İstanbul'da, Sözcü Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında "Silahlı terör örgütü (FETÖ) içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması başladı. Alınan ara kararla dosyanın, aynı mahkemede gazetenin sahibi sanık Burak Akbay ve beraberindeki 3 sanığın yargılandığı davanın dosyasıyla birleştirilmesine karar verildi.
19.01.2019 16:56 İstanbul'da, Sözcü Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında "Silahlı terör örgütü (FETÖ) içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması başladı.
18 Ocak'ta İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Emin Çölaşan, SEGBİS ile bağlanırken, diğer 4 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.
EMİN ÇÖLAŞAN: DARBE OLUNCA BİZ DE GERÇEKLERİ GÖRDÜK
Emin Çölaşan, "FETÖ ve herhangi bir terör örgütüyle hayatım boyunca ilgim olmadı. 42 yıllık gazeteciyim. Cemaat hakkında binlerce yazı yazdım. FETÖ ve Zaman Gazetesi beni defalarca mahkemeye verdi, herhangi ceza almadım hepsinden aklanarak çıktım" diyerek savunmasına başladı.
İddianamede yer alan "Bir annenin dramı" başlıklı yazısına değinen Çölaşan, "Cezaevinden bir kadın bir faks gönderiyor. 3 ve 6 yaşında çocuğu ile 8 aylık bir bebeği var. Bana 'Sekiz aylık çocuğumla cezaevine soktular' diyor. 'Bir annenin dramı' başlığı ile bunu yazıya aktarıyorum. 3 ve 6 yaşındaki çocuğu kendisinden ayrılmış, 8 aylık bebeği ile cezaevine konulmuş. İnsancıl bir amaçla yazılmış yazı. Mektupta 'Görüldü' damgası da var. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra bu kadının FETÖ'den yargılandığını öğrendim. Yazımı kaleme alırken kadının FETÖ'den yargılandığını bilmiyordum" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı "2013 yılına kadar 'F' tipi yapılanmadan bahsediyorsunuz. 17/25 Aralıktan sonra yazdığınız yazılarda ise fark var. Sizin görüşünüz mü değişiyor?" şeklindeki sorusu üzerine Çölaşan, "Yolsuzluk olduğunu biliyorduk. Bu olaylar ortaya çıktı. Bu operasyonu kimin yaptığını, yaptırdığını bilemem. 4 Bakan ya istifa etti ya görevden alındı. Rüşvet ve yolsuzluk ortaya çıktı. Rüşvet iddiaları belgelenmişti. Biz bunları biliyorduk, ancak kanıt yoktu. Belge olmadan 'rüşvet alıyorsun' diyemezsin. Yazım ortada zaten" diye cevap verdi.
"Şimdi cemaati savunma zamanı" başlıklı yazısına da değinen Çölaşan, cemaatin organlarının TOMA eşliğinde basıldığını belirterek, "Kim olursa olsun gazetecilerin polis tarafından gözaltına alınmasına karşıyım. İki üç cümle cımbızla çekiliyor ve terör örgütüne destek veren gazeteci olarak huzurunuzda yargılanıyorum. Böyle şey olmaz. Devlet o güne kadar bunların terör örgütü olduğunu açıklamamıştı. En sonunda MGK tarafından resmi kararlar alındı ve darbe olunca biz de gerçekleri gördük" diye konuştu.
"Kaseti gördüm" başlıklı yazısına ilişkin hakimin sorusuna Emin Çölaşan "Biz gazeteciyiz bize her türlü belge gelir. Hatta kasetler de çok ender olmakla birlikte gelir. Bana da günün birinde adıma kaset gönderildi. Açtık baktık ve şaşırdık. Çok önemli kişinin yakınının yatak sahneleri vardı. Gönderen belli değil. Açtık baktık, şaşırdık hepimiz. Herhalde bunu bana gönderdiklerine göre benim yazmamı ya da değinmemi istiyorlar. 'Başkasının eline geçer' diye üzerine basarak, ezerek içeride imha ettik. O yazıdan sonra Fetullah beni mahkemeye verdi. Beraat ettik. İnanılır gibi değil" şeklinde cevap verdi. 2007 yılının Ağustos ayında Burak Akbay'ın gazetede yazmasını istediğini, bunun üzerine Sözcü Gazetesi'nde yazmaya başladığını anlatan Emin Çölaşan, yazılarını yazarken kendisine telkinde bulunulmadığını da sözlerine ekledi.
METİN YILMAZ
Diğer sanık gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da 43 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum. Aleyhlerinde yazı yazdım, sempati duymadım. FETÖ'yü öven yazım yok. Olan olayları yazmışım" dedi. İddianameye konu gazete manşetlerini tek tek göstererek açıklama yapan Yılmaz, "Darbeden önce biz uyardık, temizlenmediler. Himmet paralarının FETÖ'ye toplanıyor' dedik. Bunların silahlı terör örgütü olduğunu 2015'te kimse bilmiyor. 2016 Temmuz ayında silahlı terör örgütü olarak kabul edildi. 43 yıllık gazeteciyim. Haberlerimle suçlanıyorum. Beraatimi istiyorum" dedi.
NECATİ DOĞRU
Gazetenin yazarlarından Necati Doğru ise yazılarıyla suçlandığını belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti. "Naylon Darbe" başlıklı yazısına ilişkin soru üzerine Sanık Doğru, dikkat çekmek ve yazısının okunması için o başlığı attığını söyledi. Darbenin başarısız olduğunu, darbeyi öven bir yazı yazmadığını söyleyen sanık Doğru, "Yazının bütününe bakmak lazım. Soru cümleleri var. Orada bir hüküm cümlesi yok, soru cümleleri var. Olaya hakim olmadığım için soru soruyorum. 'Naylon' kelimesini yerini bulmayan anlamında kullandım. 265 kişi ölmüş, darbe demeyecek, ne diyeceğim. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi. Öte yandan bazı CHP'li milletvekilleri de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
MUSTAFA ÇETİN, YÜCEL ARI
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, sanıklar Mustafa Çetin ve Yücel Arı'nın savunması alındı.
Gazetenin internet sitesinin haber koordinatörü Sanık Yücel Arı, hakkındaki suçlamaları reddederken, FETÖ yayın organlarında çalışmadığını söyledi.
Arı, işsiz kaldığı 2,5 yıllık dönemde evini satarak geçimini sürdürdüğünü belirterek, "FETÖ'nün haberini ilk ben yaptım. İzmir Yamanlar Kolejinin ortasına cami yapmışlardı. Gizlice girip fotoğrafını çekmiştim." ifadesini kullandı.
Gazetenin internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni sanık Mustafa Çetin ise iddianamede, Emin Çölaşan ve Necati Doğru'nun yazılarının suç unsuru içerdiğinin öne sürüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Sanırım suçlandığımız konulardan biri Çölaşan'ın ve Doğru'nun yazısını internet sitesinde yayınlamak. Gazetede çıkan yazılar internet sitesinde de yayınlanır. Yazıda açık küfür, hakaret varsa avukatlar aracılığıyla incelenip çıkarılabilir. Söz konusu yazılarda bunlar mevcut değildir. İddianamede, Fuat Avni hesabından atılan tweetlerin gazetenin internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından yayınlanmasına değinilmiş. Fuat Avni 2014 ve 2015'te paylaşımları doğru çıktığı için fenomen olan bir hesaptı. Siyasilerin polemik yaparak büyüttüğü biri oldu. İki yıl Fuat Avni'nin kim olduğunu hiç kimse bilemedi. Maalesef devlet de hukuksal bir girişimde bulunmadı. İlk girişim 15 Temmuz'dan sonra gerçekleştirildi."
Usulden düşürülme talebine ret
Sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından, sanık avukatları söz alarak beyanda bulundu.
Sanık avukatlarından İsmail Yılmaz ve Ceren Yakışır, yazılan yazı ve haberler hakkında Basın Kanunu'na göre 4 ay içinde dava açılması gerektiğini ifade ederek, zaman aşımı olduğu gerekçesiyle davanın usulden düşürülmesine karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir kısım sanık avukatı tarafından dile getirilen taleplerin reddine hükmetti. Sanıkların savunmalarının alınması ve delillerin toplanmış olmasını dikkate alan mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dava dosyasının cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verdi.
Dava dosyasının, aynı mahkemede gazetenin sahibi sanık Burak Akbay ve beraberindeki 3 sanığın yargılandığı davayla hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesini kararlaştıran heyet, bu nedenle duruşma savcısından her iki dosya hakkında mütalaa istenmesine hükmetti. Duruşma 12 Mart'a ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Sözcü Gazetesi İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı, yazar Necati Doğru ve yazar Emin Çölaşan şüpheli sıfatıyla yer alıyor. 61 sayfalık iddianamede 5 şüpheli hakkında "FETÖ'ye üye olmamakla beraber örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Diğer dava da mütalaaya gönderilmişti
Sözcü gazetesinin sahibi sanık Burak Akbay, Mediha Olgun, Bekir Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli'nin İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın dosyası da son duruşmada mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Burak Akbay'ın ''silahlı terör örgütünü yönetme'' ve ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçlarından 30 yıla, diğer 3 sanığın ''silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Paralel yapı-10 Aralık (2018) 'İstanbul 5 sanık Sözcü gazetesi yazarları/örgüte destek' davası
Paralel yapı-02 Ekim (2017) 'İstanbul 4 sanık Sözcü Gazetesi Yapılanması' davası
(19 Ocak 2019, 16:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: