Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
21.12.2019 13:05 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
09.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Mustafa İnce, olay tarihinde TRT'de güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, ana nizamiyede nöbet tuttuğu sırada askerlerin yerleşkeye geldiğini anlattı.
Askerlerin, silahını aldığını, ellerini bağladığını ve yere yatırdıklarını söyleyen İnce, "Ne olduğunu sorduğumda cevap vermediler. Bazıları tatbikat dedi. Bazıları IŞİD saldırısı olduğunu söyledi."
İnce, bir süre sonra helikopterden ateş açıldığını, daha sonra halkın yerleşkeye geldiğini, vatandaşları gören darbeci askerlerin dağıldığını, daha sonra polislere teslim olduklarını ifade etti.
Tanık Ercan Söküt de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Gölbaşı'ndaki evinden komşusu Mustafa Aldı ile önce Özel Harekat binasına oradan da TRT yerleşkesine gittiklerini anlattı.
TRT nizamiyesinin önünde askerlerin havaya ateş açtığını gördüklerini aktaran Söküt, "Askerlere, bu yaptığınız yanlış, bu bir darbedir, gelin teslim olun dedim. Dinlemediler. Ağaçlık alanda bir rütbeli ateş ediyordu. Arkadaşım Mustafa'yı ayağından vurdu. Sonra onu oradan aldım, hastaneye götürdüm." diye konuştu.
Kendisinin de elinden yaralandığını ifade eden Söküt, darbe girişiminde bulunan askerlerden şikayetçi olduğunu bildirdi.
"TRT'yi işgalden kurtarmak için oradaydık."
Tanık Mehmet Birgören de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından sonra oğlu ve damadıyla TRT binasının önüne gittiklerini, nizamiyede 30 kadar asker gördüğünü ve bu askerlerin havaya ateş açtıklarına tanık olduğunu söyledi.
"TRT'yi işgalden kurtarmak için oradaydık." ifadelerini kullanan Birgören, askerlerin ateş açması sonucu seken mermi parçaları nedeniyle kendisinin ve oğlunun yaralandığını, bölgeden ayrılıp önce eve, ardından da hastaneye gittiklerini söyledi.
Olay tarihinde 13 yaşında olan ve babasıyla birlikte darbe girişimine karşı koymak için TRT yerleşkesinin önüne giden Muhammet Emin Birgören de o gece yaşadıklarını mahkemede tanık sıfatıyla anlattı.
Muhammet Emin Birgören, babasıyla ve eniştesiyle TRT binasının önüne gittiklerinde askerlerin vatandaşları içeri sokmamak için havaya ateş açtıklarını gördüğünü söyledi.
Mermileri azalınca askerlerin geriye doğru çekildiklerini ifade eden Birgören, "Askerler orada halkımıza kötü davranıyordu. Yapmaması gereken şeyler yapıyordu. Biz oraya savaşmaya gitmiştik. Nizamiye kapısından seken mermiler üzerime geldi. Vatandaşlar içeri girmeye başlayınca bizde hastaneye gittik." dedi.
Sanık avukatlarının sorularını yanıtlayan Birgören, bir avukatın, "Savaşmaya gittim dediniz. Askerle savaşmaya mı gittiniz?" sorusunu, "Askerle savaşmaya değil, teröristle savaşmaya gittim." şeklinde yanıtladı.
Birgören, avukatın, "Asker mi terörist?" sorusu üzerine ise "Vatandaşa kurşun sıkan terörist değil midir?" karşılığını verdi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
10.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, müştekiler, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen İlyas Türkmen, olay tarihinde Ankara Merkez Komutanlığına bağlı Oran İnzibat Karakolu'nda vatani görevini yaptığını söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam saat 19.00'da Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Oran Lojmanları'ndaki 1 No'lu nizamiyede nöbetçi kayıt görevlisi olduğunu anlatan Türkmen, "Ankara'da hareketlilik olduğu söylendi. 'Darbe girişimi olabilir' denildi. Başlık ve çelik yelek giydik." diye konuştu.
"Kendim görmedim ama 2 No'lu nizamiyeden diğer birliklerden zırhlı araçlar girmiş. 'Lojmanın güvenliğini almak için geldik' demişler." diye konuşan Türkmen, sabaha kadar nöbet tuttuğunu, o süre zarfı içinde herhangi bir çatışmaya şahit olmadığını belirtti.
Tanık Fatih Bakırcı, 15 Temmuz'da MSB Oran lojmanlarında vatani görevini yaptığını, olay gecesi koğuşta dinlendiği sırada çavuşun koğuşa geldiğini ve oradaki erleri nöbet yerlerine sevk ettiği anlattı.
"15 Temmuz'da 2 No'lu nizamiyede saat 21.00'den sabaha kadar nöbet tutum." diye konuşan Bakırcı, nöbeti esnasında iki otobüs askerin nizamiyeden lojmanlara giriş yaptığını gördüğünü aktardı.
Tanık Yusuf Durmaz da saat 21.00-23.00 nöbetine gittiğini, nöbet esnasında bir kargaşa olduğunu, saat 22.00 civarında Üsteğmen Emin Köse'nin nöbet tuttuğu yere gelerek, darbe girişimi olduğunu söylediğini belirtti.
Nöbet tuttuğu nizamiyenin karşısına iki otobüs ve bir binek aracın geldiğini bir müddet sonra giriş yaptıklarını kaydeden Durmaz, darbe girişimine katılan askerleri görmediğini, sabaha kadar nöbet tuttuğunu vurguladı.
Tanık Salih Sarı da darbe girişiminin yaşandığı gece 2 No'lu nizamiyede araç giriş çıkışlarından sorumlu olduğunu ve kayıt işlemlerini yaptığını söyledi.
Sarı, şunları anlattı:
"Karakol komutanı Emin Köse nizamiyeye geldi. Telefondan köprünün kapatıldığını gördük. Saat 22.00-23.00 arası Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan iki binek araç geldi. Araçtan inen binbaşı, üsteğmen Emin Köse ile konuştuktan 15 dakika sonra iki tane otobüs nizamiyeden içeri girdi. Lojman ve TRT'de güvenlik önlemlerini almaya geldiklerini duydum."
Tanık erler Ferdi Barlak, Ali Yazgan ve Abdulvahap Yıldırım'ın beyanlarının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
12.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Tanık sıfatıyla ifade veren Yakup Y, olay tarihinde astsubay rütbesiyle Muhafız Alayında görev aldığını dile getirdi.
FETÖ'nün mahrem imamlarınca ankesörlü telefonla arandığı gerekçesiyle hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açıldığını belirten Yakup Y, "Ben bu yapının normal bir cemaat olmadığını anlamıştım. 2013'ten sonra irtibatımı kestim. Hatta bana ulaşamasınlar diye telefon numaramı dahi değiştirdim. Ancak yeni numaramdan da beni aramaya devam ettiler." açıklamasını yaptı.
Darbe girişimine ilişkin bilgi ve görgüsü sorulan Yakup Y, olay öncesi darbe hazırlığı anlamına gelebilecek bir durumla karşılaşmadığını, ancak olası bir tatbikattan bahsedildiğini bildirdi.
Olay günü mesai bitiminden sonra evine gittiğini anlatan Yakup Y, ilerleyen saatlerde mesaiye tekrar çağırıldığını, kışlaya girdikten sonra da darbeye ilişkin bir emir ya da talimat veren kimseyle karşılaşmadığını belirtti.
Telsizden darbe açıklaması
Tanık olarak dinlenen İlyas A, 15 Temmuz'da astsubay olarak Muhafız Alayında görev yaptığını, olay günü de nöbetçi olduğundan kışlaya sabah saatlerinde gittiğini dile getirdi.
Nöbet toplantısına katıldığını belirten İlyas A, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın alıkonulması davasından ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan eski binbaşı Haydar Aktaş'ın toplantıya gelerek "görev değişikliği yapıldığını, 15 Temmuz günü nöbetçi amirinin kendisi olduğunu ve akşam saatlerinde tatbikat yapılabileceğini" söylediğini bildirdi.
Toplantı sonrası görevinin başına döndüğünü bildiren İlyas A, gün içinde olağan dışı bir durumla karşılaşmadığını, akşam saatlerinde ise Aktaş'ın telsizden "darbe" açıklaması yaptığını anlattı.
Aktaş'ın, "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu." ifadelerini kullandığını kaydeden İlyas A, kendisinin nöbetine devam ettiğini, kanun dışı bir olaya karışmadığını söyledi.
Diğer tanıkların da dinlenilmesinin ardından duruşma yarına bırakıldı.
17.12.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Tanık sıfatıyla dinlenen, olay tarihinde yarbay rütbesiyle görev yapan İlker Yazır, 15 Temmuz'da tabur komutanı olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda görev yaptığını söyledi.
Olay günü sabah saatlerinde alayda bir toplantı yapıldığını anlatan Yazır, toplantının ardından alay komutanı Barış'a giderek 18 Temmuz'da yapılması planlanan törene ilişkin bilgi verdiklerini ifade etti. Toplantı sırasında Barış'ın, "Akşam tatbikat yapılacak." dediğini anlatan Yazır, kendisinin de arasında bulunduğu tatbikatta görevli olmayan bazı personelin odadan çıktığını aktardı.
Yazır, mesai bitiminden sonra evine gittiğini, evine giderken havada uçan uçakları gördüğünü, 15 Temmuz günü nöbetçi amiri olan eski binbaşı Haydar Aktaş'ın kendisini aradığını ve birliğe terör saldırısı olduğunu söyleyerek kışlaya çağırdığını dile getirdi.
Bunun üzerine taburunda görevli olan bir personeli aradığını, herhangi bir olumsuz durumun olup olmadığını sorduğunu anlatan Yazır, olumsuzluk olmadığını öğrenmesi üzerine o tarihte yarbay rütbesinde görevli olan Ahmet Hatip'i aradığını ve bir süre sonra da Muhafız Alayı'na gittiğini bildirdi.
Yazır, alayda nöbetçi subay ile görüştüğünü, nöbetçi amiri Aktaş'ın bazı askerleri silahlandırdığını öğrendiğini, saat 00.00 sularında alay karargahına gitmeye karar verdiğini, yolda Hatip'i gördüğünü, Hatip ile Barış'ın yanına gittiklerini beyan etti.
Eski kurmay albay Barış'ın kendilerini görünce şaşırdığını ve neden birliğe geldiklerini sorduğunu anlatan Yazır, Barış'ın darbecilerin atama listesini kendilerine gösterdiğini ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu açıklamasını yaptığını kaydetti.
Barış'ın kendisine bazı görevler verdiğini aktaran Yazır, bu sırada açık olan televizyondan darbe bildirisinin okunduğunu belirtti.
Tabur personeline başka kimseden emir almamaları talimatı verdiğini bildiren Yazır, kışlada bulunan darbe karşıtı askerlerle 16 Temmuz'un ilk saatlerinden itibaren kışla dışına çıkan askerleri geri döndürmeye çalıştıklarını beyan etti.
Yazır, darbe girişimi sırasında birkaç sefer telefon görüşmesi yaptığı dönemin Ankara İl Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'ın kendisine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın ne durumda olduğunu sorduğunu, konuyla ilgili aradığı nöbetçi amiri Aktaş'ın kendisine bilgi vermeyerek telefonu kapattığını dile getirdi.
Bunun üzerine darbe girişiminde bulunduğunu düşündükleri kişileri etkisiz hale getirme kararı aldıklarını anlatan Yazır, alay karargahına gittiklerinde yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Alay karargahına gittik, binbaşı Aktaş'ı almak istiyorduk ama alay komutanı Barış, 'Bizler askeriz, neden böyle yapıyorsunuz?' dedi. Bunun üzerine Ahmet Hatip, 'Bundan önce yapacağınızı yapmışsınız zaten, bu saatten sonra alaya emir komuta edemezsiniz.' dedi. Barış'ın odasına geçtik. Barış, 'Bütün suç benim.' dedi. Barış'ın şoförünü arayıp gitme isteğinde olduğunu anladık, 'Cumhurbaşkanını karşılayacağını' söyledi. Hatip Yarbay'la dışarı çıkamayacağını söyledik. Ankara Emniyet Müdürü Karaaslan'ı aradım, Kasırga'yı kaçıran kişiyi ve alay komutanını kendisine teslim edeceğimizi söyledim. Bir süre sonra gelen araç ile ikisini de emniyete teslim ettik."
141 kez ağırlaştırılmış müebbet
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı darbe davasının sanıklarından olan eski alay komutanı Barış, darbenin planlayıcıları ve yöneticileri arasında olduğu gerekçesiyle Genelkurmay çatı davasında da yargılanmıştı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve 20 Haziran'da karara bağlanan davada Barış, "anayasayı ihlal" ve "Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından birer, 139 kişiye yönelik "kasten öldürmek" suçundan da 139 kez olmak üzere toplam 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı' davası
(21 Aralık 2019, 13:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: