Adana, Afyon, Ankara, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kayseri, Samsun, Siirt ve Şanlıurfa'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin ayrı ayrı görülen davalara devam edildi. Sonuçlanan davalarda çoğu yönetici konumdaki 34 sanığa toplam 257 yıl hapis cezası verildi. Fetö'nün emniyet mahrem imamına verilen 28 yıl ile örgüt mensuplarına sahte kimlik hazırlayan polise verilen 16 yıl hapis cezaları bunlar arasında yer aldı. Yine bazı illerde yönetici konumundaki sanıkların davalarına başlandı ya da devam edildi. 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi bir türkü eşliğinde barda kadeh kaldırarak darbeyi kutladığı ileri sürülen CHP Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın, görüntülerinin basına sızmasının ardından mafya ile anlaşarak görüntüleri sildirmeye çalıştığı suçlamasıyla yargılandığı dava bunlar arasında yer aldı.
16.11.2021 12:45 Adana, Afyon, Ankara, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kayseri, Samsun, Siirt ve Şanlıurfa’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin ayrı ayrı görülen davalara devam edildi. Sonuçlanan davalarda çoğu yönetici konumdaki 34 sanığa toplam 257 yıl hapis cezası verildi. İşte kronolojik sıralamayla o gelişmeler:
İstanbul: Ukrayna'da yakalanan Irak eğitim sorumlusu 2 sanığa etkin pişmanlık indirimiyle 4'er yıl hapis
İstanbul'da, Ukrayna'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye gönderilen Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Irak'taki eğitim yapılanmasında yer alan Salih Fidan ve Samet Güre'nin yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmayarak "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Kararını açıklayan mahkeme, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan sanıklara önce 9 yıl hapis cezası verdi. Etkin pişmanlık kapsamında örgütteki bazı isimler hakkında bilgi vermelerini ve duruşmalardaki iyi hallerini dikkate alarak sanıkların cezasını 4 yıl 6'şar ay hapis cezasına indirdi.
07.10.2021 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
7 Ekim'de İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Salih Fidan ve Samet Güre, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanıkların avukatlarının da duruşmaya aynı sistem üzenden katılımı sağlandı.
Beyanları sorulan sanıklar Samet Güre ve Salih Fidan, eski savunmalarını tekrar ederek, tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan Salih Fidan'ın avukatı, müvekkilinin etkin pişmanlık kapsamında örgütle ilişkisi olduğunu düşündüğü 50 kişiyi teşhis ettiğini ve bunlardan 21'inin hiç işlem görmemiş kişilerden oluştuğunu belirterek, "Kaldı ki bunların içinde eşi de bulunmaktadır. Samimiyetle ifade etmiştir. Tanık olarak da teşhiste bulunduğu kişi hakkında beyanda bulunmuştur." dedi.
Müvekkili hakkında FETÖ yargılanma kriterlerinin mevcut olmadığını savunan avukat, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmada cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanıkların teşhiste bulunduğu şüpheliler hakkında daha önce soruşturma yürütülmesi nedeniyle beyanlarının etkin pişmanlık hükümleri kapsamında kalmadığı belirtildi. Mütalaada, sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmayarak "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Mahkeme heyeti, daha önce alınan ara karar gereği tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Kahraman B.'nin, ulaşılamamış olması nedeniyle tanıklığından vazgeçilmesine hükmetti.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştıran heyet, esas hakkındaki savunmaların hazırlanması için duruşmayı erteledi.
27.10.2021 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Salih Fidan ile Samet Güre Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldılar. Her iki sanık da öğretmenlik dışında örgütsel bir faaliyetlerinin bulunmadığını savundu. Sanıklar son sözlerinde, tahliyelerini ve beraatlerini talep ettiler.
Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Salih Fidan ve Samet Güre hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan önce 9 yıl hapis cezası verdi. Etkin pişmanlık kapsamında örgütteki bazı isimler hakkında bilgi vermelerini ve duruşmalardaki iyi hallerini dikkate alan heyet, sanıkların cezasını 4 yıl 6'şar ay hapis cezasına indirdi. Sanıkların tahliyelerine karar veren mahkeme, haklarında yurtdışına çıkış yasağı da konulmasına hükmetti.
İstanbul'da ikamet eden sanık Samet Güre'nin İstanbul, Samsun'da ikamet eden Salih Fidan'ın ise Samsun dışına çıkamamak şeklinde adli kontrol kararı da koyan mahkeme, sanıklara elektronik kelepçe takılmasına da hükmetti.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün Irak'taki eğitim yapılanmasında yer alan Salih Fidan ve Samet Güre'nin, Ukrayna'dan başka bir ülkeye çıkmaya çalışırken yakalandıkları ve 6 Ocak'ta İstanbul'a getirildikleri, 11 Ocak'ta da tutuklandıkları anlatılıyor. İddianamede, FETÖ ile organik bağ kurarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunan sanıkların, örgütün Irak yapılanması içerisinde yer aldıkları belirtilerek, sanıkların örgütle mensubiyetlerinin yakalanarak Türkiye'ye iade edildikleri 6 Ocak'a kadar devam ettiği aktarılıyor. İddianamede, sanıklar Salih Fidan ve Samet Güre'nin "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyordu.
Afyonkarahisar: Örgütün 7 yıl hapis cezasıyla aranan askeri şahıslar sorumlusu yakalandı
Afyonkarahisar'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'ye üye olmak suçundan hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan örgütün sözde askeri şahıslardan sorumlusu Eşref Üzüm yakalanarak cezaevine gönderildi.
11 Ekim'deki gelişmeye göre, Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü aranan şahıslara yönelik İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan 2017 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli işlem yapılan ve hakkında 7 yıl 8 ay kesinleşmiş hüküm bulunan, TRT Genel Müdürlüğünde görev yaparken KHK kapsamında ihraç edilen örgüt mensubu olan askeri şahıslardan sorumlu mahrem imam Eşref Üzüm isimli şahsa yönelik operasyon düzenlendi. Bolvadin ilçesinde TEM Şube Müdürlüğü görevlilerimizce yapılan araştırma neticesinde yakalanarak gözaltına alınan şahıs, işlemlerinin ardından Bolvadin Kapalı Cezaevine teslim edildi.
Samsun: 7 yıl hapis cezası hükümlüsü polis yakalandı
Samsun'da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilip yargılandığı mahkemece 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan eski polis A.G yakalanarak tutuklandı.
11 Ekim'deki gelişmeye dair edinilen bilgiye göre, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen ve yargılandığı Yozgat Ağır Ceza Mahkemesince "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan A.G., Samsun'un İlkadım ilçesi Kadifekale Mahallesi'nde jandarma tarafından yakalandı. Samsun Adliyesine sevk edilen eski polis A.G., adli işlemlerin ardından tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Ankara: Sözde emniyet mahrem imamına 7 yıl hapis
Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) emniyet mahrem imamlarından olduğu iddia edilen Hüseyin Karakullukcu, 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
21 Ekim'de Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına tutuksuz Karakullukcu ile avukatı katıldı.
Önceki ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakın okunmasının ardından esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapması için sanığa söz verildi.
Hakkındaki suçlamaların somut delillere dayanmadığını iddia eden Karakullukcu, örgütün emniyet mahrem yapılanması içinde olmadığını öne sürdü.
Kendisine bağlı örgüt mensuplarıyla iletişim kurmak için operasyonel hat kullandığına ilişkin dosyadaki tespiti de kabul etmeyen Karakullukcu, suçsuz olduğunu belirterek beraat talebinde bulundu.
Sanık avukatının savunmasının ardından mahkeme başkanı, heyetin kararını açıkladı.
Karakullukcu'ya, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İddianame
İddianameye göre Karakullukcu, FETÖ'nün Ankara emniyet mahrem yapılanmasında öğretmen statüsünde örgütsel faaliyetlerde bulundu. Bu birimde "C vasfı"nda yer alan Karakullukcu, deşifre olmamak için operasyonel hat olarak bilinen başkasının adına kayıtlı telefon numaralarını kullandı.
Şanlıurfa: Avukata 7 yıl hapis
Şanlıurfa'da, Fetullahçı Terör Örgütü üyeliği gerekçesiyle yargılanan avukata 7 yıl 6 ay hapis cezasına verildi.
26 Ekim'de Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık H.T. ve avukatı katıldı.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında sanığın FETÖ'nün evlerinde kaldığının tespit edildiğini, örgütsel sohbet toplantılarına katıldığına yönelik tutarlı ve somut delillerin bulunduğunu belirterek, H.T.'nin "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan cezalandırılmasını istedi.
Sanık H.T., savunmasında beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdığı sanığın mevcut tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Ankara: Gülen'in avukatına verilen 9 yıl hapsin gerekçesi
Ankara'da, FETÖ/PDY'nin elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Adnan Şeker'in, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı.
27 Ekim'de Mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda sanık Şeker hakkında, 'anayasal düzeni ihlale teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçlarından 2017'de gözaltı kararı verildiği, kararın ardından kayıplara karıştığı, 24 Kasım 2018'de başkasına ait kimlik kartıyla İstanbul'da yakalandığı hatırlatıldı.
FETÖ ile irtibatı üniversite yıllarında başlayan Şeker'in, avukatlık yaptığı yıllarda da örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, 17-25 Aralık kumpasında rol oynayan polislerin tutuklanmasının ardından İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında Türk Ceza Kanunu kitapçığını yırtarak hakim ve savcıları tehdit ettiği ifade edildi. FETÖ irtibatı nedeniyle Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Hukuk ve Hayat Derneği'nin yönetiminde yer alan Şeker'in, örgüt mensuplarına yönelik dava süreçlerinde izlenecek yöntemi belirleyen grupta yer aldığı ve avukatlar arasında iş bölümünü koordine ettiği bildirildi.
Hakkında yakalama kararı olduğu dönemde de örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü belirtilen Şeker'in, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u aktif kullananlar arasında olduğu anlatıldı. Gerekçeli kararda yer verilen 'ByLock tespit ve değerlendirme tutanağına' göre Şeker, 11 Ağustos 2014'te adına kayıtlı telefon hattı üzerinden ByLock'a erişim sağladı. Telefonun yanı sıra başka mobil cihazlardan da programı kullandığı belirlenen Şeker'in, 18 Ocak 2016'ya kadar ByLock'a tahsis edilen 3 IP adresine, 437 bin 993 kez bağlandığı ifade edildi.
Sanık Şeker'in, mahkemedeki savunmasına da gerekçeli kararda yer verildi. ByLock'u telefonuna indirdiğini kabul eden Şeker, "Bazı müvekkillerim bilgilerinin deşifre olmamasını, yazışmalarının da takip edildikleri gerekçesiyle mahrem kalmasını istediler. Ben de anlayışla karşıladım. Bu amaçla programı, Ağustos 2014'te değil, 2013'te yani tespit edildiği söylenen tarihten 7-8 ay önce kullandım; ama bir örgüte üye olmak amacıyla değil, tamamen avukat müvekkil mahremiyetini sağlamak amacıyla yaptım" savunmasını yaptı.
Şeker'in, FETÖ'nün hiyerarşik yapısında yer aldığı ve örgüt adına talimat alarak faaliyetlerde bulunduğu vurgulanan gerekçeli kararda 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediği belirtildi. Bu kapsamda Şeker'in, 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı ve hakkında takdir indirimi yapılmasına yer olmadığına karar verildi. Kararla birlikte Adnan Şeker'in tutukluluk halinin devam etmesi kararlaştırıldı.
Ankara: Gülen'in avukatı Şeker'e 9 yıl hapis ve ek yargılama
Adana: 6-7 yıl hapis cezasıyla aranan 8 sanık yakalandı
Adana'da, FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle hapis cezası alan 2'si komiser yardımcısı, 1'i baş polis, 8 hükümlü yakalandı.
27 Ekim'deki gelişmeye göre, Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, 'FETÖ/PDY üyeliği' suçundan hapis cezası kesinleşen 2'si komiser yardımcısı, 1'i baş polis, 5'i polis memuru olan 8 kişinin yakalanması için çalışma başlattı. Polis 6 yıl 3 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan meslekten ihraç komiser yardımcıları Turgay S., Murat K. baş polis Mahmut E. ile polis memurları Ahmet T., Ahmet A., Adem B. ile 7 yıl 6 ay hapis cezası alan Muzaffer K. ve Ercan O. evlerine yapılan baskınla yakalandı.
Örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu belirlenen firari hükümlüler, yakalanıp işlemleri için emniyete getirildi. Burada işlemleri tamamlanan hükümlü FETÖ'cüler, önce adliyeye daha sonra da cezaevine götürüldü.
Eskişehir: Üniversite yapılanmasına 67 yıl hapis
Eskişehir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) üniversite yapılanmasında yer aldığı tespit edilen 9 sanık, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan toplamda 67 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
28 Ekim'de Eskişehir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında tutuklu sanıklar Kamil K., Yusuf K., Abdulkadir Ö., Cengiz A., Osman K., İsmail Y., Enver Önder U., Hüseyin Y. ve Eren Ö. ile taraf avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu.
FETÖ'nün üniversite yapılanmasında yer aldığı tespit edilen ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hakim karşısına çıkan 9 sanık, üzerine atılı suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu 9 sanığı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 aydan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırdı. Sanıklardan Kamil K. ve Abdulkadir Ö. 6 yıl 3'er ay hapis cezası alırken, Yusuf K., Cengiz A., İsmail Y., Enver Önder U., Hüseyin Y. ve Eren Ö. 7 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırıldı.
Tutuklu sanık Osman K. ise 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ankara: FETÖ'nün emniyet mahrem imamına 28 yıl hapis
Ankara'da, FETÖ'nün emniyet mahrem imamlarından Ümit Horzum, tutuklu yargılandığı davada 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'sahtecilik' suçlarından toplam 28 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
4 Kasım'da Ankara 25'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Ümit Horzum, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katılırken avukatı salonda hazır bulundu.
Sanık Horzum, 2017 ve 2018 yıllarında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından ayrı ayrı hazırlanan iki iddianamenin birleştirildiği davada savcının mütalaasına karşı savunma yaptı. Horzum, silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin dava dosyasında yeterli delil bulunmadığını ileri sürdü. ByLock kullanıcısı olduğuna dair tespiti de kabul etmeyen Horzum, suçsuz olduğunu savunarak beraatını istedi.
2017'de 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan hazırlanan ilk iddianame kapsamında sanığa 10 yıl 6 ay hapis, söz konusu tarihten sonra örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü gerekçesiyle hazırlanan ikinci iddianame kapsamında aynı suçtan yine 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yurt dışına kaçmak isteyen örgüt üyelerine sahte belge hazırladığı belirlenen Horzum'a, 'sahtecilik' suçundan da 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Hakkında takdir indirimi yapılmayan Horzum, toplamda 28 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve hükümle birlikte tutukluluk halinin devamı kararlaştırıldı.
Ankara: Fetöcülere sahte kimlik hazırlayan sanığa 16 yıl hapis
Ankara'da, Fetö mensuplarının yurt dışına kaçması için sahte kimlik ve belge hazırladığı iddiası ile yargılandığı davada Suat Bozkurt'a 16 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
4 Kasım'da Ankara 25'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Bozkurt, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Avukatı ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Önceki duruşmada dosyaya sunulan esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapması için sanık Bozkurt'a söz verildi. Örgüt üyeliği ve resmi evrakta sahtecilikle suçlandığını hatırlatan Bozkurt, bu suçları işlediğine dair dava dosyasında yeteri kadar delil bulunmadığını iddia ederek beraatini istedi.
Sanık avukatının da savunmasının ardından Bozkurt, mahkeme başkanınca 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca yurt dışına kaçmak isteyen örgüt üyelerine sahte kimlik ve belge hazırladığı tespit edilen Bozkurt'a, 'resmi evrakta sahtecilik' suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Hakkında takdir indirimi yapılmayan sanık Bozkurt, toplam 16 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul: İstinaf, Faruk Güllü'nün 8 yıl hapsini onayladı
İstanbul'da, Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanması kapsamında yargılanan baklavacı Faruk Güllü'ye "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan verilen 8 yıl 9 ay hapis cezasını, usul ve yasaya uygun buldu.
5 Kasım'da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Faruk Güllü'ye "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan verilen 8 yıl 9 aylık hapis cezasına ilişkin istinaf başvurusunu inceledi.
Ceza dairesi dosya üzerinden yaptığı incelemede, yerel mahkemenin hükmünde usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığına, delilerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığına karar verdi.
İspat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu ve eylemin doğru olarak nitelendirildiği vurgulanan kararda, Faruk Güllü'ye verilen 8 yıl 9 aylık hapis cezasının kanuni bağlamda uygulandığı aktarıldı.
Daire, bu gerekçelerle sanık avukatının ileri sürdüğü nedenleri yerinde görmeyerek, istinaf başvurusunu esastan reddetti. Dairenin oy birliğiyle aldığı karar Yargıtay'a temyiz yolu açık olmak üzere verildi.
Bu kapsamda Güllü'nün dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderildi.
Gerekçeli kararda "sanığın bilerek ve isteyerek örgütün değirmenine su taşıdığı" belirtilmişti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma sonucunda TUSKON kapsamında hazırlanan iddianamede, sanık Faruk Güllü'nün "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON'un Başkanı Rızanur Meral ve Genel Sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 86 sanığın yargılandığı davanın 7 Ekim 2019'da yapılan duruşmasında, Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu bir kısım sanıkların dosyası ayrılmıştı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yargılaması yapılan Güllü, 12 Şubat 2020'de "silahlı terör örgütü olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmıştı.
Sanık Güllü'nün 3,5 yıldır cezaevinde olması nedeniyle tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulunduran mahkeme, dosyaya yansıyan sağlık sorunlarını da dikkate alarak, yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbirleri uygulayıp Güllü'nün tahliyesine hükmetmişti.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, "Sanığın örgütle canlı ve geçişken organik bağ kurduğu, bu organik bağın emir ve talimat almaya ve vermeye müsait bir hiyerarşi ilişkisi doğurduğu, sanığın örgütle ilişkisinin yakalanma günü olan 18 Ağustos 2016 tarihine kadar devam ettiği, örgütle süreklilik arz edecek bir ilişki içinde olduğu, FETÖ/PDY'nin legal görünümlü illegal STK yapılanması içerisinde yer aldığı, sanığın örgütün finans ayağına hizmet eden piramidal dikey yapılanmasına göre ikinci kattaki 'sadık tabaka' içinde yer aldığı, deyim yerindeyse sanığın bilerek ve isteyerek örgütün değirmenine su taşıdığı görülmektedir." ifadelerine yer verilmişti.
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Cumhuriyet savcısı ile sanık Faruk Güllü'nün avukatı, yerel mahkemenin kararına itiraz etmişti. Dava dosyası bu kapsamda incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmişti.
Baklavacı Güllü'ye 8 Yıl Hapis
Paralel yapı-16 Ağustos (2016) 'İstanbul 86 sanık Tuskon Yapılanması/örgüte finansal destek' davası (bitti)
Ankara: Eski Taşkent Büyükelçiliği başkatibine 7 yıl hapis
Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üyelik suçlamasıyla yargılanan eski Taşkent Büyükelçiliği başkatibi Ender Erarslan'a 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
5 Kasım'da Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, tutuksuz sanık Erarslan ve avukatı katıldı.
Önceki celse dosyaya sunulan esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapması için Erarslan'a söz verildi.
Örgüt üyeliğiyle suçlandığını belirten Erarslan, dava dosyasında buna dair yeterli delil bulunmadığını öne sürdü. Aleyhindeki tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını öne süren Erarslan, ByLock kullanıcısı olduğuna dair dava dosyasındaki tespiti de kabul etmedi. Suçsuz olduğunu savunan Erarslan, beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, Erarslan'ı "silahlı örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.
Adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti
Ender Erarslan, Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçiliğinde ikinci katip olarak görev yaptığı sırada 10 Ağustos 2016'da yayımlanan kanun hükmünde kararname (KHK) ile meslekten çıkarılmıştı. FETÖ soruşturma kapsamında 9 Aralık 2019'da tutuklanan Erarslan, bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti. Erarslan, bir dönem Türkiye'nin Taşkent Büyükelçiliğinde başkatip olarak da görev yapmıştı.
Ankara: Eski hakime 7 yıl hapis
Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üyelik suçlamasıyla yargılanan eski Sivas vergi hakimi Mehmet Karakuş, 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
5 Kasım'da Ankara, 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, tutuksuz sanık Karakuş ve avukatı katıldı.
Görüşü sorulan savcı, önceki celse açıkladığı esasa ilişkin mütalaa doğrultusunda sanığa "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesini talep etti.
Söz verilen Karakuş, aleyhte olan hususları kabul etmediğini ve FETÖ üyesi olmadığını savundu.
ByLock kullandığına ilişkin dava dosyasındaki tespitte çelişkiler olduğunu ayrıca aleyhinde beyanda bulunan tanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını öne süren Karakuş, beraatini istedi.
Müzakerenin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, eski hakim Karakuş'a "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Ankara: 'Kamikaze' hakime bir hapis daha
Ankara'da, yazar-akademisyen Mehmet Altan için 'pastör' kod adıyla istenen telefon dinleme talebine onay veren eski hakim Metin Özçelik'e, 'görevi kötüye kullanma' suçundan yargılandığı Yargıtayca 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Özçelik, kamuoyunda kamikaze tahliyeci hakim olarak biliniyordu. Fetö'ye yönelik ilk büyük çaplı operasyonlarda gözaltına alınan üst düzey emniyet müdürlerinin serbest bırakılması için görevi olmadığı halde devreye girerek mahkemesinde korsan şekilde tahliye hükmü vermiş, süreçte yer alan diğer hakim Mustafa Başer'le birlikte gözaltına alınmışlardı.
8 Kasım'da Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, FETÖ üyeliğinden ceza alan ve meslekten ihraç edilen Metin Özçelik hakkında kararını verdi. Karar duruşmasına sanık Özçelik, cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı sanığın, Mehmet Altan'a yönelik 'görevi kötüye kullanma' suçundan beraatına, Avukat Serdar Öztürk'e yönelik 'görevi kötüye kullanma' suçunu işlediği gerekçesiyle de cezalandırılmasına karar verilmesini istedi.
Sanık Özçelik ise son savunmasında "Gerek birleşen dosyada gerekse ana dosyada üzerime atılı suçlar sübut bulmamıştır. Bu nedenle beraatıma karar verilmesini talep ediyorum. Mahkeme aksi kanaatte ise düşme kararı verilmesini, bu da mümkün olmadığı takdirde daha önceki savunmalarımda belirttiğim gibi lehime olan tüm hususların uygulanmasını talep ediyorum. Dosya kapsamında vermiş olduğum tüm kararları kanunlara ve usule uygun olarak yargısal takdir hakkı kapsamında vermiş bulunmaktayım" dedi.
Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, ana dosya ve birleşen dosya bakımından isnat edilen eylemlerin bir bütün halinde 'görevi kötüye kullanma' suçunu oluşturduğu kanaatine vararak, sanık Metin Özçelik'e önce 1 yıl hapis cezası verdi. Bu ceza, sanığın söz konusu suçu zincirleme biçimde işlediği anlaşıldığından artırılarak 1 yıl 3 ay hapis cezasına çıkarıldı. Sanığın yararına cezayı hafifletecek takdiri indirim sebeplerinin de bulunmadığına hükmedildi.
Dava
Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Başkanlığı, 2009'da Mehmet Altan'ın telefonunun dinlenmesi için talepte bulundu. Talep yazısında Altan'ın adı yerine 'pastör' kod adı kullanıldı. Mahkemece bu talebe onay verildi ve Altan'ın telefonu dinlemeye alındı. Altan, 2012'de dinleme kararıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Altan'ın suç duyurusu dilekçesi 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanmasından sonra işleme konuldu ve kararı veren hakimler hakkında soruşturma başlatıldı.
Hakimle Savcılar Kurulu, talebe onay veren heyetten iki isim için soruşturma izni verirken, bir ismi kapsam dışında tuttu. İki isimden birinin firari olduğu anlaşıldı. Bu nedenle heyetten sadece Metin Özçelik hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçundan dava açıldı. İddianamede Özçelik'in, avukat Serdar Öztürk hakkında delil olmadığı halde, ofisinin usulsüz şekilde aranmasına ilişkin karardan da sorumlu olduğu belirtildi.
'KAMİKAZE SALDIRI' YAPMIŞLARDI
Metin Özçelik, yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi olarak, o dönem paralel yapı soruşturmaları kapsamındaki ilk büyük kapsamlı operasyonlarda tutuklanan üst düzey emniyet görevlilerinin İstanbul 10 ayrı sulh ceza hakiminin reddi talebini kabul etmişti. Bu süreçte diğer bir hakim Mustafa Başer de Özçelik'le birlikte hareket etmişti. İki hakimin, hukuka aykırı bu kararlarıyla görevden alınıp yargılanacaklarını bile bile kamikaze saldırısı düzenledikleri yorumları yapılmıştı. Yargılanan sanıklar suçları sabit görülerek 10'ar yıl hapis cezası almışlardı.
Kamikaze hakimlere 10 yıl hapis!
Ankara: Erzincan eski savcısı Osman Şanal'ın 11 yıl hapis cezası onandı
Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ergenekon soruşturmasının Erzincan ayağını yürüten ve dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i makamında gözaltına aldıran eski özel yetkili savcı Osman Şanal'a Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden verilen 11 yıl 3 ay hapis cezasını onadı.
11 Kasım'da, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince 24 Mayıs 2019'da "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hapis cezasına çarptırılan Şanal hakkındaki hüküm, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesine geldi.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı ve hükme esas alınan delillerin hukuka uygun şekilde elde edildiği sonucuna varan Daire, Şanal'a verilen 11 yıl 3 ay hapis cezasını onadı.
Şanal'ın örgütsel eylemleri gerekçeli kararda yer almıştı
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Şanal'ı yargılayan Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, sanığın örgütsel eylemleri de yer almıştı.
Buna göre, 1999'da savcı olarak atanan Şanal, sırasıyla Başmakçı, Arpaçay, Türkoğlu, Erzurum, Konya ve Düzce savcısı olarak görev yaptı. FETÖ irtibatı nedeniyle 16 Temmuz 2016'da gözaltına alınan Şanal, bir hafta sonra meslekten ihraç edildi.
Cep telefonu ve ADSL hattı üzerinden örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u 30 Kasım 2014 ile 20 Ocak 2015 tarihleri arasında kullandığı belirlenen Şanal'ın, bu sürede programa 760 kez bağlandığı tespit edildi. Şanal'ın o dönem görev yeri olan Konya Adliyesi'nin kablosuz ağı üzerinden de programı kullandığı raporlara yansıdı.
HTS analiz çalışmaları sonucu Şanal'ın örgütün kapatılan kurumlarından "Kimse Yok Mu" derneği ile 43 kez iletişime geçtiği de belirlendi.
Örgütün yargı yapılanmasında yer aldı
Örgütün yargı yapılanmasında yer aldığı deliler ışığında belirlenen Şanal'ın, üniversite yıllarından itibaren FETÖ ile irtibatlı olduğu tanık ve müşteki beyanlarında yer aldı.
Gerekçeli kararda, mesleğe atandıktan sonra da örgütle bağlantısını sürdüren Şanal'ın savcılık yetkilerini kullanmak suretiyle örgütün amacına hizmet ettiği vurgulandı.
Şanal'ın FETÖ'nün talimatları doğrultusunda hareket ederek haksız yere soruşturmalar açtığına işaret edilen gerekçeli kararda, şu tespitler yer aldı:
"Şanal'ın savcı olarak görev yaptığı yerlerde örgüt hiyerarşisi içinde terör örgütünün talimatları doğrultusunda hareket ettiği, örgütün talimatı ile Erzurum özel yetkili savcısı olarak görev yaptığı dönemde hukuka aykırı iş ve işlemler yaptığı, soruşturmalar yürüttüğü, kişileri gerçek dışı beyanlar vermeye zorladığı, örgütün talimatları doğrultusunda soruşturmalar başlattığı, iddianameler tanzim ettiği, gözaltına alıp uzun süre tutuklu kalmalarına neden olduğu anlaşılmıştır."
FETÖ'nün kendisine tehdit olarak gördüğü kişilere yönelik her türlü hukuksuzluğa başvurduğu hatırlatılan gerekçeli kararda, bu kapsamda Şanal'ın dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i hedef aldığı ifade edildi.
Gerekçeli karada, "Şanal'ın, Erzincan Ergenekon kumpas davası olarak bilinen davada Cihaner'in gözaltına alınmasında örgüt tarafından özellikle seçildiği ve görevlendirildiği, bu soruşturmaya bazı MİT görevlilerinin de dahil edildiği, Cumhuriyet savcısının sahip olduğu yetkileri kullanmak sureti ile örgütün amacına hizmet ettiği, savcı olarak görev yaptığı yerlerde örgüt üyeleriyle irtibatlı olduğu ortaya çıkmıştır." değerlendirmesi yapıldı.
Şanlıurfa: Eski askere 7 yıl hapis
Şanlıurfa'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği iddiasıyla yargılanan eski askeri personel, 7 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
11 Kasım'da Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık eski jandarma astsubay İ.Ç. ve avukatı katıldı.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, sanığın örgütün askeri mahrem yapılanmasında yer aldığı ve ankesörlü telefon aracılığıyla örgütün mahrem imamlarıyla görüştüğü, örgüt yurdunda sohbetlere katıldığının tespit edildiğini belirterek, cezalandırılmasını istedi.
Sanık İ.Ç. suçlamaları kabul etmeyerek, beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdığı sanığın mevcut tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Adana: Beraati bozulan kripto albaya 6 yıl hapis
Adana'da, Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine vekalet ettiği dönemde, ankesörlü hatlardan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mahrem imamları" ile haberleştiği iddiasıyla yargılanan ve beraatine karar verilen binbaşı, istinaf mahkemesinin "hükmün yeniden incelenmesi kararı" üzerine yeniden hakim karşısına çıktığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
15 Kasım'da Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, tutuksuz sanık H.İ.K. ve avukatı katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, sanığın Gaziantep, Eskişehir ve Bilecik'ten örgütün "mahrem imamları" tarafından ankesörlü ve büfe telefonlarından periyodik ve ardışık arama sistemiyle arandığının tespit edildiği ve örgütsel toplantılara katıldığının belirlendiğini aktararak, H.İ.K'nin "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan cezalandırılması yönünde görüş sundu.
Sanık H.İ.K. ise mütalaayı kabul etmediğini ve FETÖ üyesi olmadığını ileri sürdü.
Örgütün sohbet toplantılarına katılmadığını iddia eden H.İ.K, "Örgütün 'mahrem imamları' ile ankesörlü ve büfe telefonlarından görüşmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdığı sanık H.İ.K'nin mevcut halinin devamına karar verdi.
H.İ.K'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığı davada "delil yetersizliği" gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmişti. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, sanık hakkında "eksik araştırma ve yetersiz belgelerle" hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararı yeniden incelenmek üzere Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Gaziantep: Örgüt hakkında kısıtlı bilgi verdiği anlaşılan şüpheliye indirim yapılmadı, 7 yıl hapis cezası aldı
Gaziantep'te, FETÖ'nün askeri yapılanmasında "mahrem imam" olan sanığa verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasının gerekçeli kararında, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren sanığın yeterli bilgi aktarmadı kaydedildi.
17 Kasım'da Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesince, FETÖ'nün askeri yapılanmasında sorumlu düzeyde yer alan sanık Yusuf K. hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasının gerekçeli kararı tamamlandı.
FETÖ hakkında bilgilerin aktarıldığı kararda, tanık ifadelerine de yer verildi.
Tanık Ö.Y, askeri okulu kazandıktan sonra sorumlu olduğu "Alper" kod isimli kişinin kendisini bu kişiye devrettiğini ifade ederek, "Alper kod adlı kişi 'bundan sonra bu kişi sizinle ilgilenecek' diyerek sanık Yusuf'u bize söyledi. Bizi iki haftada bir ankesörlü telefon ile arardı, ben çoğu zaman telefonlarını açmazdım, açtığımda sohbetlere davet ederdi. Bu bahsettiğim durum 2015 yılının sonlarına doğru yaşanmıştı. Birkaç kez biz bu şekilde sohbete gittik. Bu zamanlarda Ankara Kızılay'da buluşurduk, kendisi bana 'pek yaklaşmayın mesafe koyun' şeklinde cümleler söylüyordu. Bizi adresini bilmediğim bir eve götürüyordu. Sohbet ediyorduk." dedi.
Sanığın örgüt içinde "Yunus" kod adını kullandığı, 3 ayrı telefon hattında ByLock bulunduğu, programda ekli kişilerin sanığı "yunus bey", "yunusgaziantep" şeklinde kaydettikleri belirtilen kararda, 3 hattın da sanığın yaşadığı Gaziantep'ten sinyal verdiği vurgulandı.
Sanığın örgüt içerisinde "bölge talebe mesulü" olarak birden çok örgüt evinden sorumlu olduğu, evlerde örgüt elebaşının kitaplarını okuduğu ifade edilen kararda, "Sanığın daha sonra örgüt içerisinde askeri öğrencilerle ilgilendiği ve askeri öğrencileri sabit hatlardan aradığı böylelikle sanığın örgüt içerisinde askeri mahrem yapılanmasında yer alıp sorumlu düzeyde faaliyet sürdürdüğü anlaşılmıştır." denildi.
Etkin pişmanlık hükümlerinin şartlarına uymadı
Sanığın yakalandığında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek, ifade verdiği ve teşhiste bulunduğu hatırlatılan kararda, şu bilgiler yer aldı:
"Sanığın verdiği bilgilerin kısıtlı olduğu ve örgüt çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermediği, ByLock programında ekli kişi listesi ve yazışmalarda geçen örgüt mensupları ile ilgili yeterli bilgi vermediği, bu içeriklere göre daha çok örgüt mensubunu tanıdığı halde ifadesinde sadece birkaç kişi dışında diğer örgüt mensuplarından söz etmediği anlaşılmıştır. Yine örgüt içindeki kendi konumunu kabul etmeyip faaliyetleri ile ilgili de bilgi vermediği, bu sebeple sanığın beyanlarının faydalı olmadığı görülmekle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır."
DEVAM EDEN DAVALAR
İstanbul: Sözde "Ankara Bölge Sorumlusu"nun davası
İstanbul'da, Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde "Ankara bölge sorumlusu" olduğu iddiasıyla "Silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan Şükrü Yıldırır'ın yargılanmasına devam edildi.
13 Ekim'de İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Şükrü Yıldırır, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Başka bir FETÖ davasında yargılandığı belirtilen tutuklu sanık Orhan İnandı'nın tanık olarak ifadesi alındı. Tutuklu bulunduğu cezaevinden kurulan SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan İnandı, emniyette verdiği ifadeyi hatırlamadığını söyledi. Sanık Şükrü Yıldırır ile ilgili "İstanbul Beşiktaş bölge imamı olduğunu biliyorum" dediği hatırlatılan ve sanığı teşhis etmesi istenen İnandı, "Sanığı buradan çıkaramadım. Söylediğim şeyi de hatırlamıyorum. İfademi işkence altında kalıp verdim. Böyle bir ismi de hatırlamıyorum. FETÖ'yü de hizmet hareketi olarak biliyorum. Terör örgütü olarak kabul etmiyorum" dedi. Tutuklu sanık Şükrü Yıldırır ise tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanığın, ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı konularak tahliyesine hükmetti. Duruşma ertelendi.
Siirt: Fetöcü komutanın davası: 8 şehidimize ihanet
Siirt'te, 2019'da FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan eski Siirt İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Halidun hakkında açılan davanın duruşması görüldü.
15 Ekim'de Siirt'te, 2019'da FETÖ/PDY operasyonunda eski Siirt İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Halidun Eren gözaltına alındı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Eren hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında tanıklar çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Tanık astsubay Rahmi K.B., Halidun Eren'in 2015'te Siirt Şirvan'da PKK'nın bombalı saldırısında 8 askerin şehit olduğu olayın araştırılması için müdahil olmadığını ileri sürdü. Rahmi K.B, Siirt'te TEM Şube Müdürü Binbaşı K.M ile görev yaptıklarını, saldırı sonrası araştırma yapılmadığını kaydederek, "K.M., konuyu araştırmamız ve peşine düşmemizi engelledi. Ben de konuyu İl Jandarma Komutanı olduğu için Halidun Eren'e anlattım. Ancak K.M'yi görevden almadı" dedi.
Halidun Eren ile o dönem aynı birlikte görev yapan FETÖ üyesi askerlerden Kemal A. ise "Halidun Eren ile yaptığımız görüşmelerde 'acaba bu yaşanan sıkıntılı günler güzel günlerin habercisi mi' diye söylüyor, kendisinin açığa çıktığını hissediyordu. Ben bu konuşmalardan Halidun Eren'in bu yapıda olduğunu anladım" dedi.
Mustafa D., ise mahkemede komando okulunda olduğu sırada Eren'in de bulunduğu eve gittiğini, burada Fetullah Gülen'in kitaplarının okunduğunu söyledi. Bu arada Eren'in soruşturmayı engellediği için görevden almadığı eski Terör Şube Müdürü olan K.M.'nin de FETÖ üyeliği gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği ortaya çıktı.
Sanık Eren ise, tanık Rahmi K.B.'nin açıklamaları ile ilgili olarak, "Ne istiyormuş ki gereğini yapmadım. O mu karar verecek benim ne yapmam gerektiğine. K.M.'yi tanıyorum. Pek takdir ettiğim bir personel değil, sevdiğim bir personel de değil. Binbaşı, yarbay, astsubay, başçavuş geliyor amirini şikayet ediyor, haksız da sayılmaz söylediklerinde, vatan haini olduğunu düşünmüyorum. Her astsubay geldiğinde bir yarbayı görevden almaya gidersek iş yapamayız. Bunu araştırmak K.M'nin görevi değildi" diyerek kendisini savunmaya çalıştı. Sabah'ın haberine göre tanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın suçu işlediğine dair somut olguların bulunduğu ve suç delillerini karartabileceği yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle Eren'in tutuklanmasına karar verdi.
8 ASKER, BOMBALI TUZAKLA ŞEHİT EDİLMİŞTİ
Şırvan'da PKK'nın karayoluna yerleştirdiği uzaktan kumandalı bombanın askeri aracın geçişi sırasında patlatılması sonucu araçta bulunan Jandarma Uzman Çavuş Hakan Aktürk, Jandarma Uzman Çavuş Ferdi Gerekli, Uzman Çavuş Barış Akın, Jandarma Er Mehmet Halil Barkın, Jandarma Er Recep Beycur, Jandarma Er Ömer Erüstün, Jandarma Er Bahadır Aydın, Jandarma Er Emre Kaan Arlı şehit olmuştu.
Edirne: Mafya ile darbe görüntülerini sildirmek anlaştığı ileri sürülen CHP'li belediye başkanının davası
Edirne'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişimi gecesi bir türkü eşliğinde barda kadeh kaldırarak darbeyi kutladığı ileri sürülen CHP'li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın, görüntülerinin basına sızmasının ardından mafya ile anlaşarak görüntüleri sildirmeye çalıştığı, o görüntülere ilişkin, 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, birden fazla kişi tarafından gece vakti birlikte yağma, nitelikli cinsel saldırı' suçlamalarından tutuksuz yargılanmasına devam edildi.
19 Ekim'de Edirne 3. Asliye Ağır Ceza Mahkemesindeki görülen davanın duruşmasına tutuklu M.T. ile tutuksuz yargılanan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, O.K, Ş.G. S.A, S.Y. ve Bulgaristan'da bulunan Ş.B'nin avukatları katıldı. Türkiye'ye yaklaşık 2 ay önce gelip teslim olan ve tutuklanan M.T, Edirne Kapalı Cezaevi'nden mahkemeye SEGBİS'le bağlanarak ifadesini verdi.
Mahkeme heyeti, M.T'nin tutukluluğunun devamına, sanıkların ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmalarının devamına karar verdi. Duruşma 4 Şubat Aralık 2022 tarihine ertelendi.
Dava
15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişimini, türkü barda kadeh kaldırarak kutladığı görüntülenen CHP'li Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın, kadeh kaldırma ve şarkı söyleme görüntülerinin basına yansımıştı. Öyle ki Gürkan'ın o geceye ait görüntülerini yok etmek için mafya ile anlaştığı ve görüntüleri elinde bulunduran Ş.B.'ye işkence yaptırdığına dair iddialar kamuoyunda geniş yer bulmuştu.
Ankara: Özbekistan'da yakalanan ve Fetö adına PKK'ya silah temin etmekle suçlanan sanığın davası
Ankara'da, MİT operasyonuyla Özbekistan'da yakalanarak, Türkiye'ye getirilen ve FETÖ/PDY adına PKK'ya silah sağlamakla suçlanan Gürbüz Sevilay'ın yargılanmasına devam edildi.
19 Ekim'de Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Sevilay, tutuklu bulunduğu cezaevinden video konferans aracılığıyla katıldı, avukatı mahkeme salonunda hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı, önceki duruşmada alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakı okudu, ardından savunma yapması için sanığa söz verdi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için örgüte dair bildiği her şeyi anlattığını belirten Sevilay, "Özbekistan imamı" olduğuna dair dava dosyasına giren ihbarın, husumetli olduğu yakın bir akrabası tarafından yapıldığını öne sürdü.
"Ülke imamı" olmadığını iddia eden Sevilay, önceki beyanlarında, sözde Özbekistan imamlarını deşifre ettiğini belirtti.
Sevilay, birçok sağlık sorunu bulunduğunu, tedavisi için tahliye olmak istediğini dile getirdi.
Sanık avukatının savunmasının ardından mahkeme, ara kararını açıkladı.
Buna göre, Sevilay, hazırlık aşaması ve yargılama boyunca etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlar ile tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak, "konutu terk etmeme" adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gürbüz Sevilay'a, elektronik kelepçe takılacak.
MİT operasyonuyla Özbekistan'dan getirilmişti
Hakkında yakalama kararı bulunan Gürbüz Sevilay, MİT'in operasyonuyla 15 Şubat'ta Özbekistan'dan Türkiye'ye getirilmişti.
İddianameye göre, savunma sanayi alanında faaliyet gösteren Sevilay'ın, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında KHK ile kamudan ihraç edilen FETÖ mahrem imamlarına şirketinde görev verdiği, bu kişiler vasıtasıyla 2017'de PKK/KCK mensuplarıyla irtibatlandığı belirlendi.
Irak ve Suriye'deki PKK/KCK mensuplarının füze, anti-drone, radar sistemi ve termal üniforma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 2019'da ilk olarak Irak'ın kuzeyine giden Sevilay'ın, PKK/KCK organizasyonuyla illegal yollardan Suriye'ye geçtiği, Haseke'de örgütün mühimmat üretim ve geliştirme tesislerini ziyaret ettiği, ayrıca PKK/KCK sorumlularıyla örgüte ait karargahlarda görüştüğü tespit edildi.
Sevilay'ın, FETÖ'ye Özbekistan'da maddi yardımda bulunduğu, devlet kurumlarına sızan FETÖ mensuplarının iltimasıyla yurt dışında usulsüz ihaleler alarak kazanç sağladığı, Kırgızistan ve Ukrayna'da şirketler açtığı bilgisi de iddianamede yer aldı.
Sanık Gürbüz Sevilay, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "örgüte silah sağlama" suçlarından 30 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Tahliye itirazı reddedildi
27 Ekim'de Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tahliye edilmesine itiraz etti. Mahkemeye sunulan itiraz dilekçesinde, Sevilay'ın FETÖ'nün Özbekistan ve Kırgızistan yapılanmasında yer aldığına dikkat çekilerek, "Sanığın yakalanma şekli ve yeri, suçun mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesinin devam etmesi nedenleriyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerekirken tahliye verilmiş olması usul ve esas yönünde kanuna aykırıdır" tespitine yer verildi. Dilekçede, Gürbüz Sevilay'ın yeniden tutuklanması talep edildi.
Tutuklama talebi mahkemece reddedildi. İtirazın sürmesi üzerine nihai kararı vermesi için dosya, Ankara 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İncelemesini tamamlayan mahkeme, Sevilay'ın 'tutuklu bulunduğu süre' ve 'etkin pişmanlık hükümlerinde yararlanmak için verdiği bilgiler' dikkate alınarak tahliyesini yerinde buldu, savcılığın yeniden tutuklanma talebini reddetti.
Sevilay hakkında, Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'örgüte silah sağlamak' suçlarından tutuklu yargılandığı davada tahliye kararı çıkmıştı. Mahkeme heyeti, sanık Sevilay'ın 'konutu terk etmeme' şartıyla adli kontrolle tahliyesine karara vererek, duruşmayı ertelemişti.
Ankara: Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un davası
Ankara'da, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un Fetö'den yargılanmasına devam edildi.
21 Ekim'de Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan Uzun ve avukatı salonda hazır bulunurken, duruşma savcısı esasa karşı görüşünü açıkladı.
Bir önceki celsede alınan ara kararı okuyan mahkeme başkanı, daha sonra duruşma savcısına esas hakkındaki görüşünü sordu. Duruşma savcısı, Uzun'un Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üye olmamakla birlikte örgüte yardım suçundan beraatını ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 8 yıl 7 aya kadar hapisle cezalandırılmasını isterken, Uzun'un FETÖ hakkında verdiği bilgiler için de indirim yapılmasını istedi.
Sanık ve sanık avukatı savcının esasa ilişkin isteğine savunma hazırlamak için süre talep etti.
Talebi kabul eden mahkeme, duruşmayı 10 Aralık tarihine erteledi.
Kayseri: Şeker Fabrikası eski genel müdürünün davası
Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan Kayseri Şeker Fabrikasının eski genel müdürünün yargılanmasına devam edildi.
21 Ekim'de Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanan tutuksuz sanık L.B. ve avukatı hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında duruşma salonuna basın mensuplarını almadı.
Suçlamaları reddeden ve örgüt üyesi olmadığını öne süren sanık L.B. beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İstanbul: ByLock'un lisans sahibi David Keynes tahliye edildi
İstanbul'da, ABD vatandaşı olduktan sonra Alpaslan Demir olan ismini değiştiren ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) gizli haberleşme programı Bylock'un lisans sahibi olduğunu kabul eden David Keynes, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklu yargılandığı davada, yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi. Tahliye kararında sanığın etkin pişmanlık kapsamında Türkiye'ye gelmesinin ve yaptığı itirafların etkili olduğu öğrenildi.
9 Kasım'da İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 3 Kasım'da, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklu yargılanan David Keynes ile ilgili dosya üzerinden aylık tutukluluk incelemesini yaptı.
Mahkeme, cumhuriyet savcısının 27 Ekim'deki mütalaasında sanığın tahliyesini talep ettiğini belirterek, Keynes hakkındaki delillerin büyük oranda toplandığını kaydetti.
Soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalacağını bilerek kendiliğinden yurt dışından Türkiye'ye gelen sanığın kaçma şüphesinin bulunduğuna dair somut bir olgunun olmadığına kanaat getiren mahkeme, hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ihtimalinin olması ve tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak Keynes'in tahliyesine hükmetti.
Heyet, sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasını karara bağladı.
Bu arada, davanın 6 Ekim'deki duruşmasında sanık Keynes'in savunması alınmış, tahliye talebi reddedilmişti.
İddianameden
ABD'den geldiği Türkiye'de 9 Haziran'da tutuklanan Keynes hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanığın yurt dışında bulunduğu sırada, kendi isteğiyle Türkiye'ye gelmek ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için dilekçe sunduğu belirtiliyor.
ByLock programıyla ilgili beyanlarda bulunan sanığın bu programla ilgili bazı kişileri de teşhis ettiği anlatılan iddianamede, mailine Apple uygulama mağazasından gelen bazı e-postaları kendi rızasıyla sunan Keynes'in, bu haliyle TCK'nin 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması hususunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
İddianamede, Keynes'le ilgili "örgütün evlerine gidip konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiği, kütüphane sorumlusu ve belletmen görevlerinde bulunduğu ve örgütün en önemli yapılanma alanı olan TSK mahrem yapılanmasında 'öğretmen' (grup abisi) konumuna kadar yükseldiği" anlatılıyor.
Örgüt elebaşı Gülen'le bizzat görüştürüldü
Keynes'in yaşadığı olumsuzluklardan örgütü sorumlu tutması ve örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen'le görüştürüldüğü anlatılan iddianamede, bu kişinin sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak Amerika'ya gönderildiği aktarılıyor.
David Keynes'in, örgüt elebaşının talimatıyla örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programı ByLock alan adının kiralanmasıyla ilgili, Google ve Apple marketlerine yüklenmesinde kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu kaydedilen iddianamede, sanığın FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Paralel Yapı-04.03.2021-İstanbul 1 sanık Bylock sahibi David Keynes davası
Adana: Daha önce hapis cezası almış olan emniyet müdürlerinin MİT görevlisini yasa dışı yolla dinleme davası
Adana'da, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa dışı yolla dinledikleri ileri sürülen ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında hüküm giyen eski Adana İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ve terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in 25'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
9 Kasım'da Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, FETÖ üyeliğinden hükümlü sanıklar Gürkan ve Bilgin, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Salonda, sanık avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada söz hakkı verilen MİT avukatı, şikayetçi oldukları sanıkların cezalandırılmalarını talep etti.
Sanık Gürkan, FETÖ soruşturması kapsamında bir MİT mensubunun yasa dışı dinlenmesine yönelik davada 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan R.D'nin, dönemin İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olduğunu ve suçu başka şubelere attığını öne sürdü.
Gürkan, "R.D. suçun oluşmasına zemin hazırlamıştır. Kendisinin bizzat suçun oluşmasına engel olması gerekirdi. Beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık Bilgin de suçlamaları kabul etmedi. O dönemde 7 şubeden sorumlu il emniyet müdür yardımcısı olduğunu anımsatan Bilgin, şöyle konuştu:
"Yaptığım sadece evrakı yönlendirmektir. İstihbarat biriminin yazdığı yazı bana gelmez. Doğrudan terörle mücadele şubesine bildirilir. Adli bir görevim yoktur. 2014 yılında bana disiplin soruşturması açılmıştı. Bu soruşturma neticesinde ilgili müfettiş benim adli bir görevim olmadığını tespit etti. Buna ilişkin yazının dava dosyasına alınmasını talep ediyorum. Beraatimi talep ederim."
Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Olay
Adana'da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, bir MİT mensubunun yasa dışı dinlenmesine yönelik Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada eski TEM Müdürü firari Mehmet K, yardımcısı A.K, eski İstihbarat şube müdürü R.D, TEM şube soruşturma büro amiri V.S, teknik takip bürosunda görevli polis memurları K.E.T. ve R.A, 8 yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı da olayla bağlantıları olduğu iddiasıyla Gürkan ve Bilgin hakkında soruşturma başlatmıştı.
Bu arada, FETÖ üyeliğinden yargılanan Ahmet Zeki Gürkan'a Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince 10 yıl 6 ay, İsmail Bilgin'e de Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.
Ankara: Fetö Polislerine 17 hapis
Adana 37 sanık: Fetö Polislerine 22 hapis
Paralel Yapı-Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(16 Kasım 2021, 12:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: