Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Bu kapsamda Eski HSYK üyesi Resul Yıldırım'a 13 yıl, eski Yargıtay üyeleri Salih Sönmez'e 12 yıl, Önder Aytaç'a 11 yıl, Mahmut Akkoyun ve Mehmet Özkan'a 6'şar yıl, eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul'a 3 yıl, eski Yargıtay Üyesi Günal Akyol'a etkin pişmanlık indirimi sonrası 1 yıl, eski Danıştay üyeleri Hamza Eyidemir ve Mehmet Ali Duran'a 9'ar yıl, Bülent Kılınç'a 7 yıl hapis cezaları verildi. Eski Danıştay Genel Sekreteri Mustafa Kökçam ile eski Yargıtay Üyesi Ayşe Serpil Altıntaş ise yargılandıkları davadan beraat ettiler. Bu kararlarla, eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki duruşmalarda toplam dört beraat kararına ulaşılmış oldu. Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ve eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üyesi Cemil Çiçek'in yargılandığı davalara devam edildi. Örgütün Yargıtay'daki "grup sorumlusu abi"lerinden olduğu belirlenen eski Yargıtay üyesi Ahmet Kütük'ün 11 yıl, örgütün etkin üyelerinden Mehmet Çelik'in ise 13 yıl olarak daha önce verilmiş olan hapis cezaları istinaftan sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından da onandı. Öte yandan Yargıtay'da, yüksek yargı mensuplarının yargılandığı bu davalar dışında bir başka gelişme daha yaşandı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, eski Ergenekon davası savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e FETÖ üyeliğinden verilen 7 yıl hapis cezasını onadı.
14.10.2019 08:01 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Son üç haftada yaşanan duruşmalarda yaşananlar kronolojik olarak şu şekilde gerçekleşti:
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ÖNDER AYTAÇ'A 11 YIL HAPİS
23 Eylül'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince yargılanmasına devam edildi. Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, Yargıtay ve Danıştaya seçilecek Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin belirlendiği 2011'deki toplantıları organize ettiği belirtilen eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Önder Aytaç ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Aytaç, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
FETÖ üyeliğinden 15 yıl hapis cezası alan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde 2011'de yapılan ve Yargıtay ile Danıştaya seçilecek örgüt mensuplarının belirlendiği toplantıları organize edenler arasında bulunan Aytaç, ByLock kullandığına yönelik tespitleri reddetti.
Örgütün sözde "Yargıtay İstişare Heyeti"nde de bulunan Aytaç, kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğine (YARSAV) örgüt talimatıyla üye olmadığını iddia etti.
Aytaç, aleyhindeki tanık beyanlarını da kabul etmeyerek, suçsuz olduğunu savundu.
Sanık Önder Aytaç ve avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Fikret Demir tarafından açıklandı.
Önder Aytaç'a, FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 9 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 13 yıl 6 aya çıkardı.
TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 11 yıl 3 aya indiren mahkeme heyeti, Aytaç'ın tutukluluk halinin devamına da hükmetti.
Karara karşı temyiz yolu açık bulunuyor. Temyize gidilmesi halinde istemi Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ GÜNAL AKYOL'A İTİRAF İNDİRİMİ İLE 1 YIL HAPİS
23 Eylül'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden tutukluyken etkin pişmanlıktan yararlanan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Günal Akyol ile avukatı katıldı.
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyerek, örgütle ilgili bildiklerini önceki duruşmalarda anlatan Akyol, esas hakkındaki savunmasında da "Pişmanım. Bunun öz eleştirisini 3 yıldır yapıyorum." dedi.
Akyol, 15 Temmuz darbe girişimi ile terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'i lanetleyerek, "Girişimin baş mimarı olduğu anlaşılan ve Pensilvanya'daki ininde saklanan bu zat zerre kadar içinde insanlık taşıyorsa gelir teslim olur, Türk yargısı önünde hesap verir. Bunu yapmazsa Türkiye'ye getirilerek yargı önünde hesap vermesi sağlanmalıdır." diye konuştu.
Önceki duruşmalarda FETÖ üyesi yüksek yargı üyeleriyle ilgili bilgiler veren Akyol, beraatini istedi.
Karar
Aranın ardından toplanan heyet tarafından alınan karar, heyete başkanlık eden Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Sanığın "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak 5 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 7 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın, etkin pişmanlık göstererek itirafta bulunması, örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında faydalı bilgiler vermesi nedeniyle, bu bilgilerin mahiyeti ve etkin pişmanlık gösterdiği zaman dikkate alınarak, TCK'nin etkin pişmanlığa yönelik 221/4. maddesindeki hüküm gereğince cezası 1 yıl 10 ay 15 gün hapse çevrildi.
Günal Akyol'un duruşmalardaki iyi hali göz önünde bulundurularak, TCK'nin 62. maddesi uyarınca altıda bir oranında indirim uygulandı ve ceza 1 yıl 6 ay 22 güne indirildi.
Sanığın ileride suç işlemeyeceği kanaatine varan heyet, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Akyol, kararın kesinleşmesinin ardından 5 yıl boyunca kasıtlı bir suça karışmazsa hakkındaki hüküm düşecek. Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı da kaldırıldı.
Eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davada ilk itiraf eden olmuştu
Örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği, örgütün toplantılarına katıldığı, gizli haberleşme programı ByLock kullandığı belirlenen Günal Akyol, ilk duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek bilgiler vermişti.
Akyol, eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davalarda ilk itiraf niteliğini taşıyan beyanlarının ardından yapı içinde olduğunu bildiği veya tahmin ettiği isimleri de paylaşmıştı.
ESKİ DANIŞTAY GENEL SEKRETERİ MUSTAFA KÖKÇAM'A BERAAT
25 Eylül'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık eski Danıştay Genel Sekreteri Mustafa Kökçam ile avukatı katıldı.
Duruşmada Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanık Mustafa Kökçam'ın, "delil yetersizliğinden" beraatine karar verilmesi istendi.
Danıştay Genel Sekreterliği döneminde, FETÖ mensuplarını genel sekreter yardımcılığı ile birinci başkanlık tetkik hakimleri olarak görevlendirdiği, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği öne sürülen Kökçam, esas hakkındaki savunmasında darbe girişimini ve FETÖ'yü lanetleyerek, hayatının hiçbir döneminde bu örgütün içinde olmadığını söyledi.
Duruşmalarda dinlenen tanıkların da FETÖ mensubu olmadığı yönünde beyanda bulunduklarını, hakkında herhangi bir delil bulunmadığını belirten Mustafa Kökçam, beraatine karar verilmesini istedi.
Üçüncü beraat kararı
Verilen aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Mahkeme heyeti, silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan açılan davada yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca sanık Mustafa Kökçam'ın beraatine hükmetti. Kökçam hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı da kaldırıldı.
Bu karar, eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki duruşmalarda verilen üçüncü beraat kararı oldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesince, daha önce de darbe girişimi sonrası görevinden ihraç edilen ve darbecilerin sözde sıkıyönetim direktifinde Askeri Yargıtay Başsavcısı olarak görevlendirilen eski Askeri Yargıtay Üyesi Yusuf Tamer Çetin ile "FETÖ'ye yardım" suçundan yargılanan eski Yargıtay Üyesi Necmi Özer'in beraatine karar verilmişti.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan Mustafa Kökçam, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki yargılamalar sırasında 18 Ocak 2018'da adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.
Mustafa Kökçam'ın, ByLock kullandığı gerekçesiyle öğretmenlikten ihraç edilen eşi de "mor beyin" uygulaması nedeniyle listeye eklendiğinin anlaşılması üzerine Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevine iade edilmişti.
ESKİ HSYK 1. DAİRE BAŞKANI İBRAHİM OKUR'UN DAVASI
25 Eylül'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından tutuklanan ve "örgüt yöneticiliği" ile suçlanan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Okur'un avukatları da hazır bulundu. Davanın bugünkü celsesinde, daha önce dinlenmesi kararlaştırılan bazı tanıkların yine hazır olmadığı görüldü.
Savcının, tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa vermesinin ardından dosyaya gönderilen bazı evrak ve ifadelere karşı beyanda bulunan İbrahim Okur, "Bunlar benimle ilgisi olmayan, dosyaya gönderilmemesi gereken, soyut, delil değeri olmayan evraklar. Delil yaratılmaya çalışıldığını biliyorum. Çok şükür, başım dik, alnım açık. Biraz insaf, vicdan istiyorum. İnsan bu evrakları biraz ayıklar" dedi.
Daha sonra talimatla tanık olarak ifadesi alınan eski savcı Durdu Kavak'ın beyanlarını cevaplandıran Okur, etkinlik pişmanlıktan yararlanıp, silahlı terör örgütü üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Kavak'ın, İzmir Başsavcılığı'ndan alınmasını kendisine bağladığını, bu yüzden husumetle yalan ve iftiralarına devam ettiğini öne sürdü. Okur, Durdu Kavak'a kendisinin beyanıyla ceza verildiğine, ayrıca İzmir casusluk davasıyla ilgili olarak hakkında kovuşturma yürütüldüğüne de dikkat çekti.
Okur, Durdu Kavak'ın Habur olayı ile ilgili ifadelerinde çelişki olduğunu belirtirken de şunları anlattı:
"Daha önceki ifadelerinde benim, 'Habur'a gelenlerin ifadelerini Diyarbakır'da alın ve hepsini tutuklayın' dediğimi, böylece de benim cemaatçi olduğumu sezinlediğini söylemişti. Ancak ne zaman, benim davamda Sadullah Ergin'in dinleneceği duyuldu, yalan söylediği ortaya çıkacağı için Aksaray'da verdiği son ifadede, o sözlerinin kayıtlara yanlış geçtiğini bildirdi.
Habur olayında tam olarak şu yaşandı; Olay günü yurtdışından gelmiştim, haberim yoktu. Savcılar Habur'a gitmek istememiş. Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Sadullah Ergin ve Emre Taner toplantıya beni çağırdı, gittim. Telefonla Durdu Kavak'ı aradım, 'Ben de sizin gibi düşünüyorum, kişisel olarak size hak veriyorum, ama devlet böyle istiyor' dedim. O da Valiliğin yazı yazmasını istedi. Bakan beylere aktardım. Beşir Bey, 'Güvenlik nedeniyle getirilememiştir şeklinde yazı yazılsın' dedi. Öyle halledildi."
Okur, Durdu Kavak'la ilgili sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbir hukuk sisteminde böyle bir tanığa itibar edilemez. Benim örgüt üyesi olduğuma dair bilgisi, görgüsü, hatta duyumu bile yoktur. Her konuda bana yönlendirme yapılıyormuş. 1. Daire Başkanıyım, görevim itibarıyla bundan daha doğal ne olabilir? Bu, İlker Başbuğ'a, 'Sen Genelkurmay Başkanlığı yaptın, o halde terör örgütü yöneticisisin' deme saçmalığından farksızdır."
İbrahim Okur, geçen hafta tanık olarak dinlenen dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ifadeleri konusunda ise, "Sayın Bakan, tarihe ışık tutmuştur. Beyanları, Birol Erdem ve Ahmet Hamsici'nin beyanlarıyla örtüştüğü gibi, benim söylediklerimi de teyit etmiştir" dedi.
Bir bakanlık bürokratı olarak amirlerinin talimatı dışında gizli, illegal hiçbir faaliyeti bulunmadığını tekrarlayan Okur, şöyle devam etti:
"Bakan Bey HSYK toplantılarında arada kalanın ben olduğumu söyledi. Evet, Kurul üyeliğinden istifa edeceğimi, sebebini de, 'Baskılardan yoruldum' diye açıklayacağımı, ayrıca bunun cemaate mesaj olacağını belirttim. Bakan Bey, 'Tam da istedikleri olur, diledikleri gibi at koştururlar' dedi. Nasıl onlardansam, devamlı çatışıyor, istifa noktasına geliyorum. Keşke o gün bakanı dinlemeyip, istifa etseydim."
Beyanlarının sonunda tahliye talebinde bulunan Okur'a, Heyete Başkanlık eden üye hakim Maruf Alikanoğlu, dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş'in pervasızlıklarına nasıl tahammül ettiğini, neden görevden almadığını sordu. Okur, şunları anlattı:
"MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması üzerine Bakan Bey onunla görüşmemi istedi. 'Beni onunla muhatap etmeyin' dedim. Ancak Bakan Bey, 'Başbakanın talimatı var. Dağ dağa kavuşacak, Hakan Fidan ifadeye gitmeyecek' dedi. Sabrımızın sebebi, bu krizi çözmemizin gerekmesiydi. Getirin İbrahim Ethem Kuriş'in dosyasını, göreve gelmesinde bir dahilim var mı, görelim. Ona hakkımı helal etmiyorum. Bir anda görevden alamadık, çünkü dönemin Başbakanı ile görüşüp, bilgi veren biriydi. Başbakana danışarak, görevden aldık. 2013'e kadar beklememizin sebebi buydu."
Verilen aradan sonra kararı açıklayan Heyet Başkanı Maruf Alikanoğlu, dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdii ve oy çokluğuyla Okur'un tutukluluğuna devamla, duruşmanın 24 Ekim'e bırakıldığını söyledi.
Bu arada İbrahim Okur, cezaevinde darbeye teşebbüsten de tutuklu gözüktüğünü, bu yüzden darbeci olarak muamele gördüğünü belirtince Başkan Alikanoğlu, "Size münhasır değil. Birkaç kişi daha bu durumda. Hükümle birlikte değerlendirip, sonuçlandırıyoruz" dedi.
ESKİ HSYK ÜYESİ RESUL YILDIRIM'A 13 YIL HAPİS
30 Eylül'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından tutuklanan ve meslekten ihraç edilen eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) eski üyesi Resul Yıldırım ve avukatı ile sanık yakınları katıldı.
Duruşmada tutuklu sanık Yıldırım'a esas hakkındaki savunmasını yapması için söz verildi.
Sanık Yıldırım, Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oluşumuna itiraz etti. Heyete, Daire Başkanı'nın mazeret bildirerek katılmaması durumunda yerine en kıdemli üyenin başkanlık etmesi gerektiğini savunan Yıldırım, heyetin yeniden oluşturulmasını istedi.
Heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ, bu konuda daha önceki celselerde karar verildiğini belirterek, yeniden karar verilmesine gerek bulunmadığını söyledi.
Yargı mensuplarıyla aynı iş yerine geldiğini, aynı lojmanda oturduğunu, aynı servise bindiğini ifade eden Yıldırım, bir günde nasıl terör örgütü üyesi olduğunu anlamadığını öne sürdü.
Himmet toplanan ve talimatların verildiği sohbet toplantılarına katıldığı, HSYK'da üst düzey görevler üstlendiği, örgütün yargıyı ele geçirmesinde aktif rol aldığı, örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandığı, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, stratejisi, amaçları doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği, talimat verme konumunda, yönetici pozisyonunda olduğu belirtilen Resul Yıldırım, önceki duruşmalarda suçlamaları reddetmişti.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Sanık Resul Yıldırım'ın, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanık Yıldırım'ın cezasında, yargılama sırasında pişmanlık gözlenmediği gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesindeki indirim uygulanmadı. Sanığın aldığı ceza göz önünde bulundurularak hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ MEHMET ALİ DURAN'A 9 YIL HAPİS
1 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Mehmet Ali Duran ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları reddeden Duran, örgüt üyesi olmadığını ileri sürerek aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmedi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in odasının bulunduğu İstanbul'daki bir dershaneye düzenlenen geziye katıldığı iddialarının gerçek olmadığını savunan Duran, söz konusu tarihlerde Ankara'da bulunduğunu, ByLock kullanıcısı olmadığını öne sürdü.
Müfettişlik yaptığı dönemde örgüt mensuplarına yüksek notlar verdiğine yönelik tespitleri de reddeden Duran, Danıştay 8. Dairesi başkanlık seçiminde örgüt üyelerinin aksine hareket ettiğini iddia etti.
Sanık Mehmet Ali Duran ile avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Mehmet Ali Duran'a FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
Duran'ın cezasında yargılama sırasında pişmanlık gözlenmediği gerekçesiyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulamayan mahkeme heyeti, sanığın hükümle birlikte tutuklanmasına da karar verdi.
Bunun üzerine mahkeme salonuna çağrılan polis ekiplerine teslim edilen Duran, cezaevine gönderildi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor.
Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ BÜLENT KILINÇ'A 7 YIL HAPİS
1 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Bülent Kılınç ile avukatı katıldı.
Duruşmada, FETÖ'nün mülki idare yapılanmasına yönelik açılan davada yargılanan ve itirafçı olan eski kaymakam Cahit Işık tanık olarak dinlendi.
Kılınç'ın örgüt içerisinde yer aldığını bildiğini ileri süren Işık, mahkeme heyetinin sanığın örgüt toplantılarına katılıp katılmadığına ilişkin sorusuna, "Net olmamakla birlikte sanığı toplantılarda gördüğümü düşünüyorum." yanıtını verdi.
Tanık Işık'ın beyanın ardından mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere Kılınç'a söz verdi.
Hakkındaki iddiaları reddeden Kılınç, örgüt üyesi olmadığını iddia ederek beraatini istedi.
Sanık Bülent Kılınç ve avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Bülent Kılınç'a FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 7 yıl 6 aya indiren mahkeme heyeti, Kılınç hakkında adli kontrole de hükmetti.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MAHMUT AKKOYUN'A 6 YIL HAPİS
1 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Mahmut Akkoyun ile avukatı katıldı.
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Akkoyun, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
Meslek hayatı boyunca örgütle görüşünün uyuşmadığını iddia eden Akkoyun, beraatini istedi.
Karar
Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi heyetinin oy çokluğuyla aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Mahmut Akkoyun'a FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince 5 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 7 yıl 6 aya çıkardı.
TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 6 yıl 3 aya indiren mahkeme heyeti, Akkoyun hakkında adli kontrole de hükmetti.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor.
Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ HAMZA EYİDEMİR'E 9 YIL HAPİS
2 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Danıştay üyesi tutuklu sanık Hamza Eyidemir ile avukatı katıldı.
Daha önce itirafçı olarak etkin pişmanlıktan yararlanan ve tahliye olan, yargılama sırasında ise tekrar tutuklanan eski Danıştay üyesi Hamza Eyidemir, esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmedi.
İtirafçı olarak verdiği ifadeleri reddeden Eyidemir, daha sonra bu beyanlarını değiştirdiğini hatırlattı.
Eyidemir, ifadelerinin yanlış yazıldığını, değiştirildiğini, ifadesini alan savcı hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.
"Danıştayda örgütün ne yaptığını herkes biliyordu, benim beyanlarım mahrem bilgi değildi." diyen Eyidemir, örgüt üyesi olmadığını iddia etti.
Sanık Eyidemir, FETÖ toplantılarına katılmadığını, somut eyleminin bulunmadığını savundu.
Eski Danıştay üyesi Hamza Eyidemir ile sanık avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Hamza Eyidemir'e FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
Eyidemir'in cezasında yargılama sırasında pişmanlık gözlenmediği gerekçesiyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulamayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ BAŞKANI EKREM ERTUĞRUL'A 3 YIL HAPİS
3 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya kamuoyunda "kumpas davaları" olarak bilinen "Balyoz", "Devrimci Karargah" gibi davaların onandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski başkanı tutuksuz sanık Ekrem Ertuğrul ile avukatı katıldı.
Mahkeme heyetine başkanlık yapan Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından dosyaya gelen bilgi ve belgelerin okunmasının ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu'na söz verildi.
Savcı Keleşoğlu, 20 Haziran'da verilen mütalaayı hatırlatarak, Ertuğrul'un "örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım" suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Ertuğrul, esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmedi.
Meslek hayatı boyunca hiçbir makam, mevki, cemiyet, cemaat, kişi ve siyasiden emir, talimat almadığını öne süren Ertuğrul, görev yaptığı sürede dosyalardaki bilgilere, belgelere göre karar verdiğini savundu.
Sanık Ertuğrul, daire başkanlığı yetkilerini kimseye devretmediğini, devletin güvenliğiyle ilgili dosyaların temyiz incelemesinde de "hatır ve gönül işi" yapmadığını iddia etti.
Dairede görevli hakim ve üyelerin seçilmelerinde herhangi bir telkin ve tavsiyesinin bulunmadığını, müzakereler dışında bir araya gelmediği bu kişilerin görüş ve düşüncelerini sorgulamadığını ileri süren Ertuğrul, FETÖ'nün gizliliğe önem veren örgüt olduğunu söyledi.
FETÖ'nün yapısının bilimsel, teknik araştırmalarla darbe girişiminden sonra ortaya çıkabildiğini belirten Ertuğrul, "Gizliliği esas alan, bugüne kadar bildiğimiz klasik örgütlerden çok farklı bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu nereden bilebilirdim?" dedi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007'de verdiği kararda, Fetullah Gülen'in beraati için birçok kişinin yarıştığını, kendisinin ise buna katılmadığını aktaran Ertuğrul, Yargıtay üyesi olmak için kimsenin önünde eğilmediğini belirtti.
Ertuğrul, "Ben örgüte hiçbir zaman sempati duymadım, ilgi de göstermedim. İtici ve antipatik gördüğümü açıkça dile getirdim. Bunu şimdi kimse cesaret edip söyleyemiyor. Vicdanım rahat. FETÖ'ye bilerek veya bilmeyerek sempati duymadım, yardım, yataklık etmedim." ifadesini kullandı.
Beraatini isteyen sanık Ertuğrul ile avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Ekrem Ertuğrul'a, "örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım" suçundan Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerindeki indirim uygulanarak 3 yıl 9 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, sanık hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamını da kararlaştırdı.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MEHMET ÖZKAN'A 6 YIL HAPİS
3 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Mehmet Özkan ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Özkan, örgüt üyesi olmadığını ileri sürdü.
Özkan ve avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Karar
Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar heyete başkanlık yapan daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Mehmet Özkan'a FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince 5 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 7 yıl 6 aya çıkardı.
TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 6 yıl 3 aya indiren mahkeme heyeti, Özkan hakkındaki adli kontrol şartlarının devamına hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ ÜYESİ CEMİL ÇİÇEK'İN DAVASI
3 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesinde görülen duruşmaya eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) Üyesi Cemil Çelik katıldı.
Darbecilerce hazırlanan sıkıyönetim mahkemeleri listesinde yer aldığı, operasyonel hat kullandığı, örgütün stratejisi, amaçları, faaliyetleri doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği öne sürülen sanık Cemil Çelik, hakkındaki suçlamaları reddetti.
AYİM'de Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı için yapılacak seçimde kıdemsiz olmasına rağmen örgüt organizasyonuyla oy aldığı iddia edilen sanık Çelik, 3,5 yıldır tutuklu bulunduğunu ve cezaevinde bazı sağlık sorunları yaşadığını belirtti.
Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin uzun tutuklulukla ilgili kararlarından alıntılar yapan Çelik, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi. Duruşma, 20 Kasım'a bırakıldı.
ESKİ ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI BİROL ERDEM'İN DAVASI
7 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticisi olmak" suçundan tutuksuz yargılanmasına devam edildi.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Erdem, örgüt üyesi, yöneticisi olmadığını öne sürdü.
FETÖ'yle mücadele ettiğini aktaran Erdem, Yargıda Birlik Derneğinin kuruluşunu, 2014'teki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna üye seçiminde yaşananları anlattı.
Örgütün, "vesayetçilere benzer tavırlar sergilemesinin ardından yapıyla mücadele etmeye başladığını" aktaran Erdem, Danıştay, Yargıtay ve Adalet Akademisine yönelik kanun tasarılarının hazırlanmaya başlanmasından sonra örgütün, hükümetle yürüyemeyeceğini anlayarak 17-25 Aralık sürecini başlattığını ileri sürdü.
FETÖ'ye ilişkin adli ve idari soruşturmalar başlamadan önce kendisinin mücadeleye yönelik adımlar attığını iddia eden Erdem, Yargıtay ve Danıştaydaki örgüt yapılanmasıyla ilgili çalışmasını MİT Müsteşarlığına sunduğunu, bunun ardından da örgüt tarafından tehditler aldığını savundu.
Bakanlıktan da örgüt mensuplarını uzaklaştırdığını öne süren Erdem, "15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi başarılı olsaydı örgütün bir infaz listesinin olduğu söyleniyor, eğer böyle bir liste varsa o listede kesin benim de adım vardır." dedi.
İddianamede kendisinin itirafçı olarak yer aldığını aktaran Erdem, itirafçı olmadığını, örgütle ilgili bildiklerini, mücadelesini anlattığını, iddianamenin eksik soruşturmanın bir ürünü olduğunu ileri sürdü.
Aleyhindeki tanık beyanlarını da reddeden Erdem, FETÖ'nün kendisini düşman olarak gördüğünü, hakkındaki soruşturmayı hakkaniyetli bulmadığını iddia etti.
Bakanlığa gelişinde, görev süresince FETÖ'nün bir katkısının bulunmadığını savunan Erdem, örgütün desteğine de hiçbir zaman ihtiyacının olmadığını, 2011'den sonra vesayetçi anlayışı ortaya çıkan örgütün dayatmalarına karşı durduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti, Erdem hakkındaki adli kontrol şartlarının devamına hükmederek, duruşmayı 5 Kasım'a bıraktı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ SALİH SÖNMEZ'E 12 YIL HAPİS
9 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binada görülen duruşmaya Yargıtay 9. Ceza Dairesi, FETÖ'nün Yargıtayda "ceza daireleri sorumlusu" olduğu belirlenen eski üye tutuklu sanık Salih Sönmez, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile bağlandı. Duruşmada, Sönmez'in avukatı hazır bulundu.
Esas hakkındaki savunmasını yapan sanık Sönmez, hakkındaki suçlamalara ilişkin delil bulunmadığını, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını ileri sürerek, beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından okundu.
Sanık Salih Sönmez'in üzerine atılı "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 10 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 15 yıla çıkarıldı.
Sanığın cezası, TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak, 12 yıl 6 aya indirildi.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Suçlamalar
Salih Sönmez hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaada, sanığın üniversite yıllarından itibaren örgütte yer aldığı, gizli haberleşme programı ByLock kullandığı, örgüt toplantıları düzenleyip himmet topladığı belirtildi.
Mütalaada, Sönmez'in örgütün ceza daireleri sorumlusu olarak, Kartal kod adlı "Yargıtay imamı" olduğu ifade edilen İlyas Şahin'in altında görev yaptığı, üstlerinden aldığı talimatları kendisine bağlı birimlere ilettiği, ayrıca Yargıtay seçimlerinde kimlere oy verileceği, hangi seçimlerin kilitleneceği gibi örgütsel taktikleri belirleyip uyguladığı kaydedildi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ AYŞE SERPİL ALTINTAŞ'A BERAAT
9 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Altıntaş ile avukatı katıldı.
Duruşmada, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu tarafından sunulan esas hakkındaki mütalaada, sanık Altıntaş'ın beraatine karar verilmesi istendi.
Esas hakkındaki mütalaaya ilişkin süre talep etmeyen Altıntaş savunmasını yaptı. Eski Yargıtay üyesi Altıntaş, örgüt üyesi olmadığını ileri sürerek, beraatini talep etti.
Altıntaş ve sanık avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy çokluğuyla aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan açılan davada yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca sanık Ayşe Serpil Altıntaş'ın beraatine hükmeden mahkeme heyeti, sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına da karar verdi.
Dördüncü beraat kararı
Bu karar, eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki duruşmalarda verilen dördüncü beraat kararı oldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesince, daha önce de darbe girişimi sonrası görevinden ihraç edilen ve darbecilerin sözde sıkıyönetim direktifinde Askeri Yargıtay Başsavcısı olarak görevlendirilen eski Askeri Yargıtay Üyesi Yusuf Tamer Çetin, eski Yargıtay Üyesi Necmi Özer ile eski Danıştay Genel Sekreteri Mustafa Kökçam'ın beraatine hükmedilmişti.
ESKİ YARGITAY ÜYELERİ AHMET KÜTÜK'ÜN 11 YIL, MEHMET ÇELİK'İN 13 YIL HAPİS CEZALARINA ONAMA
10 Ekim'deki gelişmeyle ilgili elde edilen bilgilere göre, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde hakim karşısına çıkan ve örgütün Yargıtay'daki "grup sorumlusu abi"lerinden olduğu belirlenen eski Yargıtay üyesi Ahmet Kütük hakkında, 7 Şubat 2019'daki duruşmada karar verildi. Mahkeme heyeti, Kütük'ü "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 11 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Eski Danıştay üyesi Mehmet Çelik ise 17 Nisan'daki karar duruşmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti. Örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'u da kullanmadığını öne süren Çelik, yargılamanın "tiyatro" olduğunu ileri sürdü.
Tanık beyanlarının da zorla alındığını savunan Çelik, "Böyle bir örgüt yok, ben de örgüt üyesi, terörist değilim." dedi.
Mahkeme heyeti, eski Danıştay üyesi Çelik'e, FETÖ üyeliğinden 13 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Çelik'in cezasında, yargılamadaki davranışları dikkate alınarak, indirim uygulanmadı.
Temyiz üzerine her iki karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na taşındı. Dosyaları inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Kütük ile Çelik'e verilen hapis cezalarını onadı.
Suçlamalar
Esas hakkındaki mütalaada, Ahmet Kütük'ün, örgütsel faaliyet kapsamında, Yargıtayın hukuk daireleri sorumlusu eski üye Ali Akın'ın bir altında bulunan ve talimatları diğer üyelere ulaştırması için ilettiği "grup sorumlusu abi"lerden olduğu belirtildi.
Örgütün haberleşme amaçlı dağıttığı tabletlerin güncellenmesi, takip edilecek dosyalarla ilgili koordinasyonun sağlanması gibi görevleri yürüttüğü de tespit edilen Ahmet Kütük'ün ayrıca dava takip biriminde çalıştığı, Yargıtay içinde örgütsel taktik belirlenmesinde önemli rol oynadığı belirlendi.
ByLock'u etkin kullanan sanığın yazışmalarına da yer verilen mütalaada, sanığın diğer yargı mensuplarıyla Ankara'daki bir ankesörlü telefondan ardışık arandığına ilişkin kayıtlar da yer aldı.
Eski Danıştay üyesi Mehmet Çelik'in ise terör örgütünün içinde olduğu ve toplantılarına katıldığı aktarıldı.
Dost ve menfi tespitler yaptığı, FETÖ'nün talimatıyla Danıştay üyesi seçildiği belirlenen Çelik'in, teftişte görevliyken hakim ve savcılara baskıda bulunduğu, Danıştay'da bazı kararlara muhalif kalan üyelerle tartıştığı, baktığı bazı dosyalarda örgüt talimatıyla karar verdiği ve ByLock kullandığı da tespit edildi.
ERGENEKON SAVCISI MEHMET ALİ PEKGÜZEL'İN 7 YIL HAPİS CEZASINA ONAMA
Öte yandan Yargıtay'da, yüksek yargı mensuplarının yargılandığı bu davalar dışında bir başka gelişme daha yaşandı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, eski Ergenekon davası savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasını onadı.
4 Ekim'deki gelişmeye dair edinilen bilgiye göre, FETÖ'nün kumpas davalarından Ergenekon'da duruşma savcılığı yapan Pekgüzel, yargılandığı Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 2 Ağustos 2018'de 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
İstinaf kanun yoluna başvurulmasının ardından Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulundu.
Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Pekgüzel hakkındaki mahkumiyet kararını onadı.
Yargılama sürecindeki hukuki işlemlerin kanuna uygun yapıldığının, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirtildiği dairenin kararında, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği vurgulandı.
Pekgüzel'in, Ergenekon davasına bakan diğer hakim ve savcılarla birlikte "suç uydurma ve görevi kötüye kullanma" suçlarından ise ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesinde yargılanmasına devam ediliyor.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(14 Ekim 2019, 08:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: