Ankara'da, eski MİT görevlisi istihbaratçı Enver Altaylı ile birlikte 3 sanığın 'FETÖ/PDY yöneticiliği', 'örgüt üyeliği', 'siyasi ve askeri casusluk' suçlamasıyla yargılandıkları davada verilen hükümlerin gerekçesi açıklandı. FETÖ kapsamında toplam 23 yıl 4 ay hapse çarptırılmasına ilişkin hükmün gerekçesinde, Altaylı'nın örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile birlikte hareket etme iradesi ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Dava dosyasına giren bilirkişi raporunda ise Altaylı'nın Fetö ve CIA yetkilileri ile çekilmiş fotoğrafları delil olarak yer aldı. Gerekçede, bu kişilerden biri olan CIA ajanı Duane Ramsdell Clarridge'nin Türk kontrgerillası ile yakın temastaki isim olduğu bilgisi de yer aldı.
22.12.2021 08:35 Ankara'da, eski MİT görevlisi istihbaratçı Enver Altaylı ile birlikte 3 sanığın 'FETÖ/PDY yöneticiliği', 'örgüt üyeliği', 'siyasi ve askeri casusluk' suçlamasıyla yargılandıkları davada verilen hükümlerin gerekçesi açıklandı.
23 Kasım'daki gelişmeye dair gelen bilgilere göre, 5 ve 8 Kasım'da sonuçlanan davalarda Altaylı'ya 'siyasi ve askeri casusluk' ile 'örgüt üyeliği' suçlarından toplam 23 yıl 4 ay, Mehmet Barıner'e aynı suçlardan toplam 21 yıl 3 ay, Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz'a ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 12 yıl hapis cezası verilmiş, dördüncü sanık tur şirketi sorumlusu Seda Chamatzoglou ise beraat etmişti. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararlarının gerekçesini açıkladı.
Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan ve üye hakimler Raziye Yavuz ile Buse Güney'in imzası bulunan gerekçeli karara göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan davanın sanıklarından Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz'ın dosyası 'yargılamayı uzatmaya yönelik tutumu' nedeniyle 26 Ekim 2020'de ayrıldı.
Altaylı ve damadı Yılmaz, ABD'deki Halkbank davasını manipüle etmesi için bir dönem İran masasında görev yapan Barıner'i yurt dışına çıkarmaya çalıştığına dikkat çekilen gerekçeli kararda, bunun için Chamatzoglou ile irtibata geçildiği ancak kaçırma planı işlemeden sanıkların yakalandığı hatırlatıldı.
Casusluk belgeleri
Gerekçeli karara göre Altaylı'nın konutunda yapılan aramada, 'Hizmet Hareketinin Siyasete Yaklaşımı Üzerine Düşünceler' başlıklı 14 sayfalık sunumun da aralarında bulunduğu çok sayıda dijital materyalin yanı sıra FETÖ elebaşı Gülen'e ait kitaplar ele geçirildi.
Bunlarda, istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyeti sayılabilecek bilgi ve raporlar ile aralarında CIA görevlilerinin de bulunduğu bazı kişilerle sanığın irtibatını gösteren kayıtlar, Türkiye'de askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı faaliyet yürütülmesi gerektiğine dair notlar, yurt dışındaki bazı kişilerle yapılan yazışmalar ve darbe girişiminin ardından örgütün izleyeceği stratejilere ilişkin raporlar yer aldı.
Altaylı'nın bilgisayarından ele geçen, kendini anlattığı İngilizce metinde, 'Enver Altaylı, Türk, Amerikan ve İsrail dostluğuna inanmaktadır, kanaatince bu tarafların çıkarları çatışmamakta ve Türkiye'nin jeopolitikası, Amerika ve İsrail ile iş birliğini zaruri kılmaktadır.' ifadesi yer aldı.
Bilgisayarda ele geçen raporlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan bazı ifadelerin yanı sıra Türkiye'nin mevcut askeri durumu hakkında bilgilere de yer verildi.
Ayrıca Türkiye'de askeri darbe gerçekleştirmenin ABD yönetimine bir seçenek olarak sunulduğu da raporlarda yer aldı.
Elebaşı Gülen'e mektup
Bilgisayarda ele geçen ve Enver Altaylı tarafından hazırlandığı değerlendirilen bir mektupta sanığın FETÖ elebaşı Gülen'e 'Muhterem Efendim' şeklinde hitap ettiği belirlendi.
Gerekçeli kararda, mektubun devamında 'Kötüler, peşin hükümlüler, art niyetliler elbette yalan ve iftiralarını devam ettireceklerdir.', 'Aydınlatılmış ve hizmet kervanına katılmış olacaktır.' ifadesiyle sonuç bölümündeki 'Muhterem Efendim, lütfen bizi dualarınızdan mahrum bırakmayınız. Burada şu hususu tekrar ifade etmek isterim. Gönlümde zatıalilerinize karşı garazsız ve coşkun bir sevgi kaynaması var. Efendim ellerinizden öper huzurunuzda saygı ile eğilirim….' ifadesinin bulunduğuna dikkat çekildi.
Altaylı'nın, bir başka mektubunda, 'Hizmet kervanınızda benim de payım olursa bu da Rabbimin bana bir büyük lütfu olacaktır.' yazarak Gülen ile birlikte hareket etme iradesini ortaya koyduğu aktarılan kararda, 'Zatıalilerinizin taraftarı oldukları iddia ve gerekçesi ile 20 MİT görevlisi son derece sıkı bir takibe alınmışlardır.' bilgisini mektubunda ilettiği bildirildi.
Foto: Enver Altaylı, Duane Rumsdell Clarridge
Dış istihbaratla ilişkisi anlatıldı
Kararda, Altaylı'nın çok sayıda CIA çalışanı ile irtibatının bulunduğu, bunlarla Türkiye'deki sosyal ve siyasal gelişmeler hakkında yazışmalar yaptığı, kritik gelişmelere ilişkin raporlar hazırladığı da aktarıldı.
Altaylı'nın eski CIA çalışanı Duane Clarridge ile fotoğraflarının bulunduğu, bunun 23 Şubat 2016'da çekildiği bildirilen kararda, ele geçirilen belgelerde sanığın 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsün ardından gözaltına alınan veya tutuklanan FETÖ üyelerinden 'masum insanlar', tasfiye edilen darbeci askerlerden 'milli ordu' olarak bahsedildiği belirtildi.
Gülen ile görüşmek istedi
Kararda, ByLock kullanıcıları Salih Yaylacı ile Yusuf Kenan Yarma'nın deşifre edilen yazışmalarına göre Altaylı'nın 2015'te ABD'ye giderek firari örgüt yöneticisi Mustafa Özcan üzerinden elebaşı Gülen ile görüşmek istediği bilgisi ifade edildi.
Yazışmaların yapıldığı tarihte Altaylı'nın ABD'de bulunduğu, internet sağlayıcılarından konum bilgisinin ise Birleşmiş Millet Genel Merkezini gösterdiği aktarılan gerekçeli kararda, FETÖ ile irtibatı yıllar öncesine dayanan Altaylı'nın, Mustafa Özcan'ın talebi üzerine örgüt hakkındaki çalışmalarıyla bilinen ve 2002'de suikast sonucu öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu ile örgütü konu alan Köstebek kitabına ilişkin görüştüğü kaydedildi.
Gerekçeli kararda, söz konusu deliller ışığında sanık Altaylı'nın, FETÖ yapılanması içerisinde yer aldığı vurgulanarak, 'Sanık Enver Altaylı'da ele geçirilen dijital belgelerden anlaşılacağı üzere örgütten övgüyle söz ederek, 'Hizmet kervanınızda benim de payım olursa bu da Rabbimin bana bir büyük lütfu olacaktır.' diyerek FETÖ/PDY terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile birlikte hareket etme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmıştır.' değerlendirmesi yapıldı.
Hüküm
Gerekçeli kararda yargılama sonucunda, sanıklar Altaylı ve Barıner'in FETÖ'nün hiyerarşik yapısında yer aldığı, örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiği, bu nedenle 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediğinin sabit olduğu vurgulandı.
Aynı zamanda dosyada yer alan dijital belgeler, sanıkların hazırlık aşamalarındaki beyanları, bilirkişi raporu ve ilgili kurumların tespitleri doğrultusunda bu sanıkların aynı zamanda 'siyasi veya askeri casusluk' suçunu işledikleri ifade edilen kararda, bu nedenle Altaylı'ya, 'casusluk' suçundan 13 yıl 4 ay, 'silahlı terör örgütüne üyelikten' ise 10 yıl, sanık Barıner'e de 'casusluk' suçundan 12 yıl 6 ay, 'silahlı terör örgütüne üyelikten' ise 8 yıl 9 ay hapis cezası verildiği kaydedildi.
Örgüte yardım etmekle suçlanan tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou'nun ise yargılama sonucunda atılı suçu işlemediğinin ortaya çıktığı bildirilen kararda, bu nedenle sanığın beraat ettirildiği belirtildi.
Yılmaz'ın mahkemeye karşı 'yalan söyleme hakkı olduğu' şeklinde alaycı tavrı
Davanın dördüncü sanığı olan ve yargılaması ayrı yapılan Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz hakkında da 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçu sabit görülerek 12 yıl hapis cezası verilmişti.
Diğer sanıkların savunma yapmasının önüne geçen ve yargılamayı uzatmaya yönelik tutumu nedeniyle sorgusuna başlanılmayan Yılmaz'ın dosyası ayrılarak tek başına yargılanması yapıldı.
'Yalan söyleyebilirim'
Sanığın duruşma zabıtlarına yansıyan beyanlarında yeri geldiğinde yalana başvurabileceğini söylemesi dikkati çekti.
Ağır ceza mahkemesinde yargılanan bir sanıktan maddi hakikatin ortaya çıkması için bilgi istenebileceğini belirten Yılmaz'ın, 'Benden bilgi istiyorsunuz. Bu bilgiyi verirken bana tanınmış haklarım var, kanunlar ve anayasa çerçevesinde. Bunların en başında da sanığın yalan söylemesi gelir. Sanık, doğru söylemek zorunda değildir. İstersem yalan söylerim. Belki sizin sorduğunuz soru kapsamında bir şey saklayacağım. O maddi hakikatin ne olduğunu gizlemek istiyorum. Çünkü ben sanığım yalan söyleyebilirim.' şeklindeki ifadeleri kayıtlara geçti.
Hüküm
Gerekçeli kararda, yargılama sonucunda sanığın, FETÖ'nün hiyerarşik yapısında yer aldığı, örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiği, bu nedenle 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediğinin sabit olduğu vurgulandı.
Bu kapsamda sanığın 12 yıl hapisle cezalandırıldığı, eylemlerinin yoğunluğu ve duruşmadaki tutumu nedeniyle hakkında takdir indirimi yapılmadığı aktarılan kararda, 'Duruşma zabıtları, SEGBİS görüntü ve çözüm kayıtlarından da anlaşılacağı üzere sanığın alaycı üslup ve davranışları, mahkeme heyetine yönelik tahkir edici sözleri, mahkemeye karşı olumsuz davranışları sebebiyle sanık hakkında takdir indirimi uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.' değerlendirmesi yapıldı.
Hükümle birlikte sanık Metin Can Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Paralel Yapı-21.01.2020-Ankara 4 sanık MİT eski görevlisi Enver Altaylı/MİT yapılanması davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(22 Aralık 2021, 08:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: