Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 512 sanıklı davaya devam edildi.
17.12.2020 11:24 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 512 sanıklı davaya devam edildi.
07.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada 15 Temmuz'da eski başyaver Ali Yazıcı ile Ankara'dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu Marmaris'e gitmek için yola çıktığı belirtilen eski yarbay Emin Güven esasa ilişkin savunma yaptı.
Soruşturma aşamasındaki ve mahkemedeki ilk savunmasını tekrar ettiğini belirten Güven, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Sanık Güven, itirafçı olduğu için FETÖ ile darbeci eski başyaver Yazıcı'nın ve Nusret Senem'in kendisinin cezalandırılmasını istediğini savundu.
Olay tarihinden kısa süre önce Ankara'ya tayin edildiğini anlatan Güven, bu zaman zarfında hastanede tedavi gördüğünü, darbe planlamasında yer almasının mümkün olmadığını ileri sürdü.
Soruşturma aşamasında "cemaat" olarak bildiği FETÖ ile bağını anlattığını, darbe girişimi sonrası devletine sığındığını dile getiren Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben cemaatle görüştüğümü söyledim mertçe, bu olay olduktan sonra da lanet ettim bunlara. Cemaate gidip, 'Yeşil pasaportum var, beni kaçırın.' da demedim. Ben ne bileyim bunların darbe girişiminde bulunacağını. Olaydan sonra cemaate güvenmedim, devletime güvendim. Devletime, milletime karşı silah kullanmadım."
Genelkurmay çatı davasında yargılanan ve darbeci oldukları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski albaylar Ali Yazıcı ve Fırat Alakuş'un eylemlerini deşifre ettiğini söyleyen Güven, suikastla bir ilişkisinin bulunmadığını öne sürdü.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Davanın 3 Temmuz'daki celsesinde açıklanan esasa ilişkin mütalaada Güven'in "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" ve "cumhurbaşkanına suikast" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi istenmişti.
08.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşmada, örgüt üyesi askerlerin "abisi" oldukları belirtilen sivil sanıklar Mustafa Bakır ile Enver Aygün, esasa ilişkin savunma yaptı.
FETÖ içinde "Akif" kod adını kullandığı öne sürülen Bakır, aleyhindeki ifadelerin baskı altında alındığını ve örgüt üyesi askerlerle görüşme yapmadığını savundu.
Bakır, darbe girişimine yönelik bir talimat vermediğini, darbeci askerlerle hareket etmediğini, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını iddia etti.
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığına dair tespitleri de kabul etmediğini belirten Bakır, "Hakkımdaki suçlamaları ve iddiaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Soruşturma aşamasındaki itiraflarını kabul etmedi
Sanık Aygün de darbe girişiminde bulunduğuna dair somut bir delilin olmadığını savundu.
Soruşturma aşamasında verdiği itiraf niteliğindeki, "Münir" kod adını kullandığı, himmet topladığı, örgüt faaliyetlerinde yer aldığına dair ifadelerinin baskı altında alındığını öne süren Aygün, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Aygün, soruşturma aşamasında darbe girişimi gecesine ilişkin verdiği beyanda, sanıklardan Murat Dayı'nın ev arkadaşı Hasan Cora'yı "Kakao" isimli programdan arayarak, "Tanıdığımız askeri personel arkadaşları kullandıkları numaralar üzerinden arayın ve darbe girişimine destek vermelerini söyleyin." dediğini ifade etmiş ancak bunu yapmadıklarını belirtmişti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
09.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, örgüt üyesi askerlerin "abisi" olduğu belirtilen sivil sanık Murat Dayı, esasa ilişkin savunma yaptı.
Üzerine atılı suçlamayı reddeden Dayı, hakkındaki iddiaların senaryodan ibaret olduğunu, adının iddianameye sonradan eklendiğini savundu.
Olmamış olaylar bir araya getirilerek hakkında suç oluşturulduğunu öne süren Dayı, örgüt içinde "Sami" kod adını kullandığı yönündeki tespiti de kabul etmedi.
FETÖ'nün TSK'daki mahrem yapılanmasında asker "abisi" olarak görev aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulunan Dayı, Yenimahalle'deki bir evde örgütsel toplantı yaptıklarına ilişkin Enver A, Hasan C. ve Mustafa B'nin beyanlarını kabul etmedi. Dayı, aleyhindeki tanık ifadelerinin baskı altında alındığını, ifadelerde yalan ve çelişkiler bulunduğunu öne sürdü.
2014'ten itibaren örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandığı yönündeki tespiti de kabul etmeyen Dayı, "Şahsıma isnat edilen Bylock belgelerinin hiçbirinde log kaydı bilgisi bulunmamaktadır. Asla Bylock programını kullanmadım. Dosyaya kazandırılan tüm Bylock belgeleri külliyen uydurma." diye konuştu.
Murat Dayı, kızını daha iyi bir eğim alması için örgüte ait bir okula gönderdiğini söyledi.
Suçsuz olduğunu savunan Dayı beraatini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
10.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) görevli astsubaylar Mahmut Etli ve Mahmut Kara, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapmak üzere hakim karşısına çıktı.
Mahmut Etli, sözlü savunma yapmak istemediğini beyan ederek, yazılı savunmasını mahkeme heyetine sundu.
Atılı suçu reddeden Mahmut Kara da darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını iddia etti. Darbe girişiminden haberdar olmadığını, tatbikat yayılacağı bilgisiyle hareket ettiğini öne süren Kara, suçsuz olduğunu savunarak beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
11.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada sanık eski üsteğmenler Selim Ayazma ve Serdar Tanışık esasa ilişkin savunma yaptı.
Ayazma, 15 Temmuz'dan 2-3 gün öncesinde birliğinde olası terör saldırısına karşı tatbikat yapılacağının konuşulduğunu, tatbikat emrinin de alayın eski komutanı sanık eski albay Muhsin Kutsi Barış tarafından ilgili ast personele verildiğini iddia etti.
Olay günü tabur komutanı sanık eski binbaşı Fedakar Akça ve bölük komutanı Mennan Yeşilbaş ile görüşmesinden sonra tatbikatın başladığını öğrendiğini ve Muhafız Alayı'na gittiğini anlatan Ayazma, alaya giriş yaptığında tabur personelinin araçlara bindirilmiş halde ve hareket etmeye hazır olduğunu söyledi.
Ayazma, kendisine verilen emirle 25 No'lu nizamiyeye gittiğini, terör saldırısı ihtimaline karşı giriş çıkışların yasaklanmış ve dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın kaçırılmış olduğunu öğrendiğini belirtti.
Yaşananların darbe girişimi olduğunu anlamasından sonra astlarına darbe karşıtı olduğuna dair emir verdiğini iddia eden Ayazma, darbe girişimi süresince bulunduğu nizamiye bölgesinde darbeye yönelik bir faaliyetin gerçekleşmediğini ve alaydan ayrılana kadar gelişmeleri buradaki televizyondan takip ettiğini öne sürdü.
Ayazma, ankesörlü arama kayıtlarının FETÖ kapsamında olmadığını ve suçsuz olduğunu savunarak tahliye ve beraat talebinde bulundu.
"Koruma tatbikatı" yalanıyla alaya gitmiş
Esasa ilişkin savunma yapan sanık eski üsteğmen Serdar Tanışık da 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olduğunu kaydetti.
Tanışık, 15 Temmuz günü Genelkurmay karargahında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Salih Zeki Çolak ve yanındakileri derdest eden grupta yer alan sanık eski kurmay yarbay Halit Kazancı'nın "koruma tatbikatı" yapılacağını söyleyerek saat 23.00'te Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda hazır olmasını istediğini belirtti.
Akşam saatlerinde gittiği Muhafız Alayı'nda tatbikata yönelik hareketliliğin yaşandığını öne süren Tanışık, binbaşı rütbesinde bir subayın büyük çaplı terör saldırısı olabileceğini söylediğini, çevreden gelen patlama sesleri nedeniyle de gerçekten bir terör eylemi olabileceğini değerlendirdiğini savundu.
Tanışık, sabah saatlerine kadar alay içindeki helikopter pisti bölgesinde beklediğini, gelen helikoptere Özel Kuvvetler Komutanlığına gitmek için bindiğini ancak iradesi dışında Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü iddia etti.
Muhafız Alayı'na gitmesinin kendi isteği olmadığını ileri süren sanık Tanışık, bu husustaki sorumlu kişinin, kendisine "koruma tatbikatına katılması" emrini veren Kazancı olduğunu savundu.
Üzerine atılı "FETÖ üyeliği" suçlamasını kabul etmediğini belirten ve darbe girişiminde yer almadığını öne süren Tanışık, beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine gelecek hafta devam edilecek.
14.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Ahmet Kultar ve Volkan Ayan esasa ilişkin savunma yaptı.
Sanık Kultar, darbe girişimi öncesi Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) sağlık astsubayı olarak görevli olduğunu belirtti.
Kultar, 14 Temmuz 2016'da Muhafız Alayı'nda koruma tatbikatı yapılacağının kendisine bildirildiğini, 15 Temmuz günü 19.30 sıralarında da aranarak tatbikatın başlayacağının söylenmesiyle alaya gittiğini dile getirdi.
Alaya darbe girişiminde yer almak kastıyla gitmediğini öne süren Kultar, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın "askeri kalkışma yaşandığı" açıklamasından sonra alaydan ayrılmak istediğini ancak dışarının güvenli olmadığını düşünerek kalmaya devam ettiğini söyledi.
Sabah saatlerine kadar alay içinde beklediğini anlatan Kultar, 06.40'ta ÖKK'ya gitmek için bindiği helikopterin havada yön değiştirerek Akıncı Üssü'ne indiğini, bu durumun kendi iradesi dışında gerçekleştiğini öne sürdü.
Olay tarihinden önce darbe girişiminden haberdar olmadığını iddia eden Kultar, "Darbe girişimine iştirak etmedim. Anayasal düzene karşı bir fiilim olmadı. Görevim boyunca anayasal düzenin koruyucusu oldum. Kanunsuz hiçbir emre 15 Temmuz da dahil olmak üzere uymadım." şeklinde savunma yaptı.
Üzerine atılı "FETÖ üyeliği" suçlamasını da kabul etmeyen Kultar, sağlık sorunları ve uzun tutukluluk süresinin göz önünde bulundurularak tahliyesini, yargılama sonunda da beraatini talep etti.
"Olayın içine çekilmeye çalıştığım ortadadır"
Esasa ilişkin savunma yapan eski ÖKK personeli astsubay Ayan, 14 Temmuz'da birliği tarafından aranarak Muhafız Alayı'nda yapılacak tatbikata katılması talimatının verildiğini, bu kapsamda 15 Temmuz'da şahsi aracıyla Muhafız Alayı'na gittiğini söyledi.
Darbe girişiminden habersiz olduğu iddia eden Ayan, alay içinde terör saldırısı yapılabileceği söylendiğinden F-16'ların uçuşunu ve çevreden gelen patlama seslerini darbe kapsamında değerlendirmediğini anlattı.
"Terör saldırısı adı altında olayın içine çekilmeye çalıştığım ortadadır." ifadesini kullanan Ayan, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gitmesini sağlayan kişilerin Genelkurmay çatı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen eski albaylar Fırat Alakuş ve Murat Korkmaz olduğunu belirtti.
Yaşananların darbe girişimi olduğunu anladıktan sonra konusu suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunmadığını savunan Ayan, tahliyesini ve beraatini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
15.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Mehmet Gökçe ve Fatih Sincan, esasa ilişkin savunma yaptı.
Suç tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığına (ÖKK) yeni tayin olduğunu ve personel şubesinde idari işler astsubayı olarak görev yaptığını belirten Gökçe, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na tatbikat için çağırıldıklarını öne sürdü.
Gökçe, tatbikatı ilk kez kendisini telefonla arayan Fatih Yanıkkaya'dan öğrendiğini dile getirerek "Birlikte amirimiz olan Murat Korkmaz'ın yanına gittik. Ona emri sorgulamak adına sorular sordum. Fakat tatbikata katılmamı emretti, idari faaliyetler yapacağımı söyledi. Akşam Fatih Yanıkkaya'nın aracına bindiğimde bile Muhafız Alayı'na gideceğimi bilmiyordum. Darbe girişiminin hiçbir aşamasında yer almadım. Öncesinden de bilgim yoktu." dedi.
Muhafız Alayı'na saat 22.30 sularında geldiklerini söyleyen Gökçe, ilerleyen saatlerde darbe girişimi olduğunu anladığını ve saat 02.30'da alayı terk ettiğini öne sürdü. Gökçe, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Tarafıma verilen tatbikat emrinin hain bir darbe girişimi olduğunu anladığım anda gerekli tepkiyi verdim ve alaydan kaçtım. Bu hain girişimin içinde olmamak adına bulunduğum yeri terk ettim. Suçsuz olduğum için gidip kendi birliğime katılış yaptım. Kaçarak en doğru hareketi yaptığıma inanıyorum. Kandırıldık ve bir işin içine çekildik. Gece boyunca elime silah almadım. Kimseden emir almadım. Darbe faaliyetinin aktif olarak icra edildiği hiçbir yerde bulunmadım."
Rütbesinden dolayı emre karşı gelmesinin mümkün olmadığını söyleyen Gökçe, devlete, askerlik yeminine asla ihanet etmediğini savunup beraat istedi.
Sanık eski astsubay Fatih Sincan da ÖKK'da görev yaptığını, tatbikat bahanesiyle Muhafız Alayı'na götürüldüğünü öne sürdü. Darbe girişiminde yer almadığını savunan Sincan, beraat istedi.
Davaya yarın devam edilecek.
16.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Aytaç Yılmaz ile Yiğitcan Yılmaz, esasa ilişkin savunma yaptı.
Suç tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda (ÖKK) kursiyer teğmen olarak görev yaptığını belirten Aytaç Yılmaz, tatbikat gerekçesiyle ÖKK'ya çağrıldıklarını öne sürdü.
Yılmaz, şunları söyledi:
"Tatbikatın saat 22.30'da Muhafız Alayı'nda olacağı bilgisi verildi. Biz, o gün mezun olmuştuk. Akşama kadar Kızılay'da vakit geçirdikten sonra alaya gittim. Nizamiyede görevli askerler 'Tatbikat için mi geldiniz?' dedi. Koruma tatbikatı için geldiğimi söyledim. Beni botanik park tarafına gönderdiler. Orada tanımadığım askerler vardı. Bir süre sonra bir helikopter geldi. Onunla Akıncı Üssü'ne indik."
Akıncı Üssü'nde darbe girişimi olduğunu anladığını iddia eden Yılmaz, "Tuvalete gitme bahanesiyle oradan uzaklaşarak, tel örgülerden atladım ve Kahramankazan tarafına gittim. Otostop çekerek Sıhhiye Orduevi'ne geçtim. O gece orada kaldım. Ertesi gün taksiyle Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na gittim. Oradan polislere teslim edildim." dedi.
Rütbesi gereği emirlere karşı gelemediğini ve üslerinin kendisini kullandığını savunan Yılmaz, beraat istedi.
Sanık Yiğitcan Yılmaz da darbe girişimi sırasında ÖKK'da kursiyer teğmen olarak görev yaptığını, tatbikat yapılacağı belirtilerek, Muhafız Alayı'na çağrıldıklarını öne sürdü.
Darbe girişiminin içinde bulunmadığını, hiçbir örgütle bağlantısının olmadığını ileri süren Yılmaz, bir oyunun içinde kaldıklarını iddia ederek, beraat talebinde bulundu.
Yiğitcan Yılmaz'ın savunmasının ardından, yarın devam edilmek üzere duruşma tamamlandı.
17.12.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Emre Hopa ve Mehmet Burak Kukut esasa ilişkin savunma yaptı.
Sanık Hopa, olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında kursiyer teğmen rütbesiyle görevli olduğunu, 14 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) mezuniyet töreni yapıldığını ancak belgelerinin verilmeyerek 15 Temmuz'da tatbikat yapılacağının tebliğ edildiğini anlattı. Olay günü tatbikat kapsamında verilen emirle Muhafız Alayı'na gittiğini belirten Hopa, alayda terör saldırısı yapıldığının söylenerek silah almasının emredildiğini ifade etti.
Yaşananların darbe girişimi olduğunu 16 Temmuz 03.00 sularında öğrendiğini ileri süren Hopa, verilen hiçbir emre uymama kararı aldığını söyledi. Hopa, sabah saatlerinde de polisi arayarak durumu anlattığını ve kendisini almalarını istediğini ifade etti.
Silahlı kuvvetlerdeki "verilen emirlere mutlak itaat" anlayışının kullanılarak yaşanan olayın içine çekildiğini iddia eden Hopa, darbe girişiminde yer almadığını ve hiçbir vatandaşın yaralanmasına ya da şehit olmasına sebebiyet vermediğini savundu.
FETÖ ile bağı bulunmadığını, yargılama aşamasında da bu yönde somut bir delilin tespit edilmediğini dile getiren Hopa, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Darbe sanığından "15 Temmuz gecesi evimdeydim" savunması
Sanık eski üsteğmen Kukut, darbe girişimi öncesi Kilis'te ÖKK personeli olarak görev yaptığını, yıllık izne ayrılmasının ardından da 15 Temmuz sabahı evinin bulunduğu Ankara'ya geldiğini anlattı.
Darbe girişimi sırasında evinde olduğunu ileri süren Kukut, "15 Temmuz gecesi evimdeydim, darbe girişimine katılmadım. Daha sonra İstanbul'a gittim. 15 Temmuz'dan sonra ikinci bir darbe girişimi söylentileri üzerine izin bitimine kadar mesaiye gitmedim." savunmasını yaptı.
Darbe girişimi sonrası FETÖ nedeniyle görevinden ihraç edildiğini, sonrasında İstanbul'da gözaltına alınarak "Anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan tutuklandığını dile getiren Kukut, olay günü ÖKK, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ve Akıncı Üssü'nde bulunmadığını iddia etti.
Kukut, soruşturma aşamasında verdiği ifadelerde geçen 15 Temmuz'da Muhafız Alayı'nda bulunduğu ve sabah saatlerinde helikopterle Akıncı Üssü'ne gittiği yönündeki beyanların baskı altında alındığını ve doğruyu yansıtmadığını savundu.
FETÖ ya da başka bir örgütün mensubu, terörist olmadığını, görev süresi boyunca terörle mücadele ettiğini aktaran Kukut, mahkeme heyetinden tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep etti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Paralel Yapı-15.07.2016-Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı davası
(17 Aralık 2020, 11:24), son güncel: (18 Aralık 2020, 10:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: