Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Bu kapsamda hükümeti protesto için cübbesini Danıştay binasına asan eski Danıştay üyesi Bülent Olcay'a 13 yıl, eski Yargıtay üyeleri hükümeti protesto bildirisini okuyan Salih Özaykut'a 14 yıl, Mehmet Sait Demiröz'e 13 yıl, örgütün Yargıtay Grup Sorumlusu Dursun Murat Cevher'e 12 yıl, Devrimci Karargah iddianamesini hazırlayan ve Tahşiye soruşturmasını yürüten eski savcı Kadir Altınışık'a 10 yıl, Hacı Osman Kaya'ya 8 yıl, Hanefi Avcı'nın Devrimci Karargah Örgütü Kumpas davasını onayan Hüseyin Çolak'a 7 yıl,Mine Kaya'ya 7 yıl ve Nazmi Çatak'a 6 yıl hapis cezası verildi. Bazı davalarda ise sona yaklaşılırken savcılık esas hakkındaki mütalaalarını açıkladı. Bu kapsamda kumpas Hipnoz davasını onayan eski Yargıtay üyesi Mustafa Akarsu'ya 15 yıl, eski Danıştay üyesi Ahmet Eğerci'ye ise 15 yıl hapis cezası talep edildi.
31.03.2019 10:24 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Son iki haftada yaşanan duruşmalarda yaşananlar kronolojik olarak şu şekilde gerçekleşti:
ESKİ YARGITAY ÜYESİ SALİH ÖZAYKUT'A 14 YIL HAPİS: HÜKÜMETİ PROTESTO BİLDİRİSİNİ OKUMUŞTU
18 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, darbe girişiminden 4 gün önce yüksek yargıya ilişkin düzenlemeleri protesto amacıyla yapılan basın açıklamasını okuyan eski Yargıtay üyesi Salih Özaykut hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, Özaykut esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Örgütün sivil imamı Mehmet Baysal'ı tanımadığını ve ByLock kullanmadığını ileri süren Özaykut, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Özaykut, beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Son sözleri sorulan Özaykut, kendisi gibi pek çok kişinin, 15 Temmuz'dan önce bu örgütün silahlı örgüte dönüştüğünü, devletin varlığına, milletin birliğine, vatanın bekasına kastedeceğini bilmediğini ileri sürdü.
Örgütün hain amaçlarının 15 Temmuz'da görüldüğünü savunan Özaykut, "Ben bu zalim planın içinde yer almadım. Benim bunlar gibi zalimlerle irtibatım, iltisakım olamaz." şeklinde savunma yaptı.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Esas hakkındaki mütalaada sanığın, "terör örgütü yöneticiliği" suçundan cezalandırılması isteniyordu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti, suç vasfını değiştirerek, sanığın "terör örgütü üyeliği" suçunun sabit olduğuna karar verdi.
Kararda, sanık Salih Özaykut'un üzerine atılı "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl 6 ay hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 14 yıl 3 aya çıkarıldı.
Sanık hakkında verilen cezada, TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Suçlamalar
Özaykut hakkındaki esas hakkındaki mütalaada, ByLock'ta "Yakut" kod adını kullanan sanığın, ByLock sistemine örgüt tarafından verilen tablet üzerinden giriş yaptığı belirtildi.
Örgütün yargı sivil imamı "Nejat" kod adlı Mehmet Baysal tarafından oluşturulan "Danışma Heyeti" adlı grupta sanığın da yer aldığı, bu yapının Yargıtay içerisindeki yargısal faaliyetlerinde örgüt üyelerinin izleyeceği yolu belirlediği ifade edildi.
Örgüt talimatıyla Yargıtay'a üye seçilen sanığın, 2011 yüksek yargı üye seçiminde üyelerin belirlenmesinde, üyeler seçildikten sonra da örgüt mensubu üyelerin hangi dairelerde görev yapacağı konusunda rol oynadığı anlatıldı.
Sanığın, darbe girişiminden 4 gün önce Yargıtay binası önünde yapılan basın açıklaması adı altındaki örgütsel eyleme katılıp açıklamayı bizzat okuduğu da belirtilen mütalaada, sanığın ayrıca ankesörlü telefonla ardışık ve periyodik arandığı tespitleri yer aldı.
Mütalaada, sanığın emir ve talimat verme noktasında etkin olduğu, FETÖ silahlı terör örgütünün Yargıtay hücre yapılanmasında "yönetici" konumunda yer aldığı ve "örgüt yöneticisi olma" suçunu işlediği sonucuna varıldığı belirtildi.
5 kişilik danışma heyeti
Örgütün sivil imamlarından Mehmet Baysal'ın, Yargıtaydaki faaliyetleri yürütmek üzere 5 kişilik "danışma heyeti" kurduğu ortaya çıkmış, eski yüksek yargı üyeleri firari Ali Akın, Aydın Boşgelmez, Osman Yurdakul, Mehmet Kaya ve sanık Salih Özaykut'tan oluşan 5 kişilik heyetin, Yargıtay içerisinde yargısal faaliyetlerde örgüt üyelerinin izleyeceği yolu belirlediği ifade edilmişti.
Seçim ve davaların takibi gibi konuların, öncelikle sivil imam Mehmet Baysal'ın da katılımıyla bu danışma heyetinde kararlaştırıldığı, alınan kararların, grup sorumlularına, oradan da örgüt üyelerine iletildiği belirtilmişti.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ DURSUN MURAT CEVHER'E 12 YIL HAPİS: ÖRGÜTÜN YARGITAY GRUP SORUMLUSUYDU
18 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya tutuklu sanık eski Yargıtay üyesi ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Yargıtaydaki "grup sorumlusu" olduğu belirlenen Dursun Murat Cevher ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasını yapan sanık Cevher, silahlı terör örgütüne üye olduğu suçlamasını ve bununla bağlantılı tüm suçlamaları reddetti.
Gizli haberleşme sistemi ByLock'u kullanmadığını, ele geçirilen dijital materyallerde örgütle ilgili delil bulunamadığını savunan Cevher, örgütün sohbetlerine katıldığı iddiasını da kabul etmedi. Sanık Cevher, herhangi bir sosyal buluşmanın örgüt toplantısı olarak nitelendirilmesinin hukuk ve vicdanla bağdaşmayacağını ileri sürdü.
Aleyhindeki tanık beyanlarını da kabul etmeyen Cevher, beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Kararda, sanık Dursun Murat Cevher'in üzerine atılı "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl 6 ay hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 12 yıl 9 aya çıkarıldı.
Duruşmalarda suçlamaya ilişkin pişmanlığın gözlemlenmemesi nedeniyle sanık hakkında verilen cezada TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Suçlamalar
Dursun Murat Cevher hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaada sanığın, hakim-savcı eğitim merkezinden itibaren örgüt içinde yer aldığı, Adalet Bakanlığının çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra örgütün talimatıyla 2011'de Yargıtay üyesi seçildiği belirtildi.
ByLock'u etkin kullandığı tespit edilen sanığın yazışmalarına da yer verilen mütalaada, Yargıtay üyesi seçildikten sonra örgütsel faaliyetlerini sürdüren sanığın, Yargıtay içinde örgütsel hareket tarzı belirlenmesi, seçim ve görevlendirmelerde örgüt talimatlarının koordinasyonunun sağlanması, örgüt adına yapılan işlerin gizlilik içinde sürdürülmesi, örgüt elebaşının talimatıyla Bank Asya'ya para yatırılması, örgütün takibindeki dosyalarla ilgili bilgilerin paylaşılması konularında aktif rol aldığına yönelik ByLock görüşme içeriklerine ulaşıldığı bildirildi.
Böylelikle sanığın, Yargıtay içinde örgütsel taktik belirlenmesinde önemli rol oyladığı aktarılan mütalaada, Cevher'in, Yargıtayın "hukuk daireleri sorumlusu" eski üye Ali Akın'ın bir altında bulunan ve talimatları diğer üyelere ulaştırması için ilettiği "grup sorumluları"ndan olduğu ifade edildi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ NAZMİ ÇATAK'A 6 YIL HAPİS
18 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Nazmi Çatak ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Çatak, beraatini istedi.
Savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Fevzi Yıldırım tarafından okundu.
Karara göre, sanık Nazmi Çatak'a, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'e üye olmak" suçundan, alt sınırdan 5 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi uyarınca sanığa verilen ceza 7 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak ceza, 6 yıl 3 aya indirildi.
Çatak hakkında adli kontrole hükmeden mahkeme heyeti, yurt dışına çıkış yasağı konulmasına da karar verdi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MUSTAFA AKARSU'YA 15 YIL HAPİS TALEBİ: KUMPAS HİPNOZ DAVASINI ONAMIŞTI
18 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi ve Ergenekon soruşturmaları sürecinde emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, üç astsubayın Kayseri'de "hipnoz ve işkence" ile ifadelerini aldığı suçlamasıyla 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kararı onayan eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Mustafa Akarsu ile avukatı katıldı. Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu. Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları, diğer bilgi ve belgelere göre sanık Akarsu'nun FETÖ içinde yer aldığı kaydedildi. Mütalaada, terör örgütü mensuplarının 2010'da HSYK'da çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından yapılan toplantılarda, sanığın, Yargıtay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimler arasında yer aldığı belirtildi. Akarsu'nun, örgüt stratejilerinin belirlendiği toplantılara katıldığı aktarılan mütalaada, sanığın bu toplantılarda "himmet" adı verilen aidatları da topladığı ifade edildi.
"Hipnoz ve işkence"
Örgütün, çıkarlarına aykırı davrandığını düşündüğü kişileri etkisiz hale getirmek için yaptığı yargı operasyonlarına işaret edilen mütalaada, kamuoyunda "Kayseri hipnoz" davası olarak bilinen davada emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, üç astsubayın "hipnoz ve işkence" ile ifadelerini aldığı suçlamasıyla 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kararı Akarsu'nun onadığı bildirildi.
Para Transferleri
Sanığın, örgütün yurt dışındaki kuruluşlarına para gönderdiğine dikkati çekilen mütalaada, Akarsu'nun, diğer örgüt mensuplarıyla arasındaki para transferlerine de işaret edildi. Mütalaada, Akarsu'nun örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'nın desteklenmesine yönelik de faaliyet yürüttüğü belirtildi.
"Yargıtay imamının bacanağı"
FETÖ'nün Yargıtay imamı İlyas Şahin'in bacanağı olan sanığın örgütün hücre yapılanmasında bulunduğu anlatılan mütalaada, Akarsu'nun, büyük önem verilen 2014'teki HSYK seçimlerinde örgüt mensuplarının seçilmesine ilişkin çaba gösterdiği ifade edildi.
Esas hakkındaki mütalaada, Akarsu'nun, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı belirtildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle, örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Akarsu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması istendi.
Örgüt üyeliğinden hapis istemi
Mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulunuldu.
Sanığın, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içinde bulunduğu hususları dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmayı hazırlamak için süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Duruşma, karar için 21 Mayıs'a bırakıldı.
Ahmet Zeki Üçok ile ilgili süreç
Ahmet Zeki Üçok, 2009'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı olduğu dönemde Kayseri'de "Fetullah Gülen Grubu" diye bilinen oluşumla ilgili soruşturma yürütmüş, Hava Kuvvetleri Komutanlığının elektronik yazışma sistemine girdikleri ve bazı TSK personelini "Ergenekon" örgütü üyesi göstermek amacıyla sahte emirler ürettikleri iddiasıyla 3 astsubay hakkında soruşturma açmıştı.
Astsubayların tutuklanmasından yaklaşık 9 ay sonra Ahmet Zeki Üçok, bu soruşturma sırasında astsubaylara hipnozla işkence yapmakla suçlanarak tutuklanmıştı.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Nisan 2012'de Üçok hakkında işkence suçundan verdiği 7,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay 8. Ceza Dairesince onanmıştı. Onama kararını veren heyet üyeleri arasında Akarsu da yer almıştı. Üçok'un başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, yargılamanın yeniden yapılmasına karar vermişti. 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dava konusu suç Üçok'un askeri personel olduğu dönemde gerçekleştiği için dosyanın Askeri Yargıtaya gönderilmesine hükmetmişti.
Üçok'un itirazı üzerine Yargıtay, yeniden yargılamada Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğuna karar vererek dosyayı geri göndermişti. Bunun üzerine yapılan yargılamada Üçok, delil yetersizliğinden beraat etmişti.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HACI OSMAN KAYA'YA 8 YIL HAPİS
19 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, eski Yargıtay üyesi Kaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Kaya'nın avukatı salonda hazır bulundu.
Duruşmada, örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçilmek, örgüt toplantılarına katılmak, himmet vermek ve ByLock kullanmakla suçlanan Hacı Osman Kaya ve avukatı esas hakkında savunma yaptı.
ByLock kullanmadığını, terör örgütü üyesi olmadığını savunan Kaya, aleyhindeki tanık beyanlarını ve suçlamaları reddetti. Hacı Osman Kaya, beraatına ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Son sözleri sorulan Kaya, FETÖ dahil tüm terör örgütlerini lanetledi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Kararda, sanık Hacı Osman Kaya'nın üzerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl 6 ay hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 9 yıl 9 aya çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve davranışları, pişmanlığının gözlemlenmesi nedeniyle verilen ceza, TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak 8 yıl 45 güne indirildi.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MEHMET SAİT DEMİRÖZ'E 13 YIL HAPİS
19 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Mehmet Sait Demiröz hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Demiröz'ün avukatı ve yakınları da katıldı.
Duruşmada, sanık Demiröz ve avukatı esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği, ByLock kullandığı, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu belirtilen Demiröz, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmeyen sanık Demiröz, terör örgütü üyesi olmadığını savunarak, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Son sözü sorulan Demiröz, "Böyle bir suçu işlemedim. Mesleğimi onurumla yaptım. Hiçbir zaman vicdanımı ve irademi kimseye teslim etmedim." dedi.
- Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Kararda, sanık Demiröz'ün üzerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın duruşmalarda pişmanlığının gözlemlenmemesi nedeniyle verilen cezada TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSEYİN ÇOLAK'A 7 YIL HAPİS: HANEFİ AVCI'NIN DEVRİMCİ KARARGAH ÖRGÜTÜ KUMPAS DAVASINI ONAMIŞTI
20 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi üyesi ve eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'ya "Devrimci Karargah Örgütü" davasında verilen hapis cezasını onayan isimlerden tutuklu sanık Hüseyin Çolak hakim karşısına çıktı.
Duruşmada sanık Çolak ve avukatı esas hakkında savunma yaptı. Çolak hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.
Mahkeme Hüseyin Çolak'a "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca Çolak'a verilen ceza 9 yıla çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle verilen cezada TCK'nin 62'nci maddesindeki indirim uygulanarak, cezası 7 yıla 6 aya indirildi.
Mahkeme, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Çolak, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'ya "Devrimci Karargah Örgütü" davasında verilen hapis cezasını onamıştı.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ AHMET EĞERCİ'YE 15 YIL HAPİS TALEBİ
20 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi Ahmet Eğerci, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Eğerci'nin avukatı ise hazır bulundu.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere göre sanık Eğerci'nin FETÖ içerisinde yer aldığı belirtildi.
Terör örgütü mensuplarının, 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından yapılan toplantılarda, sanığın, Danıştay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimler arasında yer aldığı anlatılan mütalaada, Eğerci'nin tetkik hakimliği döneminde başlayan FETÖ üyeliğinin Danıştaydaki görevi süresince de devam ettiği vurgulandı.
Sanığın örgüt toplantılarına katıldığı, "himmet" adındaki aidatları verdiğinin belirtildiği mütalaada, Eğerci'nin, FETÖ'nün dava takip biriminde yer aldığı kaydedildi.
Mütalaada, sanığın, örgüt için önemli olan dershane ve hastanelere ilişkin davalarda etkin rol oynadığı, aldığı talimatlar doğrultusunda FETÖ lehine davaların sonuçlanması için çaba sarf ettiği bildirildi.
Eğerci'nin, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğuna işaret edilen mütalaada, sanığın diğer örgüt mensubu Danıştay üyeleriyle İstanbul'da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yurt dışına kaçmadan önce kaldığı dershanedeki özel odayı ziyaret ettiği vurgulandı.
Esas hakkındaki mütalaada, sanık Eğerci'nin, Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) ele geçirilmesine yönelik talimat kapsamında bu derneğe üye olduğu belirtildi.
Sanığın Danıştay hücre yapılanmasında yer aldığına dikkati çekilen mütalaada, Eğerci'nin böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı kaydedildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde, "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın, eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğuna vurgu yapılan mütalaada, Eğerci hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması istendi.
Esas hakkındaki mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulunuldu.
Sanığın son karar merci Danıştayda görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içerisinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık Ahmet Eğerci ve avukatı, esas hakkındaki savunmayı hazırlamak için süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, karar için 23 Mayıs'a bırakıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MİNE KAYA'YA 7 YIL HAPİS
25 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Kaya ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Kaya, iddiaları reddederek beraatini istedi.
Karar
Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Karara göre, sanık Mine Kaya'ya, "FETÖ/PDY'e üye olmak" suçundan, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi uyarınca sanığa verilen ceza 9 yıla çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesindeki indirim uygulanarak ceza 7 yıl 6 aya indirildi.
Kaya hakkında adli kontrole hükmeden mahkeme heyeti, yurt dışına çıkış yasağı konulmasına da karar verdi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ KADİR ALTINIŞIK'A 10 YIL HAPİS: DEVRİMCİ KARARGAH İDDİANAMESİNİ HAZIRLAYAN, TAHŞİYE SORUŞTURMASINI YÜRÜTEN SAVCIYDI
27 Mart'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya eski Yargıtay üyesi ve İstanbul özel yetkili savcısı olduğu dönemde Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kumpas davalarından olduğu ortaya çıkan "Devrimci Karargah" iddianamesini hazırlayan ve "Tahşiye" soruşturmasını yürüten eski savcı tutuklu sanık Altınışık ile avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Altınışık, örgüt üyesi olmadığını iddia etti.
Yargıtay üyeliğine örgüt kontenjanından seçilmediğini savunan Altınışık, FETÖ ile irtibatının bulunmadığını savundu. Örgüt mensuplarıyla da bağlantısı olmadığını söyleyen Altınışık, kimseden emir ve talimat almadığını ileri sürdü.
Altınışık, "Devrimci Karargah" soruşturmasında usulsüzlük olmadığını, delillere göre iddianame hazırlandığını iddia etti. Ankesörlü telefonla aranmadığını ifade eden Altınışık, bu yöntemle kimseyle görüşmediğini öne sürdü.
- Karar
Savunmaların tamamlanması üzerine duruşmaya ara verildi. Aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Kararda, sanık Kadir Altınışık'ın üzerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 12 yıla çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle TCK'nin 62'nci maddesindeki indirim uygulanarak, ceza 10 yıla indirildi.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazdan düşülmesine ve tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
- Hanefi Avcı'yı sorgulamış, Avcı susma hakkını kullanmıştı
Kadir Altınışık, İstanbul özel yetkili savcısı iken FETÖ'nün kumpas davalarından olduğu ortaya çıkan Devrimci Karargah soruşturmasını yürütmüş ve iddianame hazırlamıştı.
Devrimci Karargah Örgütü'ne yönelik operasyonlar kapsamında 2010'da gözaltına alınarak adliyeye çıkarılan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde o dönem cumhuriyet savcısı olan Kadir Altınışık karşısında susma hakkını kullanmış, sevk edildiği mahkemece aynı gün tutuklanmıştı.
Devrimci Karargah örgütü üyesi oldukları ve örgüte yardım ettikleri iddiasıyla Hanefi Avcı'nın da aralarında bulunduğu 27 sanık, çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış, FETÖ'nün kumpas davalarından olduğu ortaya çıkan dosyada daha sonra yapılan yargılamalarda beraat kararı verilmişti.
Altınışık, 2010'da İstanbul'da, ''Tahşiyeciler'' olarak bilinen gruba yönelik düzenlenen operasyonu da yürütmüş, ardından Yargıtay üyeliğine seçilmişti.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ BÜLENT OLCAY'A 13 YIL HAPİS: HÜKÜMETİ PROTESTO İÇİN CÜBBESİNİ DANIŞTAY BİNASINA ASMIŞTI
28 Mart'ta İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki görülen duruşmaya, eski Danıştay üyesi ve Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi öncesinde, yüksek yargı üyelerinin görevini sona erdiren yasa görüşmeleri sırasında protesto amacıyla cübbesini Danıştay binasındaki odasının camına asan tutuksuz sanık Olcay ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Olcay, iddiaları reddetti. Olcay ve sanık avukatının savunmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Maruf Alikanoğlu tarafından okundu.
Kararda, Bülent Olcay'ın üzerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2'nci maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre, oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığı" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın yargılama sürecindeki davranışları dikkate alındığında hakkında takdiri indirim sebebinin tespit edilmediği gerekçesiyle sanık hakkında TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Mahkeme heyeti, 16 Ekim 2018'deki duruşmada sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen sanığın, bugün gözlenen ve dosyaya yansıyan sağlık durumu, verilen ceza miktarı, infaz şartları ve kaçma şüphesinin varlığı nedeniyle tutuklanmasına hükmetti.
Karar üzerine duruşma salonuna çağrılan polis ekiplerine teslim edilen Olcay, cezaevine götürüldü. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(31 Mart 2019, 10:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: