Erzincan'da, Ergenekon soruşturması kapsamında İlhan Cihaner'i makamında gözaltına aldıran eski Erzurum savcısı Osman Şanal ile eski Erzurum özel yetkili Başsavcı Vekili Taner Aksakal'ın, 'devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak' suçundan yargılanmalarına başlandı.
20.10.2018 18:56 Erzincan'da, Ergenekon soruşturması kapsamında İlhan Cihaner'i makamında gözaltına aldıran eski Erzurum savcısı Osman Şanal ile eski Erzurum özel yetkili Başsavcı Vekili Taner Aksakal'ın, 'devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak' suçundan yargılanmalarına başlandı.
15 Ekim'de ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yapılan duruşmaya, 'jandarmanın terör örgütlerine karşı kullanılan haber elemanlarının kimliklerini içeren muhbir listelerini, hazırladıkları Erzincan Ergenekon iddianamesi içine koyarak açıkladıkları, böylelikle devletin terörle mücadelesini zaafiyete uğrattıkları ve devlet sırrını ifşa ettikleri' öne sürülen eski savcılar Osman Şanal ile Taner Aksakal sanık olarak katıldı.
Yargıtay Genel Kurul salonunda görülen duruşmaya, FETÖ üyeliğinden yargıladığı davada tutuklu bulunan Osman Şanal ile FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Taner Aksakal katıldı.
Avukatları olmayan sanıklar için atanan zorunlu avukatlar salonda hazır bulundu.
Savunma için söz verilen eski savcı Osman Şanal, yürüttüğü soruşturmada Jandarma askeri bölgesinde arama yaptığını, bir jandarma üsteğmenin bilgisayarında ele geçen hard disklere el konulduğunu söyledi.
Yapılan inceleme sonucu, 'devlet sırrı' olarak belirtilen bilgilerin de içinde bulunduğu hard disklerde, emniyetten yüzlerce kişinin fişlendiğini gördüğünü savunan Şanal, bu diskte AK Parti mensupları ve eşleriyle ilgili fişleme bilgilerinin de yer aldığını iddia etti.
Osman Şanal, disk içinde ayrıca özellikle Erzincan'daki Ergenekon yapılanmasının önemli belgelerinden saydıkları 'sütçü-muhtar' başlığı altında bölgeye gizlenen bazı mühimmatların yerleriyle ilgili tutanakların çıktığını da ileri sürdü.
Jandarmanın fişleme yapmasının yasal olmaması nedeniyle belgelerin devlet sırrı olduğu konusunda bir kuşkuya kapılmadığını söyleyen Şanal, savunmasında şunları anlattı:
'Ele geçirilen belgelerde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşleri ile bazı bakanlar ve üst düzey AK Partililer hakkında da görsel ve yazılı fişlemeler vardı. Adamlar hukuka aykırı faaliyet yaparak iktidar partisini fişlemişti. 'Aşırı sağ terör örgütleri' adı altında AK Parti, Akit ve Yeni Şafak gazetelerini fişlemişlerdi. Bu elde ettiğimiz dökümanların suçun işlenmesini önlenme amacı gütmediği açıktı. 'Devlet sırrı' niteliği taşıdığını da düşünmüyorum. Tamamen jandarmanın görev ve yetkisi dışında, hukuka aykırı yapılmış bir faaliyet olarak düşündük.
Belgeler devlet sırrı olsa Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından özel koruma altına alınırdı. Bir üsteğmenin şahsi bilgisayarında bulunmazdı. Belgeler üzerinde, devlet sırrı olduğuna dair işaret, yazı, ibare de yoktu. O nedenle bilmem söz konusu değildi.'
Bu belgelerin içine konulduğu Erzincan'daki Ergenekon soruşturma dosyasıyla ilgili gizlilik kararı verdiğini, belgeleri dosya içine koymasının ifşa sayılmayacağını öne süren Osman Şanal, beraatine karar verilmesini istedi.
Taner Aksakal'ın savunması
Sanık Taner Aksakal da Erzurum'a özel yetkili Başsavcı Vekili olarak atandıktan sonra Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 14 klasörlük iddianameyi hazırladığını belirtti.
Aksakal, iddianame üzerinde çalışırken, 'devlet sırrı' denilen bu belgelerin emanete alınması yönünde dosyaya not düştüğünü ancak tümünün emanete alınması gerekirken bir kısmının kendi hatası sonucu emanete alınmadığını öne sürdü.
Dosyanın 165-192'nci sayfalarının adli emanete alınması notunu düştüğünü, arada boş bir sayfa bulunması nedeniyle 194 ve 240'ıncı sayfaları görmediğini iddia eden Aksakal, 'O boş bir sayfa yüzünden kalanları görmemişim. Yapmam gereken işi eksik yapmışım. Bana belgelerle ilgili bilgi verilmedi. Mahiyeti açıklanmadı. Şahsi bilgisayardan ele geçmişti. Devlet sırrı niteliğine ilişkin de bir uyarı, yazı, işaret yoktu. Dosyanın arasında kasıtlı bırakmam asla söz konusu değildir. Yapılan hatada kastım yok, dikkatten kaçma durumu var.' diyerek kendini savundu.
Jandarmanın terör örgütlerine karşı kullanılan haber elemanlarının kimliklerini içeren listelerdeki 329 kişiden yalnızca 'İkisinin halen haber elemanı olarak çalıştığı, 13'ünün eski haber elemanı olduğu' yönünde bilgi verildiğini aktaran Aksakal, 'Listedeki 329 kişiden sadece yüzde 5'i haber elemanı çıkmışsa suçun unsurları oluşmuş mu, oluşmamış mıdır buna en iyi siz karar vereceksiniz. Bu belgeleri iddianameye koyduk ama bizden sonraki yargılama süreçleri de var. Bizden sonraki hakim, savcılar, Yargıtay'daki yargılamaları yapanlar da belgeleri gizleme gereği duymamış. Burada sadece Şanal ve Aksakal mı suçlu?' dedi.
Olayda kastının olmadığını ancak görevi ihmalinin söz konusu olabileceğini ileri süren Aksakal da beraatine karar verilmesini istedi.
Sanık savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti, çeşitli kurumlardan istenen bilgi ve belgelerin beklenmesine, duruşmanın 14 Ocak 2019'a bırakılmasına karar verdi.
İddialar
Şanal ve Aksakal hakkında, Oltu Ağır Ceza Mahkemesince Yargıtay'a gönderilen 'son soruşturmanın açılması' kararı iddianame yerine geçiyor.
Kararda, Taner Aksakal'ın, bir jandarma üsteğmene ait bilgisayarın hard diskinde ele geçen, terör örgütlerine karşı kullanılan haber elemanlarının kimlik ve telefon bilgileri, otomobil plakaları, açık adresleri, eş ve çocukları ile ilgili bilgileri ve bağlı oldukları askerlerin isim, rütbe ve telefon numaralarını içeren muhbir listelerini ve jandarma bölgesindeki istihbarat yapılanmasını gösterir belgeleri, eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in de dahil olduğu 14 kişi hakkında düzenlediği iddianame ekine koyarak gizli kalması gereken 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgileri ifşa ettiği kaydedildi.
Osman Şanal'ın da söz konusu belge ve listelerin gizli kalması gerektiğini gözardı ederek ve 'devlet sırrı' niteliğinde olup olmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapmaksızın soruşturma dosyası içerisine bırakarak ifşa edilmesine neden olduğu belirtilen kararda, Aksakal ve Şanal'ın devletin terörle mücadelede zafiyete uğramasına neden olduğu, 'devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak' suçundan yargılanması gerektiği ifade edildi.
FETÖ üyeliğinden yargılanmalarına devam ediliyor
Eski CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanığın 'Ergenekon terör örgütü üyeliği' suçundan yargılanıp beraat ettikleri davanın soruşturmasını yürüten eski savcılar Şanal ve Aksakal, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Farklı mahkemelerde FETÖ üyeliğinden davaları devam eden Şanal tutuklu, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Aksakal ise tutuksuz yargılanıyor.
Ergenekon sanıkları beraat etmişti
Şanal ve Aksakal'ın yürüttüğü soruşturma sonucu, İlhan Cihaner ve Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanık, 'Ergenekon terör örgütü üyeliği' iddiasıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesinde yargılanarak beraat etmişti.
Yargıtay 11. Ceza Dairesince, soruşturma ve kovuşturma evresinde hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle başta Şanal ve Aksakal olmak üzere yargı mensupları ile kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmişti.
Paralel yapı-02 Mart (2016) 'Erzincan Ergenekon davasında kumpas' soruşturması
(20 Ekim 2018, 18:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: