İstanbul'da, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyeleri, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın, "15 Temmuz darbe girişimi" ve "Gezi Parkı olayları"na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davada, Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. 26 Kasım'daki bu gelişme üzerine sanık avukatlarınca karara itiraz edilmişti. 23 Aralık'ta itirazı değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosya üzerinden yaptığı incelemede tutukluluk halinin sürmesine karar verdi. Avrupa Konseyi Osman Kavala'nın tutukluluğu ile ilgili Türkiye'ye 30 Kasım'a kadar süre vermiş, Kavala'nın bu tarihe kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle yasal süreç başlatılacağı uyarısında bulunmuştu. ABD'nin de aralarında bulunduğu 10 ülke ise serbest bırakılması çağrısı yapmıştı.
21.12.2021 09:08 İstanbul'da, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyeleri, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın, "15 Temmuz darbe girişimi" ve "Gezi Parkı olayları"na ilişkin iddialar kapsamında yargılanmasına ikinci duruşma devam edildi. Duruşmaya Ayşe Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman'ın da arasında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Duruşmada Almanya, Fransa, Belçika, Danimarka, İsveç, İsviçre, Çekya, İtalya konsolosluk yetkilileri ile STK yetkilileri, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra da hazır bulundu. Davanın tek tutuklu sanığı "Kızıl Soros" lakaplı Osman Kavala ise duruşmaya katılmadı.
26 Kasım'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıklar ve avukatların beyanlarının alınması ve cumhuriyet savcısına görüşünün sorulmasının ardından ara verildi.
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Osman Kavala'nın tutukluluk durumuyla ilgili olarak mahkemece yapılan son değerlendirmeden bu yana hukuki durumunda değişiklik olmadığına hükmetti.
Kavala'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında tutukluluk süresinin ölçülü olduğunu belirten heyet, yargılamanın geldiği aşamayı göz önünde bulundurarak oy çokluğuyla sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Üye hakimlerden biri tutukluluk devam kararına muhalefet şerhi koyarak, Kavala'nın bir veya birkaç adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliye edilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Duruşma 17 Ocak 2022'ye ertelendi.
Avrupa Konseyi başka davalarda çok sayıda tutuklu yargılanırken Kavala için Türkiye'ye uyarıda bulunmuştu
Kavala, Uluslararası darbe finansörü George Soros’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye temsilcisiydi. Avrupa Konseyi Osman Kavala'nın tutukluluğu ile ilgili Türkiye'ye 30 Kasım’a kadar süre vermiş, Kavala’nın bu tarihe kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (AİHS) ihlal ettiği gerekçesiyle yasal süreç başlatılacağı uyarısında bulunmuştu.
ABD öncülüğündeki 10 ülke de uyarı yapmıştı
Son olarak ABD'nin de aralarında bulunduğu 10 ülke serbest bırakılması çağrısı yapmıştı.
DURUŞMADAN DETAYLAR
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmaya 1487 gündür tutuklu olan Osman Kavala katılmadı. Kavala, daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Soros artığı” açıklamalarından sonra, "adil yargılama yapılmasına imkan kalmadığını" söyleyerek, duruşmalara katılmayacağını açıklamıştı.
Gezi olaylarında Çarşı pankartlarıyla ön saflarda yer aldılar duruşmada inkar ettiler
Duruşmada söz verilen sanıklarından Ayhan Güner, "Biz evimizde oturuyorduk. Polis bizi aradı 'Etiler Karakolu'na gelir misiniz' dediler. 'Bize yardımcı olun, koordinasyon sağlayın' dediler. Yolları açtık, insanları sakinleştirdik. Beşiktaş'ta bir tane insan ölmedi. Polisler boynumuza sarıldılar, teşekkür ettiler. Şimdi de buradayız. 10-20 gün boyunca emniyet ile irtibat halindeydik. Evimizin önündeki fotoğrafı koymuşlar. Şimdi de davalarımızı birleştirdiler, Osman Kavala'ya da yazık" diye konuştu.
Güner'in avukatı ise "Çarşı'daki insanlara emniyet ortalığı sakinleştirdikleri gerekçesiyle plaket verdi. Emniyet müdürlerinin de bu dosyada olması lazım o zaman. Plaket vermişler" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Sanık Halil İbrahim Erol ise "Fazla konuşmaya gerek yok. Neden oraya gittiğimiz belli. Galatasaray taraftarıyla kavga etmeye gittik. Birden kendimizi olayların içinde bulduk. İlk bizi tutuklayan hakim, savcı içeride. Gözaltına alan polisler içeride. Osman Kavala ile ne ilgimiz var anlamadım" diye konuştu.
Sanık Hüseyin Fidan da savunmasında, "Şu an üstüme atılı suçlamayı bilmediğim için nasıl savunma yapacağımı bilmiyorum" dedi.
Çarşı davası sanıklarından Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili, davanın bir an önce bitirilip sanıkların aklanması gerektiğini söyledi. Kavili, "30. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayı Çarşı davası avukatlarına vermeden nasıl olur da bizden esas hakkında beyanda bulunmamızı istersiniz? Kanunsuz bozma kararı veren Yargıtay kararından dönüp Çarşı davası sanıkları hakkında beraat vermenizi talep ediyorum" diye konuştu.
Duruşmada söz alan Sanık Cem Yakışkan'ın avukatı Ersan Şen, mahkemenin bozma kararına direnebileceğini belirterek "Çarşı Taraftar grubunun mensubu Cem Yakışkan yönünden dosyanın ayrılması talebimiz devam etmektedir. Cem Yakışkan'ın Taksim Gezi Dayanışması ve Osman Kavala ile hiçbir irtibatı bulunmamaktadır. Savunma yapabileceğimiz bir iddia yoktur. Sanığın neden bu dosyada olduğunu anlamlandırmamız mümkün değil. İddianameye baktığımızda terör örgütünden de suçlanıyor. Bu örgütün adı belli değil. Kendisi Beşiktaş taraftarı olduğunu ve Çarşı grubunun kurucusu olduğunu söylüyor. Burada spor ile ilgili bir dosya yürütmüyoruz" dedi.
Şen konuşurken sesini yükselttiği gerekçesi ile mahkeme başkanı tarafından uyarıldı.
Ersan Şen sözlerini, "Cem Yakışkan ile ilgili zerre delil varsa hodri meydan. Bizler avukatlar birer figüran değiliz. Bizlerin görevi temsil ettiğimiz sanıkların doğru ve dürüst olarak yargılanmasını sağlamaktır” diyerek noktaladı.
Ardından tekrar söz alan Avukat Ömer Kavili, Ersan Şen’e ‘savunma sınırını aştığı’ iddiasıyla uyarı veren mahkeme başkanına bunun gerekçesini açıklamakla yükümlü olduğunu hatırlattı. Kavili, "Arkadaşımız konuşurken rahatsız oldunuz, biz avukatlar zaten sizi rahatsız etmek için buradayız” dedi.
Duruşmada söz alan Beşiktaş Çarşı Grubu üyelerinin avukatları birleştirme kararının kaldırılması yönünde talepte bulundu.
Çarşı davası sanıklarından Koray Yalnız’ın avukatı, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve savunmasının istinabe yoluyla alınmasını talep ettiğini ancak mahkemenin bu konuda bir karar vermediğini söyledi. Yalnız’ın avukatı, müvekkilinin dosyasının ayrılmasını talep etti.
Çarşı dosyası sanıklarından Bülent Ergenç’in avukatı Yıldız İmrek, sanıklardan ses alınmasını ve ses karşılaştırması yapılması yönündeki 12. numaralı karara da itiraz ettiklerini söyledi. İmrek, "Bu deliller hukuksuz elde edilmiştir, bu nedenle bu hukuksuz delillerle karşılaştırma yapılmasını reddediyoruz” dedi. İmrek davaların birleştirilmesine itiraz ederek "Bu birleştirme usulsüz ve sanık haklarını engelliyor, temsil ettiğim insanın haklarını savunamıyorum. Çünkü daha temel bir insan hakkı ihlali var. Bir insan haksız, hukuksuz yere 4 senedir hapiste. Çarşı ve Gezi'nin torba dava haline gelmesi siyasi irade istediği içindir, çünkü birleştirmenin hiçbir hukuki koşulu yoktur. Siyasi irade istediği için yapılan birleştirme ile dava uzatılmak isteniyor. Bu şekilde müvekkilimin aklanma hakkı ihlal ediliyor.”
Çarşı davası avukatlarından Efkan Bolaç ise bir taraftar grubuna hükümete darbe yapmaya teşebbüs etmekle suçlandığını hatırlatarak, "Böyle absürt bir iddia var. Diğer taraftaysa rehin alınmış ve 1500 gündür tutuklu olan bir kişi var. Ve niye tutulduğuna dair bir delil ya da dayanak yok. Bu yargılamanın neden yapıldığına dair ne sizin ne de savcılık makamının bir fikri olmadığını düşünüyorum. O nedenle hukuken bu absürtlüğe son verilmesini istiyorum” diye konuştu.
Duruşmada söz alan Çarşı avukatları 9 yıldır aynı polis fezlekeleri ile yargılandıklarını belirterek, fezlekeleri hazırlayan polislerin ise ‘FETÖ soruşturmalarında’ ceza aldıklarını söyledi.
Ardından duruşmaya ara verildi.
Verilen aranın ardından duruşmaya savunmalarla devam edildi. Osman Kavala’nın Avukatı Tolga Deniz Aytöre söz aldı. Osman Kavala’nın duruşmaya katılmamasını ve savunma yapmamasını desteklediğini söyleyen Aytöre, “Biz hukukla yargılanmıyoruz. Biz siyasi parti toplantılarında yargılanıyoruz. Daha da kötüsü buna ses çıkarmayan yargı makamlarının olduğu mahkemelerde yargılanıyoruz” dedi.
AİHM’nin ihlal kararını hatırlatan Aytöre, "Gezi dosyasında beraat kararı çıkınca apar topar bir suç üretilmeye çalışıldı. Casusluk amacıyla devletin gizli kalması gereken bilgi ve belge temin etmekle suçlanıyoruz. Biz diyoruz ki bize bu bilgi ve belgeleri verin. Ortada bilgi ve belge yok” ifadelerini kullandı.
"BARKEY İLE GÖRÜŞTÜĞÜ İDDİA EDİLİYOR, DOSYADA BİR TANE GÖRÜŞME İÇERİĞİ YOK"
Mahkeme tarafından verilen tutuklamanın devamı kararlarına dair konuşan "Siz gelip huzurda tartışılmayan, savunmamızı almadığınız delilleri tutuklamanın devamına gerekçe yapamazsınız. Bu deliller zaten tutuklamaya yeterli olsaydı Gezi davasında beraat kararı verilmezdi. MASAK raporu Gezi dosyasında düzenlenmiş bir rapor. MASAK raporu nasıl casusluk dosyasında tutuklamanın devamına gerekçe oluyor. Henri Barkey ile defalarca görüşüldüğü iddia ediliyor, dosyada bir tane görüşme içeriği yok. Bu delillerle tutuklamanın devamına karar vermeniz olası değil. Yaklaşık 4 yıldır hep aynı şeyleri tartışıyoruz. Birinin ‘sağ koluyuz’, ‘Saros’un bilmem sol koluyuz’ suçlamaları. Belgesi nerede, yok. Peki bu kadar yokluğun arasında siz tutuklama kararını nereden çıkarıyorsunuz?” diye sordu.
Aytöre mahkeme başkanına dönerek şunları söyledi: "Madem Osman Kavala ile Henri Barkey arasında ‘yoğun görüşme’ler var. Neden geçen duruşma kendisine sormadınız, neden ‘bu kadar ne konuştunuz’ diye sormadınız? Bu iddianame mahkemeye yalan söylüyor. Dosyada devletin HTS raporu var, Kavala ile Henri Barkey arasında bir görüşme olmadığına dair. Ve adil yargılanma hakkımız elimizden dört yıldır alınıyor. Yasal usulleri olmayan suçlamalar tutukluluk devamına yönelik kararlar alınması yanlış ve hukuka aykırı kararların ötesinde, kamu yetkisinin kötüye kullanılması sorunudur”
Osman Kavala’nın Avukatlarından Köksal Bayraktar ise şunları söyledi: "Türkiye'deki yargı organları AİHM kararlarına uymak zorundadır. Buna dayanarak bundan üç yıl önce karar kesinleştiğinde avukatlar olarak müracaat ettik. Buna rağmen uymama devam ediyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeniz sanki AİHM kararı yokmuş gibi kendi kanunlarımız arasında dönüp duruyoruz. Böyle Türkiye'yi giderek uçurumun kenarına getiriyoruz. Osman Kavala tam 1487 günden bu yana hürriyetinden mahrum bir şekilde yaşıyor. 4 yıldır insan hakkı ihlali yaşanıyor. 4 yıldır bir insan dört duvar arasındadır. Osman Kavala ve bizler siyasi baskı altındayız. Hiçbir siyasinin ‘şunun artığıdır’ deme hakkı yoktur. Hiçbir siyasetçi 4 yıldır tutuklu olan birisi ile ilgili ‘mahkum olacak’ deme hakkı yoktur. Bundan yargının bağımsızlığının ihlali ortaya çıkıyor. Dolayısıyla siz tarihsel bir görevi üstleniyorsunuz. Türkiye’de yargı bağımsız mıdır değil midir, sizler bugün bunun kararını vereceksiniz. Yani Osman Kavala’yı hürriyetine kavuşturmanız kararı ile yargının bağımsızlığını göstereceksiniz. Ve sizlerden bunu arz ediyoruz.”
SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI TALEP ETTİ
Beyanlarının ardından söz alan duruşma savcısı sunduğu mütalaasında Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Ardından tekrar söz alan Avukat Köksal Bayraktar, savının tutukluğun devamı yönündeki beyanı için “Anayasaya aykırı düşünce ile karşı karşıyayız” dedi.
MAHKEME TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERDİ
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğuyla karar verdi. Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2022’de görülecek.
BİR KEZ DAHA TUTUKLULUK KARARI
26 Kasım'daki bu gelişme üzerine sanık avukatlarınca karara itiraz edilmişti. 23 Aralık'ta itirazı değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosya üzerinden yaptığı incelemede tutukluluk halinin sürmesine karar verdi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlandı. Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıkların dosyalarının ise ayrılmasına karar verildi.
Savcılık yerel mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 22 Ocak 2021'de Osman Kavalalı'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. Bunun üzerine 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021'deki duruşmada, yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyasının da ana davayla birleştirilmesine karar verdi.
Öte yandan Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme" suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları dava da Gezi Parkı ana davasıyla birleştirildi.
ÇARŞI GRUBU: POLİSE GÜÇLÜ SALDIRALIM. ÖLEN OLURSA TOPLUMSAL REFLEKS FAZLA ARTAR
Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'nce "darbeye teşebbüs" ve "izinsiz gösteri" suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi.
Beraatler Yargıtay'da oybirliğiyle bozulmuştu
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 18 Mart 2021'de yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu. Bozma kararında, sanıkların eylemlere katılıp katılmadıklarına yönelik Adli Tıp, TRT ya da TÜBİTAK'tan rapor alınmaması, Cumhurbaşkanlığı'nın davadan haberdar edilmemesi gerekçe gösterildi. Ayrıca davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerektiğine hükmedildi. Bozma kararında sanıkların iletişimlerinin tape dökümlerinde şu ifadeler yer alıyordu: “Park mark benim umurumda değil. Bana ne, yemişim AVM'sini de Gezi Parkı'nı da ağacını da ihtilal başladı. Bu hükümeti düşüreceğiz. Her gün savaş, her gün direniş. Kemalist, memalist. Abi yaksınlar, kaos var, gidiyoruz. Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün. Bu bir iç savaşa dönüşebilir. Polise güçlü saldıralım. Ses getirecek bir şeyler yapmamız lazım. Ölen kişi olursa toplumsal refleks çok daha fazla artar…”
Foto: Osman Kavala, George Soros, İshak Alaton
SAVCILIKTAN SOROS BAĞLANTISINA 97 SAYFALIK DELİL
Davanın yeniden görülmesinde istinafın dikkate aldığı eksik deliller, başsavcılığın beraat kararlarına yaptığı itirazda dile getirdiği delillerdi.
Gezi olaylarıyla ilgili İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9 sanık hakkında verdiği beraat kararına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, 97 sayfalık dilekçeyle istinaf başvurusu yapmıştı. Başvuru dilekçesinde sanık Osman Kavala'nın Gezi olaylarının başlamasından kısa bir süre önce, 5 Nisan 2013 tarihinde, sanık Gökçe Tüylüoğlu ile birlikte Açık Toplum Enstitüsü'nün merkezinin yer aldığı Budapeşte'ye George Soros'un da katıldığı toplantıya gittiklerinin tespit edildiği vurgulanıyordu.
Açık Toplum Vakfı kurucu üyesi ve aynı zamanda 2013 yılı itibariyle vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da yapan İshak Alaton 28 Ekim 2013 tarihinde sanık Gökçe Tüylüoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi de dilekçede yer aldı. Görüşmede, FETÖ medyasının kendilerine yeterince destek vermediğinden yakınan Gökçe Tüylüoğlu, İshak Alaton'dan bu konuda aracı olmasını istediği belirtiliyor. Alaton'un da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1999 yılında ABD'ye kaçması için gerekli girişimi bizzat yaptığını ve bu nedenle kendisine borçlu olduklarını ifade ettiği kaydediliyor.
İşte bu dikkat çeken görüşme de dilekçede şöyle yer aldı:
Gökçe Tüylüoğlu: 'Benim sizinle konuşmak istediğim bir konu daha var aslında İshak bey…Ee bakın Zaman ve Todays Zaman hiç ilgi göstermedi, yani siz aradığınız için geldiler ama, tek bir kelime çıkmadı her ikisinde de…İşte bilemiyorum bir de yani onu siz yani sizce neden diye ben size sormak istiyorum.'
SAVCILIK: GEZİCİLERDEN FETÖ YETERİNCE İLGİ GÖSTERMİYOR ŞİKAYETİ
İshak Alaton: 'Ben o zaman bunu soracağım çarşamba günü'
Gökçe Tüylüoğlu: 'Çünkü çünkü şöyle bir şey de var eğer bu ar.. biliyorum ki Gazeteciler ve Yazarlar farklı vakfı ee Zaman ve Todays Zaman da farklı iki yapı. Ama eğer onlar hiç bir şekilde de cemaatin bir yayın organı. Burası eğer onlar hiç ilgi göstermiyorsa Anadolu'da o zaman onlarla bir şekilde ortaklık kurmamız da mümkün değil yani.'
İshak Alaton: 'Ben o zaman bir şey yapayım istiyorsan Turhan Bozkurt'u davet edeyim bana.'
Gökçe Tüylüoğlu: 'Ya Turhan Bozkurt ne kadar etkili'
İshak Alaton: 'E vallahi ben sana söyleyeyim şöyle oldu ee etkisini şöyle düşünebilirsin bir pazartesi günü geçen pazartesi o beni aradı saat dört buçuğa doğru…dedi ki Hocaefendi hastaneden döndü yerinde morali bozuk, sizin gibi yakın dostları onu arayınca morali çok düzeliyor. Acaba siz bir ara arayabilir misiniz dedi. Ben hay hay ararım, dedim. Bunun üzerine hemen atladı üzerine, dedi ki Ekrem Dumanlı bu anda orada Pensilvanya'da Hocanın yanında saat şimdi orada dokuz dedi kahvaltıya oturacaklar biraz sonra dedi tam zamanıdır, arar mısınız. Ararım dedim numarayı verdi Ekrem Dumanlı'nın, şimdi bu aramayı organize eden.'
SAVCILIK: FETÖ ELEBAŞINI ABD'YE KAÇIRANLAR ALATON VE ABRAMOWITZ
Savcılık sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun aynı gün İshak Alaton ile yaptığı bir diğer telefon görüşmesine de istinaf dilekçesinde yer verdi. Savcılık bu görüşmenin Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye'deki misyonunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Ülkemizde kanlı 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni gerçekleştiren FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1999 yılından bu yana ABD Pensilvanya Eyaleti'nde yaşamaktadır. Fetullah Gülen'in ABD'de ikamet etmesi için gerekli olan Yeşil Kart (Green Card) alması için mahkemeye sunulan tavsiye mektuplarında CIA eski yöneticisi Graham Fuller ve ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abromowitz'in imzalarının olduğu ve örgüt liderinin bu belgeler ile ABD'de oturum izni aldığı bilinmektedir. Söz konusu telefon görüşmesinde de, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de oturum izni alabilmesi için tavsiye mektubu veren ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz'le örgütün bağlantısının Açık Toplum Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapmış olan İshak Alaton tarafından sağlandığı anlaşılıyor. Bu sebeple de FETÖ'nün kendilerine 'borçlu' olduğunu, istedikleri şeyleri yapmak durumunda olduklarının belirtildiği görüldü.'
İşte o görüşme şöyle:
Gökçe Tüylüoğlu: 'Hı hı peki yani hani Turhan Bozkurt'a neden yapmadığı sorulabilir dediğiniz gibi' İshak Alaton: 'Ben onu yapacağım çarşamba günü de sen bana dedin ki ne kadar... Sen haklısın belki de Ekrem Dumanlı'yı arayacağım, biliyor musun neden… Hadi sana bir şey daha açıklayayım. Ekrem Dumanlı benden şeyi istedi, o eski hikaye vize… Hatırladın mı'
Gökçe: 'Ha evet hatırladım evet evet hatırladım'
İshak Alaton: 'O zaman o zaman onu temsil eden oydu ve onu görüştürdüm bir öğle yemeğinde Mortan Abromovice… Yani bana bu kadar borçlu'
Gökçe: 'Aynen bence sizi kırmamaları gerekiyordu dolayısıyla önce bir Turhan Bozkurt'a ne oldu diye mutlaka sormak gerekiyor.'
İshak Alaton: 'Demek oradan başlayayım.'
SAVCILIK: ERDOĞAN 'GEZİ SOROS İŞİ' DEYİNCE DAHA DİKKATLİ GİTMEYE KARAR VERDİLER
1 Temmuz 2013'te, 2009-2018 yılları arası Açık Toplum Vakfı Genel Müdürlüğü yapan sanık Gökçe Tüylüoğlu ile Açık Toplum Enstitüsü'nde Küresel Öngörü ve Analiz Direktörü olan Jordi Vaquer olduğu değerlendirilen kişi ile yaptığı telefon görüşmesi de dilekçeye yer aldı. Görüşmede Jordi Vaquer'in George Soros'la beraber Yunanistan'da olduklarını, Gezi kalkışmasıyla ilgili Avrupa'daki gençlerin de harekete geçirilmesi, destek vermeleri için organize edilmeleri talimatı verdiği, bu yönde bir organizasyona başladıklarını söylediği tespit edildi. Sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun ise kısa bir süre önce protesto grubuna liderlik eden 3 kişiyle akşam yemeğinde buluştuğunu ve protestolarla ilgili yapılacakları konuştuklarını söylediği, son süreçte kalkışmanın Soros tarafından fonlandığı yönünde hükümetin açıklamalarının olduğunu, bu sebeple Avrupa'daki gençlerle ilgili organizasyonun o dönemde pek uygun olmayacağı tavsiyesinde bulunduğunun tespit edildiği aktarıldı.
SOROS TÜRKİYE'Yİ SANIKLARDAN İZLEDİ
3 Eylül 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun, Osman Kavala'ya, George Soros'un kendisini 20 Eylül sabahı New York'a kahvaltıya çağırdığını, bu nedenle 19-26 Eylül arası ABD'de olacağını ilettiği belirlendi. Sanık Tüylüoğlu Soros'un Türkiye'de olup bitenlerle ilgili bilgi istediğini, bu amaçla kahvaltıya çağırdığını, gitmeden önce kendisiyle (Osman Kavala) ve İshak Alaton'la görüşüp değerlendirme yapmak istediğini söylediği belirlendi. Osman Kavala'nın ise bir hafta sonra görüşüp değerlendirme yapmayı önerdiği tespit edildi. 27 Eylül 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun George Soros'la görüşmek üzere gittiği ABD'den dönmesinin ertesi günü sanık Osman Kavala ile görüşme yaptı da belirlendi. Gökçe Tüylüoğlu'nun ABD'de George Soros'la yaptığı görüşmeye ilişkin, orada da Türkiye'deki durum hakkında uzun ve detaylı görüşmelerin yapıldığını, (Soros) gelişmeleri takip ettiğini, bundan sonra da olup bitenleri takip edecekleri şeklindeki gözlemlerini aktardığı tespit edildi. İstinaf dilekçesinde Gökçe Tüylüoğlu'nun görüşme içeriğinde çok defa 'detaylarla ilgili yüz yüze görüştüklerinde konuşmaları' vurgusu yaptığına da dikkat çekildi.
ORGANİZATÖR ROLÜ KAVALA İLE VÜCUT BULDU
İstinaf başvurusunda şu değerlendirme yapıldı; 'Uluslararası spekülatör George Soros kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün Türkiye'de temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi kalkışmasını organize etti. Gezi kalkışması ile ilgili süreçleri dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından, zaman zaman yüz yüze George Soros'a aktarıldı. Soros kalkışmanın yayılması ve yurtdışı desteğin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa'daki kuruluşlarına talimatlar verdi. Kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına Vakfın Kurucu Üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildi. Bu kapsamda Mehmet Osman Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin oldu. Buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararlar sanık Mehmet Osman Kavala'ya danışılmadan alınmadı. Gezi kalkışmasıyla ilgili tüm uluslararası girişimler sanık Mehmet Osman Kavala üzerinden kuruldu. Dolayısıyla Açık Toplum Vakfı'nın Gezi kalkışmasındaki organizatörlük rolü sanık Mehmet Osman Kavala aracılığıyla vücut buldu.'
GEZİ OLAYLARININ BELGESELİ BİLE HAZIRDI
Sanık Mehmet Osman Kavala'nın Gezi olaylarıyla ilgili belgesel hazırlanması ve uluslararası film festivallerinde sahnelenmesiyle ilgili girişimleri de istinaf başvurusunda yer aldı. Kavala'nın Ermenistan/Erivan'da Rada Sejic ile bu amaçla yaptığı görüşme, Anadolu Kültür A.Ş. Danışmanı sanık Çiğdem Mater Utku'nun, Özge isimli kişiyle yaptığı telefon konuşmasında tespit edildi. Çiğdem Maten Utku'nun Özge isimli şahsa, hazırlıkları devam eden Video İşgal isimli Gezi olaylarını konu alan belgesel çalışmasının ne durumda olduğunu sorduğu, Rada Sejic ile olan görüşmeyi aktarıp söz konusu belgeselle ilgili danışmanlık hizmeti almak için 21-24 Ağustos'ta gerçekleşecek Saray Bosna Film Festivali'ne götürülmesini istediği belirlendi. Utku'nun masrafların da Açık Toplum Vakfı'nın Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden karşılayacağını belirttiği aktarıldı. Savcılık istinaf dilekçesinde Gezi kalkışması ve daha genel düzeyde sanık Mehmet Osman Kavala'nın faaliyetlerinin, Açık Toplum Vakfı tarafından Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden fonlandığı tespitine de yer verdi.
657 SAYFALIK GEZİ OLAYLARI ANA DAVA İDDİANAMESİNİN TAM METNİ (pdf)
Paralel yapı-05 Kasım (2017) 'İstanbul 17 sanık (ilk 16) Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz darbeleri bağlantısı' davası
Paralel Yapı-08.10.2020-İstanbul 2 sanık Osman Kavala ve Henry Barkey darbeye destek davası
Yargıtay Çarşı beraatlerini bozdu.. Fetö Kapatamadı: Geziciler Endişeli
Kavala'ya Şok: Gezi davasındaki beraatler bozuldu
Beraat kararlarına itiraz.. Gezi İstinafta: Çarpıcı Tespitler
Çarşı'nın beraatine itiraz
Gezi Olaylarında Çarşı grubuna darbe davası açıldı
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı manşetlerimiz
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Gezi Belgeseli
(21 Aralık 2021, 09:08), son güncel.: (23 Aralık 2021)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: