Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Bu kapsamda eski Yargıtay üyesi Hüseyin Sarıömeroğlu'na 13 yıl, eski Danıştay üyesi ve Yarsav Başkan Yardımcısı Oktay Aydın'a 10 yıl, eski Yargıtay üyesi Abdurrahman Kavun'a 8 yıl, eski Danıştay üyesi Kasım Davas'a 8 yıl, eski Yargıtay üyeleri Reşat Taşdelen ve Mustafa Kılıç ile eski Danıştay üyeleri Mustafa Dinç ve Fatih Cihangir'e 7'şer yıl, eski Danıştay üyeleri Halil Çırak ve İhsan Uluca'ya ise 6'şar yıl hapis cezası verildi. Diğer davada eski AYİM üyesi Hamdi Demiralay'a verilen 7 yıl hapis cezası etkin pişmanlıkla yaptığı itiraflar üzerine 1 yıl 6 aya indirildi ve tekrar suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek ertelemeye sokuldu. Devam eden diğer davalarda ise eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul ile eski Yargıtay üyesi Muzaffer Karadağ hakkında savcılığın hazırladığı esas mütalaa mahkemeye sunuldu.
30.06.2019 11:32 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Son iki haftada yaşanan duruşmalarda yaşananlar kronolojik olarak şu şekilde gerçekleşti:
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ KASIM DAVAS'A 8 YIL HAPİS
17 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, meslekten ihraç edilen eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Kasım Davas ve avukatı katıldı.
Duruşmada, sanık ve avukatı esasa yönelik savunmalarını yaptı.
Örgüt talimatıyla Danıştay üyeliğine seçildiği, hukuk eğitimi sırasında başlayan örgüt üyeliğinin Danıştaydaki görevi süresince de devam ettiği, FETÖ'nün önem verdiği dershanelere ilişkin davaların görüldüğü Danıştay 8. Ceza Dairesinde görev yaptığı belirtilen Kasım Davas, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Davas, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından okundu.
Sanık Kasım Davas'ın, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 10 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak 8 yıl 9 aya indirildi. Heyet tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ MUSTAFA DİNÇ'E 7 YIL HAPİS
17 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Mustafa Dinç ve avukatı katıldı. Duruşmada, sanık ve avukatı esasa yönelik savunmalarını yaptı.
Örgüt talimatıyla Danıştay üyeliğine seçildiği, örgütün Danıştay hücre yapılanmasında yer aldığı belirtilen sanık Dinç, hakkındaki suçlamaları reddetti. Mustafa Dinç, meslek hayatında talimata göre karar vermediğini, örgütün lehine çıkarılmış tek bir kararda imzasının bulunmadığını iddia etti.
Son sözü sorulan sanık Dinç, "Böyle bir hain örgütle hiçbir zaman iltisakım, irtibatım, bağım olmadı. Bu hain örgütle birlikte olmadığım da dosyamdan bellidir. 28 Şubat dönemindeki duruşum da bellidir. Biz o dönemde bu örgüt mensupları gibi kafamızı kuma gömmedik. Kimseye biat etmedim, kimseden emir ve talimat almadım. Vereceğiniz karara saygılıyım. Beraatimi istiyorum." diye konuştu.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından okundu. Sanık Mustafa Dinç'in, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 9 yıla çıkarıldı. Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak 7 yıl 6 aya indirildi. Heyet, tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi. Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ HALİL ÇIRAK'A 6 YIL HAPİS
17 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul salonunda görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Halil Çırak ve avukatı katıldı.
Duruşmada, sanık ve avukatı esasa yönelik savunmalarını yaptı.
Örgüt talimatıyla Danıştay üyeliğine seçildiği, örgütün çeşitli adlar altında düzenlediği toplantılarına katıldığı, örgütün lehine kararlar çıkması için faaliyette bulunduğu belirtilen Halil Çırak, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Çırak, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından açıklandı.
Sanık Halil Çırak'ın, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 5 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 7,5 yıla çıkarıldı.
Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak 6 yıl 3 aya indirildi.
Heyet, tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ AYİM ÜYESİ HAMDİ DEMİRALAY'A İTİRAF SONRASI İNDİRİMLE 1 YIL HAPİS
18 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden tutukluyken itirafçı olan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) üyesi tutuksuz sanık Hamdi Demiralay ile avukatı katıldı.
Duruşmada, Demiralay ve avukatı esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyerek örgütle ilgili bildiklerini önceki duruşmalarda anlatan ve FETÖ üyesi askeri yargıçların yargılandığı davalarda tanık olarak dinlenen Demiralay, "Gerçekten pişmanım. Bunların gerçek yüzünü, olayları geç gördüm. Ama bu yapıdan kurtuldum." dedi.
Sanık avukatı da müvekkilinin örgüt hakkında bildiklerini anlattığını, 30'dan fazla duruşmada tanık olarak dinlendiğini belirterek, müvekkili hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını ve beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Aranın ardından toplanan heyet tarafından alınan karar, heyete başkanlık eden Yargıtay 9. Ceza Dairesi Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Sanığın "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak 5 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 7 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın, etkin pişmanlık göstererek itirafta bulunması, örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında faydalı bilgiler vermesi nedeniyle TCK'nin etkin pişmanlığa yönelik 221/4. maddesindeki hüküm gereğince ceza, 3/4 oranındaki indirimle 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çevrildi.
Sanık Demiralay'ın duruşmalardaki iyi hali göz önünde bulundurularak TCK'nin 62. maddesi uyarınca altıda bir oranında indirim yapıldı ve ceza 1 yıl 6 ay 22 güne indirildi.
Demiralay'ın ileride suç işlemeyeceği kanaatine varan heyet, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Demiralay, kararın kesinleşmesinin ardından 5 yıl boyunca kasıtlı bir suça karışmazsa hakkındaki hüküm düşecek.
Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı da kaldırıldı.
İlk "örgüt abisi"nin Tuncay Opçin olduğunu söylemişti
AYİM'de kurmay subay üye olarak görev yapan, öğrencilik yıllarından bu yana örgüt toplantılarına katılan, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock kullanan sanık Demiralay, duruşmalarda itiraflarda bulunmuştu.
ByLock kullandığını kabul eden Demiralay, İstanbul'da Deniz Harp Okulunda eğitim gördüğü dönemde, 1992'de devre arkadaşı aracılığıyla örgütle tanıştığını, ev sohbetlerine gidip geldiğini anlatmıştı.
Süreçte "cemaat abi"lerinin değiştiğini, İstanbul'da öğrencilik yıllarında gerçek adını sonradan öğrendiği "Zeyd" kod adlı Tuncay Öpçin'in kendisinin ilk örgüt abisi olduğunu belirten Demiralay, kendisiyle ilgilenen cemaat abileri ile Gölcük'teki evlerde sohbete katıldığı devrelerinin isimlerini vermişti.
Sanık Demiralay, bazı konularda yanlışlar, hatalar yaptığını ve manevi duygularının sömürüldüğünü anladığını dile getirmişti.
Firari FETÖ'cü Tuncay Opçin kimdir?
FETÖ'nün firarilerinden Tuncay Opçin, Balyoz planı belgelerini Taraf gazetesinden Mehmet Baransu'ya ulaştıran kişi olarak biliniyordu.
Balyoz soruşturmasına konu gizli belgelerin, çok iyi korunan 1. Ordu Karargahı kozmik odasından, örgütün TSK'de bulunan üyeleri tarafından Tuncay Opçin'e verildiği, Opçin ve Mehmet Baransu'nun gizli görüştükleri, Taraf gazetesine teslim edilen DVD ve CD'lerin, Opçin tarafından Baransu'ya getirildiği kaydediliyordu.
Beraat kararıyla sonuçlanan "Balyoz Planı" davasında sanıklara kumpas kurulduğu iddiasıyla yargılanan firari sanık Tuncay Opçin'in, "silahlı örgüt kurmak, yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından, 35 yıldan 75 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Firari Tuncay Opçin, FETÖ'nün darbe girişiminden iki gün önce Twitter hesabından "Yatakta basıp şafakta alacaklar" şeklinde paylaşım yaparak, tehditlerde bulunmuştu.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ FATİH CİHANGİR'E 7 YIL HAPİS
18 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık Fatih Cihangir ile avukatı katıldı.
Duruşmada hakkındaki iddiaları reddeden Cihangir, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü. Aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmeyen Cihangir, FETÖ stratejilerinin belirlendiği toplantılara da katılmadığı iddiasında bulundu. Cihangir, meslek hayatı boyunca talimatla, emirle hareket etmediğini savundu.
Sanık Cihangir ile avukatının savunmalarını tamamlaması üzerine duruşmaya ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire üyesi Fevzi Yıldırım tarafından açıklandı.
Fatih Cihangir'e, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 7 yıl 6 aya indiren mahkeme heyeti, Cihangir hakkında adli kontrole ve yurt dışına çıkış yasağına da hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ABDURRAHMAN KAVUN'A 8 YIL HAPİS
18 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonunda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) kumpas davalarından, Balyoz, Askeri Casusluk, Hrant Dink ve Devrimci Karargah davalarında yerel mahkeme kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski üyesi tutuklu sanık Abdurrahman Kavun, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile bağlandı. Kavun'un avukatı salonda hazır bulundu.
Duruşmada, sanık ve avukatı esasa yönelik savunmalarını yaptı.
Örgütün talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği ve ByLock yazışmalarında adının geçtiği belirtilen Kavun, hakkındaki suçlamaları reddetti. Kavun, beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Sanık Kavun'un, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 9 yıl 9 aya çıkarıldı.
Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak 8 yıl 1 ay 15 güne indirildi. Heyet sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MUZAFFER KARADAĞ
19 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, üç astsubayın "hipnoz ve işkence" ile ifadelerini aldığı suçlamasıyla 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kararı onayan eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Muzaffer Karadağ ile avukatı katıldı.
Dosyaya gelen bilgi ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları, diğer bilgi ve belgelere göre sanık Karadağ'ın FETÖ içinde yer aldığı kaydedildi.
Karadağ'ın örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'u kullandığı belirtilen mütalaada, sanığın kullanıcı adını isminin ve soyadının harflerinden oluşturduğu ifade edildi. Mütalaada, Karadağ'ın ByLock şifresinde ise sicil numarası ile doğum tarihi kullanıldığı tespitine yer verildi.
Muzaffer Karadağ'ın adının da geçtiği diğer örgüt mensuplarının ByLock mesaj içeriklerine değinilen mütalaada, sanığın FETÖ'nün Yargıtay yapılanmasında bulunduğuna dikkat çekildi.
Örgütün, çıkarlarına aykırı davrandığını düşündüğü kişileri etkisiz hale getirmek için yaptığı yargı operasyonlarına işaret edilen mütalaada, kamuoyunda "Kayseri hipnoz" davası olarak bilinen davada emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, üç astsubayın "hipnoz ve işkence" ile ifadelerini aldığı suçlamasıyla 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kararı Karadağ'ın onadığı vurgulandı.
Esas hakkındaki mütalaada, Karadağ'ın, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı belirtildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle, örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Karadağ hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması istendi.
Örgüt üyeliğinden hapis istemi
Mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulunuldu.
Sanığın, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içinde bulunduğu hususları dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmayı hazırlamak için süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, karar için ertelendi.
Ahmet Zeki Üçok ile ilgili süreç
Ahmet Zeki Üçok, 2009'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı olduğu dönemde Kayseri'de "Fetullah Gülen Grubu" diye bilinen oluşumla ilgili soruşturma yürütmüş, Hava Kuvvetleri Komutanlığının elektronik yazışma sistemine girdikleri ve bazı TSK personelini "Ergenekon" örgütü üyesi göstermek amacıyla sahte emirler ürettikleri iddiasıyla 3 astsubay hakkında soruşturma açmıştı.
Astsubayların tutuklanmasından yaklaşık 9 ay sonra Ahmet Zeki Üçok, bu soruşturma sırasında astsubaylara hipnozla işkence yapmakla suçlanarak tutuklanmıştı.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Nisan 2012'de Üçok hakkında işkence suçundan verdiği 7,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay 8. Ceza Dairesince onanmıştı. Onama kararını veren heyet üyeleri arasında Karadağ da yer almıştı. Üçok'un başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, yargılamanın yeniden yapılmasına karar vermişti. 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dava konusu suç Üçok'un askeri personel olduğu dönemde gerçekleştiği için dosyanın Askeri Yargıtaya gönderilmesine hükmetmişti.
Üçok'un itirazı üzerine Yargıtay, yeniden yargılamada Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğuna karar vererek dosyayı geri göndermişti.
Bunun üzerine yapılan yargılamada Üçok, delil yetersizliğinden beraat etmişti.
ESKİ YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ BAŞKANI EKREM ERTUĞRUL
20 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, kamuoyunda "kumpas davaları" olarak bilinen Balyoz, Devrimci Karargah gibi davaların onandığı Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski başkanı tutuksuz sanık Ekrem Ertuğrul ile avukatı katıldı.
Dosyaya gelen bilgi ve belgelerin mahkeme heyeti başkanı Fevzi Yıldırım tarafından okunmasının ardından esas hakkındaki mütalaayı sunmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu'na söz verildi.
Mütalaada, Yargıtayda uzun yıllar tetkik hakimliği yapan Ertuğrul'un daha sonra Yargıtay üyeliğine seçilerek 9. Ceza Dairesi Başkanlığına getirildiği belirtildi.
Sanığın 9. Ceza Dairesinde üye olarak görev yaptığı dönemde örgütün tepe yöneticilerinden Şerif Ali Tekalan ve Osman Karakuş ile telefon irtibatının olduğu bildirilen mütalaada, bu görüşmelerden 8 ay sonra Ertuğrul'un daire başkanı seçildiğine işaret edildi.
Ertuğrul'un evinde örgüte ait yayınlar bulunduğu kaydedilen mütalaada, sanığın, 2001'den beri birlikte çalıştığı, FETÖ yöneticiliğinden hakkında dava bulunan eski Yargıtay üyesi Ahmet Toker'in kontrolünde bulunduğu ifade edildi.
Sanığın 9. Ceza Dairesine başkan seçildikten sonra burayı FETÖ'nün amaçları doğrultusunda dizayn ettiği belirtilen mütalaada, dairenin teamülünün bütün üyelerin hem terör hem de diğer dosyaların temyiz incelemesini yapması şeklinde olduğu, bu durumun sanığın başkanlığı döneminde değiştiği kaydedildi.
Mütalaada, Ertuğrul'un başkanlığı döneminde dairenin teamüllerine aykırı şekilde, sadece terör dosyalarına bakmak üzere, kendisinin başkanlığında FETÖ sanıkları eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyeleri Ahmet Toker, Fikriye Şentürk, Hamza Yaman ve Abdurrahman Kavun'un yer aldığı heyeti oluşturduğu bildirildi.
Bu heyetin kamuoyunda "Balyoz" olarak bilinen davada verilen mahkumiyet kararlarını onadığı hatırlatılan mütalaada, kararın oy birliğiyle alındığı, heyete yine sanığın başkanlık yaptığı dile getirildi.
Dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) yer alan örgüt üyelerince Balyoz davasına bakan hakim ve savcılarla ilgili şikayetlerin reddedilerek, soruşturma izninin verilmediği anımsatılan mütalaada, sanığın, hukuka aykırı alınan mahkeme kararının, örgütle dizayn ettiği Yargıtay 9. Ceza Dairesinde onanmasını sağladığı vurgulandı.
Devrimci Karargah davası tespitleri
Sanığın Balyoz dava dosyasıyla ilgili iddiaları ve hukuksuzlukları görmezden geldiğine işaret edilen mütalaada, kamuoyunda "Devrimci Karargah" davası olarak bilinen davada verilen kararın ise düzeltilerek onandığı hatırlatıldı.
Bu onama kararı öncesinde FETÖ'nün yargı üzerindeki etkinliğinin kamuoyunda yarattığı rahatsızlık nedeniyle Yargıtay ceza dairelerinin iş bölümünün değiştirileceğine yönelik söylentiler bulunduğu belirtilen mütalaada, bu değişiklik yapılmadan 28 gün önce dosyanın gündeme alınarak kararın onandığı kaydedildi.
Örgüt üyeliğinin, örgüte katılmayı, bağlanmayı, hiyerarşik yapıya girmeyi ifade ettiği vurgulanan mütalaada, örgüte sadece sempati duymak, onun amaçlarını, değerlerini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak gibi eylemlerin örgüt üyeliği için yeterli olmadığına işaret edildi.
"Sanığın suçu, yardımı oluşturuyor"
Mütalaada, daire başkanı olabilmek için FETÖ'nün desteğini alan sanığın, örgütün istediği şekilde kararlar verdiği ancak faaliyetlerinde örgütsel anlamda süreklilik ve çeşitlilik bulunmadığı bildirildi.
Ertuğrul'un, örgüt üyelerinden oluşturulan heyetle örgütün amaçları doğrultusunda, hukuka aykırı olduğu belirlenen Balyoz ve Devrimci Karargah dosyalarında verdiği kararlar dikkate alındığında, eylemlerinin örgüt üyeliğini oluşturmadığı kaydedilen mütalaada, sanığın faaliyetlerinin TCK'nin 220/7. maddesindeki örgüte yardım suçunu oluşturduğu ifade edildi.
Ekrem Ertuğrul'un, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna yönelik yeterli delil bulunmadığı belirtilen mütalaada, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçunu işlediği sonucuna varılan sanığın, bu suçtan cezalandırılması talep edildi.
Mütalaada, Ertuğrul hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi istendi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Keleşoğlu'nun mütalaasının ardından sanık ve avukatına söz verildi. Sanık ve avukatı, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma için süre talep etti.
Sanık ve avukatına savunma için gelecek celseye kadar süre veren mahkeme heyeti, Ertuğrul hakkındaki adli kontrol şartlarının devamına hükmederek duruşmayı karar için 3 Ekim'e bıraktı.
TCK'nin 220/7. maddesi, "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir." hükmünü içeriyor.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ İHSAN ULUCA'YA 6 YIL HAPİS
24 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi tutuksuz sanık İhsan Uluca ile avukatı katıldı.
Duruşmada hakkındaki iddiaları reddeden Uluca, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü. Sanık Uluca, aleyhindeki tanık beyanlarını da kabul etmedi.
İhsan Uluca ile avukatının savunmalarını tamamlaması üzerine duruşmaya ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
İhsan Uluca'ya, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince 5 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 7 yıl 6 aya çıkardı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 6 yıl 3 aya indiren mahkeme heyeti, Uluca hakkında adli kontrole ve yurt dışına çıkış yasağına da hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ REŞAT TAŞDELEN'E 7 YIL HAPİS
24 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Reşat Taşdelen ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Taşdelen, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
Taşdelen ve sanık avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Reşat Taşdelen'e, FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 6 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 9 yıla çıkardı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 7 yıl 6 aya indiren mahkeme heyeti, alınan ceza miktarını ve tutuklulukta geçirilen süreyi dikkate alarak Taşdelen'in tahliyesine hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ AHMET TOKER
25 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya "Balyoz", "askeri casusluk", "Hrant Dink", "devrimci karargah" davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski üyesi tutuklu sanık Ahmet Toker ile avukatı katıldı.
Sanık Toker, 29 Nisan'daki duruşmada sunulan esas hakkındaki mütalaanın kendisine yazılı olarak 21 Haziran'da iletildiğini, savunmasını bu nedenle hazırlayamadığını belirterek, süre talep etti.
Balyoz davasında verilen kararı onayan heyette yer alan Toker, "görevi kötüye kullanma" nedeniyle Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulunca başlatılan disiplin soruşturmasında kimlerin yer aldığını bilmediğini belirterek, soruşturmada yer alan ve hakkında aleyhte oy kullananlar arasında yargılamayı yapan heyet başkanı ve üyelerin bulunmasının yasalara aykırı olduğunu öne sürdü. Sanık Toker, bu durumun var olması halinde heyet başkanı veya üyelerin davadan çekilmelerine karar verilmesini istedi, reddi hakim talebinde bulundu.
Ahmet Toker'in bu talepleri üzerine mahkeme heyetine başkanlık yapan Daire Üyesi Abdurrahman Dağ, Yargıtay Cumhuriyet Savcısına taleplere yönelik söz verdi.
Mütalaanın önceki celse duruşmada sunulduğunu hatırlatan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, sözlü olarak dinlenilen mütalaaya karşı savunma hazırlanabileceğini, mütalaanın yazılı olarak sunulma kuralının bulunmadığını ifade ederek, bu talebin reddini istedi.
Daha sonra sanık Toker'in taleplerini görüşmek üzere duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından alınan karar, mahkeme heyeti başkanı Dağ tarafından açıklandı.
Savunma hazırlamak üzere sanık Toker'e ek süre verilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, disiplin sürecine heyet başkanı ve üyelerinden herhangi birinin katıldığı yönünde bilgi olmadığı, sanık tarafından bu istemin somut bilgiye dayalı olarak gerçekleşmediği gerekçesiyle çekilme ve reddi hakim talebini kabul etmedi.
Duruşma, 19 Eylül'e bırakıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSEYİN SARIÖMEROĞLU'NA 13 YIL HAPİS
26 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Hüseyin Sarıömeroğlu ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Sarıömeroğlu, delillerin usule ve yasalara aykırı olduğunu ileri sürdü. Aleyhindeki tanık beyanlarını da kabul etmeyen Sarıömeroğlu, suçsuz olduğunu iddia etti.
Sarıömeroğlu ve sanık avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Hüseyin Sarıömeroğlu'na, FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 9 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 13 yıl 6 aya çıkardı.
Sanığa verilen cezada TCK'nin 62. maddesindeki indirimi uygulamayan mahkeme heyeti, Sarıömeroğlu'nun tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MUSTAFA KILIÇ'A 7 YIL HAPİS
27 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, Meslekten ihraç edilen eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Mustafa Kılıç ve avukatı katıldı.
Duruşmada, sanık ve avukatı esasa yönelik savunmalarını yaptı.
Kılıç, üniversite yıllarından itibaren içinde bulunduğu ve toplantılarına katıldığı örgütün talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği ve YARSAV'a üye olduğu suçlamalarını reddetti, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından açıklandı.
Sanık Mustafa Kılıç'ın, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 9 yıla çıkarıldı.
Sanığın cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim 1/6 oranında uygulanarak 7 yıl 6 aya indirildi. Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devam ettiğine karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ VE YARSAV BAŞKAN YARDIMCISI OKTAY AYDIN'A 10 YIL HAPİS
27 Haziran'da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) Başkan Yardımcısı ve eski Danıştay üyesi tutuklu sanık Oktay Aydın ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Aydın, FETÖ üyesi olmadığını öne sürdü.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "YARSAV'ı ele geçirin" talimatıyla dernek üyesi olduğu, derneğin yönetim kurulunda görev alarak örgüt tarafından ele geçirilmesinde etkin rol oynadığına yönelik iddiaları reddeden Aydın, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığına ilişkin tespitleri de kabul etmedi. Oktay Aydın, suçsuz olduğunu savundu.
Aydın ve sanık avukatının savunmalarını tamamlamaları üzerine duruşmaya ara verildi.
Daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık yapan Maruf Alikanoğlu tarafından açıklandı.
Oktay Aydın'a, FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşarak 8 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezayı 12 yıla çıkardı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirimi uygulayarak cezayı 10 yıla indiren mahkeme heyeti, Oktay Aydın'ın tutukluluk halinin devamına da hükmetti.
Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(30 Haziran 2019, 11:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: