İstanbul'da görülen Cumhuriyet Gazetesi'nin Fetö'ye destek amaçlı yayın yaptığı suçlamasını konu alan ve 13 sanığın hapsiyle sonuçlanan, ardından Yargıtay'ın kararları bozması sonrası tekrar görülen davada mahkeme 13 hapis kararından 12'sinde direndi. Kadri Gürsel'e beraat kararı veren mahkeme, diğer 12 sanık hakkında ise bozma kararına direnilmesine hükmetti.
01.12.2019 11:55 İstanbul'da görülen Cumhuriyet Gazetesi'nin Fetö'ye destek amaçlı yayın yaptığı suçlamasını konu alan ve 13 sanığın hapsiyle sonuçlanan, ardından Yargıtay'ın kararları bozması sonrası tekrar görülen davada mahkeme 13 hapis kararından 12'sinde direndi. Kadri Gürsel'e beraat kararı veren mahkeme, diğer 12 sanık hakkında ise bozma kararına direnilmesine hükmetti.
21 Kasım'da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Akın Atalay, Orhan Erinç, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya, Ahmet Şık, Önder Çelik, Bülent Utku, Güray Tekinöz, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel katıldı.
SAVCI: 'ESKİ KARARDA DİRENİLSİN'
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma kararına ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı, sanıkların eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ederek FETÖ, PKK, DHKP-C terör örgütlerine yardım etme suçunu işlediklerini öne sürerek Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma kararına direnilmesini ve sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Direnmeye ilişkin mahkemeye savcılıkça sunulan mütalaada, sanıklar tarafından eylem ve fikir birliği içerisinde hareket edildiği belirtilerek, FETÖ tarafından örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanılan Taraf gazetesinin, kamuoyunda bu niteliği anlaşıldıktan sonra 17-25 Aralık darbe girişiminin hemen öncesinde 2013 yılı içerisinde gazetenin yönetiminde etkin konumda olan Cumhuriyet Vakfı'nın yönetiminin, kanuna ve hukuka aykırı işlemler ve yönetim kurulunda yapılan usulsüz oylamalar sonrasında bir kısım sanık tarafından ele geçirildiği ifade edildi.
Yönetimin ele geçirilmesini takip eden süreçte gazetede ve internet sitesinde bilinçli ve sistematik olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal düzeni ve toprak bütünlüğü aleyhine faaliyet yürüten silahlı terör örgütlerinin bu amaç ve hedeflerine ulaşması için terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda eylemlerin gerçekleştirildiği aktarılan mütalaada, yayın faaliyeti adı altında terör örgütü elebaşısı ve yöneticilerinin şiddet çağrısı yapan açıklamalarına yer verildiği belirtildi.
Mütalaada, FETÖ mensupları tarafından oluşturulan sahte delil ve belgeler üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni terör örgütleriyle irtibatlandırmak çabasına yönelik faaliyette bulunarak FETÖ, PKK ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı gibi hareket edildiği, terör örgütlerinin eylemlerini perdeleyip meşru gösterme gayreti ile illegal bölücü ve yıkıcı silahlı terör örgütlerinin amaç ve hedefleri doğrultusunda yayınlar yapıldığının anlaşıldığı vurgulandı.
Firari sanık Can Dündar ve ekibinin gazetede etkin konumda geldiği, 17-25 Aralık darbe girişimi sürecinde ve sonrasında sistematik biçimde yalan haberler üretilerek Türkiye Cumhuriyeti Devletini, gerek yurt içinde gerek yurt dışında itibarsızlaştırma amacıyla hareket edildiği belirtilen mütalaada, devlet ve hükümet aleyhine terör örgütleri FETÖ, PKK ve DHKP/C'nin amaçlarına ulaşması yönünde faaliyet yürütüldüğü ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
'Bir kısmı tutuklu bir kısmı firari FETÖ üyesi yargı mensuplarıyla görüşme yapılarak, haber adı altında FETÖ'nün devlete yönelik operasyonel eylemlerine destek olunmuştur. 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihinde FETÖ tarafından durdurulan MİT tırlarıyla ilgili gerçek dışı, somut ve nesnel dayanağı olmayan, yayınlarla ulusal ve uluslararası kamuoyunda Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör örgütlerini desteklediği algısı oluşturmak amacıyla hareket etmişlerdir.'
Mütalaada, 31 Mart 2015'te terör örgütü DHKP/C mensupları tarafından cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesine ilişkin gazetede çıkan ve sanık Ahmet Şık tarafından teröristlerle yapılan röportajda, DHKP/C'li teröristlerin eylemlerinin meşru gösterildiği ve aklamaya çalışıldığı, yine FETÖ tarafından kara propaganda amacıyla sosyal medyada açılan 'Fuatavni' ve 'jeansbiri' adlı hesaplardan yapılan paylaşımlara, gazetede ve internet sitesinde yoğun bir biçimde yer verildiği anlatıldı.
'Darbenin meşrulaştırılması için hareket ettiler'
Mütalaada, FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü öncesinde darbenin meşrulaştırılmasını sağlama amacı ve kastıyla hareket eden sanıklar tarafından darbe girişimi sonrasında da FETÖ silahlı terör örgütü lehine ve destek niteliğinde gerçeğe aykırı yayınların yapıldığının tespit edildiği anlatıldı.
Mütalaada, şu ifadelere yer verildi:
'Türkiye Cumhuriyet devleti milleti ve fertlerinin güvenliği birliği, huzur ve düzeni ile toprak bütünlüğünü tehdit eden bu olguları bozup yıkmaya yönelik, yalan haber, operasyonel amaçlı yazı ve paylaşımlar ile devletin toprak bütünlüğüne, bağımsızlık ve egemenlik haklarına saldırıda bulunan ve tüm dünyanın silahlı terör örgütü olarak kabul ettiği PKK terör örgütü, DHKP/C terör örgütü ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile çok sayıda insanımızı ve güvenlik görevlimizi şehit eden FETÖ silahlı terör örgütünün hukuka aykırı amaç ve hedeflerine ulaşmasına çalışılmış, sistematik bir şekilde bu örgütlere yardım ve destekte bulunulmuştur.'
Mütalaada, yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararına karşı direnme kararı verilerek, daha önceki mütalaada belirtilen sevk maddeleri gereğince sanıkların cezalandırılması talep edildi.
SANIKLAR: 'BOZMAYA UYULSUN'
Bozma kararına ilişkin görüşü sorulan Kadri Gürsel, Akın Atalay, Güray Öz, Hakan Karasinir, Musa Kart, Hikmet Çetinkaya, Murat Sabuncu, Orhan Erinç, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik bozma kararına uyulmasını istedi. Sanık Ahmet Şık ise, 'Ben buna Cumhuriyet komplosu diyeceğim, dava diyemeyeceğim. Bütün bu yargılamada tek tespit edilen bir suç olduğu, bu suç burada yargılanan sanıklar tarafından işlenmedi. Savcı bey mütalaasıyla bu suça ortak oldu. Sizin de savcıya ortak olup olmayacağınız verdiğiniz kararla belli olacak' dedi. Sanık Aydın Engin de 'Savcı bey iddianameye bütünüyle sahip çıktı kendisinin bir hukukçu olduğunu unuttu' diye konuştu. Sanık Bülent Utku ise Cumhuriyet gazetesi davasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, başından beri siyasi olduğunu, savcının mütalaasının tamamının da siyasi olduğunu söyledi.
'ÇİZERİN ÇİZİM YAPMASI YASAK'
Mahkeme Başkanı Ersin Öztürk, duruşma salonunda çizim yapmanın yasak olduğunu belirtince güvenlik görevlileri tarafından çizer uyarıldı. Bunun üzerine çizer, salondan dışarı çıktı.
SON SÖZ TARTIŞMASI
Mahkeme başkanının sanıklara son sözlerini sorması üzerine sanık avukatlarından Bahri Belen söz alarak, usulen mahkemenin önce Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağı yönünde karar vermesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı ise son sözleri aldıktan bozmaya ilişkin kararlarını hükümle birlikte açıklayacaklarını söyledi. Bunun üzerine sanık avukatlarından Ergin Cinmen usule uyulmadığı gerekçesi ile reddi hakim talebinde bulundu. Cinmen'in reddi hakim talebini reddeden mahkeme sanıkların son sözlerini aldı.
SON SÖZLER ALINDI
Son sözleri için kürsüye çıkan sanıklar beraatlerini talep etti. Sanık Ahmet Şık, 'Yargıtay kararı doğruları yansıttı ama eksiktir. Burada sanık olarak yargılanan herkesin beraat etmesi gerekir. Yargıtay kararı, soruşturma ve kovuşturma aşamasındakilerin hukukçu olamadığının teşhisidir. Bu komploda görev alan her kim olursa olsun yargı önüne çıkmalı. Komplonun sahibi iktidar, ortaklığını yapan yargı ve medya bilsin ki ne korkacak ne diz çökeceğiz' dedi.
Sanık Akın Atalay, 'Hakkımızda 'FETÖ'ye yardım' iddiasıyla dava açan savcı Murat İnam'ın Yargıtay'da FETÖ üyeliğinden yargılanması devam ediyor. Madem ki bu davada suç ortaklığı yaptık, o zaman hepimizi için aynı hükmü kurun. Bizlerin şahsında gazetecilik mahkum edilmeye çalışıldı. Gazetecilik tutuklandı, gazetecilik cezalandırıldı' diye konuştu.
Sanık Aydın Engin de' Sizler yargının siyasallaştığıyla ilgili çok ciddi iddiaların olduğu dönemde Cumhuriyet Davası gibi simgesel bir davada çok ciddi kararlar vereceksiniz. Bu sizin sınavınız, benim değil. Kolay gelsin' dedi.
Sanık Musa Kart da 'Bir mizahçının hayal gücünü aşan bir döneme tanıklık ettik. 9 ay Silivri'de kaldıktan sonra hakim karşısına çıktık. Yargıtay yaptığımızın gazetecilik olduğuna karar vermişken bir özür beklemeyelim mi? Evet, ben bir özür bekliyorum' dedi.
Son sözlerin ardından mahkeme heyeti müzakereye çekildi.
MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
Mahkeme kararında, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına sanık Kadri Gürsel yönünden Anayasa Mahkemesi'nin kararı, diğer sanıklara göre konumu, iddianameye konu yazısının ise ağır eleştiri kapsamında değerlendirmesi gerektiği yönetim kurulunda olmadığı, bu nedenle bu sanık yönünden bozma ilamına uyulmasına karar verdi. Mahkeme diğer 12 sanık yönünde ise atılı suçun sabit olduğu gerekçesiyle bozma ilamına direnilmesine hükmetti.
KADRİ GÜRSEL'E BERAAT
Mahkeme, sanık Kadri Gürsel hakkında Anayasa Mahkemesi'nin kararı diğer sanıklara göre konumu, iddianameye konu yazısının ise ağır eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, yönetim kurulunda olmadığı, bu nedenle her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatına karar verdi.
12 SANIĞA ESKİ CEZALAR VERİLDİ
Diğer sanıklar yönünden daha önceki kararında direnen mahkeme heyeti, 'Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım etmek' suçundan Akın Atalay'a 8 yıl 1 ay 15 gün, Orhan Erinç'e 6 yıl 3 ay, Hikmet Çetinkaya'ya 6 yıl 3 ay Murat Sabuncu'nun 7 yıl 6 ay, Bülent Utku'nun 4 yıl 6 ay, Önder Çelik'in 3 yıl 9 ay, Musa Kart'ın 3 yıl 9 ay, Hakan Karasinir'in 3 yıl 9 ay, Mustafa Kemal Güngör'ün 3 yıl 9 ay, Güray Tekinöz 3 yıl 9 ay, Aydın Engin'in 7 yıl 6 ay, Ahmet Şık'ın 7 yıl 6 ay karar verdi. Bu 12 sanığın yurt dışına çıkış yasaklarının devamına hükmetti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2018'de Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda verdiği kararında, 'Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme' suçundan, gazetenin eski çalışanları Akın Atalay'a 8 yıl 1 ay 15 gün, Orhan Erinç'e 6 yıl 3 ay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Aydın Engin'e 7 yıl 6'şar ay ve Hikmet Çetinkaya'ya 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti. Sanıklar Bülent Utku 4 yıl 6 ay, 2 yıl 6 ay, Güray Tekin Öz, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik'e 3 yıl 9'ar ay, Yusuf Emre İper'e de 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmesine hükmedilmişti. Sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın ise tüm suçlamalardan beraatlerine karar verilmişti. Twitter'da 'Jeansbiri' isimli hesabın sahibi olan sanık Ahmet Kemal Aydoğdu 'örgüt üyeliği' suçundan aldığı 10 yıl hapis cezasına çarptırılırken; firari sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır'ın dosyasının da ayrılmasına karar verilmişti.
5 YILIN ALTINDA CEZA ALANLAR CEZAEVİNE GİRMİŞTİ
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (İstinaf) mahkemenin kararı, 19 Şubat 2019'da onadı. İstinafın onayının ardından, 5 yıla kadar hapis cezası almış olan Kadri Gürsel, Güray Öz, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper, Önder Çelik, Bülent Utku ve Hakan Kara'nın cezası kesinleşmiş oldu. Bu kararla 5 yılın altında ceza almış olan sanıklar Güray Öz, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper, Önder Çelik ve Hakan Kara 25 Nisan 2019'da cezaevine girdi. Kadri Gürsel ise 29 Mayıs 2019'da cezaevine girdi. Cezası 5 yılın üstünde olanların dosyası ise Yargıtay'a gönderildi.
YARGITAY KARARI BOZMUŞTU
Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 12 Eylül 2019'da Cumhuriyet gazetesi eski çalışanları hakkındaki 'terör örgütüne yardım'dan verilen mahkumiyet kararlarını bozmuştu. Yargıtay, mahkumiyet hükümleri istinaf mahkemesinde kesinleşerek cezaevine giren sanıklar Önder Çelik, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara ve Mustafa Kemal Güngör'e de sirayet etmesi gerektiğine karar vererek cezalarının infazının durdurulmasına hükmetmişti. Hakkında yakalama kararı bulunan Bülent Utku'nun yakalama kararının kaldırılmasına da hükmeden Yargıtay, tahliyesine karar verilen sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulmasını kararlaştırmıştı. Gazetenin muhasebe servisi çalışanı Emre İper hakkında ise cezasının onanmasına karar verilmişti. İper, yargı paketinde yapılan değişiklik sonrası tahliye olmuştu. Öte yandan, Twitter'da 'Jeansbiri' isimli hesabın sahibi olan sanık Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise 'örgüt üyeliği' suçundan aldığı 10 yıl hapis cezasının onanmasına karar verilmişti.
Paralel yapı-04 Nisan (2017) 'İstanbul 20 sanık (ilk 19) Cumhuriyet Gazetesi Yapılanması' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(01 Aralık 2019, 11:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: