Ankara'da, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayınlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanığın yargılanmasına devam edildi.
09.09.2021 11:32 Ankara'da, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayınlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanığın yargılanmasına devam edildi.
8 Eylül'de Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanıklardan Serkan Yurtçu, üzerine atılı suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, silahlı terör örgütüne üyelik dışındaki diğer suçların zaman aşımına uğradığını anlattı.
Silahlı terör örgütü üyeliğinden de yargılandığı başka bir davada ceza aldığını dile getiren Yurtçu, herhangi bir örgütle ilgisinin olmadığını, yasalara uygun şekilde 12 sene kamu görevinde bulunduğunu söyledi.
Kendisinin ve mahiyetindeki memurların dinleme yapma yetki ve sorumluluğunun olmadığını belirten Yurtçu, mağdurlardan Aydın Deliktaşlı'nın dinlenilmesiyle ilgisinin olmadığını öne sürdü. Yurtçu, 'Aydın Deliktaşlı'nın evine girmedim, eve ses ve görüntü alma cihazı yerleştirmedim, bu yönde emir ve talimat almadım, vermedim.' dedi.
Aleyhindeki tanık beyanını da kabul etmeyen Yurtçu, tanık olarak dinlenen çilingirin ifadesinde çelişkiler bulunduğunu, olayların karıştırdığını savundu.
Lehine hükümlerin uygulanmasını isteyen Yurtçu, beraat istedi.
Sanıklardan eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı da Nihat Ali Özcan'ın usulsüz dinlenilmesine ilişkin 4 evrakta parafı bulunduğu gerekçesiyle bu davada sanık olarak bulunduğunu söyledi. Hakkındaki suçlamaların mesnetsiz olduğunu öne süren Kırcılı, hukuki bir delile dayanmadığını öne sürdüğü mütalaa ve suçlamaları reddetti.
Kırcılı, Nihat Ali Özcan veya başka birini dinlediğine ilişkin iddianamede delil bulunmadığını, istihbaratta görev yaptığı dönemdeki dinlemelerin yasal dayanakla yapıldığını, suç unsuru tespit edilmeyen kayıtların tutanaklarla imha edildiğini söyledi.
Kırcılı, hakkındaki davanın zaman aşımından düşürülmesini istedi.
'Talepler hakim kararından geçti'
Sanık Tolga Güzeltaş da üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Dinleme taleplerinin tamamının mahkemelerce kabul edilip hukuka uygun bulunarak onaylandığını ifade eden Güzeltaş, yıllar sonra bu kararların sorgulanarak haklarında iddianame düzenlendiğini söyledi.
Bu durumun hukukla bağdaşmayacağını öne süren Güzeltaş, 'O dönem hakim kararından geçen bir talebin altındaki imzayı yıllar sonra neden attığım soruluyor. Bu kişilerin neden dinlenilmiş olabileceğini tek tek hatırlamam mümkün değil. İddianame art niyetli bir bakış açısıyla yazılmış. Dinlemelerin benimle alakası yok. Ben takip etmedim. Kararların altında 5 kişinin imzasının bulunması zorunluydu. Eğer benim imzam varsa bunlar, bu zorunluluktan ötürü imza attığım evraklardır.' diye konuştu.
'Barutçu'yu tanımıyorum'
Sanık Hüseyin Özbilgin, savunmasında, Emniyet Genel Müdürlüğünde çeşitli birimlerde görev aldıktan sonra 1 Şubat 2012'de MİT Müsteşarlığına daire başkanı olarak atandığını, burada 4,5 yıl çalışıp 16 Nisan 2016'da hizmet süresinin dolmasıyla emekli olduğunu söyledi.
Özbilgin, 'Benim FETÖ ile ne sempatizan ne de üye olacak hiçbir ilişkim kesinlikle söz konusu değildir. Hiçbir somut delil olmadan silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanmam kabul edilebilir değil.' diye konuştu.
Özbilgin, İhsan Barutçu'nun ses ve görüntü kaydına ilişkin evraktaki imzasına ilişkin, 'Barutçu'yu kesinlikle tanımıyorum. İsmini medyadan duydum. Bu kişiyle ilgili herhangi bir operasyon için talimat vermem kesinlikle söz konusu değildir.' dedi.
Sanık Erdal Çetinkaya, önceki savunmalarını tekrarladığını belirtti ve tüm suçlardan beraat istedi.
Sanık Yiğit Uyar da 2007-2015 yılları arasında Ankara Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığını, üstlerinin emirleri doğrultusunda istihbarat amaçlı çalışmalarda bulunduğunu, fakat gittikleri işler hakkında kendilerine detaylı bilgi verilmediğini söyledi.
2015'te tüm bildiklerini samimi bir şekilde anlattığını, bu sayede emniyetteki bazı örgüt mensuplarının deşifre olduğunu dile getiren Uyar, duruşmada da istihbaratta çalıştığı dönemdeki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Duruşmaya 9 Eylül'de devam edilecek.
MÜTALAA
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayınlanmasıyla ilgili, Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanığın yargılandığı davada, savcı esasa ilişkin mütalaasını 6 Ocak 2021'de mahkemeye sunmuştu. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne celse arasında sunulan 437 sayfalık mütalaada dikkat çekici tespitlere yer veriliyordu.
Mütalaada kaset kumpasının mağdurları, müştekiler Deniz Baykal ve MHP'li eski yöneticiler Recai Yıldırım, Metin Çobanoğlu, Ümit Şafak, Osman Çakır, Mehmet Ekici, Bülent Dinmez, Ahmet Deniz Bölükbaşı ve İlhan Barutçu'nun özel hayatlarına ilişkin görüntülerin, FETÖ'nün teknik takip ve izleme çalışmaları sonucu elde edildiği belirtilerek, “Siyasi sonuçlar elde etmeye yönelik olarak bu görüntülerin internet ortamında yayınlandığı ve hedef kişilerin, toplum nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada tespit edilmiştir” denildi.
MHP'li siyasetçilere ilişkin görüntüler yayınlanırken MHP yönetiminin tepeden tırnağa istifa etmesinin istendiği ifade edilen mütalaada, şöyle denildi:
“Bu yayınlardaki zamanlama, yayınlama ve sunum biçimi birlikte değerlendirildiğinde MHP'nin genel başkan yardımcıları, genel sekreteri, il başkanı olan ve internette özel hayatlarına ilişkin görüntüleri yayınlanan müştekiler, FETÖ tarafından hedef alınmakla birlikte, asıl olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hedef alındığı ve görevinden ayrılmasının istendiği; başdanışmanının, özel kalem müdürünün, müdür yardımcısının ve koruma müdürünün telefonlarının dinlenmesine rağmen Bahçeli'nin özel hayatına ilişkin aleyhine kullanılabilecek bir veri bulamayan FETÖ'nün, parti yönetiminde görev alan kişilerin özel hayatına ilişkin görüntüleri yayınlayarak bunlar üzerinden parti genel başkanını hedef aldıkları, genel başkan yardımcılarına yönelik kaset komplosu olarak adlandırılan bu operasyonun asıl hedefinin MHP Genel Başkanını değiştirmek olduğu anlaşılmıştır.”
Mütalaada MHP'lilerin evlerinin yatak odalarına, salonlarına, oturma odalarına ses ve görüntü aktaran cihazlar yerleştirildiği, müştekilerin milletvekili adaylığı ve partideki görevlerinden ayrılmalarının istenildiği aktarıldı.
Evlerin kilit sistemleri fotoğraflanıp, kişiler evde yokken kapıları açtırılmış
İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara ve İstanbul istihbarat şube müdürlüklerinde FETÖ'cü görevlilerin, müştekilerin kişisel bilgilerini defalarca sorguladıklarına, gerçeğe aykırı suçlamalarla dinlediklerine ve takip ettiklerine dikkat çekildi.
Dinlemelerle kişinin irtibatları ve özel hayatına ilişkin adresler belirlendi. Kimse yokken evin kilit sistemi fotoğraflandı. İstihbarat Daire Başkanlığı'nda kilidi açabilecek personel varsa açtı, yoksa çalışılan çilingir aracılığıyla hedefteki kişiler evde yokken kapıları açtırıldı.
Çilingir ile polisler evin arkasına saklanmış
Mütalaaya göre, Baykal ve sekreterinin telefonları da dinlendi. Baykal'ın Angora Evleri'ndeki konutuna, kapıyı çilingire açtıran eski istihbaratçı polis 4 sanık, 28 Ağustos 2008'de “böcek” olarak adlandırılan cihaz yerleştirdi. Ancak cihazdan ne tür ses ve görüntü elde edildiği belirlenemedi. Çilingirin müstakil evin kapı kilidini açtığı sırada istihbarat görevlilerinin çevreyi kontrol ettikleri, site güvenlik görevlilerinin yaklaşmaları üzerine ise çilingir ile polislerin evin arkasına saklandıkları bildirildi.
FETÖ'cü polis müdürlerinin talimatıyla
FETÖ yöneticisi olduğu iddia edilen sanıklardan Ramazan Akyürek'in o dönemde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğu belirtilerek, diğer sanıkların eylemlerini Akyürek'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleştiremeyecekleri ifade edildi. Suçların bir bölümünün işlendiği dönemde ise Ömer Altıparmak'ın Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğuna işaret edilerek, söz konusu suçların Altıparmak'ın da bilgisi olmadan gerçekleştirilemeyeceği belirtildi. Sanık eski emniyet istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer'in “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçunun yanı sıra 5 müştekiye yönelik işlenen suçlarda sorumluluğu bulunduğuna, sanık Gürsel Aktepe'nin ise Baykal'a yönelik eylemler gerçekleştirildiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürü olduğuna dikkat çekildi. Sanıklardan Sedat Zavar'ın Baykal ile MHP'den istifa eden 6 müştekiye, İlker Usta'nın ise 8 müştekiye yönelik eylemleri nedeniyle hapisleri istendi.
Görüntüler gazeteciye verildi
Mütalaada, “Bu beyandan, Baykal'a yönelik soruşturmaya konu eylemlerin FETÖ mensubu Emniyet İstihbarat görevlilerince gerçekleştirildiği anlaşılmıştır” değerlendirmesinde bulunuldu. Örgütsel planlama doğrultusunda elde edilen görüntülerin halen firarda olan gazeteci Cevheri Güven'e verildiği, bir internet sitesinin Güven'in ilettiği görüntüleri yayınlamaması üzerine o sırada gazeteci sanık Yener Dönmez'in yazarlık yaptığı internet sitesinde görüntülerin yayınlandığı bildirildi.
Gülen ve firari 42 sanığın dosyasının ayrılması istendi
Mütalaada 100 sanık hakkında, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak”, “silahlı terör örgütü üyesi olmak”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “siyasal hakların kullanılmasını engellemek”, “konut dokunulmazlığını ihlal”, “kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “haberleşmenin gizliliğini ihlal” gibi suçlardan hapis cezası talep edildi. 28 sanığın beraatı, haklarında yakalama emirleri bulunan Fetullah Gülen, gazeteci Cevheri Güven ve eski polis Enes Çiğci'nin de arasında bulunduğu firari 42 sanığın dosyasının ise ayrılması istendi.
Diğer detaylar
Cumhuriyet Savcısı Cem Solmaz'ın Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği 437 sayfalık görüşte, Baykal ve bazı MHP'lilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin FETÖ'nün faaliyeti kapsamında teknik takip ve izleme çalışmalarıyla elde edildiği, daha sonra siyasi sonuçlar kazanma amacıyla internette yayınlandığı belirtildi.
FETÖ'nün benzer yöntemlerle ele geçirilen kimi bürokrat ve iş adamlarına ilişkin ses ve görüntüleri de yine örgütsel amaçla kullandığı kaydedilen görüşte, İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara ve İstanbul istihbarat şube müdürlükleri görevlilerinin müştekilerin kişisel bilgilerini defalarca sorguladıklarına, hedeflerindeki kişileri gerçeğe aykırı suçlamalarla dinlediklerine ve takip ettiklerine dikkat çekildi.
Dinlemelerle kişinin irtibatlarının ve özel hayatına ilişkin adreslerin belirlendiği, kişi evde olmadığı sırada evin kilit sisteminin fotoğraflandığı anlatılan görüşte, İstihbarat Daire Başkanlığında kilidi açabilecek personel varsa onun, yoksa çalışılan çilingirin, hedefteki kişi evde değilken kilidi açtığı kaydedildi.
Sanıkların Baykal'a yönelik eylemleri
Savcı Solmaz, görüşünde, eski CHP Genel Başkanı Baykal ve sekreterinin telefonlarının dinlendiğinin belirlendiğine yer verdi.
Görüşte, Baykal'ın Angora Evleri'ndeki konutuna, kapıyı çilingire açtıran eski istihbaratçı polis dört sanığın 28 Ağustos 2008'de 'böcek' olarak adlandırılan cihaz yerleştirdikleri ancak cihazdan ne tür ses ve görüntü elde edildiğinin belirlenemediği anlatıldı.
Görüşte, çilingirin müstakil evin kapı kilidini açtığı sırada istihbarat görevlilerinin çevreyi kontrol ettikleri, site güvenlik görevlilerinin binaya yaklaşmaları üzerine ise çilingir ile polislerin evin arkasına saklandıkları bildirildi.
Dinleme ve fiziki takip sonucunda, bazı sanıkların Baykal'ın zaman zaman gittiği Çukurambar'daki bir evi takibe aldıkları belirtilen görüşte, 27-28 Mart 2010'da dairenin kapı kilit anahtarının kopyalandığı, 13 Nisan 2010'da dairenin salon ve yatak odası kısmına gizli kamera yerleştirildiği ifade edildi.
Görüşte, şunlar aktarıldı:
'14 Nisan 2010'da, yerleştirilen görüntü aktarma cihazlarının ayar ve kontrollerinin yapıldığı, 30 Nisan 2010'da ise soruşturmaya konu video görüntülerinin yerleştirilen cihazlar aracılığıyla temin edildiği ve aynı gün cihazların söküldüğü anlaşılmıştır. Soruşturma aşamasında mahkeme kararı uyarınca Çukurambar Mahallesi 1425. Cadde'deki adreste yapılan arama ve incelemede, evde cihazın yerleştirildiği belirlenen yerlerden alınan görüntülerle internette yayınlanan ve müşteki Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen özel hayata ilişkin görüntüler karşılaştırılmış, görüntülerin bu adresten temin edildiği anlaşılmıştır. Müşteki Baykal'a yönelik eylemlere Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yapan sanıklar Kaan Özyiğit, Özgür Türker, Mustafa Koparan, Selim Yasdıbaş, Rüstem Atik, Abdül Köksal, İlker Usta, Sedat Zavar, Abdulvahit Tunçay, Ahmet Yılmaz Ekiz, Yiğit Uyar, Osman Oktay Ilıcan ve Enes Çiğci'nin katıldıkları belirlenmiştir. Bu sanıklardan Koparan dışındakilere FETÖ içinde eylem ve faaliyetlerde bulunmaları dolayısıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davası açılmıştır.'
'Bizim tarafımızdan yapıldığını kimsenin bilmemesi gerekiyor'
Görüşte, sanıklardan Fatih Aydın'ın 26 Ocak 2017'de alınan beyanlarına dikkati çekildi. Buna göre, Aydın, görüntülerin internette yayınlanmasının ardından, o dönemde İstihbarat Dairesinde çalışan sanık Ali Ağıllı'nın 'Bu konudan kimsenin bilgisi olmasın. Bu faaliyetin bizim tarafımızdan yapıldığını kimsenin bilmemesi gerekiyor. Ağzınızı sıkı tutun, sağda solda, serviste bu konuyu konuşmayın.' dediğini aktardı.
Savcı Solmaz, esas hakkındaki görüşünde, 'Bu beyandan, Baykal'a yönelik soruşturmaya konu eylemlerin FETÖ mensubu Emniyet İstihbarat görevlilerince gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.' değerlendirmesinde bulundu.
Görüşte, Baykal'a yönelik eyleme katıldığı belirlenen sanıkların cep telefonlarının, dairenin anahtarının kopyalandığı, gizli kameranın yerleştirildiği veya görüntülerin elde edilmesinin ardından gizli kameranın daireden alındığı tarihlerde, evin bulunduğu yerin civarından sinyal verdiklerine dikkat çekildi.
Görüşte, örgütsel planlama doğrultusunda elde edilen görüntülerin halen firarda olan gazeteci Cevheri Güven'e verildiği, bir internet sitesinin Güven'in ilettiği görüntüleri yayınlamaması üzerine o sırada gazeteci sanık Yener Dönmez'in yazarlık yaptığı internet sitesinde görüntülerin yayınlandığı bildirildi.
Cumhuriyet Savcısı Cem Solmaz, davayı gören Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu esas hakkındaki görüşünde, amaçları doğrultusunda siyasi hayatı dizayn etmeye çalışan FETÖ/PDY'nin, MHP yönetimini değiştirmek istediğini belirtti.
Savcı Solmaz, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan FETÖ/PDY'nin usulsüz dinlemelerine ilişkin davasına göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 2004'e kadar görev yapan korumasının, özel kalem görevlilerinin, başdanışmanının telefonlarının dinlendiğine işaret ederek, bunun, partinin genel başkanının da dolaylı olarak dinlenmesini beraberinde getirdiğini kaydetti.
MHP'li siyasetçilere ilişkin görüntüler yayınlanırken MHP yönetiminin tepeden tırnağa istifa etmesinin istendiği ve görüntülerdeki kişilerle Bahçeli'nin bağlantısının kurulmaya çalışıldığı ifade edilen görüşte, şöyle denildi:
'Bu yayınlardaki zamanlama, yayınlama ve sunum biçimi birlikte değerlendirildiğinde MHP'nin genel başkan yardımcıları, genel sekreteri, il başkanı olan ve internette özel hayatlarına ilişkin görüntüleri yayınlanan müştekiler, FETÖ tarafından hedef alınmakla birlikte, asıl olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hedef alındığı ve görevinden ayrılmasının istendiği; başdanışmanının, özel kalem müdürünün, müdür yardımcısının ve koruma müdürünün telefonlarının dinlenmesine rağmen Bahçeli'nin özel hayatına ilişkin aleyhine kullanılabilecek bir veri bulamayan FETÖ'nün, parti yönetiminde görev alan kişilerin özel hayatına ilişkin görüntüleri yayınlayarak bunlar üzerinden parti genel başkanını hedef aldıkları, genel başkan yardımcılarına yönelik kaset komplosu olarak adlandırılan bu operasyonun asıl hedefinin MHP Genel Başkanını değiştirmek olduğu anlaşılmıştır.'
Hedefteki MHP'liler
Görüşte, eski MHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri olan müştekiler Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun telefonlarının usulsüzce dinlendiği, ayrıca Yıldırım'ın Çankaya'daki dairesinin yatak odası, salon ve oturma odasında bulunan elektrik buatlarına da 2010 ve 2011'de ses ve görüntü aktaran cihazlar yerleştirildiği ifade edildi.
Sanıkların, müştekilerin özel hayatlarına ilişkin görüntüleri 12 Haziran 2011'deki seçimlerde Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adayı olmalarını engellemek, MHP'deki görevlerinden ayrılmalarını sağlamak ve onları itibarsızlaştırmak amacıyla 'farklı ülkücülük' adlı dört ayrı blog ve internet sitesinde yayınlandığı belirtilen görüşte, bunun üzerine Yıldırım ve Çobanoğlu'nun milletvekili adaylığından istifa ettikleri hatırlatıldı.
Bekir Aksoy'un evindeki vantilatöre cihaz yerleştirildi
Aynı şekilde, o dönemde MHP Ankara Milletvekili olan Bekir Aksoy'un Çankaya'daki evinin tavan lambalarına da 30 Eylül 2009'da cihaz yerleştirildiği bildirilen görüşte, ancak cihazdan görüntü alınamaması üzerine 23 Ekim'de İlker Usta, Enes Çiğci ve Sedat Zavar'ın, İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şubede çalışan Cengiz Söğüt'le birlikte adrese girdikleri, Söğüt'ün cihazın ayarlarını yaptığı, bu sırada dairede bulunan vantilatörü fotoğrafladığı bildirildi.
Görüşte, vantilatörün aynısını satın alan ve içine gizli kamera yerleştiren sanıkların, daha sonra vantilatörü mağdurun dairesindeki vantilatörle değiştirdikleri aktarıldı.
Sahte belgelerle alınan bir telefon hattından 5 Mayıs 2010'da Aksoy'u arayan kişinin, 'Bugünkü Anayasa oylamasında ret oyu verirsen kasetini yayınlayacağız' dediği belirtilen görüşte, daha sonra elde edilen özel hayata yönelik görüntülerin internette yayımlandığı kaydedildi.
Ekici ve Barutçu'ya yönelik eylemler
Görüşte, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili olan müşteki Mehmet Ekici'nin telefonlarının da hukuka aykırı dinlendiği bildirildi.
Sanıklar Sedat Zavar, İlker Usta, Enes Çiğci ve Ahmet Yılmaz Ekiz'in, Ekici'nin görüştüğü birinin Keçiören'deki evinin elektrik buatlarına 21 Eylül 2010'da cihaz yerleştirdiğine yer verilen görüşte, bu yolla elde edilen görüntülerin 20 Mayıs 2011'de internette yayımlandığı, Ekici'nin de bir gün sonra milletvekili adaylığından ve partideki görevinden istifa ettiği anlatıldı.
Görüşte, 2011'e kadar MHP İstanbul İl Başkanlığı yapan İhsan Barutçu'nun cep telefonlarının dinlendiği, özel hayatına ilişkin bilgilerin elde edildiği, Barutçu'nun irtibatta olduğu kişinin Adana'ya gittiğinin öğrenilmesi üzerine Sedat Zavar, Mehmet Demirbilek, Enes Çiğci ve İlker Usta'nın, kişinin evine cihaz yerleştirmek üzere 21 Nisan 2011'de İstanbul'a gittikleri anlatıldı.
Sanıklar Sinan Akkaya ve Cengiz Civan'ın da Barutçu'nun evde bulunduğu 1 Mayıs 2011'de evin yakınına gittikleri ve yerleştirilen cihazdan alınan görüntüleri izleme aracıyla kaydettikleri anlatılan görüşte, Akkaya ve Civan'ın, elde edilen görüntüleri yayacak olan FETÖ yapılanmasındaki kişilere verdikleri belirtildi.
Milletvekili adaylığından çekilmeleri sağlandı
Görüşte, 12 Haziran 2011'deki seçimlerde milletvekili adayları olan dönemin MHP Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez, Ümit Şafak ve Osman Çakır ile MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak'ın FETÖ mensuplarınca hukuka aykırı şekilde dinlendiği bildirilerek, müştekilerin özel hayatına ilişkin sağlanan bilgilerin internette yayınlandığı, bu kişilerin de görevlerinden ve milletvekili adaylığından çekildikleri kaydedildi.
Savcı Solmaz, sanıklardan Fatih Aydın'ın 'MHP kasetleri internette yayınlandıktan sonra Ali Ağıllı yanımıza gelerek bizlere teker teker uyarılarda bulundu, 'Bu konuyu dışarıda dile getirmeyin, toplu ve kalabalık yerlerde konuları konuşmayın.' şeklinde söylemlerde bulundu. Bu konuların İstihbarat Daire tarafından yapıldığının kimse tarafından bilinmemesi gerektiği konusunda telkinlerde bulunuyordu.' dediğine dikkati çekti.
'Böcek' davasının sanıkları, Baykal ve MHP'lilere yönelik eylemlerden sorumlu
Savcı Solmaz'ın görüşünde, eski CHP Genel Başkanı Baykal ile MHP'li siyasetçiler Yıldırım, Çobanoğlu, Aksoy, Ekici ve Barutçu'ya yönelik eylemlere katıldığı belirlenen sanıklar arasında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta ve eski polis memuru Enes Çiğci de bulunuyor.
Bu sanıklar, Başbakanlığı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofislerine 'böcek' denilen dinleme cihazı konulmasına ilişkin davanın da sanıkları arasındaydı.
Zavar ve Usta, 28 Mart 2015'te Romanya'da yakalanarak, Türkiye'ye gönderilmişti.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan 'böcek' davasında Zavar 54 yıl 6 ay 7 gün, Usta ise 50 yıl 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
'Böcek' ve 'kaset kumpası' davalarının ikisinde de sanık olan Enes Çiğci ve Ali Özdoğan ise firari durumda bulunuyor.
Sanıklar için istenen cezalar
Savcı Solmaz, sanıklardan Ramazan Akyürek'in soruşturma konusu edilen eylemlerin gerçekleştirildiği dönemde İstihbarat Daire Başkanı olduğunu belirterek, diğer sanıkların eylemlerini Akyürek'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleştiremeyeceklerini kaydetti.
Akyürek'in 'FETÖ yöneticisi olduğu' bildirilen görüşte, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre 'örgüt yöneticilerinin, örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen suçlardan fail olarak cezalandırılacaklarının' belirtildiğine dikkat çekildi ve Akyürek'in 'silahlı terör örgütü yöneticisi olmak' suçunun yanı sıra Baykal'ın da arasında bulunduğu kimi müştekilere yönelik 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği', 'siyasal hakların kullanılmasını engellemek', 'konut dokunulmazlığını ihlal', 'kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi', 'özel hayatın gizliliğini ihlal' ve 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçlarından birçok kez hapsi istendi.
Savcı, suçların bir bölümünün işlendiği dönemde ise Ömer Altıparmak'ın İstihbarat Daire Başkanı olduğuna işaret ederek, söz konusu suçların Altıparmak'ın bilgisi olmadan gerçekleştirilemeyeceğini ifade etti. Altıparmak'ın sorumlu tutulduğu 'siyasal hakların kullanılmasını engellemek', 'konut dokunulmazlığını ihlal', 'kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi', 'özel hayatın gizliliğini ihlal' ve 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Sanık Ali Fuat Yılmazer'in 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçunun yanı sıra 5 müştekiye yönelik işlenen suçlarda sorumluluğu bulunduğuna, Gürsel Aktepe'nin ise Baykal'a yönelik eylemler gerçekleştirildiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürü olduğuna dikkat çekildi.
Sanıklardan Sedat Zavar'ın Baykal ile MHP'den istifa eden 6 müştekiye, İlker Usta'nın ise 8 müştekiye yönelik eylemleri nedeniyle hapisleri istendi.
Savcı Solmaz'ın, 'silahlı terör örgütü yöneticisi olmak', 'silahlı terör örgütü üyesi olmak', 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği', 'siyasal hakların kullanılmasını engellemek', 'konut dokunulmazlığını ihlal', 'kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi', 'özel hayatın gizliliğini ihlal' ve 'haberleşmenin gizliliğini ihlal' gibi suçlardan hapsini istediği 100 sanık şunlar:
'Ramazan Akyürek, Ömer Altıparmak, Gürsel Aktepe, Lokman Kırcılı, Yurt Atayün, Hami Güney, Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Yener Dönmez, Sedat Zavar, İlker Usta, Ertan Arslan, Abdülhalim Sönmez, Abdülvahit Tunçay, Abdül Köksal, Adem Çağlar, Adem Çoban, Adem Özyılmaz, Ahmet Arif Atak, Ahmet Kabaağaç, Ahmet Ümit Seçkin, Ahmet Yılmaz Ekiz, Akif Buyrukoğlu, Ali Ağıllı, Ali İhsan Tezcan, Ali Osman Kayan, Ali Poyraz, Arif Tuncal, Bahaddin Alaca, Bahtiyar Peşter, Bayram Ali Devecioğlu, Uğur Eski, Cengiz Söğüt, Ceyhan Berberoğlu, Davut Ersoy, Emrah Kanmaz, Erdal Çetinkaya, Erhan Sazil, Ersin Erdin, Yunus Hazar, Fatih Aydın, Fatih Doğan, Fatih Taşpınar, Gürsel Gündüz, Hakan Kırdağ, Halil Adalı, Harun Teke, Hayati Başdağ, İrfan Demir, İzzet Yılmaz, Latif Harun Pişkin, Levent Erkan, Mehmet Demirbilek, Mehmet Karatekin, Mehmet Koçak, Memduh Tosun, Muammer Acar, Murat Ahmetoğlu, Murat Yöney, Musab Soyak, Mustafa Alptekin, Mustafa Edip Çakmak, Mustafa Koparan, Mustafa Süngü, Mustafa Tokmak, Neslihan Şimşek, Nurettin Sağdaş, Nurullah Karataş, Okan Aytekin, Osman Gülbel, Osman Karakuzu, Osman Oktay Ilıcan, Ömer Demir, Özgür Öztürk, Rüstem Atik, Sait Yirmibeş, Salim Doğan Zengin, Sami Uslu, Selçuk Küçükaslan, Selim Yasdıbaş, Serkan Yurtçu, Sinan Altıparmak, Sinan Akkaya, Sinan Özdemir, Süleyman Bağlan, Şaban Albayrak, Şahin Çelik, Şerif Yiğit, Taner Aydın, Tolga Güzeltaş, Tolgahan Baydar, Türkay Aydın, Ufuk Kaba, Kenan Peksoy, Yılmaz Şimşek, Yiğit Uyar, Yücel Bilgiç, Ahmet (Murat) Şentürk, Sadettin Akgüç, Taner Bülent Demirel.'
Görüşte, atılı suçları işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle 28 sanığın beraatı, haklarında yakalama emirleri bulunan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Cevheri Güven ve eski polis Enes Çiğci'nin de arasında bulunduğu firari 42 sanığın dosyasının ise ayrılması istendi.
Paralel Yapı-28.09.2017-Ankara 171 sanık Deniz Baykal ve MHP milletvekillerine kaset kumpası davası
Paralel Yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
(09 Eylül 2021, 11:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: