Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un internete düşen ve TSK´nın da onayladığı ses kaydını değerlendiren hukukçular, ortak bir görüşte birleşti: O sözler, Başbakan Yardımcısı Arınç´ı takip dosyasına Başbuğ´u da dahil eder...
Başbuğ da kozmik soruşturma dosyasına girer
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un internete düşen ve TSK´nın da onayladığı ses kaydını değerlendiren hukukçular, ortak bir görüşte birleşti: O sözler, Başbakan Yardımcısı Arınç´ı takip dosyasına Başbuğ´u da dahil eder...
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un internete düşen ve Genelkurmay tarafından doğrulanan ses kaydındaki sözleri tartışma konusu oldu. Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır, Başbuğ´un Ben izin vermeseydim n.. girerlerdi sözlerinin görevi kötüye kullanma anlamına geldiğini ve dava dosyasına girmesi gerektiğini söyledi. Kozmik odaya girilip girilmemesinde Genelkurmay Başkanı´nın izin verme yetkisinin bulunmadığını ifade eden Çalışır, Kozmik odaya, adli yargı mercileri tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde adli yargı mensupları girebilirler. Genelkurmay Başkanı´nın izin vermeme gibi bir yetkisi yok. Sanırım kendi askerlerine moral vermek için böyle bir beyanatta bulundu dedi.
Öyle bir yetkisi yok
Çalışır, Ben izin vermeseydim n.. girerlerdi? şeklindeki açıklamanın ´kişinin görevini kötüye kullanmak gerekçesiyle suç teşkil edebileceğini belirtti. Başbuğ´un Çukurambar soruşturması kapsamında ifadesinin alınması gerektiğini de söyleyen Çalışır, Çukurambar´da gözaltına alınan subaylara görev veren kişinin kendisi olduğunu söylemesi o soruşturma kapsamında ifadesinin alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Hangi gerekçeyle bu araştırmanın yapıldığını belirtmeli dedi.
Kayıt dikkate alınmalı
Hukukçular Birliği Başkanı Sinan Kılıçkaya da Bu takiple ilgili soruşturma Ankara´da sürüyor. Bu soruşturma dosyası yürütülürken, çıkan son ses kaydı da dikkate alınmalı artık. O ses kaydı gerçekten Genelkurmay Başkanı Başbuğ´a ait ise bir şekilde Genelkurmay Başkanı da o dosyanın içine girmiş oluyor. Çünkü Genelkurmay Başkanı´nın bir başbakan yardımcısını takip ettirme gibi bir görev ve yetkisi yoktur değerlendirmesinde bulundu.
Hukuku sindiremiyorlar
Avukat Ergin Cinmen ise, Ben izin vermeseydim kozmik odaya girilemezdi sözünü, Hala ordunun hukuk devletini içine sindiremeyişinin açık bir ifadesi olarak yorumladı. Başbakan Erdoğan´ın bu noktada devreye girmesi gerektiğini ileri süren Cinmen, Ses kaydıyla ilgili Başbakan´ın etkin rol oynaması mümkün olabilir. Çünkü Genelkurmay Başbakanı, Başbakan´a bağlı değil ama ona karşı siyaseten sorumludur. Bu anlamda Başbakan´ın bu konuda yetkilerini kullanması bana göre gereklidir diye konuştu.
Ülkede şartlar değişti
Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Halil Doğan da, ses kaydındaki görüşlere hiç şaşırmadığını belirterek Maalesef kendilerini ülkenin sahibi saydıkları için yaptıkları her şey normal, hukuka uygun kabul ediyorlar. Artık ülkede şartlar değişmiştir. Devlet memurlarının yetkilerini -devlet ve millet aleyhine- kötüye kullanmaları devri bitmiştir. Kötülük yapanın yanına kar kalmayacaktır dedi.
Konuşmayı Ergenekoncular mı sızdırdı
Doç. Dr. Önder Aytaç ise konuşmayı kaydedip sızdıranların Ergenekoncular olduğundan şüphesi olmadığını söyledi. Aytaç, Askerin içindeki Ergenekoncu yapı, İlker Başbuğ´u da harcama pahasına hükümete karşı mücadele etmek ve devletin rejimine müdahale etmek istiyor diye konuştu.
Son derece vahim bir olay
Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı´nın, o ülkenin Başbakan Yardımcısı´nı takip ettirmesi son derece vahim bir olay diyen Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar, Başbuğ´un İzin vermeseydim n.. ararlardı sözünü ise şöyle değerlendirdi: CMK´nın 125. maddesinde, devlet sırrı niteliğindeki belgelerin aranması ile ilgili hüküm var. Bu tarz yerlerin hakim kararı ve hakim tarafından yapılacağı ve iddia edilen suçla ilgisi olan belgelerin soruşturma dosyasına konulacağı, diğerlerinin ise dosya arasına alınmayacağı hükme bağlanmış. Bu düzenleme dışında bir düzenleme yok. Bunun hakimden kaçırılabileceğini gösteren bir düzenleme yok. Yasada yer aldığı gibi de, hakim kararıyla arama yapıldı ve aramayı hakim yaptı. Burada usule aykırılık yok. Ancak Türkiye´deki gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda, evet arama Genelkurmay Başkanı´nın izniyle oldu. Örneğin devlet sırrı niteliği olmamasına rağmen savcı, Erzincan´daki 3. orduya alınmadı. ( Bugün)
Kaydın devamı var mı ve Brüsel´deki konuşmayı kim kaydetti?
Erhan Başyurt (Bugün): Ses kaydının devamı var mı? Orgeneral İlker Başbuğ´un internete düşen ses kaydı iç içe geçmiş skandallar yumağı gibi... Genelkurmay Başkanlığı´nın ses kaydının Bağbuğ´a ait olduğunu doğruladığı yazılı açıklamadaki yurtdışında askerî personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanılarak düzenlendiği anlaşılmıştır ifadesi anahtar niteliğinde. Hürriyet ve Milliyet gazeteleri dün konuşmanın 26-27 Ocak tarihlerinde Başbuğ´un NATO toplantılarına katılmak için gittiği Brüksel´de gerçekleştiğini açıkladılar. Başbuğ´un NATO´da görevli Türk subaylara bu konuşmayı yaptığı ifade ediliyor. O halde kayıt Brüksel´de yapılıyor. Sadece belgeler sızdırılmıyor, Genelkurmay Başkanı bile dinlenebiliyor.
Ya yayınlanmayan kısımlarda çok daha ileri sözler varsa?
Bu açık bir zayıflık göstergesi... Stratejist Sedat Laçiner bu durumu ikinci çuval faciası olarak yorumluyor. Başbuğ´a Seni ciğerine kadar biliyoruz, ayağını denk al mesajı olarak yorumluyor. Laçiner zayıf ihtimalle Ergenekon´un, güçlü ihtimalle de yabancı bir istihbarat örgütünün Başbuğ´u dinlettiği kanaatinde. Ergenekon´un Genelkurmay Başkanı´na suikast bile planladığı dikkate alınırsa bunu yapmış olmasında şaşıracak bir şey yok. Peki iddia edildiği gibi yabancı istihbarat örgütleri bunu yaptıysa ne olacak? Genelkurmay Başkanlığı´nın ses kaydının Başbuğ´a ait olduğunu gösteren açıklaması, konuşmanın tamamının bu olmadığını ortaya koyuyor. Yani ses kaydının devamı var. Burada temel soru, yayınlanmayan kısımlarda neler var? Yayınlanan kısımlarda Emri ben verdim gibi çok önemli bir itiraf yer alıyor. Hukukçular bu sözlerin Başbuğ´u, sürmekte olan Arınç´a suikast ya da takip soruşturmasının parçası yapacağını kaydediyor. Ya yayınlanmayan kısımlarda çok daha ileri sözler varsa? Kaydı yapan Ergenekon ya da yabancı gizli servisler bunu şantaj için kullanıyor olabilir mi?
TSK şüpheleri gidermeli
Türkiye, böyle bir şaibeyi ne kadar taşıyabilir? Bu aşamada önerim; toplantının konuşma tutanakları veya resmi kayıtları ne varsa Genelkurmay tarafından açıklanması. Ses kaydının Başbuğ´a ait olduğunun teyit edildiği resmi açıklamada konuşmadan düzenlenmiştir deniliyor. O halde çıkan kısımlar montaj da olabilir. Konuşmanın orijinal halinin tam olarak yayınlanması, varsa kamuoyunu aldatmaya yönelik düzenlenmiş kısımların etkisini yok eder. İkinci olarak da, ses kaydını tehdit amaçlı ellerinde tutanlar varsa emellerine ulaşmalarını engeller. Tabii konuşmanın tam metninin yayınlanması şok ses kaydının sarstığı güveni ve itibarı büsbütün geri getiremez. Sadece daha büyük yıkıcı etkiler yapmasını önler. Türk Silahlı Kuvvetleri´nin daha fazla yıpranmaması için yapılması gerekeni ise eminim en iyi Başbuğ biliyor. ( Erhan Başyurt, Bugün)
(21 Şubat 2010, 12:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ses kaydı: İzin vermesem nah girerlerdi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a yönelik suikast iddiası manşetlerimiz