Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanıklı davaya devam edildi.
22.02.2020 14:34 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanıklı davaya devam edildi.
10.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Esas hakkındaki savunmasını yapan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli astsubay Efrail Saltabaş, darbe girişimini lanetleyerek ifade vermeye başladı.
Darbe planlayıcılarından şikayetçi olduğunu söyleyen Saltabaş, "Bu alçak kalkışmayı planlayıp, benim gibi ast rütbedeki personeli kandıran herkesten şikayetçiyim." ifadesini kullandı.
Saltabaş, darbe girişiminden önce 24 yıl görev yaptığını ve birçok kez ölüm tehlikesi atlattığını, 15 Temmuz akşamı yaşanan olaylarda kendi iradesiyle yer almadığını ve bir gecede yaşadıklarıyla "hain" olamayacağını savundu.
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'yı Gazi Orduevi'nde derdest etmeye çalışan ekipte yer aldığı suçlamasına ilişkin savunma yapan Saltabaş, konuyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda kendisine bir suç isnat edilmediğini belirtti.
Olay tarihinden önce 17 Temmuz 2016'da yapılması planlanan paraşüt eğitimi kapsamında hazırlıklar yaptığını söyleyen Saltabaş, darbe girişiminden ve Aksakallı'nın alıkonulması planından haberdar olmadığını iddia etti.
Gazi Orduevi'ne kendi aracıyla gittiğini anlatan Saltabaş, Aksakallı'nın alıkonulması girişimi sırasında diğer sanıkların yanında dahi bulunmadığını ifade etti.
Bu olaydan sonra sanık eski albay Fatih Yarımbaş'ın koordinesinde Akıncı Üssü'ne gittiklerini belirten Saltabaş, üs içerisinde silah kullanmadığını ve kimseye ateş etmediğini söyledi. Saltabaş, "Hiçbir vatandaşın yaralanmasına ya da şehit olmasına sebebiyet vermedim." dedi.
Darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde yaşanan olaylara "müşterek fail" sıfatıyla katıldığı suçlamasını kabul etmediğini söyleyen Saltabaş, suçsuz olduğunun diğer sanıklar ve tanıkların beyanlarından da anlaşılacağını söyledi.
Saltabaş, FETÖ'nün mahrem imamları ile örgüt üyesi askerler arasında iletişim yöntemi olarak kullandığı ankesörlü ve ardışık arama kayıtlarına ilişkin tespitleri de reddetti.
FETÖ üyesi olmadığını savunan Saltabaş, mahkeme heyetinden tahliyesini ve beraatini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
11.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma Timi'nde helikopter pilotu olarak görev yapan eski üsteğmen Fatih Özcan esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Özcan, mahkeme huzurunda yaptığı ilk savunmasını tekrarladığını ancak soruşturma aşamasındaki ifadelerini kabul etmediğini dile getirdi.
Hakkında beyanda bulunan tanık ve sanıkların ifadelerini tek tek okuyarak aleyhe olan hususları kabul etmediğini belirten Özcan, 15 Temmuz'da izinde olduğu sırada terör saldırısı olduğunun söylenmesi üzerine göreve çağırıldığını savundu.
Olay günü uçuş yapması planlanan pilotun rahatsızlanması üzerine kendisinin uçuşa çıktığını anlatan Özcan, darbe girişiminden habersiz olduğunu ve bu düşünceyle hareket etmediğini öne sürdü.
Sanık Özcan, üzerine atılı olan "FETÖ üyeliği" suçlaması konusunda da somut ve kesin bir delil bulunmadığını iddia etti.
Sanık avukatının da savunmasının alınmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.
12.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği İletişim Şube Müdürü sanık eski yarbay Mesut Yurtdan, esasa ilişkin savunmasına suçlamaları reddederek başladı.
Darbe girişiminden kısa süre önce 4 günlük yıllık izne ayrıldığını ve 10 Temmuz'da ailesiyle Erdek'te kampa gittiklerini söyleyen Yurtdan, 15 Temmuz'da Hava Harp Akademisi'nde "stratejik iletişim" konulu konferans vermek üzere İstanbul'a geçtiklerini ifade etti.
Amiri albay Veysel Kavak ile görüştüğünü ve hafta sonu kışlada bulunmasının emredilmesi üzerine yola çıktığını anlatan Yurtdan, Ankara'ya gelirken Solo Türk Basın ve Halkla İlişkiler Subayı'nın arayıp Antalya'da yapılacak gösterinin iptal edildiğini ancak vatandaşların ve turistlerin gösteriyi beklediğini söylediğini aktardı.
Yurtdan, konu hakkında bilgisi olmadığını ve iptalin kamuoyunca olumsuz karşılanacağını belirttiğini ifade ederek, ilk mola yerinde durup tekrar arama yaptığında kaymakamın da desteğiyle gösterinin gerçekleştiğini öğrendiğini bildirdi.
Mesai mefhumu gözetmeksizin görev yaptığının bu olayla daha iyi anlaşılacağını belirten Yurtdan, eve vardıktan sonra amiri Veysel Kavak'ı, geldiğini haber vermek için aradığını ve Kavak'ın müsait olduğunu söylemesi üzerine karargaha gittiğini iddia etti.
Yurtdan, saat 21.30'da karargaha ulaştığını dile getirerek, yanına gittiği Kavak'ın, Genelkurmaydan silah sesleri geldiğini söylediğini, karargahta da güvenliğin en üst seviyeye çıkarıldığını, odasına gidip beklemesini emrettiğini öne sürdü.
Yaşananların büyük bir terör saldırısı olduğunu düşündüğünü söyleyen Yurtdan, iletişim şubeye iş verilmesi muhtemel olduğu ve giriş çıkışlar durdurulduğu için odasında beklediğini iddia etti.
Yurtdan, televizyonda Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığından ve büyük bir terör eyleminden bahsedilmeye başlandığını, sonrasında Başbakan'ın açıklamalarını televizyondan izlediğini, odasından çıkmamayı planladığını öne sürdü.
Sabah saatlerinde Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne indiğini, Cevat Yazgılı ve beraberindekilerle 05.00'e kadar beklediğini ve tekrar odasına çıktığını belirten Yurtdan, sabah eşinin arayıp isminin sözde atama listesinde bulunduğunu söylediğini anlattı.
Sözde atama listesinde isminin Anadolu Ajansı Genel Müdürü olarak yer aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını öne süren Yurtdan, "Söz konusu listede 'Albay Mesut Yurttan' yazmaktadır. Ben yarbayım soyadım da Yurtdan'dır. Rütbemin yanlış yazılması bir terfi değildir. O gece Anadolu Ajansına yönelik hiçbir girişimim olmamıştır." diye konuştu.
Yurtdan, darbe girişimi bastırıldıktan sonra Orgeneral Abidin Ünal'ın akşama doğru karargaha geldiğini, basın bildirisi hazırladıktan sonra da bunu basın mensuplarıyla paylaştığını ifade etti.
Suçsuz olduğunu ileri süren Yurtdan, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine 14 Şubat cuma günü devam edilecek.
14.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İnsani Yardım Tugayında binbaşı olarak görev yapan sanık Fatih Koçak, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yaptı.
Koçak, mahkeme huzurunda hem iddianamede hem de mütalaada yer alan suçlamaları kabul etmediğini belirterek, bu iddiaların mesnetsiz olduğunu öne sürdü.
Olay günü Suriye'de operasyon olacağı ve keşif yapılacağı gerekçesiyle tugay komutanının emriyle Akıncı Üssü'ne gittiğini savunan Koçak, darbe girişiminden habersiz olduğunu iddia etti.
Sanık Koçak, 15 Temmuz gecesi kargaşanın içinde ne olduğunu anlamaya çalıştığını, Sincan Yenikent nizamiyesinde beklediğini anlattı.
Hakkındaki tanık beyanlarını okuyan Koçak, aleyhe hususları kabul etmediğini, bu beyanlarda "Nizamiyede bulunanlar suçludur." görüşüyle hareket edildiğini söyledi.
Koçak, ankesörlü telefonla arandığı yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, ilgili HTS kayıtlarının da sahte olduğunu savundu.
Ayrıca ankesörlü telefon ve HTS kayıtlarının üzerine atılı suçları işlediğine dair tek başına delil gösterilemeyeceğini öne süren Koçak, raporların dosyadan çıkarılmasını talep etti.
Koçak, "Örgüt üyesi değilim, örgütün sözde imamları tarafından hiçbir zaman aranmadım." dedi.
Sanık avukatının da savunmasının alınmasının ardından duruşma 17 Şubat Pazartesi gününe bırakıldı.
17.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz'da Adana İncirlik'teki 10. Tanker Üs Komutanlığında Harekat Komutanı olarak görevli olan ve darbe girişiminde yer alan F-16'lara yakıt ikmali yapan tanker uçağının pilotu eski albay Erhan Gazioğlu, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Olay günü üs komutanı olan sanık eski tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın hafta sonu terörle mücadele harekatı olacağını söylediğini ifade eden Gazioğlu, mesai bitiminden sonra evine gittiğini, akşam saatlerinde de göreve çağırılması üzerine üsse döndüğünü anlattı.
Üsse gittikten sonra saat 21.28'de kuleden motor çalıştırma talimatı verildiğini bildiren Gazioğlu, saat 21.47'de kalkış yaptıklarını ve bir süre Kütahya bölgesinde bulunduklarını dile getirdi.
Sanık Gazioğlu, saat 22.53'te Kütahya'da sivil uçuşları engelledikleri için bölgeyi terk etmeleri uyarısı verildiğini, uçakta yapılan değerlendirme sonrası hem üs komutanının emrini yerine getirmek hem de sivil uçuşu engellememek için Konya'ya yaklaştıklarını anlattı.
Bu olaylar yaşanırken üs komutanına ulaşmak istediklerini ancak bunu gerçekleştiremediklerini belirten Gazioğlu, Kayseri bölgesindeki tanker uçağının da aynı durumda olduğunu anlamaları üzerine İncirlik ile temas kurduklarını, yakıt ikmali talebi olabileceğinin söylenmesi üzerine Ankara istikametine gittiklerini beyan etti.
Olay günü F-16'lar tarafından kendilerinden talep edilen yakıt ikmalini karşıladıklarını kaydeden Gazioğlu, İncirlik'e inişten sonra TBMM'nin bombalandığını öğrendiğini, bunun savaş uçakları tarafından yapıldığını duyunca şoke olduğunu söyledi.
Gazioğlu, İncirlik'te üs komutanı Van'ın emriyle kısa süren bir toplantı yapıldığını, Van'ın, "Bu emri size ben verdim. Emri terörle mücadele harekatı kapsamında verdim, ifadeye çağırılırsanız bunu söylersiniz." dediğini aktardı.
Sanık Gazioğlu, bilirkişi raporlarındaki aleyhe hususları, iddianame ve mütalaada yer alan suçlamaları da kabul etmediğini ifade etti.
Uçuşları esnasında tanker uçaklarının darbe girişiminden haberdar edilmediğini iddia eden Gazioğlu, "Bize verilen emirlere uyduk. Kimse bize darbeden bahsetmedi." diye konuştu.
Üzerine atılı olan "FETÖ üyeliği" suçlamasını kabul etmeyen Gazioğlu, FETÖ ya da başka bir örgütün üyesi olmadığını savundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
18.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın korumalığını yapan sanık eski astsubay Fatih Kahraman, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yaptı.
Kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmeyen Kahraman, 15 Temmuz'da Abidin Ünal'ın korunması doğrultusunda verilen emirleri yerine getirdiğini iddia etti.
Kahraman, o gece ekip olarak Abidin Ünal'ın emriyle Moda Deniz Kulübü'ndeki düğüne gittiklerini ancak Ünal'ın bu emri neden verdiğini bilmediklerini söyledi.
Düğün salonunda aralarında sert bir diyalog yaşanmadığını aktaran Kahraman, Ünal'a silah doğrultulduğu yönündeki iddianın da gerçeği yansıtmadığını savundu.
Kahraman, orada bulunan hiçbir koruma ve MAK personelinin Ünal'a saygısızlık etmediğini belirterek, anlattığı detayların kamera kayıtlarına yansıdığını iddia etti.
Abidin Ünal'ın Akıncı Üssü'ne zorla götürüldüğü yönündeki iddianın da doğru olmadığını öne süren Kahraman, bununla ilgili herhangi bir tanık ifadesi bulunmadığını aktardı.
Sanık Kahraman, Üsse geldiklerinde Ünal'ın kilitli bir odada tutulduğunu söylediğini ancak 141'inci Filo kameralarında Ünal'ın odaya rahatlıkla girip çıktığının ve odasının kilitli olmadığının görüldüğünü ileri sürdü.
Mütalaada somut delillerin bulunmadığını savunan Kahraman, sanıkların aleyhine olan ifadelere yer verildiğini, lehine olan ifadelerin ise mütalaada yer almadığını söyledi.
Kahraman, iddianamede ve mütalaada yer alan FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği iddiasını da kabul etmedi ve örgütle herhangi bir bağı bulunmadığını kaydetti.
Kahraman, suçsuz olduğunu savunarak, "Bir asker olarak 15 Temmuz günü bana verilerin emirleri yerine getirdim. Ülkem adına, ailem adına, kendi adıma yanlış bir şey yapmadım." dedi.
Sanık avukatının da savunmasının alınmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.
19.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz öncesi İstanbul'daki Sualtı Taarruz Komutanlığı'nda görev yapan eski astsubay Mevlüt Öncel, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Sanık Öncel, Akıncı Üssü nizamiyesinde darbe karşıtı vatandaşların askerler tarafından vurulmasının kısa mesafeden yapıldığı iddiasını reddederek, söz konusu ateşin uzak mesafeden asker olmayan keskin nişancılar tarafından yapıldığını ileri sürdü.
Darbe girişimi sırasında Boğaz Köprüsü'nde de vatandaşlara keskin nişancılar tarafından ateş açıldığı ve şehitler verildiğine dair haberleri ve çekilmiş video görüntülerini hatırlatan Öncel, kendisinin kimseye ateş etmediğini ileri sürdü.
Konuyla ilgili bilirkişi raporlarını hazırlayan uzmanların mahkemede dinlenilmediğini söyleyen Öncel, bu kişilerin mahkeme huzurunda dinlenilmesini talep etti.
Sanık avukatının da beyanlarının alınmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.
20.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, 15 Temmuz'da İstanbul'daki Sualtı Taarruz Komutanlığında astsubay rütbesiyle görev yapan Fatih Kaya, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
"Ben ne darbeciyim ne hainim ne de örgüt üyesiyim." diyen Kaya, olay günü sanık eski yüzbaşı Özay Cödel'in göreve çağırması üzerine birliğine katıldığını, bir süre sonra İstanbul'dan Akıncı Üssü'ne geldiklerini söyledi.
Kaya, emir üzerine Akıncı'da güvenlik maksatlı nöbet tuttuğunu, sabah saatlerinde bir patlama sesi geldiğini, üssün Eskişehir'deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nden kalkan uçaklar tarafından vurulduğunu öğrendiğini aktardı.
Aynı timde bulundukları askerlerle aralarında yaptıkları değerlendirmeden sonra Cödel'in yanına gittiklerini ve ne yapacaklarını sorduklarını anlatan Kaya, Cödel'in, "Bizi görev diye kandırdılar, isteyen kolluğa teslim olabilir, ben birliğe dönüp hesap soracağım." dediğini bildirdi.
Kaya, yaşananlar üzerine Akıncı'dan ayrıldığını, sonrasında jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındığını ve yargılama sürecinin başladığını anlattı.
Darbe girişiminden habersiz olduğunu, 15 Temmuz akşamı bu maksatla hareket etmediğini savunan Kaya, suçsuz olduğunu beyan etti.
Sanık avukatının da savunmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.
21.02.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, eski yüzbaşı Ümit Erim esas hakkındaki savunmasını yaptı. Sanık Erim, darbe girişiminde bulunduğuna ve FETÖ üyesi olduğuna dair somut bir delilin bulunmadığını ileri sürdü ve "Suçun işlenişine icrai bir katkım bulunmadığı ortadadır." ifadelerini kullandı.
Yargılama aşamasında maruz kaldığını iddia ettiği hukuksuzluklardan bahseden Erim, suçsuz olduğunu savundu.
Esas hakkında savunma yapan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli yüzbaşı Fatih Kahraman, mahkemedeki ilk savunmasını tekrarladığını dile getirdi.
Olay günü askeri hattan aranarak tatbikat olduğunun söylendiğini ve Akıncı Üssü'ne gitmesinin istendiğini ileri süren Kahraman, daha önce de bu şekilde göreve çağırıldığını söyledi.
Talimat üzerine askeri liseden bu yana tanıdığı sanık Ümit Erim'i aradığını ve kendisini Akıncı Üssü'ne bırakmasını istediğini aktaran Kahraman, birlikte üsse girdikten sonra buradaki askerlerin yönlendirmesiyle üs karargahına gittiklerini belirtti. Görüştüğü rütbeli bir askerin diğer özel kuvvetlerin göreve gittiğini ifade ederek, beklemesini söylediğini aktaran Kahraman, başka bir askerin ise kendisine terörle mücadele harekatı yapıldığını söylediğini öne sürdü.
Erim ile yaptıkları görüşme ve devlet büyüklerinin açıklamalarından yaşananların darbe girişimi olduğunu değerlendirdiklerini kaydeden Kahraman, kanunsuz bir olaya karışmamak için üsten ayrılmaya çalıştıklarını ancak yasak olduğunun söylenerek çıkışlarına izin verilmediğini anlattı.
Sabah saatlerine kadar konusu suç teşkil eden bir olaya karışmadan Erim ile beklediklerini belirten Kahraman, ilerleyen saatlerde gözaltına alındığını ve yargılama sürecinin başladığını beyan etti.
Kahraman, savunmasına 24 Şubat pazartesi devam edecek.
Mütalaadan
Davanın 21 Ocak 2019'da görülen duruşmasında esasa ilişkin mütalaasını açıklayan savcı, darbenin yöneticisi olan sivil imamlar Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş ile yönetici konumundaki 16 eski asker sanık hakkında "anayasal düzeni ihlal", "cumhurbaşkanına suikast" ve "kasten adam öldürme" suçlarından 79'ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istemişti.
Mütalaada, sanıklardan 324'ü hakkında "anayasal düzeni ihlal" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep eden savcı, 11 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsin yanı sıra iştirak ettikleri diğer suçlardan da cezalandırılmalarını talep etmişti.
Savcı, 9 sanığın "anayasayı ihlal suçuna yardım"dan 20 yıla kadar, 32 sanığın ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Mütalaada, 71 sanığın tüm suçlardan beraatine, darbe girişiminde bulunmak suçundan başka mahkemelerde ceza alan 2 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, aralarında örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve "sivil imam" Adil Öksüz'ün de bulunduğu 6 sanığın dosyasının ise ayrılmasına karar verilmesi talep edilmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(22 Şubat 2020, 14:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: