Ankara'da, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin yargılanmasına devam edildi.
15.11.2021 12:58 Ankara'da, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin yargılanmasına devam edildi.
19.10.2021 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklardan bazıları, bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu. Duruşmayı bazı HDP milletvekilleri de izledi.
Sanıklardan Ali Ürküt, savunmasında, üzerine atılı suçları kabul etmediğini, davanın siyasi olduğunu, HDP Merkez Yürütme Kurulunun (MYK) üyesi olduğu için yargılandığını öne sürdü.
HDP MYK'nin 6 Ekim 2014'teki toplantısından sonra partinin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların ardından farklı illerde başlayan şiddet olaylarına ilişkin suçlamaları kabul etmeyen Ürküt, söz konusu paylaşımlarda şiddet çağrısı ve suç unsuru bulunmadığını iddia etti.
Davaya konu paylaşımların terör örgütü DEAŞ'ın vahşetine karşı Kobani'ye destek amacıyla yapıldığını ifade eden Ürküt, 'Bu, hiçbir şekilde şiddet çağrıştıran bir açıklama değil. Bu açıklama hükümeti, devleti veya devletin herhangi bir kurumunu hedef alan bir açıklama da değil. Meydana gelen olayları 6 Ekim açıklamasıyla ilişkilendirmek gerçekçi değil. Bu açıklamadan sonra herhangi bir şiddet olayı meydana gelmemiştir.' dedi.
Ürküt, '6-8 Ekim olaylarının provokasyon olduğunu, bunun, dönemin İçişleri Bakanının açıklamalarından da anlaşılabileceğini' savundu.
'FETÖ ihtimalinin değerlendirilmemesi kafamı kurcalıyor'
6-8 Ekim olaylarıyla birlikte çözüm sürecini istemeyen güçlerin devreye girdiğini belirten Ali Ürküt, savunmasını şöyle sürdürdü:
'Olayların asıl amaç ve hedefinin, tıpkı 1993 yılında Özal dönemi, 2009'da Oslo sürecindeki gibi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözümünün önüne geçmek olduğu açıktır. Ben bu olayların arkasındaki gücün, 15 Temmuz'daki darbe girişimine kadar devam eden güç olduğuna inanıyorum. Oslo sürecinin akamete uğratılması ve Ceylanpınar'da 2 polisin şehit edilmesi olaylarının arkasında da bu güçler vardı. 6-8 Ekim olayları, 2012'de başlayan yeni çözüm sürecine karşı ilk provokasyondu. Ceylanpınar'da 2 polisin şehit edildiği olayda FETÖ ihtimalinin değerlendirilmemesi de benim kafamı kurcalıyor. Çözüme karşı olan en dinamik güç FETÖ'dür. Bunun altını çizmek istiyorum. Oslo sürecinin bitirilmesinde rol oynadılar. Son yıllarda en küçük olayda bile FETÖ izi aranırken 6-8 Ekim olaylarında tüm oklar FETÖ'yü göstermesine rağmen hiçbir çalışma yapılmamasının sebebi nedir?'
Ürküt, 6-8 Ekim olayların sorumlusunun HDP olmadığını, HDP MYK'sinin bu olaylardan sorumlu tutulamayacağını, MYK toplantısının ardından yapılan paylaşımlar üzerine sokağa çıkan kimse bulunmadığını savundu. Ürküt, iddianamede öne sürülenin aksine, HDP'nin, olayların son bulması için çağrıda bulunduğunu savundu.
Hakkında suç teşkil eden somut bir delil bulunmadığını öne süren Ürküt, tahliye ve beraat istedi.
Ürküt, partisinin 6 Ekim 2014'teki MYK toplantısının önceden planlanıp planlanmadığına ilişkin soruya karşılık, toplantının önceden planlanmadığını, ancak daha önceden planlanan Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından MYK toplantısı yapmanın, rutin uygulamaları olduğunu söyledi.
Ürküt, soru üzerine, söz konusu MYK toplantısına kimlerin katıldığını aradan geçen zaman nedeniyle şu an hatırlayamadığını dile getirdi.
Yurt dışına giriş çıkışları sorulan Ali Ürküt, ailesinin inşaat işiyle uğraştığını, Suriye ve Irak'ta iş imkanı aradığını söyledi.
Ürküt'ün savunmasının ardından duruşma ertelendi.
21.10.2021 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Tutuksuz yargılanan diğer siyasetçiler ise bulundukları şehirlerde SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Kimlik tespitiyle başlayan oturumda HDP RTÜK üyesi Ali Ürküt'ün avukatı Mesut Beştaş söz aldı. Dosyada hukuken hiçbir iddianın ileri sürülmesinin mümkün olmadığını ifade eden Beştaş, “Ama bir veri bulunmuş. HDP MYK adına yayınlanmış bir tweet bulunmuş. Yani 3 bin 500 sayfa iddianame ve yüzlerce klasörün arkasında duran bu birkaç satırlık tweet. 7-8 Ekim olaylarının bu tweetle başlatıldığı iddia ediliyor” dedi.
Hiçlikten iddianame hazırlandığını vurgulayan Beştaş, “Hiçlikten bir şey çıkarmak için 2012 tarihinde yaptığı basın açıklaması dosyaya konuldu. Nasıl oluyor da 2014'te yaşanan olaylara delil olarak sunulur? Bu dosyadaki delillerin azami çoğunluğu 6-8 Ekim olayları fiilinden önceki verilerdir. Delillerle iddia arasında bir bağlantı yok” ifadelerini kullandı.
AİHM Büyük Daire kararını da hatırlatan Beştaş, şunları dile getirdi: Meclis oy birliğiyle ‘biz AİHM kararına uymak zorunda değiliz' diye yasayı değiştirsin ama yine de AİHM kararını değiştiremez ve uymak zorundadır. Bu kararı AİHM'in kendisi bile değiştiremez. Sizin kararınız AİHM Büyük Daire kararı karşısında tamamen hiçlik kapsamında kalır. AİHM söz konusu tweet için ‘demokratik bir açıklamadır' dedi.
Beştaş, müvekkilinin tahliyesini talep etti. Duruşma savunmalarla devam ediyor.
27.10.2021 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Bazı milletvekillerinin de takip ettiği duruşmada, sanıklar ve avukatlarının tutukluluğa karşı beyanları alındı.
Duruşmada konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, davanın siyasi olduğunu savundu ve mahkemenin hukuki karar verme yetki ve gücüne sahip olmadığını öne sürdü.
Demirtaş, 'Bu duruşmanın sonucunun ne olacağı, ülkeyi yöneten siyasetçiler tarafından siyaset kürsülerinde ilan edildi. Ülkenin Cumhurbaşkanı hem mütalaayı hem ara kararı hem de hükmü açıkladı' diye konuştu.
Mahkemeden kendisi için bir talebinin olmadığını ifade eden Demirtaş, tutuklu sanıkların tahliyesini istedi.
Sanıklardan Pervin Oduncu adalet, barış ve özgürlük için çalıştığını, demokratik siyaseti esas aldığını, bundan da vazgeçmeyeceğini söyledi. Davaya konu eylemlerle ilgisinin bulunmadığını savunan Oduncu, uzun zamandır tutuklu olduğunu belirterek tahliye istedi.
Aysel Tuğluk'un avukatı, müvekkilinin sağlık sorunlarının olduğunu belirtip tahliye talep etti. Diğer sanıklar ile avukatları da tahliye talebinde bulundu.
Beyanların ardından ara karar açıklayan mahkeme, sanıklardan Aysel Tuğluk'un cezaevinde kalıp kalamayacağına ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına yönelik müzekkere yazılmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, müzakere sonucunda tutuklu 21 sanığın bu halinin devamına karar vererek, davayı 8-19 Kasım arasında görmek üzere erteledi.
İDDİANAMEDEN
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, Suriye'deki iç savaş nedeniyle DEAŞ'ın Kobani'ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine, Ekim 2014'te HDP yönetimi ile PKK, sokağa çıkma çağrısında bulundu.
Yapılan çağrılarla aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı.
Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.
Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ ile PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de olduğu 75'i firari 108 sanığın ülke genelindeki bütün eylemlerden sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların tamamının 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Kobani olayları ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
(15 Kasım 2021, 12:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: