği belirtildi.
Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararların sanık Kavala'ya danışılmadan alınmadığı da anlatıldı. Gezi Kalkışması’yla ilgili tüm uluslararası girişimlerin sanık Osman Kavala üzerinden kurulduğu da anlatılan mütalaada, 'Gezi Kalkışması’na katılan eylemcilerin ihtiyaçlarının Kavala'ya iletilerek giderildiği, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında kalkışmaya olan ilgiyi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik baskıları artırmak maksadıyla belgesel, film, sergi gibi her türlü görsel yayın yöntemlerinin kullanılması ile yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının Kavala'nın organizesinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir' denildi.
Sanık Ayşe Mücella Yapıcı'nın ise 'Bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu, kalkışma sürecinde yaptıkları provokatif paylaşımlar ve eylem çağrıları ile eylemcileri galeyana getirerek şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Taksim Dayanışması’nın sekreterliğini yaptığı ve bu paylaşımların yapıldığı 'Taksim Dayanışması / @taksimdayanisma' isimli Twitter hesabının yönetilmesinden, basın açıklamalarının hazırlanmasından sorumlu olduğu tespit edilmiştir' denildi.
Mütalaada haklarında yakalama kararı bulunan ve olayların organizatörleri oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dava dosyasının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edildi.
MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
Mütalaada, Osman Kavala’nın, 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilerek, hükümle birlikte bu suç kapsamında tutuklanması istendi.
Mütalaada, sanık Ayşe Mücella Yapıcının 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasının talep edildi.
Sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
21.03.2022 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı. Tutuksuz sanıklar Can Atalay, Mücella Yapıcı, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater ve Tayfun Kahraman ile taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Bazı milletvekilleriyle konsolosların da izlediği duruşmada cumhuriyet savcısı daha önce açıkladığı esasa ilişkin mütalaasını tekrar ettiğini söyledi.
Müdahil İstanbul Emniyet Müdürlüğü avukatı da şikayetlerinin devam ettiğini belirtti.
Duruşma, sanıklar ve avukatlarının esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanlarının alınmasıyla sürdü.
Duruşmada ilk olarak dosya sanıklarından avukat Can Atalay, usule ilişkin taleplerini iletmek üzere söz aldı. Atalay, 'Biz ısrar etmeseydik heyetiniz bozmaya ilişkin beyanlarımızı dahi almayacaktınız. İstinaf kararları gerekleri yerine getirilmeden nasıl hükme gidiyorsunuz? Ortada delil yok, akla ziyan komplo teorileri var. Yargılamayı uzatmak gibi bir amacımız yok. Süre talep etmiyoruz. Yurtdışı yasağı olmamasına rağmen gitmedik. Dosyamızla ilgili olarak yargılama faaliyet olarak ne yaptınız? Yargılama yapmanızı talep ediyoruz' dedi.
Atalay, eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün Gezi dosyasına ilişkin olarak istifa ettiğini savunarak, 'Erdoğan ne zaman canı sıkılsa 'Gezi' diyor. Çeşitli haberlerle ilgili kısmi de olsa tekzip geldi ama Ankara Beştepe'de bu yargılama ile ilgili bir toplantı yapıldığını ve bu toplantı sonucunda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün istifa ettiğini artık biliyoruz. Adalet bakanını istifa ettiren bir dosya bu' dedi.
'Legal görünümlü illegal yapı' eleştirisi
Atalay'ın ardından söz alan avukat Köksal Bayraktar, 'İşin esasına girmediniz. Bir tane bile tanık dinlemediniz. Yeni bir şey yok ama karara gitme aşamasındasınız' dedi. Bayraktar, Osman Kavala'nın Gezi sürecinde görüştüğü dönemin bakanları Sadullah Ergin ve Nimet Çubukçu'nun mahkemede dinlenilmesini talep etti. Avukat Hürrem Sönmez, jet hızıyla hazırlanmış bir mütalaa ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirirken, avukat Tora Pekin süre talep etti.
Avukat Tolga Aytöre: '2 yıldır casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluğun devamını istiyorsunuz. Bu suçlama hiçbir suçun unsuru olamaz. Bu yargılama siyasi baskı altında yapıldığı için güvenmiyoruz. Siyasi bir coşkuyla yazılmış bir mütalaa bu. Bu iddianame ve mütalaanın ayak izlerine basmayın, aldatılıyoruz. Bu çok uzun sürmez, hukuktan uzaklaşanların çok da uzağa gidemediğini gördük. Karar, takdir heyetinizin.'
Avukat İlkan Koyuncu: 'Osman Kavala ile tahliye ve beraati yan yana yazmaktan korkuyorlar. Bizim dosya ilk geldiğinde bir tanık vardı, onu hiç dinlemediniz. Yargıtay kararına uydunuz mu, direndiniz mi anlamadık. Sorgusu yapılan tanıkların tekrar sorgusunu yaptınız, bunu neden yaptınız? Bir insanı casuslukla suçlayarak vatan haini ilan ettiniz. Mütalaada bu suçlama başka bir suçun unsuru haline getirildi.'
Avukat Köksal Bayraktar: 'Bir insanı casuslukla suçlayarak vatan haini ilan ettiniz. Mütalaada bu suçlama başka bir suçun unsuru haline getirildi.'
Ölçülülük işlenen fiile göre tespit edilir diyor AİHM. Müvekkilimiz hangi fiili işlemiş? Hangi suçun vasıf ve mahiyeti? Biz burda 3 ayrı suçlamadan yargılanıyoruz' diyen Köksal Bayraktar tahliye talep etti.
Avukat Hasan Fehmi Demir ise savcının esas hakkındaki görüşünde yer alan 'legal görünümlü illegal yapı' ifadesini eleştirdi. 'Savcı mütalaada, 'legal görünümlü illegal yapılar' diyor. Ne demek 'legal görünümlü illegal kurumlar' ? Bunun hukuk devletiyle ilgisi var mı' diye sordu.
Mütalaada, Anadolu Kültür A.Ş.'yi de kastederek, 'Birbiri ile bağlantısız gözüken legal, illegal ve legal görünümlü illegal yapıların aynı amaç etrafında birleşerek faaliyetlere başladıkları, vatandaşlarımıza şirin ve iyi niyetli gözüken başta sözde şiddet içermeyen biçimde sahnelenen eylemlerle halkı sokağa dökmeye çalıştıkları' ifadeleri yer almıştı.
'Bu kadar itibarsızca yargılanmayı hak etmiyoruz'
Hem iddianame hem de mütalaanın akla ve vicdana sığmadığını savunan Yapıcı, Atalay ve Kahraman, 'Gezi direnişi fon ile para ile açıklanamaz, Gezi süresince tüm ihtiyaçlar imece usulü karşılandı. Provokatif müdahalelere kolluğu sevk ve idare eden tüm şeflerin Fetullahçı çete mensubu olduğunu daha sonra hep birlikte öğrenmedik mi?' diye konuştu.
Savcı, sanıkların süre taleplerinin kabulüne ve Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Osman Kavala, 'Mütaalada casusluk suçlamasından bahsedilmemesiyle bu suçlamanın hukuk dışı olduğu aleni hale gelmiştir' dedi. Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre, 'Hangi maddeden 'tutukluluk devam' diyorsunuz? Mütalaada yer vermediğiniz TCK 328. maddeden (casusluk suçu) mi? Ben iddia makamının mütalaada ne istediğini anlayamadım. Kavala kanunlarında gelinen son nokta. Bu kadar itibarsızca yargılanmayı hak etmiyoruz' dedi.
Davaya verilen 15 dakikalık aranın ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı. Heyet, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanıklara ve sanık avukatlarını son savunma için süre veren heyet, duruşmayı 22 Nisan'a erteledi. Kararda tekrar süre verilmeyeceği belirtildi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, gelecek duruşmayı 22 Nisan'a erteledi. Nisan'da görülecek duruşmanın karar duruşması olması bekleniyor.
DETAYLAR
Duruşmada savunma yapan sanık avukat Can Atalay usule ilişkin beyanda bulunmak istedi:
'Esas hakkında savunma yapabilmem için iddia makamının mütalaasını salonda okuması gerekir. Bir yargılama yapmanız için heyete usul taleplerimi iletmek istiyorum. Bizim bu yargılamayı uzatmak gibi bir amacımız yoktur. Biz Gezi’yi savunduk. Soruşturma aşamasında da kovuşturma aşamasında da memleketimizi terk etmedik. Yargılamayı uzatmayla ilgili en ufak çıkarımız yok. Biz suçlamalara yanıt vermek istiyoruz. Ama önce bir yargılama yapalım.
Bir düğmeye basıldı, Gezi davası bozuldu. Bir düğmeye basıldı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Çarşı davasını kendi dosyası içinde bulunmayan Gezi davası ile birlikte değerlendirme yaparak bozdu. İstanbul 30. ACM alelacele dosyayı başından attı ve size gönderdi. Bir üyenizin muhalefet şerhi ile dosyalar birleştirildi. Yine bir anda düğmeye basıldı, dosyalar tefrik edildi. Ara kararla, daha önceden hazır edilmiş bir metin ile mütalaa alındı.
İstinaf kararı gerekleri yerine getirilmeden nasıl hükme gidiyorsunuz? Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararı ne oldu? Türkiye’de ceza yargılaması, işkence ile delil elde etme dönemini yaşadı. Ceza yargılaması AKP seçkinleri tarafından Fetullahçı çeteye anahtar teslim emanet edildi, imal edilmiş delil dönemi yaşandı. Bu yargılama ile “delilsiz” yargı dönemi mi başlıyor? Ortada delil yok, akla ziyan komplo teorileri var. Heyetiniz eğer bir provokasyon arayacaksa birilerinin bizi telefonla aramasına değil Fetullahçı çete mensubu polis şeflerinin halka zulüm provokasyonuna bakmalıdır.
Deliller CMK’nın 206. maddesi hükmü uyarınca ikame edilip tartışılmadan hüküm kurulamaz. Esas hakkında mütalaanın 6. sayfasında bahsedilen 5 DVD’yi kim gördü? Kim inceledi? Bu görüntüleri kim kaydetmiş? Bu görüntüler hangi hukuki dayanak ile elde edilmiş de biz ona delil diyoruz? Bu dijital delillere sonradan müdahale olup olmadığına baktınız mı? Savcılık Fetullahçı polislerin ve hakimlerin işlerini sahipleniyor. Gerçekten cesaret işidir. Tebrik etmiyoruz. Bu yargılamayla ilgili her şey siyasi iktidarın sürekli gündeminde. Düzenli olarak sizin hakkınızda sizden önce hüküm veriliyor. Bizle ilgili değil sizle ilgili.
Çeşitli haberlerle ilgili kısmi de olsa tekzip geldi ama Beştepe’de bu yargılama ile ilgili bir toplantı yapıldığı ve bu toplantı sonucunda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün istifa ettiğini artık biliyoruz. Adalet bakanını istifa ettiren bir dosya bu. Siz bu dosyada bir yargılama dahi yapmadan salt mevcut siyasi konjonktür gereği karar veremezsiniz. O konjonktür yarın değişir. Siyasette güçler dengesi değişir öyle olur böyle olur, bizi sizi korursa hukuk korur. Bu yükün altına girmeyiniz, yargılama yapınız. Biz buradayız. Eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve demokrasiyi savunduk, savunacağız.'
Can Atalay'ın ardından Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar söz aldı:
“Birleştirme kararından sonra dosyaların ayrılmasına karar verdiniz. Siz bu durumda ayrılma sonrasında dosyayı esas mahkemesi olan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine göndermeliydiniz. Bütün mücadelemize rağmen işin esasına girmediniz, bir tane bile tanık dinlemediniz, tevsii tahkikat taleplerini reddettiniz. Yasal olarak burada sanıkları dinlemeye hakkınız yok. İstinaf mahkemesi ne dedi? 'Dosyalar birleştirildikten sonra iki dosyanın bağdaşan tarafları var mı bak' dedi. Siz sadece 30. ACM'de yargılanan sanıkların ifadelerini tekrar ettirdiniz. İşin esasına girmediniz.'
'Davayı esas mahkemesine göndermeniz gerekir' diyen Av. Köksal Bayraktar tevsii tahkikat taleplerine geçti.
Bayraktar: 'Baz istasyonu ve HTS kayıtlarına bakarak bizim tahliye taleplerimizi reddettiniz. Yargıtay HTS kayıtları kesin delil değildir diyor. Siz buna rağmen Henry Barkey hangi otelde kaldı sormadınız. Osman Kavala ile Henry Barkey lokantada karşılaştı deniyor. Hangi lokanta diye sormadınız. O lokantadaki garsonları çağırmadınız. Çünkü şaka değil, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyoruz. Yargıtay, tanıklar ve müştekiler dinlenmediği için bir dosyada verilen kararı bozdu. Hal böyleyken karara gitmek doğru değil. Davayı esas mahkemesine göndermenizi, bu talebin reddedilmesi halinde Henry Barkey hangi otelde kaldı, Kavala ile hangi lokantada karşılaştılar, bu hususların tespit edilmesini talep ediyoruz.'
C.Atalay, M.Yapıcı, T.Kahraman'ın avukatı Evren İşler söz aldı;
'Hem iddianamenin hem de esas hakkında mütalaanın dayanağı olan tapelerle ilgili sorunlar var. Kesintiler olan tapelerin kararları ve ses kayıtları yok. Bunlar olmadan işlem yapılması mümkün değil. Ne yaparsanız yapın, nasıl kıymetlendirirseniz kıymetlendirin bu kararlar hukuka uygun hale gelmeyecek. Kararların ve ses kayıtlarının dosyaya getirilmesini istiyoruz.'
Hakkında yakalama kararı bulunan İnanç Ekmekçi’nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan söz alarak, 'Benim müvekkilim kaçak değil. Anayasa'daki hakkını kullanarak yurt dışına yerleşmiştir. Mahkeme, istinabe ile ifadesinin alınmasına karar vermek yerine hakkında yakalama çıkarmıştır' dedi.
Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez söz aldı: 'Mütalaada 'anlaşılmıştır' ile biten cümleler var. Müvekkilim ile ilgili 'Gezi kalkışmasının başarısız olması sonucu belgeselin yarım kaldığı anlaşılmıştır' denilmiş. Ben avukatı olarak neden çekmediğini bilmiyorum. Siz nereden anladınız? Biz hala hukukla bağlı, bağımsız mahkemelerin yargılama yapacağına inanıyoruz. Müvekkilin 'Ermenistan Erivan film festivaline götürülen ve hükümeti yıkmak için çektiği’ iddia edilen videonun ne olduğunun tespit edilmesini ve iddia makamının iddiasını somutlaştırmasını talep ediyoruz.'
Yiğit Aksakolu’nun avukatı Serdar Laçin esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti. Avukat Laçin ayrıca tevsii tahkikat talebinde bulundu. Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Aslı Kazan, soruşturma dosyasında imzası bulunan üç hakimin Fetullahçı yapıya mensup olduğunu hatırlattı.
Ses kayıtlarının da eksik olduğunu söyleyen avukat Aslı Kazan, bu yolla çarpıtma yapıldığını belirtti. Kazan ses kaydını dinletmek istedi, mahkeme başkanı kabul etmedi.
Yargılananlardan Mine Özerden söz aldı: 'Tevsii tahkikat talebimiz var. Daha önce yazılı olarak da bildirdik ama reddettiniz. Bu kararınızdan dönmenizi talep ediyorum. 61. hükümetin mağdur olarak belirtilen üyelerinin tanık olarak dinlenmesini istiyorum'
OSMAN KAVALA: HUKUK DIŞI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mesut Özdemir'in savcının görüşüne ilişkin beyanını sorması üzerine Osman Kavala 'Beraat ettikten ve tahliye kararı verildikten sonra iki ayrı suçtan tutuklandım. Barkey ile görüşmelerle ilgili herhangi bir somut bilgi ve belge de konmadı dosyaya. Bu görüşmeler sadece birbirine yakın baz istasyonundan gelen sinyale dayanıyordu' dedi.
Kavala, 'Casusluk suçundan tutuklanmış olduğumun hukuksuz olduğu aleni hale gelmiştir. Özellikle ‘casusluk’ suçlamasına dair ne ortada temin edilmiş bir bilgi var, ne de iddia makamı bu bilginin ne olduğunun araştırılmasına dair bir çaba. Casusluk suçlamasının kurucu unsurunun var olmadığını, bu husus var olmadan böyle bir suçlama yapılması tamamen hukuk dışıdır' ifadelerini kullandı.
Osman Kavala'nın avukatları söz aldı:
Avukat Tolga Aytöre: '2 yıldır casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluğun devamını istiyorsunuz. Bu suçlama hiçbir suçun unsuru olamaz. Bu yargılama siyasi baskı altında yapıldığı için güvenmiyoruz. Siyasi bir coşkuyla yazılmış bir mütalaa bu. Bu iddianame ve mütalaanın ayak izlerine basmayın, aldatılıyoruz. Bu çok uzun sürmez, hukuktan uzaklaşanların çok da uzağa gidemediğini gördük. Karar, takdir heyetinizin.'
Avukat İlkan Koyuncu: 'Osman Kavala ile tahliye ve beraati yan yana yazmaktan korkuyorlar. Bizim dosya ilk geldiğinde bir tanık vardı, onu hiç dinlemediniz. Yargıtay kararına uydunuz mu, direndiniz mi anlamadık. Sorgusu yapılan tanıkların tekrar sorgusunu yaptınız, bunu neden yaptınız? Bir insanı casuslukla suçlayarak vatan haini ilan ettiniz. Mütalaada bu suçlama başka bir suçun unsuru haline getirildi.'
Avukat Köksal Bayraktar: 'Bir insanı casuslukla suçlayarak vatan haini ilan ettiniz. Mütalaada bu suçlama başka bir suçun unsuru haline getirildi.'
Ölçülülük işlenen fiile göre tespit edilir diyor AİHM. Müvekkilimiz hangi fiili işlemiş? Hangi suçun vasıf ve mahiyeti? Biz burda 3 ayrı suçlamadan yargılanıyoruz' diyen Köksal Bayraktar tahliye talep etti.
Kavala hakkındaki ceza istemi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henry Barkey hakkında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek' suçundan da ağırlaştırılmış müebbet, 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan da 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kavala hakkında Gezi Parkı olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede de 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Gezi Parkı olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede ise, diğer sanıkların da 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 'mala zarar verme', 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması', 'ibadethane ve mezarlıklara zarar verme', 'Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet', 'nitelikli yağma' ve 'nitelikli yaralama' gibi suçlardan hapisle cezalandırılması isteniyor.
Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkındaki yargılamayı yapan mahkemenin verdiği beraat kararı temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nce bozulmuştu.
15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davalar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilmişti.
Mütalaadan
Cumhuriyet savcısı celse arasında sunduğu esasa ilişkin mütalaasında sanıklardan Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Mütalaada, Osman Kavala'nın dosyanın gelmiş olduğu aşama, mevcut delil durumu ve suçun sübutu halinde alması muhtemel ceza karşısında kaçma şüphesinin mevcudiyeti de dikkate alınarak, hükümle birlikte bu suçtan da tutuklanması talep edilmişti.
Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Mütalaada, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki mevcut kovuşturmanın bu dosyadan tefrik edilerek, haklarındaki yakalama kararının infazının beklenilmesi talep edilmişti.
657 SAYFALIK GEZİ OLAYLARI ANA DAVA İDDİANAMESİNİN TAM METNİ (pdf)
Paralel yapı-05 Kasım (2017) 'İstanbul 17 sanık (ilk 16) Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz darbeleri bağlantısı' davası
Paralel Yapı-08.10.2020-İstanbul 2 sanık Osman Kavala ve Henry Barkey darbeye destek davası
Yargıtay Çarşı beraatlerini bozdu.. Fetö Kapatamadı: Geziciler Endişeli
Kavala'ya Şok: Gezi davasındaki beraatler bozuldu
Beraat kararlarına itiraz.. Gezi İstinafta: Çarpıcı Tespitler
Çarşı'nın beraatine itiraz
Gezi Olaylarında Çarşı grubuna darbe davası açıldı
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı manşetlerimiz
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Gezi Belgeseli
(22 Mart 2022, 14:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: