İstanbul'da, yeniden görülmeye başlanan Gezi Parkı eylemleri ile ilgili aralarında Osman Kavala, firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da olduğu 17 sanıklı dava ile Çarşı taraftar grubundan 35 sanığın bulunduğu davanın birleştirilmesi sonrasındaki ilk duruşma yapıldı. Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
16.11.2021 08:30 İstanbul'da, yeniden görülmeye başlanan Gezi Parkı eylemleri ile ilgili aralarında Osman Kavala, Can Dündar'ın da olduğu 17 sanıklı dava ile Çarşı taraftar grubundan 35 sanığın bulunduğu davanın birleştirilmesi sonrasındaki ilk duruşma yapıldı.
8 Ekim'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, sanık ve avukat sayısının fazlalığı göz önüne alınarak büyük salonda yapıldı. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Aralarında Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Karaman, Cem Yakışkan'ın da bulunduğu tutuksuz 20 sanık ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmaya CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Ali Şeker, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm ile Zeynel Özen ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile çok sayıda kişi izleyici olarak davayı takip etti. Duruşmayı İngiltere, Hollanda, Danimarka, Fransa, İsviçre, Almanya, Amerika Konsoloslukları ile Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanya Sorumlusu Milena Büyüm de izledi. Kavala'nın eşi akademisyen Ayşe Buğra Kavala da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma sanık yoklaması ile başladı. Mahkeme başkanı, Gezi Parkı davasının birleştirme kararı ile kendi mahkemelerinde görülen Çarşı davasına gönderildiğini ve celse arasında dosyaların birleştirildiğini belirtti.
Söz alan sanık avukatları birleştirme kararına karşı itirazlarda bulundu. Sanık avukatlarından Ömer Kavili, "Bu dava yargılama değil, siyasi bir linç davasıdır. Yargı kültürüne sahip çıkmanızı bekliyorum. Birleştirmeyi yapan hakim, kaçak hakimdir. Geldi darbeyi vurdu kaçtı gitti. Bu birleştirme kararının hukuka aykırı olduğunu tespit etmenizi bekliyorum. Birleştirme kararının kaldırılmasını talep ederim" dedi. Cem Yakışkan'ın avukatı Ersan Şen de "birleştirmenin savunma dışlanarak yapıldığını , 3 dosyanın hukuki irtibat olmadığı halde, algı yaratılarak birleştirildiğini ve bunun kabul edilemeyeceğini" vurguladı. Şen, "Bizim temsil ettiğimiz insanları alet edemezsiniz. Bu insanlar beraat etmişlerdir. 30 Ağır Ceza Mahkemesi'nin muvafakat talebinin, siz olmadığınız dönemde yine 30 Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı tarafından adli tatilde sizin yerinize geçerek verdiği muvafakat kabulünün hiçbir geçerliliği yoktur" dedi.
Avukat beyanlarının ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında tutukluluk süresinin ölçülü olması dikkate alınarak Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Bazı sanıklar için zorla getirme kararı
Bazı sanıkların savunmalarında olay tarihinde Beşiktaş'ta olmadıklarını beyan etmeleri üzerine, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak, sanıkların olay tarihinde Beşiktaş'ta olup olmadıklarının HTS ve MOBESE kameralarından araştırma yapılmasının istenilmesini talep eden cumhuriyet savcısı ayrıca zorla getirme kararına rağmen duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılmasını istedi.
Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi
Ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Osman Kavala'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, son incelemeden itibaren hukuki durumunda bir değişiklik olmaması ve yargılamanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Bir hakim, tahliye edilmesi yönünde oy kullandı
Üye hakimlerden biri tutukluluk devam kararına muhalefet şerhi koyarak, Kavala'nın tahliye edilmesi gerektiği yönünde oy kullandı.
Mahkeme ertelendi
Heyet, olay tarihinde Beşiktaş'taki Başbakanlık ofisi çevresindeki kamera kayıtlarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve haber ajanslarından temin edilmesi için yazı yazılmasına karar verdi. Görüntülerin mahkemeye ulaşması durumunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sanıkların görüntülerde olup olmadığının tespit edilmesini de karara bağlayan heyet, savunmaları alınmayan sanıkların savunmalarının alınabilmesi ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 26 Kasım'a erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlandı. Osman Kavala'nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıklar ise dosyalarının ayrılmasına karar verildi.
Savcılık yerel mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 22 Ocak 2021'de Osman Kavalalı'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. Bunun üzerine 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021'deki duruşmada, yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyanın da ana davayla birleştirilmesine karar verdi.
Öte yandan Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme" suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları dava da Gezi Parkı ana davasıyla birleştirildi.
ÇARŞI GRUBU: POLİSE GÜÇLÜ SALDIRALIM. ÖLEN OLURSA TOPLUMSAL REFLEKS FAZLA ARTAR
Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'nce "darbeye teşebbüs" ve "izinsiz gösteri" suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi.
Beraatler Yargıtay'da oybirliğiyle bozulmuştu
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 18 Mart 2021'de yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu. Bozma kararında, sanıkların eylemlere katılıp katılmadıklarına yönelik Adli Tıp, TRT ya da TÜBİTAK'tan rapor alınmaması, Cumhurbaşkanlığı'nın davadan haberdar edilmemesi gerekçe gösterildi. Ayrıca davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerektiğine hükmedildi. Bozma kararında sanıkların iletişimlerinin tape dökümlerinde şu ifadeler yer alıyordu: “Park mark benim umurumda değil. Bana ne, yemişim AVM'sini de Gezi Parkı'nı da ağacını da ihtilal başladı. Bu hükümeti düşüreceğiz. Her gün savaş, her gün direniş. Kemalist, memalist. Abi yaksınlar, kaos var, gidiyoruz. Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün. Bu bir iç savaşa dönüşebilir. Polise güçlü saldıralım. Ses getirecek bir şeyler yapmamız lazım. Ölen kişi olursa toplumsal refleks çok daha fazla artar…”
Foto: Osman Kavala, George Soros, İshak Alaton
SAVCILIKTAN SOROS BAĞLANTISINA 97 SAYFALIK DELİL
Davanın yeniden görülmesinde istinafın dikkate aldığı eksik deliller, başsavcılığın beraat kararlarına yaptığı itirazda dile getirdiği delillerdi.
Gezi olaylarıyla ilgili İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9 sanık hakkında verdiği beraat kararına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, 97 sayfalık dilekçeyle istinaf başvurusu yapmıştı. Başvuru dilekçesinde sanık Osman Kavala'nın Gezi olaylarının başlamasından kısa bir süre önce, 5 Nisan 2013 tarihinde, sanık Gökçe Tüylüoğlu ile birlikte Açık Toplum Enstitüsü'nün merkezinin yer aldığı Budapeşte'ye George Soros'un da katıldığı toplantıya gittiklerinin tespit edildiği vurgulanıyordu.
Açık Toplum Vakfı kurucu üyesi ve aynı zamanda 2013 yılı itibariyle vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da yapan İshak Alaton 28 Ekim 2013 tarihinde sanık Gökçe Tüylüoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi de dilekçede yer aldı. Görüşmede, FETÖ medyasının kendilerine yeterince destek vermediğinden yakınan Gökçe Tüylüoğlu, İshak Alaton'dan bu konuda aracı olmasını istediği belirtiliyor. Alaton'un da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1999 yılında ABD'ye kaçması için gerekli girişimi bizzat yaptığını ve bu nedenle kendisine borçlu olduklarını ifade ettiği kaydediliyor.
İşte bu dikkat çeken görüşme de dilekçede şöyle yer aldı:
Gökçe Tüylüoğlu: 'Benim sizinle konuşmak istediğim bir konu daha var aslında İshak bey…Ee bakın Zaman ve Todays Zaman hiç ilgi göstermedi, yani siz aradığınız için geldiler ama, tek bir kelime çıkmadı her ikisinde de…İşte bilemiyorum bir de yani onu siz yani sizce neden diye ben size sormak istiyorum.'
SAVCILIK: GEZİCİLERDEN FETÖ YETERİNCE İLGİ GÖSTERMİYOR ŞİKAYETİ
İshak Alaton: 'Ben o zaman bunu soracağım çarşamba günü'
Gökçe Tüylüoğlu: 'Çünkü çünkü şöyle bir şey de var eğer bu ar.. biliyorum ki Gazeteciler ve Yazarlar farklı vakfı ee Zaman ve Todays Zaman da farklı iki yapı. Ama eğer onlar hiç bir şekilde de cemaatin bir yayın organı. Burası eğer onlar hiç ilgi göstermiyorsa Anadolu'da o zaman onlarla bir şekilde ortaklık kurmamız da mümkün değil yani.'
İshak Alaton: 'Ben o zaman bir şey yapayım istiyorsan Turhan Bozkurt'u davet edeyim bana.'
Gökçe Tüylüoğlu: 'Ya Turhan Bozkurt ne kadar etkili'
İshak Alaton: 'E vallahi ben sana söyleyeyim şöyle oldu ee etkisini şöyle düşünebilirsin bir pazartesi günü geçen pazartesi o beni aradı saat dört buçuğa doğru…dedi ki Hocaefendi hastaneden döndü yerinde morali bozuk, sizin gibi yakın dostları onu arayınca morali çok düzeliyor. Acaba siz bir ara arayabilir misiniz dedi. Ben hay hay ararım, dedim. Bunun üzerine hemen atladı üzerine, dedi ki Ekrem Dumanlı bu anda orada Pensilvanya'da Hocanın yanında saat şimdi orada dokuz dedi kahvaltıya oturacaklar biraz sonra dedi tam zamanıdır, arar mısınız. Ararım dedim numarayı verdi Ekrem Dumanlı'nın, şimdi bu aramayı organize eden.'
SAVCILIK: FETÖ ELEBAŞINI ABD'YE KAÇIRANLAR ALATON VE ABRAMOWITZ
Savcılık sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun aynı gün İshak Alaton ile yaptığı bir diğer telefon görüşmesine de istinaf dilekçesinde yer verdi. Savcılık bu görüşmenin Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye'deki misyonunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Ülkemizde kanlı 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni gerçekleştiren FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1999 yılından bu yana ABD Pensilvanya Eyaleti'nde yaşamaktadır. Fetullah Gülen'in ABD'de ikamet etmesi için gerekli olan Yeşil Kart (Green Card) alması için mahkemeye sunulan tavsiye mektuplarında CIA eski yöneticisi Graham Fuller ve ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abromowitz'in imzalarının olduğu ve örgüt liderinin bu belgeler ile ABD'de oturum izni aldığı bilinmektedir. Söz konusu telefon görüşmesinde de, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de oturum izni alabilmesi için tavsiye mektubu veren ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz'le örgütün bağlantısının Açık Toplum Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapmış olan İshak Alaton tarafından sağlandığı anlaşılıyor. Bu sebeple de FETÖ'nün kendilerine 'borçlu' olduğunu, istedikleri şeyleri yapmak durumunda olduklarının belirtildiği görüldü.'
İşte o görüşme şöyle:
Gökçe Tüylüoğlu: 'Hı hı peki yani hani Turhan Bozkurt'a neden yapmadığı sorulabilir dediğiniz gibi' İshak Alaton: 'Ben onu yapacağım çarşamba günü de sen bana dedin ki ne kadar... Sen haklısın belki de Ekrem Dumanlı'yı arayacağım, biliyor musun neden… Hadi sana bir şey daha açıklayayım. Ekrem Dumanlı benden şeyi istedi, o eski hikaye vize… Hatırladın mı'
Gökçe: 'Ha evet hatırladım evet evet hatırladım'
İshak Alaton: 'O zaman o zaman onu temsil eden oydu ve onu görüştürdüm bir öğle yemeğinde Mortan Abromovice… Yani bana bu kadar borçlu'
Gökçe: 'Aynen bence sizi kırmamaları gerekiyordu dolayısıyla önce bir Turhan Bozkurt'a ne oldu diye mutlaka sormak gerekiyor.'
İshak Alaton: 'Demek oradan başlayayım.'
SAVCILIK: ERDOĞAN 'GEZİ SOROS İŞİ' DEYİNCE DAHA DİKKATLİ GİTMEYE KARAR VERDİLER
1 Temmuz 2013'te, 2009-2018 yılları arası Açık Toplum Vakfı Genel Müdürlüğü yapan sanık Gökçe Tüylüoğlu ile Açık Toplum Enstitüsü'nde Küresel Öngörü ve Analiz Direktörü olan Jordi Vaquer olduğu değerlendirilen kişi ile yaptığı telefon görüşmesi de dilekçeye yer aldı. Görüşmede Jordi Vaquer'in George Soros'la beraber Yunanistan'da olduklarını, Gezi kalkışmasıyla ilgili Avrupa'daki gençlerin de harekete geçirilmesi, destek vermeleri için organize edilmeleri talimatı verdiği, bu yönde bir organizasyona başladıklarını söylediği tespit edildi. Sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun ise kısa bir süre önce protesto grubuna liderlik eden 3 kişiyle akşam yemeğinde buluştuğunu ve protestolarla ilgili yapılacakları konuştuklarını söylediği, son süreçte kalkışmanın Soros tarafından fonlandığı yönünde hükümetin açıklamalarının olduğunu, bu sebeple Avrupa'daki gençlerle ilgili organizasyonun o dönemde pek uygun olmayacağı tavsiyesinde bulunduğunun tespit edildiği aktarıldı.
SOROS TÜRKİYE'Yİ SANIKLARDAN İZLEDİ
3 Eylül 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun, Osman Kavala'ya, George Soros'un kendisini 20 Eylül sabahı New York'a kahvaltıya çağırdığını, bu nedenle 19-26 Eylül arası ABD'de olacağını ilettiği belirlendi. Sanık Tüylüoğlu Soros'un Türkiye'de olup bitenlerle ilgili bilgi istediğini, bu amaçla kahvaltıya çağırdığını, gitmeden önce kendisiyle (Osman Kavala) ve İshak Alaton'la görüşüp değerlendirme yapmak istediğini söylediği belirlendi. Osman Kavala'nın ise bir hafta sonra görüşüp değerlendirme yapmayı önerdiği tespit edildi. 27 Eylül 2013'te sanık Gökçe Tüylüoğlu'nun George Soros'la görüşmek üzere gittiği ABD'den dönmesinin ertesi günü sanık Osman Kavala ile görüşme yaptı da belirlendi. Gökçe Tüylüoğlu'nun ABD'de George Soros'la yaptığı görüşmeye ilişkin, orada da Türkiye'deki durum hakkında uzun ve detaylı görüşmelerin yapıldığını, (Soros) gelişmeleri takip ettiğini, bundan sonra da olup bitenleri takip edecekleri şeklindeki gözlemlerini aktardığı tespit edildi. İstinaf dilekçesinde Gökçe Tüylüoğlu'nun görüşme içeriğinde çok defa 'detaylarla ilgili yüz yüze görüştüklerinde konuşmaları' vurgusu yaptığına da dikkat çekildi.
ORGANİZATÖR ROLÜ KAVALA'YLA VÜCUT BULDU
İstinaf başvurusunda şu değerlendirme yapıldı; 'Uluslararası spekülatör George Soros kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün Türkiye'de temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi kalkışmasını organize etti. Gezi kalkışması ile ilgili süreçleri dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından, zaman zaman yüz yüze George Soros'a aktarıldı. Soros kalkışmanın yayılması ve yurtdışı desteğin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa'daki kuruluşlarına talimatlar verdi. Kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına Vakfın Kurucu Üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildi. Bu kapsamda Mehmet Osman Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin oldu. Buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararlar sanık Mehmet Osman Kavala'ya danışılmadan alınmadı. Gezi kalkışmasıyla ilgili tüm uluslararası girişimler sanık Mehmet Osman Kavala üzerinden kuruldu. Dolayısıyla Açık Toplum Vakfı'nın Gezi kalkışmasındaki organizatörlük rolü sanık Mehmet Osman Kavala aracılığıyla vücut buldu.'
GEZİ OLAYLARININ BELGESELİ BİLE HAZIRDI
Sanık Mehmet Osman Kavala'nın Gezi olaylarıyla ilgili belgesel hazırlanması ve uluslararası film festivallerinde sahnelenmesiyle ilgili girişimleri de istinaf başvurusunda yer aldı. Kavala'nın Ermenistan/Erivan'da Rada Sejic ile bu amaçla yaptığı görüşme, Anadolu Kültür A.Ş. Danışmanı sanık Çiğdem Mater Utku'nun, Özge isimli kişiyle yaptığı telefon konuşmasında tespit edildi. Çiğdem Maten Utku'nun Özge isimli şahsa, hazırlıkları devam eden Video İşgal isimli Gezi olaylarını konu alan belgesel çalışmasının ne durumda olduğunu sorduğu, Rada Sejic ile olan görüşmeyi aktarıp söz konusu belgeselle ilgili danışmanlık hizmeti almak için 21-24 Ağustos'ta gerçekleşecek Saray Bosna Film Festivali'ne götürülmesini istediği belirlendi. Utku'nun masrafların da Açık Toplum Vakfı'nın Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden karşılayacağını belirttiği aktarıldı. Savcılık istinaf dilekçesinde Gezi kalkışması ve daha genel düzeyde sanık Mehmet Osman Kavala'nın faaliyetlerinin, Açık Toplum Vakfı tarafından Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden fonlandığı tespitine de yer verdi.
657 SAYFALIK GEZİ OLAYLARI ANA DAVA İDDİANAMESİNİN TAM METNİ (pdf)
Paralel yapı-05 Kasım (2017) 'İstanbul 17 sanık (ilk 16) Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz darbeleri bağlantısı' davası
Paralel Yapı-08.10.2020-İstanbul 2 sanık Osman Kavala ve Henry Barkey darbeye destek davası
Yargıtay Çarşı beraatlerini bozdu.. Fetö Kapatamadı: Geziciler Endişeli
Kavala'ya Şok: Gezi davasındaki beraatler bozuldu
Beraat kararlarına itiraz.. Gezi İstinafta: Çarpıcı Tespitler
Çarşı'nın beraatine itiraz
Gezi Olaylarında Çarşı grubuna darbe davası açıldı
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı manşetlerimiz
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Gezi Belgeseli
(16 Kasım 2021, 08:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: