İzmir'de, FETÖ/PDY'nin sözde üst düzey yöneticileri ile telefonda irtibat kurduğu gerekçesiyle tutuklanarak, cezaevine gönderilen ve Urla Belediye Başkanlığı görevinden alınan CHP'li İbrahim Burak Oğuz hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Bu gelişme Fetö'nün siyasi ayağı olarak hükümeti ve AK Parti'yi suçlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu zor durumda bıraktı. Fetö'nün siyasi ayağını Meclis'te araştıralım diyen Kılıçdaroğlu'na tepkiler gelmişti. Siyasi ayağın bizzat CHP ve lideri Kılıçdaroğlu olduğunu ispatlayan açık deliller var.
20.01.2020 10:24 İzmir'de, FETÖ/PDY'nin sözde üst düzey yöneticileri ile telefonda irtibat kurduğu gerekçesiyle tutuklanarak, cezaevine gönderilen ve Urla Belediye Başkanlığı görevinden alınan CHP'li İbrahim Burak Oğuz hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.
13 Ocak'taki gelişmeye göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi'ne konulan CHP'li Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkındaki soruşturma tamamlandı. Oğuz hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan iddianame hazırlandı. İddianameyi İzmir 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi kabul etti. Duruşma tarihinin ilerleyen günlerde belli olacağı belirtildi.
'AFRİKA'YA KARŞI ÖZLEMİM VE SEVGİM VAR'
İddianamede, Oğuz'un KHK kapsamında kapatılan derneklerden İzmir Genç İş Adamları Derneği'ne üye olduğu, dernek faaliyetleriyle Afrika'ya seyahatler yaptığı anlatıldı. Oğuz'un ifadesinde, bu geziler ile ilgili olarak, "Benim küçüklüğümden beri Afrika'ya karşı özlemim ve sevgim var. Ofisimi yeni açtığım zaman gündemde Afrika ile ilgili birçok haber vardı. Ben de Afrika ile bir oluşumun içerisinde yer almak istedim. Afrika ile ilgili yaptığım araştırmalarda, söz konusu derneğin vasıtasıyla bu işlere katılabileceğim söylendi. Bunun üzerine söz konusu derneğe üye oldum. Hatta Afrika ile iş yapmak üzere bir şirket de kurdum ancak daha sonra istediğim gibi gitmediği için hissemi devrederek, ayrıldım" dediği kaydedildi.
'GEZDİM, GERİ GELDİM'
İddianamede soruşturma aşamasında ifadelerine başvurulan tanıkların anlatımları da yer aldı. Tanıklardan T.B.'nin Oğuz'u örgütün dini toplantılarında gördüğünü, toplantıları düzenleyen kişinin de şüphelinin kendisi olduğunu söylediği bildirildi. Ayrıca tanığın, dini konulardan bahsedip, muhafazakar biri olan Oğuz'u, 2011'deki 29 Ekim kutlamalarında belediyenin bir programında rakı içerken görüp şaşırdığını anlattığı ifade edildi.
İddianamede, T.B. adlı tanığın anlatımları üzerine İbrahim Burak Oğuz'un "Ben yukarıda beyan ettiğim ve açıkladığım üzere birkaç kez sohbetlere gitmiştim. Ben buralara başkalarının daveti üzerine gittim. Herhangi bir kimseyi davet etmedim. Çok uzun zaman geçtiği için de herhangi bir şekilde kimlerin katıldığını şu anda hatırlayamıyorum" şeklinde ifade verdiği belirtildi.
Yine tanık T.B.'nin Oğuz'un ABD'ye giderek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i ziyaret edip, elini öptüğünü anlattığı, Oğuz'un da bu iddialar karşısında "Fetullah Gülen ile tanışmadım. Amerika'ya gittiğimde sadece New York şehrinde durdum. Başka yere gitmedim. Ben tek başıma yurt dışına çıkmayı severim. New York'a da tek başıma gitmiştim. 2-3 gün kaldım, gezdim, geri geldim" dediği bildirildi.
'İŞİM GEREĞİ BİRÇOK GÖRÜŞME YAPMAKTAYIM'
İddianamede Oğuz'un üzerine kayıtlı telefon hattından, FETÖ'nün mahrem yapılanmasında faaliyet gösteren ve 15 Temmuz darbe girişimini planlayan 5 sivil imamdan biri olan Hakan Çiçek ve Feyzullah Demirci ile Mahmut Akpınar arasında yapılan görüşmelere de değinildi. Oğuz'un, bu suçlamalara karşı, "Hakan Çiçek ile ilgili zaten beyanda bulunmuştum. Diğerleri ile hangi şekilde ne amaçla irtibat kurduğumu bilmiyorum. Eski tarihlidir. İşim gereği birçok görüşme yapmaktayım. Muhasebesini tuttuğum şirketlerin ortaklarından biri olabilir. Biber soy isimli kişilerin sahibi olduğu yazılım veya bilgisayar şirketi defteri tutmuştum. Ancak tam tarihlerini hatırlayamıyorum" şeklinde yanıt verdiği belirtildi.
İddianamede bu suçlamayla ilgili olarak, "20.09.2017 tarihi ile 09.11.2018 tarihi arasında karşılıklı olarak aradı/arandı şeklinde 43 kez HTS kaydının olduğu, 43 kayıttan 20'sinin Lokman Uçan'ın firari olarak aranmaya başlandığı 22.11.2017 tarihinden sonra gerçekleştiği tespit edilmiştir. FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde faaliyet gösteren mahrem imamlardan Metin ve Fevzi kod adlı Hakan Çiçek tarafından kullanılan GSM hattı ile 10.12.2012 ile 24.03.2014 tarihleri arasında 17 kez irtibat kurduğu, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde genel müdür pozisyonunda faaliyet gösteren Faruk kod adlı Feyzullah Demirci tarafından kullanılan GSM hattı ile 15.01.2008 ile 17.09.2011 tarihleri arasında 6 kez irtibat kurduğu tespit edilmiştir" bilgisine yer verildi. Oğuz'un üzerine kayıtlı telefon hatlarının örgüt üyeleri tarafından kullanıldığı bilgisi de iddianamede yer aldı.
MAHREM İMAMLARA AİT ŞİRKETLERİN DEFTERLERİ TUTULMUŞ
Oğuz'un soruşturma aşamasında "Ben birçok şirkete mali müşavirlik hizmetinde bulundum. Bunların içinde mutlaka FETÖ ile alakalı şirketler vardır" şeklindeki ifadesiyle ilgili olarak ise iddianamede "İbrahim Burak Oğuz'a ait denetim ve mali müşavirlik şirketin defterini tuttuğu şirketler arasında emniyet mahrem imamları, TSK mahrem imamları, mülkiye mahrem imamları, dönemin İzmir il imamının ortağı ve yöneticisi olduğu şirketler ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü müzahiri şirket ve derneklerde kaydı bulunan şahıslara ait şirketlerin olduğu görülmüştür" tespitine yer verildi.
MAHREM İMAM İLE YAN YANA ABD'YE SEYAHAT ETMİŞ
Soruşturma kapsamında Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğü'nden temin edilen uçuş manifesto listeleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Bilgi Sistemi'nde bulunan veriler kullanılarak yapılan incelemeyle ilgili olarak da şu anlatım yer aldı: "26.10.2010 günü saat: 09.38'de İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan pasaport kontrolünden geçerek, Türk Hava Yollarının TK 1 sefer sayılı uçağı ile JFK (ABD) yurt dışına çıkarak Amerika ülkesine gittiği, 01.11.2010 tarihinde saat: 09.16'da İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan pasaport kontrolünden geçerek yurda giriş yaptığı, aynı uçakta, birlikte çıkış-giriş yaptığı şahıslara bakıldığında, aynı dakika içinde İbrahim Burak Oğuz ile birlikte pasaport kontrolünden geçen şahıslar arasında KOM Bilgi Sistemi belge evrak kaydında, hakkında mahrem imam ve FETÖ/PDY müzahiri şirketlerde SGK kaydı olduğuna dair bilgi bulunan ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması kapsamında hakkında adli işlem yapılan, arama kaydı bulunan Hüseyin Çakıroğlu'nun gidiş yolculuğunda 51a-m sıradaki koltuklarında yan yana seyahat ettikleri, dönüş yolculuğunda ise İbrahim Burak Oğuz'un 51-b, Hüseyin Çakıroğlu'nun ise 51-a sıralı koltukta yine yan yana seyahat ettikleri tespit edildi."
Davanın geçmişi
FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 'mahrem imamlar' ile telefonda görüştüğü ileri sürülen Urla Belediye Başkanı CHP'li İbrahim Burak Oğuz, 16 Aralık'ta ifadesi alınmak üzere adliyeye çağrıldı. Oğuz, savcılık ifadesinin ardından tutuklanma talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkarılan Oğuz, 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı ve görevden alındı. Oğuz'un avukatı, müvekkilinin tutuklanması kararına itiraz etti. İtirazı inceleyen 6. Sulh Ceza Hakimliği, tutukluluğun usule ve yasaya aykırı olmaması ve sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunması gerekçesiyle Oğuz'un tutukluluk halinin devamına karar verdi.
İŞTE SİYASİ AYAK, İŞTE CHP-FETÖ BAĞLANTILARI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Fetö'nün siyasi ayağını Meclis'te araştıralım çağrısına tepkiler geldi. Siyasi ayağın bizzat CHP ve lideri Kılıçdaroğlu olduğunu ispatlayan açık bulgular var. Fetö ile mücadele sürecinde montajlanmış ses kayıtlarını meclis kürsüsünden dinleten Kılıçdaroğlu, kayıtların montaj olduğu ortaya çıkmasına karşın özür dilememişti. 15 Temmuz akşamı darbeci askerlerle görüşerek Atatürk Havalimanından ayrılan Kılıçdaroğlu, darbeden bir süre önce iddia ettiği darbe olursa tankların üzerine ilk ben çıkarım" açıklamasının aksine davranmış, Bakırköy'de bir otel odasına kapanarak gelişmeleri izlemeye başlamıştı. Darbe girişimine o saatlerde hiç bir tepki göstermeyen Kılıçdaroğlu otel odasında TV ve telefonlaşmalardan darbe seyrini takip etmeye çalışmıştı.
İKİ AYRI AÇIKLAMA: DARBE BAŞARILI OLURSA .., OLMAZSA ..
İddialara göre iki ayrı açıklama hazırlanıyordu. Darbe başarılı olduğu taktirde "Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye'yi diktatörlerden kurtardı. Onlar darbeci değil gerçek kahramanlardır" şeklinde bir açıklama, darbe başarılı olmadığı taktirde ise "Demokrasiye bağlıyız. Bu hain darbe girişimini kınıyoruz" şeklinde bir başka açıklama yapılması planlanıyordu.
Bu iddiayı güçlendiren bulgu, Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını geç saatlerde yapmasıydı. Saat 22.00 gibi haberlerde yer almaya başlayan Darbe girişime ait bilgiler sonrası tüm TV'lerde dakika dakika alt yazılarla gelişmeler duyurulmaktaydı. Türkiye'de direniş ilk anlarda başlamıştı. Polisin darbeci askerlerle çatışmaya girdiği, ölü ve yaralıların olduğu bilgileri ilk anlarda haber olarak duyurulmuştu. 1. Ordu komutanı ilk saatlerde açıklama yaparak darbecileri teslim olmaya çağırmış, diğer üst düzey komutanlar da medyaya bağlanarak demokrasiye bağlılıklarını ve darbenin mağlup edileceğini açıklamışlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan kendisini öldürmeye gelen suikastçilerden izini kaybettirmeye çalışırken diğer taraftan 3g cep telefonu ile CNN'ne canlı yayın bağlantısı kurmayı başarmış, halkı darbeye direnmeye çağırmıştı. Gece geç saatler olmasına karşın tüm camilerde selalar okunmaya başlanmış, halkın her yerde meydanlarda toplanmaya başlamıştı. İşte bu gelişmeler sonrası CHP lideri Kılıçdaroğlu'dan açıklama gelmiş hükümete desteğini bildirmişti. MHP ve diğer siyasilerden ilk anlarda açıklamalar gelmesine karşın Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapmamasını "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'dan hala bir açıklama gelmedi" şeklinde aktarmış, saatler sonra açıklama yapmasını ise o gece dakika dakika tüm gelişmeleri verdiğimiz "ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe, Türkiye 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.." başlıklı canlı yayınında şu sözlerle duyurmuştuk:
"01:11 Kılıçdaroğlu nihayet konuştu: Demokrasimize sahip çıkıyoruz!.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu darbe girişimiyle ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu: "Bu ülke darbelerden çok çekmiştir. Aynı sıkıntıların yeniden yaşanmasını istemiyoruz. Cumhuriyet'e ve demokrasimize sahip çıkıyor; inancımızı eksiksiz bir şekilde koruyoruz. Herkes çok iyi bilmeli ki Cumhuriyet Halk Partisi, Parlamenter demokrasimizin vazgeçilmezi olan yurttaşlarımızın özgür iradesine bağlıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan suikastçilerden kaçarak İstanbul'a ulaşmaya çalışırken diğer taraftan cep telefonu ile halka ulaşmayı başarabiliyordu. Ama CHP lideri havaalanını kuşatan tankların üzerine çıkamıyor, aksine darbecilerle görüşerek havaalanından ayrılıyordu. Bir kaç kilometre mesafede girdiği otel odasından nedense bir açıklama yapamıyordu. CHP liderinin darbe girişimi karşısındaki bu açık kararsızlığı ve sessizliği darbeye destek değilse başka nasıl yorumlanabilir? O gece Kılıçdaroğlu'nun durumunu en iyi anlatan husus yaptığımız canlı yayındır. Dakika dakika yaşanan gelişmelerin saatleri çeşitli kaynaklardan da doğrulanabilir.
CHP'nin Fetö'nün siyasi ayağı olduğunu gösteren başka bulgular da var:
-CHP'li milletvekilleri Eren Erdem ve Enis Berberoğlu'ya verilen hapis cezaları. Eren Erdem'in CHP'li yetkilileri kendisine sahip çıkmamakla suçlaması, suç konusu belgeleri CHP'li yetkililerden aldığını iddia etmesi, hapis cezası alması durumunda 'yanarsam yakarım' iması.
-Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık öncesi FETÖ'nün hakim olduğu Emniyet İstihbarat polisleri için 'vatansever' ifadesini kullanması.
-CHP milletvekili Birgül Ayman'ın '30 Mart seçimlerinde CHP Cemaat'le işbirliği yaptı' açıklaması, bu açıklama sonrası disiplin kuruluna sevk edilmesi ve istifa etmesi.
-Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlarından Doç. Dr. Fatih Gürsul'un Fetö silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun sabit görülerek 10 yıl hapis cezası alması.
CHP-Fetö ilişkisi bunlarla sınırlı değil. Daha fazlası için şuraya bakılabilir. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel yapı-16 Aralık (2019) 'İzmir 1 sanık CHP Urla Bel.Bşk. İbrahim Burak Oğuz' davası
CHP'ye iki şok: Başkan tutuklandı
Paralel yapı-CHP bağlantısı
Darbe kötüye gidince ortaya çıktı: Sosyal Medyada Binler Sordu: Asıl Sen Neredeydin?
(20 Ocak 2020, 10:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: