Türkiye, Ergenekon´un merhum Bülent Ecevit´i yatalak hale getirip getirmediğini konuşurken şok bir bilgi daha ortaya çıktı. Küçük´ün bilgisayarında yapılan aramada, ´Dördüncü Bölüm Saralı Ülke´ isimli ilginç bir belge bulundu. Ergenekon iddianamesine de giren belgenin bir bölümünde, Başbakan Erdoğan´dan bahsediliyor. Başbakan´ın siyasetten silinmesi için bazı önerilerde bulunuluyor. Bu sinsi amaca ulaşmak için tavsiye edilen yöntem, yabancı değil. Yalçın Küçük olduğu ileri sürülen şahıs; Başbakan´ın da tıpkı Ecevit gibi, Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´a havale edilmesini öneriyor; gittikçe hastalansın; yerinden kalkamaz hale gelsin diye. Bu satırlar Ergenekon örgütünün Bülent Ecevit için çalışamazlık raporu aldırmaya çalıştığına dair iddiaları da güçlendiriyor.
Erdoğan için ´çalışamazlık raporu´ planı ortaya çıktı
Türkiye, Ergenekon´un merhum Bülent Ecevit´i yatalak hale getirip getirmediğini konuşurken şok bir bilgi daha ortaya çıktı. Küçük´ün bilgisayarında yapılan aramada, ´Dördüncü Bölüm Saralı Ülke´ isimli ilginç bir belge bulundu. Ergenekon iddianamesine de giren belgenin bir bölümünde, Başbakan Erdoğan´dan bahsediliyor. Başbakan´ın siyasetten silinmesi için bazı önerilerde bulunuluyor. Bu sinsi amaca ulaşmak için tavsiye edilen yöntem, yabancı değil. Yalçın Küçük olduğu ileri sürülen şahıs; Başbakan´ın da tıpkı Ecevit gibi, Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´a havale edilmesini öneriyor; gittikçe hastalansın; yerinden kalkamaz hale gelsin diye. Bu satırlar Ergenekon örgütünün Bülent Ecevit için çalışamazlık raporu aldırmaya çalıştığına dair iddiaları da güçlendiriyor.
ÖYLE SANIYORUM, RECEP TAYYİP ERDOĞAN´I DA HABERAL´A GÖTÜRMEK GEREKİYOR. ERDOĞAN İÇİN ÇALIŞAMAZLIK RAPORU ALMAK MÜMKÜNDÜR. Ergenekon sanığı Yalçın Küçük´e ait olduğu iddia edilen bu sözler, örgütün Ecevit´ten sonra Başbakan Erdoğan´ı da yatalak hale getirmek istediğini ortaya koydu. Küçük´ün bilgisayarında yapılan aramada, Dördüncü Bölüm Saralı Ülke isimli ilginç bir belge bulundu. Ergenekon iddianamesine de giren belgenin bir bölümünde, Başbakan Erdoğan´dan bahsediliyor. Başbakan´ın siyasetten silinmesi için bazı önerilerde bulunuluyor. Bu sinsi amaca ulaşmak için tavsiye edilen yöntem, yabancı değil. Yalçın Küçük olduğu ileri sürülen şahıs; Başbakan´ın da tıpkı Ecevit gibi, Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´a havale edilmesini öneriyor; gittikçe hastalansın; yerinden kalkamaz hale gelsin diye...
HASTANEDEN KAÇMASIN!
Başbakan´ın hasta edilmesi için yazılan öneriler, bununla sınırlı kalmıyor. Hastaneden çıkmaması için başına da jandarma dikilsin deniyor: Örgütün bu sinsi plan ile ülkeyi getirmek istediği nokta ise, dehşet verici. Başbakan´ın yatalak hale gelip, memleketi yönetememesinin; dahası devletin krize girip ülkenin kaosa sürüklenmesinin milletin menfaatine olacağı belirtiliyor. ( Samanyoluhaber)
Mahkeme, Ecevit´e operasyon iddialarının üstüne gidiyor
Ergenekon davasına bakan mahkeme, eski Başbakan Ecevit´in iktidardan düşürülmesi için kumpas kurulduğu iddialarını incelemeye aldı. Verilen ara karara göre, sanık Haberal´ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden, Ecevit´le ilgili 2002´deki raporlar istenecek. Böylece yapılan tedavinin doğru olup olmadığı açığa çıkarılacak. Ülkede kaos çıkarmak için planlanan suikastların ve darbe teşebbüslerinin görüşüldüğü ikinci Ergenekon davasında önceki gece önemli bir gelişme yaşandı. Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 39. duruşmada verdiği ara kararla, 57. hükümetin Başbakanı merhum Bülent Ecevit´in Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde geçirdiği günleri mercek altına aldı. Mahkeme, Ecevit´in tedavisiyle ilgili tüm evrakların, raporların, varsa film, grafik ve tüm belgelerin tutuklu sanık Mehmet Haberal´ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´nden istenmesine hükmetti. Böylece, söz konusu raporların Adli Tıp Kurumu´na gönderilmesi ve Ecevit´e uygulanan tedavinin doğru olup olmadığının incelenmesi sağlanacak. Ara kararda ayrıca, ´Poyrazköy´ ve ´Amirallere suikast´ iddianamelerinin ve eklerinin de dava dosyasına konulması isteniyor.
Tedavisi kesilince ayağa kalkan hasta: Ecevit
Eski Başbakan Ecevit´in ismi Ergenekon davasında darbe teşebbüsleriyle ilgili olarak gündeme gelmişti. Kendisine hastanede ´iş göremez´ raporu verileceği, buna dayanılarak başbakanlıktan düşürüleceği ve yerine Hüsamettin Özkan´ın getirileceği iddia edilmişti. Ecevit´in yıllarca koruma müdürlüğünü yapan Recai Birgün, iddianameye giren tanık ifadesinde 2002´de yaşanan şaibeli olayları şöyle anlatmıştı: Dünyada tedavisi kesilip ayağa kalkan tek insan Ecevit´ti. Yaşananlar, 57. hükümetin düşürülmesi için yapılan bir operasyondu.Üçüncü Ergenekon iddianamesinde tutuklu sanık Mehmet Haberal ile ilgili bölümde eski Başbakan Bülent Ecevit´le ilgili çok çarpıcı iddialar yer almıştı. AK Parti hükümeti ve TBMM´ye yönelik darbe yapılması için emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur´la faaliyette bulunduğu ileri sürülen Mehmet Haberal´ın, Ecevit´in başbakan olduğu koalisyon hükümeti döneminde de benzer çalışmalara girdiği iddia edildi. 2000 yılından itibaren ölene kadar merhum Ecevit´in koruma müdürü olan DSP Milletvekili Recai Birgün, Ecevit´in 2002 yılındaki Başkent Hastanesi´ndeki tedavi sürecinin ayrıntılarını anlattı. Birgün´ün ifadesi doğrultusunda, 4 Mayıs 2002´de rahatsızlık geçiren Ecevit´in Başkent Hastanesi´ne kaldırıldığı ve 11 gün hastanede kaldığı belirtildi. 27 Mayıs 2002´de Başkent Hastanesi´nden çıkan Ecevit´in eve geldikten sonra Başkent Üniversitesi doktorlarını kabul etmeyerek Demiyolları Hastanesi´nde çalışan Dr. Mücahit Pehlivan tarafından tedavisinin devam ettirildiği kaydedildi. Öte yandan Mayıs 2002 tarihinden itibaren Ecevit´in hastalığı ile ilgili çeşitli haberlerin ve yorumların ağırlık kazandığı belirtilen iddianamede, Emin Çölaşan´ın da 2 Temmuz 2002´de Hürriyet´te ´Ecevit´in başbakanlık yapamayacak durumda olduğu, evinde iyi beslenemediği, hatta yıkanmadığı, derisindeki lekelerin ve kabarmaların bakımsızlıktan kaynaklandığı şeklinde yazdığı yazıya dikkat çekildi.
Mahkemenin bu konuyu incelemesi karanlıkta kalmış çok ilginç bilgileri açığa çıkarabilir
Hüsamettin Özkan´ın da 8 Temmuz 2002´de 61 milletvekili ile birlikte DSP´den istifa ettiği ve İsmail Cem´le birlikte Yeni Türkiye Partisi´ni kurduğu hatırlatıldı. DSP Milletvekili Birgün´ün, Ecevit´in 11 Temmuz 2002´de Başkent Üniversitesi´ndeki randevusuna gitmemesinin gerekçesini, Gitseydi, kendisine ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak başbakanlıktan düşürülecekti. şeklinde açıklaması da iddianameye girdi. Merhum Başbakan Ecevit´e yönelik yapıldığı iddia edilen hastane operasyonunda başaktör olan Mehmet Haberal´ın Ergenekon davasında sanık olması bu iddiaları 8 yıl sonra tekrar gündeme getirdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, herhangi bir adli işleme tabi olmamış bu sürece ilişkin dosyaları Başkent Hastanesi´nden istedi. Bu şekilde 2002 yılında Ecevit´in başbakan olduğu koalisyon hükümetine yönelik bir operasyon yapıldığı iddiası da aydınlığa kavuşabilecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ara kararı mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından açıklandı. Buna göre, Hasan Ataman Yıldırım´ın talebini kabul eden mahkeme heyeti, Yıldırım´ın adının geçtiğini belirttiği ´Poyrazköy´ ve ´Amirallere suikast´ iddianamelerinin ve eklerinin dijital ortamda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden istenmesini kararlaştırdı. ( Zaman)
Ecevit´in şöförü: Mahkemenin Ecevit dönemini incelemesi milat
15 Şubat 2010: İzmir Milletvekili Recai Birgün, 2002´de eski Başbakan Bülent Ecevit´i iktidardan düşürmek için ´işgöremez raporu´ verme girişimlerini incelemeye alan mahkemenin kararını ´milat´ olarak değerlendirdi. 57. hükümet döneminde Ecevit´in koruma müdürü olan Birgün, Zaman´a yaptığı açıklamada, Karanlık dönem mutlaka aydınlatılmalı. dedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ecevit´in tedavisine ilişkin raporları tutuklu Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın başhekimi olduğu Başkent Hastanesi´nden isterken, dava dosyasında çok sayıda önemli delil bulunuyor. Recai Birgün´ün Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara verdiği tanık ifadelerinin yanı sıra, Mustafa Balbay´da ele geçirilen hard diskteki GUNOY.TXT isimli belge de dosyaya girdi. Birinci Ergenekon davası sanığı Hikmet Çiçek´ten elde edilen Ecevitin olduru isimli dosyadaki bilgiler ise baştan sona Birgün´ün ifadelerini doğrular nitelikte.
İşte Ecevit´i daha da kötüleştiren tedavi süreci
Anayasa kitapçığının ´fırlatılmasıyla´ başlayan ekonomik kriz Bülent Ecevit´in başında bulunduğu 57. koalisyon hükümetini köşeye sıkıştırmıştı. Bünyesi zaten zayıf olan Ecevit, şahsına yöneltilen eleştiriler sebebiyle iyiden iyiye bunaldı. Birileri artık koltuğu bırakmasını istiyordu. Vücudu bu kadar baskı ve strese dayanamadı. 4 Mayıs 2002´de aniden rahatsızlandı ve Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne kaldırıldı. Gün boyu yapılan tetkikler sonucunda bağırsak enfeksiyonu teşhisi konuldu. Bir gün sonra 5 Mayıs´ta yapılan son kontrolün ardından taburcu edildi. Yaklaşık bir hafta kadar evinde dinlendi. Ve mesaisine 14 Mayıs´ta başladı. O günlerde Türkiye, Bülent Ecevit´in sağlık durumuna kilitlenmişti. Bazı kesimler sürekli Ecevit´in sağlık durumunu gündeme getiriyordu. Ekonomi çevreleri de Başbakan´ın tedavi sürecinin uzamasını endişeyle takip ediyordu. Ecevit, 17 Mayıs günü yeniden hastaneye kaldırıldı. Yaklaşık üç saat süren tetkikler sonrasında Ecevit´in sağlık durumuna ilişkin bir rapor hazırlandı. 5 profesörün imzasıyla kamuoyuna açıklanan duyuruda Ecevit´in, kaburgasında kırık, doku zedelenmesi ve sol ayak damarlarında iltihaplanma meydana geldiği belirtildi. Bu kez tedavisinin 1 hafta süreceği açıklandı.
Ecevit, hastanede ´hasta´ oldu
Tedavisine hemen başlanmıştı ancak günler geçtikçe Ecevit´in sağlık durumu daha da kötüleşiyordu. Yapılan test ve tetkiklere yaşı ilerlemiş ve direnci zayıf olan Bülent Ecevit´i bırakın, genç ve sağlıklı bir insanın bile dayanması çok zordu. Eşi Rahşan Ecevit bu sürece daha fazla dayanamadı. 27 Mayıs´ta eşini adeta kaçırır gibi hastaneden çıkardı. Başbakan, hastaneden çıkışında kendisi için hazırlanan kürsüde kısa bir açıklama yaparken yanında bugün Ergenekon tutuklusu olan Prof. Dr. Mehmet Haberal da vardı. Ecevit´in Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde yaşadıkları yıllar sonra Ergenekon soruşturmasıyla gündeme geldi. İddiaya göre, Ecevit´e ´iş göremez´ raporu verilerek, başbakanlıktan ayrılması, onun yerine başka bir ismin geçmesi sağlanacaktı. Bu işi planlayan ise Ergenekon´du. Söz konusu iddiayı aynı soruşturma kapsamında savcılara ifade veren Ecevit´in o günkü koruma müdürü Recai Birgün de dile getirdi. Oynanan karanlık oyunun farkına vardıklarını söyledi. Savcılık ifadesinde, Dünyada tedavisini kesip ayağa kalkan tek insan Sayın Bülent Ecevit´ti. Ne zaman tedavi kesildi, ayağa kalktı. O gün yaşananlara da 57. hükümete yapılan operasyonların bir parçası olarak baktık. 57. hükümetin iktidardan düşürülmesi için yapılan bir operasyondu. demişti.Ergenekon davasına bakan mahkeme de iddiaları araştırmaya karar verdi ve son görülen duruşmada, söz konusu hastaneden Ecevit´in tedavisine ilişkin bütün rapor ve evrakların istenmesine hükmetti. O dönemi Zaman´a değerlendiren Recai Birgün, gelişmenin bir ´milat´ olduğunu söylüyor. Birgün, şu ifadeleri kullanıyor: 57. hükümet iç ve dış kuvvetlerin birlikte bir operasyonuna maruz kalmıştır. Mahkemenin tedavi sürecini incelemeye alması ile bu düşünce teyit edildi. O dönemi hatırlarsanız, olayları düşünürseniz, hükümetin istifası için yapılan çağrı, baskı, siyasi ve askeri demeçleri hatırlarsanız bu operasyon açıkça görülür. Bu karanlık süreç mutlaka aydınlatılmalıdır. Gelişmeleri ümitle takip ediyorum. ( Zaman)
Haberal´ın hastanesinden tepki: Ecevit´in raporları eşinin ve devletin elinde
Başkent Üniversitesi Hukuk Müşavirliği, eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit´in bütün raporlarının eşi Rahşan Ecevit ve dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar´a teslim edildiğini bildirdi. Başkent Üniversitesi Hukuk Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, son günlerde ´Başkent Üniversitesini kasten hedef alan görsel ve yazılı medyada, merhum eski Başbakan Bülent Ecevit´in rahatsızlığının üzerinden 8 yıl geçtikten sonra gerçek dışı iddialarda bulunulduğu´ savunularak, kamuoyuna açıklama yapılmasının zorunlu hale geldiği belirtildi. ´Bülent Ecevit´in 4 Mayıs 2002 tarihinde Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesine kendi arzusuyla geldiği, Ecevit´in mevcut sağlık sorunlarının tüm tıbbi yöntemler kullanılarak tedavi edildiği´ kaydedilen açıklamada, 17 Mayıs 2002-26 Mayıs 2002 tarihleri arasında tedavisinin sürdürüldüğü ve 15 gün arayla kontrollerine gelmek üzere 27 Mayıs 2002 tarihinde taburcu olduğu ifade edildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Başkent Üniversitesi: Rektörümüz Haberal´ın arkasındayız
´Hastaneden taburcu edildikten sonra merhum Bülent Ecevit´in bütün raporları eşi Sayın Rahşan Ecevit ve dönemin Başbakanlık Müsteşarı Sayın Ahmet Şağar´a teslim edilmiştir. Yani bu raporlar yıllardır Sayın Rahşan Ecevit´in ve devletin elindedir. Merhum Bülent Ecevit´in hasta dosyası ise hastane kuralları, hasta hakları ve etik kurallar gereği Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde muhafaza edilmektedir. Merhum Bülent Ecevit hastanemizden taburcu olduktan sonra 7 ay daha Başbakanlık yapmış, 4.5 yıl yaşamış ve bu dönemde Başkent Üniversitesinin kuruluşu olan Kanal B televizyonuna da 2 kez kendi konutunda konuk olmuştur. Sonuç olarak, amacı Başkent Üniversitesi ve bütün bağlı kuruluşlarını kuran Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın çalışmalarını engellemek ve 10 aydır herhangi bir yasal sebep göstermeksizin özgürlüklerinden mahrum bırakılarak sağlığı da ciddi bir şekilde zedelenmiş olan kurucu rektörümüzün karşısına bu tip gerçek dışı kasıtlı ve yapay olaylar çıkararak üniversitemizi zedelemeye çalışanları, hem kişisel, hem de kurumsal bazda şiddetle kınıyoruz. Bu konuda bütün yasal haklarımızı da kullanacağımızı kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz.´ ( AA)
Başbakanlık Müsteşarı: Raporları Ecevit´e teslim ettik
16 Şubat 2010: Eski Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar, eski başbakanlardan Bülent Ecevit´in sağlık durumuna ilişkin Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi´nden gönderilen raporların, 10 Temmuz 2002 tarihinde kendisi tarafından Başbakan Bülent Ecevit´e teslim edildiğini bildirdi. Şağar, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti: Merhum Başbakan Bülent Ecevit´in sağlık durumu ile ilgili olarak Başkent Hastanesi tarafından Başbakanlık´a gönderilen raporlar, resmi evrak giriş kaydı yapıldıktan sonra çelik kasada muhafaza edilmiştir. Başbakanlık müsteşarlığı görevimden ayrıldığım 10 Temmuz 2002 tarihinde söz konusu raporlar, yerime o gün itibarıyla vekaleten atama yapılmamış olduğu için, dönemin Başbakan Yardımcısı Sayın Şükrü Sina Gürel´e sunulmuştur. Ancak Gürel´in, raporların kendisine değil, Sayın Başbakan´a sunulmasını istemesi üzerine, aynı gün bizzat tarafımdan Başbakanlık Konutu´nda Sayın Başbakan´a elden teslim edilmiştir. Ayrıca 13 Temmuz 2002 tarihinde Başbakan Ecevit tarafından yapılan basın açıklamasında da, raporları bizzat kendisinin teslim aldığı belirtilmiştir. Başbakanın bu açıklaması da, ulusal yazılı ve görsel basında yer almıştır. ( AA)
(14 Şubat 2010, 21:08), son güncel.: (16 Şubat 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: