İstanbul'da, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 2'si tutuklu 6'sı firari 16 sanığın, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan yargılanmasına başlandı.
29.06.2019 12:20 İstanbul'da, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 2'si tutuklu 6'sı firari 16 sanığın, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan yargılanmasına başlandı.
24.06.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan duruşma salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu ile tutuksuz sanıklar katıldı. Duruşmaya CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Muharrem Erkek'in yanı sıra çok sayıda CHP milletvekili, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile HDP'li milletvekilleri de izleyici olarak katıldı. Bazı müştekilerin de hazır bulunduğu duruşmada İsviçre, İsveç, Almanya, Kanada, Hollanda, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerin başkonsolosları, çok sayıda avukat ve bazı oyuncular da izleyici olarak yer aldı.
Dava, tutuklu sanıkların kimlik tespitinin yapılmasıyla saat 11.00'da başladı. Osman Kavala, aylık gelirinin 20 bin lira ve üniversite mezunu olduğunu belirtti. Tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu da aylık gelirinin 10 bin lira olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı, iddianamedeki suçlamaları özetledikten sonra sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi. Savunma yapan Osman Kavala, 20 aydır tutuklu olmasına neden olan suçlamaların olgusal temele oturmadığını, delillerle desteklenmediğini kaydederek, iddiaların varsayımlara dayalı olduğunu savundu. İddianameyi eleştiren ve hakkındaki suçlamaların yer aldığı sayfaları okuyan sanık Kavala, suçlamalar için 'Son derece haysiyet kırıcı' ifadesini kullandı.
Özgür seçimler dışında hükümeti değiştirme düşüncesi içinde olmadığını söyleyen Kavala, barışa destek vermek için dernek kuruluşları arasında yer aldığını, projelere destek sağladığını belirtti. 'Herhangi bir örgüt ya da cemaatle gizli bir ilişkim ve işim olmadı' diyen Kavala, 'Tüm konuşmaları aynı cep telefonundan yaptığını, tüm yazışmalarını da aynı mailden yaptım. Bilgisayarımdan silinmiş hiçbir dosya da yoktur' dedi.
657 sayfalık iddianameyi eleştiren Kavala, darbeye ortam hazırladığı, bir kalkışma hazırlığı içinde olduğuna dair tek bir kanıt olmadığını belirterek, 'İddia edilen kalkışma hangi örgüt ile yürütülüyor belirsiz. Gezi eylemlerinde kim benden talimat almış tek bir delil ve işaret yok. Davanın sanıklarından Mehmet Ali Alabora ile temasım 2 telefon görüşmesidir. Yurtdışına çıkışım gizli değildir. Suçlamaların maddi kanıtların olması gerekiyor' ifadelerini kullandı.
Sahibi olduğu Anadolu Kültür A.Ş. ile Açık Toplum Vakfı'nın hesaplarında olağan üstü para hareketliliğinin olmadığını belirten Kavala, '(ABD'li finans spekülatörü) George Soros'un benim üzerimden Gezi olaylarına para aktardığı iddiası doğru değildir. Benimle birlikte hareket ettiği iddia edilen Soros, şüpheliler arasında yer almıyor, ifadesinin alınması için de herhangi bir çaba gösterilmemiş. İddialar kurgudur. Varsayımlar üzerine kurulmuştur' dedi.
Kavala, 'Gezi olayları döneminde hükümet yetkilileri ile görüştüm, uzlaşma sağlamaya çalıştım. Nasıl darbeye hazırlık yapmış oluyorum anlamıyorum. Ben TEMA'nın kurucuları arasındayım. Gezi Parkı'nda gençliğimin geçtiği yer, dinlenme yeri olmasının yanı sıra Gezi Parkı yaşamı zenginleştiren bir yerdir' diyerek tahliyesini ve beraatini istedi. Kavala'nın ardından savunmasını yapan diğer tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu da suçlamaları kabul etmedi. Duruşmaya öğle arası verildi.
'Param olsaydı da iki sandalye gönderseydim Gezi'ye'
Aranın ardından tekrar başlanan duruşmada savunma yapan sanık Mücella Yapıcı, 'Gezi'nin finansörü olduğum söyleniyor. Ben 68 yaşında hala çalışmak zorunda olan bir kadınım. Keşke biraz param olsaydı da iki sandalye biraz poğaça da ben gönderseydim Gezi'ye. Hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamışız. Partiler erken seçim istiyor, seçim yapılıyor, o da mı darbe? Hakkımdaki suçlamalar hiçbir somut delile dayanmıyor. Bugün burada yaptığım savunma daha önce yargılanıp beraat ettiğim Gezi davasında yaptığımın aynısıdır. Yaşamlarını yitiren tüm gençlerimizin anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Savunmam bundan ibarettir' ifadelerini kullandı.
'Gözlem yapabilmek için oradaydım'
Daha sonrasında savunma yapan sanık Çiğdem Mater, 'İddianamede, film çekmek ya da film çekmeyi düşünmek suretiyle suç işlediğim iddia ediliyor. Gezi Parkı sadece şehirde nefes alabileceğimiz bir yer değil, deprem riski bulunan bir bölgedeki toplanma alanı aynı zamanda. Sadece parkın korunması için değil, bir sinemacı olarak gözlem yapabilmek için de oradaydım. Hiçbir delil olmadan hükümeti yıkmakla suçlanıyor olmam bir film olsaydı inandırıcı bulunmazdı. Bu iddianame hayatın sinemadan daha kurgu olduğunun göstergesidir. Hakkımdaki bütün suçlamaları reddediyor, beraatimi talep ediyorum' dedi.
Sanık Çiğdem Mater'in savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
'Suçlamayı engelleyecek gücüm yok'
Ara sonrasında savunma yapan sanık Ali Hakan Altınay, 'Savcılık makamının bizi keyfi olarak suçlamasını engelleyecek bir gücüm yok. Darbe olarak algılanacak hiçbir eylemin içinde olmadım. Bu ülkenin iyiliği için çalıştım. Hiçbir suç işlemedim. Bu suçlamalarla karşılaşmaktan hicap duyuyorum. En hızlı sürede ismimin bu töhmet altından kaldırılmasını istiyorum. Bu haksız suçlamaların tamamını reddediyorum. Davamızın konusu Gezi olayları ama benim Gezi olaylarıyla ilgim, gözlem yapmak için orada 3-4 kez bulunmamdan ibaret. Açık Toplum Vakfı'nda yönetim kurulu başkanlığım Gezi olaylarından 3 ay önce sona erdi. Türkiye'de vakıf kurmak, çalışmak bir suç değil. Vakıflar Asliye Hukuk Mahkemesi onayıyla kuruluyor. Vakıfların yurt dışından hibe alması suç değil. Vakıfların başka kurumlara hibe vermesi de suç değil. Açık Toplum Vakfı esas itibariyle bundan başka bir şey yapmaz. Anadolu Kültür Vakfı çeşitli dönemlerde çeşitli projelerde Açık Toplum Vakfı'na hibe vermiştir. Hangi hibenin Gezi olaylarının desteklenmesi adına verildiği iddianamede net olarak belirtilmemiştir. Altında benim imzam olan hiçbir hibe kararı Geziyle ilgili değildir. Umarım hepimiz üzerine düşeni hakkıyla, gelecekte yüzümüzü karartmadan anlatabileceğimiz şekilde yaparız. İsminin bu töhmetten kurtulmasını talep ediyorum.' şeklinde konuştu.
Sanıkların savunmalarının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya yarına kadar ara verdi.
25.06.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu ile 7 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmayı, Hollanda ve İsviçre Başkonsolosları, ABD, Almanya, Norveç Başkonsolosluğu görevlileri, İngiltere Barosu temsilcisi, Avrupa Parlamentosu görevlileri ile bazı HDP ve CHP milletvekilleri de takip etti.
Duruşmada tutuksuz sanıkların savunmaları alındı.
'İtiraz ederek demokrasi yönetimine katılmaya çalışıyoruz'
Duruşmada savunma yapan sanık Can Atalay, 'Demokrasi denilen şey sadece sandık olabilir mi? Demokrasi sandığa sıkıştırılabilir mi? Devlet yönetimine katılmanın tek biçimi sandık mı? Dava açarak, itiraz ederek demokrasi yönetimine katılmaya çalışıyoruz. Taksim, İstanbul'un ötesinde Türkiye'nin meydanıdır. İnsanlar sevinçlerini, coşkularını, hüzünlerini Türkiye'nin meydanında yaşamak isterler. Bu nedenle son 50 yılda Taksim Meydanı önemli bir mekan olmuştur. Gezi, insanın kendi kaderini eline alma iradesi, kararlılığıdır. Gezi bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur' dedi.
Atalay'ın ardından söz alarak savunmasını yapan sanık Tayfun Kahraman, 'İddianamede bana yöneltilen suçlamalardan biri olan 'Kültür Varlıkları Kanunu'na muhalefet' suçunu en iyi bilenlerden biriyim, çünkü bir dönem Kültür Bakanlığında uzman olarak görev yaptım. Taksim Dayanışmasının talepleri barışçıl, makul ve kabul edilebilecek basitlikteydi. Gezi korkulacak bir yer değildir' şeklinde konuştu.
Duruşmada savunma yapan sanık Mine Özerden, 'Davanın sevindirici yanı cinsiyet eşitliğini yakalamış olmasıdır. 8 kadın, 8 erkek sanık var. Bir de heyette kadın üye var. Rant uğruna şehir betona dönmesin diye sürdürdük mücadelemizi. Taksim'in her kesimden insanın ifade alanı olmaya devam etmesi için çalıştım. 22 yıldır Taksim, Gümüşsuyu'nda yaşıyorum. Gezi her zaman hayatımın bir parçası olmuştur' dedi.
Özerden'den sonra savunma yapan sanık Yiğit Ekmekçi, 'Ne Gezi'yi finanse ettim ne de bir toplantısına katıldım ki toplantıya katılmak elbette suç değil. Gezi sürecini yakından takip ettim. Eylemler sırasında yaşanan şiddet olaylarını kınıyorum. İddianamedeki 16 kişiden 11'ini tanımıyorum. Hiçbir suç unsuru içermeyen ve hiçbir suça yönlendirmeyen telefon dinlemelerimin suç unsuru sayılmasını ve tarafıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyor, beraatımı talep ediyorum' ifadelerini kullandı.
Duruşmada hazır bulunan sanıkların savunmalarının bitmesinin ardından avukatların savunmaları alınmaya başlandı.
Tutuklu sanık Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar, 'Cebir ve şiddet maddi unsurlara dayanır. İddianamede Gezi olaylarında meydana gelmiş 198 adet eylem, 'şiddetsiz eylem' diye nitelendiriliyor. Peki, madem böyle bir niteleme var, cebir ve şiddeti nereden buluyor anlayabilmek mümkün değil. Bu eylemler gerçekten korkutucu olsaydı, dönemin başbakanı Kuzey Afrika'da seyahate çıkar mıydı?' dedi. Avukat Bayraktar'ın savunmasını tamamlamasının ardından duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından mahkeme başkanı, zamanın kısıtlı olması nedeniyle yalnızca tutuklu sanıkların avukatlarının beyanlarının alınacağını söyledi.
Bayraktar'ın ardından söz alan Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Turgut Kazan, 'Müvekkilim elinde bir tuvalet kağıdı poşetiyle ofisinin önünde görüntüleniyor. Polis bu görüntüye 'faaliyete katılma' dedi, savcı da aldı iddianameye ekledi. Gezi eylemleri yoluyla hükümeti devirmek isteyen bir yapılanma hiç dava açıp yayalaştırma projesini durdurmak ister mi?' ifadelerini kullandı. Duruşmaya katılmayan sanık İnanç Ekmekçi'nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan söz alarak Ekmekçi'nin ifadesinin istinabe yoluyla alınmasını talep etti.
Savunmaların ardından görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu'un üzerine atılan suçun vasıf ve mahiyeti göz önüne alınarak tutukluluk halinin devamını istedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu'nun tahliyesine karar verirken, tutuklu sanık Osman Kavala'nın ise tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, kararın oy çokluğuyla alındığını açıkladı.
Mahkeme, Yiğit Aksakoğlu hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir imza vermek suretiyle adli kontrol tedbirleri getirdi.
Mahkeme, ayrıca yurtdışında bulunan tutuksuz sanıklar hakkında çıkarılan yakalama kararlarının devamına hükmetti.
Heyet, İnanç Ekmekçi'nin ifadesinin istinabe yoluyla alınması talebini 'suçlama sebebiyle istinabe şartı oluşmadığı' gerekçesiyle reddetti.
Heyet, Gezi olayları davasının ikinci duruşması 18-19 Temmuz tarihlerine erteledi.
İDDİANAME
İddianame 3 bölümden oluşuyor
Şüphelilerin, 'Hükumeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'Mala zarar verme', 'Nitelikli mala zarar verme', 'Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya değiştirilmesi', 'İbadet hanelere ve mezarlıklara zarar verme', '6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet', 'Nitelikli yağma', 'Nitelikli yaralama' ve '2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma Kanunu'na muhalefet', suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmaları istenen iddianame; giriş, tespit edilen deliller ve müştekilere yönelik işlenen eylemler olmak üzere 3 bölümden oluşmuştu.
'2011'den itibaren olayları yönlendirme ve başlatmaya çalışıldı'
Gezi Parkı olayları olarak adlandırılan olayın aslında bir kalkışma girişimi olduğu aktarılan iddianamede, şüphelilerin söz konusu olayları 2011'den itibaren yönlendirmeye ve başlatmaya çalıştıkları aktarılmıştı.
İddianamede, şüphelilerin olaylara ilişkin hazırlık hareketinde bulunduğu ve yine 2013'de sahneye konulan bu kalkışma girişiminde olayların finansmanı ile koordinasyonunun sağlandığına dair bilgilere yer verilmişti.
Occupy (işgal etmek) Hareketi, Türkiye'de Ayaklan İstanbul Hareketi ve Gezi Kalkışma Hareketine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı iddianamenin ikinci bölümünde ise Gezi kalkışmasına ilişkin tespitler, Anadolu Kültür A.Ş.'nin rolü, Taksim Dayanışmasının kalkışmadaki rolü, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü bağlantısı, Türkiye'yi uluslararası alanda zor durumda bırakmak için yapılan faaliyetlerin unsurları yer almıştı.
Paralel yapı-05 Kasım (2017) 'İstanbul 16 sanık Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz darbeleri iç/dış bağlantıları-Osman Kavala' davası
Taksim Gezi olaylarıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-Gezi olayları bağlantısı
Osman Kavala Gezi'den tutuklandı
Kavala, Soros bağını itiraf etti
Kavala'nın Gezi Ekibine baskın
ABD'li Fuller'e yakalama kararı
ABD'ye şok: Barkey'e yakalama kararı
ABD Başkonsolosluk görevlisi Topuz ABD'deki görüşmeleri itiraf etti
Paralel yapı-05 Temmuz (2017) 'İstanbul 11 sanık Büyükada'da Gezi benzeri kaos olayları planlama' davası
(29 Haziran 2019, 12:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: