Ankara'da, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce "Ergenekon" davasına bakan 8 eski hakim ve savcının "suç uydurma ve görevi kötüye kullanma" suçlarından yargılandığı davaya devam edildi. Sanıklar İstanbul'daki Ergenekon davasının yeniden görülmeye halen devam ettiğini gerekçe göstererek 'durma' kararı verilmesini talep etti. Ergenekon davasının bazı eski sanıkları duruşmalarda verdikleri ifadelerde "ülkenin seçilmiş hükümetini devirmekle suçlanmaları"nı haklı kılarcasına siyasi ve ekonomiye dair konuşmalar yaparak AK Parti/Erdoğan liderliğinde şimdiye kadar yürütülen siyasetin ülkeyi perişan hale getirdiğini iddia ettiler. Sanıklar davadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorumlu olduğunu, Ergenekon kumpasçılarıyla birlikte onun da yargılanması gerektiğini dile getirdiler.
01.12.2018 15:38 Ankara'da, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce "Ergenekon" davasına bakan 8 eski hakim ve savcının "suç uydurma ve görevi kötüye kullanma" suçlarından yargılandığı davaya devam edildi.
21.11.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi duruşma salonunda yapılan duruşmaya, bazı müştekilerle Ergenekon davasına bakan sanıklardan tutuksuz yargılanan eski hakim Ercan Fırat katıldı.
FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakimler Hüsnü Çalmuk, Fatih Mehmet Uslu, Hasan Hüseyin Özese ve eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel, bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Tutuksuz sanık Nihat Topal'ın istinabe yoluyla ifadesinin alınması ve savunma için süre verilmesi nedeniyle duruşmaya katılmadığı öğrenildi. Eski hakim Sedat Sami Haşıloğlu ile eski savcı Mehmet Murat Dalkuş'un halen firari oldukları belirtildi.
Mahkeme Başkanı Haydar Metiner, duruşmaya müdahillik talebi kabul edilen mağdur ve şikayetçilerin beyanlarının alınmasıyla devam edileceğini belirtti.
Bunun üzerine sanık Hüsnü Çalmuk, usule yönelik itirazlarda bulundu. Başkan Metiner, sanıkların savunma için süre istediğini hatırlatarak, duruşmaya ara vermeyeceklerini ve müşteki beyanlarını alacaklarını söyledi. Metiner, "Lütfen duruşmayı uzatmayın. Sadece siz böyle yapıyorsunuz. Sizin de yargılamaya yardımcı olmanız lazım. İtirazlarınızı yasa yolunda ileri sürersiniz." dedi.
Daha sonra söz verilen müdahil Hasan Ataman Yıldırım, sanıkların yürüttüğü Ergenekon yargılamasında Deniz Kuvvetlerinden 1984'te ayrılmasına ve hiç ilişkisi olmamasına rağmen tutuklandığını anlattı. Sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel'in kendisine "sende denizaltı harekat planı bulundu" dediğinde bunun bir kumpas olduğunu anladığını belirten Yıldırım, bir denizaltına adımını dahi atmadığını, sanıkların başkalarına ekleyecekleri belgeleri yanlışlıkla kendisine eklediklerini ifade etti. Yıldırım, sanıkların kendisini sahte delillerle mahkum ettiğini, tanık dinlemediğini, delilleri değerlendirmediğini, soru sormalarını engellediğini, savunma süresini kısıtladığını kaydetti.
Yıldırım'ın, "Bunlar piyon, arkasında Amerika var. Bu sanıklar hain." demesi üzerine sanıklar suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Yıldırım ise "Bunun için ceza alacaksam alayım, 5 yıl daha yatarım." karşılığını verdi.
Katılma talebi kabul edilen CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi de teğmen olarak görev yaptığı dönemde Ergenekon davasında tanık olmak istediğini, bu nedenle sanık yapıldığını anlattı.
Hakkında örgüt üyeliğinden dava açıldığını, daha sonra yöneticilikten yargılandığını ifade eden Çelebi, adam öldürmek suçundan hüküm giymiş birinin de kendisi aleyhine gizli tanık yapıldığını söyledi.
Çelebi, "Bu sanıklar bir örgüt kurdular. Bir teğmeni yönetici, generalleri, amiralleri, profesörleri üye yaptılar. Hiyerarşi bu." diye konuştu.
Telefonuna terör örgütü üyelerinin numaralarının sonradan eklendiğini ortaya çıkardıktan sonra kamuoyu baskısıyla tahliye edildiğini anlatan Çelebi, yeniden tutuklanması için suç uydurulduğunu kaydetti.
Çelebi'nin avukatı Hüseyin Ersöz de sanıkların Ergenekon davasındaki usulsüzlükleri örgüt faaliyetleri kapsamında gerçekleştirdiğini, bu nedenle örgüt üyeliğinden yargılandıkları davaların bu davayla birleştirilmesini istedi. Ersöz, sanıkların her mağdur yönünden ayrı ayrı cezalandırılacağını, mağdur sayısı nazara alındığında ağır cezalarla karşı karşıya kalacaklarını söyledi ve bu nedenle tutuklanmalarını talep etti.
Bu arada, sanıklar Hüsnü Çalmuk ve Ercan Fırat ısrarla usul itirazlarını yineledi.
Müdahil Hulusi Gülbahar'ın avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, sanıkların yargılamanın sürmesini engellemek için örgütsel talimatla bu şekilde davrandıklarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kullanmak üzere malzeme çıkarmak için bunu yaptıklarını ifade etti.
Hakimliğin çok önemli olduğunu, hakimlerin adalet dağıttığını belirten Erol, "Siz ceza usullerini çok iyi bileceksiniz, uygulamayacaksınız, sonra da buna hata diyeceksiniz, biz de buna inanacağız öyle mi?" ifadelerini kullandı. Erol, bu örgütün devletin temeline dinamit koyduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerini bozmak ve dağıtmak için ellerinden geleni yaptığını dile getirerek, davanın örgütsel kapsamda değerlendirilmesi ve sanıkların tutuklanması talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde de mağdur müşteki beyanları alındı.
Daha önce müdahillik talebi kabul edilen Ergenekon davası sanıklarından eski milletvekili Dursun Çiçek, Ergenekonda emperyalizmin, Amerika'nın, İsrail'in uşaklığını yapan bazı odakların devletin savunma mekanizmasını çökertmek için harekete geçtiklerini, Cumhuriyetçi, Atatürkçü subayların hedef alındığını ve 15 Temmuz'a gelen sürecin hızlandığını söyledi.
Yargılanan sanıkların Ergenekon davasında hukuk cinayetleriyle bu ihanetin işlenmesine ortak olduğunu ifade eden Çiçek, "Taraf gazetesi bu projenin yayın organıydı, 'irtica ile mücadele eylem planı' adı altında bir kağıt parçası yayınladı. Bu kağıt parçasının incelenmesi için bir heyet oluşturuldu. Heyetin başı da bugün darbenin elebaşısı olduğu söylenen Mehmet Partigöç idi. O bile 'böyle bir plan olmaz' derken bunlar beni 5 yıl hapiste tuttular." dedi.
Sanıklardan Ergenekon savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in 5 yıl lehine tek bir delil dahi toplamadığını, toplanan delilleri de görmezden geldiğini dile getiren Çiçek, "Bu heyet, maddi gerçeğin peşinde değildi. İcra edilen kumpasın, ihanet planının sonuçlanması için faaliyet gösteriliyordu. Ne yazık ki TSK'dan uzman birimler kapatılarak, susturularak 10 bin Atatürkçü, Cumhuriyetçi subay tasfiye edilip FETÖ'cüler dolduruldu ve 15 Temmuz sürecine gelindi." diye konuştu.
Sanıkların örgütün kendilerine verdiği görevi yerine getirdiğini, FETÖ'cülerin önünü açıp 15 Temmuz'da yüzlerce vatandaşın şehit edilmesine, devletin ve ülkenin tahrip edilmesine yol açtıklarını belirten Çiçek, suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi.
Çiçek'in, sanıkların hala Ergenekon davasını savunduğunu belirtmesi üzerine sanık Çalmuk, Ergenekon davasının gerçek olduğunu söyledi. Çalmuk'un bu sözlerine müdahil avukatları davanın Yargıtayda bozulduğunu hatırlatarak tepki gösterdi.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve eski 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer de Ergenekon yargılaması sürecinde sanıkların usule aykırı, hukuksuz kararlarından örnekler verdi. Müvekkillerinden Tolon'un sanıkların yürüttüğü davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığını, cezanın müebbet hapse çevrildiğini hatırlatan Sezer, mahkumiyete gerekçe yapılan CD'nin sadece fotoğrafını görebildiklerini, incelemelerine izin verilmediğini anlattı.
Tolon'dan ele geçirildiği iddia edilen bir CD'nin oluşturulduğu tarihin Tolon'un tutuklu bulunduğu tarih olduğunu belirten Sezer, bunu söylediklerinde sanıklardan Hüsnü Çalmuk'un bilirkişiyle görüştüğünü, bu görüşmeden sonra tarihin değiştirildiğini bildirdi.
Heyetin 6 ay aralıksız tanık dinlediğini, ardından birden tanık dinlemeyi keserek tanık beyanlarına karşı 15 dakika söz verildiğini dile getiren Sezer, "Bize yaptıkları onlara yapılmasın, adil yargılanma hakkına, usule uygun yargılansınlar." dedi.
"Biz orada yargılanmadık, infaz edildik"
Sanıkların, yargılama heyeti olarak Ergenekonda soruşturmada görev alan bir polisi bilirkişi olarak seçtiklerini de anlatan Sezer, "Biz orada yargılanmadık, infaz edildik." diye konuştu.
Duruşma salonu önünde hazır edilen tanıkların dinlenmesi taleplerinin geri çevrildiğini aktaran Sezer, ellerinde Mehmetçiğin kanı olan teröristin ise tanık olarak dinlediğini söyledi.
Savunma haklarının kısıtlandığını da ifade eden Sezer, tepeden sarkıtılan mikrofonlarla dinlendiklerini, örgüt yöneticiliğiyle suçlananlara 2, üyelikle suçlananlara bir saat süre verildiğini, sanıkların bu süreyi avukatlarıyla bölüşebileceğinin söylendiğini, karardan önce müvekkili İlker Başbuğ'a son sözünün sorulmadığını kaydetti.
Avukat Sezer, "Burada hata yok, kasıtlı bir eylem var. Biz bunu iliklerimize kadar hissettik. Yargıtayın bozma kararı, Ergenekon davasındaki hukuka aykırılıkların ne boyutlara ulaştığını gösteren somut bir delildir." dedi.
Ergenekon davasının örgütsel amaçla açıldığını ve yürütüldüğünü söyleyen Sezer, "Bakın burada yargılamayı kendilerince devam ettirmeye çalışıyorlar. Ergenekon bir oyundu, 15 Temmuz'un ayak sesleriydi." ifadesini kullandı.
Müvekkili İlker Başbuğ'un katılma talebini ileten Sezer, suçların ağırlığı, kastın yoğunluğu dikkate alınarak tüm sanıkların bu dosyadan tutuklanması talebinde bulundu.
Mahkeme, İlker Başbuğ'un katılma talebini kabul etti.
Dava, yarın mağdur ve şikayetçi beyanlarının alınmasıyla devam edecek.
22.11.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi salonunda yapılan duruşmaya, bazı müştekiler ile Ergenekon davasına bakan sanıklardan tutuksuz yargılanan eski hakim Ercan Fırat katıldı.
FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakimler Hüsnü Çalmuk ile Hasan Hüseyin Özese, bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Sanıklardan eski hakim Hüsnü Çalmuk, avukatının bulunmadığını, duruşmanın ertelenmesi ya da avukatı gelene kadar ara verilmesini talep etti.
Bunun üzerine Çalmuk'un avukatının mazeret belirtmeyerek duruşmaya gelmediğini tespit eden mahkeme heyeti, Ankara Barosundan Çalmuk için yeniden avukat görevlendirilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti ayrıca Ankara Barosundan Çalmuk için görevlendirilen, duruşmalara gelmeyen, mazeret de bildirmeyen avukatın görevinin gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle yasal işlem yapılmasını istedi.
Duruşmada müşteki beyanlarının alınmasına devam edildi.
Duruşmada beyanı alınan Ergenekon davası sanıklarından Ziya İlker Göktaş, yargılandıkları dönemde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, mahkemenin kendisine cemevine gidip gitmediği gibi yargılamanın amacı dışında sorular yönelttiğini bildirdi.
Göktaş, mahkemenin suç yaratma çabası içinde olduğunu, imzasız ihbar mektuplarıyla suçlamalar yapıldığını dile getirdi.
- "Hedef gösterildim"
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde oldukları için suçlandıklarını belirten Göktaş, "Ben FETÖ'cülere çok zarar verdim, onun için hedef seçildim." dedi.
Duruşmada beyanı alınan Göktaş'a çeşitli sorular yönelten sanık Özese ise FETÖ mensubu olmadığını, Ergenekon davasının hukuki bir dava olduğunu iddia etti.
Ergenekon davası sanıklarından Nusret Senem ise davada görev alanlar hakkında FETÖ soruşturması ve davası açıldığını, bunun da bir tesadüf olmadığını vurguladı.
TUTUKLU YARGILANSINLAR VİCDANLAR RAHATLASIN!
Yargılamayı yapanların FETÖ'nün emirlerini uyguladığına işaret eden Senem, sanıkların bu davadan tutuklu yargılanmalarının vicdanları rahatlatacağını söyledi.
Alınan beyanlardan sonra duruşmaya ara verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde mağdur müşteki beyanları alındı.
Duruşmaya bazı müştekiler ile Ergenekon davasına bakan sanıklardan tutuksuz yargılanan eski hakim Ercan Fırat katıldı. FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakimler Hüsnü Çalmuk ile Hasan Hüseyin Özese, bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Avukatının olmadığını ve yargılamaya devam edilmemesi gerektiğini söyleyen sanık eski hakim Çalmuk, mahkeme heyetinin hatalar yaptığını ileri sürdü.
Mahkeme Başkanı Haydar Metiner ise avukatın mazeret gönderdiğini bildirerek, Çalmuk'a, "Bizim akla ihtiyacımız yok. Aklını savunmanda kullanırsın." karşılığını verdi.
Duruşmada beyanı alınan Ergenekon davası sanıklarından Mustafa Dönmez, yargılamayı yapanların kendilerine iftira attığını söyledi.
Dönmez, Ergenekon davasında hukuksuz, uydurma delillerle yargılama yapıldığı iddiasında bulundu.
Beyanı alınanlardan Hikmet Çiçek ise yargılamaları yapanların FETÖ üyesi olduğunu, sanıkların casusluk yaptığını, adil yargılamayı etkilediklerini, terör örgütü kurduklarını söyledi.
Ergenekon davası sanıklarından Oktay Yıldırım da 6 yılı aşkın süre terörist sıfatıyla cezaevinde kaldığını, sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirdi. Yıldırım, FETÖ’nün Beşiktaş Adliyesinde bir terör örgütü kurduğunu, bu örgüt mensuplarının yargıç, savcı ve polis yöneticilerinden oluştuğunu belirtti. Beşiktaş'ta oluşturulan örgütün de Ergenekon tertibinin mimarı olduğunu vurguladı. Yıldırım, mahkemede Ergenekon için zemin hazırlanan bu görüntüleri de hatırlattı. Hakim ve savcılara küfreden polislerin Ergenekon duruşmasına getirilip dinlenmediğini ifade etti. Bunun da FETÖ'cü hakimlerin bir hukuksuzluğu olduğunu kaydetti.
Ergenekon davası sanıklarından Mehmet Bedri Gültekin'in de beyanı alındı. Gültekin, sanıklardan şikayetçi oldu.
Duruşmaya yarın da mağdur müşteki beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.
23.11.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
FETÖ kumpası olan Ergenekon davasına bakan eski hakimler Hasan Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ile Mehmet Murat Dalkuş’un yargılanmasına ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanık Ercan Fırat katılırken, firari sanıklar Mehmet Murat Dalkuş ve Sedat Sami Haşıloğlu dışındaki sanıklar SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Duruşmada mahkeme başkanı Haydar Metiner davaya katılma taleplerine ilişkin sanıklara görüşünü sordu. Sanık Hasan Hüseyin Özese katılma talebinde bulunan şikayetçilerin halen Ergenekon davasında yargılandıklarını belirterek, "Ergenekon dosyası halen derdesttir. Dolayısıyla herhangi bir zarar söz konusu değildir. Ergenekon davası hukuki bir davadır" dedi. Diğer sanık Hüsnü Çalmuk ise avukatı olmadan duruşmanın devam etmesini istemediğini kaydederek, "Ergenekon davasında yargılananların ya ceza alacak ya beraat edecek. Katılma taleplerinin reddini istiyorum" diye konuştu.
Bir diğer sanık Mehmet Ali Pekgüzel de, "Ergenekon davası sanıkları bu davada katılma sıfatı almak istiyor. Ancak ceza alıp almayacaklar belli değil. Şu anda Ergenekon davasının gidişatını etkileyecek bir yargılama yapılıyor burada. Ergenekon sanıkları burada, kendi lehlerine olan delilleri söylüyorlar. Ergenekon sürecinde yürütülen algı operasyonu şu anda devam ediyor. Bizim elimiz kolumuz bağlı ancak medya onların elinde. Ergenekon davasının sonucunun beklenmesini ve durma kararı verilmesini istiyorum" şeklinde konuştu.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Haydar Metiner beyanların ardından İsmail Hakkı Pekin, Mehmet Bedri Gültekin ve Mehmet Demirtaş'ın katılma taleplerini kabul ettiklerini açıkladı.
Duruşmada Mahir Akkar katılan sıfatıyla ifade verdi. 23 Eylül 2008'de gözaltına alındığını hatırlatan Akkar, "İddianamede 19 telefon görüşmem tape olarak yer aldı. Bunların hepsi de özel görüşmelerim. Şemdin Sakık'ı getirip tanık yaptılar. Bu ne rezalet? Sanıklar usul itirazı yapıyor. Bunlar hangi usule uydu. İddianame ile bizle alay ettiler. İddianame değil iftiranameydi o. Sanıklar suç uydurmuştur, hakkımızda sahte delil üretmiştir. Yaptığımız savunmalar dikkate alınmadı" beyanlarında bulundu.
Avukat Hüseyin Buzoğlu da katılan sıfatıyla verdiği ifadede, "Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında belirlenen tespitler hukuki birer olgudur. Neden sanıklar hâlâ ısrarla Ergenekon davasında verdikleri kararın arkasında duruyorlar? Bir gün tekrar Ergenekon süreci sırasındaki güçlerine ulaşacaklarını mı düşünüyorlar?" şeklinde konuştu. Buzoğlu'nun ifadesi sırasında sanıklardan Hüsnü Çalmuk, "Algı operasyonu yapılıyor. İçeride de olsak dışarıda da olsak gerçekler er yada geç ortaya çıkacak" diyerek araya girmek istedi. Daire Başkanı Metiner ise önceki duruşmalarda olduğu gibi birçok kez sanık Çalmuk'u uyarmak zorunda kaldı.
SANIK HAKİM ÇALMUK'TAN REDDİ HAKİM TALEBİ
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanıklardan Hüsnü Çalmuk reddi hakim talebinde bulundu. Duruşmanın devam etmemesi ve talebinin karara bağlanması gerektiğini kaydeden Çalmuk, "Reddi hakim talebim var. Bununla ilgili karar vermelisiniz" dedi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Haydar Metiner ise, "Dilekçenizi verin değerlendirelim" dedi.
Reddi hakim talebinde bulunduğunu yineleyen Çalmuk, "Heyet adına karar veriyorsunuz oy birliği diyorsunuz. Sanki heyete baskı yapıyorsunuz gibi" deyince, Mahkeme Başkanı Haydar Metiner "Mahkeme heyeti hakkında böyle konuşamazsınız. Her türlü yolu deniyorsunuz" karşılığını verdi.
Duruşmada Hüseyin Buzoğlu'nun beyanlarından sonra sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel söz aldı. Buzoğlu'na bazı sorular yönelten Pekgüzel, Zekeriya Öz ile birlikte çalıştığını kaydederek, "Zekeriya Öz 2004 yılında Ümraniye savcılığına atandı. Aynı yıl Beşiktaş'ta görevine başladı. Yani 2007'de başlamadı. Buzoğlu, Öz' ün Başbakanla görüştüğü iddiasını neye dayanarak söylüyor? Zekeriya Öz bu davada sanık değildir" şeklinde konuştu.
Duruşmada katılan sıfatıyla ifade veren İbrahim Özcan ise şunları söyledi:
"Bin 250 gün bu heyet bana dosyayı vermedi. 3 müebbet ve 46 yıl istenilen bana bu dosyayı vermediler. Türk bayrağı dağıtmayı terör örgütü faaliyeti diye iddianameye yazdılar. Sorguda Hasan Hüseyin Özese 6 tape çıkardı. Bunların sahte olduğunu söyledim. Bu tapelerin başkalarına ait olduğunu tespit ettik. Mahkemeye de sundum bunları. Benim suç yerimi suç tarihimi yazın dedim. Ergenekon operasyonları devleti ele geçirme davasıdır."
Özcan, sanıkların 'vatana ihanet' suçundan yargılanmaları gerektiğini vurguladı.
SANIK SAVCI PEKGÜZEL'DEN HAKİME TEPKİ
Sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel, İbrahim Özcan'ın beyanlarından sonra söz alarak, "Bu işkence bana reva mı? Ben bunları 6 yıl dinledim. Şimdi 'Katil, vatan haini' diyorlar. Buna izin vermeyin sayın başkan. Mahkemenin tarafsızlığı konusunda şüpheler oluşmaya başladı bizde. Biz soru sormaya gelince 10 sorudan sadece 2'sini sorabiliyoruz. Ergenekon davasının ana konusu darbeye teşebbüstü" ifadelerini kullandı.
DURUŞMA DETAYLARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki duruşma salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar yine bulundukları cezaevinden SEGBİS'le bağlandılar. Duruşmanın başlangıcında eksiklikler ve katılım talepleriyle ilgili beyanlar alınırken Hüsnü Çalmuk, "Avukatım olmadan duruşmanın devam etmesine muvafakatim yoktur" dedi. Mehmet Ali Pekgüzel de katılanların medya gücünü ellerinde tutuğunu ve algı operasyonuna devam ettiklerini iddia etti.
Beyanların ardından Başkan Haydar Metiner, Çalmuk için Baro'dan avukat istendiğini, henüz cevap verilmediğini belirtince Çalmuk, "duruşma durdurulsun" talebini tekrarladı. Başkan Metiner, "Baro'dan istekte bulunduk, görevlendirecekler. O nedenle duruşmaya ara vermiyorum" dedi. Çalmuk da talebinin reddedildiğine dair karar alınması gerektiğini söyledi.
"ERGENEKON'UN DEVE Mİ, KUŞ MU OLDUĞUNU SORDUM"
Bugünkü celsede ilk olarak mağdurlardan Mahir Akkar beyanda bulundu.
Hiçbiri Ergenekon sanığı olmayan 19 telefon görüşmesinin tape edildiğini ve gözaltına alındığını anlatan Akkar, şöyle devam etti:
"Zekeriya Öz'e bu Ergenekon'un deve mi, kuş mu olduğunu sordum. 'Gözaltına alınmış olmanız önemli değil. Bize yardımcı olursanız, biz de size yardımcı oluruz' dedi. Biz yaptık oldu mantığıyla hareket ettiler. Osman Yıldırım Sincan'da yatarken, Mehmet Ali Pekgüzel'in orada ne işi vardı?"
Akkar'ın beyanı sırasında SEGBİS'te arıza meydana geldi. Arıza giderilmeye çalışılırken bir başka suçtan Silivri'de tutuklu katılan Bedirhan Şinal'ın diğer katılan Bora Ballı'ya, "Başsavcı vekili çağırdı, ona gittim. Vatan, millet için mücadeleye devam" dediği duyuldu. Başkan Metiner de, "Sesini keser misiniz?" diye müdahale etti.
Akkar'a sorular sırasında uyarılara rağmen Çalmuk uzun açıklamalarını sürdürünce Başkan Metiner, "Hakkınızı suiistimal ettiniz" diyerek, bağlantıyı kestirdi.
ERGENEKON SANIĞINDAN SKANDAL ERDOĞAN SÖZLERİ
Akkar'dan sonra Avukat Hüseyin Buzoğlu katılan ve Ergün Poyraz vekili olarak beyanda bulundu. Sanıkların ilk günden itibaren Ergenekon delillerini tartıştırarak, 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Ergenekon davasını etkilemeye çalıştığına dikkat çeken Buzoğlu, "Maddi gerçekliği ve hukuki konumlarını bilerek tersyüz ettikleri görülüyor. Ergenekon isimli dosyanın delillerini tartıştırmak isteyen katılanlar değil sanıklardır" dedi.
"Neden tertip içindeki konumlarını açıklığa kavuşturmak yerine sebatla kararlarının arkasında duruyorlar?" diye soran Avukat Buzoğlu şunları söyledi:
"Bu şekilde devam etmelerinin tek sebebi var. Fikirlerinin hala iktidarda olduğunu, bir gün yeniden iktidara geleceklerini ve eski güçlerine kavuşacaklarını düşünüyorlar. Hüsnü Çalmuk'un sık sık Adalet ve Kalkınma Partisi'ne açılan kapatılma davasını gündeme getirmesinin sebebi budur. Bu da gerçeklikten ne kadar koptuklarını, 16 Temmuz'dan sonra olanları algılayamadıklarını göstermektedir."
Buzoğlu'nun bu sözlerine Mehmet Ali Pekgüzel, "Gerçekler er veya geç ortaya çıkacaktır. Cezaevinde olsak da dışarıda olsak da" sözleriyle tepki gösterdi.
Buzoğlu şöyle devam etti:
"Yargılanan sanıkların kasıtlarının yoğunluğu önemlidir. Maalesef Cumhuriyetin hakimleri olamamışlardır. Ergenekon süreci siyasi bir davaydı. Bugünkü cesaretlerinin sebebi de mevcut iktidarın onlara destek vermiş olmasıdır. Dönemin Başbakanı Erdoğan, Ergenekon davasında sonuna kadar gidileceğini belirtip, 'bilgi ve belgeleri yürütme yargıya intikal ettirdi' dedi. Bu, sanıkların siyasi bir davada görev aldıklarının en üst düzeyde ikrarıdır.
Bugün Türkiye tablosu şudur; Hakkında kapatma davası açılan AK Parti bırakın kamuyu Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmiştir. TSK teslim alınmış, Türk yargısı boyunduruk altına alınmış ve diz çöktürülmeye çalışılmıştır. Faşizan bir idare ülkeye hakim kılınmış, PKK açılımı başlamış, Türk Bayrağı'nın kaldırıldığı çadır mahkemeleri kurulmuştur."
Buzoğlu devam ederken araya giren Başkan Metiner, "Araya hiç girmiyordum, ama lütfen toparlamaya çalışın" uyarısında bulundu. Avukat Buzoğlu da şu karşılığı verdi:
"Toparlıyorum, ama tüm bunlar Ergenekon sayesinde olmuştur. Oslo'da terör örgütü ile masaya oturulmuş, ekonomi Körfez-Arap sermayesine teslim edilmiş, Cumhuriyet tarihinin en fazla borçlanması ve özelleştirmesi yapılmıştır. Zekeriya Öz'ün Bursa Nutku'nu sorgulamasıyla başlayan süreç Andımız'ın kaldırılmasına varmıştır."
Buzoğlu'nun beyanın uzayacağının anlaşılması üzerine duruşmaya öğlen arası verilirken, Hüsnü Çalmuk'un, "Dava dışında konular konuşuluyor. Buna müsaade ederseniz 6 ayda bitmez" dediği duyuldu.
“SİZİ REDDEDİYORUM”
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü bağlantı sorunu nedeniyle gecikmeli başladı. Başlangıçta Başkan Haydar Metiner, Avukat Buzoğlu'nun anlattıklarının bir kısmının kayda geçmediğinin anlaşıldığını, bu yüzden o kısımları yazılı alacaklarını belirterek, "Burada örgüt yargılaması yok. Görevle ilgili yargılama yapılıyor. Bununla sınırlı kalırsanız, bize kolaylık sağlamış olursunuz" dedi. Bu arada Hüsnü Çalmuk, reddi hakim talebi olduğunu bildirdi. Başkan Metiner, Baro'dan avukat geldiğini, isminin Fetullah Çiftçi olduğunu söyledi. Çalmuk, reddi hakim talebini tekrarlayınca da Başkan Metiner, "Dilekçenizi gönderirseniz, değerlendiririz" karşılığını verdi.
Avukat Buzoğlu beyanın devamında operasyonlar ve AKP irtibatına ilişkin açıklama ve olaylardan örnek vermeyi sürdürünce Başkan tarafından sık sık uyarıldı. Başkan Metiner, "1 günü sizin ifadenizle geçiremeyiz. Sayın Buzoğlu kısıtlamak zorunda bırakıyorsunuz" şeklinde ifadelerle Buzoğlu'nu uyardı.
Avukat Buzoğlu beyanının sonunda, tüm sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmesini ve sorgu aşamasında duruşma salonunda hazır edilmelerini istedi.
Sorular aşamasında Mehmet Ali Pekgüzel, "Gücümüzü nereden aldığımızı sordu. Biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Ne siyasi iktidar, ne başka gücün, ne cemaatin hiçbir etkisi olmadan bu davayı yürüttük" diyerek, Erdoğan ve Yalçın Akdoğan'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Hüsnü Çalmuk da sözüne, "Reddi hakim talebimi UYAP'tan gönderdim. Sizi reddediyorum" diye başladı. Başkan Metiner, dilekçe geldiğinde inceleneceğini tekrarladı. Çalmuk, şöyle konuştu:
"Heyeti dikkate almadan tek başınıza karar veriyorsunuz. Üyelere baskı yapıyormuşsunuz gibi başlarını kaldırıp, 'evet' veya 'hayır' demiyorlar.
Çalmuk'un bu sözlerine heyet üyeleri gülerken, Başkan Metiner, "Mahkeme heyeti hakkında böyle konuşamazsınız" diye tepki gösterdi.
Buzoğlu'ndan sonra söz alan İbrahim Özcan, Türk Bayrağı, Atatürk afişleri dağıtıp, Boğazlayan Kaymakamı Kemal Beyi anma törenine katılmasının örgüt faaliyeti sayıldığını olmayan tapelerle yargılandığını anlatıp, Ergenekon operasyonlarının devleti ele geçirme davası olduğunu söyledi ve Nihat Taşkın'ın da bu davaya dahil edilmesini istedi. Heyete Silivri yargılamalarından görüntüler veren Özcan, "Vatana ihanetten yargılanmaları gerekiyor. Elleri kanlıdır" dedi.
SANIK SAVCIDAN HEYETE TEPKİ: BİZİ KONUŞTURMUYORSUNUZ!
Soru aşamasında Özcan, sorulara cevap vermeyeceğini bildirirken, Mehmet Ali Pekgüzel şu ilginç iddiada bulundu:
"Eli kanlı katiller, vatan hainleri demelerine izin veriyor, ama bizim sözümüzü kesiyorsunuz. Başkan olarak tarafsızlığınız konusunda bende şüpheler oluştu. Bunları 6 yıl kesintisiz dinledim. Şimdi de dinliyorum. Bu bir işkencedir. Reva mıdır? Ergenekon'un siyasi bir dava olduğunu söyleyerek, bu davaya Erdoğan'ın da dahil edilmesini istiyorlar. Ergenekon'un ana konusu darbeye teşebbüstü. Sayın Cumhurbaşkanı'nı da bu davaya dahil etmeye çalışıyorlar."
Hasan Hüseyin Özese de Pekgüzel'in görüşlerine katıldığını bildirirken, Hüsnü Çalmuk, "SEGBİS'ten parmak kadar görünüyorsunuz. Herkesin boyunu, mimiklerini görmek isterim" deyince tartışma yaşandı. Özcan, "O zaman buraya gelin" diye bağırırken, Başkan Metiner, "Buraya mı gelmek istiyorsunuz? O zaman getirelim" deyince, tüm sanıklar itiraz etti. Ancak Başkan Metiner, bu konunun mahkemenin tasarrufunda olduğunu ve gereğinin yapılacağını vurguladı.
Bu tartışmalardan sonra Pazartesi devam etmek üzere bugünkü celse sonlandırıldı.
Paralel yapı-10 Temmuz (2017) 'Ankara (İstanbul) 8 sanık Ergenekon hakim ve savcıları' davası (Yargıtay)
Ergenekon yargısına 600 yıl hapis!
Paralel yapı-02 Mart (2016) 'Erzincan Ergenekon davasında kumpas' soruşturması
Paralel yapı-30 Aralık (2016) 'İstanbul 18 sanık Ergenekon'da Islak İmza Kumpası' davası
Paralel yapı-25 Ocak (2017) 'Ankara 18 sanık Ergenekon davasında kumpas' davası
Paralel yapı-30 Kasım (2017) 'İstanbul 1 sanık Ergenekon avukatı Vural Ergül' davası
Paralel yapı-11 Ocak (2018) 'Adana 1 sanık Ergenekon eski savcısı Mehmet Ali Pekgüzel/örgüt üyeliği' davası
Paralel yapı-25 Ekim (2017) 'İstanbul 1 sanık Yargı Yapılanması/Ergenekon Savcısı Ercan Şafak' davası
Paralel yapı-Ergenekon davasında kumpas
Paralel yapı-Ergenekon
Yargıtay Ergenekon davasını bozdu
Paralel'e de Ergenekon'a da hayır
(01 Aralık 2018, 15:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: