İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde yönetici olarak rol aldıkları iddia edilen firari sanık eski CIA Danışmanı Henri Jak Barkey ile wikipedia'da 'kar amacı gütmeyen bir şirketin kurucusu, hayırsever' olarak övülen Osman Kavala'nın 'Anayasa'yı ihlal' ve 'siyasi veya askeri casusluk' suçlarından yargılanmasına başlandı. Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
11.01.2021 13:21 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde yönetici olarak rol aldıkları iddia edilen firari sanık eski CIA Danışmanı Henri Jak Barkey ile 'Anayasa'yı ihlal' ve 'siyasi veya askeri casusluk' suçlarından yargılanan sanık Osman Kavala'nın yargılanmasına başlandı.
18 Aralık'ta İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS yoluyla bağlandı. Duruşmada Kavala'nın avukatları hazır bulundu. Duruşmada Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra Kavala, İsviçre ile Polonya'nın Başkonsolosları, ABD, Danimarka, Fransa, Hollanda, Norveç ve Almanya Başkonsolosluklarının temsilcileri, Uluslararası Af Örgütü temsilcisi ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu izleyici olarak yer aldı.
Duruşmada iddianameyi okuyan mahkeme başkanı, tutuklu sanık Kavala'ya savunmasının hazır olup olmadığını sordu. Kavala ise savunmasının hazır olduğunu ve savunma yapacağını kaydetti.
'Suçlamalar dünya görüşüme taban tabana zıt'
Suçlamaların olgusal bir temele dayanmadığını belirten tutuklu sanık Kavala, 'Dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin amaçlarına taban tabana zıt iddialardır. Somut delillerin yokluğunda, iddialar birbirlerinin gerekçesi haline getirilmiş, suçlamalar iç içe geçirilerek suçlu olduğuma dair algı oluşturulmasına gayret edilmiştir. İddianamenin başlangıcında üzerime atılmış olan siyasal ve askeri casusluk suçunun, nasıl oluştuğunun anlaşılması için Gezi olaylarında yaşananların anlatılmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiş ve aynı iddia makamının imzasını taşıyan Gezi iddianamesinden alınan bölümler nesnel gerçeklik gibi kullanılmıştır. Ben de, beraat ile sonuçlanan Gezi davası iddianamesinde kullanılan yöntemin, bu iddianamedeki suçlamaların nasıl kurgulandıklarının anlaşılmasına ışık tutacağına inanıyorum' ifadelerini kullandı.
'Gülenci örgütlenme ağı ile hiçbir ilişkim olmadı'
Hayatı boyunca askeri darbelere karşı çıktığını söyleyen Kavala, 'Ordunun siyasete müdahale etmesini eleştirdim. Gülenci örgütlenme ağı ile hiçbir ilişkim olmadı. Darbe girişimini desteklemek hayat deneyimime, dünya görüşüme ve etik değerlerime tamamen terstir. İddianamede Adil Öksüz'ün ABD'ye gitmesi ile benim Almanya seyahatimin aynı zamana rastlamış olmasının aramızda irtibat olduğunun delili olarak sunulması da, olağanüstü ölçüde mantıksız bir iddiadır. 11-12 Kasım 2015 tarihlerinde ben T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcisi ve Düsseldorf Başkonsolosu'nun da davetli olduğu Türkiye Almanya Gençlik Köprüsü toplantısındaydım. Benim yurtdışı seyahatlerimde nerede kiminle görüşmüş olduğum bellidir, tüm seyahatlerimin programları şeffaftır. Benim ilişkide olduğum kişiler ve bağlantılı oldukları sivil toplum kuruluşları da bellidir. Hepsi uluslararası saygınlığa sahip bu kuruluşların hükümete karşı bir faaliyetle ilgilerinin olması imkansızdır' dedi.
'Henri Barkey ile karşılaşmam dışında görüşmem olmadı'
Savunmasının devamında Kavala, Henri Barkey'e herhangi bir bilgi, belge ilettiğim gösterilemediği gibi, yoğun temasta olduğuma dair de hiçbir bulgu yoktur. Henri Barkey ile hükümet temsilcilerinin de katıldığı bir konferansta tanıştım ve en son Ekim 2012 tarihinde İstanbul Forum konferansında karşılaştım. Birlikte bir çalışmamız, süreklilik arz eden irtibatımız da olmadı, Henri Barkey benim Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Anadolu Kültür'ün herhangi bir etkinliğiyle ilgilenmiş, benden herhangi bir konuda bilgi talebinde bulunmuş da değildir. Henri Barkey ile 18 Temmuz 2016 tarihinde bir lokantada tesadüfen karşılaşmak dışında hiçbir görüşmem hatta telefon konuşmam da olmadı' şeklinde konuştu.
'Açık Toplum Vakfı'nda özel bir yetkim olmadı'
Kavala savunmasında, 'Yirmi yıldır ülkemizin çeşitli şehirlerinde gerçekleşen Anadolu Kültür etkinlikleriyle ilgili olarak, bugüne kadar, Valilik, Emniyet, MİT yetkilileri ve savcılar casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediler. Buna rağmen iddia makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi, ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini hafife almak anlamına da gelmektedir. İddianamede Açık Toplum Vakfı'nın faaliyetleri kapsamında bana yöneltilmiş suçlamalar da temelsizdir. Açık Toplum Vakfı yasalara ve mevzuata uygun biçimde faaliyet göstermiş ve yasalara uygun biçimde yürütülen projelere destek vermiştir. Açık Toplum Vakfı'nın suç unsuru içeren bir faaliyette bulunduğuna ya da böyle bir faaliyeti desteklediğine dair hiçbir bulgu yoktur. Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olarak, ben de vakfın faaliyetlerinden sorumluyum. Ancak hiçbir zaman vakfı temsil etme, vakıf adına karar verme, fon kullandırma konularında özel bir yetkim, görevim olmadı' dedi.
'Tutukluluk işkence haline gelmiştir'
Tutukluluğunun sıradan bir hak ihlali olmadığını söyleyen Kavala, 'Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf suçlamalar gerekçe gösterilerek AİHM'in ihlal kararı, yerel mahkemenin beraat kararı, iki defa da tahliye kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim için bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan, temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu iddianame, türünün son örneği olur' şeklinde konuştu.
'Kavala'yı hatırlayamadım'
Duruşmada tanık olarak dinlenen Bayram Sinkaya, 'Henri Barkey'i tanıyorum. 15 Temmuz günü Büyükada'da bir çalıştayda bir araya geldik. Kendisiyle orada tanıştık. O gece malum olaylar oldu. Ertesi gün çalıştaya devam ettik ve toplantıda fikrimizi sordular. Toplantıya devam edip etmeme konusunda konuştuk. Kısa bir konuşmadan sonra toplantıya devam etme kararı aldık. Osman Kavala'yı tanımadığım için görüp görmediğimi hatırlamıyorum. Daha sonra basında fotoğraflarını gördüm ancak hatırlayamadım' diye konuştu.
'Darbe girişiminden haberim olmadığını söyledim'
Darbe girişiminden sonra İshak Alaton'u hastalığı nedeniyle aradığını kaydeden tanık Cem Fadıl Bozkurt, 'Alaton bana Cuma günü nerede olduğumu sorduğunda, darbe girişiminden haberim olmadığını söyledim. Bana çocuklarının Amerika'ya gittiğini söyledi. Kendisinin neden gitmediğini sorduğumda 'Beni alsalar bile yakında ölürüm. Geçen hafta Henri buradaydı, olayları ondan öğrendik çocukları da önlem amaçlı Amerika'ya yolladık' dedi. Aradan 1-2 ay geçince de öldü zaten. İshak Alaton ile Kavala yakınlardı. Soros, İshak Bey'in yakın arkadaşıydı. Açık Toplum Vakfı'nın kurulmasını Soros teklif etti, bu vakfın komitesinde İshak Bey, onun kızı ve Osman Bey de vardı' dedi.
Osman Kavala'nın 15 Temmuz darbe girişimiyle bir ilgisi olup olmadığını bilmediğini anlatarak, 'Alaton'lar benim ortağımdı. İshak Alaton'un darbe girişimini 1 hafta önceden Henri Barkey'den öğrendiğini biliyorum. Darbeden kısa süre sonra beni İshak Bey'in doktoru aradı. İshak Bey'in dilinin altında tümör olduğunu, bir kısmını aldığını, bir kısmının yurt dışında tedavi edilmesi gerektiğini, ancak İshak Bey'in buna rıza göstermediğini söyledi. Ben de İshak Bey'i aradım. Sağlık durumundan konuştuktan sonra bana 15 Temmuz'da nerede olduğumu sordu. Söyledim. Kendisi de Türkiye'de olduğunu söyleyerek, 'Leyla Amerika'ya gitti çocuklarla.' dedi. 'Siz niye gitmediniz?' diye sordum. 'Beni bu saatten sonra alsalar ne olur' dedi.' ifadelerini kullandı.
Bozkurt, ifadesinin devamında şunları söyledi:
''Sizin hala FETÖ ile irtibatınız var mı?' diye sordum. 'Geçen hafta Henri buradaydı.' Olayları ondan öğrendik, çocukları da önlem amaçlı Amerika'ya yolladık.' dedi. Bir süre sonra tedaviye gitti, döndü ama bir süre sonra öldü zaten. İshak Bey ile Osman Kavala'nın da yakın ilişkisi vardı. Soros ile İshak Bey, ABD'deki Açık Toplum Vakfının Türkiye'deki şubesi gibi bir şey açmayı düşünüyorlardı 2004'te. Can Paker, Leyla Alaton ve Osman Kavala açık toplum hareketini başlattılar, 2009'da da vakfı kurdular. Vakfın içinde çalışma komiteleri vardı. Leyla Alaton ile Osman Kavala, 'strateji geliştirme' komitesinde birlikte çalışıyorlardı. Bu bilgiler açık kaynaklarda da vardı, 15 Temmuz'dan sonra sitelerden kaldırmışlar.'
Sanık Osman Kavala, tanığa, 'Benim Leyla Alaton ile birlikte aynı komitede çalıştığım kanısına nasıl vardınız? Böyle bir şey yok' şeklinde konuşunca tanık Bozkurt, 'Web sitelerinde açıkça yazıyordu.' dedi.
'Pensilvanya yazılı çanı gördüm'
Toplantı yapılan otelde çalışan tanık Ayhan Ulaş ise, 'Kavala'yı tanımıyorum. Henri Barkey'i ise çalıştığım otele geldi. Onlar otelden gittikten 2 gün sonra Pensilvanya yazılı çanı gördüm, durumu emniyete haber verdim. Otelde Kavala'yı görmedim' diye konuştu.
Sanık savunması ve tanık beyanlarının tamamlanmasının ardından duruşmaya 15 dakikalık ara verildi.
Aranın ardından savunma yapan tanık avukatları, tahliyeye ve beraate ilişkin taleplerini dile getirdi.
Duruşmada görüşü sorulan savcı, bir sonraki celse Leyla Alaton'un tanık olarak dinlenmesini ve sanık Kavala'nın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık Kavala'nın suçunun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamına karar verdi. Leyla Alaton'un tanık olarak dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Şubat'a erteledi.
Dava
Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada yargılanmış ve beraat etmişti. Tahliyesine karar verilen Kavala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçesiyle itirazı nedeniyle cezaevinden çıkamadan yeniden tutuklanmıştı. FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan CIA eski danışmanı Henri Barkey hakkında, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 20'şer yıl hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Kar amacı gütmeyen bir hayırsever, adeta bir melek
Kavala hakkında Wikipedia'da yer alan bilgiler oldukça dikkat çekici: 'Mehmet Osman Kavala, Türk iş insanı, insan hakları savunucusu ve hayırsever. 1990'ların başından beri birçok sivil toplum kuruluşuna destek olmuştur. 2002'den beri kar amacı gütmeyen bir kültür kurumu olarak faaliyetlerini sürdüren Anadolu Kültür'ün kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır. Uluslararası Af Örgütü'nün bağışçılarından biridir.' Bu satırlar ve davada Kavala-Barkey ikilisine yöneltilen suçlamalar, 1982 yılı İngiltere yapımı bir filmi hatırlatıyor (https://www.imdb.com/title/tt0083941/). Antirerör birliği SAS'ı konu alan filmde yurtdışı bağlantılı sol görüşlü hayırsever bir işadamının İngiltere'ye seyahati, sol görüşlü insan hakları derneklerine bağışlar yapması, bağış alan derneklerden birinin düzenlediği kanlı terör olayı anlatılıyor.
Paralel Yapı-08.10.2020-İstanbul 2 sanık Osman Kavala ve Henry Barkey darbeye destek davası
(11 Ocak 2021, 13:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: