İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik kapatılan Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve üye şirketlerine yönelik açılan 86 sanıklı davaya devam edildi.
29.12.2018 17:56 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik kapatılan Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve üye şirketlerine yönelik açılan 86 sanıklı davaya devam edildi.
17.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada görülen duruşmada Mahkeme Başkanı, celse arası kapalı oturumda gizli tanık "Boran", "Berat" ve "Demir"in beyanlarının alındığını belirterek, bu beyanların okunacağını söyledi. Üye hakimler de, gizli tanıklar Boran, Berat ve Demir'in kapalı oturumda verdiği beyanlarını okudu.
"17 ARALIK VE GEZİ OLAYLARINDAN SONRA DEĞİŞİK BİR HALE BÜRÜNDÜLER..."
Gizli Tanık Boran, FETÖ terör örgütüyle 2007-2008 yıllarında yurtdışı organizasyonlarında tanıştığını belirterek, "Yurtdışından getirdikleri insanlarla arkadaşlık yapıyorduk, o şekilde dostluklarımız oldu. Benim örgütün tanıdığım kısmı tamamıyla iş adamlarıydı. İş adamlarının derneklerine üyeliğimiz vardı. 17 Aralık ve Gezi olaylarından sonra değişik bir hale büründüler ve ben ondan sonra ilişkimi kopardım" dedi. Örgütün iş adamlarını her koldan etkisi altına almaya çalıştığını kaydeden gizli tanık Boran "İş dünyası bunların elindeydi. Bu insanları kendi içlerinde tutmaya çalışıyorlardı. Akşamları, pazarları, bayramlarda bu insanları bırakmazlardı. Devamlı etkinlik yaparak insanları örgütün içinde tutmaya çalışırlardı" dedi.
FETULLAH GÜLEN İŞ ADAMLARINA 100 DOLAR, NORMAL ÇALIŞANLARA 1 DOLAR GÖNDERİYORDU
"Ciddi bir hurafe çılgınlığı var, Fetullah'ın söylediği her şey gerçek zannediliyordu" diyen gizli tanık Boran, "Örgütün saçma sapan ritüelleri vardı. Doğan çocuklara isim yazma, muska yazma gibi. Ben bunların hepsinin hurafe olduğunu bildiğim için çok bu işlere girmezdim. Girmediğim için dışlandım, hatta fişlendim de diyebilirim. O insanlara görev vermezlerdi. İş adamlarının çocuklarının ismini bizzat Fetullah Gülen koyuyordu. Erkek çocuğunun ismi 'Fetullah', kız çocuğunun ismi 'Gülen' olan insanlar vardı bu iş adamlarının içinde. Fetullah Gülen iş adamlarına 100 dolar, normal çalışanlara 1 dolar gönderiyordu. Biz o dolarların anlamını 15 Temmuz darbe girişiminde öğrendik. İş adamlarının cüzdanlarının bir kenarında onun gönderdiği para her zaman dururdu. Bereketlendirdiğine inanıyorlar. Bu sistemi, iş adamlarının dernekleşmesini yürüten örgüt adına en yetkili kişi Mustafa Muhammet Günay'dır (Firari sanık). Örgütün iş adamlarını yöneten kişilerden birisidir" ifadelerini kullandı.
GÖZLERİNE KESTİRDİKLERİ İŞ ADAMLARINA FAHRİ KONSOLOSLUK SATILIYORDU
Bütün organizasyonların ABD ile yapıldığını ifade eden gizli tanık Boran, "Telefonla görüşülürse o telefon atılırdı ya da ABD'ye gidilirdi. Uganda fahri konsolosluğunu yurt dışına çıkarken gümrük geçişlerinde kullanıyordu, dokunulmazlığı vardı. Gözlerine kestirdikleri iş adamlarına fahri konsolosluk satılıyordu bir zamanlar. 1 milyon dolar, 2 milyon dolar. Bu şekilde fahri konsolosluk dağıtılıyordu. Afrika ülkeleriyle araları iyi olduğundan dolayı oradan talep ediliyordu fahri konsolosluk. Mustafa Muhammet Günay (firari sanık), kendisi satıyordu bu fahri konsoloslukları. 17/ 25 Aralık başarılı olsaydı ekonomi bakanlığına getirilecek kişi Günay'dı. Kendisi zaten bunu dile getiriyordu, sağda solda bakanlık dağıtıyordu. İşin içinde olduğunuz zaman Günay'a uzak kalmanız mümkün değil. 'Bugün ABD'ye gittim hocayla şunu görüştüm, geçen gittim bunu görüştüm' diyordu" şeklinde konuştu.
HÜKÜMETİN DEVRİLECEĞİ SÖYLENİYORDU
Gizli tanık Demir de üniversite okuduğu 2006-2007 yıllarında örgütle tanıştığını, ardından nakliye şirketine ortak olduğunu kaydederek, "FİADER"e üye oldum. Ancak resmi olarak üye değildim, FİADER'de görev yapıyordum. Beni İstanbul'a davet ettiler, FETÖ'ye destek olmamı istediler, büyük şirket ve sahipleriyle tanıştırdılar. Onların güvenini kazanmamı istediler. Bunu da başardım" dedi.
İş adamlarından himmet toplandığını söyleyen gizli tanık Demir, "17 - 25"den sonra para trafiğinin yükseltilmesi gerektiği, bu para trafiğinin yükseltilerek iyi yerlere gelineceği, hükümetin devrileceği söyleniyordu. Fetullah Gülen'in sürekli videoları izletilerek bu kişilere Fetullah Gülen'i sevdirme politikası izleniyordu. Çok yüksek miktarda paralar toplanıyordu. Paralar büyük paralardı. O tarihlerde çok büyük para trafiği oldu. Haksızlıklar karşısında susmayarak tanık olmaya karar verdim. 50'ye yakın işadamıyla birlikteydim. Bin dolar lazım dendiğinde çıkarıp para verecek bir sürü iş adamı vardı toplantı. Toplantılar benim ofisimde de yapılırdı. Operasyonlar sıklaşınca kafeler tercih edildi. Para trafiği o şekilde sağlandı. Ben de para veriyordum. Kazandığımın yarısını veriyordum. TUSKON toplantılarına katılmadım. FİADER'in organizasyonlarında yer aldım" diye konuştu.
HİMMET KARŞILIĞINDA İŞADAMLARINA FETULLAH GÜLEN'İN SAATLERİ HEDİYE EDİLİYORDU
Toplanan paraların İstanbul İl İmamına verildiğini anlatan gizli tanık Demir, 2014 yılında Bağcılar Tekstilkent'te yapılan himmet toplantısında davanın sanıklarından Faruk Güllü'nün de olduğunu iddia etti. Demir, himmet karşılığında iş adamlarına Fetullah Gülen'in saatlerinin hediye edildiğini, söz konusu saatleri de emniyete teslim ettiğini sözlerine ekledi.
Ardından sanıklara ve avukatlara taleplere ilişkin söz verildi. Avukatlar ve sanıklar tahliye talebinde bulundu.
Söz verilen Cumhurbaşkanlığı ve Ticaret Bakanlığı avukatları tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.
Sanık avukatları da tanık beyanlarında bulunan aleyhe hususları kabul etmediklerini ifade ederek, müvekkillerinin tahliyesini istedi.
Tutuklu sanıklar Suat Barış, Mehmet Zenginer ve Çetin Tekdemir de FETÖ ile bir ilişkilerinin bulunmadığını iddia ederek tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, aralarında Kavurmacı ve Güllü'nün de bulunduğu 7 tutuklu sanığın ve bazı tutuksuz sanıkların taleplerine devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
18.12.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan binada görülen duruşmada mahkeme heyeti, taleplere ilişkin ara kararını açıkladı.
Mahkeme heyeti tutuklu sanık Ahmet Tuzlu'nun adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verirken, tutuklu sanıklar Ömer Faruk Kavurmacı, Faruk Güllü, Tolga Güven, Şafak Koca, Çetin Tekdemir, Mehmet Ali Göv, Suat Barış, Mehmet Zenginer ve Mustafa Zenginer'in bu hallerinin devamına hükmetti.
Aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay'ın da bulunduğu 10 sanık hakkındaki yakalama emrinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, Akfel Holding AŞ, Baklavacı Güllüoğlu Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ, ve Aydınlı Hazır Giyim Sanayi Ticaret AŞ, firmalarına atanan kayyumlarla ilgili TMSF'ye müzekkere yazılarak söz konusu şirketlerin mali durumları hakkında bilgi istenilmesine karar verdi.
Tutuklu sanık Faruk Güllü'nün Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapılarak, cezaevinde kalmasının sanık açısından yaşamsal tehlike arz edip etmediği, hastalıklarının cezaevi şartlarında tedavisinin mümkün olup olmadığı yönünde rapor düzenlenmesi kararlaştıran mahkeme heyeti, aralarında Ahmet Tuzlu'nun da aralarında bulunduğu 9 sanığın mal varlıkları üzerinde bulunan tüm tedbirlerin kaldırılması yönündeki talebi kabul etti.
Mahkeme heyeti, sonraki duruşmaların 11, 12, 13, 14 ve 15 Mart'ta Silivri'de yapılmasına hükmetti.
DAVA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, firari sanıklar Gülen, Meral ve Günay hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlarından ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası ve "örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik" suçundan da ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Ramazan Erdem, Serkan Ercan ve Süleyman Tari'ye "örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından 8,5 yıldan on sekizer yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de bulunduğu 80 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, sanıklarla ilgili sunulan deliller olarak da MASAK raporları, şüpheli ifadeleri, sorgu tutanakları ile "Boran", "Demir" ve "Berat" kod adlı gizli tanık anlatımları, TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu sandık kayıt ve hazirun listeleri, iletişim dinleme tutanakları, tanık Yüksel Yılmaz'ın beyanları, ihbar tutanakları, kayyum olarak atanan TMSF raporları, "ByLock" raporları, Bank Asya hesap dökümleri, Digitürk cevap yazısı, İl Dernekler Müdürlüğü'nce gönderilen dernek üye kayıt listeleri ve sosyal paylaşım tespitleri yer alıyor.
Tahliye edilip tekrar tutuklanmıştı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından başlatılan soruşturma sonucunda 8 Eylül 2016'da tutuklanan sanıklardan Ömer Faruk Kavurmacı'nın avukatları, 1 Mayıs 2017'de 5. Sulh Ceza Hakimliği'ne tutukluluğa itiraz başvurusunda bulunarak, tahliye talep etmişti. İtiraz dilekçesini değerlendiren hakimlik, dilekçe ekinde sunulan özel bir hastanenin 18 Nisan 2017 tarihli sağlık raporundaki tespitleri değerlendirerek, Kavurmacı'nın tahliyesine karar vermişti.
Silivri Devlet Hastanesi'nin "mahkumun hayatı için kesin bir tehlike arz etmediği" şeklindeki sağlık raporu üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce çıkarılan yakalama kararı çerçevesinde yeniden gözaltına alınan Kavurmacı, 17 Haziran 2017'de tutuklanmıştı.
Paralel yapı-16 Ağustos (2016) 'İstanbul 86 sanık Tuskon Yapılanması/örgüte finansal destek' davası
(29 Aralık 2018, 17:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: