İstanbul'da, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik soruşturmalar kapsamında firari savcı Zekeriya Öz ve bazı polis müdürleri ile irtibatlı olduğu öne sürülen ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un yargılanmasına tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi. Tanık Nizamettin Çelikbilek, "Metin Topuz, Silivri İlçe Jandarma Komutanı Murat Koçyiğit'e sarı bir zarf verdi. Bu görüşmeden sonra Koçyiğit, 'artık bana kurmay diyebilirsin' dedi, aynı yıl komutanın kurmaylık sınavını kazandı" ifadelerini kullandı.
30.03.2019 16:31 İstanbul'da, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik soruşturmalar kapsamında firari savcı Zekeriya Öz ve bazı polis müdürleri ile irtibatlı olduğu öne sürülen ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un yargılanmasına tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi.
26.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Metin Topuz savunmasını tamamladı.
Sanık Topuz, iddianamede, konsolosluk görevlileriyle kurdukları bir WhatsApp grubunda, Rıza Sarraf'ın adının geçmesine ilişkin, Sarraf ile hiçbir ilişkisi olmadığını ileri sürdü.
Topuz, WhatsApp grubunda, "O İranlı konuşur" ile "Başkan Obama umarım savcıyı suçlamaz" şeklinde mesajlar attığının hatırlatılması üzerine, "25 yıllık tecrübeme göre bu gibi şahısların kendilerine yöneltilen herhangi bir suçlama karşısında, doğru olsun olmasın her bildiklerini anlattıklarını hatta iftira bile attıklarını görürüz. Ayrıca ABD adalet sisteminde az ceza almak için iş birliği yapmak sık başvurulan bir yöntem. Başkan Obama ile ilgili yazdığım mesaj da şaka yollu bir yorumdur. Altında bir amaç yoktur." ifadelerini kullandı.
Metin Topuz savunmasında, FETÖ firarisi, ABD'deki Hakan Atilla davasında tanıklık yapan eski Komiser Hüseyin Korkmaz'ı ise hiç görmediğini ve hiçbir zaman kendisiyle konuşmadığını öne sürdü.
Topuz, 20 Eylül 2012'de, DEA ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü arasında ortaklaşa yürütülen görüşmelere katılmak üzere FETÖ üyeleri Yakup Saygılı, Yasin Topçu ve İbrahim Şener ile Amerika'ya gittiklerini iddia ederek, Yakup Saygılı'nın kaybettiğini öne sürdüğü tablet bilgisayarı Newyork Güney Bölgesi Başsavcılığı'na teslim ettiği iddialarına ilişkin şunları söyledi:
"Aktarmalı uçakla gitmiştik. Aktarma yaptığımız sırada diğer uçağa binmek üzereyken Yakup Saygılı bana tablet bilgisayarını bir önceki uçakta unuttuğunu söyledi. Gidip yetkililerle konuştum, uçağın pistten ayrıldığını, bir bilgisayar bulunduğuna dair bir rapor olmadığını söylediler."
Topuz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne girerken çekilen güvenlik kamerası görüntülerine değinerek, Saygılı ile her konuşmalarının Tamer Ergüven ile ilgili olduğunu ileri sürdü.
FETÖ ile bir ilişkisinin olmadığını savunan Topuz, ağlayarak vatanına ve milletine ihanet etmediğini iddia etti.
Topuz'un son sözleri üzerine salonda bulunan ve tercüman aracılığıyla savunmayı dinleyen ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis de ağladı.
"Müracaat ettim, imtihana girip kazandım"
Mahkeme Başkanı Cem Karaca, savunmasını tamamlayan sanık Topuz'a, eğitim durumunu hatırlatarak, "Lise mezunusunuz, bu işe bir referans aracılığıyla mı girdiniz? Hangi yetenekleriniz ortaya çıktı ki DEA gibi bir departmana geçiş sağladınız?" diye sordu.
Sanık Topuz, soruya "Türkiye'nin en karışık olduğu dönemde 1978'de liseden mezun oldum. Üniversiteyi kazandım ancak ülkedeki karışıklık nedeniyle gidemedim. Lisede İngilizce dersim çok iyiydi. Liseden mezun olunca İngilizce kursuna da gittim. Sonrasında askere de gittim ve burada telefon operatörü olarak görev yaptım. Askerden dönünce konsolosluk iş ilanlarını takip ettim. Santral operatörü arıyorlardı. Burada işe başladım. İlk 2 sene gece santralcilik yapıyordum. Sonra gündüz santral ve teknisyen olarak çalışmaya başladım. 1979'da DEA'ya müracaat ettim. Yalnızca dil kriteri vardı. Polislik tecrübesi falan aramıyorlardı. Müracaat ettim, imtihana girip kazandım." şeklinde yanıt verdi.
"Nedir bu kopartılan gürültü?" sorusu
Başkan Karaca'nın "Siz tutuklandıktan sonra diplomatik bir dokunulmazlığınız olmadığı halde ABD vize krizine yol açacak kadar aşırı tepki verdi. Diplomatik bağışıklığınız yok, TC vatandaşısınız. Bunu aidiyet duygusuyla mı açıklarsınız? Nedir bu kopartılan gürültü?" sorusunu ise Topuz, "Diplomatik bir bağışıklığım yok. Ben 35 yıldır oraya hizmet veriyorum. Onların ne saikle tepki gösterdiklerini bilmiyorum. Ben onların talimatıyla o görevlilerle görüştüm. Belki de bir bakıma kendilerini suçlu hissettiler. Bilemiyorum." diye cevapladı.
Duruşmada daha sonra müşteki Haydar Keskin'e ifadesi soruldu. Müşteki Keskin, sanığı tanımadığını, 17-25 Aralık'ta bir vatandaş olarak gelişmelerden rahatsız olduğu için savcılığa şikayet dilekçesi verdiğini ancak bu şikayetinin takipsizlikle sonuçlandığını dile getirerek, "15 Temmuz'dan sonra benim bu şikayetim raftan indirildi ve ben müşteki yapıldım. Ben müştekilikten feragat ediyorum." dedi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun avukatı da söz alarak, davaya katılma talepleri olduğunu söyledi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
27.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Metin Topuz ile avukatları hazır bulundu. Duruşmada ABD Başkonsolosu Jennifer L. Davis, çok sayıda konsolosluk çalışanı ile yabancı medya mensupları da izleyici olarak yer aldı.
Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme heyeti başkanı, Sanık Topuz'un dün ifadesinin tamamlandığını hatırlatarak bugünkü celsede tanıkların dinleneceğini kaydetti.
Duruşmada ilk olarak 'Yavuz' kod adlı gizli tanık dinlenildi. Sesi ve görüntüsü değiştirilerek Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile duruşma salonuna bağlanan gizli tanık Yavuz, "Mali Şubede görevli olduğum sırada Metin Topuz yanında yabancılarla şubeye gelirdi. 17/25 Aralık operasyonları öncesinde Topuz çok rahat bir şekilde şubeye gelirdi. Topuz'un Yakup Saygılı tarafından karşılandığını gördüm. Buna dair kamera görüntüleri de vardır. Yakup Saygılı herkesle görüşen biri değildi ve odasına herkesi almazdı. Kendi görüşüme göre, Topuz'un tercüman gibi değil de oranın sahibi gibiydi" dedi.
Gizli tanık Yavuz, mahkeme başkanının şubeden evrak verildi mi? sorusuna "Kapalı oda. Yanında yabancılar var. Çantaları var. Evrakla çıkıp çıkmadıklarını kimse bilemez" dedi.
"Metin Topuz Jandarma komutanına sarı zarf verdi, komutan o yıl kurmaylık sınavını kazandı"
Duruşmada daha sonra İstanbul İl Jandarma'da haber elemanlığı yaptığını söyleyen Nizamettin Çelikbilek, tanık olarak dinlenildi. Metin Topuz'u ilk olarak o dönem Silivri İlçe Jandarma Komutanı olan Murat Koçyiğit'in yanında gördüğünü belirten Çelikbilek, "Metin Topuz benzinlik yanında Murat Koçyiğit ile görüşüp kendisine sarı zarf verdi. Bu görüşmeden sonra Murat Koçyiğit, 'artık bana kurmay diyebilirsin' dedi. Bu kim diye sorunca Koçyiğit, "başını ağrıtır" dedi ve aynı yıl kurmaylık sınavını kazandı" diye konuştu.
"Asım Sürer, 'Adil Öksüz'ü duymadın mı? O Metin beyin her şeyidir, efendisidir' dedi"
Metin Topuz ile daha sonra Asım Sürer aracılığıyla tanıştığını belirten Nizamettin Çelikbilek, Topuz'la iki buluşma yaptıklarını bunların birinde Metin Topuz'a telefon geldiğini kendilerinden birkaç adım uzaklaşarak konuştuğunu belirtti. Bu konuşmada Metin Topuz'un konuşma sırasında 'Bu işler bizi aşar hocam. Adil bey bizi arasın dedi. Bu konuşmanın ardından ben Asım Sürer'i aradım Adil'in kim olduğunu sordum bana Adil Öksüz'ü duymadın mı? O Metin beyin her şeyidir, efendisidir" dedi. Nizamettin Çelikbilek, Metin Topuz'u, Asım Sürer ile Ayvalık'ta da gördüğünü de sözlerine ekledi.
Asım Sürer: "Adil Öksüz adını darbeden sonra duydum"
Duruşmada daha sonra tanık olarak dinlenilen Asım Sürer, Metin Topuz'u tanıdığını belirtti. 2004 ile 2007 yıllarında İl Jandarma Komutanlığı'nda Kaçakçılık Şube Müdürlüğü yaptığını söyleyen Sürer, "5-6 ülkeyi kapsayan uluslar arası uyuşturucu operasyonu vardı. Tek başımıza yapmamız mümkün değildi. Beşiktaş'taki savcılık bizi DEA birimleriyle irtibat kurmamızı söyledi. 3 operasyon yaptık. Metin bey ile burada tercüman olarak tanıştık. Müdür olmadan önce böyle bir birimin olduğunu bilmiyordum. Nizamettin Çelikbilek'i de tanırım. İl Jandarmada haber elemanlığı yapar" diye konuştu.
Metin Topuz ile irtibatının sadece uyuşturucu konusunda olduğunu söyleyen Sürer, "Adil Öksüz'ün adını ilk kez darbe teşebbüsünden sonra duyduğunu söyledi.
Tanıklar çelişkili beyanda bulundu
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Cem Karaca, iki tanığa verdiği yemini hatırlatarak Adil Öksüz konusunda ifadelerinin çelişkili olduğunu kaydetti.
Bunun üzerine söz verilen iki tanık beyanlarını aynen tekrar ettiklerini kaydettiler.
Tanıkların çelişkili beyanlarını tekrar etmesi üzerine Başkan Cem Karaca çelişkinin giderilemediğini ifade etti.
Gün boyu devam eden duruşmada 7 tanık dinlenilirken mahkeme, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı yarına ertelendi.
28.03.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki üçüncü duruşmaya, tutuklu sanık Metin Topuz avukatlarıyla katıldı. ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ve çoğu ABD'li yabancı gazeteciler de duruşmayı izledi.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, sanık Topuz'un tutukluluk halinin devamı yönüne karar verilmesini istedi.
Metin Topuz'un avukatı Selman Alibaş, Topuz'un babasının ve oğlunun da konsoloslukta çalıştığını ifade ederek, "Metin Topuz 1992'de DEA birimine katılmıştır. Bunda FETÖ bağlantısı aranıyorsa böyle bir şey yoktur." dedi.
Topuz hakkındaki tüm suçlamaları reddeden avukat Alibaş, tahliye talebinde bulundu.
Taleplerin ardından gerçekleştirdiği müzakere sonucu kararını açıklayan mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesine işaret eden somut delillerin varlığı, cezanın alt ve üst sınırının kaçma kuşkusunu somutlaştırması, yargılama sonucunda eylemlerin sübutu halinde verilmesi muhtemel ceza gibi gerekçelerle Metin Topuz'un oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar verdi. Kıdemli üye hakim tutukluluk halinin devamı yönündeki karara muhalefet şerhi koydu.
Muhalefet şerhinde şunlar kaydedildi:
"Sanığın savunması, sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan dilekçeler ekindeki belgeler, Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen belgeler uluslararası iş birliğine ilişkin metinler ve tanıklar Asım Sürer, Murat Koçyiğit, Adem Fidan, Hakan Aydın'ın beyanları karşısında delil durumunun sanık lehine değişme ihtimali, HTS kayıtlarında yer alan sanığın haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyelik iddiasıyla soruşturma ve kovuşturma bulunan şahıslarla yoğun irtibatının Amerikan Federal Narkotik Teşkilatı (DEA) ile iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilmiş olma ihtimali, kendisine ulaşılamayan tanık Feyyaz Öztürk haricindeki tensip ara kararı ile dinlenilmesine karar verilen tanıkların beyanlarının alınmış olması karşısında tanıklara baskı yapma ihtimalinin bulunmaması, sanığın tutuklulukta geçirmiş olduğu 18 aylık süre, tutuklamanın ön cezalandırma aracı değil tedbir mahiyetinde olması, bu aşamada sanık üzerinde adli kontrol hükümleri ile yetkili ve etkili hukuksal denetim sağlanacağı ve bu nedenle sanığın tahliye edilmesi görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun tutukluluk halinin devamı konusundaki görüşüne iştirak etmiyorum"
Davaya katılma talebinde bulunan Binali Yıldırım, Fatma Şahin, İsmet Yılmaz, Suat Kılıç, Bekir Bozdağ, Ahmet Davutoğlu, Ömer Dinçer, Hayati Yazıcı, Taner Yıldız, Recep Akdağ, Sadullah Ergin, Mehmet Şimşek, Ali Babacan ve Faruk Çelik'in iddianamede sanığa yüklenen suçlardan doğrudan doğruya zarar görme ihtimallerinin bulunmadığını, her ne kadar adı geçen kişilerin suç tarihine nazaran 61. Cumhuriyet Hükümetinde bakan oldukları anlaşıldığı, hükümete karşı kalkışma suçu yönünden hükümeti temsil yetkisinin belirtilen tarih itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı'na, dava tarihi itibariyle ise Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına ait olduğunun anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, katılma taleplerini reddetti.
Mahkeme heyeti, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler'in ise sanığa atılı "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi" suçuyla sınırlı olmak şartıyla katılma taleplerini kabul etti.
Heyet, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak sanığın tutuklanmadan önce yurt dışına giriş ve çıkışlarına ilişkin kayıtların istenmesini, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'na da müzekkere yazılarak firari eski savcı Zekeriya Öz'ün oğlu Talha Öz isimli şahsa ait vize başvuru evrakının gönderilmesinin talep edilmesini karara bağladı
Resmi ziyaretler soruldu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına da yazı yazılarak tanık sıfatıyla ifadesi alınan Feyyaz Öztürk'ün Metin Topuz hakkında 2006 ve 2008 yıllarında suç duyurusunda bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep eden mahkeme heyeti, ayrıca yine başsavcılığa müzekkere yazılarak lüks oto kaçakçılığına ilişkin soruşturma evrakının örneğinin gönderilmesinin istenmesi kararlaştırıldı.
Metin Topuz'un 2007 ve 2017 yılları arasında FETÖ irtibatı nedeniyle haklarında adli işlem yapılmamış, emniyet görevlileriyle ilgili irtibatına dair HTS kayıtlarını isteyen mahkeme heyeti, İstanbul Emniyeti'ne yazı yazılarak sanık Topuz'un eski Mali Şube görevlileri Yakup Saygılı, Yasin Topçu ve İbrahim Şener ile ABD ülkesine gerçekleştirdikleri resmi çalışma ziyaretinin konusu, kapsamı, içeriği, mahiyeti ve sonucuyla alakalı resmi bir bilgi notunun bulunup bulunmadığının sorulmasına, şayet varsa istenen belgelerin gönderilmesine hükmetti.
Mahkeme heyeti Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılarak KOM birimlerinde görev yapan emniyet personelinin Amerikan Federal Narkotik Teşkilatıyla ortaklaşa yürütülen soruşturmalar çerçevesinde ve iş birliği kapsamında ABD veya başka ülkelere resmi ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin sorulmasını karara bağladı.
Bazı tanıkların dinlenilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Mayıs'a ertelendi.
SÜREÇ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yabancı uyruklu ve misyon görevlilerinin FETÖ'nün 17-25 Aralık 2013'teki yargısal darbe teşebbüsü ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davalarda yargılanan eski polis müdürleri ve askerler ile firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatlarına ilişkin soruşturma başlatmıştı.
Bu çalışma sonucunda ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz, eski polis müdürleri ve eski savcı Öz ile irtibatının ortaya çıkması üzerine gözaltına alınmıştı.
Topuz, emniyetteki işlemlerinin ardından 4 Ekim 2018'de İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından tutuklanmıştı.
Hazırlanan iddianamede Topuz'un, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve gizliliğin ihlali" suçlarından ise 20 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Paralel yapı-25 Eylül (2017) 'İstanbul 1 sanık ABD İstanbul Başkons. irtibat görevlisi Metin Topuz/casusluk' davası
(30 Mart 2019, 16:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: