Ankara'da, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski bazı MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasıyla ilgili FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
16.02.2019 15:51 Ankara'da, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski bazı MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasıyla ilgili FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
11.02.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
İstihbarat Daire Başkanlığında, 1998-2011 yıllarında Teknik Şube'de malzeme alma işlemlerini yaptığını ifade eden A.D, SEGBİS yöntemiyle tanık olarak duruşmaya katıldı.
'Böcek' diye tabir edilen dinleme cihazları alınınca kendisine geldiğini ifade eden A.D, bu cihazların kayıtlarını yaptığını söyledi. A.D, sanık Ali Özdoğan'ın Teknik Şube Müdürü olarak geldikten sonra malzeme sayısında artış meydana geldiğini ifade etti. A.D. 'Böceklerin ve malzemelerin nerede kullanıldığına dair hesabını göremez hale geldim. Normalde alınan malzeme senetle verilir, sonra karşılığında rapor getirilirdi, teslim edilirdi. 2009 yılından sonra sır gibi olmaya başladı böceklerin hesabı. O dönemde birçok böcek alınıyor, gidiyor fakat cevabı gelmiyordu.' diye konuştu.
O dönemki müdürü Özdoğan'a istihbarattaki FETÖ yapılanmasından bahsettiğini ifade eden A.D, 'Kendisine detayları anlattığımda bana, 'Kardeşim iftira atma, öyle bir şey yok.' dedi. Ben bu durumları sorgulamaya başlamıştım. Bunun üzerine 2010 yılı sonunda elimdeki bütün malzemeleri aldılar ve beni tayine gönderdiler.' ifadelerini kullandı.
Bodrum katında gizli oda
Teknik şubede FETÖ'cü sanıkların gizli bir odada görüştüklerine şahit olduğunu bildiren A.D, 'Ahmet Yılmaz Ekiz, Enes Çığci ve İlker Usta, binanın eksi 2. katında bir oda yaptılar. Ben de bir gün sayım yapmak için bodrum katındaki odaya gittim. Odada kimse yoktu ancak bir baktım Çiftçi ve Ekiz odada duruyor. Nasıl girdiniz buraya, nereden çıktınız diye sordum. Arka tarafta raflar vardı. Raf gibi gözüken kısmın arkasında bir oda vardı, oradan çıkmışlar.' dedi.
A.D, sanık Abdül Köksal'ın çilingir olduğunu, bunun için kursa gittiğini söyledi. Kendisinin de çilingir eğitim kursuna gitmek istediğini söylediğinde talebinin reddedildiğini ifade eden A.D, daha sonra bu kursa gidenlerin hepsinin komiser olduğunu söyledi.
Bir dönem grubun sohbetlerine katıldığını belirten A.D, 'Bir keresinde sohbete gittiğimde hoca gelecek diye bekliyoruz, bir baktım Abdül Köksal geldi. Normalde bu benim altımdaki memur, bana emrivaki yapamaz. Ben dinlemeden o sohbetten çıktım.' sözlerini kullandı. Tanık A.D, Abdül Köksal'ı farklı bir yerde daha gördüğünü belirtti.
A.D, bir Kurban Bayramı öncesi kendilerine video izlettirilip para istendiğini aktararak, şunları söyledi:
'Elvankent'te sabah kahvaltısı yapılacağını söylediler. Önce bir video çıkarttılar duygu sömürüsü yapmak için. Kurban kesimi ile ilgili videoda bir baktım ki Abdül Köksal da var. Onun orada ne işi olduğunu sorduğumda kendilerine yardım ettiğini söylediler.'
Emniyet'teki odasında 11 yıldır çalıştığını ancak daha sonra kendisinin FETÖ'yü sorgulamaya başladıktan sonra pasifize edildiğini ifade eden tanık A.D, 'Benim kontrolümdeki mallarımı görmedim. Benim odamın kilidi değiştirildi ve ertesi gün odama giremedim.' dedi.
'Terör operasyonları diye evlerin kapılarını açtırdılar'
Çilingir Ömer Elvan da duruşmada tanık sıfatıyla verdiği beyanda, kendilerini Emniyet personeli olarak tanıtan kişilerin, terör operasyonları kapsamında hücre evlerinin açılacağı gerekçesiyle kendisine kapı açtırdıklarını söyledi. Tanık Elvan, 'İlk geldiklerinde gece saat 12 civarıydı. Terörle ilgili bir hücre evi olduğunu ve onu açtırmak istediklerini söylediler. Babam da emekli polis memuru olduğu için bana güvendiklerini ve o yüzden bana geldiklerini söylediler. Vatan millet meselesi olunca ben de gittim, sabaha karşı bitti işim ve kapıyı açıp kilidi değiştirdim.' ifadelerini kullandı.
Aradan 5 ay geçtikten sonra aynı kişinin tekrar gelip aynı kapıyı tekrar açmak istediklerini söylediğini aktaran Elvan, kapıyı açtığını ve daha sonra olay yerinden ayrılırken evin sahiplerinin geldiğini söyledi. Durumu fark eden ev sahibinin karakolu aradığını, Hakan denilen kişinin de kendisini evine gönderdiğini ifade etti.
Elvan, aynı polis memurunun 3'üncü kez gelerek Dikmen'de yine terör operasyonu gerekçesiyle kapı açtırmak istediklerini söylediğini aktararak, 'Eve gittiğimiz bu kapıyı zorlarsak kilide zarar verebiliriz dedim. Bunun üzerine kilide zarar verilmesini istemediler ve ben de terastan girdim.' diye konuştu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
12.02.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Tanık polis memuru E.A, SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı. E.A, Kars İstihbarat Şube Müdürlüğü teknik büroda 2010'da şark görevini yaparken, bir gün iş çıkışında Mehmet Demiray isimli personeli ve yanındakileri örgüte ait FEM Dershanesi'nde gördüğünü söyledi.
Bunun üzerine kendilerine, FEM Dershanesi'nde ne işleri olduklarını sorduğunu ifade eden E.A, 'Bana komiserlik sınavına girecekleri için sınava çalıştıklarını söylediler. Ben de şaşırdım ve bunun FEM Dershanesi ile ne alakası olduğunu sordum. Daha sonra öğrendim ki komiserlik sınavına girmişler ve sınavı kazanmışlar.' ifadelerini kullandı.
Tanık E.A, 2010 sonu ya da 2011 başında İstihbarat Daire Başkanlığında çalıştığı bir gün nöbetçiyken malzemelerin bulunduğu depodan duruşmanın sanıklarından İlker Usta'yı çıkarken gördüğünü belirterek, 'Gece 02.00'de İlker Usta'yı elinde kapalı çantalarla çıkarken gördüm. 'Hayırdır bu saatte ne malzemesi, ben nasıl malzeme vereyim sana?' diye sordum. Bunun üzerine Usta, 'Bana soru sorma, Sedat Zavar amirle görüş' şeklinde yanıt verdi. Sedat amire sordum, o da 'Sen bu yapılanları sorgulama, yargılama' dedi.' diye konuştu.
Taltif alanlar, ByLock'tan tutuklanmış
E.A, 2013'te gönüllü olarak ikinci şark görevini yapmak amacıyla Kars'a geldiğini belirterek, yapılan görevler karşılığında diğer personele taltifler verildiğini, ancak kendisinin bir kez dahi taltif almadığını söyledi. E.A, 'Şubede 43 kişi çalışıyorduk, ancak ödüllendirme amaçlı verilen taltifler, hep 37 kişiye gitti. Biz 4-5 kişi, taltif hiç alamayınca başkomisere 'Neden alamıyoruz, bizim bu işlerde hiç mi emeğimiz yok?' diye sordum. Bunun üzerine bana 'Git şube müdürünle görüş' şeklinde yanıt verdi. Sonradan öğrendim ki, bunlar o malum yapıya mensuplarmış. Çoğu ByLock'tan tutuklandı.' dedi.
Daha sonra söz verilen sanık Sedat Zavar ve İlker Usta ise E.A. ile girdikleri böyle bir diyaloğu hatırlamadıklarını öne sürdü.
SEGBİS vasıtasıyla dinlenen eski polis memuru Hüseyin Coşkun da 'etkin pişmanlık hükümlerinden' faydalandığını söyledi.
Mahkeme başkanının, duruşmanın sanıklarından Abdül Köksal'ı tanıyıp tanımadığını sorduğu Coşkun, 2013-2014 arasında Ankara'daki komiser yardımcılığı kursunda aynı sınıfta olduğu Köksal'ı, o dönem örgütün evlerinde gördüğünü söyledi. Katıldığı 4-5 kişilik sohbet grubunun olduğunu belirten Coşkun, Köksal'ın kendi sohbet grubunda olmadığını, onunla örgütün kitap okuma programlarında karşılaştığını belirtti.
Tanık beyanlarının tamamlanmasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
13.02.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmaya video konferansla bağlanan gizli tanık 'Kılıç', çilingir olduğunu, davanın sanığı Özgür Türker'in terör örgütünün hücre evlerine yönelik operasyonlar yapıldığı gerekçesiyle 2009-2013 yıllarında bazı ev ve otomobil kapılarını açtırdığını belirtti.
Kılıç, ev ve otomobillerin kapılarını açtığı sırada Türker'in yanı sıra iki, üç kişinin daha yanlarında olduğunu söyledi.
Belirttiği dönemde Kızılay tarafında, örgüt evi olduğunu söyledikleri bir apartmana girdiklerini anlatan Kılıç, 'Akşam saatleriydi. İsmini Okan Aytekin olarak hatırladığım kişi vardı. Kapının kilidini açtım, ekip içeri girdi. İçeride kameralar ve dinleme cihazları vardı, onları söküp aldılar.' şeklinde konuştu.
Kılıç, 'Dosya gibi bir şey vardı içeri, kitaplıkta. Oraya bir kamera yerleştirdiler ancak diğer işlemleri göremedim çünkü ben evlerin içine girmiyordum.' bilgisini paylaştı.
Balgat'ta MHP Genel Merkezi'ne yakın binaya da girdiklerini dile getiren Kılıç, 'Yine Okan Aytekin orada vardı. Yine kapıyı açtım ve yeni anahtar yaptım. Ben oradan ayrıldım ancak Okan ve yanındakiler orada kaldı.' ifadelerini kullandı.
'Lüks araçla girerken kimlik sorulmuyordu'
Kılıç, Beytepe'de Angora Evleri Sitesi'nde de bir evin kapı kilidini açtığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
'Angora Evleri'ndeki kapıyı açtığımda şüphelenmiştim. İçeride arama tarama yapmadılar. Ben işlem yaparken bir kişi girdi içeriye. Göbeği söktüm, malzemelerin olduğu araçlar yanımızda olmadığı için anahtarı yapmak için iş yerine gittim. Daha sonra bu evin Deniz Baykal'a ait olduğunu öğrendim. Onlara burayı bana niye açtırdınız, burası Deniz Baykal'ın evi mi diye sordum. 'Evet, Baykal'ın evi' şeklinde yanıtladılar.'
Deniz Baykal'ın avukatı Muzaffer Yılmaz'ın tanığa, sitenin yüksek güvenlikli bir yer olmasına rağmen içeri nasıl girdiklerini sorması üzerine Kılıç, 'Lüks araçlarla içeri girerken kimlik sorulmuyordu. O zaman içeri girdiğimiz araç da cipti. Hatta güvenlik geldi, baktı ve 'Buyurun geçin.' dedi.' yanıtını verdi.
Kılıç, yapılan işlemlerden tedirgin olması üzerine Özgür Türker'in kendisiyle konuşmak üzere evine geldiğine işaret ederek, 'Bu yaptığın işleri kimseye söyleme, bu işleri farklı amaçlardan dolayı yaptık. Sonra sen sıkıntıya girersin, bu olayları sağda solda anlatma, sıkıntı yaşarsın.' diye beni uyardı. Hatta bana 'Sana bir telefon verelim, senin ifadeni almaya geldikleri zaman bize bu telefondan ulaş.' da dediler.' ifadesini verdi.
Daha sonra kendisine para da teklif edildiğine dikkati çeken Kılıç, ifadesine 'Özgür bana para getirdi ve almamı söyledi. Ben de para istemediğimi söyledim, kabul etmedim. Sonra gelmemeye başladılar. Çalıştığım iş yerine benim eşim, çoluğum çocuğum var korkuyorum dedim.' sözlerini de ekledi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık ve avukatlarının taleplerini dinleyen mahkeme, daha sonra ara kararını açıkladı.
Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Hakkında yakalama kararı bulunan sanıkların yakalama emirlerinin infazının beklenmesini kararlaştıran mahkeme, tutuksuz sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol kararının devamına hükmetti.
Mahkeme, sanık Zeki Güven'in yargılanma aşamasında hayatını kaybettiği için mal varlığındaki tedbirin kaldırılması ve ilgili yerlere yazı yazılmasına karar verdi.
Paralel yapı-28 Eylül (2017) 'Ankara 171 sanık Deniz Baykal ve MHP milletvekillerine kaset kumpası' davası
(16 Şubat 2019, 15:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: