Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Sonuçlanan bazı davalarda sanıklara hapis cezaları verildi. Eski Yargıtay üyesi ve Amirallere Suikast/Balyoz soruşturmaları savcısı Süleyman Pehlivan'a 13 yıl hapis cezası verildi. Diğer eski Yargıtay üyeleri Oktay Acu'ya 13 yıl, Çetin Şen'e 12 yıl, Hamza Yaman'a 11 yıl, Abdi Cengiz'e 11 yıl , Hüsamettin Uğur'a 10 yıl, Dursun Altınöz'e 7 yıl, eski Danıştay üyesi Mithat Özcan'a 8 yıl hapis cezaları verildi. Bir çok davada ise sona yaklaşılırken savcılık esas hakkındaki mütalaalarını açıkladı. Bu kapsamda eski Anayasa Mahkemesi üyesi Erdal Tercan, eski Danıştay üyesi Resul Çomoğlu, eski Yargıtay üyesi Mehmet Ali Demirezci ve eski Yargıtay üyesi Kamuran Çokal'a 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.
03.03.2019 10:54 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi.
ESKİ ANAYASA MAHKEMESİ ÜYESİ ERDAL TERCAN'A 15 YIL HAPİS TALEBİ
18 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen eski Anayasa Mahkemesi üyesi tutuklu sanık Erdal Tercan, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Tercan'ın avukatı da hazır bulundu.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara, sanık hakkında hazırlanan esasa ilişkin mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, sanığın FETÖ içerisinde yer aldığına işaret edildi.
Tercan'ın, üniversite öğretim üyeliği sırasında başlayan örgüt mensubiyetinin Anayasa Mahkemesi üyeliği süresince de devam ettiğinin vurgulandığı mütalaada, sanığın kod adının ise "Ertan" olduğu bildirildi.
Mütalaada, Fetullahçı Terör Örgütünün sivil imamı ve Anayasa Mahkemesi sorumlusu aracılığıyla talimatların Tercan'a iletildiği aktarıldı.
Sanığın örgüt üyeliğinden yargılanan eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Alparslan Altan ile hareket ettiğine dikkat çekilen mütalaada, Tercan'ın FETÖ'nün talimatları kapsamında davrandığı belirtildi.
Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın tutuklandıktan sonra yaptığı bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesince oy çokluğuyla kabul edilemez bulunduğuna işaret edilen mütalaada, bu kararda Altan ile Erdal Tercan'ın da karşı oy kullandığı kaydedildi.
Karşı oy ByLock mesajlarında
Esas hakkındaki mütalaada, Altan ve Tercan'ın muhalefet şerhlerinin örgütün yüksek mahkemeden sorumlu sivil imamının ve sorumlusunun yaptığı ByLock görüşmelerinde gündeme geldiği belirtildi.
Tercan'ın, eski hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik'in Anayasa Mahkemesince kabul edilemez bulunan bireysel başvurularında da karşı oy kullandığı ifade edilen mütalaada, sanığın örgüte ait Bank Asyada hesabı bulunduğu hatırlatıldı.
Esas hakkındaki mütalaada, örgütün Anayasa Mahkemesi hücre yapılanmasında yer alan Tercan'ın böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı ifade edildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın, eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun, terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Tercan hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30'uncu maddesinin uygulanmaması istendi.
Esas hakkındaki mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1'inci maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Sanığın Anayasa Mahkemesinde görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi istendi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, 4 Nisan'a bırakıldı.
Mütalaada şok detaylar: Erdoğan'ın yargılanması için plan yapmışlar
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara tarafından mahkemeye sunulan, eski Anayasa Mahkemesi üyesi Erdal Tercan hakkında 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istenen esas hakkındaki mütalaada, örgütün amaçlarına, Yüksek Mahkemedeki yapılanmaya yönelik tespitlerde de bulunuldu.
Mütalaaya göre, örgütün yüksek yargıdan sorumlu sivil imamlığını "Tarık" kod adlı Ömer İnan yaptı. FETÖ'nün Anayasa Mahkemesi sorumlusunun ise eski Anayasa Mahkemesi raportörü "Salim" kod adlı Selami Er olduğu belirlendi.
Sivil imam İnan, örgüt talimatlarını Er aracılığıyla aralarında eski Anayasa Mahkemesi üyeleri Alparslan Altan ile Erdal Tercan'ın da bulunduğu örgüt üyelerine iletti.
Örgüt tarafından, bazı FETÖ üyelerinin tutuklandıktan sonra Anayasa Mahkemesine yaptığı "tutukluluğun hukuki olmadığı" iddialarını içeren bireysel başvurular takip edildi. Bu başvurularla ilgili talimatlar, örgütün şifreli haberleşme ağı "ByLock" üzerinden ulaştırıldı.
FETÖ'nün planı deşifre oldu
Ömer İnan ile Selami Er'in 2015'te ByLock'tan yaptıkları görüşme, FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yargılanması için yaptığı planı deşifre etti.
Bu görüşmede, "CB'nin yargılanmasını Anayasa Mahkemesi açısından çalışmamız lazım. Başka taraftan cezacılar da çalışacak." ifadelerini kullanan sivil imam İnan, FETÖ'nün Anayasa Mahkemesi sorumlusu Er'e, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yargılanmasına yönelik çalışma yapılması talimatını aktardı. Bu talimat, Er tarafından diğer örgüt mensuplarına iletildi.
Örgütün yapılanmasına, faaliyetlerine, yüksek yargıdaki çalışmalarına yönelik çeşitli tespitlere de yer verilen mütalaada, örgütün kuruluşundan itibaren, Türkiye'deki mevcut anayasal düzeni, TBMM'yi, hükümeti ortadan kaldırmak, bunların görevlerini yapmasını engellemek hedeflerine ulaşma isteğinin var olduğunun altı çizildi.
Öte yandan mütalaada, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin amacını gerçekleştirmek için de önceden hazırlık yaptığı belirtildi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HAMZA YAMAN'A 11 YIL HAPİS
18 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, Balyoz, Askeri Casusluk, Devrimci Karargah gibi davalara bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski üyesi tutuklu sanık Hamza Yaman bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile bağlandı, Yaman'ın avukatları salonda yer aldı.
Örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği, örgüt toplantılarına katıldığı, himmet verdiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesine örgüt tarafından özellikle görevlendirildiği belirtilen Hamza Yaman, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Kamuoyunda "kumpas davaları" olarak bilinen Balyoz, Askeri Casusluk, Devrimci Karargah gibi davalara bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski üyesi Hamza Yaman, hakkındaki suçlamaları reddetti, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Kararda, sanık Hamza Yaman'ın, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 12 yıla çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak cezası 11 yıla indirildi.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve sanık hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ RESUL ÇOMOĞLU'NA 15 YIL HAPİS TALEBİ
18 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen eski Danıştay üyesi Resul Çomoğlu tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Çomoğlu'nun avukatı da hazır bulundu.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere göre sanık Çomoğlu'nun, FETÖ içerisinde yer aldığı kaydedildi.
Terör örgütü mensuplarının, 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından yapılan toplantılarda, sanığın, Danıştay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimler arasında yer aldığı vurgulanan mütalaada, Çomoğlu'nun hakimliği döneminde başlayan örgüt üyeliğinin Danıştaydaki görevi süresince de devam ettiği belirtildi.
Mütalaada, Çomoğlu'nun diğer örgüt mensubu Danıştay üyeleriyle İstanbul'da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yurt dışına çıkmadan önce kaldığı dershanedeki özel odayı ziyaret ettiği kaydedildi.
Sanığın, örgütün sivil ve yargı kanadıyla bağlantısına dikkat çekilen mütalaada, Çomoğlu'nun örgütün hücre yapılanmasında yer aldığı aktarıldı.
Tutuklu sanık Çomoğlu'nun, Fetullahçı Terör Örgütü'nün şifreli haberleşme ağı "ByLock" kullanıcısı olduğuna işaret edilen mütalaada, sanığın örgütün yüksek yargı imamı "Tarık" kod adlı Ömer İnan tarafından oluşturulan grupta da bulunduğu bildirildi.
Esas hakkındaki mütalaada, Çomoğlu'nun, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı ifade edildi.
"Mahrem alan kapsamında"
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın, eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun, terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Çomoğlu hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması talep edildi.
Esas hakkındaki mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanığın son karar merci Danıştayda görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içerisinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmayı hazırlamak için süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, 4 Nisan'a bırakıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ DURSUN ALTINÖZ'E 7 YIL HAPİS
19 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık Dursun Altınöz ve avukatı katıldı.
Örgütün talimatıyla 2010'da Yargıtay üyeliğine seçildiği, örgüt toplantılarına katıldığı, ByLock kullandığı belirtilen Altınöz, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Kamuoyunda FETÖ'nün kumpas davalarından olarak bilinen "Futbolda Şike Davası"nda onama kararı veren Yargıtay 5. Ceza Dairesinin eski üyelerinden Dursun Altınöz, hakkındaki suçlamaları reddetti, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin kararı, Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Kararda sanık Altınöz'ün, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 6 yıl hapis cezası verildiği kaydedildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 9 yıla çıkarıldı.
Sanık Altınöz'ün cezası, duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak 7 yıl 6 aya indirildi.
Heyet sanığın, hükümle birlikte tutuklu bulunduğu süre göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Altınöz'e yurt dışına çıkış yasağı konuldu.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ MEHMET ALİ DEMİREZCİ'YE 15 YIL HAPİS TALEBİ
21 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, "FETÖ kumpas mağduru" olarak bilinen eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları" iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay üyeleri arasında bulunan Mehmet Ali Demirezici katıldı. Mazeret sunan Demirezici'nin avukatı ise duruşmaya gelmedi.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere göre sanık Demirezici'nin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün içinde yer aldığı belirtildi.
Sanığın, örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'u kullandığı ifade edilen mütalaada, Demirezici'nin diğer örgüt mensuplarıyla bağlantıları aktarıldı.
Mütalaada kamuoyunda "Kurtoğlu" davası olarak bilinen davada sanığın, eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları" iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme kararını, diğer örgüt mensubu Yargıtay üyeleriyle onadığı bildirildi.
Bu kararda sanığın örgüt talimatıyla hareket ettiğini belirtilen mütalaada, Demirezici'nin örgüt stratejilerinin belirlendiği toplantılara katıldığı da vurgulandı.
Demirezici'nin, FETÖ'nün deşifre olmasını engellemek amacıyla hareket ettiği anlatılan mütalaada, sanığın FETÖ'nün Yargıtay hücre yapılanmasında yer aldığı kaydedildi.
Esas hakkındaki mütalaada sanığın böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "silahlı terör örgütü üyesi" olma suçunu işlediği sonucuna varıldığı bildirildi.
15 yıla kadar hapis istemi
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "Hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmasının istenmediği belirtildi.
Esas hakkındaki mütalaada sanığın "örgüt üyesi olma" suçundan TCK'nin 314/2 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Sanığın son karar mercisi Yargıtayda görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içinde bulunduğu hususların dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi istendi.
Mütalaaya karşı söz verilen tutuklu sanık Demirezici, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre talep etti.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Duruşma, karar için ertelendi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ VE AMİRALLERE SUİKAST / BALYOZ SORUŞTURMALARI SAVCISI SÜLEYMAN PEHLİVAN'A 13 YIL HAPİS
21 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık Süleyman Pehlivan ve avukatı katıldı.
Örgütün talimatıyla 2010'da Yargıtay üyeliğine seçildiği, FETÖ toplantılarına katıldığı, ByLock kullandığı, ankesörlü telefonla arandığı belirtilen Pehlivan, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Balyoz soruşturmasında koordinatör savcı olarak görevlendirildiğini, birkaç ay sonra kendisinin yerine Mehmet Ergül'ün koordinatör savcı yapıldığını anlatan Pehlivan, soruşturmanın "plan" adı altında yapılan bir darbe çalışmasıyla ilgili olduğunu ileri sürdü.
Dosyadaki bilirkişi raporları, tanık beyanları ve ses kayıt çözümlerinden eylemin bir darbe çalışması olduğu düşünülerek kamu davası açıldığını savunan Pehlivan, bu dava açılırken sadece dijital delillere dayanılmadığını iddia etti.
Sanık Pehlivan, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve ses kayıt çözümlerinin, plan semineri adı altında bir darbe çalışması yapıldığını gösterdiğini öne sürdü.
Pehlivan, Balyoz soruşturması kapsamındaki tüm karar ve yapılan işlemlerin yargısal takdir yetkisi kapsamında kaldığını iddia etti.
Ali Tatar'ın intiharı
Kamuoyunda "FETÖ'nün kumpas davaları" olarak bilinen Amirallere Suikast ve Balyoz soruşturmalarında görev yapan, Amirallere Suikast soruşturmasında hakkında ikinci kez yakalama karara verdiği Yarbay Ali Tatar'ın intiharına yol açmakla da suçlanan Pehlivan, bu soruşturma hakkında da konuştu.
Karamürsel ilçesinde patlayıcı madde ele geçirilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ali Tatar'ın da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler hakkında soruşturma yapıldığını anlatan Pehlivan, bu kişilerden bazılarının tutuklandığını, bazılarının ise serbest bırakıldığını ifade etti.
Serbest bırakılan kişilerle ilgili itirazda bulunduğunu kaydeden Pehlivan, serbest bırakılmaya karşı itirazın savcıların görevi olduğunu, bu işlemlerde hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığını öne sürdü.
Tamamen yargı yetkisini kullanmaktan kaynaklanan iş ve işlemleri nedeniyle suçlandığını ileri süren Pehlivan, ByLock kullandığı, ankesörlü telefonla arandığı, örgütün sivil imamlarıyla baz çakışması bulunduğu şeklindeki tespitleri de kabul etmedi.
Süleyman Pehlivan, tutuklu bulunduğu süre göz önüne alınarak tahliyesi ve beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı kararı, heyete başkanlık eden Daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ okudu.
Kararda, Pehlivan'ın, "FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "örgüt içindeki faaliyetleri, kastının yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildiği kaydedildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Sanığın duruşmalarda pişmanlığının gözlemlenmemesi nedeniyle cezasında herhangi bir takdiri indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve Pehlivan hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Yarbay Ali Tatar'ın intiharıyla gündeme gelmişti
Mütalaada, "FETÖ'nün kumpas soruşturmaları" olarak bilinen soruşturmalarda etkin rol alan sanığın, FETÖ'nün deşifre olmasını engellemek, örgüt mensupları hakkındaki soruşturmaların sonuçsuz kalmasını sağlamak için faaliyet yürüttüğü belirtilmişti.
Süleyman Pehlivan, İstanbul'da özel yetkili savcı olarak görev yaptığı 2009 yılında "Amirallere Suikast Soruşturması"nı yürüttüğü sırada, Yarbay Ali Tatar'ın gözaltına alınması istemiyle gündeme gelmişti.
Yarbay Tatar, savcıya ifade vermesinin ardından mahkemece tutuklanmış, üst mahkemeye başvurması üzerine 9 gün cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Bu gelişme üzerine savcı Pehlivan'ın itirazıyla hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarılan Tatar, cezaevine gitmeden intihar etmişti.
Pehlivan, 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçilmişti.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ KAMURAN ÇOKAL'A 15 YIL HAPİS TALEBİ
25 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen eski Yargıtay üyesi tutuksuz sanık Kamuran Çokal ile avukatı katıldı.
Dosyaya gelen cevap ve belgelerin okunmasının ardından söz verilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelere yer verilen mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere göre sanık Çokal'ın, FETÖ içerisinde yer aldığı belirtildi.
Terör örgütü mensuplarının, 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından yapılan toplantılarda, sanığın, Yargıtay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimler arasında yer aldığı vurgulanan mütalaada, Çokal'ın mesleğinin icrası döneminde başlayan örgüt üyeliğinin Yargıtay'daki görevi süresince de devam ettiği bildirildi.
Örgüt stratejilerinin belirlendiği toplantılara sanığın katıldığı belirtilen mütalaada, sanığın FETÖ'nün sivil imamlarıyla irtibatlarına işaret edildi.
Eski Yargıtay üyesi Kamuran Çokal'ın, diğer örgüt üyeleriyle FETÖ'nün deşifre olmasını engellemek amacıyla eylem birliği içerisinde bulunduğu aktarılan mütalaada, sanığın örgütün Yargıtay hücre yapılanmasında yer aldığı belirtildi.
Esas hakkındaki mütalaada, Çokal'ın, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı ifade edildi.
15 yıla kadar hapis istemi
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, Çokal hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması talep edildi.
Mütalaada, sanığın, TCK'nin 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddeleri uyarınca "terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanığın son karar mercii Yargıtay'da görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eş değer şekilde yüksek yargı içerisinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunmayı hazırlamak için süre verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre verilen sanığın tutuksuz yargılanmasının devamını kararlaştırdı.
Duruşma, karar için 6 Mayıs'a bırakıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ABDİ CENGİZ'E 11 YIL HAPİS
25 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık Abdi Cengiz, avukatı ve yakınları katıldı.
Örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği, örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock kullandığı belirtilen Abdi Cengiz, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Tanık ifadelerini ve ByLock kullandığını kabul etmeyen sanık Cengiz, ByLock'a "AC42" kullanıcı adıyla girdiği yönündeki tespiti de reddetti.
Cengiz, terör örgütü üyesi olmadığını, beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Kararda, sanık Abdi Cengiz'in, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun sabit olduğu, bu nedenle sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak, alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 12 yıla çıkarıldı.
Sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak ceza 11 yıla indirildi.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve sanık hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ DANIŞTAY ÜYESİ MİTHAT ÖZCAN'A 8 YIL HAPİS
26 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık Özcan, avukatı ve yakınları katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Özcan, iddiaları reddetti.
Savunmasının ardından son sözleri sorulan Özcan, beraatını istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Karara göre, sanık Özcan'a "FETÖ'ye üye olmak" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza, yarı oranında artırılarak 10 yıl 6 aya çıkarıldı. Sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanarak, ceza 8 yıl 9 aya indirildi.
Mahkeme heyeti, ayrıca Özcan'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ OKTAY ACU'YA 13 YIL HAPİS
27 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, MHP'li muhaliflerin 2016'da olağanüstü kongreyi toplamasına ilişkin, yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin eski üyesi tutuklu sanık Oktay Acu ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Acu, iddiaları reddetti.
Savunmasının ardından son sözleri sorulan Acu, beraatini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Karara göre, sanık Oktay Acu'ya, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, alt sınırdan uzaklaşılarak 9 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 13 yıl 6 aya çıkarıldı.
Suçlamaya ilişkin pişmanlığın gözlemlenmemesi nedeniyle sanık hakkında verilen cezada, TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve Acu'nun tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ÇETİN ŞEN'E 12 YIL HAPİS
27 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, İlhan Cihaner'in Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı dönemde, makamında tutuklanmasına ilişkin süreçte rol oynadığı belirtilen, FETÖ'nün Yargıtay grup sorumlusu tutuklu sanık Çetin Şen ve avukatı katıldı.
Esas hakkındaki savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Şen, örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'u kullanmadığını öne sürdü.
İddiaları reddeden Şen, son sözleri sorulması üzerine, beraatini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, heyete başkanlık eden Daire Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ tarafından okundu.
Karara göre, sanık Çetin Şen'e, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 12 yıl 9 aya çıkarıldı.
Suçlamaya ilişkin pişmanlığın gözlemlenmemesi nedeniyle sanık hakkında verilen cezada, TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesine ve sanık hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Mütalaadan
Çetin Şen hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan mütalaada, sanığın öğrencilik yıllarından itibaren örgüt içinde yer aldığı, örgüt toplantılarına katıldığı belirtildi.
Örgüt talimatları doğrultusunda Adalet Bakanlığı'nda görev yapan sanığın, Genel Müdürlük görevine getirildiğinin, Yargıtaya üye seçildiğinin ifade edildiği mütalaada, Şen'in himmet topladığı, verdiği, ByLock kullandığı, Yargıtay üyesi seçildikten sonra da sohbet toplantılarına katıldığı, Yargıtay'da grup sorumlusu olduğu, örgütsel faaliyetlere devam ettiği bilgisine yer verildi.
Mütalaada, sanığın, ByLock kaydında "Tacettin C3" kod adını kullandığı, 2010'daki Anayasa değişikliğinin ardından yeni oluşturulan HSYK'ya seçilecek üyelerin belirlenmesinde etkin rol oynadığı kaydedildi.
Erzincan Ergenekon davasına müdahale
Dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in makamında gözaltına alınmasıyla kamuoyunda geniş yer tutan soruşturmada rol oynadığı belirtilen Çetin Şen'in, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü iken o dönem Başsavcı olan Cihaner'i, yürüttüğü cemaat soruşturmaları nedeniyle arayıp, "Böyle soruşturmalar insanın başını derde sokar." dediği ifade edildi.
Öte yandan, Şen'in, bu soruşturmada gizli tanık "Efe" adıyla ifade veren eski İliç Cumhuriyet Savcısı Bayram Bozkurt'tan, İlhan Cihaner ve dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile ilgili tanıklık yapmasını istedi bildirildi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSAMETTİN UĞUR'A 10 YIL HAPİS
28 Şubat'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu sanık eski Yargıtay üyesi Hüsamettin Uğur ve avukatı Hüseyin Aygün katıldı.
Bir önceki duruşmada esas hakkındaki savunmasını tamamlayan Uğur, bu duruşmada da hakkındaki suçlamaları reddetti.
Örgüt toplantılarına katıldığı, örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği ve FETÖ mensubu olduğu suçlamalarını kabul etmeyen sanık Uğur, beraatine karar verilmesini istedi.
Karar
Verilen aranın ardından toplanan Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Burhan Karaloğlu tarafından okundu.
Karara göre, sanık Hüsamettin Uğur'a "FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl hapis cezası verildi.
Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca sanığa verilen ceza artırılarak 10 yıl 6 aya çıkarıldı.
Suçlamaya ilişkin pişmanlığın gözlemlenmemesi nedeniyle sanık hakkında verilen cezada TCK'nin 62. maddesindeki indirim uygulanmadı.
Heyet, sanığın tutuklu bulunduğu sürenin infazından düşülmesi ve sanık hakkında tutukluluk şartlarının devamına karar verdi.
Karara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyor. Temyiz istemini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(03 Mart 2019, 10:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: