Etkin pişmanlık ve itiraflarda bulunanlara yönelik 'ceza hafifletme ya da serbest bırakma' imkanından faydalananların çığ gibi artması Fetö'ye en büyük darbelerin vurulmasını sağlıyor. İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) içindeki mahrem yapılanmasına yönelik soruşturmada gözaltına alınan 146 zanlıdan 25'i etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı. Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü hakkında önemli bilgiler elde edildi. Ankara, İstanbul, Eskişehir ve Tekirdağ benzer gelişmelerin yaşandığı iller oldu. Gülen'in bir dönem yaptığı bedduaların asıl amacının örgüt içindeki işte bu çözülmeyi engellemek için olduğu ileri sürülüyor. Ancak tüm beddualara rağmen itirafların adeta patlama yaşaması Gülen örgütünün ana damarlarından sonra kılcallarına da girilmekte olduğunu gösteriyor.
03.03.2019 13:10 Etkin pişmanlık ve itiraflarda bulunanlara yönelik "ceza hafifletme ya da serbest bırakma" imkanından faydalananların çığ gibi artması Fetö'ye en büyük darbelerin vurulmasını sağlıyor. Sadece son bir kaç günde yaşananlardan klavyemize takılan bu haber konusu operasyonlardaki itirafların yeni operasyonları getirmesine kesin gözüyle bakılıyor. İşte detaylar:
İzmir: Kripto isimlere yönelik operasyonda 146 zanlıdan 25'i itirafçı oldu
İzmir'de, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan, örgütün Deniz Kuvvetleri yapılanmasında astsubaylardan sorumlu mahrem imam olduğunu itiraf eden öğretmen M.T. de ifadesinde kripto yapılanmayı detaylarıyla anlattı.
02 Mart tarihli gelişmeye göre, örgüt hiyerarşisinde kendisinin üzerinde "Müdür yardımcısı", "Müdür" ve "Genel Müdür" bulunduğu bilgisini veren ve bu kişileri de isimleriyle deşifre eden M.T, ilgilendiği askerlere gelen mesajları silsile içinde ulaştırdığını aktardı.
Gizliliğe azami derecede riayet edildiğini belirten M.T, "Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den gelen talimatlar, silsile yoluyla askerlere iletiliyordu. Talimatlara göre hareket eden askerler, birlikte çalıştığı ve örgüte üye olmayan görev arkadaşlarının özel yaşamlarına ilişkin bilgi, belge toplama ve fotoğraflama işlemlerini yapıyordu. Bu şekilde kurulan kumpas ve şantajlarla kritik görevlere örgüt üyelerinin getirilmesi sağlanıyordu." ifadelerini kullandı.
Sorumlu olduğu astsubaylarla ankesör ve büfe telefonlarını kullanarak iletişim kurduğunu aktaran M.T, buluşma noktasında bir sonraki buluşma yerinin yüz yüze yapılan görüşmede tespit edildiğini belirtti.
M.T, şu ifadelere yer verdi:
"Acil veya olağanüstü bir durum söz konusu olduğunda iletişime geçerken takibi daha zor olması sebebiyle ankesör ve büfe telefonlarıyla sorumlu olduğumuz askerleri arıyorduk. Genelde 40-50 saniyeyi geçmeyen görüşmeler, bazen de çağrı bırakarak irtibat sağlıyorduk. Sorumlu olduğumuz asker şahısları gruplara bölerek, birbirinin peşi sıra kısa aralıklarla ardışık olarak arıyor, aynı zamanda bazı asker şahıslarla tek görüşmemiz sebebiyle bu aramaları tekil arama şeklinde de yapabiliyorduk."
"15 Temmuz'dan sonra da bilgi toplamaya devam etmişler"
FETÖ'nün 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunması sırasında da sorumlu olduğu askerlerin kendisine ulaşarak birliklerine gitmeden talimat istediklerini anlatan M.T, bu askerlerin de verdikleri talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.
M.T, "O gece TSK içinde olan olaylar anlık olarak bana ulaştırıldı. Biz de gelen bilgileri diğer yönetici konumundaki mahremler ile konuşarak durum değerlendirmesi yaptık. Darbe girişiminin başarısız olması ile deşifre olmayan örgüt üyesi askerlerden kendilerini gizlemelerini ve deşifre olmamalarını istedik. Bu askerler 15 Temmuz sonrasında da birliklerinde bilgi toplamaya devam ettiler." ifadesini verdi.
Operasyon
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, İzmir merkezli 42 ilde 19 Şubat'ta düzenlenen operasyonda, FETÖ'nün mahrem imamları, askerler ve kamuya sızan kripto örgüt üyelerinin de aralarında yer aldığı 183 zanlı hakkında gözaltı kararı çıkartılmıştı.
Yakalanan 162 şüphelinin arasında yer alan 16 kişi, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılan kentlere gönderilmişti. Örgüt hiyerarşisinde "mahrem imam" olarak anılan kişilerle irtibatlı oldukları tespit edilen 68 askerden ise 48'inin muvazzaf olduğu belirlenmişti.
Büyük çoğunluğun etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak adli kontrol şartıyla serbest kaldığı operasyonda 48 zanlı ise tutuklanmıştı.
Fetö Abisi, elektrikli ısıtıcıyla 'bağlılık' testi yapmış
Ağrı merkezli 10 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmada gözaltına alınıp etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan astsubay H.Ö, ifadesinde, örgüt abisi B.A. tarafından içerisinde elektrikli dalgıç ısıtıcı bulunan su dolu leğene ayağı sokularak yapılan "bağlılık" testinden geçince astsubaylık okuluna yönlendirildiğini itiraf etti.
20 Şubat'taki gelişmeye göre, Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca örgütün mahrem askeri yapılanmasına yönelik soruşturma çerçevesinde, Ağrı Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, Ağrı merkezli 10 ilde operasyon düzenledi.
Operasyonda gözaltına alınan ve emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilen muvazzaf astsubay H.Ö, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek itirafçı oldu.
Sulh ceza hakimliğinde verdiği ifade sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakılan H.Ö, FETÖ ile 25 yıl önce ilkokul çağlarında tanıştığını ve sınavlara hazırlanmak ve ders çalışmak üzere gittiği örgüt evlerinde B.A. isimli örgüt üyesinin kendisine abilik yaptığını belirtti.
FETÖ'ye ait eve arkadaşlarıyla ders çalışmak üzere gittiği bir gün B.A'nın kendilerini tek tek odaya çağırdığını kaydeden H.Ö, şunları anlattı:
"Bana sıra geldiğinde odaya girdim. Odanın ortasında içi su dolu bir leğen gördüm. Leğen içerisinde ise prize takılı vaziyette dalgıç ısıtıcı olarak tabir edilen rezistans olduğunu fark ettim, başta tereddütte kaldım ama sonunda B.A'dan korktuğum için ayağımı yavaşça suya soktum. Bir şey olmadığını görünce ayağımın tamamını soktum. B.A, daha sonra bana çıkabileceğimi söyledi ve ben de çıktım. Bütün arkadaşlarım odaya tek tek girdi. Ancak kapı kapalı olduğu için onların içeride ne yaptığını bilmiyorum."
"Sizin bağlılığınızı test ettim"
Örgüte bağlılık testini geçtikten sonra astsubaylık okuluna yönlendirildiğine işaret eden H.Ö, odadan arkadaşlarının çıkmasının ardından örgüt abisinin kendilerini topladığını kaydetti.
Derslerine yardım eden örgüt abisi B.A'nın, kendilerine "Sizin bağlılığınızı test ettim" dediğini aktaran H.Ö, şöyle devam etti:
"Örgüt evlerinde ders çalıştığımız zamanlarda B.A, ben ve arkadaşlarımın bulunduğu ortamda 'Bağlantınızı kesmeyin, yoksa şefkat tokadı yersiniz' gibisinden korkutan cümleler kurdu. Ders çalışmaya gittiğimiz zamanlarda B.A. askeri okulları övdü. Hatta bir gün 'Orası eskiden peygamber ordusuydu. Şimdi ise dinsizlerin elinde. Oraya sizin gibi imanlı, dini bütün insanlar girmeli' diyerek teşvik etti. 1995 yılında ortaokulu bitirdikten sonra astsubay hazırlama okulu sınavını kazandım ve buraya gitmeyi tercih ettim."
Komiserlik sınav soru hırsızlığına dair itiraflar
2010'daki komiser yardımcılığına geçiş sınavına yönelik soruşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan şüpheli M.O.T, komiser yardımcılığı kursunun bitmesinden bir gün önce 500 örgüt mensubunun, tayin edildikleri illerdeki mahrem imamlarla FETÖ'ye ait okulda buluşturulduğunu anlattı.
22 Şubat'taki gelişmeye göre, 2010'daki Polislikten Komiserliğe Geçiş Sınavı'nda, FETÖ üyelerinin yazılı sınav öncesi sorulara erişerek örgüt mensuplarına verdiklerinin tespiti üzerine geçen hafta 76 ilde eş zamanlı başlatılan operasyonda bin 112 kişi hakkında yakalama kararı verildi.
İzmir'de gözaltına alınan bazı şüpheliler, etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde örgütle ilgili itiraflarda bulundu.
Şüphelilerin ifadelerinde FETÖ mensubu polislerin komiser yardımcılığı sınavları öncesi rapor ya da senelik izin aldıkları, örgüte ait evlerde sınava hazırlandıkları, soruları almadan önce Kur'an-ı Kerim üzerine yemin ettirildiği bilgisi yer aldı.
Bazı şüpheliler de FETÖ'cü komiser yardımcılarının kurs sonrası tayin oldukları şehirlere gitmeden önce kendilerinden sorumlu "mahrem imamlar"la örgütün özel okul ya da yurtlarında buluştukları ve örgüt yöneticilerine bağlılıklarını bildirdikleri bilgisini paylaştı.
Eski komiser yardımcısı F.Y, emniyetteki ifadesinde, kurs sonrası kendisiyle 8-10 kişinin Adana'ya tayininin çıktığını belirtti.
Kurs bitimine yakın M.K. isimli mahrem imamın talimatıyla FETÖ'ye ait özel okulda toplandıklarını anlatan eski komiser yardımcısı, "Levent" isimli örgüt abisinin Adana'da kendilerinden sorumlu olacağının söylendiğini aktardı.
İstanbul Etiler Polis Meslek Yüksekokulunda komiser yardımcılığı kursu aldığını dile getiren M.K. ise "Tayinlerimiz belli olduktan sonra Sarıyer'de FETÖ'nün özel bir okulunda örgüt mensuplarıyla toplantı yapıldı. Benim tayinim Bursa'ya çıkmıştı. Okulda farklı şehir isimlerinin yazılı olduğu derslikleri görünce şaşırdım. 'Bursa' yazılı dersliğe girdiğimde bir mahrem imam karşıladı." itirafında bulundu.
Eski komiser yardımcısı, mahrem imamın burada kendilerine hitaben konuşma yaptığını söyledi.
Eski komiser yardımcısı V.Y. de C.Ç. isimli örgüt abisiyle gittikleri FETÖ'nün özel okulunda, tayininin çıktığı Karabük'te kendisinden sorumlu olacak "Ali" isimli mahrem imamla tanışmasını şöyle anlattı:
"Yanımdaki örgüt abisi, 'Karabük sınıfı nerede?' diye sordu. Sınıfa yalnız olarak girdim. İçeride bir kişi vardı. Kendini 'Ali' olarak tanıtan bu şahıs, 'Karabük'ten sizinle tanışmaya geldim.' dedi. Bana telefon numarasını verdi. 'Karabük'e geldiğinde beni ararsan orada görüşürüz.' dedi. Kısa bir görüşme yaptım ve ayrıldım."
Eski komiser yardımcısı M.O.T, kurs sonrası tayininin Düzce'ye çıktığı bilgisinin verildiğini belirtti.
M.O.T, tayin sonrası yaşananları şöyle anlattı:
"Komiser yardımcılığı kursunun bitimine bir gün kala yaklaşık 500 kursiyeri örgütün özel okulu olduğunu düşündüğüm bir okulda topladılar. Herkesi tayin olduğu şehre göre ayırdılar. Burada Düzce'den sorumlu mahrem imam 'Doktor Muzaffer" olarak ismini bildiğimiz kişiyle tanıştık."
Eski komiser yardımcısından Fetö itirafları
Ankara'da, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) şüphelisi eski komiser yardımcısı, 2010'daki komiser yardımcılığı sınavı sonrası eğitim aldıkları polis okulundaki örgütsel faaliyetleri anlattı.
24 Şubat'taki gelişmeye göre, 2010'daki Polislikten Komiserliğe Geçiş Sınavı'nda, FETÖ üyelerinin sınav sorularına erişerek örgüt mensuplarına vermesinin tespit edilmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Aydın'da gözaltına alınan eski komiser yardımcısı Ö.K, etkinlik pişmanlık hükümleri kapsamında ifade verdi.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli, 1999 yılında polis olduğunu, İstanbul'dan sonra atandığı Şanlıurfa'da FETÖ ile tanıştığını belirtti.
V.İ. adlı kişinin, "Uzun süredir seni takip ediyoruz." diyerek kendisini örgüte davet ettiğini belirten eski komiser yardımcısı, ardından FETÖ'nün "sohbetleri"ne katıldığını ve himmet verdiğini itiraf etti.
"Sınavdan 3 gün önce sorular geldi"
Daha sonra tayininin çıktığı Aydın'ın Koçarlı ilçesinde de örgüt toplantılarına katılmaya devam ettiğini kaydeden Ö.K, şu bilgileri verdi:
"Bir sohbet toplantısında 3 yıl komiserlik sınavına çalıştığımı ama olmadığını, son kez sınava gireceğimi ifade ettim. Bunun üzerine M.S. isimli polis memuru, 'bizden komiserlik sınavına hazırlananlar var, görüşeyim onlarla' dedi. Daha sonra beni Aydın Polis Okulunda görevli polis memuru M.M'ye yönlendirdi. Görüşmeden sonra bu şahıs da bizi Aydın'da bir örgüt evine gönderdi. Burada aynı sınava hazırlanan 7-8 kişi daha vardı. Sınavdan 3 gün önce de sorular ve cevap anahtarı bize verildi."
Derste örgüte çeyrek altın istemişler
Şüpheli Ö.K, sınavı kazandıktan sonra eğitim için Bursa Polis Okuluna gittiğini belirtti.
Sınıfta 28 kişinin bulunduğunu aktaran eski komiser yardımcısı, şunları kaydetti:
"Ders başlamadan önce örgüt propagandası yapılıyordu. Sınıf sorumlumuz T.Ö, örgütten gelen talimatları bize hızlı hızlı not aldırırdı. Bir defasında örgüte himmet adı altında çeyrek altın vermemizi istedi. Sınıftaki kursiyerlerden birinin 3 ay sonrasında ilişiği kesildi. Bu bilgiyi paylaşan sınıf sorumlumuz, 'Artık bu sınıfta bizden olmayan kimse kalmadı' diye açık açık söyledi. T.Ö, kurs bitimine yakın örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in dualı apolet gönderdiğini söyledi. Apoletler de ev abileri tarafından bize verildi."
17-25 Aralık kumpas sürecinin ardından FETÖ'den ayrılmak istediğini ileri süren Ö.K, bu dönemde kendilerine, "elmas-kömür" örneğinin verildiğini, örgüte devam edenlerin "elmas" olacağı şeklinde tehditkar konuşmalar yapıldığını belirtti.
İtirafçı bir bir anlattı: Adnan Oktar Gülen'i Kahtani olarak görüyordu
İstanbul'da, Adnan Oktar Örgütü içinde uzun süre bulunan Altuğ Eti, Oktar'ın Fetullah Gülen'i Mehdi'nin geleceğini haber veren kişi olarak gördüğünü vurgulayarak, "Adnan Oktar bir dönem Fetullah Gülen'in kendisine zemin hazırlayan kişi olduğunu ima ediyordu." dedi.
24 Şubat'taki gelişmeye göre, Adnan Oktar Örgütü içinde uzun yıllar kalan Altuğ Eti örgüt adına Amerika'da üst düzey askerlere konferanslar verdiğini anlatarak, "Amaç; 'Adnan Oktar Örgütü tam sizin aradığınız kişi. Adnan Oktar Örgütü'ne güç verin, destek verin ve amaçlarınız doğrultusunda kullanın' mesajını vermekti" dedi.
Adnan Oktar Örgütü'nde 33 yıl kalan ve yapılan soruşturma kapsamında tutuklanan Altuğ Eti, itirafçı oldu. Örgütle ilgili savcılığa önemli bilgiler veren Altuğ Eti, tahliye edildi. Örgütle 1986 yılında tanıştığını ifade eden Eti, "Ben örgütün felsefe ve ideolojisini en iyi bilenlerdenim, çünkü Türkiye'nin en iyi eğitim danışmanlarından biriyim. Başından bu yana örgütün içindeyim. Ama 2012'li yıllardan sonra örgütün iç yüzünü anladım ve örgütten uzaklaşmaya başladım" dedi.
Operasyon sayesinde örgütten kopabilmeyi başardığını anlatan Eti, "Operasyon yapılmasaydı, Örgütten ayrılamazdım" ifadelerini kullandı. Altuğ Eti şunları söyledi: "Örgütten ayrılmak o kadar kolay değildir. Adnan Oktar örgütten ayrılmana izin verirse veya seni örgütten atarsa sorun yoktur. Yok kendin ayrılmak istersen, o vakit başına gelmeyen kalmaz. Ne herhangi bir iş yapabilirsin, ne mesleğini icra edebilirsin, ne de toplum içinde yaşayabilirsin. Sosyal medyada hakkında binlerce asılsız, karalama haber yayınlanır, hakkında yüzlerce sahte davalar açılır, kendini her gün bir adliyede, savcılıkta, hâkim önünde bulursun. Hiçbir iş yapamaz hale gelirsin. Örgütten ayrılmadan önce kritik işler yaptım."
"Bugüne kadar 9 bine yakın konferans verdim. 2012 yılından önce verdiğim tüm konferanslar örgüt adınadır. Verdiğim konferans ve etkinliklerde Adnan Oktar Örgütü'nün propagandasını yaptım. Örgüte alan açtım ve eleman kazandırdım. 2010-2012 yılları arasında örgüt adına masonlarla, tapınakçılarla, Yahudi hahamlarla görüşmeler yaptım ve çeşitli faaliyetlerde bulundum. Amerika'da mason localarında konferanslar verdim. Orada üst düzey askerlere konferanslar verdim. Bu faaliyetlerdeki amaç; 'Adnan Oktar Örgütü tam sizin aradığınız kişi. Adnan Oktar Örgütü'ne güç verin, destek verin ve amaçlarınız doğrultusunda kullanın' mesajını vermekti."
Adnan Oktar Örgütü'nün tabandan yayılan değil tavandan aşağıya doğru inen bir örgütlenme yapısı olduğunu söyleyen Altuğ Eti, "Dinlerde olan Mesih beklentisini Adnan Oktar manipüle etti. Adnan Oktar 1983 yılına kadar tek başınayken daha sonra bir kaç öğrenci etrafında toplanmaya başlıyor. Cami sohbetleri yaparken etrafındaki kişilerle bu organizasyonu kuruyor. O dönemde sosyal medya olmadığı için bunu gençlik grupları üzerinden yapıyordu. Mesela Etiler, Bebek, Bağdat Caddesinde gençlik gruplarının içerisine girerek yapıyorlardı bunu. O gruplar içerisinde yer alan popüler gençlere ulaşarak örgütü ve Adnan Oktar'ı tanıtıyorlar. Ben de Adnan Oktar'ın tebliğcilerinden biriyim. Biz o popüler gençlere ulaşıyor ve örgüte eleman kazandırıyorduk. Çok sayıda tanınmış ve ünlü kişiyi bu şekilde örgüte getirdim" ifadelerini kullandı.
İlk zamanlarda örgüte katılan gençlerin para, makam arayışında olmadığını söyleyen Eti şunları söyledi: "Zaten biz iyi okullarda okumuş, gelir düzeyi yüksek kişileriz. O zamanki gençliğin aradığı şey sevgi, dostluk, dayanışma ve arkadaşlık bizim için çok önemliydi. Adnan Oktar'ın örgütüne katılanlar ilk zamanlar Oktar için değil, tebliğ yapan kişi için yani arkadaşı için geliyordu. İlk zamanlarda Adnan Oktar kendini kamufle ediyor, gerçek yüzünü elemanlardan saklıyordu. Dini konuları kendi yorumlarıyla bize aktarıyor ve bizde 'Din bu imiş' diyerek saf saf inanıyorduk. Adnan Oktar, Kuran'da geçen Mehdilikle ilgili konularını bize anlatıyor, kendisinin tarif edildiğini ima ediyordu. Biz de Adnan Oktar'a inanıyorduk. Sonradan anladım ki, Adnan Oktar yalnızca kendi çıkarları için saf ve temiz dini duygulara sahip bulunan kişileri sömüren ve kendi çıkarları için kullanan birisidir."
Adnan Oktar Örgütü'nün FETÖ ile ilişkisine de dikkat çeken Altuğ Eti, "Her iki örgütte ABD'deki güç merkezlerinin desteğini almaya ve onlara hizmet etmek için yarışmaktadır. Adnan Oktar'ın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan Harun Tokak ile sık görüştüklerini biliyorum. İlk zamanlarda Adnan Oktar, Fetullah Gülen ile bir sıkıntı yoktu. 15 Temmuzdan sonra FETÖ Terör Örgütünün güç yitirdiğini görünce bu kez FETÖ aleyhinde konuşmalar yapmaya başladı. Adnan Oktar'ın, 17-25 Aralık'tan sonra Harun Tokak'la görüşerek arabuluculuk yapmak istediğini biliyorum" diye konuştu.
Adnan Oktar'ın Fetullah Gülen'i 'Kahtani' (Mehdi'nin geleceğini haber veren kişi) olarak gördüğünü vurgulayan Altuğ Eti, "Adnan Oktar bir dönem Fetullah Gülen'in kendisine zemin hazırlayan kişi olduğunu ima ediyordu" dedi. Örgütün iç yüzünü görmesinin uzun bir zaman aldığını ve yapılan operasyon sayesinde Örgütten ayrılma cesaretine kavuştuğunu belirten Eti, Örgütte bulunan bir kısım elemanların kandırılmış olduklarını, bunların gerçekleri görerek Örgütten ayrılmalarını temenni ettiğini belirtti.
Duruşmada 'sohbetlere devlet yurdundan öğrenci götürüyorduk' itirafı
Eskişehir'de FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla ilk kez hakim karşısına çıkan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten sanık, "Devlet yurdundan öğrencileri sohbete getirmemiz isteniyordu. Ben de yurttaki arkadaşlarımı bu sohbetlere götürdüm." itirafında bulundu.
28 Şubat'ta Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuksuz sanık Tuğba A. ve avukatı katıldı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanık, 2012-2013 akademik yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sınıf Öğretmenliği Bölümünde öğrenime başladığını, ilk senesinde FETÖ'ye ait bir evde, ikinci sınıftan itibaren ise devlet yurdunda kaldığını söyledi.
"ByLock" programını telefonuna sohbetler için gittiği evlerde tanıştığı bir arkadaşının yüklediğini ileri süren Tuğba A, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Yurtta kaldığım dönemlerde bu yapıya ait evlerde sohbetler oluyordu. Genelde cuma günleri yapılıyordu. Evler genelde üniversiteye yakın yerlerde seçiliyordu. Benim telefonuma ByLock'u arkadaşım Ayşe H.K. yükledi. Ben ikinci yıl devlet yurdunda kalmaya başladım. Devlet yurdundan öğrencileri sohbete getirmemiz isteniyordu. ByLock programından Ayşe H.K, bana devlet yurdundan arkadaşlarımı da sohbete getirmemi söylüyordu. Ben de yurttaki arkadaşlarımı bu sohbetlere götürdüm. Bu yapının terör örgütü olduğunu bilmiyordum."
Ailesinin ekonomik durumu iyi olmadığı için FETÖ evinde kaldığını iddia eden Tuğba A, "ByLock'umda kayıtlı olan Yasemin isimli fen lisesine giden bir öğrenci vardı. Bir de Elif olarak hatırladığım, soyadını hatırlamadığım bir şahıs vardı. Bana ABD'de öğretmenlik yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Ben kabul etmedim. ByLock kullanıcı adım Yeşil Deniz'di. Bu kullanıcı adını televizyonda yayınlanan 'Yeşil Deniz' dizisini sevdiğim için kullandım. ByLock içeriklerim doğrudur." dedi.
Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Tekirdağ'da Fetö'den mahkemeye çıkarılan 1'i sivil 8 'Kripto' isim itirafçı oldu serbest kaldı
Tekirdağ'da, FETÖ'nün TSK'daki "kripto yapılanmasına" yönelik soruşturma kapsamında mahkemeye çıkarılan 8 kişi etkin pişmanlık yasası hükümlerinden faydalanarak serbest bırakıldı.
01 Mart'taki gelişmeye göre, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki 'kripto yapılanması'na yönelik soruşturma kapsamında, aralarında üsteğmen ve astsubayların da bulunduğu, 7'si muvazzaf asker ile örgütün sözde sivil imamı hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonlarda şüpheli muvazzaf askerler A.İ., A.K., M.K., O.K., S.A., T.K., V.D. ile örgütün sözde sivil imamı Y.Y. gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları mahkemede, etkin pişmanlık yasası hükümlerinden faydalanarak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
(03 Mart 2019, 13:03)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: