İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasının 'darbe çağrışımı' davasında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce onanan Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, kararın bozulması talebiyle Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundu.
03.11.2018 18:29 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasının 'darbe çağrışımı' davasında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce onanan Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, kararın bozulması talebiyle Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundu.
30 Ekim'de, darbe girişiminin ardından tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteci Nazlı Ilıcak, Yargıtay'a temyiz başvurusu yaptı. Dilekçesinde 15 Temmuz öncesinde yazdığı darbe karşıtı yazılara da yer veren Ilıcak, Bülent Arınç'ın “Cemaate terör örgütü diyorlardı inanmıyordum, 15 Temmuz sonrası anladım” şeklindeki ifadesini kendisine delil olarak kullandı.
NAZLI ILICAK
Nazlı Ilıcak'ın cebir ve şiddet unsuru içeren bir faaliyetinin bulunmadığı da vurgulanarak ‘'Hakkındaki deliller gazetecilik faaliyetinden ibarettir. Basın Kanunu'na göre bile suç oluşturmamaktadır” denildi ve şu görüşlere yer verildi:
“Darbe suçunu işlemek için, örgüt üyesi olmak gerekir, buna karşın davanın iddianamesinde Ilıcak'ın örgüt üyesi olmadığı açıkça belirtilmiştir. Yargıtay'ın örgüt üyeliği için koyduğu kıstasların hiçbiri Ilıcak'a uymadığı gibi, Zekeriya Öz ile yaptığı röportaj sırasında da Öz, o tarihte terör örgütü üyesi olarak bilinmemektedir. Serbest dolaşmakta ve Ali Ağaoğlu'nun Dubai seyahatini finanse ettiği iddiasıyla açıkta bulunmaktadır. Zekeriya Öz röportajı bir gazetecilik faaliyetidir. Çekilen fotoğraf da, röportajı değişik bir pozla süsleme amacını taşımaktadır.''
Temyiz dilekçesinde, Ilıcak'ın attığı bazı tweetler nedeniyle de darbe suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı anımsatıldı. 15 Temmuz öncesinde Gülen cemaatinin bir terör örgütü olduğunun “Genel kabul” olmadığı savunulan dilekçede, AK Partili eski Bakan Bülent Arınç'ın “Cemaate terör örgütü diyorlardı da inanmıyordum. 15 Temmuz sonrası anladım” sözlerine de yer verilerek, Ilıcak'ın “Cemaatin kriminal yüzünü, birçok kimse gibi 15 Temmuz sonrası gördüğü” savunuldu.
MEHMET ALTAN
1 Kasım'da Mehmet Altan'ın avukatınca Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'ne sunulan temyiz dilekçesinde, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16 Şubat'ta Mehmet Altan, Nazlı ılıcak ve Ahmet Altan'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığı 'Anayasa'yı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdığı hatırlatıldı.
Bu kararın da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından onandığını belirtilen dilekçede, yargılama sürecinin ilk aşamadan itibaren usul hükümlerine ve dürüst yargılama ilkesine aykırı olduğu savunuldu.
Dilekçede, Altan'ın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hak ihlali oluştuğuna dair karar verdiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
'Mehmet Altan'ın üzerine atılı eylemlerin her birinden beraatine karar verilmesi gerekirken onanan mahkumiyet kararında isabet yoktur. Mehmet Altan, şiddet içermeyen ve şiddete çağrı yapmayan, nefret söylemi de bulunmayan iki yazı ve bir televizyon programında yaptığı açıklamaları, özetle düşüncelerini ifade etmesi neticesinde tutuklanmış ve ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilmiştir.'
Altan'ın, darbe girişimine aktif olarak katkıda bulunduğuna dair kesin ve yeterli delil bulunmadığı ileri sürülen dilekçede, savunma olarak sunulan kanıtların ve kovuşturmayı genişletme yönündeki taleplerin usule aykırı olarak reddedildiği, hükme dayanak edildiği söylenen belgelerin de duruşmada okunup tartışmaya açılmadığı savunuldu.
Mehmet Altan'ın, bir televizyon kanalında darbeden bir gün önce yaptığı konuşmada darbeye ilişkin subliminal mesaj vermekle suçlandığı kaydedilen dilekçede, 'Anayasa Mahkemesi televizyon programlarında müvekkilin yaptığı konuşmalar üzerinden inceleme yapmış ve müvekkilin darbe teşebbüsünü hazırlamak amacıyla konuşma yaptığına dair olgusal temellerin bulunmadığına karar vermiştir.' ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, bu kapsamda Altan'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin kararın bozulması talep edildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Şubat'ta açıkladığı kararında, sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığı, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.
Mahkeme, Mehmet Altan'da ele geçirilen 6 adet 1 doların saklanmasına karar vererek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırmıştı.
Sanıklar, yerel mahkemenin kararını açıklamasının ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne itirazda bulunmuştu.
Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin kararını dikkate alarak Mehmet Altan'ın adli kontrol hükümleri kapsamında tahliyesine karar vermiş, sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün ise tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırmıştı.
Daire, 6 sanık hakkındaki davanın yeniden görülmesi için duruşma günü vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 2 Ekim'de yapılan karar duruşmasında, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığa yerel mahkemece 'Anayasa'yı ihlal' suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını onamıştı.
Paralel yapı-14 Nisan (2017) 'İstanbul 7 sanık (ilk: 17 sanık) Medya/Taraf-Zaman yazarları/Darbe' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(03 Kasım 2018, 18:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: