Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 kişinin yargılandığı davanın görülmesine savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
02.11.2019 16:13 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 475 kişinin yargılandığı davanın görülmesine savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı sanık savunmalarıyla devam edildi.
21.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada darbe girişiminin yaşandığı dönemde Eskişehir'deki Muharip Hava Kuvveti Harekat Başkanlığında görev yapan sanık eski kurmay yüzbaşı Volkan Boy savunma yaptı.
Boy, suçlamaları reddederek başladığı savunmasında iddia edildiği üzere FETÖ/PDY üyesi olmadığını söyledi.
Hiçbir örgütün sempatizanı da olmadığını ileri süren Boy, zanna dayalı bulduğu ithamı kabul etmediğini belirtti.
Boy, darbe girişiminin yaşanmasından önce 11 Temmuz'da yıllık izne ayrılmakla da suçlandığını ifade ederek, planlı olarak izne çıktığını ancak iznin suç değil, hak olduğunu savundu.
Darbe faaliyeti sırasında bu davanın da sanıklarından eski albay Abdurrahman Arslan'ın yönlendirmesiyle Balıkesir Üssü'ne gittiği yönündeki suçlamayı da kabul etmeyen Boy, kimsenin kendisini yönlendirmeye çalışmadığını, o gece neler olup bittiğine dair görüşmeler yapmaya çalıştığını öne sürdü.
Birliğinin bulunduğu Eskişehir'e gitmek üzere yola çıktığını ancak gece yol güvenliği dolayısıyla Balıkesir'de dinlemek için orduevine gitmeye karar verdiğini anlatan Boy ancak kalabalık olduğu için gidemediğini ve askeri üssün misafirhanesinde kalma düşüncesiyle buraya geçtiğini ifade etti.
Boy, üssün darbe girişimine karışması ihtimali üzerine kısa süre kalıp ayrıldığını iddia etti.
Darbe girişimine iştirak etmediğini savunan Boy, tahliyesini ve beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
22.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde 10. Tanker Üs Komutanlığının eski malzeme komutanı sanık yarbay Hamza Aras savunma yaptı.
Darbe girişimini destekleyici somut hiçbir faaliyetinin bulunmadığını savunan Aras, FETÖ üyeliği dahil tarafına isnat edilen suçlara yönelik bir delil de bulunmadığını ileri sürdü. Aras, 15 Temmuz'da üs komutanı Bekir Ercan Van'ın 16.00 gibi istemesi üzerine 3 tanker uçağın hazırlanmasını sağladığını belirterek, emir verilen saatte darbe faaliyetine yönelik herhangi bir eylemin bulunmadığını kaydetti.
Terörle mücadele harekatı kapsamında bunu yaptığını öne süren Aras, yine bu kapsamda üste bulunduğunu belirtti.
Aras, darbe girişiminden 23.00'te haberdar olduğunu savunarak, o gece üs içinde sorumluluk sahası dışında bir yere gitmediğini, normal mesaisinde ne yapıyorsa yine onu yaptığını, darbe faaliyeti içinde bulunmadığını ileri sürdü. Mesaiye geldiği için suçlu ilan edildiğini iddia eden Aras, böyle bir durumda o akşam üste bulunan personelin tamamının suçlu olması gerektiğini söyledi.
Darbe teşebbüsüne karışmadığını savunan Aras, suçlamaları reddederek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Adana İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı'nda görevli sanık eski pilot üsteğmen Hızır Özyuva da savunmasında, Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin talimatıyla uçuş yaptıklarını anlattı.
"Asena 03" çağrı adıyla 05.00 civarı gerekli izinleri aldıktan sonra kalkış yaptıklarını anlatan Özyuva, 06.30-06.45 civarı bir uçağın yakıt alımı yaptığını belirtti. Özyuva, yakıt ikmali için gelen uçağın amacının ne olduğunu bilemeyeceklerini ve darbe girişimine iştirak etmediklerini ileri sürdü.
İddia edildiği üzere telsizi kapatmadıklarını da belirten Özyuva, darbeci olsa dahi karşı unsurları duymak için telsizi kapatmayacağını vurguladı.
Duruşmaya yarın Özyuva'nın savunmasıyla devam edilmek üzere ara verildi.
23.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada darbe girişiminin yaşandığı dönemde Adana İncirlik 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı'nda görevli sanık eski pilot üsteğmen Hızır Özyuva başladığı savunmasını tamamladı.
"Silahlı bir kalkışma olduğunu bilseydim buna tüm gücümle karşı koyardım." diyen Özyuva, olay günü tüm emirleri sıralı amirlerinden aldığını ileri sürdü.
15 Temmuz'da, 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı Uçak Bakım Tabur Komutanlığı'nda teğmen olarak görev yapan Mesut Baytürk de savunmasında yöneltilen suçlamaları reddetti.
Darbe girişimine katılmak üzere bizzat üs komutanı tarafından çağrıldığına yönelik iddia üzerine Baytürk, emir üzerine geldiğini ancak beklemekten başka bir faaliyeti bulunmadığını iddia etti.
Baytürk, üs komutanı Bekir Ercan Van'ın ifadesi sırasında "Baytürk'ü neden çağırdınız?" sorusuna, telefonlara bakması için çağırdığını söylediğini, kendisinin de neden çağrıldığını burada öğrendiğini ileri sürdü.
Darbe girişimine destek manasında bir şey yapmadığını savunan Baytürk, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Savunma yapmak üzere söz verilen sanık eski pilot üsteğmen Fatih Akbulut ise mağdur edildiğini ileri sürdü.
Esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapmayan Akbulut, tahliye dahil herhangi bir talepte de bulunmadığını söyledi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
24.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Konya 3. Ana Jet Üssü 135. Filo'da görevli helikopter teknisyeni eski astsubay Yahya Baştan savunma yaptı.
Baştan, Bursa'da yıllık iznini geçirirken atölye şefi Köksal Demirtuğ'un 13 Temmuz'da arayıp personel eksikliğinden dolayı üsse dönüş yapmasını istediğini belirterek, o tarihteki en kıdemsiz personelin kendisi olduğunu ve bu yüzden izinden çağrılan birkaç personel arasında bulunduğunu ileri sürdü.
15 Temmuz sabahı mesaiye gittiğini ve normal işlerini yaptığını, saat 14.15'te Demirtuğ'un filonun tatbikat düzenleyebileceğini, buna da iki helikopterin katılacağını ve helikopterlere teknisyen olarak bineceklerini söylediğini iddia eden Baştan, daha sonra bilgisayardan kontrol ettiğinde bir helikopterin planlandığını ve kurtarma tatbikatı gerçekleştirileceğini gördüğünü bildirdi.
Baştan, saat 17.45'te helikopter başında beklerken gelen iki pilotun, bir helikopterin daha kalkış yapacağını, ona geçmesini istediklerini ifade etti.
Birine Demirtuğ'un, diğerine de kendisinin bindiğini dile getiren Baştan, kurtarma tatbikatı için kalkış yaptıklarını düşünürken çalışma sahası dışına çıktıklarını ve saat 20.30-21.00 civarı Yalova Hava Meydan Komutanlığı'na indiklerini anlattı.
Baştan, "bilmesi gereken prensibi" gereği kendisinin bilgilendirilmediğini düşündüğünü belirterek, bir ara pilotlardan Mehmet Fatih Özkan'a neden Yalova'ya geldiklerini sorduğunu, onun da cevap olarak sadece Fenerbahçe Orduevi'ne gideceklerini söylediğini, başka bir bilgi vermediğini öne sürdü.
Kalkış yapacakları bildirildiğinde pilotlardan üsteğmen Mustafa Şenyüz'ün gelip kendini iyi hissetmediğini ve uçuşa katılamayacağını söylediğini, bunun üzerine helikoptere pilot binbaşı Kenan Comart'ın bindiğini söyleyen Baştan, saat 21.45'te havalandıklarını söyledi.
Baştan, bir iki yerde iniş gerçekleştirdikten sonra neresi olduğunu sonradan öğrendiği Moda Düğün Salonu'nun otoparkında beklediklerini dile getirerek, Comart'ın Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın geleceğini ve onu karşılamasını bildirdiğini ifade etti.
Ne olduğunu anlayamadan Ünal'ın geldiğini ve helikoptere bindiğini, zorla alıkonulduğunu düşündürecek bir şey bulunmadığını öne süren Baştan, koruma amaçlı bir görev yaptıklarını düşündüğünü ileri sürdü.
Baştan, 00.00-00.30 civarı kalkış yapıp kısa süre sonra da Sabiha Gökçen Havalimanı'na indiklerini ifade ederek, Abidin Ünal'ın da kendi uçağına geçtiğini anlattı.
Ünal'ın hürriyetinden yoksun bırakılmasına yönelik suçlamayı reddettiğini belirten Baştan, sadece kendisine verildiği kadar bilgisi olduğunu öne sürdü. Baştan, Atatürk Havalimanı askeri alanına iniş yapıp oradaki hareketliği fark ettikten sonra telefonuna baktığında darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia etti.
Konya'dan tatbikata gidecekleri yalanıyla kandırıldığını savunan Baştan, helikopter Hava Harp Okuluna geldiğinde oradan uzaklaşmaya çalıştığını ancak iki teçhizatlı askerin telefonunu alıp kendisini alıkoyduklarını ileri sürdü.
Baştan, ışıkları sönük bir binaya götürülürken helikopterine dönmek istediğini söylediğini, bunun üzerine askerlerin, telefonunu binbaşı Comart'a verip kendisini de tehdit ederek orada bıraktıklarını ifade etti.
Zorla tutulduğunu savunan Baştan, sabah 06.48'de kalkış yaptıklarını, Konya'ya döneceklerini düşünürken Akıncı Üssü'ne geldiklerini bildirdi. Baştan, burada da 143. Filo binasına götürüldüğünü, teslim olma işlemlerinin karargah binasında yapılacağının bildirilmesi üzerine oraya gittiğini fakat hiçbir eyleme katılmadığını iddia etti.
Darbe girişiminin içinde bulunmadığını savunan Baştan, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık eski astsubay Köksal Demirtuğ da savunmasında örgüt üyesi olmadığını söyledi.
O gün 135. Filo komutanının yazılı emirleri doğrultusunda uçtuğunu belirten Demirtuğ, darbe faaliyeti kapsamında uçuş yapmadığını öne sürdü. Demirtuğ, 15 Temmuz'da arama kurtarma tatbikatı kapsamında görev yaptığını, darbe girişiminden de haberdar olmadığını savundu.
Suçlamaları reddeden Demirtuğ, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
25.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada darbe girişiminin yaşandığı dönemde Konya'daki 135. MAK ve İHK Filo'da görevli eski üsteğmen Hüseyin Aslanbay savunma yaptı.
Aslanbay, 15 Temmuz'da İstanbul Samandıra'da görev olduğu, bilgilendirmenin orada Gökhan Maldar binbaşı tarafından yapılacağının söylendiğini iddia etti.
Samandıra'ya geldiklerinde Gökhan Maldar'ın, Hava Kuvvetleri Komutanı'nın emniyeti ve korunması faaliyetinde görev yapacaklarını bildirdiğini anlatan Aslanbay, bir süre sonra helikopterle Moda Deniz Kulübü'ne gittiklerini söyledi.
Aslanbay, ikinci helikopterde olduğu için düğün salonunu boşaltan ve davetlileri sakinleştiren ekibin içinde bulunduğunu ileri sürerek, Abidin Ünal'ı da salondan korumaları ile çıkarken gördüğünü belirtti.
Ünal'ın derdest edilmiş bir vaziyette bulunmadığını, binbaşı Gökhan Maldar'ın da onun yanında olmasından ötürü Hava Kuvvetleri emrinden ayrı hareket etmediklerini düşündüğünü savunan Aslanbay, kuvvet komutanı ayrıldıktan bir sonra Samandıra'ya geçtiklerini, sabah saatlerinde de Akıncı Üssü'ne indiklerini bildirdi.
Darbe girişimi olduğunu bilmiş olsa buna karşı hareket edeceğini iddia eden Aslanbay, kalkışma içinde bulunmadığını öne sürdü.
Aslanbay, darbe içerikli emir almadığını ve vermediğini, o gece kimseden de darbeyle ilgili bir şey duymadığını öne sürerek, görevine odaklandığını kaydetti.
Hüseyin Aslanbay, tahliye ve beraatini talep etti.
Sanık eski astsubay Fatih Aydemir de Konya 3. Ana Jet Üssü'nde MAK ve İHK astsubayı olduğunu belirterek, 15 Temmuz'da görev olduğu ifade edilip araçla evinden alındığını ve Samandıra'ya gittiklerini anlattı.
Aydemir, Samandıra'ya gelen ikinci ekibin Moda Deniz Kulübü'ne helikopterle gidileceği ve koruma görevi yapılacağının söylendiğini ifade ederek, saat 23.00 gibi kulüp otoparkına iniş yaptıklarını aktardı.
İkinci helikopterde bulunduğunu ve indikten sonra dışarıda emniyet aldıklarını belirten Aydemir, indikten sonra dışarıda gördüğü sivilleri araçlarına bindirerek gönderdiklerini ifade etti. Aydemir, yaklaşık 45 dakika sonra da kuvvet komutanı ile korumalarının gördüğünü, Abidin Ünal'ın bağlı olmadığını ve zorlama emaresi bulunmadığını ileri sürdü.
Oradan ayrıldıktan sonra helikopterle Hava Harp Okulu'na geçtiklerini, sabah tekrar bindikleri helikopterden üç personel olarak indirilmeleri üzerine yakındaki binaya girdiklerini anlatan Aydemir, Akıncı Üssü'ne hiç gelmediğini söyledi.
Aydemir, girdikleri binada izledikleri televizyondan kalkışmayı öğrendiklerini vurgulayarak, "Kalkışmanın neresindeydik bilmiyordum." diye konuştu.
Hakkındaki FETÖ üyesi olduğuna yönelik iddiaları reddeden Aydemir, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Savunmaların ardından duruşma gelecek haftaya, 30 Ekim'e ertelendi.
30.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmayı, gazi ve şehit yakınları da takip etti.
Duruşmada, darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast timinde yer alan ve FETÖ'nün "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu'nun Adana İncirlik 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı Güvenlik Taburu'nda görevli oğlu eski uzman çavuş Muhammet Emrah Kuzu, savunma yaptı.
Esasa ilişkin beyanında, mahkeme huzurundaki ilk savunmasını tekrarlayarak, 15 Temmuz'da yaşadıklarını anlatan Kuzu, o gün mesai sonrası evine gittiğinde saat 23.10'da üs komutanı tuğgeneral Bekir Ercan Van'ın arayıp kendisini çağırdığını söyledi.
Van'ın, silahını alıp karargah önünde beklemesini emrettiğini bildiren Kuzu, orada beklerken gördüğü üs nöbetçi amiri Osman Erdem ve Güvenlik Tabur Komutan Vekili yüzbaşı Mustafa Karamanoğlu'nun bir zarfı açıp baktığını, aralarında "Hatay'ınki kim?" diye bir konuşma geçtiğini, onlara "Komutanım ne oldu?" şeklinde sorması üzerine, "Yok bir şey." cevabını aldığını ileri sürdü.
Kuzu, bir ara üs komutanını ABD'lilere ait bir binaya bıraktığını, o sırada harekat komutanı Erhan Gazioğlu'nun da oraya geldiğini ve 10-15 dakika sonra çıktıklarını ifade ederek, ardından da karargaha döndüklerini söyledi.
Karargah önünde beklemekten başka bir eylemi olmadığını iddia eden Kuzu, 18 Temmuz günü üsse gelen savcının talimatıyla, isminin verilmesi üzerine gözaltına alındığını ve babasından ötürü tutuklandığını öne sürdü.
Üsse kendi isteğiyle değil, komutanının emri doğrultusunda gittiğini ve onun emri üzerine karargah önünde beklediğini savunan Kuzu, çevreden gelen silah sesi ve bir komutanının dikkatli olması yönündeki emri doğrultusunda tabancasına mermi sürdüğünü iddia etti.
Darbe girişiminin içinde bulunmadığını ileri süren Kuzu, FETÖ/PDY üyesi olduğuna yönelik iddiayı da reddetti.
Kuzu, üç yılı aşkın süredir cezaevinde bulunduğunu ve bir haksızlığa uğradığını savunarak, tahliye ettirilmeyeceği için böyle bir talepte de bulunmayacağını kaydetti.
Sanık eski astsubay Ali Murat Karakaş da üzerine atılı suçlamaları reddederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
31.10.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Konya 3. Ana Jet Üssü MAK ve İHK filosunda görevli eski astsubay Ali Uçar savunmasını yaptı.
Uçar, 15 Temmuz akşamı göreve gideceklerinin bildirildiğini ve sonrasında araçla Konya'dan Samandıra'ya geçtiklerini belirterek bir müddet sonra da binbaşı Gökhan Maldar'ın bulunduğu ekibin birliğe giriş yaptığını ifade etti.
Maldar'ın bilgilendirme yaptığını, bekler durumda olacaklarını ve görev verilirse ek koruma faaliyetini yerine getireceklerini öğrendiklerini anlatan Uçar, bunun her zaman yaptıkları bir iş olduğunu savundu.
Uçar, bekler durumda kalıp Konya'ya döneceklerini düşünürken Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ı koruma görevi olduğunun söylendiğini ve ardından helikopterlere bindirildiklerini dile getirdi.
İndikleri düğün salonunun otoparkında çevre emniyetini aldığını öne süren Uçar, emniyetin alınıp uygun ortamın oluşmasının ardından içeridekilerin tahliye edildiğini gördüğünü iddia etti.
Kimsenin bir tepki göstermediğini ileri süren Uçar, görevini doğal akışında yaptığını, bir karışıklık olmadığını savundu.
Uçar, "İsnat edildiği gibi ne generallerin ne de başkasının derdest edildiğini görmedim." diye konuştu.
Bir süre sonra da Abidin Ünal'ın korumalar eşliğinde ellerini sallayarak rahat bir şekilde ayrıldığını gördüğünü iddia eden Uçar, onun zorla konulduğunu gösteren bir işaret bulunmadığını ileri sürdü.
Uçar, daha sonra yine helikopterle Samandıra'ya geçtiklerini ve yorulduğu için bir süre uyuduğunu, sabahın ilk ışıklarıyla toplanmalarının istendiğini, böyle olunca Konya'ya döneceklerini düşündüğünü söyledi. Geldikleri yerin kulesinde "Akıncı" yazdığını gördüğünü ve indikten sonra bir bina yakınındaki ağaç dibinde oturduğunu anlatan Uçar, bir süre sonra bölük komutanının gelip ortada bir karışıklık olduğunu ve kendilerinin komutanların verdiği emirleri uyguladıklarını söylediğini aktardı.
Uçar, darbe girişimini burada öğrendiğini öne sürerek suçsuz olduğunu savundu.
Darbeci olmadığını iddia eden Uçar, FETÖ ya da başka bir örgüte mensubiyetinin de bulunmadığını ileri sürdü.
Amirleri tarafından verilen emirleri yerine getirdiğini savunan ve suçlamaları kabul etmeyen Uçar, tahliyesini ve beraatini istedi.
MAK personeli sanık eski astsubay Burak Kolukısa da suçlamaları kabul etmediği savunmasının sonunda tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
01.11.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, Konya 3. Ana Jet Üssü MAK ve İHK Filosunda görevli eski astsubay Semih Özçelik savunma yaptı.
"Ben burada olmayı kesinlikle hak etmiyorum. Ben şerefli bir Türk askeriyim. Vatan hainliğiyle yargılanmayı hak etmiyorum." diyen Özçelik, üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Konya 3. Ana Jet Üssü MAK ve İHK Filosunda 2016'da görev yapmaya başladığını anlatan Özçelik, darbe girişimi meydana geldiğinde henüz 3 aydır oranın personeli olduğunu söyledi.
Özçelik, MAK komandosu olduğunu, emir verilirse yapacağını, verilmezse verilene kadar bekleyeceğini ifade ederek, 15 Temmuz'da da komutanının verdiği kanuni emri yerine getirdiğini ve haksız yere burada bulunduğunu öne sürdü.
"Ben askerim, bana verilen emirleri sorgulamam, sorgulayamam. O gün bana koruma görevi verildi. Ben de yerine getirdim." diyen Özçelik, Moda'daki düğün salonunun kamera kayıtları incelenirse o günkü tüm hal, tavır ve davranışlarının sadece koruma saikiyle olduğunun görüleceğini iddia etti.
15 Temmuz'da arazi eğitimine gitmeyi beklerken eğitimin iptal olduğunu ve İstanbul'da koruma görevi verildiğini öğrendiğini anlatan Özçelik, detayları da Samandıra'daki askeri birlikte bölük komutanından aldıklarını söyledi.
FETÖ şüphelisinden "kod sistematiği" itirafı
Özçelik, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın İstanbul'da olduğu, komutanımızın güvenliği kapsamında bekler görev icra edeceklerinin bildirildiğini belirterek, daha sonra verilen emir üzerine Moda'daki düğün salonuna gittiklerini aktardı.
Moda Deniz Kulübü'nde, tesisin üst tarafının denize bakan balkon kısmında gece boyunca çevre emniyeti kapsamında beklediğini, davetli ya da çalışanlar bulunmadığı için bir karmaşa da olmadığını iddia eden Özçelik, bir ara Abidin Ünal'ı korumalarıyla ayrılırken gördüğünü ileri sürdü.
Özçelik, şüphelenecek bir şey olmadığını, hayatın normal akışında devam ettiğini iddia etti.
Moda'dan sonra Samandıra'ya geçtiklerini, burada biraz istirahat ettikten sonra tekrar helikopterlere bindirildiklerini anlatan Özçelik, bir süre sonra da Akıncı Üssü'ne indiklerini aktardı. Özçelik, ancak Akıncı'da iddia edildiği üzere herhangi bir yerde nöbet tutmadığını veya başka bir eylemde bulunmadığını savundu.
Gözaltına alınıp Batı Adliyesi'ne getirildiğinde buradaki avukatlardan darbe girişiminin boyutunu öğrendiğini iddia eden Özçelik, gece bunu "küçük bir grubun kalkışması" şeklinde duyduğunu ancak detay öğrenemediğini ileri sürdü. Özçelik, "Ben hiçbir zaman darbe kastıyla hareket etmedim." dedi.
FETÖ/PDY üyesi olmadığını da savunan Özçelik, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmaya 4 Kasım pazartesi devam edilmek üzere ara verildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 475 sanık (ilk 486) Darbe/Akıncı Hava Üssü' davası
(02 Kasım 2019, 16:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: