Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda eski HSYK Genel Sekreteri ve Yargıtay Üyesi Mehmet Kaya, eski Askeri Yargıtay Üyesi Turgay Öztoprak, eski Yargıtay Üyeleri Şuayip Şen, Ramazan Bayrak ve Hüseyin Güngör Babacan hakim karşısına çıkarıldı. Tutuklu sanık eski Yargıtay üyesi Hüseyin Güngör Babacan, tavırları nedeniyle duruşma salonundan çıkarıldığı sırada mahkeme heyetine "Nasıl olsa sizi yargılayacağız" tehdidinde bulundu.
21.10.2018 12:44 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda eski HSYK Genel Sekreteri ve Yargıtay Üyesi Mehmet Kaya, eski Askeri Yargıtay Üyesi Turgay Öztoprak, eski Yargıtay Üyeleri Şuayip Şen, Ramazan Bayrak ve Hüseyin Güngör Babacan hakim karşısına çıkarıldı. Tutuklu sanık eski Yargıtay üyesi Hüseyin Güngör Babacan, tavırları nedeniyle duruşma salonundan çıkarıldığı sırada mahkeme heyetine "Nasıl olsa sizi yargılayacağız" tehdidinde bulundu.
ESKİ HSYK GENEL SEKRETERİ VE YARGITAY ÜYESİ MEHMET KAYA
2 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, FETÖ'nün yargıdaki kritik isimlerinden eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreteri ve eski Yargıtay Üyesi Mehmet Kaya hakim karşısına çıktı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Üyesi Abdurrahman Orkun Dağ'ın başkanlık ettiği duruşmaya, tutuklu sanık Kaya, avukatı ve yakınları katıldı.
Duruşmada, sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
Sanığın öğrencilik yıllarından itibaren yargı kadrolarının örgüt mensuplarından oluşması için faaliyet yürüttüğü, sohbet abiliği yaptığı, yargının dizayn edilmesinde kritik öneme sahip HSYK'da Genel Sekreter olduğu, yargıyı ele geçirmede aktif faaliyet yürüttüğü, ByLock kullandığı, böylelikle örgütün stratejisi ve amaçları doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği, örgüt hiyerarşisi içinde "yönetici" konumunda bulunduğu kaydedildi.
Savunma için söz verilen Mehmet Kaya, usule ilişkin itirazlarını dile getireceğini, dosya tam olarak eline geçmediği için esas hakkındaki savunmasını daha sonra yapacağını belirtti.
Avukat istemediğini, ancak CMK'dan atanan zorunlu avukatı bulunduğunu ifade eden Kaya, hukuktan bahsetmeye devam edeceğini söyledi. Kaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve diğer uluslararası sözleşme ve etik kurallar gereği hukuk adamlarının uyması gereken kurallar bulunduğunu anlattı.
Kaya, Türkiye'nin, Anayasa'nın 90. maddesi gereği, insan haklarına uyma yükümlülüğünü kabul ettiğini, ancak buna rağmen katı pozitivist hukuk anlayışının egemen kılınmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Anayasanın başlangıç kısmında hukuk devleti ilkelerinden, insan onurundan bahsedildiğini anlatan Kaya, bugün hukuksal pozitivizmin mi yoksa insan haklarına dayalı hukukun mu uygulanacağı sorusunun sorulduğunu savundu. İnsan haklarına dayalı hukuku uygulamamanın tam bir haksızlık olacağını belirten Kaya, ülkelerin insan hakları bağlamında AİHS ilkeleri ve AİHM içtihatlarına uymaları gerektiğini kaydetti.
Bu sırada, Mahkeme Başkanı Dağ, "Sizden burada ders almayacağız" diyerek sanığı uyardı. Kaya'nın, "Savunmamı kısıtlayamazsınız, kesemezsiniz" diyerek, savunmasına aynı şekilde devam etmesi üzerine Başkan Dağ, bu kez "Savunmanızı size yöneltilen isnatlarla ilgili yapın. İlliyyetsiz şeyler söylüyorsunuz." uyarısında bulundu.
Sanık Mehmet Kaya ise "İhsası reyde bulunuyorsunuz" diyerek, Mahkeme Başkanı Dağ ile ilgili reddi hakim talebinde bulundu.
Talep üzerine Başkan Dağ, duruşmaya ara verdi. Aranın ardından, Başkan Dağ, sanığın savunma dışındaki sözlerinin ve reddi hakim talebinin duruşmayı uzatma amacına yönelik olması nedeniyle geri çevrilmesine karar verildiğini açıklayarak, duruşmaya devam etti.
Mehmet Kaya ise "Hakkımda verilecek cezayı biliyorum, hukuki görüşlerimi ifade etmeye devam edeceğim" diyerek savunmasını sürdürdü.
AİHM'in adil yargılanma hakkının kısıtlanmasıyla ilgili ülke kararlarından örnekler veren Kaya, "Binlerce hakimin listeler gönderilerek tutuklanmasına yol açan bu durumla ilgili elbette hukuk yoluyla bir yüzleşme olasıdır." dedi.
İnsan haklarına dayalı hukukun uygulanması talebini dile getirdiğini, dile getirmeye de devam edeceğini aktaran Kaya, uygulamadaki yanlışlıkları anlatmaya çalıştığını belirtti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında suçüstü hükümleri uygulayamayacağını, hakkında soruşturma yürütenlerin bu yetkisinin bulunmadığını iddia eden Kaya, "Benden daha kıdemsiz tek bir hakimin, hakkımda düzenlediği belgeyi kabul etmiyorum. Yargıtayda KHK ile bir daireye beni yargılama yetkisi veriliyor. Bu hukuk mudur? Yapılanlar, anayasaya, uluslararası sözleşmelere, AİHM içtihatlarına aykırıdır, meşru değildir." iddiasında bulundu.
Mehmet Kaya, "Bu mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmiyorum. Yürütmenin müdahalesiyle sırf bu davalara bakmak için yetkilendirilmiştir. Bağımsız da değildir. Türk yargısı koşar adım bağımsızlığını kaybetmeye doğru gidiyor. 9. Ceza Dairesi de bağımsızlığını kaybetti, çünkü özel olarak seçildi. Bağımsızlığı olmayan bir mahkemenin tarafsız olamayacağı da açıktır." diyerek de heyetin reddini istedi.
Bu talep üzerine de duruşmaya ara veren Heyet, aranın ardından bu talebi de duruşmayı uzatmaya yönelik bularak reddetti.
Savunmasına devam eden Kaya, hayatının hiçbir döneminde demokratik olmayan bir şeyin içinde yer almadığını ileri sürerek, "Sıkıyönetim listelerinden bahsediliyor. Darbe sonunda bana görev verilseydi kabul etmezdim. 2 ay HSYK Genel Sekreteri olmamak için direndim. Hiçbir zaman makam peşinde olmadım. Üye seçilirken de savcı olmak istemiştim." iddiasında bulundu.
HSYK'nın meslekten çıkarma kararını hatırlatan Kaya, HSYK Genel Kurulunun bu kararıyla suçlu bulunduğunu, bunun da kesin hükme bağlandığını, böylelikle örgüt yöneticiliği suçunun kesinleştiğini savundu. Kaya, "Aynı suçtan iki kez yargılama yapılamaz. Bu aşamadan sonra kovuşturmaya devam edilemez. Bu dosyanın görülemeyeceği ve reddi yönünde karar vermenizi talep ediyorum." dedi.
Sanığın bu talebi de mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
Aranın ardından usule ilişkin savunmasını tamamlayan sanığa, esas hakkındaki savunması için gelecek duruşmaya karar süre verildi. Sanık avukatının tahliye talebi reddedilirken, duruşma ertelendi.
- 8 Şubat 2018'de "gaybubet evinde" yakalanmıştı
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından hakkında yakalama kararı çıkarılan Mehmet Kaya, Çanakkale'de örgütün "gaybubet evi" olarak adlandırdıkları "hücre evleri"ne düzenlenen operasyonda 8 Şubat 2018'de yakalanarak Ankara'ya getirilmişti.
Kaya'nın üç hat üzerinden beş ayrı cihazla, "fahri 11" kullanıcı ismiyle ByLock kullandığı, örgüt toplantılarını organize ettiği, himmet topladığı, Yargıtaya seçilecek üyelerin belirlenmesinde örgüt adına önemli rol oynadığı ve örgütün yargı yapılanması içerisinde en önemli 9 isimden biri olduğu belirtiliyor.
Duruşmalarda tanıklar, "2010 Anayasa değişikliği sonrasında oluşan HSYK tarafından Yargıtay ile Danıştaya seçilecek yeni üyelerin belirlenmesi için Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantıda, evde kurulan projeksiyona yansıtılan fotoğraflardan cemaat mensubu yüksek yargı üyelerinin seçiminin yapıldığını" anlatmıştı.
ESKİ ASKERİ YARGITAY ÜYESİ TURGAY ÖZTOPRAK
15 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanık eski Askeri Yargıtay üyesi Turgay Öztoprak ile avukatı ve ailesi katıldı.
Öztoprak, önceki duruşmada tamamlayamadığı savunmasına devam etti.
Darbe davalarındaki itirafçı beyanlarına göre girişimden 8-10 gün önce hazırlık toplantıları yapıldığını aktaran Öztoprak, bilirkişi raporunda da sözde sıkıyönetim görevlendirme listesinin Mayıs ayında hazırlandığının belirtildiğini söyledi.
Sanık Öztoprak, "Sıkıyönetim görevlendirme listesini hazırlayanlarca önemli görülen biriysem, beni Ankara 1 No'lu sıkıyönetim savcısı yapmışlar çünkü, darbe girişiminden önce benimle de toplantı yapmış olmaları gerekmez mi?" dedi.
Çalıştığı ve oturduğu yerin kameralarla dolu olduğunu belirten Öztoprak, bu konunun araştırılmasını istedi. Öztoprak, "Araştırılmış ve FETÖ ile irtibatım olmadığı tespit edilmiş zaten ama iddianameye yansıtılmamış." iddiasında bulundu.
Darbe suçundan yargılanan ve sözde sıkıyönetim direktifinde imzası bulunan eski Albay Cemil Turhan ve eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün ismini ilk kez cezaevinde duyduğunu savunan Öztoprak, başkalarınca bilgisi dışında hazırlanan bir listeden sorumlu tutulamayacağını dile getirdi.
Sıkıyönetim direktifinin tüm birliklere gönderildiğini, askerin çoğunun ise buna uymadığını anlatan Öztoprak, TSK İç Hizmet Kanunu'na göre, konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilemeyeceğini, direktifi o gün görmüş olsaydı kendisinin de buna uymayacağını savundu.
Darbe davalarında birçok itirafçı çıktığını ve birçok konuyu anlattıklarını hatırlatan Öztoprak, buna karşın sıkıyönetim listesini kimin yaptığının anlatılmadığını kaydetti.
Öztoprak, eski askeri hakimler Ahmet Zeki Üçok, Mehmet Çelik ve Muzaffer Yasin Aslan aleyhine verdiği kararlar nedeniyle listede olduğunu düşündüğünü söyledi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebini reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Eski Askeri Yargıtay Başkanı Ahmet Zeki Liman ile bazı eski Askeri Yargıtay üyelerinin tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 10 Aralık'a bırakılması kararlaştırıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ ŞUAYİP ŞEN
16 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul salonda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi Şuayip Şen, dördüncü kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Şen ile avukatı ve yakınları katıldı.
Sanık Şen'in, FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Müslüm Canpolat tarafından okunan esas hakkındaki mütalaada, örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması, sanığın adının geçtiği ByLock içerikleri, Bank Asya hesabı gibi bilgi ve belgelere yer verildi.
Tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelerden, sanık Şuayip Şen'in örgüt içerisinde yer aldığı, Yargıtay üyeliği seçimleri öncesinde örgüt mensupları ile yapılan toplantılara katıldığı ve bu toplantılarda örgüt yöneticisi konumundaki kişilerce üye seçileceğinin kendisine bildirildiği aktarıldı.
Terör örgütü mensuplarının, 2010'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) çoğunluğu ele geçirmelerinin ardından sanığın da Yargıtay üyeliğine seçilmesine karar verilen isimlerden olduğu, üye seçildikten sonra Yargıtay hücre yapılanmasında örgüt tarafından oluşturulan gruplarda görev aldığı anlatılan mütalaada, Şuayip Şen'in, himmet toplanan, örgütsel stratejinin belirlendiği, talimatların verildiği toplantılara iştirak ettiği kaydedildi.
Örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock üzerinden yapılan yazışmada, sanığın örgüte yaptığı parasal desteğin konuşulduğu belirtilen mütalaada, örgütün nihai amacının kamuoyunca da bilinebilir hale geldiği süreçten sonra terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda örgütle iltisaklı Bank Asya'da eşi adına hesap açılıp para yatırıldığı aktarıldı.
Baz bilgilerinde de görüldüğü üzere örgütün sivil ve yargı kanadında yer almaktan hakkında soruşturma ve yargılama devam eden mensupları ile bir arada ve irtibat halinde olduğu tespit edilen sanığın Yargıtay üyesi olmasına karşın 2014'te yapılan HSYK seçimlerinde örgüt adına ilk derece mahkemelerinden seçime katılan adaylar için oy isteyip seçim çalışmalarına katıldığı ifade edildi.
- "Yargıtay hücre yapılanmasında yer aldığı..."
Mütalaada, örgütün adalet mahrem yapısı içinde yer alan sanığın 2014'te FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi yargı mensuplarının morallerinin düzeltilmesi ve yeniden toparlanmalarının sağlanması amacıyla sohbet adı altında yapılan örgütsel toplantılara katıldığının da anlaşıldığı belirtilerek şu tespitler yapıldı:
"Bu şekilde sanığın, diğer örgüt üyeleriyle birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket etmek suretiyle hiyerarşik yapıya dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği, haiz olduğu görev ve sorumluluk alanları ile emir ve talimat verme noktasındaki yetkileri gözetildiğinde, FETÖ silahlı terör örgütünün Yargıtay hücre yapılanmasında yer aldığı, örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet yürütmek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediği sonucuna ulaşılmıştır."
- "Hata hükmü uygulanamaz, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilsin"
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyo-kültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğu vurgulanan mütalaada, sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanamayacağı belirtildi.
TCK'nın 314. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu sonucuna varıldığı kaydedilen mütalaada, açıklanan gerekçelerle sanığın, TCK'nın 314/2 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanığın son karar mercii olan Yargıtay'da görevlendirmiş olması, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer olacak şekilde yüksek yargı içerisinde konumlandırılması ve örgütün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talebinde bulunuldu.
Mütalaada, verilecek ceza miktarı da nazara alınarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istendi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı, esas hakkındaki savunması için süre istedi ve tahliye talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, sanığa savunma için gelecek celseye kadar süre verilmesini kararlaştırdı. Sanığın tutukluluk halinin devamına, duruşmanın 22 Kasım 2018'e bırakılmasına karar verildi.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ RAMAZAN BAYRAK
17 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi Ramazan Bayrak yeniden hakim karşısına çıktı.
Bayrak, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı.
Duruşmada sanık hakkında ifade veren eski Yargıtay üyesi Mustafa Sarıçam ile örgütte "genel sohbetçi" olarak görev yaptığını belirten Nesip Yılmaz, tanık olarak dinlendi.
Tanık Yılmaz, örgütün 2014 yerel seçimlerinde istediği sonucu alamaması üzerine moral, motivasyonu artırmak için mahrem yapı üyelerine yönelik sohbet toplantıları düzenlendiğini, bu kapsamda kendisinin de yoğun şekilde örgüt üyelerine sohbet verdiğini kaydetti.
Yargı üyelerinin de bu toplantılara katıldığını aktaran Yılmaz, ekrandan gördüğü sanık Ramazan Bayrak'ı, hatırlamadığını söyledi.
Bunun üzerine Yılmaz'a daha önce teşhis ettiği fotoğraflar gösterildi ancak sanığı, bu fotoğraflardan da tanımadığını ifade eden Yılmaz, emniyette binlerce fotoğrafa baktığını, bu nedenle yanlışlık olabileceğini dile getirdi.
Eski Yargıtay üyesi Mustafa Sarıçam ise sanıkla 1995'te aynı ilde bir yıl kadar görev yaptığını, bu dönemde ilçelerden hakim, savcılarla sohbet toplantılarında bir araya geldiklerini, toplantılara sanık Bayrak'ın da katıldığını bildirdi.
Bu toplantılardaki sohbetlerin dini içerikli olduğunu anlatan Sarıçam, belli bir grup sorumlusu bulunmadığını, toplantılarda Said Nursi ve örgüt elebaşı Gülen'in kitaplarının okunduğunu, kendisinin hiç himmet vermediğini ancak diğerlerinin verip vermediğini bilmediğini kaydetti.
Daha sonra söz verilen sanık Bayrak, tanık ifadelerine karşı daha sonra beyanda bulunmak istediğini dile getirdi.
Bayrak, sağlık sorunları bulunduğunu, doğuştan kalp rahatsızlığı olduğunu savunarak, tahliyesini istedi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebini reddederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma, 17 Aralık'a bırakıldı.
ESKİ YARGITAY ÜYESİ HÜSEYİN GÜNGÖR BABACAN'DAN ŞOK TEHDİT
18 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya sanık eski Yargıtay üyesi Hüseyin Güngör Babacan ile avukatı ve yakınları katıldı.
Duruşmada ilk olarak dosyaya gelen yazı cevapları ve belgelerin okunmasının ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı'na söz verildi.
"KONUŞMA ÜSLUBUNA DİKKAT ET"
Bu sırada, sanık Babacan "Bir dakika." diyerek araya girdi. Mahkeme Başkanı Maruf Alikanoğlu ise kullandığı üslup nedeniyle sanığa tepki gösterdi. Alikanoğlu, "Sen Yargıtay üyeliği yapmış adamsın, nasıl böyle müdahale edersin. Sonra söz vereceğim, konuşma üslubuna dikkat et." dedi.
"NASIL OLSA SİZİ YARGILAYACAĞIZ BİZ"
Sanık Babacan ise heyete bağırarak, "Beni azarlayamazsın, ben Yargıtay üyesiyim. Reddi hakim talebimi değerlendireceksiniz." ifadelerini kullandı. Bunun üzerine, Mahkeme Başkanı Alikanoğlu, sanığın tavırları nedeniyle duruşmadan çıkarılmasına karar verildiğini bildirdi. Sanık Babacan duruşma salonundan çıkarken, "Tahliye de talep etmiyorum, nasıl olsa sizi yargılayacağız biz." dedi.
Sanığın salondan çıkarılmasının ardından avukatları savunma yaptı. Sanığın reddi hakim talepli dilekçesi de heyete verildi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, duruşmayı uzatmaya yönelik olduğundan sanığın reddi hakim talebinin kabul edilmemesini istedi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti sanığın reddi hakim talebini reddetti ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
(21 Ekim 2018, 12:44)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: